Akupunkturun Latince anlamı "Acus (İğne), punctura (batırma)'dır. Hastalıkların teşhis ve tedavisi için ilk kez Çin'de ve Japonya'da kullanılan bir yöntemdir.
Klasik akupunktur tedavisinde gümüş ve altın iğneler kullanılır. İğneler vücudun içindeki organların cildimizde bulunan batırma noktalarında kullanılır. Bu yöntem batılı tıp okulu tarafından önce basit bir üfürükçülük gibi küçümsendi. Hatta akupunktur ile alay edildi. Günümüzde ise Doğu ülkelerinden kaynaklanan yöntem tıpta kabul edilmiştir.
Öncelikle nevralji, migren (Yarım başağrısı) ve diğer birçok ağrı tedavisinde kullanılmaktadır. Birçok üniversite kliniği akupunkturu narkoz sistemi olarak benimsemiştir. Hatta çok zor kalp ameliyatlarında da akupunkturdan yararlanılmaktadır. Akupunkturun zararlı alışkanlıklara karşı da yararı görülmüştür. Örneğin, sigara tiryakiliği, zorunlu yemek yeme tutkusu, kısırlık ve kadınlarda aylık rahatsızlık düzensizliklerine karşı da etkili olmuştur. Aşkta mutluluk da akupunktur ile gerçekleşmektedir, iktidarsızlık tedavisinde zevk noktasına batırılan akupunktur iğnesi olumlu etkisini göstermiştir.
Bir Alman tezgahtar. Marieluise Von Fellner, akupunkturun yararını şöyle anlatıyor:
"Sigaraya 17 yaşımda başladım. 20 yıl sigara içtim. Günde ortalama 12 sigara içiyordum. Uzun gecelerde bu sayı 20'yi de buluyordu. Bu alışkanlıktan kurtulamamak çok canımı sıkıyordu.
Sigaraya normal yollardan ara vermek istedim. Çok zorlandığımı hissettim. Sonunda akupunkturu denedim. Sonuç şaşırtıcı oldu. Kısa sürede sigarayı bıraktım ve 1 yıl içmedim. Sonra bir erkek arkadaşım bana bir sigara ikram etti. Aldığımda kendimi bir anda eski alışkanlığımın içinde buluverdim. Sonra yine akupunktur, yine 1 yıl ara verme. Sonra yine sigaraya başlama ve üçüncü tedavi. Böylece 6 yıl oldu. Akupunkturun yararına inanıyorum. Kimse bu yararları reddetmek için boşuna çaba sarf etmesin."