31 Aralık 2015 Perşembe
Hemofili Hastalığı Nedir?
Hemofili kanda pıhtılaşma ile ortaya çıkan bir kan hastalığıdır. Pıhtılaşma kandaki proteinlerin azlığı ya da yokluğundan ortaya çıkar. Kanın vücutta dolaşmasını sağlayan kan damarları venler, arterler ve kılcal damarlardan oluşmaktadır. Damarlardan herhangi bir tanesinde zarar görmesi durumunda iç kanama olmaktadır. Normal seyirde kan damarı hasar gördükten hemen sonra travmanın damar üzerine etkisiyle damar duvarı kasılır ve "trombosit" adı verilen kan hücrelerine sıra gelir ve hasarlı bölgede "trombosit tıkacı" adı verilen geçici bir tıkaç yaparlar. Kan damardaki yırtılma minikse, bu tıkaç kan kaybını tek başına engeller, ama yırtık büyükse kanamayı durdurmak için trombosit tıkacına ek olarak kanın pıhtılaşması da gerekmektedir. Bu aşamada, pıhtılaşma faktörlerine ihtiyaç duyar. Pıhtılaşma faktörlerinin devreye girmesiyle oluşan fibrin iplikçikleri, trombositleri, kan hücrelerini ve plazmayı da içine alarak kan pıhtısını meydana getirir. Hemofili'de ise yeterince güçlü bir kan pıhtısı oluşamamaktadır. Bu sebeple bir Hemofili hastasında vücut içi veya vücut dışı ciddi bir travma oluşursa, hastaya genellikle pıhtılaşmanın sağlanması hastanede tedavi uygulanır. Hemofili hastalarının kanamaları normal bir kişiden daha hızlı kanamaz, ama kan kaybının süresi uzamaktadır.
Hamileler Neden İdrar Kaçırır?
Hazımsızlık Neden Oluyor?
Hazımsızlığınız varsa bazı hastalıkların başlayacağının belirtisidir. Hazımsızlık sindirim sistemini de olumsuz etkiler. Beslenme problemleriniz varsa düzensiz yemek yiyorsanız hazımsızlık yaşayabilirsiniz. Hazımsızlığın belirtileri vardır. Bunlar yemek yediğinizde midenizde oluşan şişkinlik, gaz ve geğirmedir. Ayrıca midenizde yanma ve ağrıda olabilir. Hazımsızlık kabızlık yapar. Bazı durumlarda ishal de yapabilir. Hazımsızlığın ilk nedeni yediklerinizi ağzınızda iyice çiğnememenizdir. Bir tartışma veya stres yaşandığında yemek yemeyin. Bu şekilde yenen yemekte çok hava yutulur. Sinir sisteminin dengesi bozulur. İfrazat bezleri yeterince çalışmaz. Yağlı ve hamurlu yemeklerde hazmı zor olan besinlerdir. Bu besinler barsakta fazla tutulur. Kabızlığa yol açar. Barsak tembelliği yapar. Kabız olursanız iştahsızlık yaşarsınız yemek istemezsiniz. Bu sebeple bol bol sıvı almalı ve düzenli beslenmelisiniz. Sindirim sisteminiz güçlü olursa bu hastalıklara kolay yakalanmazsınız.
29 Aralık 2015 Salı
GENİTAL SİĞİL NASIL BULAŞIR?
Göz Tembelliği Nasıl Tedavi Edilir?
EEG Neden Çekilir?
Lazerle Göz Tedavi Ediliyor Mu?
Kimler grip aşısı olmalıdır?
Kronik hastalığı olan kişilerde öldürücü bile olabilen gripten korunmanın şu an için bilinen tek yolu grip aşısıdır. Bu aşı, salgın başlamadan önce yapılmalıdır. 65 yaş üstündeki yaşlı insanlara ve ilk 3 ayından sonra hamilelere ve çocuklara grip aşısı önerilmektedir. Gribin bulaşması açısından yüksek riski olan kişiler; yakın çalışan iş arkadaşları, yaşlılar, astım, şeker ve kronik solunum hastaları, öğretmenler, öğrenciler, askerler, hac ve umreye gidenlerdir. Şiddetli kas ve eklem ağrıları, halsizlik, titreme, yüksek ateş, kuru öksürük ve baş ağrısıyla ortaya çıkan gripten korunmak için, salgın başlamadan önce aşı yaptırarak, önlem alınmalıdır. Uzmanlar, gribin önemli bir salgın hastalık olduğuna ve birçok kişinin bu rahatsızlıktan dolayı zor dönemler yaşabileceğini söylüyorlar. Grip aşısı, genel olarak 65 yaş ve üzerindeki kişilerle, grip sonrası hastalık riski olan herkese, 6 aylık bebeklikten itibaren herkese yapılabilir. Çünkü ağır seyirli hastalık nedeniyle hem işgücü kaybı ve dolayısıyla ekonomik kayıplar olmakta hem de özellikle risk gruplarında ölümle sonuçlanabilir.
İlgili aramalar: kimler grip aşısı olmalıdır, grip aşısı olmalı mıyız
28 Aralık 2015 Pazartesi
Grip Nasıl Bulaşır?
Grip de nezle gibi bulaşıcı bir hastalıktır. Hasta kişilerin bulunduğu ortamlarda, hapşırma ve öksürme gibi damlacık dediğimiz yolla geçer. Grip olan hastaların virüs bulaşmış ellerinle temas (örneğin tokalaşma) sonrasında kolaylıkla başkasına bulaşır. Grip tedavi edilebilir. Acile başvurulur. Doktor muayenesi sonrasında ilaç tedavisine başlanır. Yatak istirahati ve ortaya çıkan şikayetleri azaltmaya yönelik destekleyici tedaviler yapılır. Doktor gerek görürse komplikasyonlara yönelik tedaviler verebilir. Grip ve benzeri hastalıklarda antibiyotiklerin hiçbir faydası yok denebilir. Tersine çok ciddi sakıncaları vardır. Hiç bir antibiyotik doktora danışılmadan kullanılmamalıdır. Sağlıklı insanlarda grip; istirahat ve ilaç tedavisiyle 1 hafta içerisinde kendiliğinden iyileşme gösterir. Fakat bazı kişilerde, örneğin vücut direnci zayıf durumda olan kronik hastalığı olanlar, kalp-akciğer hastalığı olanlar, yaşlılar, şeker hastalıkları ve benzeri hastalıkları olanlarda beyin iltihabı, pnömoni, zatürre, kalp kası iltihabı gibi ciddi ve ağır seyredip ölümle sonuçlanabilecek hastalıklar ortaya çıkabilir.
İlgili aramalar: grip nasıl bulaşıyor, grip hastalığı nasıl bulaşır, gribin bulaşması nasıl gerçekleşiyor
Gripin Nezleden Farkı Nedir?
İlgili aramalar: nezle gripten nasıl ayırt edilir, nezle ile grip arasındaki fark ne, grip ve nezlenin birbirinden farkı nedir
27 Aralık 2015 Pazar
Göz Tansiyonu Nedir?
İlgili aramalar: glokom nedir, göz tansiyonu nedir, göz tansiyonu kimlerde görülür, glokom risk faktörleri
Fibromyalji Sendromu Nedir?
25 Aralık 2015 Cuma
Fazla kilolarımdan kalıcı kurtulabilir miyim?
Fazla kilolarımızdan kurtulmak için sağlıklı ve dengeli bir diyet yapmalıyız. Çünkü kısa zamanda verilen kilo hızlı sonuç verebilir, ilk başta yüz güldürücü olabilir ancak aslında giden yağ değil su ve kastır. Bu kayıplarda dirençsiz kalmamızı ve hastalıkların ortaya çıkmasına sebep olur. Çok düşük kalorili diyetlerin; baş ağrısına, konsantrasyon bozukluğuna, sinirliliğe, yorgunluğa, bulantıya, kabızlığa, safra ve böbrek taşına, tansiyon düşüklüğüne, adet düzensizliklerine, cilt kurumasına, saç dökülmesine, metabolizma hızında azalma gibi zararlara neden olduğunu unutmamamız gerekir. Kalıcı olarak kilo vermek tabi ki mümkündür. Dengeli ve sağlıklı bir diyet uygulamanız , düzenli egzersiz ve yaşam tarzı değişiklikleri kalıcı kilo vermenin en önemli püf noktalarıdır. Kilosu çok olan kişiler için diyet yapmak zamanla zor gelebilir. Bu sebeple araştırın diyetinize değişlik katın ve motivasyonunuzu yüksek tutun. Diyet yaparken başarısız olmamak için kolay pes etmemelisiniz. Kilo vermek için ilaç kullanmak çok doğru olmayabilir. İlaç kullanacaksanız doktor kontrolünde yapmalısınız. Tabi ki genel sağlık durumunuzun iyi olması çok önemlidir. Obezite olan kişilerde genelde ilaç ek olarak verilir. Kendi isteğinize bağlı olarak zayıflatıcı ilaçlar kullanmayınız. Bir çok yan etkilere hatta ölüme neden olabilir.
24 Aralık 2015 Perşembe
Stres kilo yapar mı?
Yapılan araştırmalara göre stresli geçen dönemlerde insandaki yağ depolamada da artışlar görülmüştür. Sorunlarla karşılaştığınızda negatif olmayın. Stresle baş edebilmenin yollarını öğrenin. Kendinize iyi gelecek aktivitelerde bulunun. Egzersiz yapabilirsiniz. Bunun yan sıra pilates, yoga veya masaj denemelisiniz. Kan şekerinizde düşmeler oluyorsa bir doktor kontrolüne gidin. Gerekli olan tetkikleri yaptırın . Bir diyetisyen ile de görüşüp düzenli bir diyet uygulayın. Egzersiz ile en iyi yağ yakımı sağlanabilir. Sabah kalkıldığında sekiz ila oniki saatlik açlıktan sonra kanda dolaşan serbest yağ asidi miktarı yüksektir ve yağlar yakılmaya hazır halde dolaşmaktadır. Kardiyo tarzı egzersiz yapıldığında glikojenin eksikliğinden dolayı yağ daha fazla yakılır. Yemek yendiği zaman insülin salgılanması meydana gelir. İnsülin, vücuttaki yağın mobilizasyonunu engeller. Sabah saatlerinde besin alımı öncesi yapılan egzersizler en iyi yağ yakma yoludur. Stres bugün hayatın her alanında karşımıza çıkacaktır. Önemli olan bundan en az hasar ile çıkmaktır.
İlgili aramalar: stres kilo yaparmı, stres kilo aldırır mı, sıtres şişmanlatır mı
Diyabetlilerin Yaptırması Gereken Testler
1- Tansiyon takibi yapılmalıdır. Diyabetiniz varsa, tansiyon sorununuz olmasa bile haftada bir kere tansiyonunuzu kontrol ettirmelisiniz. Genelde tüm diyabetlilerin yüksek tansiyon şikayetleri olmaktadır. Tansiyon yükselince bu durum kan şekerinizin yükselmesine de neden olabilir. Diyabetli hastalarda tansiyon sınırı 130/ 80 mmHg’ dır.
2- Diyabetli hastaların 3-4 ayda bir HbA1c takibi yapılmalıdır. Hba1c kırmızı kan hücrelerinde glikozun bağlı olduğu hemoglobin yüzdesini gösteren bir ölçü birimidir. Hemoglobin kırmızı kan hücrelerinde oksijeni bağlar ve taşınmasını sağlamaktadır. HbA1c son 2-3 ay içindeki ortalama kan glikozu düzeyini ortaya çıkarır.
3- Diyabetliler senede bir kez böbrek fonksiyon testlerini yaptırmalıdır. Böbreklerinizde kalıcı böbrek sorunları yaşamamanız açısından düzenli tetkiklerinizin yapılması gerekir. Eğer bir böbrek sorunu çıkacaksa bile erken teşhis çok önemlidir.
4-Senede bir kere EKG kalp grafisi çekilmelidir. Kalp-damar sisteminizin kontrolü için en basit yöntem kalp elektrosudur.
5- Diyabetliler senede bir kez göz dibi muayenesi yaptırmalıdır.
Diyabet tansı ilk konduğunda göz muayenesi yapılmalıdır.
6- Yine senede bir kez nörolojik muayene yapılmalıdır.
7- Diyabetliler dişlerindeki çürük oluşumu takibi için 6 ayda bir diş muayenesi yaptırmalıdır.
Vücudunuzdaki diğer şikayetlerinize göre başka testler ya da doktorun görmesi istenebilir.
İlgili aramalar: diyabetlilerin yaptırması gereken testler nelerdir, şeker hastaları hangi testleri yaptırmalıdır, şeker hastalığında hangi tetkikler rutin yapılmalıdır
EMG Ne İçin Çekilir?
- Ellerde ve ayaklarda uyuşmalarda, ağrı ve yanmalarda
- Kollarda bacaklarda uyuşma ve kuvvetinizde azalma oluyorsa
- Şeker hastalığında uyuşma hissi yaşanırsa
- Kas erime hastalığında
-Kaslarda aşırı kasılma görüldüğünde
- Kas ağrıları olan kişilerde
-Diyaliz hastalarında görülen uyuşmalarda
- Zaman zaman olan güçsüzlük durumu yaşayan kişilerde
- Yüz felçleri geçiren hastalarda
- Belirli kas gruplarında kuvvetsizlik yaşandığında
- Kazaya, delici kesici silah yaralanmalarına bağlı hareket ve duyu rahatsızlıklarında
- Enjeksiyonlara bağlı hareket ve duyu sorunlarında
-Zehirlenme ve ilaçlara bağlı hareket ve duyu sorunlarında çekilmektedir.
İlgili aramalar: emg niçin çekilir, hangi durumlarda emg çekilir, emg kimlere istenir
Erken Doğum Nasıl Anlaşılır?
Gebelerde doğumun gerçekleşmesi için rahimde kasılma olması ve bu kasılmaların rahim ağzını açacak kadar şiddetli ve sürekli olması gereklidir. Fakat her kasılmada da ağrı olmayabilir. Genelde belde ve kasıklarda adet sancısına benzer ağrılar hissedilir. Kişi bunu karnında bir sertleşme olarak hisseder. Eskiden söylenen ve günümüzde de bilinen kadınları içinde halk arasında nişan adı verilen sümüğümsü bir tıkacın gelmesi ya da normalden fazla sulu bir akıntı olması erken doğum göstergesidir. İstirahat ile geçmeyen bu tür sancılar olduğunda doktora başvurulmalıdır. Bebek aşağıya doğru bastırıyor gibi bir his oluşur. Erken doğum belirtileri hissettiğinizde yaptığınız işi bırakın. Bir saat sol yanınıza dönerek yatın. 2-3 bardak su için.1 saat içinde belirtilerde gerileme olmaz ise doktorunuza haber vermelisiniz. Gebeye tanı konduktan sonra tedavi tıbbi olarak yapılır. Çok şiddetli durumlarda hastaneye yatırılarak damardan verilen ilaçlar yardımı ile kasılmalar azaltılmaya çalışılır. Gebeliğin devam etmesinin anne ya da bebeğin hayatını tehlikeye atacağı düşünülürse tokoliz (rahim kasılmalarının durdurulmasına yönelik girişim) uygulanmaz. 37 haftayı geçen bir gebelik ise, sancılar doktorunuzun takibiyle kendi seyrine bırakılabilir.
İlgili aramalar: erken doğum nasıl anlaşılır, erken doğumun belirtileri neler, doğumun belirtileri nelerdir, doğumun başladığı nasıl anlaşılır
22 Aralık 2015 Salı
Şeker Hastaları Nelere Dikkat Etmelidir?
İlgili aramalar: şeker hastaları nelere dikkat etmelidir, diyabet hastalarının nelere dikkat etmeleri gerekir
Diyabet Hastalarında Ayak Sağlığı
İlgili aramalar: diyabet hastalarında ayak sağlığı, şeker hastalarında ayak sağlığı
Kadınlar Lohusalıkta Ne Yapmalı?
Kadınlar doğumdan sonra lohusalık dönemine girerler. Lohusalarda doğumdan sonra kanama görülür. Adet kanamasına benzeyen bir kanamadır. Bir kaç hafta sonra biter. Bu dönemde kanamanız fazla olursa ve ateş yaparsa doktorunuza başvurmalısınız. Lohusalık dönemindeki anneler, doğumdan sonra kanamanın azalması ve rahmi kontrol etmek için elle dairesel hareketlerle karın bölgelerine masaj yapabilirler. Sezaryenli hastalarda ağrı olabilir. Normal doğum ya da sezaryenle doğum yapan hastalar doğum sonrası ilk sekiz saatte idrarını yapmalıdır. Doğum sonrası hastalar mutlaka ayağa kaldırılmalıdır. Normal doğum yapanlar kendini ne zaman iyi hissederse ayağa kalkmalıdır. Sezaryenli olanlarda bu değişir. Doktorun bilgisi doğrultusunda ayağa kalkabilirler. Hareketli olmak yürümek sizin için faydalıdır. Kan dolaşımınız hızlanır, bağırsaklarınız çalışır. Lohusalar en az bir ay istirahat etmelidirler. Fırsat buldukça uyumaya çalışın. Ev işlerinizi az ve kendinizi yormadan yapmalısınız. Lohusalar normal doğum yaptıysa kendini iyi hissettiğinde yıkanabilir. Sezeryanlılar iki gün sonra, dikişin üstü su geçirmeyen bandajla kapalıyken yıkanabilirler.
Yeni Yıl İçin Alınabilecek En Güzel Hediye
Şimdi yazının başlığına bakıp hemen uçak, araba, sonsuz para diyeceğimi düşünüyorsunuz biliyorum ama bu sefer başka bir hediyeden bahsedeceğim. Yılbaşı yaklaşırken evde aile üyeleri tarafından gizli gizli işler çevrilmeye başlar. Herkes kendi hediyesini en güvenli yere saklamaya çalışır aynı zamanda diğerlerinin hediyelerini bulmaya çalışır. Bu yıl evde yılbaşı için hediyemi biraz erken buldum. Gardırobun en arkasında hışırdayan bir torba içerisinde hediye saklanırsa olmaz.
Neyse ben şu hediye kısmına geçeyim. Daha gelmeyen yılbaşının hediyesi: Oral-B şarjlı diş fırçası. Denemeye çekiniyordum ama hediye gelince keşke daha önce alsaymışım dedim kendi kendime.
Oral-B, profesyonel diş temizleme aletlerinden esinlenerek tasarlamış bu şarjlı diş fırçaları ile mükemmel bir temizlik deneyimi sunuyor. Diş plaklarını temizlemekte manuel fırçalardan çok daha etkili bir sonuç veriyor, ilk kullanımdan sonra bile daha önce sanki hiç bu kadar iyi dişlerimi fırçalamamışım gibi hissettim. Üç boyutlu oynar başlık sayesindeyse normal bir fırçanın yapamayacağı kadar hareket edip, normalde ihmal ettiğimiz ulaşamadığımız yerlere bile ulaşıyor. Fırça başlıkları dişleri tamamen sararak birçok noktaya temas ediyor ve muhteşem sonuçlar almamı sağlıyor.
Ağız bakımına çok önem veren birisi olarak bu benim için en iyi yılbaşı hediyesi oldu. Siz de yeni yılda sevdiklerinize Oral-B şarjlı diş fırçası hediye ederek onları mutlu edebilirsiniz.
Ürünleri incelemek ve yılbaşı indiriminden yararlanmak için tıklayınız. Bu arada, Burcu Esmersoy'lu videosunu da paylaşmadan duramadım :)
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Diyabet Ağız İçinde Yara Yapar Mı?
İlgili aramalar: diyabet ağız içinde yara yapar mı, şeker hastalarının ağzında yara olur mu, şeker hastalığı ağızda yara yapar mı
Sigaranın Diyabet Üzerinde Etkisi Nedir?
İlgili aramalar: sigara şeker hastalarını nasıl etkiler, sigaranın diyabetlilere ne gibi zararları vardır, sigaranın diyabet üzerinde etkisi nedir, sigara şeker hastalarına yasak mı
21 Aralık 2015 Pazartesi
Demir Eksikliği Anemisi
Kansızlığın diğer bir adı da anemidir. Kanınızdaki hemoglobin düzeyinin düşük çıkması kansızlık belirtisidir. Kansızlığın sebepleri arasında %90’ını demir eksikliği anemisine bağlıdır . Erkeklerin ortalama yüzde 20'sinde, kadınlarımızın yüzde 35'inde, gebe kadınların %50’sinde, çocukların ise yüzde 40'ında kansızlık bulunmaktadır. Yeni doğan bebeklerde 24 aya kadar demir eksikliği olabilir. Doktorunuz bununla ilgili demir eksikliği için tahlil yaptırır. Çıkan sonuca göre destekleyici demir şurubuna başlar. Hemoglobin kırmızı kan hücrelerine rengini veren ve oksijenin kanda taşınmasını sağlayan bir proteindir. Demir ise hemoglobinin temel yapısına giren bir elementtir. Akciğerlerde alınan oksijenin hemoglobine bağlanarak dokulara aktarılmasında çok önemlidir. Aneminin belirtileri teninizde solukluk olarak ortaya çıkar. Buna bağlı olarak da doktora muayene olunmalıdır.Yapılacak kan tahlili sonucuna göre anemi tanısı konulabilir. Bu hastalığın daha ağır belirtileri de olmaktadır. İştahsızlık, sindirim sistemi bozuklukları, kabızlık , baş dönmesi, halsizlik, çabuk yorulma gibi semptomlar görülebilir. Kansızlığa bağlı demir eksikliği olan çocuklarda toprak yeme gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Crohn Hastalığı
Crohn hastalığı kronik iltihabi barsak hastalığıdır. Vücudun sindirim sisteminin tümünü etkilemektedir. Ayrıca bu hastalık yemek borusunu ve mideyi de etkileyebiliyor. Dünyada her yüzbin kişiden 1-10 kişide görülebilmektedir. Eğer ki birinci derece bir yakınınızda crohn hastalığı varsa sizde bu hastalığın olma riski artmaktadır. Ülseratif kolitle Crohn hastalığı benzer bir hastalıktır. Arasındaki farkı şöyle tanımlayabiliriz. Crohn hastalığı tuttuğu organı bölüm bölüm tutar, hastalanmış kısımlar arasında sağlam bölümler kalır. Öte yandan ülseratif kolit barsağın sadece iç yüzünü döşeyen mukoza tabakasını yakalarken, Crohn hastalığında içten dışa bütün kaplar. Crohn hastalığının sebebi tam olarak bilinmemektedir. Crohn hastalığını başlatabilen sebepler mikrobiyal faktörler arasında atipik tüberküloz bakterileri, kızamık; çevresel faktörler arasında da sigara olduğu düşünüllmekedir. Crohn hastalığı ince barsak kanseri riskini biraz daha arttırmaktadır. Bu ciddi hastalığın tedavisi pahalı ve tetkikleri de pahalıdır. SGK güvencenizin olması bu hastalıkta önem taşımaktadır.
Hipergliseminin Belirtileri
İnsan vücudun da açlık kan şekeri düzeyi 70-110 mg/dl arasındadır. Tokluk kan şekeri ise 140 mg/dl’yi geçmemelidir. Kan şekerinizin normal sınırların üzerinde bulunmasına hiperglisemi adı verilmektedir. Hiperglisemi diyabetin komplikasyonlarından biridir ve oldukça sık karşılaşılan bir problemdir. Hipergliseminin belirtileri olur. Bunlar sık sık idrara çıkmak, gece boyunca idrar yapmak için uyanmanız. Ağzınızın normalden fazla kuruması ve çok fazla su içmek istemeniz. Her zamankinden daha fazla acıkmak. Halsizlik, yorgunluk hissetmek. Açılan yaralarınızın çok geç iyileşmesi. Derinizde kuruma ve kaşıntı olması. Her şeyi bulanık görmek. Cinsel organınızda sık mantar enfeksiyonu oluşması, kuruluk , kaşıntı olmasıdır. Bu belirtilerden bir veya birkaçının olması kan şekerinizin yükseldiğini gösterir. Öncelikle bu rahatsızlığının sebebi araştırılmalıdır. Bu arada daha sık kan şekeri kontrolü yaptırmanız gerekir. Kan şekerini kontrol altına almak için sık egzersiz yapmak gerekir. Size verilen diyete önem göstermelisiniz.
İlgili aramalar: hipergliseminin belirtileri, şeker yüksekliği nasıl anlaşılır, şekerin yükseldiğini nasıl anlarız
Hipogliseminin Belirtileri
Hipoglisemi kan şekerinin düşüklüğüdür. Bundan dolayı kişide terleme, çarpıntı, baş dönmesi, bulanık görme, konsantrasyon güçlüğü ve koma gibi belirtiler ortaya çıkar. Diyabet hastalarının yaşamlarını tehdit eden olumsuz bir durumdur. Hipoglisemi görülen kişinin acilen tedavi olması gerekir. Eğer uzun sürerse veya çok sık olduğunda beyninizde kalıcı hasarlar meydana getirebilir. Hipoglisemi özellikle insülin kullanan hastalarda kişiye yapılan tedavinin olumsuz sonuç vermesi ile oluşur. Şeker tedavisi gören hastanın beslenmesine ve spor yapmasına verilen diyete uymasına rağmen hipoglisemi ortaya çıkıyorsa bu hastanın tedavisinde değişiklik yapılmalıdır. Hastaların beslenmelerine önem vermeleri gerekir. Bazı ilaçlar ve alkol kullanmakta hipoglisemiye yol açabilmektedir. Şeker hastalarının tedavisinde hasta enfeksiyon hastalığı geçiriyorsa insülin ihtiyacı artar. Hastalık iyileşme döneminde insülin dozu yeniden ayarlanmazsa bu da hipogliseminin olmasında bir sebeptir. Hipogliseminin geçmesi için diyabet hastalarının tedavisine ve yaşam şekillerine çok dikkat etmesi ve hipoglisemi hakkında bilgi sahibi olmaları gereklidir. Tedavinin amacı hipoglisemiye ait belirtilerin düzeltilmesi, beyin hasarına izin verilmemesi ve hipogliseminin tekrarlanmasını önlemektir.
İlgili aramalar: hipogliseminin belirtileri, hipoglisemi nasıl anlaşılır, şekerin düştüğü nasıl anlaşılır
20 Aralık 2015 Pazar
Diyabet Hastalarında Cilt Sorunları
İlgili aramalar: diyabet hastalarında cilt sorunları, şeker hastalarında cilt problemleri
Evde Kan Şekeri Takibi Neyle Yapılır?
18 Aralık 2015 Cuma
Kaç Çeşit Baş Ağrısı Vardır?
Baş Ağrısından Nasıl Kurtuluruz?
İlgili aramalar: baş ağrısından nasıl kurtuluruz, baş ağrısından kurtulmak için ne yapmalıyız, baş ağrısı nasıl geçer
17 Aralık 2015 Perşembe
Bahar Nezlesinin Tedavisi
Bademcik Ameliyatı Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli?
Bademcik ameliyatı olmuş hastaların bazıları aynı gün taburcu olurken bazıları da bir gece hastanede yatabilir. Bu durumunuza doktorunuz karar vermektedir. Bademcik alındığı bölümde açık yara olduğu için ameliyat sonrasında kanama olabilir. Bu durumda doktorunuza haber vermelisiniz. Bademcik ameliyatı sonrası 2 haftaya yakın yarası kapanana kadar sğrılarınız olabilir. Ağrılar kişiden kişiye göre farklı olabilir. Ağrı kesici kullanabilirsiniz. Bademcik ameliyatı sonrası ağrılar yutkunurken daha fazla olur ve ağrısı kulağa vurabilir. Yetişkinlerdeki bademcik ameliyatı sonrası oluşan ağrılar çocuklardakine göre daha fazla olabilir. Ameliyatınızdan sonra anestezinin etkisi tam olarak geçene kadar (4 saat) bir şeyler yememeniz ya da içmemeniz gerekir. Ne zaman ağızdan gıda alacağınızı hemşireniz size bilgi verir. Genel olarak bol su içmeniz, yumuşak, soğuk ve boğazınızı tahriş etmeyen gıdalar almanız sizin için daha iyidir.
AMELİYAT SONRASI:
İlk gün: Sık aralıklarla soğuk çay, şerbet, komposto, süt, dondurma alabilirsiniz.
2. gün: Bunlara ek olarak oda sıcaklığında, yoğurt, ayran, muhallebi, puding alabilirsiniz.
3. ve 4. gün: Yumuşak gıdalar, patates püresi, rafadan yumurta, makarna gibi yiyecekler.
5. gün: Tahriş edici, batıcı, çok soğuk ve çok sıcak olmamak şartıyla doktorunuza danışarak normal yemeğinize başlayabilirsiniz.
16 Aralık 2015 Çarşamba
Çocuklarda Ateş Neden Oluyor?
15 Aralık 2015 Salı
Bebeğin Ateşi Çıkarsa Ne Yapmalı?
• Bebeklerde ateş yüksekliği durumlarında ilk 3 aya kadar mutlaka hastaneye götürülmelidir.
• Ateşlenen çocuklarınızda iştahsızlık ve sıvı kaybı da olabilir. Bu nedenle kafeinsiz içecekler seçilmeli, meyve suları,su, çorba gibi sıvı alabileceği besinler almalıdır.
• Yemek yemek istemiyorsa, canı ne çekiyorsa sorulmalı ve onu yedirmelisiniz. Başka şeylere zorlamamalısınız. Tabiki seçilen besinlerin sağlıklı besinler olmasına dikkat etmelisiniz.
• Çocuğunuz okula gidiyorsa okuldan izin alınmalı 24 saat dinlenmelidir.
• Alın, şakaklar, koltukaltı, kasıklar ve bacak arkalarına ıslak ve ılık kompres uygulanması, ateşi düşürmede oldukça etkili olmaktadır. Soğuk su ve alkol, ateşi daha fazla yükseltmeye sebep olabilecek titreme yapacağından kullanılmamalıdır.
• Kalın ve üst üste kıyafetler çıkartılmalı, özellikle de uyurken az kıyafet giyinmelidir.
• Eğer ateş 38,9 santigrat derece den daha düşük ise çocukların çoğunda; eğer çocuğun genel durumu iyi ise, ilaç kullanmasına gerek olmayabiliyor.38,9 santigrat derece üzerinde ateşli ise, doktora başvurulmalı verdiği verdiği ilaçlar düzenli olarak kullanılmalıdır. Kilosuna göre verilebilir.
Ne zaman doktoru aramanız gerekir?
• Ateş başlayınca bebeğiniz sürekli ağlıyor ve ağlaması durmuyorsa ateşini ölçün ve doktorunuzu arayın.
• 3-6 aylık bebekte 38,3 santigrat derece ve üzeri olan ateşlenmelerde.
• 6 aydan büyük bebekte 39 santigrat derece ateşlenmede.
• Bebeğinizde ateşle birlikte vücudunda kızarıklıklar da başlamışsa.
• Bebekte susuzluk bulguları (ağlarken gözyaşı olmayışı, bıngıldaktaki çöküklük, dudak ve ağız içi kuruluğu, idrar miktarında azalma gibi) durumlarda.
• Daha öncesinde veya ateşli iken havale geçirmiş olan bebeklerde.
• 72 saatten daha uzun süre ateşi devam eden çocuklarda.
• Ateşle birlikte öksürük, boğaz ağrısı, kulak ağrısı, ensede sertlik, sık idrara çıkma, idrar renginin değişmesi, karın ağrısı, kusma, ishal, eklemlerde kızarıklık, eklem hareketlerinde kısıtlılık ve vücutta şişmeler mevcut ise, doktorunuzu mutlaka aramalısınız.
İlgili aramalar: bebeğin ateşi çıkarsa ne yapmalı, bebeklerde ateş olduğunda ne yapmak gerekir, bebek ateşlendiğinde ne yapacağız
Astımın Tedavisi Var Mı?
Astım hastalığınız çok ilerlemediyse büyük çoğunlukla tedavi edilebilen fakat hayat boyu tedavisi süren kronik bir hastalıktır. Astım hastalığını tedavi etmekte kullanılan ilaçlar üç ayrı grupta toplanabilir.
1. Rahatlatıcılar : Astım belirtilerinin hemen ortadan kalkması elde edilebilir.
2. Önleyiciler : Solunum yollarındaki hassaslığı ortadan kaldıran, uzun süreli kullanımda hastalığı tedavi edici ilaçlar.
3. Kurtarıcı vey .
7; Acil ilaçlar: Kötüye giden astım tedavisinde veya bir nöbet esnasında belirtileri acil olarak kontrol altına almak amacıyla kullanılan ilaçlar.
Hasta veya ebeveyn olarak sorumluluklarınız nelerdir?
* İlaçları reçetede yazıldığı gibi düzenli alınız. Astımlı çocukların aileleri için bu, ilacın alınmasını denetleme ve doğru alınmasını sağlama manasına gelir.
* Sigara dumanı dahil başlatıcı etkenlerden korunma.
* Astım kronik bir hastalık olduğundan, düzenli aralıklarla doktorunuza görünün, sizinle düzenli ilgilenen ve durumunuzu bilen aynı doktora görünmenizde önemlidir.
* Tedavi sırasında şikayetlerinizde astım olursa, doktorunuza planlanan dan evvel başvurunuz.
* Astım hususunda tavsiyeleri, iyi niyetli arkadaşlarınız, yakınlarınız veya komşularınızdan değil, doktorunuzdan alınız. Herkesin astımı farklılık gösterebilir. Bir kişiye uygun olan tavsiye diğerine uymayabilir.
İlgili aramalar: astımın tedavisi var mı, astım geçer mi, astım ilaçla geçiyor mu, astımdan kurtulmak mümkün mü
Astımın Belirtileri
İlgili aramalar: astımın belirtileri nelerdir, astım hastalığının belirtisi nedir, astım nasıl anlaşılır, astım hastası olup olmadığımı nasıl anlarım
Astım Nasıl Tedavi Edilir?
İlgili aramalar: astım nasıl tedavi edilir, astımın tedavisi nedir, astım nasıl geçer, astımın ilacı var mı, astımdan nasıl kurtulunur
14 Aralık 2015 Pazartesi
Bağırsakların İç İçe Geçmesi
Bu rahatsızlık genellikle 4 ve 12 aylık bebeklerde görülür. Yetişkin insanlarda da olabilir. Barsakların birbirlerinin içine eldiven parmağı gibi girmesi olarak tanımlanabilir.Nedeni belli olmayan bu hastalığa daha büyük yaştaki çocuklarda, barsak uru ya da doğuştan olan bazı kitleler yol açabilir. Bebeklerde karın ağrısı ve jöle şeklindeki kanamalar meydana gelir. Bebek ya kabızlık geçirir ya da ishal olabilir. Kakasını kanlı yaparsa geç kalınmadan doktora başvurulmalıdır. Bu hastalık ilerlerse kusma, karın şişliği, ateş gibi rahatsızlıklar ortaya çıkar sıvı kaybeder. Hastanın tedavisine başlandığında genel durumu düzeltilerek sıvı ve elektrolit desteği verilir. İç içe geçmiş barsağı tedavi edebilmek için anal yoldan sıvı veya basınçla içteki bağırsağın geri çıkarılması denenir. Bu hastalığın tedavisinde bu şekilde başarılı olunmazsa hastaya ameliyat önerilir. Ameliyat yapılarak hastanın barsakları elle düzeltilir. Eğer bu şekilde de başarılı olunmaz ise barsaklar dışarı çıkartılıp uç uca dikilir. Erken teşhis çok önemlidir. Herhangi bir belirtisini gördüğünüz zaman hemen doktora başvurulmalıdır.
İlgili aramalar: bağırsakların iç içe geçmesi, bağırsak dolanması, bağırsak dolaşması, barsakların tıkanması, bağırsakların birbirine girmesi
Anal Fissür Neden Olur?
İlgili aramalar: anal fissür neden olur, makatta çatlak neden olur, makat çatlağı nasıl olur
Yara Bakımı Nasıl Yapılır?
Uyuyacağınız zaman ve oturduğunuz zamanlarda vücudun yaralı olan bölümünü şişlik olamaması için yüksekte, yastık üstünde yatarken üzerine gelmeyecek şekilde uzanılmalıdır. Ameliyat olmuş bir hastaya dokturu yara bakımını nasıl yapacağını söyleyebilir. 48 saat sonra yara bakımını kendiniz yapabilirsiniz. Bandajı açarken dikkat edin yapışmış olabilir. Yarayı su ve sabun ile yıkayarak kurumuş olan kanlar temizlenebilir. Duş aldıktan sonra yaranızı yavaşça bastırmadan kurulayın ve bandaj ile tekrar kapatın. Doktorunuzun dikişlerinizi alacağı güne kadar yarayı kapalı ve temiz tutun. Ameliyat sonrası hekiminize danışmanız gereken durumlar olabilir. Bunlar yaranızda oluşan ağrı, şişlik, iltihaplanma, ateşinizin çıkması gibi durumlardır. Dikişleriniz doktorunuz veya onun tarafından yönlendirilen bir sağlık çalışanı tarafından da alınabilir. Yanıklarda son yıllarda uygulanan yeni bir yara bakımı tekniği gelişmiştir. Subatmosferik basınçlı yara pansumanı (SBYP) dır. Yara örtüsü ve bir bağlantı tüpü ile elektrikli bir pompa kullanarak yaraya aralıklarla ya da devamlı kontrollü subatmosferik basınç uygulamasıdır. Öncelikle kronik yaralarda uygulanan bu teknik daha sonraları akut yaralarda da uygulanmakta başarı göstermiştir.
İlgili aramalar: yara bakımı nasıl yapılır, yara pansumanı nasıl yapılır
Alzaymır Nedir?
1- Lisan bozukluğu, sorun çözme yeteneğinin kaybolması
2- Günlük hayatındaki bozukluklar
3- Eşyalarını kaybetme
4- Gidilecek ve dönülecek yerleri unutma
5- Kişiliğindeki değişiklikler
6- İnisiyatif kaybı ve vs gibi problemler
Alzaymır hastalığını geçiren yaşlılar hafıza kaybını gizlemeye çalışır. Amaçsız gezinmeler, eşya kaybetme veya saklamalar, uygunsuz cinsel hareketler, soruları tekrarlama, takip etmeler ya da edildiğine dair yersiz şüpheler, uyku ve beslenme gibi sorunlar yaşarlar. Alzaymır hastalığı kesin olarak ortadan kalkmaz ama tedavi edilerek hastalığın ilerlemesi engellenebilir.
13 Aralık 2015 Pazar
AKRABA EVLİLİĞİNDE RİSK NEDİR?
Ülkemizde yapılan evliliklerin yüzde 20 sini akraba evlilikleri oluşturuyor. Bu nedenle akraba evliliğinde doğacak olan çocukların özürlü doğma riski oluşuyor. Akraba evliliği yapmayı düşünüyorsanız evlenmeden önce mutlaka genetik danışmanlık almak için başvuru yapmanız da fayda vardır. Akraba evliliğinden doğacak bebeklerinin özürlü olma oranı normal evlilik yapanlara göre 2 katı daha fazladır. Gebelik öncesinde ve gebelik durumunda mutlaka gerekli olan bilgilerin edinilmesi büyük önem taşır. Danışmanlık için başvuran çiftler ilk olarak detaylı bir soy ağacı çıkartılmaktadır. Soy ağacında ailede herhangi bir anomali, zeka kusuru, düşükler ve ölü doğumlar tespit edilmişse risk daha da artabiliyor. Kişinin kalıtsal hastalıklarında taşıdığı bir çift genden her ikisininde bozuk olması sebebiyle doğacak bebeğin hasta olma riski olabiliyor. Bu genlerden yalnızca bir tanesinde bozukluk varsa o insanın kendisi sağlıklı bir hayat sürebilmesine rağmen kişinin hastalığın taşıyıcısı olduğu ortaya çıkıyor. Anne ve babanın her ikisinde de aynı bozuk gen var ise dünyaya gelecek olan bebeğin hastalığı meydana geliyor. Eğer ailede hasta bir çocuk doğduysa bir sonraki hamilelikte bebeğin hasta doğma riski yüzde 25 oluyor. Akraba evliliği yapacak olan çiftlerin Akdeniz anemisi tetkikini hamile ise ultrason muayenesini yaptırmaları gerekir.
12 Aralık 2015 Cumartesi
Zonanın Tedavisi
Zona, vücudun bağışıklık sistemi zayıfladığı sırada stres, şiddetli grip, kanser ve diğer hastalıklar ile oluşan vücuttaki virüs etkisini göstermeye başlar ve bunun sonucunda zona adı verilen hastalık hastalık ortaya çıkabilir. Zona virüsü suçiçeği hastalığına sebep olan virüsün oluşturduğu ağrılı vücut döküntüleridir. İnsan vücudunun kol, göğüs, karın ve yüz bölümünde tek taraflı kırmızı döküntüler ve çok şiddetli ağrılar oluşur. Zona döküntüleri ve ağrıları 3 hafta kadar devam eder. Zona hastalığında oluşan döküntüler için tedavi görmek şarttır. Ağrı kesici kremler ve virüsün yayıldığı bölümlere enjeksiyon tedavisi uygulanır. Çok ağrılı bir hatalık olan zona tedavisinde kremlere göre enjeksiyon ile sinir köklerine yapılan ilaçlar daha da etkilidir. Özellikle yaşlı hastalarda tedavi sonrası ağrılarda azalma olsa da hastalık tamamen iyileşme göstermeyebilir. Zona hastalığı ellili yaşlardan sonra daha sık görülebilir. Zona hastalığı çok zor ve ciddi bir hastalıktır. Hemen hastaneye başvurulup tedaviye başlanılması gerekir.
Kanser Ağrıları Nasıl Geçer?
Bel ve Boyun Ağrıları
Bel, bacak, kalça, sırt ve boyun ağrıları özellikle vücudumuz da bulunan kas, eklem ve sinir gibi dokuların ve diğer organların zarar görmesiyle başlar. Kronik ağrılar uzun süreli olan ağrılardır. Özellikle bel ve boyun ağrıları iş ve ev hayatımızı etkiler. Bu tür rahatsızlıklar hemen herkeste görülebilir. Doktor muayenesinden sonra fizik tedavi veya ilaç tedavisi uygulanır ama dikkat edilmez ise ağrılar tekrarlayabilir. Bel ve boyun ağrıları omurgamızı oluşturan kemiklerin arasındaki diskler patlayıp sinir köklerine baskı yapmasıyla meydana gelir. Bu ağrılar kola ve bacağa da vuran ağrılardır. Bel ve boyun ağrıları genellikle ağır yük kaldırmaktan, yapılan dengesiz hareketlerden ve doğum sonrasında ortaya çıkabilir. Erken ve doğru müdahale yapılarak ilerlemesi engellenmelidir. Aksi halde ağrıların şiddeti artar ve dayanılması zor bir hale gelebilir. Size verilen vücudunuzu güçlendirecek egzersizleri uygulayarak cerrahi müdahaleye gerek kalmadan iyileşme gösterebilirsiniz. Bel veya boyun ağrılarında cerrahi müdahale sonrasında geçmeyen ya da şiddetlenen ağrılar için özel enjeksiyon yöntemleri ile ameliyatsız tedavi uygulanır. Kateter denilen ince tüpler yardımıyla yapışıklık olan bölgeye ulaşılır ve ilaç tedavisi yapılır.
Çene Eklemi Hastalıkları
İlgili aramalar: çene tutulması, çene eklemi tutulması, çene eklemi sakatlığı, çene kayması
Bebekler Ek Gıdaya Ne Zaman Başlar?
Anneler bebeklerini iki yaşına kadar emzirirlerse, bebeklerinin gelişimi açısından önemli bu gıdayı onlara vermiş ve bebeklerinin bazı hastalıklardan korunması için bebeklerini daha sağlıklı bir hale getirmiş olurlar. Çalışan annelerin sabah işe gitmeden bebeğini emzirmeleri akşam geri döndüğünde ve gece bebeğini emzirmeye devam etmeleri gereklidir. Her ne kadar bir süre tek gıda olarak anne sütü almaya devam etseler de, anne sütü de bir yerden sonra bebeğinizin büyüyen midesini doyurmakta zorluk çekecektir. Bu yerden sonra ek gıdalara geçerek bebeğinizin ihtiyaçlarını eksiksiz tamamlayabilirsiniz. Bebeğinizin ek gıdalara başlama zamanı 6 aydan sonra başlar. Bebek ilk 6 ay mutlaka sadece anne sütü almalıdır. Bebeğiniz ek gıdaları almaya hazır olduğunu bazı hareketleri yaparak dikkat çeker. Mesela yemek yerken sizi izlemeye başlar ve masaya uzanır, bu ek gıdaları almaya hazır olduğuna işarettir. Bebeğiniz altıncı ayı tamamlayınca ek olarak taze meyve suları ve doğal yoğurtlar vererek ek gıdaya başlayabilirsiniz. Daha sonraları yavaş yavaş sebze çorbaları; mesela kabaklı ıspanaklı havuçlu çorbalar deneyebilirsiniz. Bebeğinizin damak tadını anladıkça ona göre karışık sebzelerden içine de biraz pirinç atarak çorba yapıp yedirebilirsiniz. Taze sütle yapılmış sütlü tatlılar, meyveli yoğurtlar ve pudinglerde ek gıdalar arasında yer almaktadır. Bunları doğal yollardan kendiniz hazırlayabilirseniz daha sağlıklı olacaktır. Çok katı gıdalara geçmeden bunlara başlayabilirsiniz.
11 Aralık 2015 Cuma
Anne Sütü Nasıl Arttırılır?
Bebeklerini emziren anneler sütlerinin bazen az geldiğini fark ederler. Anne sütü yediğiniz, içtiğiniz bütün besinlerden zengindir ve doğaldır. Bu sebeple annelerin beslenme şekillerine dikkat etmeleri ve düzenli beslenmeleri gerekir. Su anne sütünün artmasında en önemli rolün sahibidir. Unutmayalım ki vücudumuzun bile büyük çoğunluğu sudan oluşur. Su anne sütü için ana maddedir. Sonrası beslenmenize bağlıdır.
Emziren anneler yapması gerekenler
1- Günde en az 3 litre su tüketmek.
2- Emzirme döneminde diyet yapmamak. Diyet yaparak zayıflamaya çalışmak yanlıştır. Zaten emziren anne sağlıklı besleniyorsa zayıflar.
3- Her çeşit yemekten yemek, et ve sebze tüketmek.
4- Yeşil olan sebzelerden bol bol tüketmek.
5- Her çeşit meyve yemek.
6- Fırsat buldukça uyumak.
7- Sık sık emzirmek de anne sütünü artışında yararlıdır.
Kahve Kabızlık Yapar Mı?
Misafirliklerimizin vazgeçilmezi olan kahve evde ve iş hayatında özellikle yoğun tempoda çalışanlar tarafından çok tüketilen bir içeçektir. Beslenmeniz düzensiz ise sindirim sisteminiz iyi çalışmaz. Sabahları kahvaltı yerine bir bardak kahve içerseniz yeterli beslenmediğiniz için kahve zararlı bir hale gelir. Lifli yiyecek yemiyorsanız bol bol sıvı almıyorsanız bağırsaklarınız düzenli olarak çalışmaz. Haftada 3 kereden az tuvalete çıkıyorsanız mutlaka doktora başvurmalısınız. Bu durum ilerlerse başka hastalıklara yol açabilir. Kabızlığa neden olan yiyeceklerin başında çikolata, kahve, muz, kola, peynir, şeker, beyaz ekmek, kafeinli içecekler gelir. Yoğurt kabızlığa çok faydalıdır. Günde en azda 2 litre su içmelisiniz. İşte kahvede kafein içerdiği için kabızlığa neden olur. Kafein vücudu susuz bırakır. Kahveyi gelenek haline getirmeyip arada bir içmenizde fayda vardır. Kahve içmeden önce bir bardak su, içtikten sonra da mutlaka en az bir bardak su içmelisiniz.
10 Aralık 2015 Perşembe
Yeşil Çay Kabız Yapar Mı?
Günlük yaşamımızda sağlıksız içecekler yerine yeşil çay gibi vücuda faydalı olan içecekler tüketebiliriz. Son zamanlarda yeşil çayın faydaları daha çok konuşulmakta, daha çok tüketilmektedir. Bitkisel bir içecek olan yeşil çay, birçok hastalığın önlenmesinde faydalı olmaktadır. Bunlardan bazılarını sıralarsak kanser hücrelerinin çoğalmasını yavaşlatır, kolesterol tansiyon ve şeker hastalığına iyi gelir. Vücudunuzda bulunan yağları atmakta faydalı olan yeşil çay kalp salgında da koruyucudur. Metabolizmanız yavaş çalışıyorsa yeşil çay kullanarak hızlandırabilirsiniz. Yeşil çayın içerisinde bulunan antioksidanlar mineral ve vitaminler bir çok hastalığınızın tedavisinde yardımcı olarak bağışıklık sisteminizin güçlenmesinde rol oynar.
Diğer bütün bitkisel içecekler gibi yeşil çayımda dozunda kullanmalısınız. Herşeyin fazlasının zarar olduğu gibi yeşil çayı günlük kullanımızın dozunda olması gerekir. Fazla tüketmeye başlarsanız kabızlık yapabilir. Günde en fazla 1 veya 2 çay bardağı yeşil çay içmelisiniz. Yararlı olan yeşil çay fazla içilirse kabızlık, mide yanması, karın ağrısı gibi zararlı durumlar meydana getirebilir. Bazı insanlarda da tam tersine ishal yapabilir. Dozunda kullanılırsa faydalı bir içecektir.
Dört Aylık Bebekte Kabızlık
4 Aylık bebeklerde kabızlığa, diğer yaş gruplarına göre daha sık rastlanabilir. Özellikle bebek anne sütü almıyorsa mama veya pirinç unu gibi yiyeceklerle besleniyorsa kabız olma durumu çok artabilir. Annenin sütü doğaldır ve içinde hiç katkı maddesi yoktur. Bebekler için daha sağlıklıdır, sindirimi kolay olur daha faydalıdır. Bebeğiniz kabız olunca korkmayın. Bu kalıcı bir hastalık değildir. Bağırsakların çalışması yetersizdir. Bebek yeterince posalı yiyecek almıyorsa, sıvı tüketimi az ise bu nedenle kabız oluyordur. Bebeğinizi çok hareketsiz bırakmanız da bu durumu tetikler. Ona uygun hareketleri öğrenip kabızlık durumu yaşayan bebeğinizin rahatlamasına yardımcı olabilirsiniz. Anneler bebeği kabız olduğunda bu durumun en yakın gözlemcisi olarak hemen anlayabilirler. Bebeğiniz uzun süre kaka yapmazsa bu bebeği rahatsız eder, anne de sıkıntısı olduğunu anlar. Kabızlık ıkınmalı yapılan kakalar anlamına gelmez. Kabız olan bebek kakasını yapamaz. 4 aylık bebek her yiyeceği yemeyebilir. En sağlıklı olanı taze sıkılmış meyve sularıdır. Marketlerde hazır satılan meyve suları doktorlar tarafından da önerilmez. Şeftali suyu dışında özellikle kayısı suyu kabızlığa iyi gelir.
9 Aralık 2015 Çarşamba
Yaşlılarda Kabızlık
Yaşlı kişilerde kabızlık iştah azalmasına bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Düzenli beslenen kişilerde bile kabızlık olabilirken, yaşlılarda bunun ortaya çıkması kaçınılmazdır. Diğer bir şekli de hastalıklarına bağlı olarak psikolojik çöküntü ile de olabilir. Bol bol posalı yiyecekler yemeli, aç karnına bir bardak ılık suya limon sıkarak içmek yaşlılara iyi gelecektir. Yaşlılıkta kabızlığa neden olan durumlar.
Ağızdaki dişlerin azalması ya da olmaması
Apseler
Çatlaklar
Fistüller
Hemoroid
Bağırsak hastalıkları
Hareketsizlik
Az sıvı almak
Yeterli beslenmeme
Şeker ve benzeri hastalıklar ile bunlar için kullanılan ilaçlar
İlgili aramalar: yaşlılarda kabızlık neden olur, yaşlılarlarda kabızlığın nedenleri, yaşlı insanlarda kabızlık niçin olur
Kabızlıktan Nasıl Kurtuluruz?
Bol bol su içmek,
Lifli yiyecekler yemek,
Gün içerisinde mutlaka hareket etmektir.
Bunlara rağmen kabızlığınız geçmiyorsa hemen bir doktora başvurun, doktor kontrolünde ve tedavisi doğrultusunda ilaç kullanmaya başlayabilirsiniz. Diyetisyene gitmek de faydalı olabilir.
İlgili aramalar: kabızlıktan nasıl kurtuluruz, kabızlıktan kurtulmak için neler yapmalıyız, kabızlık nasıl geçer, kabızlığı ne geçirir
Kabızlık Nasıl Olur?
İlk olarak kabızlık tam olarak nedir, bu konu hakkında bilgi sahibi olmamızda fayda vardır. Kabızlık bir kişinin bağırsaklarının hareketinin yavaşlaması ve ya ara ara hareketlenmesinden oluşan bir hastalıktır. Kabızlık her insanda zaman zaman görülebilen bir rahatsızlıktır. Kabızlık denildiğinde ilk olarak aklımıza tuvalete çıkamamak gelir. Normal sağlıklı bağırsaklara sahip olan insanın günde üç kere veya haftada üç kere tuvalete çıkması olağandır. İnsanın dışkılaması, gün içindeki hareketliliğine, aldığı sıvı miktarına, yediği yiyeceklere bağlı olarak değişebilir. Bu sebeple gün içerisinde sağlıklı ve düzenli beslenmeye, bol bol su içmeye dikkat emeliyiz.
Birkaç çeşit kabızlık vardır. Bunlar;
- Kronik hastalıklar sonucu oluşan kabızlık.
- Kullanılan ilaçlarla oluşan kabızlık.
- Hemoroid, apse, enfeksiyon ve vücuttaki su kaybıyla başlayan kabızlık.
- Mekanik kabızlık dediğimiz nedenlerden biri sıvı kaybı ve durumda dışkının hapsettiği su ve bu nedenle hacminin azalması.
8 Aralık 2015 Salı
Tendon Hastalığı
Tendon hastalığı genelde fizik-tedavi ortopedi ve nöroloji bölümünde tedavi olan hastalarda olabiliyor. Bu bölümlerde muayene olan hastaların bir bölümünün yumuşak doku romatizmalı olmasında kaynaklanıyor. Tendon, kas ve kemik arasında uzanan yuvarlak dokudur. Tendonlar gerilmeye karşı esnek bir yapıdadırlar. Tendon hücreleri birbirlerini sürekli olarak yenileyerek oluşan hasarları gidermekle birlikte hasarın kapasitesinden fazla olması veya onarımın azalması sonucunda da ortaya çıkan hastalık tendom hastalığıdır. Tendon hastalığının belirtileri ağrı fonksiyon kaybıdır. Tendon hastalığının erken tedavi ile ilerlemesi kronikleşmesi ağrılarınız azalması önlenebilir. Bu hastalıkta tendon kopmuşsa cerrahi müdahale ve rehabilitasyon gerekebilir. Ağrılar fizik tedavi ve ilaçlarla kontrol altına alınabilir. Tedavide ilaç tendonun içine ya da çevresine enjekte edilmelidir. Tendon tedavisinde kortizonlu ilaçlar kullanılacaksa bunun tendonun içine enjekte edilmesi gerekir. Bu ilaç ağrıların azalmasını sağlar ama halen bu da tartışmalıdır. Zira kortizon tendonları zayıflatabilir.
İlgili aramalar:
Menopoz Döneminde Adet Kanaması Görülür Mü?
Menopoz sürecine giren bir kadında normal adetler ve adet arası görülmekte olan kanamalar oluşmaz. Aylık hormon tedavisi esnasında görülmekte olan düzenli kanamalar hariç tutulursa meydana gelen herhangi bir vajinal kanamaya "menopozdan sonra kanama", "menopozda kanama" ya da "postmenopozal kanama" isimleri verilir.
Menopozdan sonra süreçte kanama şikayeti hiç bir zaman normal kabul edilemez, genelde bir sorun göstergesidir ve her zaman araştırılışı gerekir.
Nedenler iyi ayırt edilmeli
Menopozdan sonra süreçte kanama şikayeti olan kadınların mutlak suretle jinekolojik olarak değerlendirilişi gerekiyor. Bu kanamaların bazısı kadın hastalıkları haricinde nedenlerden olabilir, öncelikli olarak bunlar ayırt edilmelidir.
Menopozdan sonra kanamaların en fazla görülmekte olan sebebi hormon ilaçlarının kullanılması. Osteoporoz ve yaşam kalitesini yükseltmek amacı ile verilen uzun dönem hormon uygulamaları, birtakım hastalarda düzenli adet benzeri kanamaların oluşmasına neden olabilir Bu tür ilaç alan hastalarda kanamalar da düzensiz oluyorsa, yine doktora başvurmakta fayda bulunmakta.
Günümüzde kullanılan ve kanamaya neden olmayan hormon ilaçları bulunmakta. Bu ilaçlarda da ilk üç ay lekelenmeler, düzensiz kanamalar olabilir, fakat sonrdan olan her çeşit kanama mutlak suretle araştırmalı.
Bazen idrar yollarından ya da bağırsaklardan gelen kana* malar da bu çeşit vajinal kanama* larla karışabilir.
Menopoz dönemindeki kanamanın kaynağı ne olabilir?
Rahim ağzı (Serviks): Buradan kaynaklı olan polip veya başka çeşit iyi ya da kötü huylu kitleler kanama yapabilir. Rahim ağzı kanserlerinin en erken bulgularından biri yine kanama olabilir ve denetimi yalnızca jinekolojik bir muayeneyle yapılabilecek kadar kolaydır.
Rahim: Rahim iç tabakasının (endometrium) aşırı incelmesi veya kalınlaşması (endometrial hiperplazi), burada oluşmuş bir polip, miyom veya başka çeşit iyi veya kötü huylu kitleler, birtakım ilaçlar gibi türlü nedenler kanama yapabilir.
Vajina: Menopozla beraber meydana gelen vajinal atrofi ve kuruluk neticesinde ilişkiye bağlı travmayla kanamalar olabilir. Aynı şekilde vajinadan kaynaklı olan bir parça kanamaya sebep olabilir.
Menopozdan sonra gelişmekte olan bir kanamanın tedavisi bütünüyle kanamanın nedenine bağlıdır, çokluk aşağıdaki sırayla sebep araştırılır:
* Menopozdan sonra kanama sıkıntısıyla gelen hastaya öncelikli olarak kanamanın kaynağını belirlemek amacı ile ayrıntılı bir jinekolojik muayene yapılmaktadır.
* Spekulumla vajina içerisinde ve rahim ağzında bir sorun var mı diye bakılır.
* Bunun haricinde ultrasonografiyle rahim ve yumurtalıklar değerlendirme yapılmaktadır. Bazı özel metodlarla rahim iç duvarını izlemek gerekebilmektedir.
* Menopozdan sonra süreçte rahim içerisinden kanaması olan her hastaya biyopsi (probe küretaj) yapılması gerekir. Bu işlem hatta menopozdan sonra kontrollerde rahim iç zarı (endometrium) 4* 5 mm.’den kalın olan hastalara bile, kontrol amacıyla yapılmaktadır.
Özetle menopoz esnasında meydana gelen sebebi bilinemeyen herhangi bir kanama için "Önemli değil geçer ya da geçti" dememeli, muhakkak bir doktora danışmalıdır.
İlgili aramalar: menopoz döneminde adet kanaması olur mu, menopoz döneminde kanama neden olur? menopozdayken adet görülür mü, adet kesilmesi menopozun habercisi mi
3 Aralık 2015 Perşembe
Adet Düzensizliği Nasıl Anlaşılır?
İlgili aramalar: adet düzensizliği nasıl anlaşılır, adet düzensizliği nedir, adet düzensizliği nasıl olur, adet düzensizliğin belirtileri nelerdir
Gizli Şeker Nedir?
İnsanların vücudunda bulunan kan şekeri normalden yüksek seviyede olmasına rağmen yine de şeker hastalığı tanısı konacak kadar yükselmiyorsa bu gizli şeker belirtisidir. Buna gizli şeker(pre-diyabet) denilmektedir. Kalp ve damar hastalıkları, normal insanlara göre, gizli şekeri olan insanlarda daha fazla görülmektedir.
ŞEKER HASTALIĞINDAN KURTULMAK İÇİN NELER YAPMALIYIZ?
Doktorunuzun önerdiği diyet, egzersiz ve ilaçlara uymalısınız.
Şeker ölçümünüzü düzenli olarak yaptırmalısınız.
Sigara içiyorsanız ilk fırsatta bırakmalısınız.
Tansiyonunuz yükseliyorsa düşürmek için neler yapmanız gerektiğini öğrenmelisiniz.
Her sene göz doktoruna giderek göz muayenesi yaptırmalısınız.
Böbrek hasarına karşı, kan ve idrar testlerinizi düzenli olarak yaptırmalısınız.
Kan yağı ölçümlerinizi yaptırmalısınız.
Sinir hasarına karşı el ve ayaklarda karıncalanma ve yanma hissi, his azalması varsa doktorunuza mutlaka söylemelisiniz.
Gebe iseniz veya gebe kalmayı istiyorsanız şekerinize mutlaka baktırmalısınız ki ileride olabilecek herhangi bir şeker riskini kontrol altına almış olursunuz.
İlgili aramalar: gizli şeker nedir, gizli şeker nasıl olur, gizli diyabet hastalığı nedir, şeker hastalığından nasıl kurtuluruz
2 Aralık 2015 Çarşamba
Bebeklerde Beslenme Önerileri
Bebekler çok fazla yemekler yiyemezler. O nedenle dengeli beslenme içinde olmaları gerekmektedir. Bebeğinizin rutin doktor kontrolleri esnasında hemşire ve doktorunuzdan beslenme ile ilgili bilgiler alıp bunları uygulayabilirsiniz. Her ayda ve her yaşta neler yediğini bilmeniz gerekir. Bebeğinize protein içerikli et peynir ve karbonhidratlı makarna pirinç ayrıca taze meyve sebzelerden yapılmış öğünler oluşturup beslerseniz başarılı olursunuz ve sağlıklı bir bebeğiniz olur. Bebeğinizin aldığı kiloya bakarak doktorunuz sağlıklı beslenip beslenmediğini hakkında size bilgi verebilir. Yeterince meyve ve sebze tüketimi yapmıyorsa bebeğiniz için doktorunuzdan vitamin desteği alabilirsiniz. Vitamin desteğine başlamadan mutlaka doktorunuza danışmalısınız. Yemek yerken huysuzlanan bebeğiniz için meyveleri minik minik parçacıklar yapabilirsiniz. Makarna da küçük çatal ve tabaklarla neşeli bir şekilde bebeğin önüne konulursa yemesi kolay olacaktır. Bebeğinizin yemek saatleri dışında ara öğünlerine de dikkat etmeniz gerekir. Ara öğünlerde taze sütle yapılmış pudingler ve meyve salataları, sütlü tatlılar hazırlayabilirsiniz.
Bebeklerin Kabızlığı Nasıl Geçer?
Kabızlık bebeklerde ve çocuklarda sık meydana gelen bir rahatsızlıktır. Bebeklerin büyük tuvaletlerini yapması gerçekten çok önemlidir. Annelerimizin en çok karşılaştığı sorunlardan bir tanesi kabızlıktır. Bebeğiniz anne sütü alıyorsa kabız olması mama alan bebeklere göre daha düşüktür. Anne sütünün hazmı kolaydır. Her beslenmeden sonrada kaka yapabilir. Bu durumda bebeğinizin ishal olduğunu düşünmemeniz gerekir. Bebeğiniz mama alıyorsa kabız olabilir. Bu süre 4 veya 5 gün sürebilir. Kabızlığa müdahale etmek için acele etmemek gerekir. Bebeğinizin kaka yapması bazen normalden biraz uzun sürebilir. Fakat kusma veya karın şişliği gibi durumları varsa doktorunuza danışmanız gerekmektedir. Emziren Annenin kabız olması da bebeği kabız yapabilir. Annelere tavsiyemiz bol bol sıvı tüketip kabız olmamaya dikkat etmeleridir. Bebeğiniz kabızlık problemi için doktorunuza danışarak fitilde kullanabilirsiniz.
Bebek Ağlarsa Ne Yapmalıyız?
Bebeğiniz kendi kendini sakinleştirme ve ağlamayı yatıştırma kabiliyetini daha henüz edinememiştir. Tabiî ki bu bazen onun ağlamaya bırakılmayacağı anlamına gelmez fakat ilk olarak kontrol etmemiz gereken onun ihtiyaçlarını giderip bebeğinizin rahat uyuyabileceği bir yer hazırlamaktır. Annelik içgüdüsüyle onu sürekli yanımızda veya aynı yatakta uyutmamalıyız.
Bebek Ağladığında Ne Yapmalıyız?
Bebeğiniz ağlamaya başladığı zaman yanına gitmek tabi ki ilk adımdır.
Bebekler neden ağlarlar?
Aklımıza bebekler neden ağlarlar sorusu gelir, bunun için farklı ağlama şekillerini öğrenmeye çalışabiliriz. Herhangi bir şeye ihtiyacı olup olmadığını anlayabilmek için altına bakabilir' eğer altı kirli ise yavaş ve nazik hareketlerle bezini değiştirebilirsiniz. Uzun süreli olarak altı açılmazsa pişik olabilir ve ağlaması artar. Fakat bunları yaparken abartmayın, sürekli ağlamasın diye de aynı işlemleri yapmayın. Altının ıslak olmadığından, aç olmadığından ya da ağrısı olmadığından emin olduğunuzda, sakinleştirici yöntemler deneyebilir veya bebeği kendi haline bırakabilirsiniz. Gaz sancısı çekiyorsa bebeğinizin sırtına hafifçe masaj yapabilir, doktorunuzun tavsiye edeceği gaz damlalarını kullanabilirsiniz. Belki de çok heyecanlı ve hareketli uzun bir dönemin ardından gözlerini açtığı yeni ortama alışmaya ve sadece deşarj olmak istiyordur. Yaptığınız herşeye rağmen çok uzun süre ağlamaya devam ediyorsa bir çocuk doktoruna götürmekte fayda vardır.
Kış Aylarında Bebek Cilt Bakımı
Bebeklerin ciltleri hassas, ince ve naziktir. Bu nedenle dış etkenlerden, kuru ve soğuk havadan daha çabuk etkilenebilirler.
Bebekleri kış aylarında havanın bu kötü etkilerinden bazı önlemler alarak korumak mümkün. Kış aylarında bebeklerimizin sıvı tüketimine dikkat etmeliyiz. Terlemenin azalması sözkonusu olduğu için, soğuk ve ayaz havalarda cilt tahriş olur ve kurur. Özellikle her banyodan sonra bebe yağıyla ciltlerini nemlendirmemiz gerekir. Çünkü bebeğin derisi kuruduğunda ciltte çatlaklar ve deri dökülmesi meydana gelebilir. Ayrıca bebeklere banyo yaptırırken bebe şampuanlarının kullanılması, cildi tahriş etmeyen sabunların kullanılması önerilir. Bebeğinizi liflerken onun cildini tahriş etmeyecek yumuşak ipli lifler kullanılmalıdır. Normal bebeklerde de görülen cilt kuruluğu, atopik bünyeli bebeklerde daha çok abartılı olabilir.
Bebeklerde seborenin gelişmemiş olması sebebiyle, bebeklerin saçlı derileri biz yetişkinler gibi sık yağlanıp kirlenmez. Haftada bir veya iki yıkama yeterli olmaktadır. Bebeğinizin el ve yüz temizliğinin alkolsüz mendillerle veya ıslak bezle yapılması gerekir. Cildin nemini kaybetmemesine dikkat edilmelidir. Havanın ve rüzgarın kötü etkilerine karşı, kış mevsiminde bebeğimizi dışarı çıkardığımızda vücutlarını sıkıca örtecek giysiler giydirmeliyiz. Küçük çocuklara da kış mevsiminde külotlu çoraplar giydirmek, bacaklardan ve ayaklardan gelecek havanın direncini kırarak hem soğuktan hem de soğuğun cilde vereceği zararlardan çocuğumuzu korur.
1 Aralık 2015 Salı
Şeker Hastalığının Nedenleri ve Çeşitleri
Hayatımız boyunca gündelik yaşamamızı devam ettirebilmemiz için vücudumuzun glikoz dediğimiz bir çeşit şekere ihtiyacı vardır. Vücudumuz bu ihtiyacını nişastalı ve şekerli gıdalardan alır. Sindirim sistemimiz sayesinde, bu gıdalar glikoza çevrilerek kana karışır.Vücudumuzun .glukozu enerji olarak kullanabilmesi için pankreas denilen organımız insülin üretir. Pankreas insülin yapamadığında glikozu (şeker) kullanamaz ve kanımızdaki bu glikoz yükselir ve giderek artar. Bu "şeker hastalığı" dediğimiz hastalığa çevirir.
Şeker hastalığı, diyabet 1 ve 2 olarak ikiye ayrılır. Diyabet 1 genç yaşlarda başlar vücuttaki insülin miktarı ya azdır ya da tamamen bitmiştir. Diyabet 2 dediğimiz şekerde yetişkinlerde insülin üretimi eksikliğinden meydana gelmektedir. Şeker hastalığı her yaşta görülebilir. Bazı kişilerde risk artmaktadır. Bunlar şişman olanlar, ailede varsa, strese bağlı olanlar, 4 kilogramdan fazla doğan bebeklerde diyabet riski artar. Şeker hastalığının bazı belirtileri vardır. Bunlardan bazıları sık idrar yapma, ağız kuruması, cilt yaraları, çok su içme ve sık sık enfeksiyon geçirmektir.
Bebeğin Çamaşırları Nasıl Yıkanmalıdır?
Bebeklerin kıyafetlerini gelişigüzel çamaşır makinesine atamazsınız. Dikkatli olmanız gereken bazı önemli noktalar vardır. Hamilelik devam ederken bebeğinizin kıyafetlerini neyle ve nasıl yıkayacağınızı ögrenmeye çalışmış ve bununla ilgili büyüklerinizden bilgiler almaya çalışmış olabilirsiniz. Bebeğinizin çamaşırlarını özellikle iç çamaşırlarını zıbın ve vs. kıyafetlerini yıkarken dikkat etmeniz gereken bazı önemli noktalar vardır. Bunlara gelin birlikte değinelim.
1. Giydirmeden önce yıkanması
Bebeğinizin tenine temas edecek her şeyi önceden yıkamanızda fayda vardır. Temizlemenin yanı sıra kir, toz ve gözle görünmeyen mikroplardan arındırmış, çamaşırlarda oluşabilecek bakterileri engellemiş olursunuz. Mağazalardan yeni alınan kıyafetler uzun süre beklemiş bakteri oluşmuş olabilir. Bebeğinize yeni gelen hediye kıyafetlerini de mutlaka yıkayın. Yeni kıyafetlerde tüyler ipler bebek terlediğinde cildine yapışır ve kaşındırır. Bunlara da dikkat etmeniz gerekir. Ayrıca giyecekleri korumak için üzerinde bulunan kimyasallar bebeğinizin hassas tenine zarar vermesini engellemiş olursunuz. Sadece bebekler için değil kendimiz için de yeni aldığımız kıyafetleri mutlaka ilk olarak yıkayıp sonra giymeliyiz.
Bebeğinizin cildine temas eden nesneler
Çamaşırlar (tişörtler, fanilalar, külotlar, çoraplar ve uyku tulumu)
Mama önlüğü
Çarşaflar, battaniyeler, diğer kumaşlar...
Bebek battaniyeleri
Annenin kıyafetleri
2. Hangi deterjanı kullanmalıyız?
Marketlere deterjan almaya gittiğiniz zaman raflarda bir çok seçenek göreceksiniz. Bunların arasından kullanacağınız deterjanın formülünde ne kadar az boya ve parfüm olursa o kadar iyidir. Bebekler için yapılmış deterjanlarda varsa onları da kullanmanız gerekir. Bebeğinizin gelişim sürecinde kimyasallara alerjisi olmadığını öğrenince kullanmanız daha iyi olur.
İlgili aramalar: bebeğin çamaşırları nasıl yıkanmalı, bebeğin kıyafetleri nasıl yıkanmalıdır, bebeğimin çamaşırları için hangi deterjanı kullanmalıyım