Yumurtalık kistleri sizi ürkütmesin
Yumurtalık kistleri; hemen hemen her kadının yaşamı boyunca en az bir kez rastladığı sağlık sorunu.
Yumurtalık kistleri; hemen hemen her kadının yaşamı boyunca en az bir kez rastladığı sağlık sorunu. Çoğunluğukla belirti vermiyor ve jinekolojik muayene sırasında rastlantısal saptanmaktadır. Bundan ötürü düzenli kontrol şarttır. Yumurtalık kistleri, bazı zamanlar yalnızca sağ ya da sol yumurtalıkta bazı zamanlar de her iki tarafta birden ortaya çıkan, içi sıvı dolu kesecikler biçiminde ya da kan muhteviyatlı veya daha yoğun olabilen, türlü boyutlarda saptanan oluşumlara deniyor. Memorial Ataşehir Hastanesi'nde Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Doç. Dr. Tolga Ergin, yumurtalık kistleri ve tedavide altın standart olan laparoskopik metodların hastaya sağladığı imtiyazlar ile ilgili bilgi verdi:
Belirtilerden biri kasık ağrısıdır. Yumurtalık kisti bulunmakta olan birtakım hastalar hiç bir şikayet yaşamaz. Bazılarındaysa yalnızca kasık ağrısı olabilir. Ağrı şiddetli olmaz. Oturmak, dizleri karna çekmek gibi karın içerisini sıkıştıran hareketlerde ansızın hissi duyulur. Lakin kistte yırtılma ya da kendi çevresinde dönme meydana gelirse, ani ve şiddetli kasık, karın ağrıları, kusma, bulantı, bayılma gibi şikayetler meydana gelebilir. Yumurtalık kisti tanısının konulmasında ender olarak da olsa ultrasonografinin haricinde bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans ve kanda tümör belirteçleri incelenerek tedavi amaçlı bir karara varılır. Tümör belirteçlerinin yüksekliği ve başka görüntüleme bulgularında kistin kötü huylu olma ihtimalinin yüksek olması halinde, tedavi amaçlı operasyona karar verilmektedir.
Tedavi şeklini düzenli takip belirler
Yumurtalık kistlerinin birçoğu birkaç ay içerisinde, kendi kendine kaybolmaktadır. Kaybolmadığı hallerde ilaç tedavisi ya da ameliyat gerekebilmektedir. Bu noktada tedavi şekline karar verebilmek amacı ile takip önemli. Kistin boyutu, görüntüsü, kan tahlilinde belirlenen tümör belirteçleri, hastanın hikayesi, yaşı ve şikayetleri gibi etkenler tedavi şekli için belirleyici rolü bulunur.
Laparoskopi, riskli durumları minimuma indirir. Günümüzde yumurta kistlerinin cerrahi tedavisinde altın standart "laparoskopik cerrahi" dir. Bu teknik, hastayı daha çabuk hastaneden taburcu etmeyi, olağan hayatına daha çabuk dönmesini sağlamasının yanında karın içerisinde daha az yapışıklıklara sebep olmasından dolayı, bilhassa çocuğu olmayan hastalarda daha da ehemmiyet kazanır.
Ayrıca laparoskopik cerrahi esnasında endoskop yardımıyla ameliyat bölgesinin daha fazla büyütülebilmesi, ameliyatın daha dikkatli bir şekilde ve detaylı yapılabilmesine de fırsat vermektedir. Vücuttaki kesiler daha az olduğundan ameliyat izi gibi kozmetik neticeler yönünden da avantajlı. Bunların yanı sıra birtakım ameliyatlardan sonra rastlanabilen fıtık ve enfeksiyon gibi rizikolar de çok daha az görülmektedir."
Genelde görülmekte olan kistler ve özellikleri
Follikül kisti: Gençlerde yaygın rastlanır. Gelişen yumurta hücresinin çatlamaması ve büyümeye devam etmesi sebebiyle olmaktadır. Genellikle 2* 4 santimetredir. Herhangi bir komplikasyon(istenmeyen durum) yaratmaz. Adetdan sonra kendi kendine kaybolur ve tedavi gerektirmiyor.
Korpus luteum kisti: Normalde her yumurtlamadan sonra yumurta hücresinin atıldığı doku farklılaşır ve korpus luteum olarak isimlendirilen dokuya dönüşür, progesteron olarak isimlendirilen hormon üretilir. Bu doku zaman la sıvı birikimi sebebiyle kiste dönüşebilir. Genellikle 3* 4 cm. büyüklüğündedir. Hormon salgılaması olduğundan adet rötarına sebep olabilir. Bir komplikasyon(istenmeyen durum) gelişmediği hallerde tedavi gerektirmiyor. Genellikle adetdan sonra kendi kendine kaybolmaktadır.
Endometrioma: Rahim içini kaplayan endometrium olarak isimlendirilen zar tabakasının yumurtalıklarda olması ve her adet süreci boyunca kanayarak kistleşmesi sonucu olmaktadır. Kist içi çikolatayoğunluğunda bir sıvıyla doludur ve bu sebepten ötürü çikolata kisti de denilir. Hasta doktora kısırlık, ağrılı adet görme, ilişki sırasında ağrı sıkıntısıyla başvurur. Cerrahi tedavi gerektirir.
Dermoid kist: 20 yaşından küçük kadınlarda sık görülmektedir. Embriyonel süreçte meydana gelen olaylardan kaynaklanır. Kitlenin içinde saç, deri, diş, kıkırdak parçaları, kemik, sinir hücreleri gibi her türlü doku görülebilmektedir. Şikayet olarak karın ağrısı yapabilir ve cerrahi tedaviye gerek duyulur.
Seröz Kistadenom: Daha çok görülmekte olan tümörlerdir. Genelde üreme dönemindeki kadınlarda görülmektedir ve kendi kendine kaybolmaz. Yüzde 30 oranında kötü huylu bir hastalığa dönüşebilir. Berrak bir sıvı ihtiva eder. Büyüklükleri 5 ila 15 cm. arasında değişir. Genellikle yakınma yaratmaz, belirti vermemektedir. Jinekolojik muayene sırasında rastlantısal teşhis edilmektedir. Kendiliğinden kaybolmazlar, cerrahi müdahale gerektirirler.
Müsinöz Kistadenom: İyi huylu yumurtalık tümörlerinin yüzde 25’i müsinöz kistadenomlardır. İnsanda görülmekte olan en büyük kistik yapılardır. 15 ila30 cm. boyutlarına ulaşabilirler. Kendiliğinden kaybolmazlar ve cerrahi tedaviye gerek duyulur.
İlgili aramalar: yumurtalık kistleri, overian kist