Güneş ışınları dünyamıza ozon tabakasını geçerek ulaşır. Öğle saatlerinde güneş ışınları dik açılarla geldiği için ozon tabakasında yeteri kadar süzülemezler. Oysa sabah ve akşam saatlerinde yeryüzüne ulaşırken ozon tabakasında daha uzun bir yol katederler bunun içinde daha iyi bir süzme işlemi gerçekleşir. Daha iyi bir süzme olduğu için güneşin zararlı ışınları öğle saatlerine göre çok daha az etki etmektedir. Güneş yanığına sebep olan işte bu yeterince filtre edilemeyen güçlü güneş ışınlarıdır, bu yüzden öğlen saatlerinde güneş daha yakıcı olur. Güneş yanıkları genellikle bilinçsiz bir şekilde güneş ışınlarına maruz kalmaktan olur. Daha çok güneşin yakıcı olduğu saatlerde güneşte uyudukları için yanarlar.
Güneşin dünyaya inen 2 farklı ışını vardır. Bunlar Ultraviyole A ve Ultraviyole B ışınlarıdır. Bu ışınlarda ultraviyole B derinin üst tabakasına etki ederek bu bölgeyi yakarken ultraviyole B dediğimiz ışınlar ise derini alt tabakalarını yakar. Üst tabakaya etki eden ultraviyole B ışınları derinin kızarmasına, kabarıp sulanmasına ve daha fazla maruz kalınmışsa su toplamasına sebep olur. Ultraviyole A ışınlarının meydana getirdiği yanıklar etkilerini daha geç gösterir. Güneş ışınlarına maruz kaldıktan 3-4 gün sonra deride kızarıklık, morarma gibi bir durum söz konusu olursa bu da ultraviyole b ışınlarının sebep olduğu yanıklardır. Her iki tür güneş ışınına da maruz kalmak can yakıcı bir durumdur. Cilde acı verir ve yanma hissi görülür. Bu bölgelerde dokunma ile bile ağrı oluşur. Döküntü ve sulanmalar da görülebilir.
Aramalar: güneşin zararları nelerdir? güneş ışınlarının cilde zararları, güneş neden yakar?