KOLESTEROL
Yunanca (Kole) safra-öd) ve (Stero) sert kelimesinin türevidir.
İnsan vücudu içinde oluşan aynı zamanda dışarıdan da alınan yağ asitlerine bu isim veriliyor.
Kolesterol arteriyosklerosis (damar sertliği) ve kalp krizine yol açan önemli bir riski oluşturmaktadır. Ancak kolesterolün ayrıca hayati bir önemi de vardır. Vücudun kendi ürettiği kolesterolün oluşturduğu cinsel hormonlar cinsel yaşantımıza yön ve olanak verir.
Çoğu bilginin kanısına göre, günümüzde bilinçsiz bir kolesterol paniği mevcuttur. Vücut için önemli olan bu yağ asidi, bazen nedensiz şekilde normalin altına çekilmek istenmektedir.
Oysa yağ asitleri vücudumuzun bağışıklık sistemi için de önem taşımaktadır. Kolesterolün oranı, 100 mililitrede 250 miligram olduğu zaman sağlıklı ve normaldir.
Aşırı yüksek kolesterolün ise, yaşam için tehlikeli emboli-tıkanma olaylarına yol açtığı da tartışmasız bir gerçektir. Aşırı kolesterolün nedeni irsi olabildiği gibi (şeker, böbrek, karaciğer ve tiroit hastalıkları) da olabilir. Alkolizm ve çeşitli ilaçlar da kolesterol oranını artırabilir. En tehlikeli yanı sinsi bir tehlike oluşturmasıdır. Kolesterol ağrı, rahatsızlık vermez, ancak kan muayenesiyle saptanabilir. Kesin olarak beslenme şekliyle yakından ilişkisi bulunmaktadır.
Yapılan araştırmalar Finlandiya'da kalp krizi ve damar sertliği olaylarının, Girit Adası'na oranla 10 kez daha fazla olduğunu göstermiştir. Nedeni Finlilerin hemen tümüyle hayvani yağlar kullanması, Giritlilerin ise, zeytin yağı gibi bitkisel yağlar kullanmasına bağlanıyor. Kolesterol düzeyi riskli kişilerin beslenme alışkanlıklarını değiştirmesi kaçınılmaz bir koşuldur.
Hayvani yağlar (özellikle beyin) en yüksek kolesterol içeren besinlerdir, bunlardan mutlaka kaçınılmalıdır. Bitkisel besinler, normal kilo, fazla hareket kolesterol oranını düşürür. Doktor tarafından kolesterolü düşürücü ilaçlar da verilmektedir.