Kimilerimiz için bir sebze, kimilerimiz içinse bir sebze. Sofralarımızın vazgeçilmezi olmasının yanı sıra kahvaltılarda, yemeklerde, soslarda her şekilde tüketilebilir. Bol miktarda A, K, B1, B2, B3, B5 vitamini barındırır. İhtiyacınız olan vitaminlerden bolca bulundurması sağlık problemlerini önlemektedir. Mineral bakımından zengin olan domates suyunda sağlık ve güzellik bulunmaktadır.
Kilo vermenize yardımcı olur
Sodyum ve lif bakımından zengin olması kilo vermenize destektir. Açlık hissini bastırdığı gibi tok tutmaktadır. İhtiyaç duyduğunuz mineralleri domates suyu ile karşılayabilirsiniz. Sindirim sistemini desteklediği gibi korur.
Enerji verir
Domates suyu antioksidan deposudur. Sıvı olarak tüketilecek domates suyu cildinizin yenilenmesini, hücrelerin sağlıklı ve canlı olmasına imkan vermektedir. Bir bardak domates suyu ile enerjiye kavuşabilirsiniz.
Kalp hastalıklarına karşı korur
Domates suyunda niasin, folat, potasyum ve B6 vitamini kalp dostu olduğunu göstermektedir. Kalp sağlığını korur, homosistein seviyesini dengede tutmaktadır. Kalbe zarar verebilecek kimyasalları etkisiz duruma getirir, kalbiniz daha uzun süre ve sağlıklı şekilde çalışır.
Cilde faydalıdır
Domates suyu cildinizi güzellik verir. Selülit problemlerinin ortadan kaldırmakta destektir. Günlük 2 tane domates tüketmek cilt bakımı için gereken mineral ve vitaminleri karşılar. Sivilce ve aknelerin iyileşmesine imkan vermektedir. Cildinizdeki gözenekleri kapatarak koruyucu etki sağlar.
Domates suyuna 2 çay kaşığı limon ilave edin, karışımı karıştırdıktan sonra pamuk yardımıyla cildinize uygulayın. Bekleme süresi 5 ila 15 dakika arası, ardından ılık su ile temizleyin. Cildinizdeki gözeneklerin açılışı ve cildinizin beslenmesini sağlayacaktır. A ve Vitamin C bakından cildinizin canlanması, kurumasını önler.
İlgili aramalar: domates suyunun faydaları, domates suyunun yararları
31 Ekim 2015 Cumartesi
Havuç Suyunun Faydaları
Sponsorlu Bağlantılar:
Havuç vitamin ve mineral bakımından oldukça zengindir. Faydaları oldukça geniş olarak tüketimi insanların sağlıklı gelişimini sağlar. Havuç en fazla göz sağlığımıza fayda sağlıyor. Gözümüzün tabakalar olduğu halde göz bebeğine kadar her noktasına fayda sağlar.
Havucu ısırarak ve salatalar için doğramak haricinde suyunu sıkarak içmenin faydaları bilinmesi gerekiyor. Bol miktarda vitamin, potasyum içermesi her gün ihtiyaçlarımızın büyük bir bölümünü karşılayacaktır.
Kanın pıhtılaşmasına etki eder: Küçük bir kesik olsa bilehi kanımızdaki pıhtılaşma özelliği ile kan kuruyarak akımını durdurur.
Kolesterolü düşürür: Havuç suyunda mevcut olan bolca potasyum yardımıyla kolesterolünüzün çıkışını engelleyerek düşmesini sağlayacaktır. Karaciğerinizdeki yağların erimesini sağlayarak kolesterolünüzün artışına sebep olan etkenleri ortadan kaldırır.
Kanseri önlemeye yardımcı olur: Havuç suyunda mevcut olan antioksidanlar ve karotenoidlerin kanser oluşmasını engelleyerek koruyucu görev üstlenir.
Cildi tazeler: Potasyum cilt hücrelerinin yenilenmesini sağlayarak parlak ve sağlıklı olmasını da sağlar. Havuç suyu tüketilmesi cilt üstünde meydana gelen lekele ve aknelerden korunmasına imkan vermektedir.
Bağışıklık sistemini destekler: A vitamini bakımından zengin olması kalp hastalıklarını önler. Bağışıklık sistemini geliştirmiş olduğu gibi düzene girmesine destek olmaktadır.
Göze iyi gelir: Havuç suyunun tüketimi göz sağlığı için birebir olur. Göz hastalıklarının oluşumunu önlediği gibi sağlıklı görmemize destek olmaktadır. içinde beta* karoten bulundurmasından ötürü geceleri bile çok net şekilde görülüşü elde edilebilir.
Havucu ısırarak ve salatalar için doğramak haricinde suyunu sıkarak içmenin faydaları bilinmesi gerekiyor. Bol miktarda vitamin, potasyum içermesi her gün ihtiyaçlarımızın büyük bir bölümünü karşılayacaktır.
Kanın pıhtılaşmasına etki eder: Küçük bir kesik olsa bilehi kanımızdaki pıhtılaşma özelliği ile kan kuruyarak akımını durdurur.
Kolesterolü düşürür: Havuç suyunda mevcut olan bolca potasyum yardımıyla kolesterolünüzün çıkışını engelleyerek düşmesini sağlayacaktır. Karaciğerinizdeki yağların erimesini sağlayarak kolesterolünüzün artışına sebep olan etkenleri ortadan kaldırır.
Kanseri önlemeye yardımcı olur: Havuç suyunda mevcut olan antioksidanlar ve karotenoidlerin kanser oluşmasını engelleyerek koruyucu görev üstlenir.
Cildi tazeler: Potasyum cilt hücrelerinin yenilenmesini sağlayarak parlak ve sağlıklı olmasını da sağlar. Havuç suyu tüketilmesi cilt üstünde meydana gelen lekele ve aknelerden korunmasına imkan vermektedir.
Bağışıklık sistemini destekler: A vitamini bakımından zengin olması kalp hastalıklarını önler. Bağışıklık sistemini geliştirmiş olduğu gibi düzene girmesine destek olmaktadır.
Göze iyi gelir: Havuç suyunun tüketimi göz sağlığı için birebir olur. Göz hastalıklarının oluşumunu önlediği gibi sağlıklı görmemize destek olmaktadır. içinde beta* karoten bulundurmasından ötürü geceleri bile çok net şekilde görülüşü elde edilebilir.
30 Ekim 2015 Cuma
Patates Suyunun Faydaları
Sponsorlu Bağlantılar:
Patates her derde deva olduğu halde suyunda da bolca şifa bulunmakta. Sindirim sistemimizi desteklediği gibi koruyucu etkiyi bulunur. Ülser gibi rahatsızlıkları önleyerek sindirim işinizi kolaylaştırmaktadır. Sevilerek tüketilen patateste tedavi eden mineraller, enzimler ve organik asitler bulunmaktadır.
Patates suyu başta sindirim sistemimiz olmak üzere, ince ve kalın bağırsakların sağlıklı çalışmasına imkan vermektedir. Ülser rahatsızlığı bulunanlar, kırmızı patates suyunu tercih edebilirler. Ülsere karşı koruyucu etkiyi olması sağlığınızı koruyacaktır. Patates suyu için kullanacak olduğunuz patatesler olgunlaşmamış ya da siyah noktaları bulunanlardan olmamalıdır. Patateslerde ufak tefek noktalarda zehir içerdiğinden dolayı etkilenebilirsiniz.
Romatizma, eklem ve bel ağrıları olan kişiler içinde faydalıdır. Patates kabuklarını kullanarak çaymış gibi tüketmek migren ağrılarını da alır. Patates suyunda mevcut olan ağrı eksici özelliği ile sizi hastalıklardan koruyabilir. Karaciğer hastalığı olan birisi patates suyundan yararlanarak korunabilirler.
Bilimsel incelemeler patates suyunun cilt lekeleri, egzama, kuru ve kaşıntılı deri problemlerini önlemiştir. Çiğ olarak içildiğinde tadı güzel bulunmadığı için taze limon ya da balla karıştırılabilir. Doğal tatlandırıcı olduğu halde ağrılardan koruyacaktır. İki hafta boyunca yemek öncesi 150 gram kadar patates suyu tüketmeniz gerekir. Patates suyunu bekletmemeli ve tazeyken içmek gerekir.
Patates suyu başta sindirim sistemimiz olmak üzere, ince ve kalın bağırsakların sağlıklı çalışmasına imkan vermektedir. Ülser rahatsızlığı bulunanlar, kırmızı patates suyunu tercih edebilirler. Ülsere karşı koruyucu etkiyi olması sağlığınızı koruyacaktır. Patates suyu için kullanacak olduğunuz patatesler olgunlaşmamış ya da siyah noktaları bulunanlardan olmamalıdır. Patateslerde ufak tefek noktalarda zehir içerdiğinden dolayı etkilenebilirsiniz.
Romatizma, eklem ve bel ağrıları olan kişiler içinde faydalıdır. Patates kabuklarını kullanarak çaymış gibi tüketmek migren ağrılarını da alır. Patates suyunda mevcut olan ağrı eksici özelliği ile sizi hastalıklardan koruyabilir. Karaciğer hastalığı olan birisi patates suyundan yararlanarak korunabilirler.
Bilimsel incelemeler patates suyunun cilt lekeleri, egzama, kuru ve kaşıntılı deri problemlerini önlemiştir. Çiğ olarak içildiğinde tadı güzel bulunmadığı için taze limon ya da balla karıştırılabilir. Doğal tatlandırıcı olduğu halde ağrılardan koruyacaktır. İki hafta boyunca yemek öncesi 150 gram kadar patates suyu tüketmeniz gerekir. Patates suyunu bekletmemeli ve tazeyken içmek gerekir.
28 Ekim 2015 Çarşamba
Yumurtalık Kistleri
Sponsorlu Bağlantılar:
Yumurtalık kistleri sizi ürkütmesin
Yumurtalık kistleri; hemen hemen her kadının yaşamı boyunca en az bir kez rastladığı sağlık sorunu.
Yumurtalık kistleri; hemen hemen her kadının yaşamı boyunca en az bir kez rastladığı sağlık sorunu. Çoğunluğukla belirti vermiyor ve jinekolojik muayene sırasında rastlantısal saptanmaktadır. Bundan ötürü düzenli kontrol şarttır. Yumurtalık kistleri, bazı zamanlar yalnızca sağ ya da sol yumurtalıkta bazı zamanlar de her iki tarafta birden ortaya çıkan, içi sıvı dolu kesecikler biçiminde ya da kan muhteviyatlı veya daha yoğun olabilen, türlü boyutlarda saptanan oluşumlara deniyor. Memorial Ataşehir Hastanesi'nde Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Doç. Dr. Tolga Ergin, yumurtalık kistleri ve tedavide altın standart olan laparoskopik metodların hastaya sağladığı imtiyazlar ile ilgili bilgi verdi:
Belirtilerden biri kasık ağrısıdır. Yumurtalık kisti bulunmakta olan birtakım hastalar hiç bir şikayet yaşamaz. Bazılarındaysa yalnızca kasık ağrısı olabilir. Ağrı şiddetli olmaz. Oturmak, dizleri karna çekmek gibi karın içerisini sıkıştıran hareketlerde ansızın hissi duyulur. Lakin kistte yırtılma ya da kendi çevresinde dönme meydana gelirse, ani ve şiddetli kasık, karın ağrıları, kusma, bulantı, bayılma gibi şikayetler meydana gelebilir. Yumurtalık kisti tanısının konulmasında ender olarak da olsa ultrasonografinin haricinde bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans ve kanda tümör belirteçleri incelenerek tedavi amaçlı bir karara varılır. Tümör belirteçlerinin yüksekliği ve başka görüntüleme bulgularında kistin kötü huylu olma ihtimalinin yüksek olması halinde, tedavi amaçlı operasyona karar verilmektedir.
Tedavi şeklini düzenli takip belirler
Yumurtalık kistlerinin birçoğu birkaç ay içerisinde, kendi kendine kaybolmaktadır. Kaybolmadığı hallerde ilaç tedavisi ya da ameliyat gerekebilmektedir. Bu noktada tedavi şekline karar verebilmek amacı ile takip önemli. Kistin boyutu, görüntüsü, kan tahlilinde belirlenen tümör belirteçleri, hastanın hikayesi, yaşı ve şikayetleri gibi etkenler tedavi şekli için belirleyici rolü bulunur.
Laparoskopi, riskli durumları minimuma indirir. Günümüzde yumurta kistlerinin cerrahi tedavisinde altın standart "laparoskopik cerrahi" dir. Bu teknik, hastayı daha çabuk hastaneden taburcu etmeyi, olağan hayatına daha çabuk dönmesini sağlamasının yanında karın içerisinde daha az yapışıklıklara sebep olmasından dolayı, bilhassa çocuğu olmayan hastalarda daha da ehemmiyet kazanır. Ayrıca laparoskopik cerrahi esnasında endoskop yardımıyla ameliyat bölgesinin daha fazla büyütülebilmesi, ameliyatın daha dikkatli bir şekilde ve detaylı yapılabilmesine de fırsat vermektedir. Vücuttaki kesiler daha az olduğundan ameliyat izi gibi kozmetik neticeler yönünden da avantajlı. Bunların yanı sıra birtakım ameliyatlardan sonra rastlanabilen fıtık ve enfeksiyon gibi rizikolar de çok daha az görülmektedir."
Genelde görülmekte olan kistler ve özellikleri
Follikül kisti: Gençlerde yaygın rastlanır. Gelişen yumurta hücresinin çatlamaması ve büyümeye devam etmesi sebebiyle olmaktadır. Genellikle 2* 4 santimetredir. Herhangi bir komplikasyon(istenmeyen durum) yaratmaz. Adetdan sonra kendi kendine kaybolur ve tedavi gerektirmiyor.
Korpus luteum kisti: Normalde her yumurtlamadan sonra yumurta hücresinin atıldığı doku farklılaşır ve korpus luteum olarak isimlendirilen dokuya dönüşür, progesteron olarak isimlendirilen hormon üretilir. Bu doku zaman la sıvı birikimi sebebiyle kiste dönüşebilir. Genellikle 3* 4 cm. büyüklüğündedir. Hormon salgılaması olduğundan adet rötarına sebep olabilir. Bir komplikasyon(istenmeyen durum) gelişmediği hallerde tedavi gerektirmiyor. Genellikle adetdan sonra kendi kendine kaybolmaktadır.
Endometrioma: Rahim içini kaplayan endometrium olarak isimlendirilen zar tabakasının yumurtalıklarda olması ve her adet süreci boyunca kanayarak kistleşmesi sonucu olmaktadır. Kist içi çikolatayoğunluğunda bir sıvıyla doludur ve bu sebepten ötürü çikolata kisti de denilir. Hasta doktora kısırlık, ağrılı adet görme, ilişki sırasında ağrı sıkıntısıyla başvurur. Cerrahi tedavi gerektirir.
Dermoid kist: 20 yaşından küçük kadınlarda sık görülmektedir. Embriyonel süreçte meydana gelen olaylardan kaynaklanır. Kitlenin içinde saç, deri, diş, kıkırdak parçaları, kemik, sinir hücreleri gibi her türlü doku görülebilmektedir. Şikayet olarak karın ağrısı yapabilir ve cerrahi tedaviye gerek duyulur.
Seröz Kistadenom: Daha çok görülmekte olan tümörlerdir. Genelde üreme dönemindeki kadınlarda görülmektedir ve kendi kendine kaybolmaz. Yüzde 30 oranında kötü huylu bir hastalığa dönüşebilir. Berrak bir sıvı ihtiva eder. Büyüklükleri 5 ila 15 cm. arasında değişir. Genellikle yakınma yaratmaz, belirti vermemektedir. Jinekolojik muayene sırasında rastlantısal teşhis edilmektedir. Kendiliğinden kaybolmazlar, cerrahi müdahale gerektirirler.
Müsinöz Kistadenom: İyi huylu yumurtalık tümörlerinin yüzde 25’i müsinöz kistadenomlardır. İnsanda görülmekte olan en büyük kistik yapılardır. 15 ila30 cm. boyutlarına ulaşabilirler. Kendiliğinden kaybolmazlar ve cerrahi tedaviye gerek duyulur.
İlgili aramalar: yumurtalık kistleri, overian kist
Yumurtalık kistleri; hemen hemen her kadının yaşamı boyunca en az bir kez rastladığı sağlık sorunu.
Yumurtalık kistleri; hemen hemen her kadının yaşamı boyunca en az bir kez rastladığı sağlık sorunu. Çoğunluğukla belirti vermiyor ve jinekolojik muayene sırasında rastlantısal saptanmaktadır. Bundan ötürü düzenli kontrol şarttır. Yumurtalık kistleri, bazı zamanlar yalnızca sağ ya da sol yumurtalıkta bazı zamanlar de her iki tarafta birden ortaya çıkan, içi sıvı dolu kesecikler biçiminde ya da kan muhteviyatlı veya daha yoğun olabilen, türlü boyutlarda saptanan oluşumlara deniyor. Memorial Ataşehir Hastanesi'nde Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Doç. Dr. Tolga Ergin, yumurtalık kistleri ve tedavide altın standart olan laparoskopik metodların hastaya sağladığı imtiyazlar ile ilgili bilgi verdi:
Belirtilerden biri kasık ağrısıdır. Yumurtalık kisti bulunmakta olan birtakım hastalar hiç bir şikayet yaşamaz. Bazılarındaysa yalnızca kasık ağrısı olabilir. Ağrı şiddetli olmaz. Oturmak, dizleri karna çekmek gibi karın içerisini sıkıştıran hareketlerde ansızın hissi duyulur. Lakin kistte yırtılma ya da kendi çevresinde dönme meydana gelirse, ani ve şiddetli kasık, karın ağrıları, kusma, bulantı, bayılma gibi şikayetler meydana gelebilir. Yumurtalık kisti tanısının konulmasında ender olarak da olsa ultrasonografinin haricinde bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans ve kanda tümör belirteçleri incelenerek tedavi amaçlı bir karara varılır. Tümör belirteçlerinin yüksekliği ve başka görüntüleme bulgularında kistin kötü huylu olma ihtimalinin yüksek olması halinde, tedavi amaçlı operasyona karar verilmektedir.
Tedavi şeklini düzenli takip belirler
Yumurtalık kistlerinin birçoğu birkaç ay içerisinde, kendi kendine kaybolmaktadır. Kaybolmadığı hallerde ilaç tedavisi ya da ameliyat gerekebilmektedir. Bu noktada tedavi şekline karar verebilmek amacı ile takip önemli. Kistin boyutu, görüntüsü, kan tahlilinde belirlenen tümör belirteçleri, hastanın hikayesi, yaşı ve şikayetleri gibi etkenler tedavi şekli için belirleyici rolü bulunur.
Laparoskopi, riskli durumları minimuma indirir. Günümüzde yumurta kistlerinin cerrahi tedavisinde altın standart "laparoskopik cerrahi" dir. Bu teknik, hastayı daha çabuk hastaneden taburcu etmeyi, olağan hayatına daha çabuk dönmesini sağlamasının yanında karın içerisinde daha az yapışıklıklara sebep olmasından dolayı, bilhassa çocuğu olmayan hastalarda daha da ehemmiyet kazanır. Ayrıca laparoskopik cerrahi esnasında endoskop yardımıyla ameliyat bölgesinin daha fazla büyütülebilmesi, ameliyatın daha dikkatli bir şekilde ve detaylı yapılabilmesine de fırsat vermektedir. Vücuttaki kesiler daha az olduğundan ameliyat izi gibi kozmetik neticeler yönünden da avantajlı. Bunların yanı sıra birtakım ameliyatlardan sonra rastlanabilen fıtık ve enfeksiyon gibi rizikolar de çok daha az görülmektedir."
Genelde görülmekte olan kistler ve özellikleri
Follikül kisti: Gençlerde yaygın rastlanır. Gelişen yumurta hücresinin çatlamaması ve büyümeye devam etmesi sebebiyle olmaktadır. Genellikle 2* 4 santimetredir. Herhangi bir komplikasyon(istenmeyen durum) yaratmaz. Adetdan sonra kendi kendine kaybolur ve tedavi gerektirmiyor.
Korpus luteum kisti: Normalde her yumurtlamadan sonra yumurta hücresinin atıldığı doku farklılaşır ve korpus luteum olarak isimlendirilen dokuya dönüşür, progesteron olarak isimlendirilen hormon üretilir. Bu doku zaman la sıvı birikimi sebebiyle kiste dönüşebilir. Genellikle 3* 4 cm. büyüklüğündedir. Hormon salgılaması olduğundan adet rötarına sebep olabilir. Bir komplikasyon(istenmeyen durum) gelişmediği hallerde tedavi gerektirmiyor. Genellikle adetdan sonra kendi kendine kaybolmaktadır.
Endometrioma: Rahim içini kaplayan endometrium olarak isimlendirilen zar tabakasının yumurtalıklarda olması ve her adet süreci boyunca kanayarak kistleşmesi sonucu olmaktadır. Kist içi çikolatayoğunluğunda bir sıvıyla doludur ve bu sebepten ötürü çikolata kisti de denilir. Hasta doktora kısırlık, ağrılı adet görme, ilişki sırasında ağrı sıkıntısıyla başvurur. Cerrahi tedavi gerektirir.
Dermoid kist: 20 yaşından küçük kadınlarda sık görülmektedir. Embriyonel süreçte meydana gelen olaylardan kaynaklanır. Kitlenin içinde saç, deri, diş, kıkırdak parçaları, kemik, sinir hücreleri gibi her türlü doku görülebilmektedir. Şikayet olarak karın ağrısı yapabilir ve cerrahi tedaviye gerek duyulur.
Seröz Kistadenom: Daha çok görülmekte olan tümörlerdir. Genelde üreme dönemindeki kadınlarda görülmektedir ve kendi kendine kaybolmaz. Yüzde 30 oranında kötü huylu bir hastalığa dönüşebilir. Berrak bir sıvı ihtiva eder. Büyüklükleri 5 ila 15 cm. arasında değişir. Genellikle yakınma yaratmaz, belirti vermemektedir. Jinekolojik muayene sırasında rastlantısal teşhis edilmektedir. Kendiliğinden kaybolmazlar, cerrahi müdahale gerektirirler.
Müsinöz Kistadenom: İyi huylu yumurtalık tümörlerinin yüzde 25’i müsinöz kistadenomlardır. İnsanda görülmekte olan en büyük kistik yapılardır. 15 ila30 cm. boyutlarına ulaşabilirler. Kendiliğinden kaybolmazlar ve cerrahi tedaviye gerek duyulur.
İlgili aramalar: yumurtalık kistleri, overian kist
Kist
Sponsorlu Bağlantılar:
KİST NEDİR?
Kist halk arasında içi dolu olan gaz ya da sıvı bir maddeyle vücutta bazı boşlukların dolmasıdır. Kist iltihapla ilgili olduğu için insanlar üstünde oldukça fazla olarak görülür. Genel olarak yüz etrafında görülmekte olan kist tedavi yöntemleri içerisinde yalnızca ameliyat ile sonuca ulaşılır. Herhangi bir ilaç tedavisi ya da doğal tedavi yöntemleri bulunmayan bu hastalığa yakalanma sebepleri içerisinde aşırı stres ve korku yer alır.
Kist çeşitleri; alt deri kisti, üst deri kisti ve yağ dokusu kisti olarak 3 gruba ayrılmaktadır. Tedavi yöntemlerinde de farklılık gösteren bu hastalıktan kısa bir zamanda kurtulmanız olanaklı. Kist hastalığının belirtileri içerisinde kusma, bulantı, sancılı karın ağrıları ve bunun yanında solunum bozuklukları, morarma ve nefes darlığı yer alır.
Bu belirtileri göstermeniz halinde en yakın doktorunuza giderek erken teşhis konulması tedavi süreci boyunca oldukça önemlidir. İltihaplar ilk başlarda küçük olarak insan bedeninde oluştuğundan insanlar geçici bir sivilce olarak bilmektedir. Zaman geçtikçe iltihap daha da büyüyüp kist boyutuna ulaşır.Bu süreç içerisinde antibiyotik kullanarak içerisindeki iltihaptan kurtulduktan sonra ameliyat ile yağ bezesini aldırmanız gerekiyor.
Kist halk arasında içi dolu olan gaz ya da sıvı bir maddeyle vücutta bazı boşlukların dolmasıdır. Kist iltihapla ilgili olduğu için insanlar üstünde oldukça fazla olarak görülür. Genel olarak yüz etrafında görülmekte olan kist tedavi yöntemleri içerisinde yalnızca ameliyat ile sonuca ulaşılır. Herhangi bir ilaç tedavisi ya da doğal tedavi yöntemleri bulunmayan bu hastalığa yakalanma sebepleri içerisinde aşırı stres ve korku yer alır.
Kist çeşitleri; alt deri kisti, üst deri kisti ve yağ dokusu kisti olarak 3 gruba ayrılmaktadır. Tedavi yöntemlerinde de farklılık gösteren bu hastalıktan kısa bir zamanda kurtulmanız olanaklı. Kist hastalığının belirtileri içerisinde kusma, bulantı, sancılı karın ağrıları ve bunun yanında solunum bozuklukları, morarma ve nefes darlığı yer alır.
Bu belirtileri göstermeniz halinde en yakın doktorunuza giderek erken teşhis konulması tedavi süreci boyunca oldukça önemlidir. İltihaplar ilk başlarda küçük olarak insan bedeninde oluştuğundan insanlar geçici bir sivilce olarak bilmektedir. Zaman geçtikçe iltihap daha da büyüyüp kist boyutuna ulaşır.Bu süreç içerisinde antibiyotik kullanarak içerisindeki iltihaptan kurtulduktan sonra ameliyat ile yağ bezesini aldırmanız gerekiyor.
25 Ekim 2015 Pazar
Kifoz Nedir?
Sponsorlu Bağlantılar:
KİFOZ
Tıpta "kifoz" olarak isimlendirilen kamburluk; sırt omurgasının öne doğru eğik oluşudur. Aşırı kilolular ve gebelerde görülebilmektedir. Düztabanlık gibi deformiteler, ankilozan spondilit gibi romatizmal hastalıklar, bel çukurluğunda artma, karın kaslarında zayıflık, zayıf sırt kasları, desteklenmeyen iri göğüsler vs kifozun en mühim nedenleridir.
Uzun süre masa başında oturarak çalışanlar, bilgisayar ve daktilo gibi klavyeli aygıtları uzun süre kullananlar, borsa çalışanları gibi devamlı bir ekran izlemek zorunda kalanlar, çok fazlaca miktarda el işi (ince iş) yapanlarda sırtta kamburluk, omuzlarda çökme ve yuvarlaklaşma ve boynun öne doğru eğim yapması şeklindeki duruş deformiteleri (bozuklukları) ile çok sık karşılaşırlar. Kamburluk gibi bir sorunu önlemek birtakım egzersizlerle olanaklı. Kamburluk çok fazla ilerlememiş ise cerrahi operasyona başvurulabilir.
İlgili aramalar: kifoz nedir, kamburluk nedir
Tıpta "kifoz" olarak isimlendirilen kamburluk; sırt omurgasının öne doğru eğik oluşudur. Aşırı kilolular ve gebelerde görülebilmektedir. Düztabanlık gibi deformiteler, ankilozan spondilit gibi romatizmal hastalıklar, bel çukurluğunda artma, karın kaslarında zayıflık, zayıf sırt kasları, desteklenmeyen iri göğüsler vs kifozun en mühim nedenleridir.
Uzun süre masa başında oturarak çalışanlar, bilgisayar ve daktilo gibi klavyeli aygıtları uzun süre kullananlar, borsa çalışanları gibi devamlı bir ekran izlemek zorunda kalanlar, çok fazlaca miktarda el işi (ince iş) yapanlarda sırtta kamburluk, omuzlarda çökme ve yuvarlaklaşma ve boynun öne doğru eğim yapması şeklindeki duruş deformiteleri (bozuklukları) ile çok sık karşılaşırlar. Kamburluk gibi bir sorunu önlemek birtakım egzersizlerle olanaklı. Kamburluk çok fazla ilerlememiş ise cerrahi operasyona başvurulabilir.
İlgili aramalar: kifoz nedir, kamburluk nedir
Kamburluk Nasıl Geçer?
Sponsorlu Bağlantılar:
Kamburluk en zor ortopedik hastalıklardan bir tanesidir ve hatta en zorudur denilebilir. Çünkü ne bir ilaç ne de cerrahi bir operasyon ile düzeltilmesi olanaklı olmaz. Fakat devamlı olarak kullanılan egzersizler hastalığın daha da ileri gitmemesi ve solunum sıkıntısı çekmemeniz yönünden önemlidir. Kambur olan kişiler zaten solunum rahatsızlığı çekeceği için katiyyen sigara kullanmamaları gerekiyor. Olabilecek ağrı hallerinde alınan ağrı kesiciler ile ağrılar minumum düzeye indirilebilmektedir.
İşte kambur durmanıza mani olacak ve dik durmanızı sağlayacak bazı önemli sırt egzersizleri:
1. Sırt Egzersizi
Omzunuzun arka tarafında hissettiğiniz ağrılar için bu egzersizi deneyin!
* Omuzlarınızı gevşetin ve daha sonra boynunuzu yukarıya doğru esnetin.
* Kollarınızı öne doğru uzatın.
* Sağ elinizle sol dirseğinizi, sol elinizle de sağ dirseğinizi tutun.
* Öne doğru uzanıp 15 ila 20 saniye kadar bekleyin ve doğrulun.
* Bu hareketi öteki kolunuzla da yapın.
* Rahatlama hissettiğiniz kadar yapmaya devam edebilirsiniz.
2. Sırt Egzersizi
Omuzlarınızdaki ağrılar başınıza yakın bir bölgede ise bu egzersizi denemenizde fayda var.
– Dik bir şekilde oturun. Nefes alıp omuzlarınızı arkaya doğru atın.
– Nefes verirken kol ve omuzlarınız arasında bir esneme hissedene kadar kollarınızı olabildiği kadar yukarıya doğru kaldırın.
– Bu konumda beş saniye kadar kalın ve egzersizi üç kez tekrarlayın.
Bunun gibi egzersizler kamburluk oluşumun önüne geçecektir. Dikkatli bir şekilde uygulandığı takdirde egzersizlerin etkiyi daha da artacaktır. Evde kolaylıkla yapabileceğimiz bu egzersizler vücut sağlığımız için mühim bir yer tutmaktadır. Bundan ötürü sıkça egzersiz yapmak kendimize, bedenimize vereceğimiz en güzel armağan olacaktır.
İlgili aramalar: kamburluk nasıl geçer, kamburluk nasıl düzelir, kambur nasıl önlenir
İşte kambur durmanıza mani olacak ve dik durmanızı sağlayacak bazı önemli sırt egzersizleri:
1. Sırt Egzersizi
Omzunuzun arka tarafında hissettiğiniz ağrılar için bu egzersizi deneyin!
* Omuzlarınızı gevşetin ve daha sonra boynunuzu yukarıya doğru esnetin.
* Kollarınızı öne doğru uzatın.
* Sağ elinizle sol dirseğinizi, sol elinizle de sağ dirseğinizi tutun.
* Öne doğru uzanıp 15 ila 20 saniye kadar bekleyin ve doğrulun.
* Bu hareketi öteki kolunuzla da yapın.
* Rahatlama hissettiğiniz kadar yapmaya devam edebilirsiniz.
2. Sırt Egzersizi
Omuzlarınızdaki ağrılar başınıza yakın bir bölgede ise bu egzersizi denemenizde fayda var.
– Dik bir şekilde oturun. Nefes alıp omuzlarınızı arkaya doğru atın.
– Nefes verirken kol ve omuzlarınız arasında bir esneme hissedene kadar kollarınızı olabildiği kadar yukarıya doğru kaldırın.
– Bu konumda beş saniye kadar kalın ve egzersizi üç kez tekrarlayın.
Bunun gibi egzersizler kamburluk oluşumun önüne geçecektir. Dikkatli bir şekilde uygulandığı takdirde egzersizlerin etkiyi daha da artacaktır. Evde kolaylıkla yapabileceğimiz bu egzersizler vücut sağlığımız için mühim bir yer tutmaktadır. Bundan ötürü sıkça egzersiz yapmak kendimize, bedenimize vereceğimiz en güzel armağan olacaktır.
İlgili aramalar: kamburluk nasıl geçer, kamburluk nasıl düzelir, kambur nasıl önlenir
Zona Nedir?
Sponsorlu Bağlantılar:
Zonaya sebep olan virüs, suçiçeğine neden olanla aynıdır. Bu herpes zoster virüsü olarak isimlendirilir.
Su çiçeği olduğunuz zaman, virüs sinir hücrelerinize yerleşir. Genelde herhangi bir soruna neden olmadan yıllarca sinir hücrelerinde kalır. Bağışıklık sistemimiz bunu kontrollü tutmaktadır. Yaşlılıkta veya bağışıklık sistemi zayıfladığında, bu virüs aktif duruma gelebilir ve sinir hücrelerinde yeniden çoğalabilir.
Zona Nedir?
Bu virüs derinizdeki sinir uçlarına ulaşır. Bu ağrılı bir deri döküntüsüne sebep olabilir. Zona hastalığı olan başka birinden veya suçiçeği olan birinden zona hastalığı kapmazsınız. Eğer daha önce su çiçeği geçirdiyseniz zona hastalığına yakalanma ihtimaliniz daha yüksektir.
Zona Nasıl Bir Hastalıktır?
Zonanın belirtiler olarak, baş ağrısı ve yorgun hissetme görülmektedir.
Vücudunuzun bir bölümünde batma ve acı hissi duyulur. Eğer dokunursanız, bu daha şiddetli duyulabilir.
Genellik bedeninizin bir tarafında küçük kabarcık döküntüleri olmaktadır. Bu kabarcıklar bel çevresi, göğüs ve alında olabilir.
Bazı döküntüler çok duyarlı ve acı verici olabilir.
Zona Hastalığının Tedavisi
Zona hastalığından şüphelendiğinizde ağrılarınız artmadan uzman doktora görünmeniz gerekiyor.
Basit ağrı kesiciler kullanabilirsiniz.
Serin tutan, geniş pamuklu şeyler giymeniz gerekir.
Bir buz torbası kullanarak veya serinletici bir duş alıp döküntüleri serinletin.
İlgili aramalar: zona nedir, zona nasıl bir hastalıktır, zona hastalığı nasıl olur
Su çiçeği olduğunuz zaman, virüs sinir hücrelerinize yerleşir. Genelde herhangi bir soruna neden olmadan yıllarca sinir hücrelerinde kalır. Bağışıklık sistemimiz bunu kontrollü tutmaktadır. Yaşlılıkta veya bağışıklık sistemi zayıfladığında, bu virüs aktif duruma gelebilir ve sinir hücrelerinde yeniden çoğalabilir.
Zona Nedir?
Bu virüs derinizdeki sinir uçlarına ulaşır. Bu ağrılı bir deri döküntüsüne sebep olabilir. Zona hastalığı olan başka birinden veya suçiçeği olan birinden zona hastalığı kapmazsınız. Eğer daha önce su çiçeği geçirdiyseniz zona hastalığına yakalanma ihtimaliniz daha yüksektir.
Zona Nasıl Bir Hastalıktır?
Zonanın belirtiler olarak, baş ağrısı ve yorgun hissetme görülmektedir.
Vücudunuzun bir bölümünde batma ve acı hissi duyulur. Eğer dokunursanız, bu daha şiddetli duyulabilir.
Genellik bedeninizin bir tarafında küçük kabarcık döküntüleri olmaktadır. Bu kabarcıklar bel çevresi, göğüs ve alında olabilir.
Bazı döküntüler çok duyarlı ve acı verici olabilir.
Zona Hastalığının Tedavisi
Zona hastalığından şüphelendiğinizde ağrılarınız artmadan uzman doktora görünmeniz gerekiyor.
Basit ağrı kesiciler kullanabilirsiniz.
Serin tutan, geniş pamuklu şeyler giymeniz gerekir.
Bir buz torbası kullanarak veya serinletici bir duş alıp döküntüleri serinletin.
İlgili aramalar: zona nedir, zona nasıl bir hastalıktır, zona hastalığı nasıl olur
21 Ekim 2015 Çarşamba
Burun Estetiği Nasıl Yapılır?
Sponsorlu Bağlantılar:
Burun Estetiği Nasıl Yapılır?
Burun estetiği operasyonları, burun a meydana gelen anatomik deformosyon ya da daha sonra meydana gelen kaza, düşme, darp gibi travmalar neticesinde meydana gelen burun eğriliklerini düzeltmek amacıyla yapılmakta olan bir estetik operasyondur. Burun bu deformasyonlar nedeniyle nefes almakta zorlanır. Yurdumuzda burun deformasyonu sorununa oldukça sık karşılaşılmaktadır. Bundan dolayı burun estetiği ameliyatı en çok talep edilen ameliyatlardan bir tanesidir. Burun estetiği şahsa münhasır bir operasyondur. Günümüzde burun estetiğiyle uğraşan cerrahi doktorları burun estetiği operasyonlarında yalnızca burundaki eğrilik ya da deformasyonları düzeltmekle yetinmeden yüz hatlarına yakışır bir burun olmasını da göz önünde bulundururlar. Zira burnun yüzdeki duruşu, çizgileri, kemikleri, açısı, dudakla mesafesi her kişi de farklıdır.
Burun estetiği operasyonları iki türlü yöntemle meydana gelmektedir.
Bunlar:
Açık yaklaşım
Kapalı yaklaşım
Burun estetiği operasyonlarında iki teknik de uygulanmaktadır.Hangi tekniğin uygulanacağı hastanın burun özelliklerine ve cerrahın tecrübesine göre farklılık göstermektedir. İki tekniğinde hem avantajları hem de dezavantajları mevcuttur. Doğru bir tespit yapmak gerekirse, yapılışı lazım olan ameliyatın başarılı ve isabetli olması, operasyonun kesi tipinden çok çok daha önemlidir.
Burun estetiği ameliyatında ilk adımda ne yapmalıdır?
Operasyon öncesi ilk görüşme:
Hasta bizzat cerrah ile görüşmeli asistanı veyahut başka bir görevli ile değil direk operasyonu yapacak cerrah ile konuşmalıdır. Hasta kendisini ve nasıl bir burun istediğini doktoruna detaylıca anlatmalıdır. Cerrah kişinin isteklerinin makul olup olmadığını kişinin istediği burnun kişinin yüzüne yakışıp yakışmayacağını değerlendirir ve hastanın kendisine yakışacak yüz hatları ile uyum sağlayacak burun yapısını hastayla paylaşır. Burada gaye kişinin operasyon sonrası kendi burnunun nasıl olacağı noktasında kişiye fikir vermektir.
Burun estetiği ameliyatında tam anlamıyla neler yapılır?
Burun estetiği ameliyatları genel anestezi uygulanıp yapılır. Ameliyatın süresi ortalama olarak 3 saattir. Operasyon öncesi hasta herhangi bir komplikasyon(istenmeyen durum) gelişmemesi için her cerrahi işlem öncesi olduğu halde bazı tetkiklerden geçirilir. Açık ya da kapalı yaklaşım ile hastanın burun estetiği yapılmaktadır.
Burun estetiğinde ameliyatında minimum tampon sürecine girildi!
Önceden yapılmakta olan burun estetiği ameliyatlarında gayet eski teknolojik aletler kullanıldığından ayrıca bu alanda öğretilen bilgi de sınırlı olduğundan bu ameliyatlarda burun içine oldukça uzun ve sıkıntı veren tamponlar yerleştirilirdi. Bu durumda operasyonu sonrası hastanın hem nefes almasını güçleştirir hem de tamponun çıkarma işlemi birazcık uzun sürmüş olduğu için bu durum hasta için işkenceye dönüşürdü. Bu durumda burun estetiği yaptırmak isteyip de korkan çekinen hasta sayısında epey tesirli olurdu.
Zamanla her geçtiğimiz gün gelişmekte olan bilimsel ve teknolojik imkânlar ile tamponların boyutları gün gün küçülüp bu operasyonların daha basit ve daha az acısız duruma gelmesi izlemlenmiştir. Günümüzde ise gelişmekte olan son teknoloji ile beraber artık burun estetiği ameliyatlarında buruna yerleştirilen tamponların boyutları mimimum seviyeye indirilmiştir . Böylelikle operasyon sonrası hasta hem basit nefes alabilmekte hem de bu tamponların çıkarım süreci boyunca canı yanmamaktadır. Burun estetiği operasyonudan sonra hasta için bir kabus olmaktan çıkartılmıştır.
Burun estetiği ameliyatları içerisinde tamponsuz ameliyat yöntemi
Tampon kullanılmayan burun estetiği ameliyatlarında burun içerisinde burnun orta kısmındaki hat boyunca karşılıklı dikişler ile iki bölümde birbirlerine yakınlaştırılır . Böylelikle yapılmakta olan bu dikişler tamponun yapmış olduğu fonksiyonu görmüş olurlar. Bazı durumlarda da bu duruma ilaveten slikon da eklenebilir . Böylelikle burun içerisinde yapışıklık olmayışı da engellenmiş olmaktadır.
Burun estetiği ameliyatı sonrası neler olabilir?
Burun estetiği ameliyatı sonrası aynı gün hastaneden çıkabilirsiniz. Lakin arzu ederseniz bir gün hastanede yatmayı tercih edebilirsiniz. Her ameliyattan sonra ağrı olduğundan kişiler burun estetiği ameliyatı sonrası da hemen ağrı hissedilecek sanırlar ve kaygı duyarlar. Operasyon esnasında lokal anestezi uygulandığından ötürü ameliyattan sonra düşünülenin tam tersi daha az ağrı duyarlar.
Burun estetiği ameliyatı sonrası yanaklarda şişlikler oluşması normal midir?
Burun estetiği ameliyatlarında her ameliyattan sonra olduğu şekilde bazı beklenen tepkiler oluşması gayet normal bir gelişmedir. Bunlar en fazla 15 gün içinde ortadan kaybolabilen normal ve beklenen tepkilerdir.
Bunlar:
Yanaklarda meydana gelen şişlikler
Gözaltı torbasında meydana gelen şişlikler
Göz kapaklarında meydana gelen morluklardır. Göz kapakları oldukça duyarlı olduğundan en ufak bir çarpma da bile morarabilmektedir.
Bütün bu tepkiler en geç iki hafta içerisinde azalarak geçmektedirler.
Ameliyattan sonra ilk buluşma bir haftadan sonra içindir. Aradan geçen bir haftada kişi kendisini birazcık toparlamıştır. Birinci haftanın nihayetinde burundaki alçı atel çıkartılır. Hala burundaki ve yanaklardaki gözaltı torbalarında ki şişlikler durmaktadır. Bu şişlikler fakat 15 gün içinde geçmektedir. Morluklar ise gitmiştir. Genellikle ameliyat bittikten sonrasındaki ilk bir ayın sonunda hasta normale dönmektedir. İlk bir sene içerisinde de burun bütünüyle tam anlamıyla yerine oturmuş olmaktadır.
Burun Estetiği Ameliyatı Ardından Meydana Gelebilecek Komplikasyonlar
Her cerrahi operasyonda olduğu şekilde operasyonun başarısı o operasyonu yapan cerrahın tecrübesi ve el becerisi ile direkt ilişiktir. Bundan dolayı cerrah ne kadar iyi olursa ameliyattan sonra komplikasyon(istenmeyen durum) olma olasılığı o kadar düşük olmaktadır. Lakin risk yok demek olanaklı olmaz. Tüm cerrahi işlemlerde olduğu şekilde her zaman sürpriz bir risk oluşma olasılığı mevcuttur. Bir burun ameliyatında meydana gelebilecek risklerden bahsedecek olursak şöyle sıralayabiliriz.
Enfeksiyon oluşumu
Burun kanamaları
Anestezi kaynaklı riskler
Burun sırtında meydana gelen damarlanmalar
Burun estetiği ameliyatlarında genel olarak belirli bir iz kalması beklenmez. Lakin burun deliklerine yapılacak her hangi bir teşebbüs (küçültme)de bazı zamanlar çok birazcık da olsa iz kalabilmektedir. Lakin burun ameliyatlarında cerrahi doktorları bu alanda daha başarılı işler çıkarabilmektedirler. Cerrahlar bu gibi sorunlarda kapalı ameliyatı tercih ettiklerinden iz kalma rizikosu cok azdır.
Burun estetiği sonrası meydana gelebilecek riskler nelerdir?
Burun estetiği ameliyatları sonrası her hangi bir risk ile karşılaşmak olabilecek bir haldir. Alanında uzmanlaşmış en deneyimli cerrahların yapmış oldukları operasyonlarda bile türlü riskler olabilmektedir. Bu alanda istatiksel bir rakam vereceksek her 10 hastadan ortalama olarak bir tanesinde risk oluşabilmektedir Bu tür haller ile karşılaşınca kişinin psikolojisinin bozulmasına hiç gerek bulunmaz. İkinci bir operasyondan sonra kişi memnun olacaktır. Zira genel olarak 2. Operasyon sonrası başarıya ulaşılır.
Burun Estetiği Ameliyatı Sonrasında Dikkat Etmek Gereken Hususlar
Doktorun önerdiği miktarda sıvı alınmasına mutlak suretle dikkat etmek gerekir. Bununla birlikte dudaklar kuru kalmamalıdır. Sürekli bir bez yardımıyla ıslatılmalıdır.
Buruna koyulan tamponlara oldukça dikkat edilmeli ve yerinden kıpırdatılmamalıdır.
Doktorunuzun söylediklerine dikkat edip sadece doktorun vermiş olduğu ilaçları kullanmalı ekstra ilaç almamalıdır. Alınması lazım olan ilaç var ise ve şart ise bu doktorunuzun iznine bağlı olmalıdır.
Uyurken başı yalnızca dik tutarak uyumalıdır.
Diş fırçalamak için yumuşak bir diş fırçası kullanmak gerekir.
Burunu korumalıyız ve herhangi bir yere değmemesine özen göstermeliyiz.
Takılan alçı ateli yalnızca hekim çıkarmalı bunun dışında hiçkimse dokunmamalıdır.
Burundan gelen açık pembe sıvı az az kanama olabilir. Fakat durmayan bir kanama olduğunda doktora gidilmelidir.
Operasyon sonrası kan basıncını yükseltecek hareketlerden kaçınılmalıdır.
Burun sargıları açıldığında havaya doğru kalkık bir burun görülebilir bunda sıkıntı bulunmaz. Sonrasında zaman içerisinde inecektir.
Güneşten iki ay süre ile korunmalıdır.
Üst dudak ve burun etrafında geçici uyuşukluk hissedilebilmektedir. Bu durum gayet doğal bir haldir.
Burun ameliyatıdan sonra psikoloji bozulup depresyon gibi bir hal alabilirsiniz bu durum burnunuzdaki tıkanıklıktan kaynaklanabilir. İyileşme sürecinin uzun olması olağan hayatınızın etkilenmesinden kaynaklanabilir. Bu durum ise altı ile oniki ay içerisinde genel olarak düzelmektedir.
İlgili aramalar: burun ameliyatı nasıl yapılır? burun estetiği nasıl yapılır, burun estetiği öncesi sonrası görüntüleri, burun ameliyatı görüntüleri
Burun estetiği operasyonları, burun a meydana gelen anatomik deformosyon ya da daha sonra meydana gelen kaza, düşme, darp gibi travmalar neticesinde meydana gelen burun eğriliklerini düzeltmek amacıyla yapılmakta olan bir estetik operasyondur. Burun bu deformasyonlar nedeniyle nefes almakta zorlanır. Yurdumuzda burun deformasyonu sorununa oldukça sık karşılaşılmaktadır. Bundan dolayı burun estetiği ameliyatı en çok talep edilen ameliyatlardan bir tanesidir. Burun estetiği şahsa münhasır bir operasyondur. Günümüzde burun estetiğiyle uğraşan cerrahi doktorları burun estetiği operasyonlarında yalnızca burundaki eğrilik ya da deformasyonları düzeltmekle yetinmeden yüz hatlarına yakışır bir burun olmasını da göz önünde bulundururlar. Zira burnun yüzdeki duruşu, çizgileri, kemikleri, açısı, dudakla mesafesi her kişi de farklıdır.
Burun estetiği operasyonları iki türlü yöntemle meydana gelmektedir.
Bunlar:
Açık yaklaşım
Kapalı yaklaşım
Burun estetiği operasyonlarında iki teknik de uygulanmaktadır.Hangi tekniğin uygulanacağı hastanın burun özelliklerine ve cerrahın tecrübesine göre farklılık göstermektedir. İki tekniğinde hem avantajları hem de dezavantajları mevcuttur. Doğru bir tespit yapmak gerekirse, yapılışı lazım olan ameliyatın başarılı ve isabetli olması, operasyonun kesi tipinden çok çok daha önemlidir.
Burun estetiği ameliyatında ilk adımda ne yapmalıdır?
Operasyon öncesi ilk görüşme:
Hasta bizzat cerrah ile görüşmeli asistanı veyahut başka bir görevli ile değil direk operasyonu yapacak cerrah ile konuşmalıdır. Hasta kendisini ve nasıl bir burun istediğini doktoruna detaylıca anlatmalıdır. Cerrah kişinin isteklerinin makul olup olmadığını kişinin istediği burnun kişinin yüzüne yakışıp yakışmayacağını değerlendirir ve hastanın kendisine yakışacak yüz hatları ile uyum sağlayacak burun yapısını hastayla paylaşır. Burada gaye kişinin operasyon sonrası kendi burnunun nasıl olacağı noktasında kişiye fikir vermektir.
Burun estetiği ameliyatında tam anlamıyla neler yapılır?
Burun estetiği ameliyatları genel anestezi uygulanıp yapılır. Ameliyatın süresi ortalama olarak 3 saattir. Operasyon öncesi hasta herhangi bir komplikasyon(istenmeyen durum) gelişmemesi için her cerrahi işlem öncesi olduğu halde bazı tetkiklerden geçirilir. Açık ya da kapalı yaklaşım ile hastanın burun estetiği yapılmaktadır.
Burun estetiğinde ameliyatında minimum tampon sürecine girildi!
Önceden yapılmakta olan burun estetiği ameliyatlarında gayet eski teknolojik aletler kullanıldığından ayrıca bu alanda öğretilen bilgi de sınırlı olduğundan bu ameliyatlarda burun içine oldukça uzun ve sıkıntı veren tamponlar yerleştirilirdi. Bu durumda operasyonu sonrası hastanın hem nefes almasını güçleştirir hem de tamponun çıkarma işlemi birazcık uzun sürmüş olduğu için bu durum hasta için işkenceye dönüşürdü. Bu durumda burun estetiği yaptırmak isteyip de korkan çekinen hasta sayısında epey tesirli olurdu.
Zamanla her geçtiğimiz gün gelişmekte olan bilimsel ve teknolojik imkânlar ile tamponların boyutları gün gün küçülüp bu operasyonların daha basit ve daha az acısız duruma gelmesi izlemlenmiştir. Günümüzde ise gelişmekte olan son teknoloji ile beraber artık burun estetiği ameliyatlarında buruna yerleştirilen tamponların boyutları mimimum seviyeye indirilmiştir . Böylelikle operasyon sonrası hasta hem basit nefes alabilmekte hem de bu tamponların çıkarım süreci boyunca canı yanmamaktadır. Burun estetiği operasyonudan sonra hasta için bir kabus olmaktan çıkartılmıştır.
Burun estetiği ameliyatları içerisinde tamponsuz ameliyat yöntemi
Tampon kullanılmayan burun estetiği ameliyatlarında burun içerisinde burnun orta kısmındaki hat boyunca karşılıklı dikişler ile iki bölümde birbirlerine yakınlaştırılır . Böylelikle yapılmakta olan bu dikişler tamponun yapmış olduğu fonksiyonu görmüş olurlar. Bazı durumlarda da bu duruma ilaveten slikon da eklenebilir . Böylelikle burun içerisinde yapışıklık olmayışı da engellenmiş olmaktadır.
Burun estetiği ameliyatı sonrası neler olabilir?
Burun estetiği ameliyatı sonrası aynı gün hastaneden çıkabilirsiniz. Lakin arzu ederseniz bir gün hastanede yatmayı tercih edebilirsiniz. Her ameliyattan sonra ağrı olduğundan kişiler burun estetiği ameliyatı sonrası da hemen ağrı hissedilecek sanırlar ve kaygı duyarlar. Operasyon esnasında lokal anestezi uygulandığından ötürü ameliyattan sonra düşünülenin tam tersi daha az ağrı duyarlar.
Burun estetiği ameliyatı sonrası yanaklarda şişlikler oluşması normal midir?
Burun estetiği ameliyatlarında her ameliyattan sonra olduğu şekilde bazı beklenen tepkiler oluşması gayet normal bir gelişmedir. Bunlar en fazla 15 gün içinde ortadan kaybolabilen normal ve beklenen tepkilerdir.
Bunlar:
Yanaklarda meydana gelen şişlikler
Gözaltı torbasında meydana gelen şişlikler
Göz kapaklarında meydana gelen morluklardır. Göz kapakları oldukça duyarlı olduğundan en ufak bir çarpma da bile morarabilmektedir.
Bütün bu tepkiler en geç iki hafta içerisinde azalarak geçmektedirler.
Ameliyattan sonra ilk buluşma bir haftadan sonra içindir. Aradan geçen bir haftada kişi kendisini birazcık toparlamıştır. Birinci haftanın nihayetinde burundaki alçı atel çıkartılır. Hala burundaki ve yanaklardaki gözaltı torbalarında ki şişlikler durmaktadır. Bu şişlikler fakat 15 gün içinde geçmektedir. Morluklar ise gitmiştir. Genellikle ameliyat bittikten sonrasındaki ilk bir ayın sonunda hasta normale dönmektedir. İlk bir sene içerisinde de burun bütünüyle tam anlamıyla yerine oturmuş olmaktadır.
Burun Estetiği Ameliyatı Ardından Meydana Gelebilecek Komplikasyonlar
Her cerrahi operasyonda olduğu şekilde operasyonun başarısı o operasyonu yapan cerrahın tecrübesi ve el becerisi ile direkt ilişiktir. Bundan dolayı cerrah ne kadar iyi olursa ameliyattan sonra komplikasyon(istenmeyen durum) olma olasılığı o kadar düşük olmaktadır. Lakin risk yok demek olanaklı olmaz. Tüm cerrahi işlemlerde olduğu şekilde her zaman sürpriz bir risk oluşma olasılığı mevcuttur. Bir burun ameliyatında meydana gelebilecek risklerden bahsedecek olursak şöyle sıralayabiliriz.
Enfeksiyon oluşumu
Burun kanamaları
Anestezi kaynaklı riskler
Burun sırtında meydana gelen damarlanmalar
Burun estetiği ameliyatlarında genel olarak belirli bir iz kalması beklenmez. Lakin burun deliklerine yapılacak her hangi bir teşebbüs (küçültme)de bazı zamanlar çok birazcık da olsa iz kalabilmektedir. Lakin burun ameliyatlarında cerrahi doktorları bu alanda daha başarılı işler çıkarabilmektedirler. Cerrahlar bu gibi sorunlarda kapalı ameliyatı tercih ettiklerinden iz kalma rizikosu cok azdır.
Burun estetiği sonrası meydana gelebilecek riskler nelerdir?
Burun estetiği ameliyatları sonrası her hangi bir risk ile karşılaşmak olabilecek bir haldir. Alanında uzmanlaşmış en deneyimli cerrahların yapmış oldukları operasyonlarda bile türlü riskler olabilmektedir. Bu alanda istatiksel bir rakam vereceksek her 10 hastadan ortalama olarak bir tanesinde risk oluşabilmektedir Bu tür haller ile karşılaşınca kişinin psikolojisinin bozulmasına hiç gerek bulunmaz. İkinci bir operasyondan sonra kişi memnun olacaktır. Zira genel olarak 2. Operasyon sonrası başarıya ulaşılır.
Burun Estetiği Ameliyatı Sonrasında Dikkat Etmek Gereken Hususlar
Doktorun önerdiği miktarda sıvı alınmasına mutlak suretle dikkat etmek gerekir. Bununla birlikte dudaklar kuru kalmamalıdır. Sürekli bir bez yardımıyla ıslatılmalıdır.
Buruna koyulan tamponlara oldukça dikkat edilmeli ve yerinden kıpırdatılmamalıdır.
Doktorunuzun söylediklerine dikkat edip sadece doktorun vermiş olduğu ilaçları kullanmalı ekstra ilaç almamalıdır. Alınması lazım olan ilaç var ise ve şart ise bu doktorunuzun iznine bağlı olmalıdır.
Uyurken başı yalnızca dik tutarak uyumalıdır.
Diş fırçalamak için yumuşak bir diş fırçası kullanmak gerekir.
Burunu korumalıyız ve herhangi bir yere değmemesine özen göstermeliyiz.
Takılan alçı ateli yalnızca hekim çıkarmalı bunun dışında hiçkimse dokunmamalıdır.
Burundan gelen açık pembe sıvı az az kanama olabilir. Fakat durmayan bir kanama olduğunda doktora gidilmelidir.
Operasyon sonrası kan basıncını yükseltecek hareketlerden kaçınılmalıdır.
Burun sargıları açıldığında havaya doğru kalkık bir burun görülebilir bunda sıkıntı bulunmaz. Sonrasında zaman içerisinde inecektir.
Güneşten iki ay süre ile korunmalıdır.
Üst dudak ve burun etrafında geçici uyuşukluk hissedilebilmektedir. Bu durum gayet doğal bir haldir.
Burun ameliyatıdan sonra psikoloji bozulup depresyon gibi bir hal alabilirsiniz bu durum burnunuzdaki tıkanıklıktan kaynaklanabilir. İyileşme sürecinin uzun olması olağan hayatınızın etkilenmesinden kaynaklanabilir. Bu durum ise altı ile oniki ay içerisinde genel olarak düzelmektedir.
İlgili aramalar: burun ameliyatı nasıl yapılır? burun estetiği nasıl yapılır, burun estetiği öncesi sonrası görüntüleri, burun ameliyatı görüntüleri
20 Ekim 2015 Salı
KOAH Hastalığının Belirtileri
Sponsorlu Bağlantılar:
KOAH Hastalığının Belirtileri
Koah (kronik obstrüktif akciğer hastalığı), en ağır akciğer hastalıklardan biridir. Hava yoluyla taşınan mikropların akciğerlerin dallarının uçlarında mevcut olan küçük hava baloncuklarına ulaşarak tıkanmasına yol açar. Sağlıklı insanlarda bu hava baloncukları açık ve temiz olmaktadır. Hava içeri girer ve dışarı çıkmaktadır.
Koah hastalığından ötürü hava yolları daralarak daha az hava girmeye başlamaktadır. Solunan havanın sigara dumanı olması duvarların kalınlaşması, şişmesine ve kaslardan ötürü tıkanmasına yol açar. Hava yollarından nefes yerine balgam çıkarak kendisini göstermektedir. Her yaştan insan koah hastalığı ile yüz yüze kalabilir. Sizde bu hastalığa yakalanmamak amacıyla mutlak suretle sigara kullanımınıza dikkat edin.
Koah hastalığı kimlerde görülmektedir?
Her yaşta insanda görülebilen hastalıklardandır. Koah hastalığı başkasına bulaşmaz ama sigara ya da pasif içicilik durumları var ise zaman içerisinde sizde etkilenirsiniz. Her türlü tütün ürününün uzun süre tüketimi neticesinde akciğerlere zarar vermektedir. Yıllardır tozlu ve dumanlı ortamlarda durmanız sağlığınızı etkilemektedir.
KOAH Hastalığın Belirtileri
Öksürük
Balgam
Nefes alıp vermekte zorluk
Hırıltılı solunum
Kalp yetmezliği
Hareket halindeyken basit yorulma
Göğüste tıkanma
Koah hastalığından ötürü ciğerlerinize yeteri kadar oksijen girmez. Tek seferde ihtiyacımız olan oksijene ulaşamadığımızdan ötürü vücudumuz etkilenir Hava yollarından ötürü insanlar etkilenerek göğüslerinde sıkışıklık hissi görürler. Zaman içinde nefes alarak verirken daha zorlu hal alıp tıkanmalar ortaya çıkmaktadır.
Hastalık birtakım hallerde tozlu ve dumanlı alanlarda çalışmaktan ortaya çıkabilir. Örnek verecek olursak çimento fabrikaları, madencilik gibi dumana maruz kalanlarda etkilenir.
Koah (kronik obstrüktif akciğer hastalığı), en ağır akciğer hastalıklardan biridir. Hava yoluyla taşınan mikropların akciğerlerin dallarının uçlarında mevcut olan küçük hava baloncuklarına ulaşarak tıkanmasına yol açar. Sağlıklı insanlarda bu hava baloncukları açık ve temiz olmaktadır. Hava içeri girer ve dışarı çıkmaktadır.
Koah hastalığından ötürü hava yolları daralarak daha az hava girmeye başlamaktadır. Solunan havanın sigara dumanı olması duvarların kalınlaşması, şişmesine ve kaslardan ötürü tıkanmasına yol açar. Hava yollarından nefes yerine balgam çıkarak kendisini göstermektedir. Her yaştan insan koah hastalığı ile yüz yüze kalabilir. Sizde bu hastalığa yakalanmamak amacıyla mutlak suretle sigara kullanımınıza dikkat edin.
Koah hastalığı kimlerde görülmektedir?
Her yaşta insanda görülebilen hastalıklardandır. Koah hastalığı başkasına bulaşmaz ama sigara ya da pasif içicilik durumları var ise zaman içerisinde sizde etkilenirsiniz. Her türlü tütün ürününün uzun süre tüketimi neticesinde akciğerlere zarar vermektedir. Yıllardır tozlu ve dumanlı ortamlarda durmanız sağlığınızı etkilemektedir.
KOAH Hastalığın Belirtileri
Öksürük
Balgam
Nefes alıp vermekte zorluk
Hırıltılı solunum
Kalp yetmezliği
Hareket halindeyken basit yorulma
Göğüste tıkanma
Koah hastalığından ötürü ciğerlerinize yeteri kadar oksijen girmez. Tek seferde ihtiyacımız olan oksijene ulaşamadığımızdan ötürü vücudumuz etkilenir Hava yollarından ötürü insanlar etkilenerek göğüslerinde sıkışıklık hissi görürler. Zaman içinde nefes alarak verirken daha zorlu hal alıp tıkanmalar ortaya çıkmaktadır.
Hastalık birtakım hallerde tozlu ve dumanlı alanlarda çalışmaktan ortaya çıkabilir. Örnek verecek olursak çimento fabrikaları, madencilik gibi dumana maruz kalanlarda etkilenir.
Nezlenin Belirtileri Nelerdir?
Sponsorlu Bağlantılar:
Nezlenin Belirtileri Nelerdir?
Burnumuzla soluduğumuz hava ve burnumuzdan ısıtılarak geçer ve ciğerlerimize gönderilir. Havadaki tozları ve mikropları burun içindeki kıllar tutarak bizim daha sağlıklı bir nefes almamızı sağlar. Nezle, burun ve soluk boruna yerleşen virüslerden dolayı ortaya çıkmaktadır. Ortalama üşütme halinde 3 gün içerisinde ortaya çıkar, burada burnu etkileyerek tıkanmasına yol açar. Hapşırma, burun akıntısı gibi türlü durumlarla kendisini ortaya çıkartır.
Grip en sık karşılaştırılan kış hastalıklarındandır ve genelde enfeksiyonla birlikye ortaya çıkmaktadır. Yüksek ateşli hastalıklara sebep olur. Titreme ve kas ağrıları ile kendisini göstermektedir. Titreme, kas ağrısı nezlenin en belirli durumlarındandır. Sonbahar aylarında ve kış ayında yoğun şekilde çocuklarda görülen bir hastalıktır. Çocuklar duyarlı olma hallerinde yakalanmaları kaçınılmaz olur.
Nezlenin belirtileri
Yemek yemek hissi ortadan kalkar. Beslenme de zorluklar ve güçlük çeker. Nefes alarak vermesi zor hale gelir. Hafiften ateş izlemlenir, ilerleyişi halinde ağız kuruması ve kaslarda zayıflama görülmektedir. Yetişkinlerde hapşırma ve burunda tıkanshy;ma yaşanır, kusma görülür, boğaz kaşınması ve ishale rastlanır.
Nezle 10 gün içerisinde kendi kendine iyileşmediği zaman balgamlı öksürük, yüksek ateş, kulak ağrısı, işitme sorunu, titreme görülmektedir. Bronşit, zatürree gibi hastalıklara sebep olmaktadır.
İlgili aramalar: nezlemiyim nasıl anlarım, nezle nasıl anlaşılır, nezlenin belirtisi nedir, nezle nasıl bir hastalıktır
Burnumuzla soluduğumuz hava ve burnumuzdan ısıtılarak geçer ve ciğerlerimize gönderilir. Havadaki tozları ve mikropları burun içindeki kıllar tutarak bizim daha sağlıklı bir nefes almamızı sağlar. Nezle, burun ve soluk boruna yerleşen virüslerden dolayı ortaya çıkmaktadır. Ortalama üşütme halinde 3 gün içerisinde ortaya çıkar, burada burnu etkileyerek tıkanmasına yol açar. Hapşırma, burun akıntısı gibi türlü durumlarla kendisini ortaya çıkartır.
Grip en sık karşılaştırılan kış hastalıklarındandır ve genelde enfeksiyonla birlikye ortaya çıkmaktadır. Yüksek ateşli hastalıklara sebep olur. Titreme ve kas ağrıları ile kendisini göstermektedir. Titreme, kas ağrısı nezlenin en belirli durumlarındandır. Sonbahar aylarında ve kış ayında yoğun şekilde çocuklarda görülen bir hastalıktır. Çocuklar duyarlı olma hallerinde yakalanmaları kaçınılmaz olur.
Nezlenin belirtileri
Yemek yemek hissi ortadan kalkar. Beslenme de zorluklar ve güçlük çeker. Nefes alarak vermesi zor hale gelir. Hafiften ateş izlemlenir, ilerleyişi halinde ağız kuruması ve kaslarda zayıflama görülmektedir. Yetişkinlerde hapşırma ve burunda tıkanshy;ma yaşanır, kusma görülür, boğaz kaşınması ve ishale rastlanır.
Nezle 10 gün içerisinde kendi kendine iyileşmediği zaman balgamlı öksürük, yüksek ateş, kulak ağrısı, işitme sorunu, titreme görülmektedir. Bronşit, zatürree gibi hastalıklara sebep olmaktadır.
İlgili aramalar: nezlemiyim nasıl anlarım, nezle nasıl anlaşılır, nezlenin belirtisi nedir, nezle nasıl bir hastalıktır
15 Ekim 2015 Perşembe
Alerji ve Astım nedir?
Sponsorlu Bağlantılar:
Vücut sıcaklığının yükselmesi ve hassaslık gibi genel tepkiler veya belirtinin verildiği organa ait olarak kendini gösterir. Bu kapsamda alerji, vücudumuza solunum, deri teması veya mide-barsak ile giren bazı yabancı maddelere karşı gereğinden fazla aşırı tepkiler verilmesi olarak tanımlanabilir.Bağışıklık sistemi organizmamız için zararlı olan bir etken ile karşılaştığında (mikroplar,virüsler gibi) onlara karşı güçlü tepkiler oluşturur. ve onları ortadan kaldırarak bize zararlı olmalarını engeller.Fakat bağışıklık sistemimizin verdiği aşırı tepkiler vücudumuzu yorar.Astım, ataklar halinde beliren ve bronşların tıkanmasına neden olan bir hastalıktır. Hastalık, bronşlarda bulunan bağışıklık sistemi hücrelerinin verdiği aşırı ya da abartılı yanıttan ileri gelir ve bu aşırı ya da abartılı yanıtlar sonucu bronşlar tıkanır. Bronşların tıkanması, bronşları çevreleyen kas tabakasının kasılması, bronş duvarının ödemi (şişmesi) ve bronşlar içindeki balgam tıkaçlarından ileri gelir. Bunun sonucu olarak akciğerlere giren havanın akciğerden çıkmasında güçlük oluşur. Ataklar sırasında öksürük, göğüste sıkışma-baskı hissi, solunumda hızlanma, hırıltı (hışıltı) ve nefes darlığı olur. Hastalar ataklar arasında tamamen veya kısmen iyidirler. Astımlı hastalar çevredeki birçok maddeye astımlı olmayanlara göre daha fazla duyarlıdırlar ve bu maddelerle karşılaşma astımlılarda hırıltı ve öksürük gibi yakınmalara oluşmasına yol açar.
14 Ekim 2015 Çarşamba
Ankilozan Spondilit Nasıl Bir Hastalıktır?
Sponsorlu Bağlantılar:
Ankilozan Spondilit Nedir?
Omurga ve sakroiliak eklemlerinden tutarak özelikle bel bölgesinde hareket kısıtlığı yaratan, kronik bir hastalıktır. Tıp dilindeki adı ankilozan spondilit'dir.
Bel bölgesinde ki harekete izin veren eklem ve bağlarda bu hastalığa inflamasyon gelişir ve kemikler ya da eklem hareketsiz kalacak şekilde birbirine kaynayabilir.
Hastaların bazılarında sadece ara ara gelen bel ağrıları yaparken bazısında omurgayı boydan boya tutarak ileri derece bozukluklara neden olan bir ağır tutulum gösterebilir.klinik seyir açısında bir çok hastada farklılık gösterebilir.
Sponditlerin %5 Lise çağı yani ergenlik döneminde ki erkek çocuklarda başlayabilir. Gözde, akciğerlerde, kalp kapakçıklarında da tutulum yapabilir. Ankilozan spondilitler ise genel olarak (15-35) yaş arasında görülebilir.
Ankilozan spondilitin başlıca belirtileri
Görme bozukluğu(%50.6) ,
Gelecek kaygısı(%50.3)
Sertlik(%90.2),
Ağrı(%83.1),
Yorgunluk (%62.4),
Uyku bozukluğu(%54.1)
Ankilozan spondilitin tanısı nasıl konulur?
Gece yahut sabah bel ağrısıyla uyanma.
Bel ağrısının özelikle istirahat zamanında olması.
3 ay veya daha fazla süredir bel ağrısı çekme.
Sırt ve boyun ağrıları da gözlenebilir.
Etiketler: Ankilozan spondilit nedir,Ankilozan spondilit tedeavisi,Ankilozan spondilit nasıl teşhiş edilir
Ankilozan spondilitin tanısı nasıl konulur?
Gece yahut sabah bel ağrısıyla uyanma.
Bel ağrısının özelikle istirahat zamanında olması.
3 ay veya daha fazla süredir bel ağrısı çekme.
Sırt ve boyun ağrıları da gözlenebilir.
Etiketler: Ankilozan spondilit nedir,Ankilozan spondilit tedeavisi,Ankilozan spondilit nasıl teşhiş edilir
Osteoartrit ve Tedavisi
Sponsorlu Bağlantılar:
Osteoartrit ve Tedavisi
Osteoartrit hastalığında zamanında tedavi çok önemlidir. Romatizmal bir hastalık olan Osteoartrit, ülkemizde çok sık rastlanan romatizmal hastalıklardan biridir.Düzensiz kemik çıkıntıları ya da eklem kıkırdığanın zedelenmesi sonucu ortaya çıkan Osteoartrit halk dilinde kireçlenme olarak da bilinir genel olarak hastaların çoğu 65 yaş üste kişilerden oluşur hatta bu oran yüzde doksanlara kadar çıkar. Osteoartrit'in ortaya çıkmasında genetik faktörler büyük rol oynar özellikle ülkemizde ki insanların bir çoğunun el parmaklarında bu hastalık görülür. Osteoartrit Sebep olan en büyük neden fazla kilo,hareketsizlik,hareket esnasında eklemlerde çıtırdama ve sertlik nedenlerden biridir.
Osteoartrit Tedavisi
Öncelikli olarak bir uzmandan yardım almalısınız hekim ve hasta ilişkisi iyi olmalıdır hekim hastayı iyice bilgilendirmeli hastada hekimin önerilerine uymalıdır.
ağır egzersizlerden kaçınmalı, fazla kilosu varsa vermeli,bol bol istirahat etmeli ve zedelenmiş eklemlerini fazla kullanmamalıdır. Osteoartrit için kaplıca tedavisi,fiziksel tedavi ve çevresel düzenlemeler şeklinde uygulanır.
Osteoartrit'e yakalanan hastaların büyük bir çoğunluğu kaplıca ve fiziksel tedavi sonucu şikayetlerinden kurtulur.
Etiketler:Osteoartrit ve tedavisi,Osteoartrit hastalığı,Kireçlenme hastalığı
13 Ekim 2015 Salı
Erken Boşalmanın Önlenmesi İçin Yapılabilecek Egzersizler
Sponsorlu Bağlantılar:
Erken Boşalma öncelikle hastalık değildir tamamen psikolojik bir olaydır kişi sürekli bu baskıyı kendi üzerinde yaratması bunun nedenlerinden biridir diğer nedenler ise sağlıksız beslenme,heyecan gibi
İdrarda Gebelik Testi Nasıl Yapılır?
Sponsorlu Bağlantılar:
Eczaneden aldığınız idrar testi (Hamilelik testi)için gerekli olan aleti paketinden çıkarın temiz ve ya kuru bir kaba idrarınızı yapın gebelik testini düz bir yere koyun ve iki damla damlatın yaklaşık 2 ve ya 5 dakika sonra sonuç karşınıza çıkacaktır
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)