Birçok genç anne, bebek çok narin bir varlık olduğu için, ilk günlerde onun canını yakacağından, bir yerini inciteceğinden, hatta onu yere düşüreceğinden korkar. Böyle bir korkuya kapılmak yersizdir. Bebek, daha doğar doğmaz nelere katlanabileceğini göstermiştir.
Anne, bebeğe çok çabuk alışır ve onu tutma alışkanlığını kazanır. Bebeği kaldırırken, baş kısmını bebek kendiliğinden tutamayacağı için (yukarıdaki resimde görüldüğü gibi), boynun arkaya sarkmasını önlemek için bebeğin başı tutulmalıdır. Belkemiği de uzun süre dik duramayacağından, anne, bebeği taşırken bunu göz önünde bulundurmalıdır. Anne, banyoda olduğu gibi, sol elini bebeğin ensesinin altına koyar ve bebeğin sol üst kolunu kavrar. Böylece, bebeğin başı annenin kolunun alt kısmına dayanmış olur. Annenin sağ eli, bebeğin kalçasının alt kısmına dayanır ve bebek böylece rahatlıkla kaldırılabilir. Annenin bir elinin serbest kalması gerekiyorsa, o zaman bebeğin ensesi ve başı sol dirseğinde duracak şekilde sol kolunu bebeğin altına kaydırır. Sol kolun alt kısmı meyilli olarak bebeğin sırtına götürülür ve el kalçanın alt kısmını ya da dış taraftaki üst kalça kısmını kavrar. Artık annenin sağ eli serbesttir. Bebek çok fazla çırpmıyorsa, iki elin yardımı gerekmektedir. Bunun için de, annenin sağ başparmağı, sağ ayak bileğini üst tarafından kavrar, işaretparmağı ayaklar arasına sokulur, diğer parmaklar, sol ayak bileğini kavrar. Baş, sol ele (yukarıda tarif edildiği gibi) dayanır. Böyle tutulan bebek, kayıp düşmez. Anne kısa sürede, başlangıçta duyduğu korkudan kurtulur. Çünkü, birkaç gün içinde bu tutuşlara kolaylıkla alışacaktır.