E.E.G (EEG - electroencephalography): Elektroansefalografi kelimesi için kullanılan kısaltma. Beyinin elektriksel aktivitesini olcup kaydeden tip aleti. Epilepsi, sara gibi beyin ile alakalı hastalıkların tespitinde ilk başvurulan cihazdır.
EFFEKT: Tesir, etki.
EFFEKTİF: Etkili, tesirli.
EFERVESAN: Suya atıldığı zaman küçük gaz kabarcıkları çıkartarak köpüren, eriyen.
EFFÜZYON: Vücut boşluklarında veya doku içerisinde sıvı birikmesi. "Plevral effüzyon" iki plevra yaprağı arasında sıvı birikmesidir.
EFOR DİSPNESİ: Efor esnasında ( herhangi bir bedeni faaliyet, merdiven çıkma, yük taşıma, koşma gibi ) ortaya çıkan dispneye efor dispnesi denir.
E.K.G: Elektrokardiogram kelimesi için kullanılan kısaltma.
EKİNOKOK: Köpek ve kurtlar, nadiren kedilerde bulunan bir parazit olup larvaları memeli canlılarda büyüyerek hidatik kistleri yaparlar.
EKLAMPSİ: İlerlemiş gebeliklerde veya doğumdan hemen sonra yüksek kan basıncı, ödem ve idrarda protein yükselmesi ile karekterize nöbetler ve önlem alınmazsa bilincin kaybolması hali.
EKO: Yankı.
EKOKARDİYOGRAFİ (EKG): Kalp, damar sisteminin teşhisinde kullanılan ultrasonik bir yöntem.
EKOKARDİYOGRAM: Ekokardiyografi yoluyla elde edilen çizelge.
EKOENSEFALOGRAM (EEG): Beynin ekoensefalografi ile elde edilen çizelgesi.
EKOLALİ: Hastanın kendisine söylenilen sözleri anlamsız şekilde aynen tekrarlaması.
EKLAMPSİ: Gebelerde plasentadan gelen toksinlerle oluşan bilinç kaybı ve konvulsiyonlarla birlikte seyreden tablo.
EKSİZYON: Bir dokunun çıkartılıp atılması.
EKTAZİ: Genişleme. Örn. Bronşektazi.
EKTODERM: Derinin en dış tabakası.
EKTOPİ: Her hangi bir organın normal bulunması gereken yerde değilde, vücudun başka bir yerinde olması hali.
EKTROPİON: Göz kapaklarının serbest kenarlarının dış tarafa kıvrılmaları.
EKZEMA: Deride kızarıklık, şişme, veziküller, kaşıntı gibi belirtilerle görülen daha çok psikosomatik nedenli cilt rahatsızlığı. Akut ve Kronik diye ayrıldığı gibi Yaş ve Kuru ekzema cinsleri de vardır.
ELEKTROANSEFALOGRAFİ: Beynin elektriki faaliyetlerinin grafik olarak gösterilmesi.
ELEKTROKARDİOGRAFİ: Kalp adelesinin faaliyetlerinin grafik olarak gösterilmesi.
ENDOKRİNOLOJİ: İç salgı bezlerinin fonksiyonlarını, normal dışı çalışma sonucu oluşan hastalıklarını ve bunların tedavilerini inceleyen tıp dalıdır.
ENDOKRİNOLOG: Endokrin sistemin yapı, patolojileri ve tedavisi konusunda uzman kişi.
ENSEFALON: Beyin.
ENVAZYON: Yayılma, örneğin kafatasındaki bir tümörün beyin dokusuna envazyonu denince tümörün beyine yayılması kastedilir.
EPİKRİZ: Epikriz kısaca taburcu olan hastaya verilen ve hastane tarafından hastalığın seyri, tedavisi ve yapılan tetkikler konusunda bilgiler içeren bir rapordur. Bu raporla hasta başka bir doktora veya hastaneye gittiğinde hasta hakkında yeni doktoruna bilgi verilmiş böylece tedavisi için daha hızlı ve daha doğru kararlar alması sağlanmış olur.
EPİKRİZ: Epikriz kısaca taburcu olan hastaya verilen ve hastane tarafından hastalığın seyri, tedavisi ve yapılan tetkikler konusunda bilgiler içeren bir rapordur. Bu raporla hasta başka bir doktora veya hastaneye gittiğinde hasta hakkında yeni doktoruna bilgi verilmiş böylece tedavisi için daha hızlı ve daha doğru kararlar alması sağlanmış olur.
EPİTEL: Organ ve vücut yüzeylerini örten hücre tabakası.
EROZYON: Deri veya mukozada görülen, sınırlı bir bölgede epitel kaybı, yüzeyel yaralar. Örneğin; Cervical erozyon, halk arasında rahim ağzında yara olarak bilinir.