İnsanın ruhsal yapısını araştıran bilim dalıdır. Ünlü bilgin Sigmund Freud (185Ş-1939) hastalarını bir kanepeye yatırıp konuştururdu. Bu ünlü kanepe bugün Viyana'nın tarihi eşyaları arasında sergilenmektedir. Hastaların bu koltukta Freud'a yaptıkları itiraflar bu bilim dalı açısından büyük önem taşımıştır.
Bilim adamları, psikanaliz koltuğundaki bu itirafların değerinin Einstein'in izafiyet kuramıyla eş değerde olduğunu söylemektedirler. Freud, pratik psikanalizin kurucusudur. Kurduğu bilim bilincin altında bulunan ruhsal hallerin etkisiyle yaşam ve sağlık arasındaki ilintileri araştırmıştır. Freud'un kuramına göre, her insan cinsel dürtülerinin yönetimi altındadır. Eğer bu dürtü toplumsal gelenekler ve yasaklar tarafından bastırılırsa ifade edildiğine göre, nevroz şeklinde ortaya çıkar. Bastırılan cinsel duyguların yücelmiş şekli ise, Freud'a göre enerjinin başka alanlarda odaklaştırılmasında yardımcı olur.
İsviçreli psikanalist Cari Gustav Jung (1875-1961), Freud'un kuramını genişletmiştir. Jung, miras yoluyla kalan kişilik üstü kollektif bilinç altı ilkesini kurmuştur. Bu bilinçaltının, insanların içgüdüleri kadar kültürel mirasının da kalıplarını aldığını ifade etmiştir.