Yunanca (Pan) keçi ayaklı bir yarı Tanrı'ya verilen isimden kaynaklanmıştır. Hayvan ve insanlarda aniden patlak veren korku krizine panik denir.
Hemen hepsi birbirinin aynı şekilde ortaya çıkar. Kalp çarpıntısı, vücutta titreme, baş dönmesine benzer haller, tutukluk, soğuk ter, solunumun sıklaşması, el ve ayakta kramplar halinde oluşur. Bunu müthiş bir ölüm korkusu gibi tırmanan korku nöbeti izler.
Almanya'da yapılan bir araştırma, panik atak nöbetine yakalanan insanların sayısının bir milyona yakın olduğunu ortaya koymuştur. Kadınlarda izlenen panik sayısı erkeklerin iki katıdır. Bu tür krize yakalanan insanların genellikle tümü sağlıklı bir vücuda sahiptir. Birkaç dakika süren krizin hamen ardından yine normal hallerine dönerler, yeter ki dünyalarını karartan korkudan korkma hali söz konusu olmasın.
Uzun bir zaman bu tür insanlara isterik gözüyle bakıldı. Sakinleştirici ilaçlar verildi. Günümüzde de yaklaşık olarak aynı yöntemler izlenmektedir. Çünkü rahatsızlığın tam nedeni anlaşılamamaktadır. Bazen paniğin nedenleri için yapılan araştırmalar boş yere yıllarca sürmüştür.
Panik hastalığının nihayet bedensel bir arızadan kaynaklanmadığı, hasta olan kişinin vücudu olmadığı, ruhu olduğu saptanmıştır. Hastalar giderek daha çaresiz, zavallı duruma düşmektedir. Çoğu kendini içkiye vermekte bazıları ise avuç dolusu ilaçlar almaktadırlar. Kriz anında hastaya yardımcı olmak, şimdiye dek mümkün olmamıştır. Ancak kriz ilaçlarla ertelenebilmekte, önlenebilmektedir. Daha önemlisi paniği oluşturan esas nedeni bulup ortaya çıkaracak bir tedavi uygulamaktır. Hastanın panik haline nasıl uyum sağlayabileceği yolunda bir davranış tedavisi görmesi de yararlıdır. Avrupa'da bazı üniversite kliniklerinin, özellikle sinir hastalıkları bölümünde panik hastaları için özel yardım sağlanmaktadır.