Hamilelik, yumurtanın döllendirilmesinden doğuma kadar süren döneme denir. Kadın hamile kaldığı zaman döllendirilen yumurta, yumurta kanalını aşana dek ve rahime yerleşene kadar beş gün geçer. Tıp dilinde Progestation dönemi denen bu aşama, kadın tarafından fark edilmez. Ayrıca döllendirilmiş olan her iki yumurtadan birisi, bundan sonraki aylık rahatsızlık sırasında bünyeden atılabilmektedir. Döllendirilen yumurta bir kez rahime tam olarak yerleşirse, doğuma kadar aradan 260 gün geçmesi gerekir.
Bu süreç içinde anne adayının vücudunda ve ruhsal durumunda önemli değişiklikler olur. Günümüz tıp biliminde doktorlar doğumla ilgili riskleri gerek anne, gerekse bebek için en alt düzeye indirme olanağına sahiptirler. Tıbbın hiçbir dalında, belki de doğum öncesi teşhis alanında olduğu kadar önemli ilerlemeler sağlanamamıştır. Ultrosonik muayene çocuğun büyüyüp büyümediğinden, parmağını ağzına koyup koymadığına, kız mı erkek mi olacağına kadar her şeyi belirlemektedir. Rahim sıvısından ceninin vücut yapısının normal olup olmadığı hatta zekaca özürlü olup olmadığı anlaşılmaktadır.
Özellikle ileriki yaşlarda hamile kalan kadınlarda bu muayene önem taşımaktadır. Riskli hamilelikler giderek mükemmelleşen yöntemler yardımıyla kontrol altında tutulmaktadır. Olanak o kadar ilerlemiştir ki, bazı ülkelerde gözetim altındaki anne kendi evinde normal yaşamını sürdürürken, bebeğin kalp atışlarını hastanedeki doktora telefonla dinletme olanağına sahiptir. Bu atışlar hastanede bulanan özel doğum aygıtının yazma sistemine kaydedilmektedir. Eğer anormal bir durum olursa, anne hemen kliniğe nakledilir. Bundan başka doğmamış bebeğin kanda biriken oksijen miktarına göre, sağlık durumunu saptamak mümkündür. Eskiden bunu anlayabilmek için, ana karnındaki bebeğin bir damla kanı gerekirdi. Şimdi bu teşhis, kansız olarak gerçekleştirilmektedir. Hamile kadının karnı üzerine yerleştirilen iki algılayıcı aygıt, ana rahmindeki çocuğa bir lazer ışını göndermekte ve böylece kanındaki oksijen miktarının ölçülebilmesini sağlamaktadır.
İngiliz doktorlar bu alanda en büyük başarıyı özel bir sonda sayesinde ana rahmindeki bebeğe açık kalp ameliyatı yaparak gerçekleştirmiş bulunmaktadırlar.