Bu şekerlerin metabolizma (dönüşüm) hastalığı, yalnızca en azından başlangıçta kanda anormal bir şeker oranıyla ve idrarda şekerle ortaya çıkar. Eskiden şeker hastalığı hamileliği anne ve çocuk için tehlikeye atıyordu. Bugün, uzmanlaşmış merkezlerde tıbbın ilerlemesi, tehlikeleri kayda değer bir biçimde azaltır. Doğum öncesi ölüm oranı son yıllarda beri nüfusta gözlemlenen sayılara yaklaşacak kadar düştü. Bazı sorunlara yine de sık rastlanıyor. Hamileliğin sonunda atardamara bağlı yüksek tansiyon, hidroamniyo ve cenin sorunları belirtileri. Eğer şeker hastalığı kötü denetlenmişse, başka sorunlar da çıkabilir: Artan düşükler, ceninde oluşum bozuklukları ve hamileliğin son haftalarında cenin ölümleri gibi.
Hamilelikten önce şeker hastalığı biliniyorsa, hamilelik şu koşullarda sorunsuz yürür:
- Hamilelik diabetologla 'hazırlanırsa': Hekim size çok sıkı bir rejim verir, günlük insülin ölçülerini en azından üç enjeksiyona böler, böylece çok sık glisemik oto-gözetim incelemelerini sağlar (günde 6 kez). Çünkü annenin kötü dengelenmiş şeker hastalığının bedeli, embriyon yaşamının ilk haftalarında oluşan cenin oluşum bozuklukları olabilir. Diğerlerinden %11 iken, 'hazırlıklı' annelerde %1,2 doğuştan anormallik belirleniştir.
— Yazılan tedavi ve rejim tamı tamına izlenirse,
- Kadın doğumcu ve diabetologa çok düzenli olarak (iki haftada bir) gidilirse,
- Eğer gerekirse hamile kalmadan önce ya da eğer daha önce yapılmamışsa, hamileliğin başlangıcından şeker hastalığını dengelemek için ve daha nadiren en küçük bir sorunun ortaya çıkmasıyla hamileliğin sonunda hastaneye yatmayı kabul ederek.
Hamilelik boyunca süren bu dikkatli gözetim sayesinde, hamileliğin sonunu tahmin etmek kolaylaştı. Doğum genelde zamanında oluyor ancak 38-39 haftada yapıldığına da sık rastlanır.
Sezaryen zorunlu değildir ancak şeker hastası olmayanlarda uygulandığından daha sık uygulanır. Yeni doğan çocuk -genelde şişmandır- yaşamının ilk günlerinde gözlenmelidir. Çünkü genelde hipoglisemikter (kanda şeker oranı düşüktür). Şeker desteği -toplardamar yoluyla ya da sürekli beslemeyle- genelde gereklidir.
Şeker hastalığı hamilelik sırasında da keşfedilebilir. Bazen hamilelikten önce de vardır da bilinmiyordur ve varlığını sürdürecektir. Ama genelde söz konusu olan, "hamileliğe bağlı şeker hastalığı" dır. Hamilelikteki hormon değişimlerinden kaynaklanmıştır ve doğumdan sonra kaybolacaktır. Hamileliğe bağlı şeker hastalığı, şeker hastalığı bilinen birindeki ciddiyetle tedavi edilmelidir. Rejim bazen kandaki şeker oranını çok iyi denetlemeyi sağlayacaktır ancak çoğunlukla rejime insülinli bir tedavi de eklemek gerekir. Kısa bir süre hastaneye yatmak, insülinin yoluna konması ve günlük bakımlar için tam bir özerklik kazanmayı sağlayacak teknik bir öğrenim (enjeksiyon, glisemik otokontrol, ölçülere alışına) için gerekecektir. Bu durumda, insülin tedavisi doğumdan sonra durdurulacaktır. Yine de ileride de kandaki şeker oranını, özellikle östro-projestatif doğum önleme (olabildiğince kaçınılmalı) ya da yeni hamilelik durumunda denetlemek yararlı olacaktır. Aşırı şişman kadınlarda uygun hipokalorik bir rejimle gönüllü zayıflama şeker hastalığının yeniden ortaya çıkması tehlikesini azaltacaktır.
Bazı kadınlar hamileliğe bağlı şeker hastalığını geçirme tehlikesine diğerlerinden daha yakındırlar:
* Oldukça aşırı kilolular.
* Yakın ailelerinde şeker hastası bulunanlar (ebeveynler, kardeşler).
* Daha önce aşırı şişman çocuklar ya da ölü çocuk dünyaya getirmiş olanlar.
* Daha önce hap aldıklarında kandaki şeker oranları yükselmiş olanlar.
Bu durumlar hekime bildirilmelidir.
Nihayet, geriye birçok kadını çok endişelendiren bir sorun kaldı: Hamilelikte yapılan bir idrar tahlili sırasında, şeker keşfediyorsunuz. Çok fazla telaşlanmayın. Onda dokuz görülür bu. Söz konusu olan, hamilelikle ilişkili olarak böbrekte basit bir süzme anormalliğidir. Yine de yükselmesi şeker hastalığını ifade eden kanınızdaki şekerin oranını ölçmesi için hekime bunu bildirin.