Doğum yaklaşık 280 gün süren gebelik sürecinin sonunda bebeğin uterustan (rahimden) dış dünyaya çıkışıdır.
Anne adayı gebelik süresince bir taraftan doğumdan sağlıklı kurtulup kurtulamayacağını, diğer taraftan doğacak bebeğinin sağlıklı olup olamayacağını düşünür. Anne adayı bu düşüncelerini korkularını "hele hayırlısı ile bir doğurayım, bebeğim sağlıklı olsun, eli ayağı düz olsun kız, erkek fark etmez" diyerek belirtir.
Doğum olayı doğal bir olaydır. Yersiz endişe ve korkuların olmaması gerekir. Ancak bir o kadar da işler yolunda gitmediğinde annenin ve bebeğin hayatını riske sokan, tehdit eden bir olaydır. Anne adayı gebelik süresince düzenli sağlık kuruluşuna gidiyor ve doktor kontrolünde tahlil ve muayenelerini yaptırıyorsa, sağlık personelinin önerileri doğrultusunda hareket ediyorsa korkulacak bir şey yoktur. Doğum öncesi kontrollerde olumsuz bir şey yoksa annenin de gereksiz endişelere kapılıp da hem kendisini hem de sevenlerini mutsuz etmemesi gerekir. Ancak daha önce sezeryanla doğum yapmış olan anneler ve ölü ya da düşük doğum yapanlar, gebelik süresince muayenelerde bir problemi olduğu düşünülen gebeler kesinlikle doktor kontrolünden çıkmamalı, doktorunun kendisine verdiği uyarı ve tavsiyelere katiyen uymalı, doğumunu hastane ortamında yaptırmalıdır.
Doğum olayının tam teşekküllü hastane şartlarında, uzman doktor yardımı ile gerçekleştirilmesi son anda olabilecek tersliklerde anne ve bebek açısından riski en aza indirdiğinden özellikle tercih edilmelidir. Doğum olayında bir miktar kan kaybı olur, anne adayları şiddeti giderek artan kasılma ve ağrıları hisseder ancak bu durumlardan anne ve bebek zarar görmez.
Sonuç olarak doğum anne adayı, baba adayı ve yakın akrabalar tarafından korku, kaygı, umut, heyecan, sevinç ve sabırsızlıkla beklenen bir olaydır. Bu olayın mutlu bir şekilde sonlanması büyük ölçüde anne adayının gebelik süresince sağlık personelinin kontrolünde bakım ve beslenmesine yönelik önerilerine uygun davranmasına bağlıdır.
Sponsorlu Bağlantılar: