Aşk, güzellik ve ayartıcı Yunan tanrıçası anlamındadır. Köpükten doğduğuna inanılır. Yunanca (Afros) köpük anlamındadır. Eski Mitoloji öyküsüne göre, Yunan Tanrısı Kronos mağlup ettiği dev Uranos'un erkeklik organını koparıp Kıbrıs adası önlerinde denize atınca Afrodit denizin köpüklerinden doğar. Afrodit çirkin fakat çok sanatkar bir adam olan demirci Hefaistos ile evlidir. Kocasını sürekli aldatırdı. En ünlü ilişkisi savaş Tanrısı Ares ile olanıdır. Bundan 4 çocuğu olmuştur. Eros (Arzu tanrısı) da bunların içindedir. Hermes'ten ise Hermafrodit doğar. Afrodit'in en önemli rolü Truva savaşlarında görülür. Tanrılar arasında yapılan bir düğüne anlaşmazlık Tanrısı Erls'i davet etmeyi unuturlar. Eriş bunun üzerine aralarına altın bir elma atar. Bunun üzerinde "En güzele" sözcükleri yazılıdır. Baş Tanrı, Tanrıçalar arasında en güzeli seçmek için Truva Kralının oğlu Paris'i hakem tayin eder. Paris, elmayı kendisine dünyanın en güzel kadınını vaad eden Afrodit'e verir. Afrodit de ona, Makedonya birliğine bağlı Sparta kralı Menelaus un karısı güzel Helena'yı kaçırtır. Bunun üzerine Truva savaşları başlar.
Eski Yunanistan'ın en sıcak Tanrıçası olan Afrodit'in sayısız mabetleri yapılmıştır. Korint mabedi en ünlüsüydü. Burada Tanrıça adına fuhuş icra edilirdi.
Romalılar zamanında Afrodit, Venüs adıyla benimsendi. Roma'da da Venüs hayat kadınlarının Tanrıçası sayılırdı. Tüm zamanların sanatı Afrodit ve Venüs'ü birçok eserlerle ölümsüzleştirmiştir. Bunların en önemlilerinden birisi 1445 ile 1510 yılları arasında yaşamış olan Botticelli'nin "Venüs'ün Doğuşu" isimli tablosudur.