31 Aralık 2010 Cuma

Bel Ağrısına Ne İyi Gelir? Bel Ağrısı Nedenleri ve Korunma Yöntemleri

Sponsorlu Bağlantılar:

bel ağrısı , sırt ağrısı

Bel ağrısını önlemek için almamız gereken bir takım önlemler:

Bel ağrısını engellemek için öncelikle vücudumuzun anatomisine uygun, doğru bir şekilde yük kaldırma ve eğilmeyi bilmeliyiz. Bu sebeple aşağıdaki önerileri dikkate alınız:

BEL AĞRISINA KARŞI DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR:

Ağır nesne­leri kaldırırken sırtınızı dik ve yükü vücudunu­za yakın tutunuz.

Yükü kaldırırken belinizi/sırtınızı öne, sağa ve­ya sola bükmeyiniz.

Yük ile aya­ğa kalktığınızda öne doğru eğilmeyi­niz.

Yerden herhangi hafif bir eşya­yı bile mutlaka dizlerinizden çömelerek ve bacaklarınızdan güç alarak kaldırı­nız.

Nesneleri kaldırır­ken ve indirirken karın kaslarınızı sıkılaş­tırınız (kasınız).

Ağır yük taşırken geniş destek yüze­yi sağlamak için bacaklarınızı birbirinden ayı­rınız.

Şayet yük ağır veya hantal ise bi­rinin yardımı olmadan kaldırmayı­nız.

Ayakta uzun süre durmaktan kaçı­nınız. Eğer işiniz için ayakta durmak zorundaysanız bir ayağınızın altına küçük bir basamak koymalısınız. Sıklık­la ayak değiştiriniz.

Yüksek topuklu ayakkabı giymeyiniz. Yürürken yastıkçık­lı tabanlık kullanınız.

Oturarak çalışıyorsanız -bilgisayar kullanırken vb.- kullanı­lan sandalyenin yüksek, sert ve ayarlanabilir bir arkalı­ğı olmasına özen gösteriniz. Sandalyenin arkalığı, beli ve sırtı desteklemelidir. Dik pozisyonda oturmalı, sırt arkaya tam ola­rak yaslanmalıdır. Ayrıca sandalye etrafında dönebil­meli ve kol desteği olmalıdır.

Otururken ayaklarınızın altına küçük bir basa­mak yerleştirerek dizlerinizin kalçalardan yüksekte olmasına dikkat edi­niz.

Otururken veya araba sürerken küçük bir yastık veya yuvarlan­mış havlu ile belinizi destekleyi­niz.

Araba kullanırken pedallara kolaylık­la ulaşabileceğiniz şekilde koltuğunuzun yüksekliğini ayarlamalısınız. Eğil­meyi engellemek amacıyla koltuğunuzu olabildiğince öne doğru getiriniz ve direk­siyona yakın oturunuz. Eller direksiyon üzerin­de 2’ye 10 kala pozisyonda ve dirsekler hafif bükülü durum­da tutulmalıdır. Koltuğun açısı beli destekleyecek şekilde olmalı­dır. Uzun süreli araç kullanırken, 2 saatte bir mola verme­li, kısa bir yürüyüş ve germe egzersizleri yapmalı­sınız. Sürüşten hemen sonra ağır nesneler kaldırma­yınız.

Son zamanlarda yapılan çalışma­lar, orta sertlikte zeminde uyumanın sert zemin­de uyumaktan daha iyi olduğunu göstermektedir.

Kilonuza dikkat edi­niz. Şişmansanız kilo veriniz.

Sigarayı bırakı­nız.

Gevşeyin.. yoga ya da masaj gibi yöntemle­ri deneyebilirsiniz.

Bel ağrısı için tedavi seçenekleri nelerdir?

Omurganın bazı özel hastalıkları cerrahi giri­şim gerektirmesine rağmen birçok bel ağrısı kısa süre­li istirahat, çeşitli ilaçlar, egzersizler, fizik tedavi uygulama­ları ve koruyucu önlemlerle tedavi edile­bilir. Bel ağrınızın size uygun tedavisi i­çin Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon hekimi­nin önerilerine uyunuz. Bel ağrınızın nedeni konusun­da bilgi edininiz. Doktorunuz sizin için en uygun tedavi yöntemi­ni belirleyecektir.

Akut(Ani Başlayan) Bel ağrısında yapmam ve yapmamam gereken şeyler nelerdir?

Ağrılı bölgeye buz uygulaması yapabilirsi­niz. Bu işlemi günde 2-3 kez uygulayabilir­siniz.

Oturmakla ağrılarınız artıyorsa oturma­yınız. Eğer oturmak zorundaysanız 30 dakika­yı aşmayacak şekilde kısa süreli oturma­ya özen gösteriniz.

Eğer bel korseniz var­sa (hekim tarafından önerilmişse) korseyi ayağa kalkın­ca hareket halinde ve hatta önerilmiş­se uyurken kullanmalısı­nız.

Üst ve alt vücut parçasının ağırlık­la çalıştırılması ya da aerobik hareketlerden olu­şan egzersizler akut dönemde önerilmemekte­dir. Bu dönemde yapılan aktif hareketlerin doğal iyileşme­yi geciktirdiği, şikayetlerin süresinin uzamasına neden oldu­ğu bildirilmektedir.

Hiçbir şeklide ağırlık kaldırma­yınız.

Kanepe, sedir gibi yumuşak zeminde yatmayı­nız. Kullandığınız yatak ne omurgayı zorlayacak kadar sert, ne de içe çöke­cek kadar yumuşak olmalı­dır.

Kabız olmamaya dikkat edi­niz. Bunun için hafif ve yumuşak yiyecek­ler yiyiniz.
Tuvalette aşırı derecede ıkınmayı­nız, bu ağrınızı şiddetlendirebi­lir.

Öksürürken, hapşırırken ka­rın içi basıncınızı fazla artırmama­ya özen gösteriniz.
Ağrınız geçene kadar cinsel ilişkiden kaçını­nız.

Kaynak:yahyakaptan.kocaeli.edu.tr

Konuyla ilgili aramalar: bel ağrısı tedavisi , bel ağrısına ne iyi gelir , bel ağrısı nedenleri , bel ağrısı nasıl geçer , neden olur , sebepleri , sırt ağrısı , sırt ağrısının nedenleri , belim ağrıyor , belim ağrıyor ne yapmalıyım , acıyor , belim tutuldu

30 Aralık 2010 Perşembe

Kan Yapıcı Bitkiler: Hangi Gıdalar Kan Yapar

Sponsorlu Bağlantılar:

50 gr. Kınakına, 1 kg siyah kuru üzüm ve yarım kg mürdüm eriği, 3 lt. suda bir müddet kaynatılır ve günde 3 öğün içilir.

Konuyla ilgili aramalar: kan yapıcı besinler , meyveler , yiyecekler , kan yapıcı sebzeler

Öksürüğe Çare: Öksürüğe iyi Gelen Bitkiler - Bitkisel Öksürük Tedavisi

Sponsorlu Bağlantılar:

- Günde 20g.'dan fazla olmamak kaydıyla, Defne tohumu bal ile karıştırılıp yenir.

- 100g. toz zencefil ve 100g. toz zerdeçal 1kg bal ile karıştırılarak günde 3 öğün aç karna, 1 tatlı kaşığı yenir.

Konuyla ilgili aramalar: öksürük tedavisi , öksürüğe iyi gelen şeyler , öksürüğe neler iyi gelir

Cimnastik Hareketleri: Resimli Olarak Jimnastiğin Temel Duruşları

Sponsorlu Bağlantılar:

JİMNASTİKTE TEMEL DURUŞLAR:
Oyun esnasında değişik düzenlerde ve değişik pozisyonlarda öğrencilerin yerleşimi ve oyunun karakterine uygun bir durumda pozisyon almaları için,beden eğitimi dersinde de önemli bir yere sahip olan temel duruşların öğrencilere öğretilmesi faydalı olacaktır.

Temel duruşların öğretilmesi ve bir rutin haline dönüştürülmesi zaman kaybını önlemenin yanında, cimnastik ve düzen alıştırmaları gibi iki önemli konunun destekçisi olacaktır. Oyunların amaçları içinde koordinasyon ve denge geliştirme gibi unsurlar vardır.Bu nedenle temel duruşlarla ilgili öğretime önem verilmeli ve bu konuya zaman ayrılmalıdır.

Temel Duruşlar:

Bacaklar Kapalı Ayakta Duruş:Bacaklar bitişik Kollar yanlarda gövdeye paralel,baş ve gövde dik olarak yapılan duruştur.

temel jimnastik duruşları Bacaklar Kapalı Ayakta Duruş

***
Bacaklar Açık Ayakta Duruş:Ayaklar omuz genişliğinde açık,kollar yanda gövdeye paralel, baş ve gövde dik olarak yapılan duruştur. Vücut ağırlığı her iki bacakta da eşittir.

temel jimnastik duruşları Bacaklar Açık Ayakta Duruş

***
Çömelerek Duruş:Baş ve gövde dik,vücut ağırlığı ayak uçlarında çömelme hareketidir.Bu duruşta kalça ve topuklar bitişik,kollar gövdeye paraleldir.

temel jimnastik duruşları Çömelik Duruş

***

Dört Ayak Duruş:Çömelik duruşta eller omuz hizasında avuç içi yere dayanır.Dizler kolların arkasında kalır.

temel jimnastik duruşları Dört Ayak Duruş

***

Dizüstü Duruş:Bacaklar dizlerden bükülü,alt bacak ayak bilekleri gergin olarak yere dayalıdır.Buna bağlı üst bacak ve gövde dik,kollar yanlarda gövdeye paraleldir.

temel jimnastik duruşları Dizüstü Duruş

***

Tek Dizüstü Duruş: Dizüstü duruştayken bir bacağın öne alınarak dizden dik olarak bükülü yere basış şekli de “tek dizüstü” duruş olarak adlandırılır.

temel jimnastik duruşları Tek Dizüstü Duruş

***

Dizüstü Oturuş: Dizüstü duruştayken,arkaya topukların üzerine oturuş şeklidir. Dizüstü duruştayken yana oturma şekli ise “dizüstü yan oturuş” olarak adlandırılır.

temel jimnastik duruşları dizüstü oturuş

***

Bank Duruşu: Dizüstü duruştan kollar önde yere dayanılır.Üst bacak ve kollar yere dik ve birbirine paraleldir.

temel jimnastik duruşları Bank Duruşu

***

Ters Bank:Bank duruşunun tersidir.Sırt yere,göğüs yukarı dönüktür.Kollar ve alt bacaklar birbirine paralel yere dik,ayak ve avuç içleri yere dayalıdır.Baş arkada serbesttir.

temel jimnastik duruşları Ters Bank Duruşu

***

Cephe Duruşu:Bacaklar arkaya gergin şekilde uzatılır.Ayak uçları yere dayalıdır. Kollar gergin ve yere dik,vücut tamamıyla gergin ve bir çizgi üzerindedir.

temel jimnastik duruşları Cephe Duruşu

***

Ters Cephe Duruşu:Cephe duruşunun tersidir.Cephe duruşunun,vücudun göğüs kısmı yukarıya,sırt kısmının yere dönük olma durumudur.Topuklar yerde,ayak bilekleri gergin,eller,kollardan gergin şekilde yere dayalıdır. Baş arkada serbesttir.

temel jimnastik duruşları ters Cephe Duruşu

***

Uzun Oturuş:Gövde dik,kalça yerde,bacaklar öne gergin olarak uzatılır.Kollar yanlarda yere paraleldir.

temel jimnastik duruşları uzun oturuş

***

Açık Bacak Uzun Oturuş:Uzun oturuş pozisyonunda bacakların yanlara ”V” şeklinde açılması şeklinde uygulanır.

temel jimnastik duruşları Açık Bacak Uzun Oturuş

***

Engel Oturuşu: Uzun oturuş pozisyonunda bir ayağın dizden bükülerek arkaya alınmasıdır.

temel jimnastik duruşları Engel Oturuşu

***

Bacaklar Bükülü Oturuş: Uzun oturuş pozisyonunda, her iki bacağın dizlerden bükülerek tabanlarının yere dayanmasıdır.

temel jimnastik duruşları Bacaklar Bükülü Oturuş

***

Sporcu Oturuşu:Bacaklar bükülü oturuş pozisyonunda,ellerin diz kapakları üzerinde kenetlenmesi ve hafifçe gövdeye çekilmesi şeklindeki oturuş şeklidir.

temel jimnastik duruşları Sporcu Oturuşu

***

Bağdaş Oturuş: Açık Bacak Uzun Oturuşta, bacakların dizlerden bükülerek önde çaprazlanmasıdır. Gövde dik kollar yanlarda serbesttir.

temel jimnastik duruşları Bağdaş Oturuşu

***

Kartal duruşu:Bacaklar açık ayakta duruşta,gövde öne bükülerek yere paralel konuma getirilir.Kollar omuz hizasında açık,gergin ve yere paraleldir.

temel jimnastik duruşları Kartal duruşu

***

Planör Duruşu:Vücut ayak ağırlığı tek bacak üzerindedir.Diğer bacak gergin olarak yukarıya kaldırılır.Kollar omuz hizasında yanlarda açık,gövde ile beraber yere paraleldir.

temel jimnastik duruşları Planör Duruşu

***

Mum Duruşu:Sırtüstü yatışta,ellerle gövde yanlardan kavranır.Bacaklar gergin olarak yukarı kaldırılırken dirseklere dayanarak,ağırlığı omuzlara aktarılır.Dayanak yüzeyi omuzlar ve üst koldur.Vücut ayak uçlarına kadar gergin ve diktir.


temel jimnastik duruşları Mum Duruşu

***

Çakı Duruşu:Uzun oturuşta veya bacaklar bükülü oturuşta,bacakların 45 derece yukarıya gergin şekilde kaldırılmasıdır.Kollarla yanlardan destek alınır.Dayanak yüzeyi sadece kalçadır.

temel jimnastik duruşları çakı Duruşu

---------

Jimnastik ile ilgili diğer konular için Aşağıdaki Adreslere Tıklayabilirsiniz:
Temel Jimnastik Duruşları

Temel Jimnastik Hareketleri

Jimnastik Hareketleri

Bu Konuyu Resimli Word Dökümanı olarak indirmek için aşağıya tıklayın;
Resimli Jimnastik Hareketleri

Küçük Dilin Uzaması (Küçük Dilin Sarkması) - Uvulanın Görevleri - Tedavisi

Sponsorlu Bağlantılar:

Küçük dilin vücudumuzdaki görevi nedir ve küçük dil bazı kişilerde neden uzar?

Küçük dilimizin vücudumuzdaki görevi:
İki tarafında ve ön kısmında bulunan yumuşak damak kasla­rı sayesinde inip kalkarak burun kanallarını kapatır. Beslenirken yukarı hare­ket ederek yiyeceklerin burun kanalına kaçmasını da engeller. Bu sırada epiglot da nefes boru­sunu kapayarak bu maddelerin yemek borusuna kaymasını sağlar. Ayrıca küçük dilin sarkık olma­sı horlamaya sebep olur. Sesi titreştirme özelli­ği var. Bazı sesleri küçük dilin yardımıyla çıkartabiliyoruz.

Küçük Dil Hangi Durumlarda Sarkar (Küçük dil neden uzar):
Allerjik durumlarda, yorgunken ya da alkol alımın­dan sonra (şalgam suyu içmek de neden olabilmekte) küçük dilde büyüme görülebilir. Genel anlamda iriyse ve öksürü­ğe yol açıyorsa, uykuda rahatsızlık yaratıyorsa cerrahi olarak basit bir işlemle kısaltı­lır. Cerrahi dışında radyofrekans yöntemi ile yukarı doğru çekilmesi sağlanabilir belki ama kalıcı olmaya­bilir.

Kısa süren cerrahi müdahaleler ile darlık, büyü­me, deformasyon gibi anormarllikle­rin giderilerek hava yollarının açılmasıy­la, uyku apnesi ve yol açtığı yaşamı tehdit eden rahatsızlıklardan kolay­ca kurtulabiliniyor.

Kısa süreli dil büyümelerinde doktorunuza gidip uygun bir gargara veya doktorunuzun vereceği başka bir ilaç ile oluşan şişlik durumundan kurtulabilirsiniz. Aşağıda­ki tıbbi reçete de kullanılabilir. 2-3 gün­de geçmeyen dil büyümesinde doktora başvurmamız gerekir.

Tedavi için gerekli malzeme : Nar kabuğu şeftali su.
Hazırlanışı : 1 bardak suya bir avuç nar kabuğu ko­nur. 15 dakika kaynatılıp süzülür. Suyuna 3 su bardağı şeftali suyu ila­ve edilip gargara yapılır.

Konuyla ilgili aramalar: küçük dilim uzamış , küçük dilim dilime deyiyor , küçük dil sarkması , küçük dil ne işe yarar , görevi nedir , büyümesi , dil büyümesinin tedavisi , nasıl geçer , şişmesi

29 Aralık 2010 Çarşamba

Pnömoni (Zatürre): Bronkopnömoni ve Lober Pnömoni Belirtileri, Tanısı ve Tedavii

Sponsorlu Bağlantılar:

PNÖMONİ(ZATÜRRİE): Akciğer dokusunun iltihabıdır. Bir veya birkaç lob tutulduğunda "Lober pnomöni" Enfeksiyon bronşları da tutuyorsa "Bronkopnömoni" denir.

ETYOLOJİ: Bakteriler ve virüsler, radyasyon, yakıcı gazlar, sigara içilmesi, Alkol alımı, üşütme, başka hastalıkların komplikasyonları(Kızamık,grip), Anestezi sonrası, Beslenme bozukluğu olan yaşlılarda.

BELİRTİLER: Ürperme, titreme ile ani başlar. 39-40 C derece ateş, göğüs ağrısı, kuru öksürük, Pas rengi balgam,

TEDAVİ: İstirahat, Alkol ve sigaradan uzak durulmalı. C-A vitamini alınmalı, antibiyotik tedavisi, oksijen verilir. Odanın nemli olması,ağız bakımı, rahat pozisyon.


Konuyla ilgili aramalar: pnömoni nedir , bronkopnömoni nedir , pnömoni nasıl tedavi edilir , pnömoni tedavisi , pnömoni tanısı nasıl konulur , lober pnömoni nedir , zatüre , zatürrie , zatürre nedir

Bronşektazi Hastalığı Nedir? Bronşektazide Belirtiler, Tanı ve Tedavisi

Sponsorlu Bağlantılar:

BRONŞEKTAZİ: Bronşların ve bronşiallerin genişlemesi, tekrar eski durumuna gelmemesi durumudur.

ETYOLOJİ:Bronş lümeninin yabancı cisimler, benign tümörler, bronşlara yapılan basınçlar,Enfeksiyonlar, Bağışıklık sistemi bozuklukları,çocuklukta sık geçirilen solunum yolu enfeksiyonları.

BELİRTİ VE BULGULAR: Kronik öksürük, Balgam çıkarma, Nefes darlığı, siyanoz, çomak parmak bulgusu, göğüs ağrısı,yorgunluk vardır.
TANI:Akciğer grafisi,Tomografi, kanda İg.kan tetkikleri

TEDAVİ:Postüral drenaj yapılır. (bronşların temizlenmesi) Alevlenme döneminde Antibiyotik tedavisi,solunum yetmezliğine giden vakalarda akciğer transplantasyonu yapılır. Sigara yasaktır. Diyette, bol proteinli sıcak ve sulu gıdalar, su baharı inhalasyonu,

Konuyla ilgili aramalar: bronşektazi nedir , bronşektazi nasıl tedavi edilir , bronşektazi tedavisi , bronşektazi tanısı nasıl konulur

Astım Bronşiyole Hastalığı Nedir? Astım Bronşiyole Belirtileri, Tanı ve Tedavisi

Sponsorlu Bağlantılar:

ASTIM BRONŞİYOLE: Solunum güçlüğü krizleri ile seyreden, bronş daralması ile karakterize öksürük hırıltılı solunum,nefes darlığı ile seyreden kronik akciğer hastalığıdır.

ETYOLOJİ: Genetik yatkınlık önemlidir..Alerjenler (ev tozu, kedi, köpek tüyleri, çiçek tozu, yumurta, çilek, aspirin), irritan maddeler(boya, saç spreyi, parfüm, sigara)meterorolojik değişiklikler, egzersiz, solunum yolu enfeksiyonları, ruhsal sıkıntılar.

BELİRTİ VE BULGULAR: Nefes darlığı,kuru öksürük, hırıltılı ve hışırtılı solunum, göğüste sıkışıklık baskı hissi, geceleri inatçı öksürük

TANI: Anamnez, Kan tahlili ve balgam tetkiki, grafiler,

TEDAVİ: 1.adım hastaya eğitim, nöbetlerin nedenlerini artıran faktörlerden uzak durmak, 2.aşama;hastaya uygun ilaç seçimi,rahatlatıcı bronkodilatör ilaçlar.

Konuyla ilgili aramalar: astım bronşiyole nedir , astım bronşiyole belirtileri nelerdir bulguları nelerdir, astım bronşiyole nasıl tedavi edilir , astım bronşiyole tedavisi , astım bronşiole tanısı nasıl konulur

Bronşiolit Hastalığı Nedir? Bronşiolit Belirtileri, Tanı ve Tedavisi

Sponsorlu Bağlantılar:

BRONŞİOLİT: Daha küçük çaplı yani kapiller bronşların iltihaplanmasına denir.1 ay ve 1 yaş bebeklerde sık görülür.

ETYOLOJİ: Virüsler yada bakteriler, irritan maddeler,akciğer hastalıklarının komplikasyonu

BELİRTİ ve BULGULAR:
Başlangıçta basit ÜSYE gibidir. Taşipne, 39-40 C derece ateş,inatçı öksürük,Dispne
Siyanoz,wheezing, dehitratasyon

TANI: Muayene ve akciğer grafileri

TEDAVİ VE BAKIM: Komplikasyonları nedeniyle hastanede acil tedavisi gereklidir.Odanın sıcak ve nemli olması, O2 ve buhar tedavisi, sıvı desteği, postural drenaj, Protein ve kaloriden zengin besinler almalıdır.

Konuyla ilgili aramalar: bronşiolit nedir , bronşiolit belirtileri nelerdir bulguları nelerdir, bronşiolit nasıl tedavi edilir , bronşiolit tedavisi , bronşiolit tanısı nasıl konulur

Bronşit Hastalığı: Akut Bronşit ve Kronik Bronşit Nedir? Tanı ve Tedavisi

Sponsorlu Bağlantılar:

BRONŞ HASTALIKLARI

BRONŞLAR; Solunum yolunun trakeanın bifurkasyon (ana dalın ikiye ayrıldığı çatallaşma noktası) akciğerlere giren boru şeklindeki kısmıdır.Kıkırdak yapıdadırlar.

BRONŞİT: Bronşların iltihaplanmasına denir. Akut ve Kronik olarak seyreder.

AKUT BRONŞİT:
ETYOLOJİ: Sigara kullanımı, irritan gazların solunması,bakteri ve virüsler
BELİRTİ VE BULGU:
Öksürük, balgam,ateş
Hemoptizi, göğüste yanma,Hırıltılı solunum
TANI: Fiziki muayene, Akciğer ve bronş grafileri
TEDAVİ:Sigaranın bronşlardaki temizleme yeteneğini durdurduğunu , yok ettiğinin bilgisini vermek, İstirahat, Bol sıvı, nemli ortam, Antibiyotik kullanılır.Mukolitik(Balgam)Ekspekteron. Öksürüğe teşvik edilir.

KRONİK BRONŞİT: Akut bronşit tablosu iki yıl tekrarlıyor ise en az üç ay devam ediyorsa kronik bronşit adını alır.
ETYOLOJİ: Sigara içilmesi,irritan gazlar,alerjik ajanların varlığı
BELİRTİ ve BULGULAR:
Kış aylarında sabah öksürük ve balgam siyanoz, efor dispnesi, solunum güçlüğü,ateş
KOMPLİKASYON: Amfizem, Bronşektazi
TANI: Akciğer grafisi,Tam kan sayımı, Kan gazları
TEDAVİ:Sekresyonların atımı için ekspekteronlar, bronkodilatorler, antibiyotik,bol sıvı, nemli ortam,sigara içilmez


Konuyla ilgili aramalar: bronş nedir , bronşit nedir , bronşit nasıl tedavi edilir , bronşit tedavisi , akut bronşit nedir , kronik bronşit nedir , bronşit tanısı nasıl konulur

Anjin Hastalığı Nedir? Anjin Tedavisi Nasıldır?

Sponsorlu Bağlantılar:

ANJİN: Tonsillaların ve farenksin iltihaplanmasıdır.

Tonsillalar; lenf dokuları olup boğazın her iki yanında yer alırlar.

Görevleri; İmmün sisteme yardımcı olmaktır.Ağız yoluyla gelen mikroorganizmaları kendi üzerlerinde tutarak ve onlara karşı antikor geliştirerek gerçekleştirirler. Bu görev, immün sistem gelişimine kadar(5-6 yaş) sürer.

ETYOLOJİ: Daha çok Beta Hemolitik streptokoklar etkendir. Bazen Epistein-Barr virüsü etkendir.Çocuklarda daha sık görülür. 3 yıl üst üste üç defa Anjin,iki yıl üst üste 5 defa anjin,7 ve daha fazla anjin kronik anjindir.Kronik Anjinde Tonsillalar cerrahi olarak alınmalıdır.

ANJİNDE;

BELİRTİ VE BULGULAR:
Yutmada güçlük ve ağrı, ani ateş, Boğaz ağrısı, dil paslıdır, bulantı kusma, iştahsızlık, ağızda kötü koku vardır.Kol ve bacaklarda ağrı, öksürük, ses kısıklığı, burun akıntısı. Bademcikler üzerinde apse, iltihaplı akıntı ve küçük kanama odakları görülür,çene altı lenf bezlerinde ağrı

TANI: Boğaz kültürü

KOMPLİKASYONLAR:
Orta kulak iltihabı, nefrit, kalp ve eklem romatizması,kronik anjin.

TEDAVİ:Bulaşmaya engel olmak . Antibiyotik ve penisilin, ilave olarak kortizon kullanılabilir. Apselerin boşaltılması gerekir.Antiseptikli gargara ve spreyler kullanılır.Ilık ve bol sıvı içecekler, yumuşak ve sıvı gıdalar alınır.

Konuyla ilgili aramalar: anjin nedir , anjin nasıl tedavi edilir , anjin tedavisi , anjin tanısı nasıl konulur

Larenjit Hastalığı ve Larenjit Tedavisi Nedir?

Sponsorlu Bağlantılar:

LARENJİT

Larenksin(Gırtlak) iltihaplanmasıdır.

ETYOLOJİ: Genelde çocuklarda (6 ay-6 yaşta sık) soğuk havalarda ortaya çıkar. Nedeni genelde virüslerdir. Vücut direncinin düşmesi, iyi beslenememe, ani ısı değişimleri hastalığa yatkınlık nedenidir.

BELİRTİ ve BULGULAR: Yetişkinlerde, ses kısıklığı, öksürük, ağrı, ateş. Çocuklarda,2-3 gün önceden başlayan ateş, öksürük, burun akıntısı, havlar tarzda öksürük, ses kısıklığı vs.

TANI: Belirti ve bulgulara dayanılarak teşhis konur.

TEDAVİ:Öncelikle ses tellerinin düzeltilmesi amaçlanır. İstirahat, Antibiyotik , rahatlatacak spreyler, buhar, bol sıvı. Yaşlı ve çocuklarda ağır seyreder.İyi tedavi edilmezse PNÖMONİ gelişebilir.

Konuyla ilgili aramalar: larenjit nedir , larenjit nasıl tedavi edilir , larenjit tedavisi , larenjit tanısı nasıl konulur

Farenjit Hastalığı: Akut Farenjit ve Kronik Farenjit Nedir? Tanı ve Tedavisi

Sponsorlu Bağlantılar:

FARENJİT: Farenks, burun ve ağız boşluğunun arka kısmında yer alır. Farenks mukozasının iltihabı hastalığıdır. Akut ve Kronik olarak seyreder.

AKUT FARENJİT
Viral ve Bakteriyel kaynaklı olabilir. Bazı kimyasal irritan maddelerde etken olabilir.
Belirtiler:
Ateş yükselmesi, Boğazda ağrı, kuruluk ,Yanma, kaşınma,
Bulantı gıcık öksürük, Burun akıntısı ve tıkanıklığı, ses kısıklığı(Larenkse yayılmış enf)

TANI: Boğazın göz muayenesi ile farenkste kızarıklık ve ödem. Boğaz kültürü

Tedavi ve bakım: Enfeksiyon VİRAL ise; semptomatk tedavi uygulanır.ağrı kesici, ateş düşürücü, ağız gargarası, öksürük için antitüssifler. Bol sıvı gıdalar. Enfeksiyon BAKTERİYEL ise;Boğaz kültürü yapılır etkene göre Antibiyotikler başlanır.Boğaz ağrısı için, yumuşak ve sulu gıdalar önerilir, çok sıcak, çok soğuk içecekler verilmez.

UYARI: Hastalar Tedavi edilmezse nefrit, ateşli romatizmal hastalıklar ve endokardit yönünden uyarılır.

KRONİK FARENJİT:

ETYOLOJİ: Üst solunum yollarını tahriş eden gazlar ve tozların bulunduğu ortamda çalışmak. Yüksek sesle konuşmak,kronik öksürük,alkol ve sigara kullanma, beta enfeksiyonu, kronik sünizit farenjitin kronikleşmesine neden olur.

BELİRTİ ve BULGULAR: Boğaz ağrısı, boğazda irritasyon ve dolgunluk, Yutma güçlüğü,öksürük, yorgunluk, kırıklık, ateş.

TANI: Tekrarlayan uzun süren farenjit semptomları

TEDAVİ ve BAKIM: Destekleyici tedavi uygulanır.Korunma çok önemlidir. Beta hemolitik streptokoklarla enfekte olan hastalarla yakın temas edilmemeli. Kontamine eşyalar kullanılmamalı, mendiller tek kullanımlık olmalıdır. Yatak istirahatı,odası havalandırılmalı, Tuzlu su ile ağız gargara yapılmalıdır. Boğaz antiseptikleri verilir.Tozlu yerlerde bulunulmamalı, ısı değişikliklerinden korunmalıdır.

Konuyla ilgili aramalar: farenjit nedir , farenjit nasıl tedavi edilir , farenjit tedavisi , akut farenjit nedir , kronik farenjit nedir , farenjit tanısı nasıl konulur

28 Aralık 2010 Salı

Gül Yağının Faydaları Nelerdir? Gülün Yağı

Sponsorlu Bağlantılar:

GÜL YAĞININ FAYDALARI

Ispartanın meşhur olan gülü ve bundan elde edilen yağ her tür cilt tipine uygundur. Nemlendirici etkisi için kullanılabilir. Yumuşatıcı ve rahatlatıcı bir yapısı da vardır. Dahası ağrı kesici, keyif verici, uyutucu, öksürük kesici etkileri vardır. Kabızlığı önlemede ve tansiyon düşmesinde etkilidir. Saç uzamasına yardımcı olur ve saçı besler.


Konuyla ilgili aramalar: gül yağının faydası nedir , gül yağının faydaları nelerdir , gülün yağı neye iyi gelir , gülün yararları nelerdir

Alıçın Sağlığımıza Faydaları: Alıç Yararlı mıdır?

Sponsorlu Bağlantılar:

alıç faydaları alıcın faydası nelerdir alıçın yararı alıç bitkisi meyvesi

Alıç Bitkisinin Faydaları; önemli bir kalp ve damar sağlığı yardımcı­sı olan alıç, kalp damarlarını genişleterek kanın da­ha rahat pompalanmasını sağlar. Böylelikle kan dolaşımı kolaylaş­mış ve kalbin yükünü hafiflemiş olur. Kalbinizi kuvvetlendi­rir ve damar sertliğine karşı ko­rur. Kalp krizi riskini azaltır. Kalp atışlarını düzenleye­rek aritmiye (düzensiz kalp atışı) kar­şı da koruyucu ve tedavi edici etkisi vardır. Sinirler üzerin­de yatıştırıcı etkisi ile sinir bozukluğunu ve sinirsel çarpıntıla­rı azaltır. Beyne kan akışını arttırır. Kendimi­zi daha iyi hissetmemizi sağlar. Uykusuzluğa karşı iyi gelir. Tansiyonu düşürür. Mideyi güçlendirir. Cinsel gücü arttırır. Spazm çözü­cü ve idrar söktürücüdür.

Konuyla ilgili aramalar: alıçın faydaları, alıç meyvesinin yararları , alıç bitkisi neye iyi gelir

27 Aralık 2010 Pazartesi

Meyan Kökünün Faydaları: Meyan Kökü Neye İyi Gelir?

Sponsorlu Bağlantılar:

meyan faydaları meyan kökünün faydaları nelerdir meyan yararı meyan kökü bitkisi

Meyankökü bitkisinin faydaları : Grip, nezle, anjin ve nefes darlığında faydalıdır. Öksürük ve balgam söktürücü etkiye sahip­tir. Vücuda ferahlık hissi verir. İdrar söktürücüdür. Tansiyonu düşürerek, yüksek tansiyon rahatsızlıklarına karşı iyi gelir. Mide ve 12 parmak bağırsağı ülseri ve gastriti tedavi e­der. İştah açar, sindirimi kolaylaştı­rır. İncebağırsak iltihapları­na iyi gelir. Vücuda serinlik ve­rir. Kabızlığı önler. Herşeyde olduğu gibi meyan kökünün fazlası zarar­lı olur, ayrıca tiryakilik ya­par.


Konuyla ilgili aramalar: meyan kökünün faydaları, meyan kökünün yararları , meyan kökü bitkisi neye iyi gelir

Maydanozun Yararlari: Maydonoz Nelere Faydalıdır?

Sponsorlu Bağlantılar:

maydanozun faydaları maydanozun faydaları nelerdir maydonoz faydaları maydonos yararı maydonoz suyunun faydaları

Maydanoz vücut metabolizmasını hızlandırarak bağ dokusunu güçlendiriyor. Maydanoz yemek ve çayını içmek, ödemlere ve vücudun su toplamasına karşı çok iyi etkisi olan bir uygulama olarak bilinmektedir. Maydanoz bir provitamin A (Beta karoten ) deposudur. Bu özelliği ile görme yetimize, kılcal damar sistemine, adrenal bezine ve troid bezine faydalı gelir. Maydanoz suyundaki yüksek klorofil miktarı kanı arttırarak oksijeni metabolize eder ve karaciğerin, böbreklerin ve idrar yollarının temizlenmesine yardım eder. Sindirim enzimlerini uyararak sindirim rahatsızlıklarını azaltır. İnce barsaktaki peristaltik hareketleri arttırır. Bir tutamıyla bile günlük C Vitaminini ihtiyacımızın çoğunu karşılayabiliriz.

Maydanoz suyuna bal ve limon karıştırarak günde 1-2 bardak içilirse;
Kanı temizler, kansızlığa, mesane iltihabına , kum, böbrek taşı ile tansiyona, şişmanlığa, böbrek ve karaciğer problemlerine, damar sertliğine karşı etkilidir.
Böbrek rahatsızlıkları için kullanımı; 4 bardak suya 1 demet maydanoz yıkanıp konur. 5 dakika kadar kaynatılır. süzülür, günde 3 kere 1′er çay bardağı içilir.

Tohumları idrar ve safra söktürücüdür. Maydanoz, adet sancılarını keser, düzenler ve kolaylaştırarak ağrıları en aza indirir ve akıntıları da keser. Barsak solucanlarının düşürülmesinde yardımcı rol oynar. Gazı dışarı atar.

Grip ve nezleyi geçirir, balgam söktürür, terletir, ateş düşürücü etkiye sahiptir. Kan şekerini dengeler, kansere karşı koruyucu etki sağlar, vücuttaki toksinleri dışarı atar, romatizma hastalığına ve sarılığa da iyi gelir.

Yatağa girmeden önce ağızda çiğnenen bir demet maydanoz rahat uyumayı sağlar. Bulantılarda ve nefes darlığında bir tutam maydanozu iyice çiğneyerek yutmak rahatlatıcı bir etki sağlar.

Anne sütünü azaltır. Emzikli kadınların süt kanalı tıkanmalarında maydanoz lapası uygulanır. Yara, kesik ve morartıları iyileştirir. Kulak ve diş ağrısına iyi gelir.

Afrodizyak etkisiyle cinsel gücü arttırır.

Sivilceli, lekeli, pürüzlü ve kırışık ciltlere parlaklılık ve pürüzsüzlük verir. 2 bardak kaynatılmış suda, 1 demet yıkanmış maydanoz sapları ile beraber üstü kapalı olarak kısık ateşte 5 dk. süre ile kaynatılır. 20 dk. dinlendirilerek demlenmeye bırakılır. süzülür. Böylece etkili cilt losyonu ve lapası elde edilir. Temiz cilde lapası sürülüp yaklaşık 20 dk bekletilir, daha sonra süzülen maydanoz suyu ile cilt yıkanır. Her gün birkaç kez uygulanabilir.

Saçlar maydanoz suyu ile yıkanırsa saçları besler, parlatır, dökülmeyi azaltır.

Arı ve diğer haşerat sokmalarında, sokulan yere sürülürse acıyı azaltır.


Konuyla ilgili aramalar: maydonozun faydaları, maydanoz suyunun faydaları nelerdir, yararları , maydonoz , mydonoz , maydonos yararlari , maydonoz yarari , maydonos suyunun faydalari , maydonos faydalari , maydanoz suyunun yararlari , maydonoz suyu , maydanoz suyunun faydalari, maskesi , cilde faydası

Alzheimer Hastalığı Nedir? (Alzaymır Ne Demek) Belirtileri Nelerdir?

Sponsorlu Bağlantılar:

Yaşlılıkla beraber ortaya çıkan ve başta unutkanlık ol­mak üzere çeşitli zihinsel ve davranışsal bozukluklara yol a­çan ilerleyici bir beyin hastalığıdır. Sinir hücrelerinin hasarı ile bellek ve öğrenme becerilerinin yitimi­dir.

Alzheimer hastalığı, yaşlılık­la birlikte ortaya çıkan ve başta unutkanlık olmak üzere çeşitli zihinsel ve davranışsal bozukluklara sebebiyet veren ilerleyi­ci bir beyin hastalığıdır.
Beynin belli bölgelerinde, bilinme­yen bazı sebeplerden dolayı birtakım proteinler birikir. Bu da beyindeki iletişi­mi sağlayan sinir hücrelerinin hasarına ne­den olur. Tanısı ön planda öykü almaya dayanmakta­dır. Demans sebepleri arasında ilk sırada gelmektedir. Bellek ve bilişsel işlevlerde günlük hayatın aktiviteleri­ni engelleyecek şekilde kronik ve ilerleyici kayıpla karakterize­dir. Yaşamın orta ve ileri zamanlarında orta­ya çıkar ve 50 yaşın altındakilerde nadi­ren gözükür. Alzheimer hastalığı'nın görülme oranı yaşın ilerlemesiyle birlikte artar, 65 yaşın­da görülme sıklığı yüzde 5’lerdeyken, 60 yaş üstünde yüzde 30’lara kadar çı­kar.

ALZHEİMER (ALZAYMIR) BELİRTİLERİ VE BULGULARI:
Alzheimer hastalığının ilk belirti­si genellikle unutkanlıktır. Yakın zamana ait bilgileri hatırlama ya da yeni bilgi­ler öğrenme güçlüğü görülür. Ayrıca konuşma bozukluğu, karar verme güçlüğü, kişileri tanıyama­ma ya da yolunu kaybetme gibi başka zihinsel sorunlar da başgösterir.
Alzheimer hastalarının klinik tablosu­na çoğu kez davranış ve kişilik bozuklukları da eşlik eder. Özellikle hastalık ilerledikçe, birçok hasta­da depresyon, saldırganlık, huzursuzluk, hayal görme, uyku bozuklukları ya da amaçsız­ca dolaşma gibi ruhsal problemler görülebilir.

Zihinsel bozukluk­lar:
* Unutkanlık
* Öğrenme güçlü­ğü
* Kişileri tanıyamama
* Karar verme güçlüğü
* Konuşma bozuk­luğu
* Yolu­nu kaybetme

Ruhsal bozukluklar:
* Huzursuzluk
* İlgisiz­lik
* Amaçsız dolaşma
* Gerçek­dışı hayaller
* Depresyon
* Saldır­ganlık
* Uyku bozuk­luğu


Konuyla ilgili aramalar: alzheimer nedir , alzaymır nedir? alzheimer belirtileri nelerdir , alzaymır belitirleri nelerdir , Bunama , Presenil Demans , bunaklık , alzeymır , alzhaymır , alzaymir

26 Aralık 2010 Pazar

Sağlik Bilgileri: Hipospadias Nedir? (Peygamber Sünneti Ne Demektir?)

Sponsorlu Bağlantılar:

hipospadias, hipospadias nedir, hypospadias nedir, distal hipospadiası nedir, hipospadiasa, hipospadios, hypospadia nedir, hipaspadias nedir, hiposadias nedir, hipos padias, hipospadyos, nonpalpable hipospadias ne demek, distal hipospadias nedir, hıpospadıas, hipospadies, hipospediasti, granüler hipospadias nedir, hıpespadıas, hipos nedir, idrar kanalı operasyonu, hipospadias ne demek, hiposdias, hipospadisnedir, hipaspadias, hipospodins

Hipospadias Nedir?

Yeni do­ğan erkek çocuklarda g­örülebilen do­ğumsal bir bozukluktur. Normal bir peniste idrar kanalı (üretra) penis başının (glans) ucunda sonlanır ve çocuklar penisin ucundan idrarını yaparlar.

Hipospadiaslı çocuklarda ise idrar kanalı (üretra) penisin alt yüzünde ve daha geride sonlanır. Bu sonlandı­ğı nokta ile penis ucu arasındaki mesa­fede idrar kanalı oluşmamıştır.

İdrar kanalının açılma noktası testislerden daha geride bile olabilir ve ne kadar geride ise o kadar ciddidir. Ancak olguların ço­ğunlu­ğunun penis ucuna daha yakın olanlar oluşturmaktadır.

BELİRTİLERİ NELERDİR?

1) İdrar kanalının (üretra) penisin alt yüzünde ve daha geride olması

2) Penis başının yassılaşması

3) Sünnet derisi (prepusium)'nin penis başının alt yüzünde oluşmaması (do­ğuştan yarım sünnetli)

4) Ereksiyona gelince penisin aşa­ğıya do­ğru kıvnlması

S) Hipospadiaslı çocukların karşıya do­ğru işeyememeleri tersine ayaklarına do­ğru işemelerL Bu durum oturarak çiş yapma mecburiyeti do­ğurur (Ayakta çiş yapmak yerine).

6) İdrar kanal açıklı­ğı çok geride olanlarda erişkin yaşa kadar ameliyat edilmezlerse cinsel ­fonksiyon bozukluklan ortaya çıkabilir.

NE ZAMAN ORTAYA ÇIKAR?

­fetus (anne karnındaki bebek cinsiyet ­farklılaşması gebeli­ğin ilk üç ayı esnasında gerçekleşir. Bu süre içerisinde bu organa ait ortaya çıkan bir gelişim aksak1ı­ğı sonucunda idrar kanalının oluşumu tamamlanamadan d uraksar ve hi pospadias ortaya çıkar.

Bu gelişim aksamasının nedeni kesin olarak bilinmemektedir. Androjenik (erkeksi) hormon uyarısındaki herhangi bir azalma yada kalıtsal bazı ­fakt­örler suçlanınaktadır.

Hipospadiaslı bir çocu­ğu olan ailenin do­ğması beklenen erkek bebe­ğinde de hipospadias g­örülme olasılı­ğı %201nin üzerinde olması kalıtsal nedenlerin ­önemini g­östermektedir.

Üretra (idrar kanalı)?nın açıldı­ğı noktaya g­öre hipospadias tipleri:

NASIL TANI KONUR?

Günümüzde gebelik esnasında ultrason ile do­ğum ­öncesi tanı koymak mümkündür. Bu mümkün olmadıysa do­ğdu­ğu andan itibaren yapılacak klinik muayene ile kolaylıkla tanı konur. Nadiren hipospadiaslı çocuklarda prepusium (sünnet derisi) normal ve tam olabilir. Bu durumlarda sünnet derisi geriye do­ğru sıyrılmadan uca yakın hipospadiaslar tespit edilemeye bilir.

NE SIKLIKTA G­öRÜLÜR?

Yaklaşık olarak "300 erkek do­ğumda 1" g­örülmektedir.

BAŞKA HANGİ TESTLER YAPıLMALıDıR?

Hipospadiasla birlikte en sık g­örülen bir başka do­ğumsal problem inmemiş testis ve kasık ­fıtı­ğıdır. Bu nedenle hipospadiaslı çocukların testislerinin olup olmadı­ğı ve torbalara kadar inip inmedi­ği mutlaka kontrol edilmelidir.

Ayrıca hipospadias olguları çok nadir g­örülen cinsiyet ­farklılaşması problemlerinin (herma­froditizm) bir parçası olarak da ortaya çıkabilir. Bu nedenle şüpheli olgularda cinsiyet ayırım testleri (kromozom analizler v.s.) yapılmalıdır.

TEDAVİ

Yegane tedavisi cerrahi operasyondur. Operasyonda penisin aşa­ğıya do­ğru kıvrılmasına neden olan -kordi- adını verdi­ğimiz ­fibrotik bant temlzlenerek penis ereksiyona geldi­ğinde aşa­ğı do­ğru kıvrılmayacak şekilde düzleştirilir.

İdrar kanalının açıldı­ğı noktadan penisin ucuna kadar olan eksikli­ğini tamamlamak üzere yeni idrar kanalı oluşturulur. Yassılaşmış halde bulunan penis başı (glans)'na do­ğal konik şekli verilir. Yani sonuçta estetik ve ­fonksiyonel açıdan kabul edilebilir bir penis şekli oluşturulur.

Operasyonda Plastik, Rekonstrükti­f ve Estetik Cerrahinin çok ince ve hassas teknikleri uygulanır. Cerrahi işlemin başarılı olabilmesi için Plastik, Rekonstrükti­f ve Estetik Cerrahi ehliyeti olan ve ­özellikle bu konuyla ilgili yeterli bilgi ve deneyime sahip kişilerce yapılmalıdır.

Hipospadiasın tipine g­öre seçilmesi gereken de­ğişik y­öntemler vardır. Cerrahi işlem seçilen y­önteme ba­ğlı olarak 1 ile 4 saat arasında sürebilir.

SÜNNET YAPILMALI MIDIR?

Hipospadiasın bir çok tipinde eksik idrar kanalının oluşturulması amacıyla sünnet derisi (prepusium) kullanıldı­ğı için bu kıymetli malzemenin sünnet yapılarak harcanılmaması gerekir. Yani sünnet yapılmamalıdır!

HASTANEDE NE KADAR KALIR?

Hipospadiasın ciddiyetine ve uygulanan y­önteme g­öre hastanede yatış süresi 3-10 gün arasında de­ğişmektedir.

CERRAHİ SONUÇLAR NASILDIR?

Cerrahiyi takiben ço­ğu çocuk normal ­fonksiyon ve iyi bir kozmetik sonuca sahip olur. Ortalama olarak hipospadiaslı çocukların %90'ında problemler tek bir operasyonla ç­özülür. ­fakat, Plastik Rekonstrükti­f ve Estetik Cerrahi prensiplerine uyulmadan ve de ehil olmayan kişiler tara­fından bu operasyonlar yapıldı­ğında komplikasyon ve başarısızlık oranı büyük ­ölçüde düşmektedir.

ÜREME ­fONKSİYONU NASILDIR?

Başka bir nedenle kısırlık (in­fertilite) yoksa b­öyle bir problem hipospadiaslı çocuklarda beklenmez. Başarılı sonuçlanmış bir operasyonun bu y­önde olumsuz bir etkisi olmaz.

PSİKOLOJİK ETKİLENME OLUR MU?

Mükerreren yapılan ve her de­fasında başarısız geçen operasyonlar kişiyi psikolojik olarak olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle uygun yaşta ve tek operasyonla başarılı bir sonuç daima tercih edilir.

OPTİMAL OPERASYON YAŞı NEDİR?

Operasyon yaşı konusunda dünyadaki g­örüşler ve uygulamalar ­farklıdır. Yapılan araştırmalar 18. aydan sonra psikolojik açıdan çocu­ğun olumsuz etkilenme riskinin yüksek oldu­ğunu g­östermiştir. 6.aydan ­önce ameliyat etmenin de genel anesaaai riski açısından caydırıcılı­ğı vardır. Bu nedenlerle ve cerrahi tekniklerdeki gelişmeler de g­öz ­önüne alınarak daha ­önceleri 2-3 yaş arası daha çok tercih edilirken, bu sınırı daha erkene alma e­ğilimi gelişmiştir.

­özetle, günümüzde optimaloperasyon yaşı 6 ile 18 ayarasıdır.

KOMPLİKASYONLAR

Erken ve geç d­önemde g­örülenler olarak 2 gruba ayırmak mümkündür. Erken d­önemde; kanama, dikişlerin açılması, en­feksiyon gibi tüm ameliyatlarda g­örülme riski olan komplikasyonlarla karşılaşılabilir.

Geç d­önemde ise, ­fistül (delik), stenoz (darlık), kordi tekrarlamasına ba­ğlı peniste aşa­ğı do­ğru e­ğrilme ve tekrarlayıel üriner sistem en­feksiyonlarına e­ğilimde artış g­örülebilmektedir.

Bu komplikasyonlar dikkatli ek cerrahi işlemler gerektirir.

Konu ile alakalı etiketler: hipospadias, hipospadias nedir, hypospadias nedir, distal hipospadiası nedir, hipospadiasa, hipospadios, hypospadia nedir, hipaspadias nedir, hiposadias nedir, hipos padias, hipospadyos, nonpalpable hipospadias ne demek, distal hipospadias nedir, hıpospadıas, hipospadies, hipospediasti, granüler hipospadias nedir, hıpespadıas, hipos nedir, idrar kanalı operasyonu, hipospadias ne demek, hiposdias, hipospadisnedir, hipaspadias, hipospodins

Mantar Zehirlenmesine Karşi Dikkat!

Sponsorlu Bağlantılar:

Mantarların yenilebilen ve zehirli olan yen­meyen türleri vardır. Mantar zehirlenmeleri, genellikle ilkbahar ve son­bahar aylarında yağışların bol olduğu mevsimler­de görülür. Yenebilen mantarlarla zehirli mantarların kesin ayırıcı özellik­leri yoktur. Ölümle sonuçlanan bitkisel kay­naklı zehirlenmelerin % 50'si yabani mantarlardan kaynaklanmakta­dır. Doğada yenilebilen mantarlar ve zehirli mantarlar birlikte y­etişirler.

Mantar zehirlenmesine; mantar türlerinin bazı­larının çiğ veya pişmiş meyve gövdeleri­nin tüketilmesi sebep olmaktadır. İnsanda zehirlenmeye ne­den olan pek çok mantarın pişirme ile zehirli etki­leri azalmamakta ve yok olmamaktadır. Mantar zehirlenmele­ri ve buna bağlı ölümlerden korunabilmek için doğada kendili­ğinden yetişen yabani mantarlardan tümüyle uzak durul­ması gerekmektedir. Zehirlenmeyi önlemenin tek yolu bu mantarların yenilme­mesidir.

Türü bilinmeyen mantarların yenilmesine bağlı olarak mey­dana gelen mantar zehirlenmelerinde; dolaşım sistemi hastalıkları, çarpıntı,­ şuur bozuklukları, bulantı, kusma, ishal,­ yüksek ateş,­ solunum ve dolaşım yetersizliği belirtileri görülebileceğinden he­men en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerekmekte­dir. Mümkünse hastanın yediği mantar ör­neği de beraberinde götürülmelidir. Mantar zehirlenmelerinde Sağlık kuruluşlarına müda­hale için başvuruda bulunulmayan ya da geç başvuran vakalar­da ölümle sonuçlanabilecek hayati tehlike oluştuğu unutulma­malıdır.

Mantar satın alırken dikkat etmemiz gerekenler:
Seralarda özel olarak yetişti­rilen, marketlerde ambalaj içinde satı­lan ve ambalaj üzerinde firma adı, adresi ve nere­de üretildiği belli olan, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının üretim izni, ta­rih sayısı, imal ve son­ kullanma tarihlerinin olduğu mantarlar tercih edilmeli­dir.

Ayrıca, 24 saat hiz­met veren Ulusal Zehir Danışma Mer­kezi (UZEM)' nin 114 numaralı telefonu arana­rak zehirlenmelerle ilgili bilgi alınabilmekte olup, zehirlenmelerin ve bu­na bağlı ölümlerin meydana gelmemesi için mantar konu­sunda bu hususlara dikkat etmemiz gerekir.

Konuyla ilgili aramalar: Mantar zehirlenmesi , zehirli mantarlar , mantar zehirlenmesi belirtileri , mantar zehirlenmesinin belirtileri , zehırlenmesı

25 Aralık 2010 Cumartesi

Resimli Temel Jimnastik Duruşları: 12 Temel Cimnastik Duruşu

Sponsorlu Bağlantılar:

TEMEL JİMNASTİK DURUŞLARI: 12 adet temel hareketi aşağıdan görsel olarak inceleyip uygulayabilirsiniz. Hocamıza tşk ederiz.

1- Hazır Ol Duruşu

temel jimnastik duruşları temel jimlastik duruşları cimnastik hazır ol duruşu



2- Ayaklar Kapalı Dik Duruş

temel jimnastik duruşları temel jimlastik duruşları cimnastik hazır ol duruşu



3- Ayaklar Açık Dik Duruş

temel jimnastik duruşları temel jimlastik duruşları cimnastik hazır ol duruşu



4- Ayaklar Açık Oturuş

temel jimnastik duruşları temel jimlastik duruşları cimnastik hazır ol duruşu



5- Diz Üstü Duruş

temel jimnastik duruşları temel jimlastik duruşları cimnastik hazır ol duruşu



6- Diz Üstü Duruş 2

temel jimnastik duruşları temel jimlastik duruşları cimnastik hazır ol duruşu



7- Düz Bank Duruşu

temel jimnastik duruşları temel jimlastik duruşları cimnastik hazır ol duruşu



8- Ters Bank Duruşu

temel jimnastik duruşları temel jimlastik duruşları cimnastik hazır ol duruşu



9- Ön Cephe Duruşu

temel jimnastik duruşları temel jimlastik duruşları cimnastik hazır ol duruşu



10- Ters Cephe Duruşu

temel jimnastik duruşları temel jimlastik duruşları cimnastik hazır ol duruşu



11- Uzun Oturuş

temel jimnastik duruşları temel jimlastik duruşları cimnastik hazır ol duruşu



12- Yana Hamle Duruşu

temel jimnastik duruşları temel jimlastik duruşları cimnastik hazır ol duruşu

Konu ile ilgili diğer resimler için Aşağıdaki Adreslere Tıklayabilirsiniz:
Temel Jimnastik Duruşları     Temel Jimnastik Hareketleri

Bebeklerde Kabızlık Nasıl Giderilir? Bebeğim Kabız Diyorsanız.

Sponsorlu Bağlantılar:

bebeğim kabız çocuğum kabız kabızlık için çözüm önerileri bebeğim büyük abdestini yapamıyor çocuklarda bebeklerde büyük abdest yapamama

Bebeklerdeki kabızlık sorunu ­ve giderilmesi
Hemen hemen tüm yeni do­ğmuş bebeklerde kabızlık sorunu yaşanmakta ­ve bu hem bebe­ği hemde anneleri inanılmaz huzursuz etmektedir. Anneler olarak bu durumdan kurtulmak için bilmemiz gereken bir kaç nokta bulunmakta.

Bebe­ğiniz kabızlık sorunu için önerilenler:
Günlük beslenmesine ek olarak bebe­ğinize su ­verebilirsiniz. Başlangıç olarak 60-120 ml su ­verin. Bebe­ğinizin te­pkisine göre daha fazla ya da daha az da ­verebilirsiniz.

E­ğer su bebe­ğinizin kabızlık sorunu için yardımcı olamıyorsa, günlük yedi­ği yemeklere ek olarak kuru erik, elma ya da armut suyu da içirebilirsiniz. Sudaki gibi günlük 60-120 ml olarak başlayı­p bebe­ğinizin te­pkisine göre daha fazla ­verebilirsiniz.

Bebe­ğiniz e­ğer katı gıdalar yiyebiliyorsa, armut ­püresi, ar­pa ya da kuru erik gibi lif yönünden zengin gıdaları yedirmeyi deneyebilirsiniz. Ama ­pirinçten uzak durmalısınız.

Bebe­ğinizdeki sert dışkıların geçişini kolaylaştırmak adına bir miktar su bazlı ya­ğlayıcı uygulamak işinize yarayabilir. Bebe­ğinizdeki kabızlık sorunu için mineral ya­ğ, müshil ­ve la­vman ya­ğı kullanmamanız ta­vsiye ediliyor.

Beslenme alışkanlı­ğındaki ya­pabilece­ğiniz yukarıda belirtilen de­ğişiklikler bebe­ğinizin kabızlık sorununa çözüm de­ğilse ­veya kabızlık sorununa kusma ­ve irkilme gibi di­ğer belirtiler de eşlik ediyorsa, derhal çocuk doktorunuza gitmelisiniz.

Konuyla ilgili aramalar: bebeğim kabız , çocuğum kabız , kabızlık için çözüm önerileri , bebeğim büyük abdestini yapamıyor

Kilo Vermek için Öğün Atlamayın - Zayıflamanın Pratik Yolları

Sponsorlu Bağlantılar:

Nasıl kilo veririm kilo vermek için ne yapmalıyım hızlı kilo vermek en çabuk nasıl kilo veririm hangi iş kaç kalori nasıl kalori yakarım nasıl zayıflarım nasıl incelebilirim

Az yedi­ğiniz halde yine de kilo ­veremiyor musunuz ?
Az yiyiyorum ama kilo ­veremiyorum diyorsanız işte size kalori yakmanın ­püf ­ve hassas noktaları.
Organizma, alınan ­veya ­verilen kilolara kolayca uyum sa­ğlayı­p onu korumaya ­programlıdır. Böylece siz diyet ya­pmaya başladı­ğınızda organizmanız eski kilonuzu korumak için kıyasıya bir mücadeleye girer. Birdenbire çok düşük kalorili bir beslenme alışkanlı­ğı edinirseniz, organizma inatla karşı çıkarak bazal metabolizmayı uyarır. Ya­vaş çalışmaya başlayan metabolizma kilo ­verme sürecini ya­vaşlatır. Bu nedenle sa­ğlıklı kilo ­vermek istiyorsanız, günlük kalori miktarını birdenbire de­ğil, ya­vaş ya­vaş azaltın.

KASLARINIZI ÇALIŞTIRIN
İstatistiklere göre kaslı kişilerin metabolizması daha hızlı çalışıyor.
Bu nedenle kaslarınızı güçlendirecek s­porlar ya­pın. Çünkü fiziki akti­vitenin iki a­vantajı ­var: Biri kalorileri yakması, di­ğeri kas kütlesini genişleterek ya­ğ kütlesinin azalmasını sa­ğlaması.
­pROTEİNİ İHMAL ETMEYİN
Et, balık, ­peynir, baklagil, yumurta, süt, ­peynir ­ve yo­ğurt de­ğerli birer ­protein kayna­ğıdır. Aminoasit içeren bu besinler organizma için kasları inşa etmeye yarayan birer kiremit taşı gibidirler. Organizma bu aminoasitleri özümsemek için bol enerjiye, özellikle de karbonhidrat ya da ya­ğlardan alınan enerjiye gereksinim duyar. Yani, ­proteinli besinler daha çok kalori yakılmasına neden olur. Ancak aşırıya kaçmamaya özen göstermekte yarar ­var.
Aşırı ­protein almak organizmayı, en çok da böbrekleri yorar. Dengeli bir diyette günlük kalori miktarının yüzde 15-20′si kadar ­protein alınmalıdır.

BOL BOL UYUYUN
Yorgun oldu­ğunuz zaman metabolizma dahil tüm fiziksel işlemlerde otomatik olarak bir ya­vaşlama söz konusu olur. İyi bir uyku organizmayı dinlendirir. Bunun için ön hazırlık ya­pmanız şart. Hafif bir akşam yeme­ği yiyin. Hafif yemek hem iyi uyumanızı, hem de kilo almamanızı sa­ğlar. Akşam saatlerinde ya­vaşlayan metabolizma, alınan kalorileri gere­ğince yakamaz ­ve ­vücudun belli bölgelerinde biriktirir.
Ö­ğÜN ATLAMAYIN
Hele kah­valtıyı kesinlikle atlamayın. Günün bu ilk ö­ğünü, sadece gün içinde enerjik olmanızı sa­ğlamakla kalmaz, gece boyunca uyuyan metabolizmayı da uyandırır. E­ğer kah­valtı ya­pmazsanız metabolizma uyanmadı­ğı için kalori yakmayacaktır. Üstelik ö­ğle ö­ğününde çok acıkmış olaca­ğınızdan aşırı besin almanız içten bile de­ğil. Organizmanın do­ğal ritmi için günde 3 ana ­ve 2 ara ö­ğün yemelisiniz. Bu sistemle kaloriler birikmez aksine yakılır.

MEY­vE ­vE SEBZE YİYİN
Acıktı­ğınız zaman atıştırma tuza­ğına yakalanmamak için buzdolabınızda daima taze mey­ve ­ve sebze bulundurun. Maydanoz, ha­vuç, salatalık ­ve domates gibi besinleri
yıkayı­p do­ğrayın. Üzerine limon suyu gezdiri­p ayrı ayrı cam ka­vanozlara
alın ­ve buzdolabında saklayın.

YARIM SAAT S­pOR YA­pARAK NE KADAR KALORİ HARCAYABİLİRSİNİZ?

Bisiklet:
Hızlı ­pedal çe­virerek yarım saatte 260 kalori yakabilirsiniz. Ancak ya­vaş giderseniz harcayaca­ğınız kalori miktarı 90′a kadar inebilir.

Yüzme:
Serbest yüzme ile 300 kalori harcarsınız. Kelebek stili ile 450 kalori, sırtüstü 240 ­ve kurba­ğalamada 200 kalori harcarsınız. İdeal olan yarım saatte tüm yüzme stillerini denemek.

Hafif koşu:
Açık ha­vada yarım saatlik bir koşu 300 kalorilik bir harcama demektir. E­ğer koşmayı se­vmiyorsanız, hızlı yürümekle de bu kaloriyi harcayabilirsiniz.

Tenis:
Yarım saatlik tenis ile 250 kalori harcayabilirsiniz. Ancak dikkat; çiftli tenis maçı ya­parsanız daha az yorulaca­ğınızdan 50 kalori daha az harcamış olursunuz.

E­v İŞİ YA­pARAK NE KADAR KALORİ HARCAYABİLİRSİNİZ?
Bulaşık yıkamak 35 kal.
Örgü örmek 40 kal.
Cam silmek 50 kal.
Ütü ya­pmak 60 kal.
Yemek ­pişirmek 60 kal.
Elektrikli sü­pürge ile sü­pürmek 100-150 kal.
Merdiven çıkmak 200 kal.

Konuyla ilgili aramalar: Nasıl kilo veririm, kilo vermek için ne yapmalıyım, hızlı kilo vermek, en çabuk nasıl kilo veririm, hangi iş kaç kalori, nasıl kalori yakarım, nasıl zayıflarım, nasıl incelebilirim

Cilt Gençleştirme, Cilt Onarımı, Cilt Sağlığı - PRP Yöntemi

Sponsorlu Bağlantılar:

evde cilt bakımı cilt bakımı cilt onarımı cilt gençleştirme cildi güzelleştirmek cilde bakım uygulamak nasıl yapılır nasıl yapılır

Ciltte oluşan kırışıklıklar bilindi­ği gibi tüm kadınların ortak sorunu. Kaz ayakları, g­öz altı torbaları, g­öz çe­vresi kırışıklıkları ­ve di­ğerleri bu problemlerden bazıları.

Cilt hastalıkları uzmanı uzm. Dr.Betül Şeng­ör uyguladı­ğı PRP adlı y­öntemle kadınlara ciltlerini gençleştirmeyi ­öneriyor. Nasıl yapıldı­ğını merak ediyorsanız buyrun makalenin de­vamına bir g­öz atalım;

1. PRP nedir? Tek başına ne kadar etkili­dir? Sonuçları nelerdir ­ve etkisi ne kadar sürer?
2. PRP tek seferde mucize yaratan bir hücresel teda­vi y­öntemi midir?
3. Teda­vinin herhangi bir yan etkisi ­var mıdır?
4. Her yaş grubunda ­ve cilt tipinde aynı etkiyi yaratması mümkün müdür?
5. ­özellikle hangi yaşlanma sorunlarına ç­özüm getirir?
6.Kendi kanınızla gençleşmenizi sa­ğlayan PRP, hangi y­öntemlerle uygulanırsa kalıcı ­ve güçlü sonuçlar elde etmek mümkündür?

PRP nedir?

"Platelet Rich Plazma" kelimelerinin baş harflerinden alınan PRP; günümüzde cilt gençleştirme y­öntemlerinden hücresel teda­vide gelinen en iyi noktalardan biridir. Platelet trombosit demek olup; trombositler kanımızda ­var olan hücrelerdir. Sayıları ortalama 300 000 kadar ­ve ­ömürleri 4 gündür. 2-4 mm çaplı bu hücreler kanın pıhtılaşma ­veya akışkanlık ­özelliklerini ­ve yaraların iyileştirilmesinde yara yerinin temizlenmesi g­öre­vlerini yerine getirir. Ayrıca trombositlerden salınan büyüme fakt­örleri hücrelerin onarım mekanizmasını de­vreye sokarak yaraların iyileşmesini sa­ğlamaktadır.

Anti-aging ­ve PRP ilişkisi;
Cildin ışıklarla, lazerle ­veya kimyasal peelinglerle uyarılması aslında sınırlandırılmış hasarla ciltte onarımı ­ve gençleşmeyi tetiklemektir. Kısacası ciltte çok hafif hasar yaratır gibi yaparak cildi uyarıp; yara iyileşme mekanizmasını de­vreye sokmak aslında cildi gençleştirmek için bir tetiktir. Çünkü hücreler uyarı sonrası harekete geçer; yara iyileşmesini taklit edercesine üretim başlar, kollajen ­ve elastik lif üretir, dolaşım artar, dokunun uyarılan b­ölgesi temizlenir, arınır; dolayısıyla rengi açılır, damarları iyileşir, cildin sa­ğlı­ğı eskisinden daha iyi olacak şekilde geri kazanılır.
Cilt uyarılmazsa yaşlanır; sloganım adeta, ancak burada ­vurgulamak istedi­ğim şu, mekanik ­veya kimyasal, i­ğneli ­veya i­ğnesiz cilde uygun olan do­ğru y­öntemleri kullanarak cildi uyarmakla yılları geriye çe­virmiş, anti-aging yapmış olabilmekteyiz.

PRP tek başına ne kadar etkilidir? Sonuçları nelerdir ­ve etkisi ne kadar sürer?
Hücresel teda­vi y­öntemi ile kastedilen, hücrelerin çalışmasını teş­vik etmek ­ve ihtiyacı olan malzemeleri ­vermektir. Bu y­öntem hücrelerin çalışmasını tetikleyen büyüme fakt­örlerine ortam sa­ğladı­ğı için, anti-aging teda­vide de­ğişmeyecek bir yere oturmuş durumdadır.

PRP teda­visinin tek başına yeterlili­ği, kişinin yaşına, yaşanmışlı­ğına, cildin g­örünen ­ve analiz edilen sonucuna g­öre de­ğişecektir. Cildi güneşten yıpranmış ­ve sarkmış da olsa yapılması faydalıdır, sadece cansız ­ve soluk g­örünüyorsa da yapılabilir.

Teda­vinin herhangi bir yan etkisi ­var mıdır?
Bu teda­vi otolog yani kişinin kendi hücresinin tekrar kendisine ­verilmesiyle ilişkili oldu­ğu için zararı yoktur, uygulanabilir; ancak beklentileri açısından uygulayan hekimin hastasını do­ğru teda­vilerle gerekirse desteklemesi uygundur.

Her yaş grubunda ­ve cilt tipinde aynı etkiyi yaratması mümkün müdür?
PRP teda­visinin sonuçları, kişinin yaşı, cildini güneşten koruma şekli, sigara içip içmemesi, stres, beslenme, uyku durumları ile ilişkilidir. Her teda­vide bu geçerlidir, insan hücrelerden oluşan canlı bir mekanizmadır. Tetiklenen hücreler 2-3 hafta içinde ürettikleri kollajen, elastik liflerin gerginleştirici etkinliklerini cilde yansıtmaya başlar, ciltte nemlenme etkisi ise daha erken fark edilebilir.

­özellikle hangi yaşlanma sorunlarına ç­özüm getirebilir?

Güneşten etkilenen ciltlerdeki homojen olmayan renk sorununa ç­özüm getirebildi­ği gibi ciltteki sa­vunmayı arttırarak kuruluk ­veya hasarla ya da cilt ekzemasıyla ilgili sorunlara da iyi gelebilmektedir. 30 yaş üstü her cilde sa­ğlık kazandırmak adına uygulama yapılabilir.
Kendi kanınızla gençleşmenizi sa­ğlayan PRP, hangi y­öntemlerle uygulanırsa kalıcı ­ve güçlü sonuçlar elde etmek mümkündür?


Anti-aging prensibinde kişinin kendi ihtiyaçları do­ğrultusunda do­ğru y­öntemleri kombine etmek ­vardır. Ş­öyle ki; dinamik olan yani kasa ba­ğlı olarak cildin hareketi ile oluşan kırışıklıklarda elbette ki botulinum toksin uygulaması en do­ğru ç­özümü sunmaktadır. Çünkü bu teda­vi ile çalışan kaslar ge­vşetilir ­ve geçici olarak çalışmaları ya­vaşlatılır ­ve uygulanan b­ölgenin cildinin gerginli­ği geri kazanılmış olur.

­örne­ğin cilt altı dermis dedi­ğimiz b­ölgenin hyaluronik asit rezer­vi yaşla birlikte azalmaktadır; bu b­ölgeye çeşitli dozlarda hyaluronik asit enjekte edilebilir. Bu tip enjeksiyonları dolgu enjeksiyonu adı altında toplamak tam do­ğru de­ğildir. Bu y­öntemle hedef, ya kaybedileni yerine koymak, ya da boşlukları doldurmaktır, yüzü şişiren y­öntemler ise cerrahi olarak uygulanan fazla ya­ğ enjeksiyonlarıdır. Ya­ğ enjeksiyonları da bilinçli ellerde çok başarılı olup; günümüzde k­ök hücre teknolojisi ile beraber fazla şişmeden hem de hücresel canlanmayla beraber uygulanabilmektedir.

­vitamin i­ğneleri ya da mezoterapi ile yapılan cilt uygulamalarında hedef, çalışan hücrelere direk olarak ihtiyacı olan maddeleri ­vermektir. Bu sayede hücreler bu ­vitamin, mineral ­ve aminoasitleri kullanarak üretime geçmekte ­ve kollajen, elastik lif ­ve hyaluronik asit sentezlemektedir.

Ayrıca daha ­önce de bahsetti­ğim gibi hafif hasar yaratan y­öntemler de hücreleri uyarmak ­ve çalışmaları için teş­vik etmek için uygun y­öntemlerdir, bu nedenle IPL, lazer ­ve kimyasal peeling y­öntemleriyle beraber PRP teda­visi rahatlıkla uygulanabilir, sonuçlar çok daha iyi olabilmektedir.

Uzm.Dr.Betül Şeng­ör – www.cildiminsagligi.comdan alınmıştır.

Cilt Sağlığı: Evde Cilt Bakımı, Yulaflı Yüz Maskesi

Sponsorlu Bağlantılar:

evde cilt bakımı,cilt,bakımı,cilt sağlığı,cilt güzelliği,cildi güzelleştirmek

Cilt bakımınız için uzman­lardan destek alabileceğiniz gibi, evinizde hazırladığınız karışımlarla da güzel­lik salonlarından geri kalmayacak şekilde cilt bakımı uygulaya­bilmeniz mümkün olacaktır.

Öncelikle günlük cilt bakımı rutinini­zi kesinlikle düzenli bir şekilde hergün uygulamalısınız. Böy­lece cildinizi kontrol altında tutabilir ve çok daha ko­lay birşekilde gerekli olan bakımları uygulayabi­lirsiniz. Sonuç olarak eğer sivilceleriniz giderek artıyorsa bunları azal­tmak sizin için çok daha zor olacaktır. Bu yüz­den günlük cilt bakımı uygulamaları­nız olan cilt temizliği, tonik ve nemlendirici uygulama­larınızı kesinlikle ihmal etmeyin.

Siyah noktalar kontrol altına alınmazsa daha bü­yük sivilcelere dönüşebilirler. Bir uzmana cilt bakımı yaptırdığınız­da siyah noktalarınızı, cildinize buhar tutarak yumu­şatır ve daha sonra kağıt mendillere sardığı parmak­larıyla ya da bu iş için özel üretilmiş küçük deiliklere sahip olan küçük alet­le siyah noktaları sıkmaya başlar. Evde cilt bakımı yapmak istiyorsanız sizin­de bir şekilde siyah noktalarınızdan kurtulmanız gere­kiyor. Sizde bir kaba sıcak su boşaltarak başınızın üzeri­ne bir havlu alıp yüzünüzü kaba fazla yaklaştırmadan oluşan buhar­la cildinizi yumuşattıktan sonra siyah noktalarınız­dan kolayca kurtulabilirsi­niz. Bu işlem size yorucu geliyorsa sıcak banyonuzu yaptıktan sonra cildiniz oldukça yumuşayacağı için banyodan çıktıktan sonra da deneyebilir­siniz.

Evde cilt bakımı yapmak için çeşitli kozmetik markalarının hazırla­dığı maskelerden satın alıp uygulayabileceğiniz gibi eviniz­de uygun malzemelerle kendi maskenizi kendiniz de yapabilirsiniz. Her zamanki gibi bu maskeleri uygula­madan önce kendi cilt tipinize uygun olup olmadığını da iyice öğrenmeli­siniz. Yanlış uygulamalar cilt sağlığınızı iyileştirmez aksine bozabilir. Evde cilt bakımı uygulamak iste­yip, cilt bakımı maskesinide kendisi hazırlamak isteyenler için yulaf maske­sinin tarifine bakalım. Evde kolaylıkla hazırlayabileceği­niz bu maske cildinizde ki yağ oranını azalttığı için kuru ciltler tarafından uygulanması önerilmez. Cildini­ze canlılık ve parlaklık kattığı gibi siyah noktalarınız­da da gözle görülür bir azalma olur.

HAZIRLANIŞI:
Yulafları yumuşak bir kıvama gelinceye kadar pi­şirip, suyunu süzüp yulafları bir kaba koyun. Bu kabın içinde yulafları bir­kaç dakika boyunca ezin. Ilık bir ısıda olma­sı gereken yulaf maskesini yüzünüze uygulayarak 15 dakika kadar bekleyin ve bu sürenin sonunda ılık su kullanarak yüzünüzü yıka­yın.

Evde cilt bakımı yapmak sanıldığı gibi zor bir uygulama değildir. Evde cilt bakımı yapa­rak bu sayede cildinizin sürekli sağlıklı ve canlı olma­sını sağlayabilirsiniz.

Konuyla ilgili aramalar: evde cilt bakımı, cilt sağlığı, cilt güzelliği, cildi güzelleştirmek, yüz maskesi, yulaflı yüz maskesi

21 Aralık 2010 Salı

Migrene Ne İyi Gelir? Migren Nasıl Geçer? Migren Ağrılarına Bitkisel Çözüm

Sponsorlu Bağlantılar:

migrene ne iyi gelir , migren nasıl geçer , migren ağrısına ne iyi gelir , migren ağrısı nasıl geçer , migren tedavisi , bitkisel , bitki , nane


Migrene Ne İyi Gelir? Migren Nasıl Geçer?
Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakülte­si Farmakognozi ve Fitoterapi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada, "Tıbbi nane yağı, haricen uygulandığın­da artrit ve kas ağrılarının yanı sıra migren şikayetleri­ni de azaltır" dedi.

Yeşilada, konuya ilişkin yazılı açıklamasında, tıbbi nane çayı­nın hazımsızlık, mide krampları ve Gaz şikayetlerinin giderilmesinde yarar­lı olduğunu belirtti.

Reflü şikayeti olan­ların nane çayı içmesinin önerilmediğini ifade eden Yeşilada, nane çayının rezene ve papatya çayın­dan biraz daha farklı bir konum­da olduğunu, yemeklerde kullanı­lan nane ile şifa özelliği olan nane arasında lezzet ve et­ki bakımından önemli farklılıklar olduğunu bildirdi. Kullanılan nane türü­nün hedeflenen amaca göre büyük önem taşıdı­ğını belirten Yeşilada, şun­ları kaydetti:

"Bilimsel kaynaklarda yer alan tedavi öneri­leri, aksi belirtilmedikçe, tıbbi nane olarak düşünülmelidir. Bu bakım­dan nane çayından istenilen yararı sağlamak için kullandığınız nanenin kaynağı önemlidir. Tıbbi nanenin bilinen yararları büyük ölçü­de uçucu yağının içerisinde bulunan mentol ve türev­lerine bağlıdır. Bu bakımdan nane çayı hazırlanırken uçucu bileşenlerinin uça­rak kaybolmasına yol açabilecek aşırı sı­cak Su ilavesi ya da çay suyunu kaynatmaktan kaçın­mak gerekir. Tıbbi nane çayı hazımsızlık, mide krampları ve gaz şikayetlerinin giderilmesinde yararlıdır. Gaz şikayetleri­ni giderici etkisinin, midenin üst tarafında yemek borusundaki kasla­rı gevşeterek midedeki Gazın çıkmasını sağlamasına bağlı olduğu düşünülmekte­dir. Bu bakımdan özellikle reflü şikayeti olanların tıbbi nane çayı kullanması öneril­mez."

Tıbbi nanenin spazm gide­rici etkili bileşenin de uçucu yağı içerisin­deki mentolden kaynaklandığını bildi­ren Yeşilada, "Tıbbi nanenin safra artırıcı özelliği de bulunuyor. Safra işlevleri üzerinde etki­si nedeniyle safra kesesi şikayetlerinin gide­rilmesinde, bazı durumlar­da safra taşlarının eritilmesini sağlar. Ancak safra taşı olanların taşın ka­nalı tıkaması riskine karşı dikkatli olunma­lıdır" dedi.

MİGREN AĞRISINI AZALTIYOR!
Tıbbi nane yağının temel bileşeni olan mentol nede­niyle, etkisinin nane yaprağı çayından daha farklı olduğunu ifa­de eden Yeşilada, nane yağının bağırsak düz kaslarının kasılmasını hafifletmesi nedeniyle irite bağırsak sendromunda (IBS) yarar­lı etkileri olduğunu kaydetti.
Ancak bu şekilde etkili olabil­mesi için nane yağının bağırsaklarda çözünen özel kapsüller halinde verilme­si gerektiğini belirten Yeşilada, açıkla­masına şöyle devam etti:
"Nane yağı taşıyan krem­lerin haricen ağrıyan yere sürülmesi artrit ve diğer kas ve kemik rahatsızlıklarında ağrının hafif­letilmesi için faydalı oluyor. Burada hem ağrı uyarısını hafifleterek ve hem de lokal olarak kan akımının hızlanması ile ağrı hissi­nin dağılmasını sağlıyor. Tıbbi nane yağı, haricen uygulandığında artrit ve kas ağrılarının yanın­da migren şikayetleri­ni de azaltmaya yardımcı olur. Nanenin yağının koklanması i­se migren tipi ağrıların ve tansiyona bağ­lı baş ağrılarının hafifletilmesin­de etkili olarak, ağrı kesici ilaç gereksinimini en a­za indirir. Bu tip ağrılarda, koklamanın ya­nı sıra Alın ve şakakların nane yağı ile ovulma­sı da daha iyi bir etki sağlar. Özellikle nane yağı koklanması halinde Ameliyat sonra­sı bulantılar hafifler. Bu hastalarda kul­lanılan kusmayı önleyici ilaçların miktarında azalma sağlanır. Nane yağının fazla miktarda ve çok sık kullanılması özel­likle hassas cilt yapısına sahip kişiler­de cilt ve mukoza üzerinde tahrişe yol açabilir, bu yüz­den doğru kullanımı önemli­dir."

Islak Saçlarla Dışarı Çıkmak, Islak Saçlarla Uyumak Çok Tehlikeli Olabilir!

Sponsorlu Bağlantılar:

Uzmanlar; Kışın saçları kurutma­dan dışarı çıkmak ve ıslak saçlarla rüzgara maruz kalmanın migren, soğuk algınlığı ve yüz felci gibi ciddi problemleri beraberinde getir­diğini belirtti.

Gece banyodan son­ra saçları kurutmadan uyumanın da en az ıslak saçla sokağa çıkmak kadar tehlikeli olduğu­na dikkat çeken uzmanlar, Islak saç migrenin tetik­leyicisi olabilir. Migren ağrıları, nere­deyse 4 kadından birinde görülen, ataklar halin­de ortaya çıkan, başın bir bölümünü etkile­yen, zonklama ve bulantı yapabilen ağrılar­dır. Hastalar ataklar sırasında ışıktan, gürül­tüden ve kokulardan rahatsızlık duyabi­lirler. Her migren atağının hasta farkın­da olmasa da bir tetikleyicisi, başlatı­cısı vardır. Saçı kurulamamak, ıslak saçla dolaş­mak, nadir de olsa migren ağrıları­nı başlatabilir. Böyle bir durumu tespit e­den hastalar, banyodan sonra saçları­nı iyice kurutmalı, banyo sonrası nemli saçlar­la gezmemelidir. Ayrıca banyo yapmak­la ilgili, diğer bir ağrı türü vardır ki, bunla­rın bir kısmı hemen tıbbi inceleme ve tedavi gerekti­rir diyor.

Islak saçla dışarı çıkmanın yüz felci­ne yol açabileceğine dikkat çe­ken uzmanlar, Islak saçlarla, soğuk ve rüzgarlı hava­larda gezmek, uykuya dalmak, klima karşısında bulunmak veya Hava akımı­nın olduğu yerlerde otur­mak, yüz felci gibi ciddi sayılabilecek bir durum­la da sonuçlanabilir. Yüz siniri, yüzün iki tara­fında da bulunur ve yüzün mimik kaslarına kumanda e­der. Yani yüz felci olan bir hasta, kaşı­nı kaldıramaz, gözünü sıkamaz ve ağzını büze­mez. Bu durum genellikle iyi­leşen bir süreç olsa da, ilaç tedavisi gerekti­rir ve iyileşme zaman alır. Yüzle ilgili fonksiyonların kaybının yanı sıra estetik bir bozul­ma da yaratır. Korunmak için, saçların mut­laka iyi bir şekilde kurutulması gerekir" şek­linde belirtiyor.

Islak saçın getireceği di­ğer önemli bir Sağlık probleminin gribal enfeksiyonlar ve Sinüzitler olduğuna işa­ret eden uzmanlar, şu uyarılarda bulunuyor:

"Saçlarınızı kurutmaya özen göste­rin. Saçlarınızı kurutmadan dışarı çıkmayın. Banyodan sonra saçlarını­zı kurutma makinesi ile kurutun ve dipleri­nin nemli kalmasını önleyin. Saçlarınızı banyodan son­ra evde olsanız bile mutlaka kurula­yın. Saçlarınız ıslak olarak acil sokağa çıkmanız gere­kiyorsa baş, ense ve kulaklarını­zı mutlaka bir bere ve atkı ile kapa­tın. Açık alanlarda ve hava akımının yoğun ol­duğu yerlerde bulunmaktan kaçının"

Konuyla ilgili aramalar: ıslak saçlarla dışarı çıkmak , ıslak saçlarla uyumak

Saçlarım Dökülecek mi? Diyorsanız, Saç Dökülmesi İçin Genetik Testler

Sponsorlu Bağlantılar:

Saç dökülmesinin genetik yö­nü ile ilgili gelişmeler zaten uzun yıl­lardır devam etmekteydi. 2009 yılı son­larında Saç Dökülmesive tedavisi için bazı genetik testler geliştirilmiştir. Özellik­le Hairdx firması bu konuda dünyada tek ve ilk­tir.

Hairdx, androgenetik saç dökülmesi ve Finasterid´e ya­nıt (erkek) konusunda önceden bilgi verici genetik test­lerin dünyadaki ilk uygulayıcısı olarak dik­kat çekmektedir. Zaten dermatoloji alanında yoğun­laşmış bir şirket olup Patent başvurusu­nu yapmışlardır.
Bu kapsamda, kadınlarda Finasterid tedavi­sine yanıtın önceden bilinmesi­ni ile ilgili çalışmalar dadevam etmek­tedir.

Şu an tüm dünyada kullanımda olan testler, 3 farklı testi içer­mektedir.

Bunlar:

1. HairDX Genetik Tarama Testi (erkek): HairDX AGA testi, erkeklerde gözle­nen androgenetik saç dökülmesini önceden teş­his edebilen ilk genetik testtir. Sonu­cun Pozitif çıktığı (AR geninde A>G değişimi) hastala­rın %80´inde saç dökülme riski mevcuttur. Test sonuçlarının Negatif çık­tığı hastalarda ise bu oran %10´lara inmek­tedir (%90 oranında saç dökülmesi görül­memektedir).

2. HairDX Genetik Tarama Testi (kadın): HairDX AGA tes­ti, kadınlarda saç kaybı konusunda devrim niteliğin­de bir genetik testtir. Düşük test skoruna (CAG tek­rar sayısı) sahip kadınlarda saç dökülmesi ihti­malinin yüksek olduğu anlamına gelir. Bu­na karşılık yüksek test skoruna sahip kişiler­de saç kaybı olasılığı oldukça düşük­tür.

3. Finasterid Tedavisi­ne Yanıt (erkek): HairDX (RxR) testi, Finasterid tedavi­sinin saç kaybını önlemede göstere­ceği etkiyi önceden belirleyen bir testtir. Test saye­sinde ilacın hasta üzerin­deki olası etkisi yüksek, orta, düşük şeklinde önceden tahmin edilebilir.

Jimnastik Nedir? Jimnastiğin Tanımı, Jimnastik Dalları

Sponsorlu Bağlantılar:

jimnastik nedir , cimnastik nedir , jimnastiğin türleri , jimnastik dalları , jimnastiğin dalları , jimnastiği branşları , cimnastiğin braşları

Jimnastik Nedir? Jimnastiğin Tanımı Nedir?

Jimnastik Nedir ve Tanımı:
Jimnastik vücudu, fiziksel yapısını düzel­tme ve geliştirme amacıyla düzenli hareket ettirme sanatı Vücudu çevik­leştirmek ve güçlendirmek için yapılan alıştır­maların tümü, idman, kültürfizik Erkek­lerde yer alıştırmaları, barparalel barfiks halkalar ve kulplu beygir; kadınlarda yer alıştırmaları e­şit olmayan çubuklar barfiks denge kalası alıştırma­larını içeren yarışma disiplini

İyileştirme ve öğrenme amaçları gü­den tıbbi jimnastik ve eğitim jimnastiğiyse sanat olmaktan çıkıp bi­lim sayılmaktadır
İnsanın fizik ve mo­ral yetilerini eğitmek fiziksel ve ruh­sal verimini arttırmak amacıyla beden çalış­malarından yararlanan "fiziksel eğitim" jimnastikten ay­rı bir daldır.

Jimnastiğin Dalları:
Artistik jimnastik Alet­li ya da aletsiz jimnastik
Artis­tik jimnastik
Modern rit­mik jimnastik
Atletizm ön­cesi jimnastik
seksi jimnastiği
Cambazlık jimnastiği
Düzelti­ci jimnastik
Eğitici jimnastik
Tıb­bi jimnastik

Jimnastik, Jimnastiğin branşları:
A.Artis­tik Jimnastik
Ülkemizdeki eski adı Aletli jimnastiktir Sanat­sal ya da sanat jimnastiği anlamına gelir. Erkekler 6 alet­te yarışır. Bunlar şu aletlerdir - Yer kulplu beygir halka,atlama beygiri, paralel, barfiks bayanlar 5 alet­te yarışır. - Atlama beygiri kız paraleli denge yer asimetrik para­lel

B.Ritmik Jimnastik
İsveç kökenli bir spordur Oyuncu­luk bale müzik ve pandomin ile bir­likte yapılır Sadece bayanların yaptı­ğı bir branştır. 1983'te Olimpiyatlara dahil edi­len Ritmik Jimnastiğin kendine özgü kuralları ve puan­lama sistemi vardır Türkiye'de 1982 yılında başlayan Ritmik Jimnastik bir yarış­ma dalı olarak yenidir. Yalnız bayanla­rın yarıştığı branştır Artistik jimnastikte Aletler sa­bit olmasına karşın ritmik jimnastikte taşınabilir alet­ler kullanılmaktadır. Bun­lar; çember, top, kurdele, ip, lobuttur Her yıl bunların bir tane­sinin kullanımı iptal edilir.

C.Genel Jimnastik
Şu anda gösteri amaçlı yapılmakta o­lan bu branşta her ülke kendi yarışma kural­larını belirlemektedir Genel jimnastik, mü­zik eşliğinde serbest spor giysileri ve taşı­nabilir her türlaracın kulla­nılabileceği içerisinde dans, çeşitli jimnastik hareketleri olan hat­ta belli bir temayı işleyen ve estetik görünümü ağır basan bir g­rup jimnastiğidir. Gruplar yal­nız bay yalnız bayan olabileceği gibi karma da olabilir Her alette serbest ve zorunlu ha­reketler vardır Zorunlu hareket­ler önceden belirlenmiş hareketlerdir Serbest hareketler jimnastikçiler­in kendilerinin düzenledikleri hareketlerdir ve yarışmacıla­rın en başarılı yönlerini gösterebilmek amacı­nı taşırlar.

Erkekler
Yer Hareketleri Halı ya da özel Plastik bir madde ile kaplan­mış 12 x12 m'lik bir alanda yapılır. Hareket seri­si en az 50, enç çok 70 sn'dir. Hareketler bütün ze­mine yayılmak zorundadır ve uyum içinde olma­lıdır. Atlama Beygiri: 1,35 m yükseklikte, 1,60 m uzunlukta bir alettir. Atlayışta yükseliş sağlamak amacıy­la sıçrama tahtası kullanılır.

1-Erkekler (Uzun beygir­den)
2-Bayanlar (Yan beygirden) atlar Koşu pisti­nin boyu 20 m'yi geçmez.

Paralel:
Yerden 1.75 m yükseklik­te, genişliği isteğe göre ayarlanabilen, birbi­rine paralel esnek iki çubuktan (bardan) oluşur.

Kulplu Beygir:
Atlama beygirine benzer. Ancak bunun üzerin­de iki kulp vardır. Kulplar 41-44 cm mesafededir. Kulpla­rın üstünün yerden yüksekliği 1.22 m'dir. Halka: Yukarıdan sarkan tellere ası­lı yerden 2.55 m yükseklikte ve 13 cm çapında ser­bestçe sallanan iki halkadan oluşur. Jimnastikte en fazla kuvvet gerek­tiren branştır.

Barfiks:
Çelikten yapılmış olup, yerden 2.55 m yükseklikte di­rekler üzerinde yerleştirilmiş, 2.40 m uzunluğunda bir bardan olu­şur.

Bayanlar
Atlama Beygiri:
Yerden yüksekliği 1.10 m'dir. Erkekle­rin aksine yan olarak kullanılır. Yarışma 1 A Zorunlu Seridir ve bir atlayış yapı­lır. Yarışma 1 B Serbest seridir ve iki atlayış yapı­lır.

Paralel:
2.40 m uzunlukta birbirlerine paralel barlar­dan oluşur. Bunlardan alt bar 155 -160 cm, üst bar 225-235 cm, bar açık­lığı ise 90- 140 cm arasındadır. Paralel seri­si, en az 10 değer bölümü, en az üç bar değişik­liği, en az bir yön değişikliği içerir.

Denge:
Yerden yüksekliği 1.10 m, uzunluğu 5 m genişli­ği 10 cm'dir. Seri süresi 1.10'dan az, 1.30 sn'den fazla olamaz.

Yer:
12 x12 m'lik yer minderinde yapı­lır. Seri süresi 1.10'dan az 1.30 sn'den çok ola­maz.

Wikipedia

Diş Lekesi Nasıl Temizlenir? Diş Lekeleri Oluşumu

Sponsorlu Bağlantılar:

dis , diş , dişlerde leke, diş lekeleri , diş lekesi , sarı dişler nasıl temizlenir , dişlerde sararma , diş lekeleri nasıl çıkar, diş kiri , diş lekesi nasıl temizlenir , diş temizleme

Güzel ve bakımlı dişlere sahip biriyseniz; kendinizden emin gülümseye­rek etrafınıza pozitif enerji göndere­bilirsiniz. Dişlerinizde estetik görü­nümü olumsuz etkileyen lekeler bulunuyorsa, sizi psikolo­jik olarak da etkileyebile­ceğini unutmayın.

Diş Lekeleri Neden Oluşur?
Diş lekeleri neden oluşur, tedavi işlemleri nasıl yapılır, diş lekelerine ne­den olan besinler nelerdir? Soruların detay­lı yanıtları burada...

Diş Lekesi Nedir?
Yediğimiz ve içtiğimiz besin artık­larından, hastalık tedavisi sürecinde kullanılan antibiyotikler­den oluşabilen lekelerdir. Kişinin estetik görünümünü bozar ve psikolojik olarak rahatsız eder.

Diş Lekelerine Neden Olan Gıdalar Nelerdir?
Diş lekelerine neden olan besinler; diş rengin­de değişikliğe, diş minesinin zarar görmesine neden olur­lar.

Soda ve Kola: İçerdikleri yoğun asit se­bebi ile diş minesinde leke yapar­lar.

Şarap: Kırmızı şarap; yoğun ren­gi, beyaz şarap ise içeriğindeki yoğun asit nede­niyle dişlerde lekelenmelere yol a­çar.

Kahve ve Çay: Ülkemizde alışkanlık haline gel­miş içeceklerden kahve ve çay aşırı tüketim sonucunda kafein ve do­ğal renklendiriciler nedeni ile dişlerde leke bıra­kır.

Havuç suyu ve vişne suyu gibi içinde "kromojenic" içerik­li gıdalarda diş lekelerine sebep olur.

Hazır Gıdalar: Ener­ji içecekleri ve hazır gıdalarda bulunan gıda bo­yaları da leke oluşumunu hızlandı­rır.

Diş Lekelerinin Tedavisi Nasıl Yapılır?
Estetik görünümü olumsuz etkileyen diş lekeleri kısa sürede, pratik uygu­lamalarla tedavi edilebilir. En çok ter­cih edilen tedavi yöntemleri; diş beyazlatma ve yaprak porselen uygulamasıdır.

Diş Beyazlatma İşlemi:
Diş lekelerinde en çok uygu­lanan tedavi diş beyazlatma işlemi­dir. Bu işlemde iki farklı beyazlatma yönte­mi vardır. Birinci yöntem ev tipi beyazlatma yöntemi­dir. Diş Hekimi tarafından dişlerinizin üze­rine takmanız için ağız ölçünüze uygun kalıplar hazırlatılır. Bu kalıbın içe­risine Amerikan FDA onaylı bir ilaç konularak ve beyazlatılacak dişlerin üstüne yerleştiri­lir. Günde ortalama 4–6 saat takılması gerekir. İkinci ise muayenehane­de uyguladığımız beyazlatma işlemidir. Dişler­deki gözeneklerin temizlenmesinde “Hidrojen peroksit” yani oksi­jenli su veya türevi “ Karbamid peroksitli jeller kullanılıyor. Bu madde­ler 45 dakika süreyle lazer ışığı verilerek aktive edilip beyazlama gerçekleşiyor. Bu uygulama­da dişeti ve dokular özel koruyucularla korun­duğundan zarar görmemekte­dir. Kişinin diş minesinin rengine bağlı olarak beyazlama oranı değişmektedir.

Yaprak Porselen Uygulaması:
Renklenmelerde, bleaching (diş beyazlatma) gibi metot­larla sonuç alınmayan ile­ri derecedeki antibiyotik, flor lekelerinde kalıtsal yapı ve renk bozukluklarında son derece etkilidir. Laminate venerler in­ce porselen yapraklardır. Materya­lin ışık geçirgenliğinden dola­yı oldukça doğal bir görünüm sağlayan porselen venerler kişi­nin dişlerinde sadece 0,15 ile 0,30 mm aşındır­mayla dişlerin ön yüzeylerine yapıştırılırlar. Bu sayede bireyler dişlerinde beğen­medikleri şekil ve rahatsız oldukları renkleşmelerden kurtulabilir­ler.

Konuyla ilgili aramalar: dişlerde leke, diş lekeleri , diş lekesi , sarı dişler nasıl temizlenir , dişlerde sararma , diş lekeleri nasıl çıkar, diş kiri , diş lekesi nasıl temizlenir , diş temizleme

20 Aralık 2010 Pazartesi

Ayak Mantarı, Tırnak Mantarları, Tedavisi ve Önlemleri

Sponsorlu Bağlantılar:

Ayak mantarı nedir?
Mantar denen bir küf çeşidinin sebep olduğu deri rahatsızlığı­dır. İnsanların çoğu ömürlerinde bir kez ayak mantarı geçirir­ler.

Ayak mantarı oluşmasının nedenleri nelerdir?
Ayak mantarına sebep olan mantarlara herkes maruz ka­lır. Ancak niçin bazı insanlarda geliştiği bilinmemektedir. Yıkama son­rası kurutulmayan ayak, sıkı çorap ve ayakkabılar, ılık iklim nemli bir ortam oluştu­rarak mantarların çoğalmasını sağlar.

Ayak mantarı nasıl bulaşır?
Bulaşma genellikle terlik, ço­rap, ayakkabı, havlu gibi ortak kul­lanılan eşyalardan veya banyo, küvet, plaj, hamam ve ben­zeri ortak zeminlerden olabi­lir. Genellikle çok bulaşıcı olduğuna inanı­lır. Ancak aynı evi paylaşan insanlarda bile görül­meyebilir.

Ayak Mantarı Tedavisi Nasıldır?
Krem ve spreyler ile tedavi edilir. Cid­di rahatsızlıklarda ağızdan hap tedavi­si yapılır. Bazı vakalar tedaviye di­renç gösterebilir.

Tedavi edilmezse ne olur?
Deri bütünlüğü bozulduğundan di­ğer mikroplar çatlak ve yarıklardan girerek yılancık denen hastalığa yol aça­bilirler.

Mantar niçin tekrarlar?
Tedavi ile döküntü geç­se bile mantarlar deride yaşamaya devam e­der. Ve uygun şartlarda tekrar hastalığa yol açar­lar.

Tekrarlamaması için ne yapılabilir?
Her gün ayağınızı yıka­yın,
Ayağınızı, özellik­le ayak parmak aralarınızı sürekli ku­ru tutun,
Özellikle yazın kapa­lı ayakkabılar giymeyin,
2-3 çift ayakkabıyı dönüşümlü olarak kul­lanın, ayakkabı kurumadan tek­rar giymeyin,
Pamuklu çoraplar gi­yin ve günlük olarak değiş­tirin,
Başkalarının havlu ve ayakkabıla­rını kullanmayın,
Mümkünse ev­de çıplak ayakla ge­zin,
Yazın ayakkabılarını­za mantar önleyici pudralar ser­pin.

Ayak ve tırnak mantarları: Bakteriyal enfeksiyonlar mantarın zedelediği deriyi giriş kapısı olarak kullanarak damar iltihapları­na neden olabilirler.

Ayak mantarı belirtileri nelerdir?
Mantarlar en sık ayak parmak aralarında ve taba­nında yerleşir.
Parmak aralarında soyulmalar kızarıklık­lar ve beyazlaşmalar.
Tabanında küçük su toplama­ları, kızarıklık ve soyulmalar
Diğer bölgelerde kenarı daha kırmızı hafif soyulmalar göste­ren yuvarlak halkalar şeklinde görülür

Tırnak Mantarı Belirtileri nelerdir?
Tırnaklarda kalınlaş­ma
Tırnaklarda sarı veya kahverengi  renk değişik­liği
Tırnakların ayrışması, çatlaması
Tırnak batması (tırnağın kenarında granülom deni­len ağrılı şişlikler oluşabilir. Mutlaka tıbbı tedavi ile müdahale edilmesi gereken bir durum­dur.

Konuyla ilgili aramalar: ayağımda mantar var , ayak tırnağında mantar , ayakta mantar nasıl olur , başlangıcı , tedavi , oluşumu , ilacı , hastalığı

Diş Ağrısına Ne İyi Gelir? Dişim Çok Ağrıyor Diyorsanız...

Sponsorlu Bağlantılar:

İlk olaral diş ağrısına neler sebep olur onla­rı öğrenelim. Bunları öğrenirsek daha sağlıklı dişlere kavu­şur böylece ağrılara neden olan etkenler oluşmadan önü­ne geçmiş oluruz.

Diş ağrısının bilinen en sık ne­deni diş çürükleridir. Dişlerimize yeterin­ce iyi bakmadığımız za­man dişlerimiz çürür ve diş ağrılara neden olur. Çürüyen bir dişten sa­dece hekim tedavisi ile kurtulabiliriz. Fakat tedavi de hiç­bir zaman eski dişimizi geri getir­ez. Bu yüzden diş bakımınızı düzenli ve sağlam bir şekil­de yapmalı, dişlerinizi düzenli fırçalamalısınız ki dişleriniz çürümesin. Bu diş ağrısı se­bebi önceden engelleyebileceğimiz bir se­bep olduğu için bizi daha çok bu ilgi­lendiriyor. Diğer diş ağrısı sebeplerinden bazıları­na bakacak olursak; 20'lik diş çıkması, yanlış tedavi, kemik yapısı, dişleri kurcalamak, farkında olmadan uzun süre dişi sıkmak, iltihap­lanmalar vb..

Şimdi de diş ağrısını geçirmek için ne yapmamalıyız ve bu konuda halk arasında tür yanlışlar yapılıyor öğrene­lim.

İŞTE BAZI YANLIŞLARA ÖRNEKLER;
Ağrıyan diş üzerine aspirin koymak,
Ağrıyan dişin üzeri­ne kolonya dökmek,
Ağrıyan dişe rakı içerek çö­züm bulmaya çalışmak ya da ağrıyan dişe rakı dök­mek.

Tüm yapılan bu yanlışlar diş ağrınızı kı­sa süreliğine geçirebilir fakat bu­nun nedeni bu yapılanların dişin bütün sinirleri­ni yok etmesinden kaynaklanı­yor. Dişe bu şekilde uygulamalarla o dişi çek­meye mecbur hale getiririz. Dişin çekilmesi yapılması gereken en son şeydir. Yapı­lan bu hatalar ciddi kimyasal yanıklara ne­den olduğundan daha sonra diş ve diş eti ağrısına dönü­şür. Ayrıca rakı kanı da sulandır­dığı için ağrının artmasına sebep olur.

Peki diş ağrısına ne iyi gelir?

1. Diş ağrınız çok şiddetli değilse bitkisel bir çözüm olan karanfili deneyebilir­siniz. Çünkü karanfil tomurcukların­da bulunan eugenol adlı karanfil yağı, diş hekimliğin­de de kullanılan bir t­ür antiseptik ve ağrı kesici özelliği taşır. İlaçlarda da bu yağ­dan faydalanılır. Bu yağı edinin ve pamuk yardımı ile ağrıyan dişinizin üzeri­ne aşırıya kaçmadan sürün. (aşırıya kaçma­yın, çünkü herşeyin aşırısı gibi bununda aşırısı zararlı)
Eğer karanfil yağı edinemiyorsa­nız, bir aktardan restoran çıkışlarında da gördüğümüz karanfil tomurcukların­dan 9-10 tane alıp bir bardaklık kaynar suda demle­yerek bunu kullanabilirsiniz.

2. Ağrı kesici olarak majezik tavsiye edi­lir. Ağrı kesici aldıktan ve işe yarayıp geçtikten sonra tek­rar ağrımaya başlayınca sürekli ağrı kesici almayın çün­kü fazla ağrı kesici kullanmak ta zararlıdır.

3. Bir başka şifalı bitkisel tedavi yöntemi ise sir­keye birer tutam kimyon ve kekik ekleyip gargara ya­pın.

4. Eğer dayana­bilir iseniz buzla tampon yapabilirsiniz ama tavsiye et­mem.

Ve en önemlisi mutlaka yukarıdaki yöntemleri bir dişçiye gidemeyecek durumdaysanız yapın. Ya­ni acil durumlarda. Onun dışında en kısa zaman­da bir diş hekimine görünün.

Konuyla ilgili aramalar: Dişlerim çok ağrıyor , diş ağrısına bitkisel çözüm , diş ağrısı nasıl geçer , dişim ağrıyor , diş ağrısına ne iyi gelir

Dudaklarda Kuruma, Dudaklarda Kuruluk, Dudaklarım Çok Kuruyor

Sponsorlu Bağlantılar:

Dudaklar neden kurur?
Aslında dudak kurumaz tüm vücudumuz kurur ancak dudaklarda kırmı­zı rengini veren kılcal damarlar bol bulun­sa da yağ ve ter bezleri bakımından fakirdir. Bu yüzden dudaklarımız vücudumuza göre bu daha hızlı tep­ki verir.

Dudaklarım kabuklaşıyor!
Dudak derisi oldukça ince ve dayanıksız­dır. Dış çeperinde hücreler ölür ve kabuklaşma­ya başlar. İşte dudaklarımız cildimize göre bu yüz­den çabucak kabuklaşır.

Dudak kurumasına karşı neler yapılabilir?

1- Dudak kurumasına en çok ne­den olan şey susuzluktur. Doktorlar gün için­de 2lt su tüketilmesini öneriyor. Eğer çok su tüketmiyor­sanız en azından susadığınızda 1 bardak da­ha fazla için. Yemeklerde çorba iç­mek hem midenize hem de su tüketimini­ze yararı olur.

2- Yeterince su içiyorsunuz fakat yine de dudaklarınız kuruyorsa bilin­dik diğer sebep ise aşırı sıcak veya soğuk hava koşul­ları. Bu hava koşullarından korunmak gerek­li ancak günlük yaşamda evimize tıkılamayacağımı­za göre dışarı çıkarken önlem olarak lip balm kullan­mak. Lip balm ürünleri içerdiği gliserin ile nemi korur ve dudaklarınızın aşırı kurumasına engel olur. (Lip stick gi­bi ürünler kullanıcaksanız üzerine kullanın.) Çok güneşli günler­de şapka takarak yüzünüzü gölgelemekte bir neb­ze dudaklarınızı direk güneşten koruyacaktır, soğuk hava­larda atkı kullanmakta faydalı olacak­tır.

3- Dudaklarınızdaki ölü deriden arındırmak ve ordaki hücreleri hare­ketlendirmek için dişlerinizi fırçalar­ken yumuşak bir şekilde ve dairesel hareketler­le dudaklarınızı da fırçalayın etkisini çok çabuk his­sedeceksiniz.

4- B vitamini içeren besinler alınma­lı. Günlük kullandığı­mız B vitamini içeren örnekler vermek gerekir­se: Ceviz, dereotu, bulgur, süt, et, pul biber, yumurta sa­rısı, patates ve meyveler gi­bi gıdalar.

5- Sigara kullanıyorsa­nız dudaklarınızda muhtemelen kuruyordur. Sigarayı derhal bırakmalısınız.

6- Bir diğer neden stres. Stres tüm vücudunu­za etki ettiği gibi dudaklarınızında çatlamasına neden olur. Stresten kurtul­manın en sağlıklı yollarından biriyse spor yapmak veya dans etmek. Vakit bulamıyorsa­nız en azından yürümek size iyi gelecektir.

7- Dudaklarınıza bal ve vazelin sürün. Elbette çok faz­la değil parmağınızla bir miktar alıp ovarak dudaklarınıza sürün etki­sini hemen gösterir ancak ana sebepler­den kurtulmadıkça bu dertten kurtaracağını san­mayın! (Çatlamış dudaklara da iyi gelecektir.)

8- Dudaklarınızı sakın yalamayın. Aksi halde nemin da­ha hızlı uçuşmasına dudaklarınızın da daha çok kurumasına sebep olur­sunuz..

9- Kapalı mekanlarda havanın nemli olma­sı önemlidir. Ülkemizde hava nemlendirici ürünlerden satılmı­yor. Ancak aynı etki­yi bir radyatörün üzerine su koyarakta alabilirsiniz.

10- Dudaklarınız kuruyorsa bir di­ğer nedeni vücudunuzun suya ihtiyaç duyduğunun göstergesidir. Bol bol su içe­rek dudaklarınızdaki kurumayı önleyebilirsiniz.

11- Bu yöntemleri uyguladınız ve ha­la dudaklarınızdaki kuruluk geçmediyse bir doktora görünmeniz gere­kir. Altta yatan başka bir rahatsızlığınız dudak kurumasına neden oluyor olabilir.

Konuyla ilgili aramalar: dudaklarım kuruyor , dudaklarım yanıyor , dudaklarım çok kuruyor , dudaklarda kuruma , çatlama ve çatlaklar , çatlıyor