Neonatal Konvülziyonlar ve Tedavisi (Yenidoğan bebekte konvülziyon ve tedavisi)
Makaleden bir kısım;
Neonatal Konvulziyonlar / Tedavi
Tekrarlayan ve uzun süreli konvulziyonlar nörolojik hasara yol açtığından neonatal konvulziyonların tedavisi geciktirilmeden düzenlenmelidir (1). Neonatal konvulziyonlar tedavi edilirken altta yatan fizyolojik ve metabolik bozukluklar, konvulziyonun süresi ve tekrarı göz önüne alınmalıdır. Konvulzif ya da şüpheli konvulzif hareketleri gözlenen yenidoğan bebeğin öncelikle ventilasyon ve perfüzyonu garanti altına alınmalıdır. Hasta stabilize edildikten sonra konvulziyonun olası nedeni hızla aydınlatılmalıdır. Konvulziyonun altında yatan metabolik neden biliniyor ya da kısa sürede ortaya konulabiliyor ise öncelikle bu nedene yönelik tedavi uygulanmalıdır. Hipoglisemi, hipokalsemi, hipomagnezemi, hiponatremi ve hipofosfatemi gibi geçici metabolik bozukluklar nedeni ile gözlenen konvulziyonların tedavisi bu bozuklukların uygun şekilde düzeltilmesinden ibarettir.
Yenidoğan döneminde konvulziyona yol açabilen doğumsal metabolik hastalıklar spesifik diet ya da kofaktör tedavilerini gerektirmektedir.
Antikonvulzan tedavi: Yenidoğan konvulziyonlarında kullanılan ilaçların optimal idame dozları, sadece EEG ile saptanan “elektrografik konvulziyonlar”ın tedavisi ve antikonvulzan tedavinin süresi konusunda uzlaşma sağlanamamıştır. Antikonvulzan tedavinin başlanması, sürdürülmesi ve kesilmesinde altta yatan neden, hastanın klinik bulguları ve EEG bulguları göz önüne alınmalıdır. Geçici bozukluklar nedeni ile başlanan antikonvulzan tedavinin olası yan etkileri nedeni ile gereksiz uzatılmasından kaçınılmalıdır.
1- Fenobarbital: Gamma-aminobutrik asit (GABA) inhibisyonunu artırıp, glutamat eksitasyonunu azaltarak etki gösterdiği düşünülmektedir. Pekçok merkezde birinci basamak tedavi olarak kabul edilmektedir (2). Fenobarbital intravenöz olarak 20-40 mg/kg dozundan 1-2 mg/dk hızında yüklenir (3). Kardiopulmoner depresyon açısından hasta yakından izlenmelidir. İntramuskuler ve oral olarak da verilebilmektedir. IM yol kullanıldığından doz %10-15 artırılmalıdır. Oral yol stabil olmayan ve sık nöbet geçiren hastalarda tercih edilmemelidir. İdame dozu 3-4 mg/kg/g olarak başlanıp, serum düzeyi ile titre edilir.
2- Fenitoin: Voltaj bağımlı sodyum kanallarını bloke ederek etki göstermektedir. Lipid çözünürlüğü iyi olduğundan hızla santral sinir sistemine ulaşır. Suda çözünürlüğünün kötü olması ve yüksek pH’sı nedeni ile intramuskuler yoldan verildiğinde doku hasarına yol açmaktadır. Fenitoin yüklemesi 15-20 mg/kg dozundan 1 mg/dk hızında intravenöz olarak yapılır (3). Solunum depresyonu, kardiak aritmi ve hipotansiyon açısından hasta yakından izlenmelidir. İdame tedavi 3-4 mg/kg/g dozundan başlanıp, serum düzeyi ile titre edilir.
3- Benzodiazepinler: GABA-A reseptörü aktivasyonu ile GABA inhibisyonunu artırarak etki göstermektedirler.
a. Diazepam: tek ya da tekrarlayan dozlarda ya da infüzyon ile kullanılabilir. Yükleme 0,25 mg/kg dozundan intravenöz yol ile yapılır. Sürekli infüzyon dozu 0,3-0,8 mg/kg/st olarak kullanılır. Hipotansiyon, apne ve letarji gözlenebilir. İntravenöz formunda bulunan sodyum benzodiazepin bilirubinin albuminden ayrılmasına yol açabilir.
b. Lorezepam: 0,05-0,1 mg/kg dozundan intravenöz yoldan verilip gereğinde 0,05 mg/kg dozundan tekrarlanabilir.
c. Midazolam: Yükleme 0,2 mg/kg dozundan intravenöz yoldan yapılır. İnfüzyon 0,1-0,4 mg/kg/st dozundan verilebilir.
4- Piridoksin: Standart antikonvulzan tedaviye yanıt vermeyen her olguda mutlaka piridoksin denenemelidir. Eğer mümkün ise EEG monitorizasyonu ile verilmelidir. 100 mg piridoksin ile EEG’de düzelme gözlemez ise 10 dakika ara ile aynı dozdan tekrarlanabilir.
5- Folinik asit: B6 denemesine yanıt alınamayan olgularda oldukça nadir görülmekle birlikte folinik asite yanıt veren konvulziyon akılda tutulmalıdır. BOS örneği alındıktan sonra 4 mg/kg/g dozundan başlanabilir Tedavi başlandıktan 24 saat sonra konvulziyonların durması beklenmektedir.
6- Diğer tedavi seçenekleri: Klonezepam, lidokain, paraldehid, karbezepam, sodyum valproat, lamotijin ve vigabatrin yenidoğan konvulziyonlarının tedavisinde denenmiş diğer ilaçlardır.
Antikonvulzan tedavinin süresi: Antiepileptik ilaçların gelişmekte olan beyin üzerinde kalıcı etkileri söz konusu olduğundan tedavi mümkün olan en kısa sürede sonlandırılmalıdır (4). Antikonvulzan tedavinin süresi konusunda merkezler arasında farklı yaklaşımlar mevcuttur. Nörolojik muayenesi normal olan, konvulziyonu tekrarlamayan ve EEG’de patoloji saptanmayan hastalarda 2 hafta içerisinde tedavi kesilebilir. Epileptiform bulguları olan hastalar ise 3. ayda tekrar değerlendirilmelidir.
>>>Devamı için lütfen sayfadaki indirme adreslerinden herhangi birini kullanarak makalenin tamamını bilgisayarınıza indiriniz.
Yazar: Prof.Dr Mete Akısü
Konuyla ilgili aramalar: Neonatal Konvülziyonlar İzlemi ve Tedavisi , yenidoğan havale , Yenidoğan bebekte konvülziyonlar ve tedavi yöntemleri , neonatal havale
--> YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM ANA SAYFASINA DÖN <--
Neonatal Konvülziyonlar Adlı Makaleyi İndir Alternatif İndirme