18 Ekim 2012 Perşembe

Dokunma Duygusu

Sponsorlu Bağlantılar:

DOKUNMA DUYGUSU
Sabah ve akşam duşa girenler, kuşkusuz temizliğine önem veren insanlardır. Psikologlar yine de bir kuşkudan kurtulamıyorlar. Sık sık duşa girenlerin ciltlerinin okşanmasından hoşlanan kişiler olmasını mümkün görüyorlar. Bu gelişmenin ne denli önemli olduğu maymunlar üzerinde yapılan deneylerle belirgin olmuştur. Annesi tarafından asla okşanmayan, yalanmayan, koklanmayan, kısacası sevilmeyen genç hayvanların büyüdükleri zaman seksüel rahatsızlıklar geçirdikleri gözlenmiştir. Bilim adamları, aynı buluşun insanlar için de geçerli olduğundan eminler. Bebeklikteki okşamalar ve cilt temasının ileride cinselliğin temelini oluşturduğuna inanıyorlar. Dokunma duygusu beş duyudan en önemlisidir. Koku ve tat alma duygusundan yoksun sağır ve körler, şehvet hissedebilir ve mükemmel bir eş oluşturabilirler. Hiçbir şey hissetmeyen insan ise, bunu başaramaz. Bu arada erkeklerle kadınlar arasında, garip bir fark da bulunmaktadır. Kadınlar, dokunma duygusunu pasif olarak daha çok algılayabilir, dokunulmak kadına erkekten daha çok zevk verir. Erkekler ise, şekil, beden ve cilt reaksiyonlarını kadınlardan daha farklı hissederler. Bu nedenle doğa; cinsel organların bazı bölgeleri, parmak uçları, dudaklar, dil gibi sevişmede önemli rol oynayan organlarda, sinirleri buna göre yaratmıştır. Cilt, her bakımdan okşamalara karşı çok hassastır. Özellikle ayak tabanları. Eskiden Rus çarı sarayında, çariçenin ve diğer saray hanımlarının ayaklarının altını gıdıklamakla görevlendirdiği özel uşaklar bulundururdu.