UYKU
Sadece dolaşım, solunum, sindirim gibi bilinçsiz hareketlerimizin sürdüğü dinlenme haline uyku diyoruz.
Uyku hakkında güzel şeyler söylenir. Eski Yunanlılar'ın (Morpheus) adında bir uyku Tanrısı olduğuna vardı.
Uykuda meleklerin bizi hafif kolları arasına aldığına inanmak, çocukluktan kaynaklanan bir öyküdür. Gerçek anlamda uyku, bilinçli halimizin değişimi ve tüm organlarımızın vejetatif sinir sistemimizle uyum içinde dinlenme dönemine ayarlanmasıdır. Ömrümüzün yaklaşık 3'te biri, yani ortalama 25 yılı uyku ile geçer. Uyku sırasındaki bireysel olaylar, araştırmacılar tarafından en ince ayrıntılarına kadar incelenmiş bulunmaktadır. Uykuyu lunaparklardaki raylara, inişli çıkışlı heyecan trenine benzetenler vardır. Yüksek kısımları (hafif uyku), derinlikleri (derin uyku), rüya aşamaları olarak birbirinden farklı kısımları bulunur. Özellikle derin uyku sırasında, vücudun işlevleri en yavaş düzeye iner.
Vücut ısısı düşer, kalp atışları ve solunum yavaşlar ve normalin 3'te 1'i düzeyine iner. Beyin dalgalarının akımı sürekli, fakat yavaştır, plajdaki hafif rüzgar izlerini anımsatır.
Derin uyku, uyurgezerlerin de harekete geçtiği dönemdir. Uyurgezerler gözleri açık, fakat manasız bakarak, çevrede dolaşır. Bazı kadınların uykuda kalkıp uyurgezer halde evde temizlik yaptıkları da bilinir. Şaka bir kenara uyurgezerlik genellikle büyük felaketlerle sonuçlanabilen bir olaydır.
Gözlerin hızla hareket ettiği REM (Rapid eye movements) sırasında düş görürüz. Uyku araştırmacıları, bu sırada gözlerimizin kapalı göz kapakları altında çok çabuk hareket ettiğini saptamış bulunuyorlar. Bu nedenle bu aşamaya yukarıda ingilizce belirtildiği gibi çabuk göz hareketleri adı verilir. İnsan bu sırada ne gibi düşler görür? Bu konu araştırmacılar için hala bir sır olarak kalmıştır.