31 Ekim 2012 Çarşamba

Yüz Kızarması

Sponsorlu Bağlantılar:

YÜZ KIZARMASI
Psikolojik olarak insanın yüzü utançtan ya da sevinçten kızarır. Yüz kızarması kişinin toplumsal çekimserlik korkularını vurguladığı zaman bir sorun dönüşür. O zaman kişi genellikle bir şeytan çemberi içine düşmektedir.

Utandıkça kızarır, kızardıkça da insanların kendisini küçümsemesine karşı duyduğu korku artar. Böylece şeytan çemberi tamamlanır. Kızaran insan çaresizdir. Kızarma duygusunu yenmeye çalıştıkça bunu önleyecek yerde daha da kızarmaktadır.

Psikologlar, kızarmaktan sıkılan insanın önce hangi durumlarda kızardığını doğru şekilde saptamasını sonra da kendini bu tür durumlara alıştırmasını tavsiye ediyorlar.

Yüz kızarması genellikle tipik olarak bir topluluk önünde konuşma yapılmadan önce, ya da bir öğrencinin öğretmenler, müdürler ya da diğer büyükler ile konuşması gibi durumlarda izlenir. Avrupa'da çoğu ilkokullarda öğrencilere kendi kendine güvenmeyi öğreten kurslar verilmektedir.

Aramalar: yüz kızarıklığı neden olur? yüz neden kızarır? yüz kızarmasının nedeni nedir?

Eritrosit Lökosit

Sponsorlu Bağlantılar:

ERİTROSİT LÖKOSİT
Eritrosit, vücudumuzun en son dokusuna kadar oksijen taşıyan kırmızı kan yuvarlarına denir. Sayıları yaklaşık 25 milyar düzeyinde bulunan eritrositler aynı zamanda bu duyulardan karbondioksiti alıp vücuttan atılmasını sağlar. Oksijenin alınıp taşınması işlemini eritrositin önemli bir bileşik öğesi olan hemoglobin maddesi gerçekleştirir. Eritrosit ya da hemoglobinin miktarının hastalık derecesinde azalması, anemi (kansızlık) rahatsızlığına yol açar.

Hastalık aşırı yorgunluk, nefes darlığı, baş ağrısı, tırnaklarda ve saçlarda kırılganlık belirtileriyle ortaya çıkar. Hastanın rengi sürekli sarıdır, başka hastalıklara karşı direnç yoksunluğu hissedilir. Aneminin 100 kadar değişik şekli vardır. Hastalık zamanında teşhis ve tedavi edilirse iyileşme şansı fazladır.

Lökositler kanımızdaki akyuvarlardır. En önemli görevleri vücudu hastalık etkenlerine karı savunmak ve bunları yok etmektir. Sağlıklı bir insanın bir mililitre kanında 5 bin ile 8 bin kadar lökosit vardır. Bunların işlevleri bir ordunun değişik birliklerininki gibi birbirinden farklıdır.

Aramalar: eritrosit nedir? lökosit nedir? eritrosit hücreleri ne işe yarar? lökositlerin görevi nedir? alyuvarlar ve akyuvarlar

Erojen ve Erotojen Alanlar

Sponsorlu Bağlantılar:

EROJEN VEYA EROTOJEN ALANLAR
Yunanca (Eros) aşk ve (Gennan) üretme, etkinlik sözcüklerinden kaynaklanır. Vücudun dokunulduğunda, özellikle şehvet duygulan oluşturan kısımlarına tahrik alanları denir.

Sevgili için vücudun tepeden tırnağa kadar her tarafı tahrik alanıdır. Erojen alan yine de kişiden kişiye değişen bir konudur. Yaşlılık aşamalarında da değişkenlikler olur. Yeni doğan çocukta cildin her tarafı henüz hassastır. Buna cildin "Kütan" aşaması denir. Daha sonra hassasiyetin büyük bölümü cildin öbür kısımlarına dağılır. Ağız (oral aşama), bağırsak çıkışı (anal aşama), nihayet buluğ (ergenlik) çağında cinsel organlar alanı (genital aşama) hassaslaşır. Erkekte en çok tahrik olan yer penisin alt tarafı, özellikle baş kısmının altı, husye (yumurta torbası) ile organın diğer kısımlarıdır.

Kadında ise, cinsel organın iç ve dış dudakları, klitoris, boşluk kısmı, venüs tepesidir. Bazı vücut kavitelerinin çevresi de dokunmaya karşı olağanüstü hassastır. Ağız, göğüs uçları, göbek, kulaklar da aynı şekilde tahrike elverişlidir. Ancak bu noktalardan şehvet duymak, zevk alabilmek için önce eşlerin ruhsafaçıdan buna hazır olması şarttır.

Aramalar: cinsel haz noktaları nerelerdir? kadınlar ve erkeklerin zevk aldığı noktalar nelerdir? cinsel haz bölgeleri hangileridir?

Ereksiyon

Sponsorlu Bağlantılar:

EREKSİYON


Latince (Erectus) dik sözcüğünden kaynaklanır. Erkek cinsel organı penisin dik durması haline tıpta bu isim verilir. Cinsel tahrik erkekte bir dizi hormonlar ve bedensel mekanizmayı harekete geçirir, böylece organ sertleşerek dikleşir. Bu olay peniste bulunan şişici bölümlerin kanla dolmasıyla gerçekleşir. Bu arada organ daha kalın ve daha uzun bir hal alır. Boyu yaklaşık 6 santimetre daha uzar.

Ereksiyon olayı süt bebeklerinde de izlenir. İleri yaşlarda gerileme olur, yine de 80 yaşında erkeklerde de ereksiyon mümkündür. Yaşı 20 ile 40 arası erkekler sabah uykudan uyanırken haftada 2 kez organının kendiliğinden dikleştiğini görürler.

Ereksiyon ne kadar sürer?
Bu durum kişiye göre değişir ve farklıdır. Ancak ilişkiden sonra hemen tüm erkeklerin organında damarlarda kan birikimi sona erer ve organ eski normal durumuna girer.

Kadınlarda da cinsel tahrik sırasında ereksiyon olayı yaşanır. Ereksiyonu gerek erkeklerin, gerekse kadınların sırtında bulunan parasempatik refleks merkezi yönetir. Ereksiyon olayında kadınlarda sadece klitoris ile meme uçları dikleşir.

Aramalar: ereksiyon nedir? ereksiyonun anlamı ne? ereksiyon nasıl olur?

Epilepsi (Sara)

Sponsorlu Bağlantılar:

EPİLEPSİ - SARA
Genellikle bilincin de bozulması şeklinde nöbetler halinde patlak veren hastalıktır. Eski zamanlarda saralı insanlara kutsal kişi gözüyle bakılırdı. Saralı insanın vücuduna Tanrı'nın bazen ise, şeytanın sahip olduğuna inanılırdı.

Saranın iki türlü belirtisi vardır. Kramplar ile birlikte, bilinç kaybı şeklinde ortaya çıkan ağır nöbet (grand mal) ve sadece bilinç kaybı şeklinde beliren küçük nöbetlerdir. Bunları birbirinden ayırmak gerekir. Sara tedavisinde ekseri sadece krizleri böylece bilinç kaybını önlemek hedeflenmektedir.

Bu tür krizleri uzun süre ya da tamamen önleyebilecek ilaçlar mevcuttur. Saralıların alkolden şiddetle kaçınması gerekir. Uykusuzluk da aynı şekilde zararlıdır. Araba kullanmak ve umursamaz şekilde yapılacak sporlar da tehlikelidir.

29 Ekim 2012 Pazartesi

Emboli

Sponsorlu Bağlantılar:

EMBOLİ


Yunanca (Embolein), içine atmak sözcüğünden türevlendirilen emboli ya da amboli damar tıkayan kan pıhtılaşması olayını tarifte kullanılıyor.

Örneğin bazen bir kan pıhtısı, toplardamarlar aracılığıyla akciğere gönderilir. Orada bir atardamarı tıkar. O zaman bir akciğer enfarktüsü olayı ortaya çıkar. Bu durum genellikle öldürücü olabilir. Aynı olay kalpte, böbrekte, beyinde de oluşabilir.

Felç, beyinde bir damar tıkanıklığı sonucu kanamadan oluşabilir. Kan pıhtısı gibi bazen bir bir yağ zerreciği de damarı tıkayabilir. Bazen uyluk kemiğinin üst kısmının kırılması sırasında da kana karışan bir ilik parçacığı aynı tehlikeyi oluşturabilir. Kan pıhtısına kanın ağırlaşması, yani koyulaşması neden olur.

Kan o zaman damarlardan daha yavaş akmaya başlar ve içindeki küçük tanecikler o zaman daha kolay birleşip iri bir pıhtı oluşturabilir. Bu risk özellikle yaşlı insanlarda ve kanser hastalarında, aynı zamanda ameliyatlardan sonra da daha fazlacadır. Ameliyatlardan sonra, vücut kan kaybını önlemek için kan pıhtılaşmasını teşvik eden maddeleri daha fazla üretir.

Damar tıkanmasına karşı tedavide, kanın yoğunluğu sürekli kontrol edilmelidir. Hastaya pıhtılaşmayı önleyici ilaçlar verilir.

Damar tıkanması, şoka karşı ve akut dolaşım rahatsızlığına karşı da en acil şekilde doktor müdahalesi gerektirir.

Aramalar: emboli nedir? amboli ne anlama gelir? emboli nasıl olur?

Eletro Şirurji

Sponsorlu Bağlantılar:

ELETRO ŞİRURJİ
Bistüri (neşterin) yüksek frekanslı elektrik ile kullanıldığı bir ameliyat yöntemidir. Bu tür müdahalelerde doku erimekte, kanamaya yol açılmamakta ve yara hemen kabuk bağlamaktadır.

Elektroterapi

Sponsorlu Bağlantılar:

ELEKTROTERAPİ
Vücuda zarar vermeyecek dozda fakat ancak metabolizmayı uyaracak etkinlikte elektriğin elektrotlar aracılığıyla vücudun hasta kısımlarına verilerek ve kan dolaşımını uyararak uygulanan tedaviye elektroterapi adı verilir. Aynı anda da vücuda oksijen, vitamin, madensel tuzlar ve yaşam için önemli diğer maddelerin de girmesi düzenli şekle sokulur.

Elektroterapiden en çok kas ve sinir ağrıları aynı zamanda da belirli eklem, omurga, ağrıları, siyatik, romatizma, baş ağrısı gibi hallerde yararlanılır. Aynı zamanda da siğil gibi zararsız kistlerin giderilmesinde de elektroterapiden yararlanılır.

Elektroterapi günümüzde birçok doktor ve doğal tedavi yöntemi uygulayan kişilerce uygulanmaktadır.

Elektra Kompleks

Sponsorlu Bağlantılar:

ELEKTRA KOMPLEKS

Kompleks Latince sarılma, kucaklama, kavrama anlamında kullanılır. Psikolojik tarifi, bir kızın kendisini annesinin yerine koyma arzusudur. Genç kadınlar babaları yaşında erkeklere ilgi duyunca, baba kompleksi hissettikleri söylenir.

Bunun bir çok örneğini ünlü isimlerde de görüyoruz. Kendilerinden 20-30 hatta 40 yaş büyük erkeklerle evlenen kızlara her yerde rastlamak mümkün. Psikologlar halk dilinde baba kompleksi diye anılan bu olaya "Elektra kompleks" diyorlar. Kızın babasına olağanüstü bağlılığını dile getiriyor. Erkek çocuklarda anneye karşı böyle aşırı bir sevgi duyma olayına ise "Ödipus kompleks" adı verilir.

Elektra kompleks, eski mitolojik öykülerden kaynaklanır. Yunan kralı Agamemnon'un Tru-vayı kuşattığı zaman, karısı Klitemnestra kocasını bir başkasıyla, kral Egist ile aldatır. Kral Agammnon, Truva savaşından dönünce iki sevgili birleşip onu öldürürler. Babasının intikamını almak isteyen Elektra, erkek kardeşini tahrik edip nefret ettiği annesini ve sevgilisini öldürtür.

Günümüzde ki bu bariz yaş farkı olan ilişkiler sadece ilgiden değil, kadınların paranın gücüne olan düşkünlüğünden de kaynaklanıyor. Evlilik şartı koyanları bir yana bırakalım adeta kiralık bir fahişe gibi para için her türlü yola giden zavallı kadınlar da az değildir. Erkekler de paraları için kendileriyle birlikte olduklarını bildikleri halde bu ilişkilerden gayet memnundurlar çünkü onlar için para mühim değildir. Zengin bir erkek için ne idüğü belirsiz fahişelerle olmak yerine böyle bir ilişki daha güvenli ve temizdir.

Saldırı (Tecavüz) Dürtüsü

Sponsorlu Bağlantılar:

SALDIRI, TECAVÜZ DÜRTÜSÜ
Tıp dilinde Agresyon diye de anılır. Anlamı, ani heyecan şiddet dürtüsü ile koşullandırılan saldırganlık halidir.

Bazı dişi örümcekler cinsel ilişkiden sonra erkeklerini yerler. Halk arasında peygamberdevesi veya melaikeatı diye anılan yeşil çekirgenin dişisi ise, ilişkiden sonra erkeğinin kafasını koparır. Erkek kedi, dişiye tutulunca bağırmaya başlar. Anlamı, "İmdat ve yardım"dır. Psikologların iddiasına göre, insanların cinsel ilişkisi sırasındaki her hareket birer saldırganlık ve özveri alışverişidir. Fetheden kişi ile ona boyun eğen kişi arasındaki roller yukarıdaki örnekteki kadar güçlü olmasa da yine böyledir.

Psikanalizin babası Sigmund Freud, saldırganlık ve yaşama içgüdüsünün insanın evriminin sıçrama tahtasını oluşturduğunu bildirmiştir. Bu davranışlar tümüyle yanılgısız değildir. Freud saldırganlık dürtüsünün yaşama içgüdüsünden soyutlandığı zaman insanın sadizm, cinayet ve savaşa yöneldiğini söylüyor. Ölüm içgüdüsü ile birleşince otomazoşizm denen, kişinin kendi vücudunu tahrip etmekten duyulan şehvet duygusu ortaya çıkar. Mutlak olan şudur ki, öfke, kin ve nefretin insanın en eski duyguları arasında yer aldığıdır. Bu duygular beynimizin arasında bulunan badem şeklinde bir sinir merkezinden yönlendirilmektedir.

Çağımızda giderek daha çok bilgin, insanda saldırganlık duygusunun doğuştan bulunmadığını savunmaktadırlar. Bu kuramlar birçok araştırma ve test bulgularına dayandırılıyor. Belirtildiğine göre, saldırganlık dürtüsü toplumsal çevreden etkilenerek geliştiği gibi, yine toplumsal çevre tarafından bastırılabilmektedir.

Domina (Dominant)

Sponsorlu Bağlantılar:

DOMİNA - (DOMİNANT)
Zorba, eli sopalı hanımefendiye bu isim verilir. Bazı erkeklerin zaaf duygusunu tatmin için ortaya çıkan kadın tipidir. Biz de aile kurumunda erkeğe göre daha baskın kadınlara domina veya dominant diyoruz.

Bazı hayat kadınları erkeksi giysileri içinde ayağında çizmeler elinde kamçı, para karşılığında dayaktan cinsel zevk duyan erkeklere katlanabilecekleri düzeyde işkence hizmeti yapmaktadırlar. Kadının ilişkide de baskın olmasından ve hatta ileriye giderek bu şekilde dayaktan ve işkenceden hoşlanan erkek tipleri de vardır.

İlgili aramalar: domina nedir? dominant nedir? dominantın anlamı ne?

Ekstaz

Sponsorlu Bağlantılar:

EKSTAZ
Ekstazın kökeni eski Yunancada kişinin zevkin en yüksek düzeyinde kendinden geçmesi anlamı taşır.

Ekstaz bir tür mest olma halidir. Bu durumda kişi ağrı hissetmez, algılama gücü de zayıflar. Ekstaz güçlü ruhsal bir uyarı ile oluşur, bazen insanların, toplu halde ekstaza girdikleri de izlenir. Örneğin bir futbol maçını izleyen taraftarların toplu halde kendinden geçmesi gibi. Afrikalı üretkenlik tarikatı dansçılarının ekstaz durumunda erotik ve seksüel etkilerde bulunmaktadır.

Zamanımızın gençlik Tanrısı diye nitelenen çağdaş pop şarkıcılarının konserlerinde de öyle aynı şekiller bulunmaktadır. Orgazm da şeklinin zorlaması ve zevkin doruğa yükselmesiyle bir tür ekstaz halidir. Ecstasy hapı olarak bildiğimiz uyuşturucu hap da ismini burdan almaktadır.

Ejakülasyon (Erkekte Boşalma)

Sponsorlu Bağlantılar:

ERKEKTE BOŞALMA - EJAKÜLASYON
Ejakülasyon, deşarj, boşalma ya da belini getirme, sperm dökme haline denir. Deşarj halinde (tohum) sperm kanalı, sperm torbacığı ve şişici kısımların muntazam hareketleri ile sperm penisten+ fışkırır. Bu fışkırma bazen bir metre öteye kadar sıçrayabilir. Yoğun bir cinsel ilişki ya da da kendi kendini tatmin sırasında deşarj olayı yaşanır. Sperm deşarjı erkekte ileri yaşlara kadar sürebilir. Eskiden erkek hayatta 1000 kere daşarj olduktan sonra artık işinin sona erdiğine inanılırdı. Ancak bu görüş hiçbir bilim adamı tarafından doğrulanmamıştır.

Gerek erkek, gerekse kadın için rahatsız edici bir husus deşarjın erken olmasıdır. Buna erkekte stres ya da başka ruhsal roblemler neden olabilir.

Kadınlar da orgazm olurken sıvı fışkırtır mı? Hala tartışmalıdır. Orgazm olurken rahimden bazı kaygan yapışkan bir sıvı damlasının fışkırıp spermin çıkışının kolaylaştırmış olması mümkündür.

Albümin Alerjisi

Sponsorlu Bağlantılar:

ALBÜMİN ALERJİSİ
Bazı insanlar hayvansal albümine tahammül edemez. Süt bebekleri bazen inek sütüne karşı alerji gösterirler. Eğer anne süt veremiyorsa, böyle bebeklere soya fasulyesinden elde edilen besinler verilmelidir. Soyalı mamalar 6 ayın altında olan bebeklere önerilmemektedir. Yetişkinler de bazen tedavi amacıyla enjektörle verilen vücuda yabancı albüminli maddelere tepki gösteribilirler. Hasta böyle bir iğne sonucunda "şok" denen kritik noktaya sürüklenebilir. Bu gibi durumlarda herhangi bir ilaç almadan önce ilk yapılacak iş, doktora haber vermek olmalıdır.

Albümine karşı tepki gösteren anne babaların bebeklerine biberon ile süt verilmemelidir. Bu bebeklere yaşamın ilk altı ayında inek sütü ve inek sütünden yapılan ürünler verilmemeli, balık ve yumurta gibi katı besinlere ise, çok ihtiyatlı olarak başlanmalıdır. Çocuğun vücudu besin albüminlerine çok yavaş şekilde alıştırılmalıdır.

28 Ekim 2012 Pazar

Albümin

Sponsorlu Bağlantılar:

Balık, et, sebze ve hububat (tahıl) gibi besinlerde bulunan albümin ince bağırsaklarda aminoasitlere dönüştürülür ve toplardamarlar aracılığıyla karaciğere iletilir. Karaciğer bunu bünyeye uygun yeni bir albümin maddesine dönüştürür. Vücudumuzdaki fermentler (enzimler), hormonlar ve vücut savunma sistemimizin antikorları önemli albümin molekülleridir. Yani albümin vücudumuzun koruyucusudur.

Anemi (Kansızlık) Neden Olur?

Sponsorlu Bağlantılar:

ANEMİ
Kansızlık ya da anemi hastalığına, bünyeye alınan demir tuzlarının ya çok az olması, ya da bünyenin aşırı demir tüketmesi neden olur. En fazla bebek emziren annelerde görülür. Sporcuların da yüksek miktarda demire ihtiyacı vardır.

Demir içeren besinler, yumurta sarısı, et, baklagiller, kepekli ekmektir. Eskiden yaygın biçimde inanıldığının aksine ıspanakta demir yoktur. Demirin özümsenmesi C vitamini ile vitamin M, Bc, B9, B10, B11 bünyenin demir özümsemesini güçlendiren maddelerdir. Bu vitaminler kanın kırmızı yuvarlarının oluşması için de yararlıdır.

Demirin hayvani besinlerden alınma oranı yüzde 30 iken, bitkisel besinlerde bu oran yüzde 10'dur.

Dromomani

Sponsorlu Bağlantılar:

DROMOMANİ
Yunanca (Dromo) koşmak, mani, zorunlu dürtü, sözcüklerinden türevlendirilmiştir.

Temelde erotizme dayalı durmak, dinlenmek, bilmeden dolaşma, keşfetme aşkıdır.

Sekiz bin metre yükseklikte dağ doruklarına çıkan ya da buz çöllerinin üzerinden, denizlerden geçen kişiler için biraz komik açıklamalar yapılmaktadır. 1868-1935 yılları arasında yaşayan psikanalist Magnus Hirschfeld bu tür serüvencilerin seksüel açıdan buluğ çağında takılıp kaldıklarını öne sürmüştür.

Çocuksu bir yaşama özgü bu iç huzursuzluk ancak buluğ çağı için uygun görülebilecek türdendir. Gezgin, yerinde duramama, seksüel olarak bağlanamama gibi eksikliklerini coğrafya merakıyla gidermektedir. Karşı cinsiyete karşı sağlam bir bağlılık duyamamasını da bu durum açıklamaktadır.

Hirschfeld'e göre, Marco Polo'dan Sven Hedin'e kadar büyük kaşifler ve gezginler az veya çok dromomanyaktılar. Eski Odisse destanında bir serüvenden diğerine koşan kral Odysseus da öyleydi.

27 Ekim 2012 Cumartesi

Otohemoterapi

Sponsorlu Bağlantılar:

OTOHEMOTERAPİ
Kişiyi kendi kanı ile tedavi yöntemidir. Otohemoterapi ya da hastayı kendi kanıyla tedavi sistemi, çoğu doğal yöntem uygulayan tedaviciler tarafından uygulanıyor. Yöntem şöyle uygulanıyor: Bir enjektör ile kişinin kolundaki damardan (5 veya 10 miligram kadar) kan alınır.

Bu kan herhangi bir ilaç gibi hastanın kasları arasına enjekte edilir. Sonuçta, kan, enjekte edildiği kaslar arasındaki dokulara bir tür tahrik edici etki yapar, bünye bunu saf dışı etmeyi uygun görür. Böylece vücudun savunma güçleri uyarılır, bağışıklık sistemi güçlenir.

Kendi kanıyla tedavi yöntemi, bağışıklık sisteminin uyarılması gerekli görülen alerji, bronşit, artrit, astım gibi hastalıklarda kullanılmaktadır.

Böyle bir kür tedavisi sırasında altı ile on enjeksiyon yapılır.

Diyaliz

Sponsorlu Bağlantılar:

DİYALİZ - BÖBREK MAKİNASI
Yunanca çözüştürme, süzme anlamında sözcükten türetilmiştir. Yapay böbrek, kişinin makina ile zoraki evliliğine benzetilmiştir. Türkiye'de yaşamını suni böbrek (böbrek makinası) ile sürdüren binlerce hasta bulunmaktadır. Bunların içinde bir çok böbrek nakli bekleyen hasta da bulunmaktador. Böbrek nakli için ortalama bekleme süresi 3 yılı bulmaktadır.

Diyaliz, böbrekler, (Kana karışan zehirli ve atık maddeleri artık ayırıp süzemeyecek kadar) rahatsız olduğu zaman hayat kurtaran bir olanaktır. Diyaliz aygıtı şöyle çalışır: "Vücuttan kanı amer, emilen kan pompa ve filitre sistemiyle iletilerek zehirli maddelerden arıtıldıktan sonra yeniden hastanın damarlarına sevkedilir."

Diyaliz makinesinin riskleri: Diyaliz, kandaki zehirli maddeleri, sağlıklı bir böbreğin hassas ince filtreleri kadar mükemmel süzüp arıtamaz.

Sonuçları: Diyaliz makinesi ile vücuda daha çok alüminyum karışır. Bu madde vücutta birikir. Kalp ve damarlar da daha çok yüklenim altındadır. Çoğu hastalarda bunun belirgin (Kemik, eklem ağrıları, kas çekilmesi, konuşma bozuklukları gibi) şikayetlerine rastlanır.

Geliştirilmiş diğer bir metod daha vardır. Periton diyalizi adı verilen bu yöntemde hastanın karnında kanı yumuşak yıkama deniyor. Hastanın karın boşluğuna plastik bir hortum yerleştiriliyor. Hortumun bir ucu karındaki kapakçığa bağlı bulunuyor. Burada yapay maddeden üretilmiş bir torbacık bulunmaktadır. Hasta dikkati çekmeden bu aygıtı giysilerinin altında taşıyabilmektedir. Torbacığın içinde iki ile üç litre arasında mikropsuz bir sıvı bulunmakta, karnın üzerinden yavaş yavaş karın boşluğuna akıtılmaktadır. Karın zarında bulunan birçok ince damar aracılığıyla bu arada hastanın kanı arıtılmaktadır. Karın zarı böylece bir tür yedek böbrek işlevi görmektedir. Diyaliz cihazından çok daha iyi bir yöntemdir.

Sağlıklı Beslenme

Sponsorlu Bağlantılar:

SAĞLIKLI BESLENME


Günümüzde sağlıklı beslenme ya da rejim için sayısız reçeteler sunulmaktadır. Batılı dillerde, örneğin Hollywood diyeti gibi birçok çeşitli isimlerle anılmaktadır. Tekdüze rejim yerine karışık listelerden olanlar daha çok ilgi çekiyor. Rejim listelerinde albümin, yağ ve karbonhidratlı besinler yasaklanmaktadır. Rejimler genellikle geçicidir, çoğu kez bünyeye bir tür oyun oynamak gibi etki yapmaktan ileri gitmemektedir. Daha sonra eski durum ile yeni durum arasında bir geliş gidiş başlar, her şey eski halini alır.

Kişi bir veya iki kilo vermek istediği zaman hafta sonu rejimleri tavsiyeye değer. Oldukça kilo fazlası olanlar sadece hafta sonu rejimlerinden fazlaca yarar görmezler. Esaslı şekilde kilo kaybı için beslenme alışkanlıklarını temelden değiştirmek ve uzun vadeli olarak değişik türden bir beslenme yöntemi uygulamak gerekir. Ancak böylece kişi kilosunu da muhafaza edebilir.

Sıfır diyet, yani hiç yemek yemeden günde sadece üç litre sıvı alarak uygulanan rejim, ancak daha sonra telafi edici bir program da uygulamak şartıyla gerçekleştirilebilir. Telafi süresi 1 ile 2 haftadır. Bu süreç içinde bağırsakların yeniden normal çalışması sağlanır. Bundan sonra miktarı azaltarak uzunca süre karışık besinler almak akılcı olur. Sıfır diyete yeniden başlamadan doktor muayenesi ve onayı şarttır.

26 Ekim 2012 Cuma

Diyabet

Sponsorlu Bağlantılar:

DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI)
Diyabetes mellitus, (Latince şeker hastalığı), şeker dokunması, kronik metabolizma rahatsızlığıdır.

Tüm insanların yüzde 1 ile 4'ü şeker hastasıdır. Bunların yarısının durumdan haberi yoktur. Şeker hastalığı çoğu kez irsidir. Günümüzde hastalıkta artış izlenmektedir, (Halkın yüzde 10 ile 25'inin şeker hastası olduğu biliniyor.)

Hastalıklardan yüzde 75'i yaşlılıkla ilintili şeker hastalığıdır.

Hastalar için ilk kural, kilo vermektir. Kalorisiz, yağsız besinler almaları gerekir. (Örneğin şeker, bal gibi şeyler yasaktır.)

Yemek saati güne paylaştırılmalıdır. Günde en az 5 ile 7 kez yemek yemek gerekir. Ülkemizde de Avrupa'daki gibi şeker hastaları derneği bulunmaktadır.

Deflorasyon (Bekareti Yitirme)

Sponsorlu Bağlantılar:

DEFLORASYON (BEKARETİNİ GİDERME)
Latince Deflorare (çiçeğini koparmak) sözcüklerinden kaynaklanır. Kızın bekaret zarının delindiği ilk ilişkiye bu isim verilir.

En son cinsel ansiklopediler, kızlık zarına verilen geleneksel önemin günümüzde İtalya'nın köyleriyle Türkiye'de sürdüğünü vurguluyorlar. Bilindiği gibi gelenekler bekaretin ancak evlilikte giderilmesini öngörmektedir, İtalyan köylerinde gerdek gecesinden sonra üzerinde kan lekesi bulunan çarşafın gelin odasının kapısına asıldığı bilinmektedir. Gelinin kız olduğunun kanıtı böyle görülmektedir. Oysa böyle kanıtlar yanıltıcı olabilir. Çünkü genç kızın bekaret zarı bazen spor yaparken de yırtılabilir. Artık doktorlar yırtılan zarı gizlice ve ustaca tamir etmesini de bilmektedirler. Ancak bu tür doktorlar için örneğin Almanya gibi ülkelerde yapacak fazla iş bulunmaması dikkati çekmektedir. Alman kızlarının içinde evlenince bakire çıkanlar artık biraz antika gözüyle görülüyorlar. Yarısı daha 16 yaşından önce bekaretini yitiriyor.

Koitus

Sponsorlu Bağlantılar:

KOITUS (CİNSEL İLİŞKİ)
Latince, birlikte yatmak anlamı taşıyan koitus, klasik ansiklopedilerde cinsel ilişki anlamında kullanılır.

Koitus, cinsel ilişkinin pozisyonu ne olursa olsun hepsine birden verilen Latince isimdir.

* Koitus Inter Femora
Kızlık zarı bozulmadan ilişkiye girme olayına denir. Bu pozisyonda erkek kadının kapalı uylukları üzerinde boşalır. Buna petting ileri flört adı da veriliyor. Erkeğin organı kızın bekaretini bozmasa bile bazen bu durumda hamile kalındığı saptanmıştır.

* Koitus interruptus
Onanizm diye de anılır. Çok eski bir zamandan kaynaklanan bu ilişki şekli hamileliği önlemek amacıyla uygulanır. Tarihi bir kişiliği olan Onan, töreye göre kardeşinin dul karısıyla ilişki kurmak zorunda kalınca, çocuk yapmamak için ilişkinin sonunda çekilip spermlerini toprağa dökmüştü. O zamandan bu zamana milyonlarca erkek, "Sen merak etme ben dikkat ederim!" demiş, milyonlarca kadın da bu şekilde hamile kalmıştır. Çünkü erkek sözünü ya geç ya da hiç tutamamıştır. Böyle bir uygulama hem erkeğin sağlığı açısından hem de hamileliğin önlenmesi açısından çok kuşkulu bulunmaktadır. Çünkü normal ilişki sırasında, erkek tam deşarj olmadan da kadını hamile bırakması olasıdır.

* Koitus Saksonikus
Erkeğin cinsel ilişki sırasında dışarı boşalmasını frenlemek için uygulanan pratik değeri pek bulunmayan bir yönteme saksonya usulü ilişki denir.

Bu şekil eskiden hayat kadınları tarafından çok tutulurdu. İdrar kanalı penisin kökünden bir veya iki parmakla tutulup sıkılırdı. Böylece boşalan spermlerin dışarı çıkacak yerde mesanenin içine akması öngörülürdü.

Prensip olarak amaca ulaşılıyordu. Ancak böyle bir sıkıştırmanın sağlık açısından zararı bir yana, doğum kontrolü açısından da başarısı çok tartışmalıdır. Çünkü erkeğin spermlerinin bazıları daha tam deşarj olmadan da az miktarda fışkırtılmaktadır.

* Koitus vestibularis
Vestibül (Dehliz), girişin ön kısmı anlamında kullanılan bir sözcüktür. Yine kuşkulu bir ilişki şekline bu isim verilir. Amaç kızın bekaretini korumaktır. Erkeğin organı kızın organının çok küçük kısmına ön kısmına bekaret zarını zedelemeden girer.

Kolesterol

Sponsorlu Bağlantılar:

KOLESTEROL


Yunanca (Kole) safra-öd) ve (Stero) sert kelimesinin türevidir.

İnsan vücudu içinde oluşan aynı zamanda dışarıdan da alınan yağ asitlerine bu isim veriliyor.

Kolesterol arteriyosklerosis (damar sertliği) ve kalp krizine yol açan önemli bir riski oluşturmaktadır. Ancak kolesterolün ayrıca hayati bir önemi de vardır. Vücudun kendi ürettiği kolesterolün oluşturduğu cinsel hormonlar cinsel yaşantımıza yön ve olanak verir.

Çoğu bilginin kanısına göre, günümüzde bilinçsiz bir kolesterol paniği mevcuttur. Vücut için önemli olan bu yağ asidi, bazen nedensiz şekilde normalin altına çekilmek istenmektedir.

Oysa yağ asitleri vücudumuzun bağışıklık sistemi için de önem taşımaktadır. Kolesterolün oranı, 100 mililitrede 250 miligram olduğu zaman sağlıklı ve normaldir.

Aşırı yüksek kolesterolün ise, yaşam için tehlikeli emboli-tıkanma olaylarına yol açtığı da tartışmasız bir gerçektir. Aşırı kolesterolün nedeni irsi olabildiği gibi (şeker, böbrek, karaciğer ve tiroit hastalıkları) da olabilir. Alkolizm ve çeşitli ilaçlar da kolesterol oranını artırabilir. En tehlikeli yanı sinsi bir tehlike oluşturmasıdır. Kolesterol ağrı, rahatsızlık vermez, ancak kan muayenesiyle saptanabilir. Kesin olarak beslenme şekliyle yakından ilişkisi bulunmaktadır.

Yapılan araştırmalar Finlandiya'da kalp krizi ve damar sertliği olaylarının, Girit Adası'na oranla 10 kez daha fazla olduğunu göstermiştir. Nedeni Finlilerin hemen tümüyle hayvani yağlar kullanması, Giritlilerin ise, zeytin yağı gibi bitkisel yağlar kullanmasına bağlanıyor. Kolesterol düzeyi riskli kişilerin beslenme alışkanlıklarını değiştirmesi kaçınılmaz bir koşuldur.

Hayvani yağlar (özellikle beyin) en yüksek kolesterol içeren besinlerdir, bunlardan mutlaka kaçınılmalıdır. Bitkisel besinler, normal kilo, fazla hareket kolesterol oranını düşürür. Doktor tarafından kolesterolü düşürücü ilaçlar da verilmektedir.

25 Ekim 2012 Perşembe

Kiroterapi

Sponsorlu Bağlantılar:

KİROTERAPİ (KİROPRATİK)
Omurganın kayan kemiklerini, kıkırdağını ya da bel kemiğini belirli yöntemlerle çevirip hareket ettirerek yerine koymaya denir. Zamanımızda doktorlar tarafından da uygulanmaktadır. Uzun zaman yararlı olup olmadığı tartışılan yöntem günümüzde kabul edilmiş bulunuyor.

— "Bir kavrama ve ağrılar geçer." Bu ilke çoğu kimse için çok çekici gözükmektedir. Kiroterapi için önce esaslı bir teşhis ve röntgen incelemesi gerekir. Ağrıların bir hareket rahatsızlığından mı kaynaklandığı, yoksa ardında başka bir şeyin mi bulunduğunu saptamak gerekir. Ancak birinci şıkta kiroterapi uygulanabilir. Kemik sakatlıkları, iltihaplar, kistler ya da kemik erimesi gibi hallerde kiroterapi uygulanması yasaktır. Spor esnasındaki kazalar ya da yanlış bir hareket sonucu ortaya çıkan rahatsızlıklarda bazen uzmanın tek bir müdahalesi yeterli olmaktadır. Ancak vücudu yanlış pozisyonda tutmaktan oluşan ya da uzun süren gerilimler sonucu ortaya çıkan rahatsızlıklarda birden fazla seans ayrıca uzun vadeli hasta jimnastiği yapılması da gerekmektedir.

Kazanova

Sponsorlu Bağlantılar:

KAZANOVA (GİACOMO CASANOVA)
Kazanova'nın (1725-1798) yılları arasında yaşadığı biliniyor. Anıları uzun yıllar pornografi (müstehcen) olarak görüldü. Bugün 18'inci yüzyılın toplumsal yaşamının gerçekçi bir anlatımı olarak kabul ediliyor.

Bunlar bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji ile sayısız kadını seven, sayısız kadın tarafından da sevilen bir erkeğin anılarıdır. Psikologlar Kazanova'da gizli bir eşcinsel karakteri görüyorlar. Kendisini erken yıllarda terkeden annesinden intikam almak için kadınları kullanmıştı.

Eşcinselliğinin belirtisi olarak da sevgililerini kendi eliyle başka erkeklere devretmesini gösteriyorlar. Kadınlarını devrettiği bu erkeklere derin bir hayranlık duyduğu biliniyordu.

24 Ekim 2012 Çarşamba

Bulimi

Sponsorlu Bağlantılar:

BULİMİ NEDİR?
Tıp dilinde "Bulimi" diye anılan zorunlu aşırı yemek hastalığının Latince anlamı "Öküz açlığı" dır. Hasta müthiş yemek yeme tutkusunun hemen ardından kusma aşamasına geçer ve bu iki aşama birbirini izler durur.

Bulimi, ancak 1980 yılından itibaren psikiyatri bilim kitaplarında yer almaya başladı. Hastaların hemen tümünü genç kızlar ve kadınlar oluşturur. Yaşları ise 15 ile 30 arasındadır. Sadece Almanya'daki bulimi hastalarının sayısı yarım milyon düzeyindedir. Amerikan üniversitelerinde hastalığa salgın gözüyle bakılıyor.

Kesin bilinen gerçek, hastalığa ruhsal etkenlerin neden olduğudur. Yemek tutkusuna sadece açlık değil, ruhsal sürtüşme, yalnızlık, üzüntü, öfke neden oluyor.

Bulimi hastaları yeme krizi esnasında bir keresinde 15 bin kalori alabilmektedirler. Bilindiği üzere insanın günlük normal kalori gereksinimi 2 bin ile 2 bin 500 düzeyindedir.

Hasta bundan sonra midesinin döndüğünü hisseder, tüm yediklerinden kurtulmak ister. Olayların yüzde 50 ile 70'inde hasta kendini kusturmakta, yüzde 30 ile 50'sinde ise ilaç kullanmaktadır.

Bazen de ikisi bir arada olur.

Hastaya köklü bir ruhsal tedavi ile davranış tedavisi uygulanmaktadır. Tedavi kapsamına mümkün olduğu kadar aile de alınmaktadır. Hastaların ayrıca kendi kendilerine yardım dernekleri de bulunmaktadır.

Bir bulimi hastası olan Barbara Schubert. hastalığı hakkında şöyle konuşuyor:

"Evli ve iki çocuklu bir kadınım. 14 yıl süreyle bulimi hastalığı çektim. Hastalığa 14 yaşında yakalanmıştım. O yaşta babam diye bildiğim kişinin babam olmadığını öğrendim. Bu gerçeğin bu kadar yıl benden gizli tutulması beni çok sarstı. Aile ortamında da büyük zorluklar çekiyordum ve sevilmediğimi hissediyordum. Yaşım 14 iken kilom 64 olmuştu. Sonra biraz kilo vermeye çalıştım. Hiçbir sıkıntı olmadan başardım. İlk kez annem babam beni övdüler. Artık "Hiç bir şey yapamayan aptal şişman" birisi değildim. Ancak bu kez durmadan zayıflayınca, ailem kaygılanmaya başladı. Ben yine de eğer zayıflarsam beni sevecekleri düşüncesinden kurtulamıyordum.

Önce günde sadece 1000 kalori aldım. Sonra bunu günde 800 kaloriye düşürdüm. Daha sonra ise, 500 kaloriye indim. Bundan sonra da iştah önleyici ve su atıcı ilaçlar aldım. Bu zayıflama dönemini korkunç bir oburluk izledi. Bir keresinde bir oturuşta 10 tane sandviç ile kocaman bir kremalı pasta yedim. Sonra hepsini çıkardım.

Önce bunun bir hastalık olduğunun farkında değildim. Bunun incelme tutkusundan kaynaklandığını zannediyordum. Sonra giderek daha çok yalnızlığı seçmeyi başladım. Hiçbir yere gidemiyordum. Çünkü o müthiş açlık nöbetinin nerede başlayıvereceğini bilemiyordum! Başlayıverirse o kadar yiyeceği nereden bulacaktım ki?

Yirmi yaşında iken ilk kez bir kız arkadaşıma derdimi açabildim. O zaman bulimi hastalığının ne olduğunu öğrendim. Hastalığımı öğrenince özel bir kliniğe başvurdum. Altı ay bekleme süresi vardı. Bu sırada ilk kocamla tanıştım. Artık yardıma gerek kalmadığına inanmaya başladım. Hamile kalınca bulimi hastalığının tüm belirtileri kayboldu. Ama çocuğumu doğurur doğurmaz hemen yeniden başladı.

Evliliğim mutlu değildi. İki yıl sonra kliniğe girdim, burada 4 ay süreyle davranış bozukluğu tedavisi gördüm. Fakat tam olarak kurtulamadım. Çıkınca tekrar 10 kilo vermiştim. O sırada kilom 42 idi. Boyum ise 1.69 idi.

Bu arada evliliğim de bozulmuştu. Tekrar kliniğe girdim. Burada üç ay kalınca şimdiki kocamla tanıştım. O günden sonra hastalık tamamen geçti. Aradan iki yıl geçmesine rağmen kilom da normal bir insan gibi 53'de kaldı."

23 Ekim 2012 Salı

Biseksüel

Sponsorlu Bağlantılar:

BİSEKSÜEL
Latince (Bi) çift, (Seksüs) cinsiyet sözcüklerinden kaynaklanır. Eşcinselliğin yanı sıra karşıt cinsiyetle de ilgilenen insanlara (iki cinsiyetin de özelliğini taşıyan anlamında) biseksüel denir. Yani her iki cinse de ilgi duyan kişilere denir.

Amerika'nın ünlü seksüel araştırmacısı Alfred Kinsey, hemen her insanın kendi cinsiyetine karşı erotik tepki gösterdiğini iddia etmiştir. Kesin olan, insandaki her yumurta dokusunun biseksüel olduğudur. Yumurta dokusu ancak bir sperma tarafından döllendirildiği anda ceninin kadın mı, erkek mi olacağı belirgin olmaya başlar.

İnsanların hormon stokları da biseksüeldir. Erkek vücudunda az miktarda estrojen (Dişilik hormonu), kadın vücudunda da testesteron (Erkeklik hormonu) üretilmektedir. İnsan ruhunun kendisi de biseksüel'dir. İsviçreli psikiyatrisi C.G. Jung, "Her insan bilinç altında öbür cinsiyetin çok eski bir imgesini taşır, bu imge onun davranışlarını etkiler!" diyor.

Bunun herkesin biseksüel yani iki cinsiyetli olduğu anlamı taşımadığı açıktır.

Aramalar: biseksüel nedir? biseksüel kime denir? biseksüel ne demektir?

Biyoritm

Sponsorlu Bağlantılar:

BİYORİTM
Biyoritm belirli aşamalar halinde geriye dönen yaşam dönemlerini açıklamakta kullanılır. Avrupa'da sayıları hızla artan diplomasız doktorlar (doğal tedavi uygulayıcıları) güncel yaşamımızın durmadan yinelenen böyle dönemlerden olduğunu, bugünkü yaşantımızın da çok eski bir gelenekten oluşan biyoritme ters düştüğünü öne sürüyorlar. Böylece geceleri, gündüz ettiğimiz tüm vejetatif sinir sistemimizi, başka bir ritm içine soktuğumuzu söylüyorlar, insana yabancı olan bu ritm hastalık oluşturur. Örneğin, taksi şoförlerinde ya da gece vardiyası işçilerinde ülser hastalığının daha sık olması yemek ve uyku alışkanlıklarının saatinin değişmesinden kaynaklandığı öne sürülüyor.

Bilim adamları 2 tür biyoritm bulunduğunu bildiriyor ve bunların arasındaki farkları şöyle özetliyorlar:

Dış etkili biyoritm: Bunda çeşitli dış etkenler bazı hayvanlarda kış uykusuna, yahut kuşların göçü gibi durumlara yol açar.

İç etkilerden kaynaklanan biyoritm: Daha çok vücudumuzun salgıladığı hormonlarla ilintilidir. Uyku, dikkati odaklaştırma, kadında yumurta bırakma durumu gibi etkinliklere yol açar.

Biyo ritm her insanda ayrı ayrı şekillerde ortaya çıkar. Bazı insanlar gece kuşları gibidir yaşamın en önemli kısmını geceleri sürdürür, bazıları ise, tarla kuşu gibi sabah erkenden kalkarak yaşantılarını sürdürürler.

Bartholin Bezleri

Sponsorlu Bağlantılar:

BARTHOLİN BEZLERİ
Danimarkalı Anatomi uzmanı C. Bartholin'in (1655-1738) ismiyle anılan bezler, kadının cinsel organının giriş kısmında bulunur.

Bezelye büyüklüğündeki bezler cinsel ilişki öncesinde kadının şehvet duyguları hissetmesiyle birlikte kaygan bir madde salgılar, böylece erkeğin cinsel organının girişini kolaylaştırır. Organların kuru olması gerek erkek gerekse kadın için acı verici bir durumdur. Bazen kadının gerektiği şekilde tahrik edildiği, ancak organının yeterince salgı yapmadığı görülür. O zaman krem türünden maddeler yararlı olmaktadır.

Aramalar: bartolin bezlerinin görevi nedir? bartolin bezleri ne işe yarar? bartholin bezi nedir?

22 Ekim 2012 Pazartesi

Otojen Jimnastik

Sponsorlu Bağlantılar:

OTOJEN (STRES ÇÖZÜCÜ) JİMNASTİK
İç huzur amacıyla yapılan gerilim giderici, otojen jimnastiğe günümüzde önem verilmiştir. Bu hareketle kişi ne dünyayı değiştirebilir, ne de bir mucize yaratabilir. Fakat bu hareketleri yapan insan, gerek kendi kendisiyle, gerekse dünyasıyla daha iyi uyum sağlar. Hem ruhsal, hem bedensel bakımdan kendini daha iyi hisseder. Gerilim durumlarında çok yararlı olan bu hareketler uykusuzluk, bazı ufak tefek ağrılara karşı da yararlıdır. Kişinin kendi kendisini eğitmesini sağlar.

Otizm

Sponsorlu Bağlantılar:

İÇE KAPANIKLIK (OTİZM)
Hasta düzeyde sosyal ilişki yeteneksizliği şeklinde ortaya çıkan kişisel rahatsızlığa denir.

Ünlü Amerikalı psikiyatrist Bruno Bettelheim, otizm rahatsızlığını, içine girilmesi olanaksız bir kaleye benzetir. Hiç kimse o kaleye yaklaşamaz. Gerçekten otizm hastası kişiler kimseyle yakınlık kuramazlar. Bir okul arkadaşı boynuna sarılırsa, karışılık vermez ve sevgiye karşı da ilgisiz kalırlar. Otizm hastası birbirine benzeyen soğuk, tekdüze hareketler yapar, ne sevinç, ne de üzüntü belirtisi gösterir.

Hastalık hakkında günümüzde bile pek az şey bilinmektedir. Nedeni hala tam olarak anlaşılamamıştır. Bilinen gerçek, bu insanların zeki oldukları ancak, algıladıkları şeyler için hiçbir şey başlatmak istemedikleridir. Araştırmalara göre, Almanya'da 7 bin otizm hastası çocuk vardır. Rahatsızlık, erkek çocuklara oranla kız çocuklarında daha çok görülmektedir.

Hastalık şimdiye dek tedavi edilememiştir. Ancak davranış eğitimiyle hafifletilebilmiştir.

Yetişkin rahatsızların sayısı bilinemiyor. Bunların hemen hepsi prevantoryum gibi kliniklerde yaşamaktadır. Çoğu kimsenin böyle bir rahatsızlıktan haberi bulunmamaktadır. İlk kez Dustin Hoffman'ın oynadığı "Yağmur Adam" filmiyle dikkati çekmiştir. Filmde böyle bir karakteri canlandıran sanatçı 1989 yılında oscar ödülünü kazandı.

İştah Azaltıcılar Zararlı Mıdır?

Sponsorlu Bağlantılar:

İŞTAHI ÖNLEYİCİ MADDELERİN ZARARI VAR MI?
Merkezi sinir sistemi üzerine etki yapan bu maddeler insanın doğal iştah duygusunu örter, aynı zamanda da hafif coşkuya benzer bir uyarı oluşturur.

İştah önleyicilerin bazı sakıncaları vardır. Sık sık ve uzun zaman alınırsa yan etkileri görülür. Örneğin, kalp ve dolaşım sorunları, yüksek tansiyon, uyku rahatsızlıkları, iç huzursuzluk nedeni olduğu gibi alışkanlık tehlikesi de vardır. Bu nedenle bu tür ilaçlar doktor reçetesiyle alınmalı 4 haftadan fazla da kullanılmamalıdır.

Afrodizyak (Aşk İksiri)

Sponsorlu Bağlantılar:

AFRODİZYAK (AŞK İKSİRİ)
Avrupa'da eski Yunanca Afrodisiak diye anılan cinsel iksirler günümüzde de hala çok büyük ilgi görmektedir. Herkes cinsel gücünü artırmanın yolunu genellikle yedikleriyle bağdaştırmaya çalışıyor.

Gerek erkekler, gerekse kadınlar çok eski zamanlardan beri durmadan cinsel gücü artıracak bir madde bulmak için uğraşmışlardır. Bu arzudan en çok satıcılar yararlanmaktadır. Ne var ki, cinsel güç kaynağı diye satılan birçok bitkiler, damlalar, macunlar yarar sağlamak şöyle dursun aksine kişiye zarar vermekte, hatta bazılarının içinde öldürücü zehirler bile bulunmaktadır. Örneğin, söylenti haline gelen ünlü ispanyol sineği böbreklere zararlı bir böcektir. Şeytan elması (büyü otu) da erkek organı şeklindeki çiçekleriyle iktidarı arttıran bir madde zannedilmiştir.

Çağdaş bilimle çok eski zamanlardan beri, şehvet üreten maddeler üzerinde durulmuştur. Gergedan boynuzu tozu, veya kaplan eti gibi büyük velvelelerle satılan maddelerin cinsel iktidar üzerinde üşüyen ayaklardan bile farklı bir etkisi olmadığı anlaşılmıştır.

Yeni de bazı eski maddeler vardır ki, karın alanında dolaşımı güçlendirdikleri dolayısıyla da cinsel iktidara yararlı oldukları saptanmıştır.

Bilginler afrodizyak denen bu maddelerin etkisi konusunda da görüş birliği içinde değildirler. Kereviz, mantar, midye, yumurta, havyar gibi yiyecekler içerdikleri hormon ile gerçekten etkilidir. Söylenti kahramanı Kazanova'nın her aşk gecesinden önce, 50 adet istiridye yediği anlatılır. Tüm abartmalar bir yana yediğimiz elma ya da marul salatasında da aynı etkiler bulunmaktadır.

Önceden Avrupa'da revaçta olan Yohimbin maddesi Afrika'da bir ağaç kabuğundan elde edilmektedir. Erkek ve kadının organlarında kan dolaşımını güçlendirdiği kanıtlanmıştır. Ancak yohimbin yüksek dozda kullanıldığı zaman tehlikelidir.

Damlalar, şeker, bitki özleri ve şuruplar şimdi hemen her yerde bulunan seks mağazalarında bolca satılmakta, ilanlarla her türlü yayın organlarında reklamı yapılıp posta aracılığıyla gönderilmektedir. Tüm bu maddelerin etkisi normal bir fincan kahveden fazla değildir. En önemli etki insanın kendi inancıdır.

Himalayalarda yaşayan geyikten elde edilen mokus adı verilen güçlü bir koku kadar, bazen bir ter kokusu veya sperma kokusu da cinsel açıdan aynı şekilde uyarıcıdır. Anfetamin, marijuana, esrar, kokain ve eroinin de cinsel uyarıcılar olduğu öne sürülmektedir. Exctasy de bu anlamdaki uyuşturucu maddelerden biridir. Bunların tehlike ve zararı elbet de tahrik tarafını düşündüremeyecek kadar korkunç ve önemlidir. Cinsel organlar bölgesinde hassasiyet uyandıran bazı merhemler de etkili bulunmuştur.

Özellikle eşler kullanırken birbirlerine yardımcı olunca daha da etkili olmaktadır, iştah dişin altındadır diyen atasözü gibi kişi ilişkide bulundukça cinsel gücü de artmaktadır. Yine de iktidarsızlığa karşı bazı doğal maddelerin yararlı olduğu gerçektir. İlerleyen tıpla birlikte viagra ve benzeri ürünlerde cinsel isteği arttırıcı yapıya sahiptirler.

Bevliyeci

Sponsorlu Bağlantılar:

BEVLİYECİ
Sadece erkeklerin cinsel yollardan bulaşan hastalıklarına bakan uzmana denir.

Erkeklerin herhangi bir cinsel hastalığa yakalandığında doktora gidip pantolonunu indirmeye bir türlü cesaret edemediği bilinir. Kadınlar için ise, jinekologlara gitmek çok daha doğal bir olay olmuştur. Oysa erkekler için bu durum çok çok önemlidir. Cinsel organlar civarında herhangi bir değişiklik, uzun süre kalan bir sivilce, sifiliz gibi çok önemli bir rahatsızlığın habercisi olabilir. Günümüzün bir numaralı korkulu hastalığı AİDS olmuştur. Bir ara hemen hemen tükenmiş bulunan viral siğiller, sifiliz ve mantar hastalıkları da artmaktadır.

21 Ekim 2012 Pazar

Göğüs

Sponsorlu Bağlantılar:

GÖĞÜS
Latince'de mamma olarak adlandırılır. Göğüsler, süt bezleri, yağ ve bağlaç dokularından oluşur.

İnsanları kadının göğüsleri kadar ilgilendiren başka bir organ hemen hemen yoktur. Şekillerine elma, istiridye, armut, tomurcuk gibi isimler takılmıştır.

Göğüsler bebekler için hayat, erkekler için şehvet kaynağı olmuştur. Göğüslerin giysi altında gizlendiği hallerde de şekillerinin vurgulanması kaçınılmaz olmuştur.

Bazen baştan çıkarıcı, bazen saygı uyandırıcı göğüsler, siyasete bile karışmıştır. Tarihte Venedikli Doçlar Konseyi aldığı kararla kadınların göğüsleri açık gezmesini kararlaştırmıştır. Böylece erkeklerin siyaset yerine başka şeyle uğraşması öngörülmüştür. Kral Salamon'un sevgilisi Sulamit'e yazdığı şiirde, "Senin göğüslerin güller altında otlayan ikiz ceylanlar gibidir" diyordu. Ortaçağ rahipleri ise, bazen t-cennet elmaları dedikleri göğüsler için, bazen de şeytan işi diye lanet yağdırıyorlardı.

Yunanlılar için göğüs ve memeler ikinci sınıf yerlerdi. Çünkü Yunanlılarda en erotik yer olarak kalçalar değerlendirilirdi. Kızlar göğüslerini yarasa kanı ve ezilmiş renkli salyangoz ile ovarak küçük kalmasını sağlarlardı.

19'uncu yüzyılda, doktorlar Almanya'da Dachau ve Tirol bölgesinde süt bebeklerinin neden diğer yörelerden iki kat daha fazla öldüğünü araştırdılar.

Sonuçta, kadınların göğüslerini Dachau'da yosunlarla Tirol'de ise yıllardır tabak şeklinde tahta plakalarla sıkıştırdıkları anlaşıldı. Bu nedenle bebeklerine yeterince süt veremiyorlardı.

Günümüzde göğüslerin şekillendirilmesi için çeşitli pomatlar ve merhemler kullanılmaktadır. Aynı zamanda masaj da uygulanmaktadır. Ancak göğüslerin şekil ve boyutları kişinin doğal özelliğidir.

Sadece estetik cerrahlar göğüsleri büyütüp küçültme olasılığına sahiptir. Sarkık göğüslere jimnastiğin büyük yararı vardır.

Her göğüs hatta erkek göğüsü bile erotik hassas bir bölgedir. Özellikle, göğüs uçlarında birçok sinir vardır. Dokununca tepki gösterir. Bazı kadınlar, göğüs uçlarının yumuşak şeklinde okşanması veya ağızla temasıyla tatmine ulaşırlar.

20 Ekim 2012 Cumartesi

Afrodit

Sponsorlu Bağlantılar:

AFRODİT KİMDİR?
Aşk, güzellik ve ayartıcı Yunan tanrıçası anlamındadır. Köpükten doğduğuna inanılır. Yunanca (Afros) köpük anlamındadır. Eski Mitoloji öyküsüne göre, Yunan Tanrısı Kronos mağlup ettiği dev Uranos'un erkeklik organını koparıp Kıbrıs adası önlerinde denize atınca Afrodit denizin köpüklerinden doğar. Afrodit çirkin fakat çok sanatkar bir adam olan demirci Hefaistos ile evlidir. Kocasını sürekli aldatırdı. En ünlü ilişkisi savaş Tanrısı Ares ile olanıdır. Bundan 4 çocuğu olmuştur. Eros (Arzu tanrısı) da bunların içindedir. Hermes'ten ise Hermafrodit doğar. Afrodit'in en önemli rolü Truva savaşlarında görülür. Tanrılar arasında yapılan bir düğüne anlaşmazlık Tanrısı Erls'i davet etmeyi unuturlar. Eriş bunun üzerine aralarına altın bir elma atar. Bunun üzerinde "En güzele" sözcükleri yazılıdır. Baş Tanrı, Tanrıçalar arasında en güzeli seçmek için Truva Kralının oğlu Paris'i hakem tayin eder. Paris, elmayı kendisine dünyanın en güzel kadınını vaad eden Afrodit'e verir. Afrodit de ona, Makedonya birliğine bağlı Sparta kralı Menelaus un karısı güzel Helena'yı kaçırtır. Bunun üzerine Truva savaşları başlar.

Eski Yunanistan'ın en sıcak Tanrıçası olan Afrodit'in sayısız mabetleri yapılmıştır. Korint mabedi en ünlüsüydü. Burada Tanrıça adına fuhuş icra edilirdi.

Romalılar zamanında Afrodit, Venüs adıyla benimsendi. Roma'da da Venüs hayat kadınlarının Tanrıçası sayılırdı. Tüm zamanların sanatı Afrodit ve Venüs'ü birçok eserlerle ölümsüzleştirmiştir. Bunların en önemlilerinden birisi 1445 ile 1510 yılları arasında yaşamış olan Botticelli'nin "Venüs'ün Doğuşu" isimli tablosudur.

Androgyn

Sponsorlu Bağlantılar:

ANDROGYN
Yunanca erkeksi ve dişice görüntüyü birleştirenlere bu isim verilir.

Monaco Prensesi Stephanie'ye arkasından bakınca onu bir erkeğe benzetenler bile vardı. Hatta sportif giyindiği zaman ise Stephanie'yi önden bile erkeğe benzetenler vardı. Geniş omuzları, dar kalçaları, kaslı sırtı prensese erkeklik ve dişilik belirtilerinin eşit düzeyde bulunduğu bir insan görüntüsü vermektedir.

İki yüzyıl önce erkeklerin kazakça yaptırımlarına karşı ayaklanan kadınların haykırarak istedikleri erkek tipi işte böyle bir androgyn idi. Şimdi ise ingilizce (Softie) yumuşakça erkek tipi doğmuş bulunmaktadır. Bu arada kadınların erkeksi giyinmeleri de moda olmuştur. Günümüzde erkeksi kadın tipi, "üniseks" ile ileri modacıların sloganı haline dönüşmüştür. Oysa bir biyolog, bu sözcükten çok daha başka bir kavram anlamaktadır. Biyologlara göre hem erkek, hem dişilik organı olan bir bitki bu isimle anılır. Eski bir dil uzmanı ise bunun mitolojik masalını bilir. Bu öyküye göre, birbirine aşık bir çift tanrılara hiç ayrılmamaları için öyle yalvarırlar ki, ikisi birleşip tek vücut olurlar ve hem erkek, hem dişilik organları taşırlar. Buna ersellik -hünsalık denir. Hermafrodit erkektir ve mitolojik Tanrıların elçisi olan Hermes ile aşk Tanrıçası Afrodit'in oğludur. Kız ise, Salmakis adında bir peridir.

Astım

Sponsorlu Bağlantılar:

ASTIM
Kriz halinde ortaya çıkan, nefes darlığı ve kısa soluk alma rahatsızlığıdır, insanlarda 40 yaşından önce genellikle bronş astımı, 50'sinden sonra ise kalp astımı rahatsızlıkları görülür.

Astım, son yıllarda önemli ölçüde artan bir hastalık olmuştur. Nedeni, alerji ve çevre kirliliğine neden olan zehirli maddelerdeki artıştır. Bunlar arasında meslekle ilgili astım hastalıkları ön plandadır. Örneğin, ekmekçiler, ağır sanayi işçileri, kimya işçileri, tarım işçileri daha sık astım hastası oluyorlar. Astımda kalıtımın da etkisi görülmüştür. Niçin bazıları astım olur da diğerleri olmaz? Önemli olan bu sorundur. Çocuklarda astım yüzde 80 alerjik nedenlerle bağımlıdır. Büyüklerde ise enfeksiyon, çoğu kez de ruhsal çelişki çatışma durumları astıma neden olmaktadır.

Astıma karşı en önemli çözüm kişinin kendi alacağı önlemlerle uygulayacağı solunum hareketleridir. Hasta, "Bir astım krizini nasıl yenebilirim ?" diye kendi kendini hazırlamalı, kriz korkusunu yenmek için de daha iyi nefes alıp vererek kendi kendini buna alıştırmalıdır. Solunumu düzeltecek ek bir çalışma da tavsiye edilir.

Alerji

Sponsorlu Bağlantılar:

ALERJİ
Alerjinin anlamı, vücudun kendisine yabancı (alerjen) maddelere karşı aşırı hassasiyet göstermesidir.

Bazı insanlar vardır ki, bunlar için küçük bir arı sokması bile ölüm tehlikesi oluşturur. Bazıları ise, yakınlarında bir kedi bulununca boğulacak gibi olurlar. Avrupa'da her 10 insandan birisi alerji hastasıdır. Alerji bazen çilek yedikten sonra vücutta ortaya çıkan döküntü gibi, bir aşk gecesinin ardından da belirivermektedir. Bazı kadınlar erkeğin spermine karşı bile alerji hissederler.

Alerji alanında uzman doktorlar, rahatsızlığa neden olabilecek binlerce madde tanıyorlar. Ancak alerji tek bir ilaçla tedavi edilmiyor, türleri gibi tedavileri de çeşitlidir. Örneğin saman nezlesine karşı antihistamin, astıma karşı ise beta-sempatikomimetika ilacı kullanılır. Doktor aynı zamanda hastanın aşırı duyarlılığını da en alt düzeye indirmek için çalışır. Öyle ki vücudun artık, her çiçek tozuna karşı duyarlı olması istenir. Kişi hayatı boyunca yaşam kalitesini düşürmemek için bu ilaçları almak zorunda kalır.

Avrupa'da alerjik insanlar ve astımlılar dernek kuracak kadar çok sayıya ulaşmış bulunuyorlar ve aralarında yardımlaşmaktadırlar.

Yaşlılık

Sponsorlu Bağlantılar:

YAŞLILIK
Niçin bazı ağaçlar 8 bin yıldan fazla yaşarken bazı sineklerin ömrü 1 gündür? Niçin bir insan en çok 120 yıldan fazla yaşayamaz? Jerontolog denen yaşlılık uzmanları bu soruyu tek bir yanıtla cevaplandırmıyorlar. Amerikalı Doku Bilimi Uzmanı Leonard Hayflick, insanın ihtiyarlamasında kalıtım dokularımızın "genlerin" sorumlu olduğunu ve insanın varlığının ilk saniyesinden itibaren bir tür hayat saati bulunduğunu, ömrün sınırlarını bu saatin çizdiğini öne sürüyor.

Aynı uzmanın mesai arkadaşı W. Donner Denckla ise, gerek insanlarda gerekse hayvanlarda daha gençlik yıllarında salgılanan hipofiz hormonunun yaşlılığa neden olduğunu ölümün vadesini de bu hormonun saptadığını öne sürüyor.

Kesin olan, insanın artan yaşı ile birlikte bazı yeteneklerini kaybetmeye başlamasıdır. Yaşlılıkta ölen dokuların yenilenmesi ve onarılması yavaşlamakta, iyi ve kötü dokuların birbirinden ayırt edilmesi giderek güçleşmektedir.

Bunda ergenlik ve menopoz dönemlerindeki hormon dürtüsünün de etkisi bulunmaktadır. Bu olaylar insanın hayatında yeni dönemler oluşturmaktadırlar. Bilinen başka kesin bir gerçek de, bizlerin dedelerimiz, ninelerimiz, annelerimiz, babalarımızdan daha uzun yaşadığımızdır. Geçtiğimiz yüzyılın sonunda Avrupa'da ortalama insan yaşı 50 düzeyindeydi. Bugün ise ortalama insan ömrü sanayileşmiş ülkelerde 78 yıla ulaşmış bulunuyor. Aynı zamanda bir yaşlılık uzmanı olan eski Alman Aile Bakanı Ursula Lehr, gençlik yaşlarının zamanımızda giderek uzadığını belirterek, "Sağlık, dış görünüş ve içimizdeki dinamizm bakımından yüzyılımızın başında 49 yaşındaki bir kadını karşılaştırmak mümkün olsa günümüzde 70 yaşındaki bir kadından daha yaşlı olduğunu görürdük" diyor.

Yaşam saatimiz durmadan ilerliyor. Ancak bu saat birçok yaş gençte geri kalmaktadır. Bir insanın yaşı, yaşanan yıllardan değil, bilakis kişiliğinden ve kişiliğinin bireysel özelliklerinden kaynaklanmaktadır. İyi dostlardan oluşan bir çevre, bir hayat iksiri gibi olumlu etki sağlar. Ayrıca olaylara karşı merak ve ilgi, bedensel ve zihinsel jimnastik ve sağlıklı bir beslenme de bu alanda etkili olmaktadır.

Yaşlılık, cinsellik (cinsel iktidar) ile de bağımlıdır. Tüm yaşamı boyunca cinsel olarak aktif bulunan kişilerin, daha yüksek yaşlarda daha fazla cinsel etkinliğe sahip olduklarını söylüyor. Psikiyatrisi O.J. Thienhaus ise, ileri yaşlara kadar yaşayabilenlerin cinsel açıdan da etkin olduklarını söylüyor.

19 Ekim 2012 Cuma

İğnesiz Akupunktur (Akupressur)

Sponsorlu Bağlantılar:

İğnesiz Akupunktur (Akupressur) Basınç yoluyla gerçekleştirilen bu yöntem de akupunktur gibi, 1000 yılı aşkın bir geçmişe dayanmaktadır. Batı dilinde Akupressur diye anılan bu tedavi yöntemi akupunkturun yumuşak kız kardeşi diye de tanınır. Vücut tedavi noktaları hemen hemen akupunkturun aynıdır. Sadece metodlar ayrılmaktadır. Akupunkturda iğne batırılır. Akupressur'da ya el ile masaj yapılır, ya da parmakların tepesi hafifçe vücudun belirli noktalarına bastırılır. Akupressur, migren ve romatizma gibi rahatsızlıklarda etkili olmaktadır.

Akupunktur

Sponsorlu Bağlantılar:

AKUPUNKTUR
Akupunkturun Latince anlamı "Acus (İğne), punctura (batırma)'dır. Hastalıkların teşhis ve tedavisi için ilk kez Çin'de ve Japonya'da kullanılan bir yöntemdir.

Klasik akupunktur tedavisinde gümüş ve altın iğneler kullanılır. İğneler vücudun içindeki organların cildimizde bulunan batırma noktalarında kullanılır. Bu yöntem batılı tıp okulu tarafından önce basit bir üfürükçülük gibi küçümsendi. Hatta akupunktur ile alay edildi. Günümüzde ise Doğu ülkelerinden kaynaklanan yöntem tıpta kabul edilmiştir.

Öncelikle nevralji, migren (Yarım başağrısı) ve diğer birçok ağrı tedavisinde kullanılmaktadır. Birçok üniversite kliniği akupunkturu narkoz sistemi olarak benimsemiştir. Hatta çok zor kalp ameliyatlarında da akupunkturdan yararlanılmaktadır. Akupunkturun zararlı alışkanlıklara karşı da yararı görülmüştür. Örneğin, sigara tiryakiliği, zorunlu yemek yeme tutkusu, kısırlık ve kadınlarda aylık rahatsızlık düzensizliklerine karşı da etkili olmuştur. Aşkta mutluluk da akupunktur ile gerçekleşmektedir, iktidarsızlık tedavisinde zevk noktasına batırılan akupunktur iğnesi olumlu etkisini göstermiştir.

Bir Alman tezgahtar. Marieluise Von Fellner, akupunkturun yararını şöyle anlatıyor:

"Sigaraya 17 yaşımda başladım. 20 yıl sigara içtim. Günde ortalama 12 sigara içiyordum. Uzun gecelerde bu sayı 20'yi de buluyordu. Bu alışkanlıktan kurtulamamak çok canımı sıkıyordu.

Sigaraya normal yollardan ara vermek istedim. Çok zorlandığımı hissettim. Sonunda akupunkturu denedim. Sonuç şaşırtıcı oldu. Kısa sürede sigarayı bıraktım ve 1 yıl içmedim. Sonra bir erkek arkadaşım bana bir sigara ikram etti. Aldığımda kendimi bir anda eski alışkanlığımın içinde buluverdim. Sonra yine akupunktur, yine 1 yıl ara verme. Sonra yine sigaraya başlama ve üçüncü tedavi. Böylece 6 yıl oldu. Akupunkturun yararına inanıyorum. Kimse bu yararları reddetmek için boşuna çaba sarf etmesin."

Aids

Sponsorlu Bağlantılar:

AİDS
İngilizce, "Acquired immune deficiency syndrome" kazanılan vücut bağışıklık sistemi noksanlığı hastalığıdır. Hastalık ancak 1980 yılından bu yana bilinmektedir. Günümüzde ise dünyada milyonlarca AİDS hastası bulunmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, gerçek sayının düşünülen rakamların çok üstünde olduğunu tahmin etmektedir. Hastalığın henüz bekleme aşamasında (yani henüz belirtilerinin ortaya çıkmadığı dönemde) sadece virüsü taşıyan insanların dünyada sayısı 10 milyon düzeyindeydi.

Birçok ilaç şirketi dünyanın her yerinde yoğun bir araştırma içinde, çare aradığı halde ve bilinmesinin üzerinden onca yıllar geçmesine rağmen, günümüzde AİDS virüsüne karşı henüz tam koruma sağlayabilen bir aşı geliştirilememiştir. Amerika gibi birçok devlet ülkelerinde uzunca süre kalacak ziyaretçilerden bir AİDS testi talep etmektedirler.

Kürtaj

Sponsorlu Bağlantılar:

KÜRTAJ NEDİR?
Kürtaj, hamileliğe son verme olayıdır. Fransızca'dan dilimize giren sözcüğün anlamı, vücut boşluğunda sağlığa zararlı bir maddenin bir aygıtla giderilmesidir.

"Benim karnım bana aittir. Kimse karışamaz. Bebeği aldırırım" gibi ifadeler, çağdaş, batılı kadınların dilinde normal sözcükler arasına girmiştir.

Nüfus patlamasında tehdit oluşturan Çin Halk Cumhuriyeti gibi ülkelerde kürtaj hemen hemen serbesttir. Amerika'da serbest bırakılması yolunda çetin mücadeleler izlenmektedir. Almanya gibi nüfus artışı çok yavaş olan ülkelerde ise kürtaj yasaktır.

Ancak hamileliğin ilk üç ayında ve birbirinden bağımsız iki doktorun raporu ile yapılabilir. Bu doktorların raporda kürtajın sağlık açısından ya da kişinin toplumsal durumu açısından mutlak gerekli olduğunu belirtmesi şarttır. Almanya'da eskiden çocuğunu kasten düşüren kadınlar ölüm cezasıyla tehdit ediliyorlardı. Alman ozan Göthe'nin "Faust" adlı eserinin kadın kahramanı Gretchen de bu nedenle kendi yaşamına son vermekteydi.

Günümüzde Almanya'da ise, yılda binlerce kadın hamileliğini kürtaj yoluyla gidermektedir. Yine de bunu gerçekleştirmek hiç de kolay değil. Alman yargıcı olayı doktorlar için aşağılayıcı bir olay gibi ele alıyor. Kürtaj bu nedenle kadını üzen koşullar içinde gerçekleşebilmektedir.

Fransızların icat ettikleri bir düşük ilacı (RU-486) bulunmaktadır fakat bu ilaç ülkemizde kullanılmamaktadır.

Kürtajın dramatik şekilde skandalize edilerek mahkemelere intikal ettirilmesi, Alman kadınlarını bu iş için diğer ülkelere gitmeye zorluyor. Çocuk aldırmak isteyen Alman kadınları kürtaj için İngiltere'ye Hollanda'ya seyahat ediyorlar.

Ülkemizde de son zamanlarda kürtaj konusu çok gündemde olan bir konudur. Bu konuda büyük bir ayrım söz konusudur. Kimi insan her durumda kürtaja şiddetle karşı iken kimisi bazı durumlarda yapılmasının doğru olduğuna inanmaktadır. Düşünce ne olursa olsun şu iyi bilinmelidir ki kürtaj bir doğum kontrol yöntemi değildir. Gerçekten geçerli bir mazeret yok ise kürtaj yaptırmak, kendi canından bir hayat çalmaktan başka bir şey değildir. Ülkemizde kürtaj; bebek eğer 11. haftanın altında ise yani 10 haftaya kadarsa kürtaj serbesttir. Evli çiftlerde çiftlerin her ikisinin de rızası olmalıdır. 18 yaşını doldurmuş bekar kadınlarda böyle bir zorunluluk bulunmamaktadır.

18 Ekim 2012 Perşembe

Tenisçi Kolu

Sponsorlu Bağlantılar:

TENİSÇİ KOLU (KEMİKZARI İLTİHABI)
Tenisçi koluna sahip olmak için bir Boris Becker ya da Steffi Graf olmak gerekmez. Ayrıca böyle bir kol kimseye madalya da kazandırmaz. Aksine tenisçi kolu insanı hemen mat ediverecek bir koldur. Çünkü aslında bu isim dirseğin iltihaplı, ıstıraplı, sıkıcı hastalığına (kemikzarı iltihabına) verilmektedir.

Ağrılar kolun alt kısmında belirir ve genellikle bileğin ve elin döndürülüp kaldırılması sırasında ortaya çıkar. Bazen rahatsızlık parmaklara kadar uzanabilir. Nedeni dirseğin genellikle aniden zorlanması ya da dirseğe yüklenilmesidir. Fakat arkasında romatizma gibi bir durum ya da boyun omurgalarında hastalıktan kaynaklanan bir değişim de saklı bulunabilir. Bu tür durumlardan altta yatan hastalığa ilişkin tedaviye geçilmelidir.

Dokunma Duygusu

Sponsorlu Bağlantılar:

DOKUNMA DUYGUSU
Sabah ve akşam duşa girenler, kuşkusuz temizliğine önem veren insanlardır. Psikologlar yine de bir kuşkudan kurtulamıyorlar. Sık sık duşa girenlerin ciltlerinin okşanmasından hoşlanan kişiler olmasını mümkün görüyorlar. Bu gelişmenin ne denli önemli olduğu maymunlar üzerinde yapılan deneylerle belirgin olmuştur. Annesi tarafından asla okşanmayan, yalanmayan, koklanmayan, kısacası sevilmeyen genç hayvanların büyüdükleri zaman seksüel rahatsızlıklar geçirdikleri gözlenmiştir. Bilim adamları, aynı buluşun insanlar için de geçerli olduğundan eminler. Bebeklikteki okşamalar ve cilt temasının ileride cinselliğin temelini oluşturduğuna inanıyorlar. Dokunma duygusu beş duyudan en önemlisidir. Koku ve tat alma duygusundan yoksun sağır ve körler, şehvet hissedebilir ve mükemmel bir eş oluşturabilirler. Hiçbir şey hissetmeyen insan ise, bunu başaramaz. Bu arada erkeklerle kadınlar arasında, garip bir fark da bulunmaktadır. Kadınlar, dokunma duygusunu pasif olarak daha çok algılayabilir, dokunulmak kadına erkekten daha çok zevk verir. Erkekler ise, şekil, beden ve cilt reaksiyonlarını kadınlardan daha farklı hissederler. Bu nedenle doğa; cinsel organların bazı bölgeleri, parmak uçları, dudaklar, dil gibi sevişmede önemli rol oynayan organlarda, sinirleri buna göre yaratmıştır. Cilt, her bakımdan okşamalara karşı çok hassastır. Özellikle ayak tabanları. Eskiden Rus çarı sarayında, çariçenin ve diğer saray hanımlarının ayaklarının altını gıdıklamakla görevlendirdiği özel uşaklar bulundururdu.

Tai Chi Chuan

Sponsorlu Bağlantılar:

TAİ CHİ CHUAN
Çince (Taichi), en yüksek yasa, (Chuan), yumruk, boks anlamı taşır. Meditasyon (dalınç) ile birlikte vücudun duygularını yüceltmek ve sağlığı pekiştirmek için yapılan harekete bu isim veriliyor. Gölge boksu diye de anılır. Çin'de parklarda "Tai Chi Chuan" yapan insanlara rastlamak güncel, alışılmış görüntülerdendir. Kadınlar, erkekler bir kedi çevikliğiyle karşılarında görünmeyen bir rakiple mücadele eder gibidirler. Daireler çizen hareketler yavaş yavaş ve bir aşamadan diğerine geçer, bu arada parmaklar, eller, omuzlar ve nihayet tüm vücut bu dairevi hareketlerin içine katılır. Gölge boksunun amacı, bir çocuk gibi yumuşak, bir oduncu gibi sert, bir bilgin gibi olgun bir yapıya sahip olmaktır. Bunun için günde 20 dakika yapmak yeterlidir.

Sifilis

Sponsorlu Bağlantılar:

SİFİLİS (FRENGİ)
Sifilis ya da frengi, öldürücü bir cinsel hastalıktır. Hastalık konusunda fazla iyimser olacak neden bulunmamaktadır. İlk aşamada, çağdaş antibiyotik ilaçlar sifilisi tedavi etmektedir. Ancak uzmanlar hastalığı oluşturan treponema pallidum bakterisinin giderek ilaçlara direndiğini saptamış bulunuyorlar. Hasta sayısında son zamanlarda azalma izlenmektedir. Uzmanlar bunun asıl nedeninin AİDS korkusundan kaynaklandığını bildiriyorlar. Prezervatif kullanmak, hastalığa karşı oldukça güvenilir bir korunma önlemidir. Hastalık genellikle cinsel ilişki sırasında bulaşmaktadır. Bakteri ciltte veya tükürük bezlerinde bulunan en küçük bir çatlaktan bünyeye girebilmektedir. Enfeksiyondan 3 ile 6 hafta sonra bakterinin bulaştığı yerde katı kenarlı kızarmış sivilceler, çıbanlar oluşur.

17 Ekim 2012 Çarşamba

Senkro Enerji

Sponsorlu Bağlantılar:

SENKRO ENERJİ
Eskiden gözünde gözlükler, kafasında kulaklıklar, bilgisayar başında oturup sözde "hiper" gerilim atma seansları yapan kişilere rastlanmaktaydı. Uzun zamandır özledikleri bir duruma programlanan, birkaç dakika içinde ulaşmayı umarlardı. Yoga ve otojen eğitim yoluyla öngörülen huzura ulaşmak için bazen yıllar gerekmektedir.

Tina Turner ve Michael Jackson'un da zamanında bu yola başvurdukları söylenmektedir. Onlarla birlikte milyonlarca Amerikalı bu amaçla bilgisayarın başında otururlardı. "Mind machines" (zihin makineleri) ile kendilerine enerji yüklemek istemektedirler. Avrupa'da da aynı amaçla hizmet veren ilk stüdyolar açılmaya başladığı sırada reklamlarında "Einstein'in saatlerce zamanda gerçekleştirdiklerini, siz burada yarım saatte elde edersiniz" gibi sloganlar kullanmaktaydılar.

Senkro enerji toplama, şu varsayıma dayanmaktadır: İnsan beyni elektrik dalgaları yayınlamaktadır. Bu dalgalar, stres halinde daha hızlı, sakin durumda daha yavaştır. Mega-Brain computer (Mega beyin bilgisayarı) akustik sinyallerini güçlendirerek veya zayıflatarak bu dalgaları hızlandırmakta ya da yavaşlatmaktadır. Bu sırada bilgisayara ayarlanmış ışınlayan bir gözlük etkiyi güçlendirmektedir. İsteyen kişiler eden buna ilaveten Tibet müziği de dinleyebilirlerdi. Beyini dinlenmesi gerektiği sırada koşturan bu yöntem zararsız olarak kabul edilemezdi. Almanya'da, Psikologlar Derneği, henüz tam olarak incelenip, anlaşılamayan bu sistem konusunda uyarıda bulundular. "Beyin dalgalarıyla oyun oynanmaz" diye uyardılar. Beyin hassas ve tahrip olması durumunda geri dönüşü imkansız bir organdır. Bu sebeple beynimize kötü etki edecek her türlü ortamdan uzak durmalı, henüz kesinliği ve yan etkisi bilinmeyen hiçbir tedavide kendimizi deneysel amaçlı kullandırmamalıyız.

16 Ekim 2012 Salı

Tutku

Sponsorlu Bağlantılar:

TUTKU
Hap, ilaç veya çeşitli keyif verici maddelere karşı zorunlu olarak ruhsal ve bedensel bağımlılık halidir.

Tutku, mutlaka eroin gibi maddelere olan bağımlılıkla ortaya çıkmaz. İnsanın klasik bağımlılık halleri de vardır. Örneğin, hasret duygusu, kıskançlık, temizlik merakı, intikam ya da iktidar hırsı da tutkuya dönüşebilir. Bu nedenledir ki, konuyla ilgilenen uluslararası uzmanlar Dünya Sağlık Örgütü'nün tavsiyesine uyarak kendi kendilerini bu görevden affetmiş bulunuyorlar. Konu, şimdi sadece uyuşturucu sorunu uzmanlarınca ele alınmaktadır.

Eldeki istatistik sayıları, insana dehşet verecek niteliktedir. Örneğin, Almanya'da Sağlık Bakanlığı araştırma kuruluşunun raporuna göre, sadece bu ülkede alkol bağımlısı milyonlarca insan yaşamaktadır. Bunun üçte ikisini erkekler, üçte birini kadınlar oluşturmaktadır. İlaç ve çeşitli haplara bağımlı olarak yaşayanların sayısı da çok fazladır. Bunların içinde kadınlar, erkeklerden fazladır. Bu arada bağımlı gençlerin ve çocukların sayısının ürkütücü boyutlarda arttığı izlenmektedir. Yaşı 13 ile 60 arası binlerce Alman vatandaşının kuvvetli hap alışkanlığının bağımlılığa dönüştüğü saptanmıştır. Günde 15'ten fazla sigara içen Almanların sayısı da çok fazladır.

Bu arada, şimdiye dek bilinmeyen yeni eğilimlerin de giderek artmakta olduğu saptanmıştır. Oyun (kumar), oburluk, sıskalık tutkusu gibi. Bu tutkuların da bir hastalık olduğu kuşkusuzdur. Fakat diğerlerinin aksine, durumlarını açıklamaktansa, susmayı yeğlemektedirler. Açıklayıp yardım isteyince, mutlaka alıştıkları şeyden vazgeçmek gerekeceğini bilmekte, oysa vazgeçemeyeceklerini düşünmektedirler. İlaç bağımlılarında en büyük sorun da budur. Hasta bağımlılığın verdiği ıstırap, duyduğu keyif ve geçici tesellinin yanında dayanılmaz derecede ağır bastığı zaman tedaviye gitmek zorunda kalıyor.

Teşhis Diyeti

Sponsorlu Bağlantılar:

TEŞHİS DİYETİ
Teşhis diyeti, örneğin, alerji gibi bir rahatsızlığa neden olan etkeni bulmak için izlenen özel beslenme yöntemidir. Tıp dilinde teşhis diyeti diye anılır. Soframızdaki tabaklara giderek daha çok zararlı zehirli maddeler girmektedir. Öyle ki Düsseldof'ta 1987 yılında uluslararası çevre kirliliği konferansında doktorlar, "Yaşamak hayat verici değil. Öldürücü maddeler yiyoruz" demişlerdi. Gerçek şudur ki, radyoaktivite ve çevre kirliliğinin yanı sıra yemeklerimizde ki kimyasal maddeler de giderek artmakta ve insanın bünyesinde en ağır yüklenimler oluşturmaktadır. Besinlerimizde yetkili kuruluşların izin vermesine karşın, sağlığa zararlı bulunan 300 çeşit madde bulunduğu saptanmıştır.

Besin alerjisi tedavisinde böylesine güçlükler çıkmasının bir nedeni de budur. Alerjiye yol açan türü bulmak, bu nedenle böylesine güçleşmiş ve zamana gerek gösteren bir sorun haline girmiştir. Bu arada bahara meyve ve sebzeden başlayıp, birçok besinlere kadar uzanan bir alerji listesi bulunmaktadır. En etkili yöntem hastaya alerji testi uygulamaktır.

Stres

Sponsorlu Bağlantılar:

STRES

Stres ingilizce (distress) bitkinlik sözcüğünden türemiştir. Ruhsal ve bedensel etkiler oluşturan gerilim halidir.

Stres olmasaydı, belki de insanlar hala ağaçların üzerinde yaşardı. Stres vücudun alışılmamış yüklenimlere karşı tepkisidir. Bu sırada adrenalin, noradrenalin gibi belirli hormonlar salgılanır. Stres sırasında belirli kaslar gerginleşir, dolaşım ve solunum sistemi daha aktif hale girer, kan basıncı yükselir, boyun ve burun kasları açılır, solunum yolları da mümkün olduğunu kadar genişler. Aynı zamanda vücudun hayati önem taşıyan ikinci derecedeki bazı işlevleri ihmal edilir. Örneğin, bazı kanalları kapatan kaslar gibi. insanın korkudan altına yapması da bu yüzdendir.

Stres sırasında vücudun kısa vadeli olarak yüksek etkinliklerde bulunması da mümkündür. Stresten sonra vücut yeniden sakinleşmek için zamana ihtiyaç duyar. Uzmanlar esas sorunun da bu durum olduğunu vurguluyorlar. İnsanlar daima hazır bulunmak için, giderek daha çok artan bir gerilim durumuna giriyorlar. Stresten ıstırap çekiyorlar. Amerikalı iki uzman Thomas Holmes ve Richard Rahe, dünya çapında bir araştırma yaptıktan sonra, en ağır stres olaylarının bir listesini çıkartmış bulunuyorlar. Buna göre, eşlerden birisinin ölmesi, 100 puanlık bir stres oluşturmaktadır ki, listede en yüksek sırayı bu faktör almaktadır. Boşanma 73 puan, sevilen bir insandan ayrılma 65 puan, hapis cezasına çarptırılma 63 puanlık bir stres oluşturuyor. Sevindirici olaylar da stres oluşturmaktadır. Örneğin Loto'da önemli bir ikramiye kazanma 38 puanlık bir stres oluşturmaktadır.

Kim ne kadar stres kaldırabilir?

Bu durum kişiden kişiye değişmektedir. Acının oluşturduğu strese dayanma çizgisi, erkeklerde kadınlardan daha alt (zayıf) düzeydedir. Yine de karısı ölen erkekler ya da işinde büyük zorluklarla karşılaşan erkeklerin, kadınlardan daha çok intihar ettiği gözlenmiştir. Stresin insanı hasta ettiği de kesinlik kazanmıştır. Mide iltihapları, dolaşım sorunları, psiko-somatik rahatsızlıklar ve kalp krizlerine yol açmaktadır.

15 Ekim 2012 Pazartesi

Işın Tedavisi

Sponsorlu Bağlantılar:

IŞIN TEDAVİSİ
Radyoaktif ışınlar, çoğu kötü tümörlerin tedavisinde kullanılır. Tedavi sırasında ışınlar cildi geçip, vücuda girer. Bu sırada önemli olan cilde aşırı miktarda radyoaktivite zararı vermemektir. Bazı metotlarda tedavi radyoaktif madde -örneğin rahim gibi- vücut organlarının içine yerleştirilir. Ya da haplarla hasta organa ulaştırılır. Böylece sağlıklı organlara veya dokulara verilebilecek zarar, en alt düzeyde tutulurken yüksek doz hasta organa ulaştırılır.

Işın tedavisi, kanserli dokuları zayıflatır, hatta yok edebilir. Fakat tümüyle risksiz değildir. Kanserli dokuların başarılı bir tedaviden sonra yeniden oluşması da ihtimal dahilindedir. Tedavinin uygulama sona erdikten sonra, cilde ve bazı iç organlara zarar vermesi de mümkündür.

Kekeleme

Sponsorlu Bağlantılar:

KEKELEME
Marilyn Monroe, Winston Churchill, Charles Darwin, Kral 6. George kekemeydiler. İngiliz kralının Almanya'ya savaş ilan eden bildiriyi okurken bile kekelediği anımsanmaktadır.

Kekemeliğin nedeni, günümüze dek tam olarak araştırılmamıştır. Eskiden dilde oluşan bir hatanın kekemeliğe yol açtığına inanılırdı. Ya dilin yavaş davrandığı, ya zayıf olduğu, ya fazla ıslandığı gibi varsayımlar öne sürülürdü. Hatta 19'uncu yüzyılda kekemelerin dilini ameliyat etme gibi hatalar bile işlenmişti. Böyle bir ameliyattan sağ çıkanın, o zamanki sağlık koşullarına göre şanslı olması gerekirdi. Elbette kekemelik böylece daha da artamasa bile, azalmamış da oluyordu.

Kekemelik 3 ile 6 yaş arasında konuşma yeteneğinin geliştiği yıllarda başlar. Daha yaşlıca çocuklarda ise, konuşma şekli düzgün olur. Eğer konuşmadaki durum, tutukluk ya da kekemelik şeklinde sürüyorsa, anne babalar bunu kendileri düzeltmeye kalkışmamalı, uzman bir doktor ya da psikologa başvurmalıdırlar.

Tedavi olurken hastanın önce kekeleme korkusu giderilir. Bilinci, kişiliği güçlendirilir. (Be-be-ben, ke-ke-ke-keliyorsam, ne o-o-ol-muş?) Ve buna paralel olarak araştırmalar yapılarak, konuşma şekli düzeltilir. Tedavide başarı oranı küçük çocuklarda daha yüksektir. Büyüklerde tedavi daha uzun sürer. Bazen 7 yıl kadar sürebilir. Bazı insanlar ise, ileri yaşlarda kekemelikten tamamen kurtulamazlar. Buna rağmen tedavi her zaman için tavsiye edilir. Çünkü hasta, en azından eskisine oranla büyük ilerlemeler kaydeder. Ve kekemeliğini daha bilinçli olarak kontrol edebilir.

Köln kentinde 1989 yılında yapılan kekemeler kongresinde, kekemelerin "Saat kaç?" diye sorarken bile, ne denli iç huzursuzluklar ve ıstıraplar hissettiği dile getirilmiştir. Hamburg'lu bir terapist, kekeme bir hastasının tren bileti alırken, "Hamburg'a ikinci mevki!" diyebilmek için büyük sıkıntı hissettiğini ve bu yüzden trenle gitmekten cayıp, yolu yürüyerek gittiğini anlatıyor.

Bugün kekemelik konusunda çok daha ciddi adımlar atılmaktadır. Kekemelikten tamamen kurtulmak eskisinden çok daha kolaylaşmıştır.

Sterilizasyon

Sponsorlu Bağlantılar:

STERİLİZASYON
Latince (steril) mikropsuz veya kısır sözcüklerinden kaynaklanır. Sterilizasyon bizde de her iki anlamıyla da kullanılmaktadır. Ortamın her türlü mikroptan arındırılmasına da sterilizasyon denir iken erkeğin kısırlaştırılmasına da bu isim verilmektedir. Erkeğin sperma kanalı kapatılarak kadını hamile bırakması önlenirken, bu sırada hadım etmenin tam aksine cinsel ilişkide bulunma yeteneği eskisi gibi sürer. Bu müdahale küçükse de insanlık için büyük bir adım oluşturmaktadır. Bilim adamları böyle söylüyorlar. Nüfus patlamasına karşı, bazı bilim adamları sterilizasyonu en olumlu çözüm olarak görüyorlar. Müdahale erkeğin husyesinde, sperma kanalını ayıran ufacık bir kesinti ile gerçekleşmektedir. İşlem birkaç dakika sürmektedir. Küçük bir lokal anestezi ile yapılabilen bu işlem, yüzde 100 başarı sağlamaktadır. Fakat çoğu erkek bunu istememektedir. Bazı ülkelerde bu ameliyatı yapan erkek sayısı çok fazla iken ülkemizde bu sayı çok azdır. Kadınlarda ise, sterilizasyon daha zor ve karmaşık bir işlem gerektirmektedir. Kadında yumurta kanalının ayrılması gerekir. Müdahale ya göbekten ya cinsel organdan, ya da karın kapağından yapılır. Ameliyat sırasında total narkoz gerekir. Bu müdahalenin riski de vardır. 100 bin olayda, 3 ölüm saptanmıştır.

Yeni teknikle yumurta kanalı yapay bir madde enjekte edilerek kapatılmaktadır. Böylece kanal ileride arzulandığı zaman yeniden açılabilmektedir. Psikologlar sterilize edilen kadın sayısının, erkekten fazla olmasının ilginç bir açıklamasını yapıyorlar. Bunun nedenini kadının sterilize edilen erkeği, tam bir erkek gibi kabul etmemesi oluşturuyor. Kadın sterilize edilen erkeği cesur ve sevimli buluyor. Ancak onu artık bir erkek olarak tahrik edici bulmuyor. Bazı iddialara göre, birçok çift bu olaydan sonra boşanıyorlar.

Boyun Tutulmasının Nedenleri Nelerdir?

Sponsorlu Bağlantılar:

Boyun tutulmasının nedenleri nelerdir?
Rüzgarda kalmak veya yanlış bir hareket yapmak aniden bu rahatsızlığı ortaya çıkarır. Aniden başımızı çeviremediğimizi, boynumuzun sancılandığını hissederiz. Hareket boyuna ciddi ağrı vermektedir. Bunun başlıca nedenleri, genellikle boyun omurgaları arasında oluşan bazı gevşemeler olabilir. Boyun omurgalarının kıkırdaklarındaki hafif sıkışmalar çatlaklar oluşturabilir. Yanlış hareketler omurga kıkırdaklarını sıkıştırır, ezer, böylece omurgaların sıkışıp belirli sinirler üzerine basınç yapmasına neden olur. Normal olarak böyle bir boyun ağrısı bir atkıyla veya sıcak bir bant ile sarılarak birkaç gün içinde geçer. Bazen doktor boyunu ısıtan, yumuşak ve sakin tutan bir protez de verebilir. Böylece boyun omurgalarının doğru pozisyonda durması sağlanır. Ağır vakalarda, hastaya bazı iğneler verilerek, masaj yapılır ve özel hasta jimnastiği de yaptırılır.

Spermiyogram

Sponsorlu Bağlantılar:

SPERMİYOGRAM
Erkek tohumlarının (spermlerinin) analiz edilmesine bu isim verilir. Her ne kadar sır gibi anlatılırsa da, Avrupa'da herhangi bir kraliyet ailesine gelin gidecek kızlardan -soylu ailenin- evlenmeden önce doğurganlığını kanıtlayan bir doktor raporu istendiği bilinmektedir. Prensler, kontlar nedense aynı muayeneden geçmemektedirler.

Genellikle çocuğu olmayan çiftlerde, -her iki olaydan birisinde- erkek kusurludur. Bunu basit bir spermiyogramla saptamak mümkündür. Erkeğin mastürbasyon yoluyla alınan spermaları doktor tarafından incelenir. Önemli veriler uzman tarafından tanınır.

Sağlıklı erkeğinkiler ortalama 3 ile 5 mililitre kadardır. İki mililitreden az ya da 6 mililitreden fazlası hastalıklı sayılır. Böylece erkeğin üretkenliğinde bir rahatsızlık bulunduğu ortaya çıkar. Spermlerin mililitre başına sayısı da önemlidir. Normal olarak bir mililitredeki sperm sayısı, 40 ile 120 milyon arasındadır. Eğer 20 milyondan azsa, erkeğin büyük bir olasılıkla üretken olmadığı anlaşılır. Aynı durum mililitre başına 150 milyondan fazla spermli erkekler içinde geçerlidir. Bazı erkeklerde bu sayı milimetre başına milyarı bulur. Bunlar da üretgen değildir. Sayısı çok olan spermlerde, tohum ipçikleri çok küçüktür. Çok zayıf ve hareket yeteneği yok gibidir. Böylece dişi bir yumurtayı döllendiremezler. Spermiyogram da sperm sıvısı ve özellikle bunun içindeki şekerli madde, (früktoz) incelenir. Bu madde spermaların, vajinadan rahim ve yumurtalığa kadar olan uzun yolculuğu sırasında enerji sağlar. Bu araştırma, çoğu erkek için bir problem oluşturur. Ancak rapor olumsuz dahi olsa, iktidarsızlık halini çok büyük bir olasılıkla geçici olduğunu da unutmamak gerekir.