MİYOM ÇIKARILMASI (MİYOMEKTOMİ)
Bu konuyu daha iyi anlayabilmek için miyom konusunu mutlaka okumalısınız.
Miyom konusunda belirtildiği üzere miyomlar rahim kasından kaynaklanan hemen  tümü selim tabiyatlı oluşumlardır. Özellikle 35 yaşından itibaren  kadınların önemli bir kısmında hassas yöntemler kullanılarak (vajinal ultrasonografi) yapılan incelemelerde bir veya birden  fazla miyom saptanabilir.
Bu yazının amacı miyomların hangi durumda çıkarılması gerektiğini anlamanıza yardımcı olmak ve ameliyat tekniği konusunda bilgi sahibi olmanızı sağlamaktır.
Ne tür durumlarda Miyomlar Çıkarılmalıdır?
Miyomlar nispeten  sık görülürler ve çoğu durumda yapılması gereken  bu oluşumların büyüyüp büyümediğinin belirlenmesi için düzenli şekilde yapılan takiplerdir. Yani miyomların çok az bir kısmı için ameliyat gerekir.
Genel olarak söylemek gerekirse miyomlar kadının günlük hayatını olumsuz yönde etkiliyorsa veya rahimde saptanan kitlenin miyom olduğundan emin olunamıyorsa (miyom sanılan kitlelerin çok ufak bir yüzdesi gerçekte kötü huylu bir tümör olabilmektedir) ameliyat yoluna gidilmesi tercih edilir.
Miyomların ilaçla tedavi edilebilir mi?
Miyomlar östrojen  hormonu etkisiyle büyüyen  kitlelerdir. Vücu tta östrojen  hormonu salgısını durduran ilaçlar (Geçici menopoza sokan "GnRH analogları") miyom boyutlarında küçülmeye neden  olurlar. İlaç tedavisi kesildikten  belli bir süre sonra miyomlar tekrar büyürler. Özellikle endometriyozis tedavisinde kullanılan bu ilaçlar kadını östrojen  hormonunun eksilmesine bağlı meydana gelen risklerle baş başa bıraktıklarından yalnızca kısıtlı bir süre için kullanılabilirler. Günümüzde miyom tedavisinde bu ilaçların tek kullanım alanı büyük miyomlara uygulanacak ameliyattan önce miyom boyutlarını küçülterek ameliyat risklerini azaltmaktır.
Miyomların kendiliğinden  küçülmesi mümkün müdür?
Miyomlar östrojen  hormonuna bağımlı oluşumlardır. bu sebepten  dolayı östrojen  salgısının azaldığı menopoz sürecinde miyomların çoğu küçülürler ve ha tta ortadan kalkabilirler.
Ayrıntılı olarak incelenecek olursa aşağıdaki durumlar ameliyat gerekliliği oluştururlar:
Miyom veya miyomların düzensiz kanamalara neden  olması:
Düzensiz kanamadan ötürü yapılan jinekolojik muayenede saptanan miyomların kanama düzensizliğinin nedeni olduğu düşünüldüğünde bu miyomların ameliyat ile çıkarılması tercih edilir. Özellikle "submüköz" adı verilen  rahim iç tabakasına yakın komşulukta yer alan miyomlar adet kanamasının uzun sürmesi, ara kanama, lekelenme tarzında kanama gibi sorunlara neden  olabilirler. "İntramural" adı verilen  rahim kası içine gömülü miyomlar ise genel olarak  adet kanamasının uzun sürmesine neden  olurlarken  "subseröz" cinste olanlar genel olarak  kanama bozukluğuna neden  olmazlar.
Miyom veya miyomların komşu organlara bası yaparak bu organların işlevlerini olumsuz yönde etkilemesi:
Özellikle büyük miyomlar rahimle yakın komşulukta bulunan idrar yollarının veya bağırsakların işlevlerini olumsuz yönde etkileyebilirler:
İdrar torbasına bası yapan miyomlar sık idrara çıkma, bazen  idrar tutamama veya idrar yapamama şikayeti yapabilirler. Çok büyük miyomlar rahimin her iki yanında sağlı sollu seyreden  idrar kanallarına bası yaparak böbreklerden  idrar torbasına idrar akışını engelleyebilirler. Çok ender görülmesine karşın bu durum böbrek işlevlerinin kalıcı olarak hasar görmesine neden  olan ciddi bir haldir.
Bağırsaklara ve öncelikle de kalın bağırsağa bası olması durumunda dışkılama işlevi olumsuz etkilenebilir.
Rahimdeki kitlenin gerçekten  miyom olup olmadığı konusunda şüphe duyulması:
Özellikle büyük ebatlara ulaşan miyomlar veya yapılan seri takiplerde hızlı büyüdüğü görülen  miyomlar kötü huylu olabilmeleri nedeniyle ameliyat ile çıkarılırlar. Patolojik inceleme kesin tanıyı koyar.
Miyomların ağrıya neden  olması:
Pelvik ağrı nedeniyle yapılan jinekolojik muayenede miyomların ağrının nedeni olduğu düşünüldüğünde ameliyat tercih edilir:
Miyomlar çevre dokulardaki sinir uçlarına veya çevre organlara bası yaparak rahatsız edici ağrılara neden  olabilirler. Bu ağrılar adet sancısı şeklinde olabileceği gibi adet döngüsünün her gününde sürekli var olan ağrılar şeklinde olabilir.
Miyomların ağrıya neden  olduğu durumlardan biri de bozulma ("dejenerasyon") adı verilen  durumdur. Miyomun hızla büyümesiyle ortaya çıkabildiği gibi bazen  ufak miyomlar da bozulma belirtilerine neden  olabilirler. Miyomu besleyen  damarın nispi yetersizliğine bağlı bir şekilde meydana gelen bu durumda bazen  karın içi organlarda ciddi bir durum (apandisit, iç kanama gibi) düşündürecek belirti ve bulgular ortaya çıkması doktorun acil ameliyat kararı vermesini gerektirebilir.
Özellikle rahimağzına yakın yerleşimli "submüköz" miyomlar bazen  vücut tarafından rahimağzından dışarı atılmaya çalışılırlar. Rahim bu durumu şiddetli kasılarak ve rahimağzı da açılarak sağlamaya çalışır ve bu süreçte meydana gelen şiddetli ağrılar miyomun ameliyat ile vajinal yoldan çıkarılmasını gerektirir.
Miyomların Gebelik sürecinde Sorun Yaratma Olasılığının Varlığı:
Miyomlar çok ender durumlarda bir gebe kalamama nedeni olurlar. Bunun yanında özellikle çok sayıda olan, "submüköz" yerleşimli miyomlar tekrarlayan düşüklere, erken  doğuma, plasentanın erken  ayrılması gibi sorunlara neden  olabilirler. Yine gebelik sürecinde artan östrojen  hormonunun etkisiyle tümüyle risksiz gözüken  bir miyom büyüyerek çeşitli sorunların ortaya çıkmasına neden  olabilir (gebelik ve miyomlar). bu sebepten  dolayı bazı durumlarda miyomun gebelik başlamadan önce çıkarılma önerisi sunulabilir.
Ne tür durumlarda Miyomların Çıkarılması Yerine Rahimin Tümüyle Alınması Tercih Edilir?
Rahimin gebelik sürecinde büyüyen  bebeği barındırmak dışında bilinen  bir işlevi yoktur. bu sebepten  dolayı ailesini tamamlamış bir kadında miyomların çıkarılması yerine rahimin tümüyle alınması önerilebilir. Bu öneri kadınların çoğuna antipatik gelse de kadının rahimin alınmasıyla ileri yaşlarda gelişmesi muhtemel iki kanser türünden  (rahim kanseri ve rahimağzı kanseri) tümüyle kurtulmuş olmasının getireceği avantajlar gözardı edilmemelidir.
Bu aşamada özellikle tekrar vurgulanması gereken  nokta halk arasında rahimin alınmasının menopoza girmiş olmakla eşdeğerli olduğu düşüncesinin kesinlikle yanlış olduğudur. Menopoza girişi belirleyen  adet kanamalarının kesilmesi değil, yumurtalık işlevlerinin durmasıdır. Menopozda adet kanamalarının kesilmesinin nedeni rahim iç tabakasını her ay geliştiren  ve adet döngüsü sonunda kanamayla dökülmesini sağlayan yumurtalık hormonlarının salgısının durmuş olmasıdır. Rahimi alınmış bir kadın operasyon esnasında yumurtalıkları bırakılmışsa (40-45 yaşından önce rahim alınması durumunda genel olarak  yumurtalıkların bırakılması tercih edilir) adet kanamaları kesilecek, doğal menopoz yaşı gelene kadar yumurtalık hormonları salgılarına devam edecektir.
Miyomlar Nasıl Çıkarılır?
Genel olarak söylemek gerekirse miyomların hangi teknikle çıkarılacağının temel belirleyicisi miyomun büyüklüğü ve rahim içindeki konumudur.
Tümüyle "submüköz" yerleşmiş bir miyom histeroskopi adı verilen  teknikle rahim içine vajinadan özel aletlerle girilerek çıkarılabilir.
Çok sayıda olan, rahim içine gömülü veya rahim dışında doğru büyüyen  miyomların genel olarak  karın açılarak yani "açık ameliyat" ile (laparotomi) çıkarılması önerilir. Uygun durumlarda aynı işlem laparoskopi yoluyla da gerçekleştirilebilir.
Miyomlar genel olarak  içerdikleri kapsül adı verilen  dış kılıf aracılığıyla sağlam dokudan net sınırlarla ayrılmış kitlelerdir ve ameliyat esnasında rahim dokusuna yapılan kesinin içinden  girilerek dış kılıflarıyla beraber tamamiyle çıkarılabilirler.
Sezaryan Esnasında Miyom Çıkarılması
Gebelik sürecinde artan östrojen  hormonları sebepli oluştuğu bilinen  bir miyomun büyümesi veya yeni miyomların oluşması olanaklıdır. bu sebepten  dolayı sezaryan ameliyatı esnasında miyomlara nispeten  sık rastlanır.
Miyomların rahim içinde derinde gömülü olduğu durumlarda miyoma ulaşmak amaçlı rahim kasına yapılan kesi gebelik sürecinde ciddi kanamalara neden  olabilmektedir. bu sebepten  dolayı yüzeyel yerleşimli veya küçük bir sapla rahime bağlı miyomlar hariç sezaryan esnasında miyom çıkarılması önerilmemektedir. Gebelik süreci bittikten  sonra büyüyen  miyomların hemen  tümünde bir küçülme eğilimi olması da sezaryan esnasında miyomların çıkarılmasını gereksiz kılan diğer bir etkendir.
Miyom Çıkarılma Ameliyatının Riskleri Nelerdir?
Miyom çıkarılma ameliyatları genel anestezi altında uygulanan ameliyatlardır. bu sebepten  dolayı genel anesteziye bağlı oluşması muhtemel riskler bu ameliya tta da ortaya çıkabilir. Dikkatli bir ön değerlendirme ve tecrübeli bir doktor tarafından verilen  anestezi bu riskleri çok azaltır.
Miyom çıkarılma ameliyatları "kanlı" ameliyatlardır. Bir veya birkaç miyomun çıkarıldığı kısa süren  ameliyatlarda kanama miktarı fazla değilken  özellikle aynı seansta çok sayıda miyomun çıkarıldığı ameliyatlar, her miyomu çıkartmak için rahime ayrı bir kesi uygulanmasını gerektirmesi nedeniyle önemli kan kayıplarına neden  olabilir. Miyomların hızlı bir şekilde çıkarılması, rahime uygulanan kesi sayısının en  azda tutulması ve gerekli durumlarda kan nakli yapmak için ameliyattan önce birkaç ünite kanın hazırlanması kan kaybına bağlı oluşması muhtemel riskleri en  aza indirir.
Karından uygulanan jinekolojik ameliyatların tümünde genital organlarda yapışıklık oluşma riski vardır. Bu yapışıklıklar yumurtalık ve tüpler etrafında olduklarında bu organların işlevlerini olumsuz yönde etkileyerek gebe kalamama veya zor gebe kalma nedeni olabilirler. Ameliyatın kısa zamanda tamamlanması, yapışıklığı en  aza indirmek için ek bazı önlemler alınmasıyla bu risk azaltılabilmekle beraber ameliyat laparoskopi gibi çok az yapışıklık oluşumuna neden  olan bir yöntem kullanılsa dahi yapışıklık oluşumunu tümüyle önlemek mümkün değildir.
Özellikle çok sayıda ve büyük miyomların çıkarıldığı veya miyomların rahimağzı bölgesi gibi çıkarılması zor bölgelere yerleştiği sorunlu ameliyatlar esnasında rahimin bırakılması mümkün olmayabilir. Bu durum bir veya birkaç miyomu olan bir kadında çok çok ender görülen  bir haldir.
Miyom çıkarılması için kullanılan teknik ameliyata bağlı riskleri etkileyen  diğer bir haldir. Açık ameliyat ile yani karından girilerek yapılan ameliyatlarda bu yöntemin getirdiği riskler, laparoskopi ile yani ince borularla karını açmadan kamera yoluyla uygulanan ameliyatlarda da bu yöntemin getirdiği riskler mevcuttur. Uygun bir ameliyat tekniği kullanıldığında ameliyat tekniğinin kendisine bağlı riskler çok ender olarak ortaya çıkar.
Miyom çıkarılırken  herhangi bir aşamada rahim iç tabakasının bütünlüğünün bozulması ileride yaşanacak gebelikte doğumun sezaryanla gerçekleştirilmesini gerektirir. Bunun nedeni rahimin doğum kasılmaları esnasında miyomu çıkartmak için rahim kasına uygulanan kesi bölgesinden  yırtılma olasılığının bulunmasıdır. Ne kadar iyi bir ameliyat tekniği kullanılırsa kullanılsın ve kesi ne kadar iyi tamir edilirse edilsin bu durumun temel belirleyicisi miyomun rahim iç tabakasına yakınlığıdır. "Submüköz" adı verilen  tipteki miyomların çoğunda bu durum kaçınılmaz olarak ortaya çıkar.
Özetle söylenecek olursa modern aletler ve güncel bir ameliyat ve anestezi yöntemi kullanılarak yapılan bir operasyonun başarıya ulaşma olasılığı çok yüksektir.
Ameliyat Sonrasında Tekrar Miyom Oluşur Mu?
Miyom genetik özelliklerle yakından ilgili bir olaydır. Miyomu olan bir kadının rahimi alınmadığı sürece yeniden  miyom oluşturabilir. Bu fakat çok ender durumlarda ameliyat esnasında kitlelerin tümüyle çıkarılmamış olmasıyla ilgilidir.
Konuyla ilgili aramalar: myom nasıl çıkarılır , myom nedir , miyomlar nasıl çıkarılır
kaynak : doktornevra