Buğdayın yararları nelerdir?
Beslenmenin özün oluşturan hepimizin yaygın olarak yediği bir gıda kaynağıdır. Buğdayın çok faydaları vardır. Ekilmesi ve biçilmesi arasında 3 ay olan saplarının içleri boş, çiçekleri başak şeklinde olan bir bitkidir. Bir çok türü vardır. çiçeklerindeki tohumlara buğday denir. İçerisinde B vitamini, çinko, demir ve karbonhidratlar vardır. Bunlar, tanelerin kepeğindedir. Bu sebeple buğday unu ne kadar çok kepekli, yani esmer olursa, o derece yararlıdır.
Buğdayın Yararları
- Lifli besinler sağlıklı bir yaşamın esasıdır.
- Buğdayın dış kabuklarından elde edilen kepek de, genellikle mısır gevreği türü yiyecekler üretilir.
- Kepekli buğday unundan yapılan yiyecekler bağırsakları çalıştırır.
- Buğday tanesinin özü güçlü bir besleyicidir. İnsan bedeninin ihtiyacı olan kalsiyum, demir ve çinko burada yoğundur. Besin değeri, potansiyel olarak yulaf ve mısırdan daha yüksek olan buğday, bağırsak ve rektum kanserini önler. Fakat yulaf ve mısıra göre sindirimi güçtür.
- Çimlenmesi yapılmış buğday tanesi yenildiğinde veya suyu içildiğinde zihin yorgunluğu ve sinir bozuklukları için yararlıdır.
İlgili aramalar: buğdayın yararları, buğdayın faydaları nelerdir
28 Şubat 2016 Pazar
Cevizin Yararları
Sponsorlu Bağlantılar:
Cevizin yararları nelerdir?
Ceviz ağacının başka bir ismi de koz ağacıdır. Bu ağacın uzunluğu 25 metredir. Kuru dalları mayıs ayında çiçek açar. Olgunlaşan cevizler haziran ve eylül gibi toplanmaktadır. Kış aylarında yapraklarını döker. Çok görkemli bir ağaçtır. Yaz aylarında yaprakları da toplanır. Bu yapraklar kurutularak ham madde olarak eczacılıkta veya sanayide kullanılır. Ceviz ağacı, Kuzey doğu ve doğu Anadolu’ da kendiliğinden yetiştiği gibi, bahçelerde de yetiştirilmektedir. Yapraklarının içerisinde c vitamini vardır.
Cevizin Yararları
- Cevizin yaprağı kanı keser ve bağırsaktaki bakterileri yok eder.
- Ceviz yaprağından yapılan çay içilirse sindirim bozukluklarında, kabızlıkta, iştahsızlıklarda ve kan temizliğinde yararlıdır.
- Kel hastalığı ve uyuzda yapraklarının kaynatılmış suyu kullanılır.
- Deri hastalıklarında mikrop öldürücüdür.
- Yaprağıyla kaynatılan su saç bitlerine iyi gelir.
- Cevizin içini ezip adet gördükten sonra yenilirse hamile olmaya yardımcı olur.
- Bağırsak hastalığına iyi gelir.
- Taze ceviz bal ile yenirse hemoroide yararlıdır.
- Karında su toplanmasını önler.
Ceviz Yaprağı Çayı Hazırlanışı:
Yarım şeker kaşığı ince kıyılmış yaprak, orta boy 1 su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, 4-5 dakika demlendirilir ve süzülür. Gün boyunca 1 veya 2 bardak içilebilir.
Ceviz ağacının başka bir ismi de koz ağacıdır. Bu ağacın uzunluğu 25 metredir. Kuru dalları mayıs ayında çiçek açar. Olgunlaşan cevizler haziran ve eylül gibi toplanmaktadır. Kış aylarında yapraklarını döker. Çok görkemli bir ağaçtır. Yaz aylarında yaprakları da toplanır. Bu yapraklar kurutularak ham madde olarak eczacılıkta veya sanayide kullanılır. Ceviz ağacı, Kuzey doğu ve doğu Anadolu’ da kendiliğinden yetiştiği gibi, bahçelerde de yetiştirilmektedir. Yapraklarının içerisinde c vitamini vardır.
Cevizin Yararları
- Cevizin yaprağı kanı keser ve bağırsaktaki bakterileri yok eder.
- Ceviz yaprağından yapılan çay içilirse sindirim bozukluklarında, kabızlıkta, iştahsızlıklarda ve kan temizliğinde yararlıdır.
- Kel hastalığı ve uyuzda yapraklarının kaynatılmış suyu kullanılır.
- Deri hastalıklarında mikrop öldürücüdür.
- Yaprağıyla kaynatılan su saç bitlerine iyi gelir.
- Cevizin içini ezip adet gördükten sonra yenilirse hamile olmaya yardımcı olur.
- Bağırsak hastalığına iyi gelir.
- Taze ceviz bal ile yenirse hemoroide yararlıdır.
- Karında su toplanmasını önler.
Ceviz Yaprağı Çayı Hazırlanışı:
Yarım şeker kaşığı ince kıyılmış yaprak, orta boy 1 su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, 4-5 dakika demlendirilir ve süzülür. Gün boyunca 1 veya 2 bardak içilebilir.
Göz Altları Neden Morarır?
Sponsorlu Bağlantılar:
Göz altı morlukları her yaş grubunda, hem kadınlarda hem de erkeklerde görülebilen bir sağlık problemidir. Fiziksel görüntümüzü etkilediği için de göz altı morlukları olan insanların ciddiye aldığı bir haldir. Kadınlar olarak bu konu ile ilgili birazcık daha şanslıyız. Concealer, corrector gibi kozmetik ürünleri yardımıyla göz altı morluklarımızı başarılı bir şekilde saklayabiliyoruz. Tabii ki saklamak bu soruna bir çözüm olmuyor. Göz altı morluklarına bazı zamanlar şişlik ve halkalar da eşlik edebiliyor.
Gözaltı morluklarının öncelikli sebebi uykusuzluk olabilir. Bilhassa geç saatlerde yatıyor ve gün içinde bilgisayar başında gözlerinizi yoruyorsanız morluklar ve halkalar kaçınılmaz olacaktır. Aşırı stres, dengesiz beslenme, az su içmek de yine gözaltı morluklarının sebebi olabilir. Göz kuruluğunuz var ise yapay göz yaşı kullanmanızı tavsiye edebilirim. Zira göz kuruluğu da morluklara sebep olabilir.
Bu kolay sebepler haricinde göz altı morlukları birtakım mühim hastalıkların işareti de olabilir. Bilhassa uzmanlar karaciğer rahatsızlıklarının göz altında görülmekte olan morluklara neden olabileceğini belirtmektedir. Maalesef bu morluklar kalıtsal de olabilmektedir. Bu durumda yapabilecek olduğunuz şeyler sınırlı. Eğer uzun süredir bu sorunla yüzyüze iseniz mutlaka bir doktora görünmenizde fayda bulunmakta. Lakin dönem dönem bu sorunla karşılaşıyor iseniz evde hazırlayabilecek olduğunuz birtakım uygulamalar ile sorununuza çözüm bulabilirsiniz.
Bu uygulamalardan en popüler olanı tabii ki salatalık ve patates. Dilimlenmiş patates ya da salatalığı gözlerinizin üzerine koyarak bir müddet bekletmek faydalı olabilir. Bunların dışında yine çok popüler olan bir uygulama da çay poşetlerini gözlerin üzerine koymak olabilir. Popüler olan bu yöntemlerin haricinde papatya çayı, beyaz peynir, soğuk süt ile yapılmakta olan uygulamalar da gördüm fakat bana pek de faydalı olacakmış gibi gelmedi. Bundan dolayı en sevdiğim zaten halihazırda her zaman evde çay demlendiği için çay poşetleri ile yapılmakta olan uygulama. Ekstra bir uygulama süresi de olmadığından oldukça pratik.
Göz altı morluklarınız var ise öncelikli olarak buna sebep olan sebebi ortadan kaldırmanız gerekir. Sebep olan etken ortadan kalktı ve siz de pratik birtakım uygulamalar yaptınız fakat hala morluklarınız devam ediyor ise vakit kaybetmeden doktora gözükmenizi öneririm. Sizin gözaltı morlukları ile baş etme yönteminiz nedir?
İlgili aramalar: göz altları neden morarır, göz altı morlukları neden olur, gözaltı morluğu niçin oluyor
Gözaltı morluklarının öncelikli sebebi uykusuzluk olabilir. Bilhassa geç saatlerde yatıyor ve gün içinde bilgisayar başında gözlerinizi yoruyorsanız morluklar ve halkalar kaçınılmaz olacaktır. Aşırı stres, dengesiz beslenme, az su içmek de yine gözaltı morluklarının sebebi olabilir. Göz kuruluğunuz var ise yapay göz yaşı kullanmanızı tavsiye edebilirim. Zira göz kuruluğu da morluklara sebep olabilir.
Bu kolay sebepler haricinde göz altı morlukları birtakım mühim hastalıkların işareti de olabilir. Bilhassa uzmanlar karaciğer rahatsızlıklarının göz altında görülmekte olan morluklara neden olabileceğini belirtmektedir. Maalesef bu morluklar kalıtsal de olabilmektedir. Bu durumda yapabilecek olduğunuz şeyler sınırlı. Eğer uzun süredir bu sorunla yüzyüze iseniz mutlaka bir doktora görünmenizde fayda bulunmakta. Lakin dönem dönem bu sorunla karşılaşıyor iseniz evde hazırlayabilecek olduğunuz birtakım uygulamalar ile sorununuza çözüm bulabilirsiniz.
Bu uygulamalardan en popüler olanı tabii ki salatalık ve patates. Dilimlenmiş patates ya da salatalığı gözlerinizin üzerine koyarak bir müddet bekletmek faydalı olabilir. Bunların dışında yine çok popüler olan bir uygulama da çay poşetlerini gözlerin üzerine koymak olabilir. Popüler olan bu yöntemlerin haricinde papatya çayı, beyaz peynir, soğuk süt ile yapılmakta olan uygulamalar da gördüm fakat bana pek de faydalı olacakmış gibi gelmedi. Bundan dolayı en sevdiğim zaten halihazırda her zaman evde çay demlendiği için çay poşetleri ile yapılmakta olan uygulama. Ekstra bir uygulama süresi de olmadığından oldukça pratik.
Göz altı morluklarınız var ise öncelikli olarak buna sebep olan sebebi ortadan kaldırmanız gerekir. Sebep olan etken ortadan kalktı ve siz de pratik birtakım uygulamalar yaptınız fakat hala morluklarınız devam ediyor ise vakit kaybetmeden doktora gözükmenizi öneririm. Sizin gözaltı morlukları ile baş etme yönteminiz nedir?
İlgili aramalar: göz altları neden morarır, göz altı morlukları neden olur, gözaltı morluğu niçin oluyor
Probiyotik Nedir?
Sponsorlu Bağlantılar:
Probiyotik Nedir?
Resmi tanımına göre "probiyotik" yeteri miktarda verildiğinde ev sahibi organizmanın sağlığına faydalı olan canlı mikroorganizmalardır" (3).
Probiyotikler genel olarak bakteridir ama bir maya çeşidi de probiyotik fonksiyonu gösterebilir.
Probiyotikleri takviye halinde alabilecek olduğunuz gibi bakteriyel fermantasyonla hazırlanmış yiyeceklerden de alabilirsiniz.
Probiyotik yiyeceklere örnek verecek olursak; probiyotik yoğurt, probiyotik kefir, lahana turşusu ya da turşu örnek gösterilebilir.
Probiyotik sağlığımızın korunmasında en temel unsurlardan bir tanesidir.Genelde bağırsaklarımızda kafi sayıda yararlı bakteri bulunmaktadır . Fakat birtakım istisna hallerde bunları takviye ile desteklemek gerekebilmektedir.Bu birtakım haller bilhassa sağlıklı olmayan beslenme, aşırı kırmızı et tüketilmesi, obezite, alerjik hastalıklar, ameliyattan sonra probiyotik kullanımı lazım olan dönemlerdir.
Doğal yollardan beslenme probiyotik olarak kafi destek yaratmayabilir . Esasında hepimiz probiyotik denince yoğurt tüketilmesinin kafi olduğunu düşünürüz . Fakat bu hiç de düşündüğümüz gibi değil . Zira bir tablet veya bir saşe probiyotik alabilmek amacı ile kilolarca yoğurt yememiz gerekir . Bu ne yazık ki olanaklı değil . Bilhassa mayalı süt ürünlerinde probiyotik bakteriler bulunur.
Örnek verecek olursak ; ev yapımı kefir , yoğurt , şalgam , turşu , peynir gibi . Lakin bu gıdalardaki bakteri tipi ve sayısı çok değişkendir hatta üretim aşamasında ve raf bekleme süresi içinde hızla azalabilirler . İnsan organizmasında bedenimizde mevcut olan hücre sayısının yaklaşık 10 katı kadar , 90 trilyon dolayında bakteri yaşamaktadır . Bu bakterilerin büyük bölümü bağırsak mikroflorasında bilhassa kolonda yaşamaktadır .
Bu bakteriler ;
Yararlı bakteriler yani probiyotikler , zararlı bakteriler yani patojen bakteriler olarak ikiye ayrılır . İnsan sağlığı bu bakteriler arasında bulunan denge ile direkt ilgilidir .
İki temel probiyotik türü vardır :
Probiyotikler nerelerde kullanılmalıdır?
Yeni doğan, hamile, bebek, çocuk, yaşlı yani herkesin kullanabileceği ve yararlanabileceği probiyotikler, yararlı bakteriler yardımıyla bedenimizde bir onarım yaparlar . Ya da oluşacak zararı telafi ederler.
Resmi tanımına göre "probiyotik" yeteri miktarda verildiğinde ev sahibi organizmanın sağlığına faydalı olan canlı mikroorganizmalardır" (3).
Probiyotikler genel olarak bakteridir ama bir maya çeşidi de probiyotik fonksiyonu gösterebilir.
Probiyotikleri takviye halinde alabilecek olduğunuz gibi bakteriyel fermantasyonla hazırlanmış yiyeceklerden de alabilirsiniz.
Probiyotik yiyeceklere örnek verecek olursak; probiyotik yoğurt, probiyotik kefir, lahana turşusu ya da turşu örnek gösterilebilir.
Probiyotik sağlığımızın korunmasında en temel unsurlardan bir tanesidir.Genelde bağırsaklarımızda kafi sayıda yararlı bakteri bulunmaktadır . Fakat birtakım istisna hallerde bunları takviye ile desteklemek gerekebilmektedir.Bu birtakım haller bilhassa sağlıklı olmayan beslenme, aşırı kırmızı et tüketilmesi, obezite, alerjik hastalıklar, ameliyattan sonra probiyotik kullanımı lazım olan dönemlerdir.
Doğal yollardan beslenme probiyotik olarak kafi destek yaratmayabilir . Esasında hepimiz probiyotik denince yoğurt tüketilmesinin kafi olduğunu düşünürüz . Fakat bu hiç de düşündüğümüz gibi değil . Zira bir tablet veya bir saşe probiyotik alabilmek amacı ile kilolarca yoğurt yememiz gerekir . Bu ne yazık ki olanaklı değil . Bilhassa mayalı süt ürünlerinde probiyotik bakteriler bulunur.
Örnek verecek olursak ; ev yapımı kefir , yoğurt , şalgam , turşu , peynir gibi . Lakin bu gıdalardaki bakteri tipi ve sayısı çok değişkendir hatta üretim aşamasında ve raf bekleme süresi içinde hızla azalabilirler . İnsan organizmasında bedenimizde mevcut olan hücre sayısının yaklaşık 10 katı kadar , 90 trilyon dolayında bakteri yaşamaktadır . Bu bakterilerin büyük bölümü bağırsak mikroflorasında bilhassa kolonda yaşamaktadır .
Bu bakteriler ;
Yararlı bakteriler yani probiyotikler , zararlı bakteriler yani patojen bakteriler olarak ikiye ayrılır . İnsan sağlığı bu bakteriler arasında bulunan denge ile direkt ilgilidir .
İki temel probiyotik türü vardır :
- Bakteri kökenli bulunanlar
- Mantar kökenli bulunanlar
Probiyotikler nerelerde kullanılmalıdır?
- İshal ve kabızlık hallerinde bağırsak florasını düzenlemek
- Antibiyotikler yardımı ile birlikte kullanıldıklarında antibiyotiklerin patojen bakterileri yok ederken onlarla beraber yok ettiği probiyotik bakterilerin geri kazanılmasını sağlar .
- Spastik kolon yani irritabl bağırsak sendromunda
- Ülseratif kolit ve Crohn hastalığında
- Bağışıklı sistemi zayıfladığında
- Çölyak hastalığında
- Obezitede
- Alerjik hastalıklarda
- Diyabet hastalığında
- Gastroenteritte (yaz ishalleri , yolculuk ishalleri)
- Premetüre bebeklerde
- Kolan kanserinde
Yeni doğan, hamile, bebek, çocuk, yaşlı yani herkesin kullanabileceği ve yararlanabileceği probiyotikler, yararlı bakteriler yardımıyla bedenimizde bir onarım yaparlar . Ya da oluşacak zararı telafi ederler.
27 Şubat 2016 Cumartesi
Çarkıfelek çiçeği nedir?
Sponsorlu Bağlantılar:
Çarkıfelek çiçeği nedir?
Çarkıfelekgiller ailesindendır. Anavatanı Amerika’dır. Buradan da dünyaya dağılmış 400 kadar çeşidi bulunur. yurdumuzda birtakım bölgelerde süs bitkisi gibi yetiştirilmektedir. İçerisinde harman ve passiflora olarak isimlendirilen alkaloitleri; flavon, glisosit ve sterol isimli başka maddeler bulunur. Bazı çeşitlerinin meyveleri çiğ olarak yenebildiği gibi, içki ve şerbet yapımında da kullanılıyor.
Yararları:
* Bedendeki gerginlik ve endişelilik durumlarını geçirir.
* Strese iyi gelir.
* Sinirsel ve kronik uykusuzluklara çare olmaktadır.
* Parkinson hastalığı ve isteri gibi hallerde sinirsel nöbetlere yararlıdır.
* Zona hastalığı gibi sinir ağrılarını giderir.
Hazırlanışı: İlkbahardan yazın sonuna kadar bitkinin çiçek açmamış veya çiçekleri olgunlaşıp meyveye dönüşmüş dallarından toplanan yaprakları, gölge ve havadar bir yerde kurutulur ve sıvı verilmek amacı ile hazırlanır: 1 tatlı kaşığı kuru yaprak üzerine 1 bardak kaynar su dökülerek 15 dakika süre ile demlendirilir. Uykusuzluk için, akşamları yatma dan evvel bu sıvıdan bir bardak, rahatlama elde edilmesi ve başka sıkıntıların geçmesi için istendiği zaman alınmak üzere, günde iki bardak kullanılır.
Çarkıfelekgiller ailesindendır. Anavatanı Amerika’dır. Buradan da dünyaya dağılmış 400 kadar çeşidi bulunur. yurdumuzda birtakım bölgelerde süs bitkisi gibi yetiştirilmektedir. İçerisinde harman ve passiflora olarak isimlendirilen alkaloitleri; flavon, glisosit ve sterol isimli başka maddeler bulunur. Bazı çeşitlerinin meyveleri çiğ olarak yenebildiği gibi, içki ve şerbet yapımında da kullanılıyor.
Yararları:
* Bedendeki gerginlik ve endişelilik durumlarını geçirir.
* Strese iyi gelir.
* Sinirsel ve kronik uykusuzluklara çare olmaktadır.
* Parkinson hastalığı ve isteri gibi hallerde sinirsel nöbetlere yararlıdır.
* Zona hastalığı gibi sinir ağrılarını giderir.
Hazırlanışı: İlkbahardan yazın sonuna kadar bitkinin çiçek açmamış veya çiçekleri olgunlaşıp meyveye dönüşmüş dallarından toplanan yaprakları, gölge ve havadar bir yerde kurutulur ve sıvı verilmek amacı ile hazırlanır: 1 tatlı kaşığı kuru yaprak üzerine 1 bardak kaynar su dökülerek 15 dakika süre ile demlendirilir. Uykusuzluk için, akşamları yatma dan evvel bu sıvıdan bir bardak, rahatlama elde edilmesi ve başka sıkıntıların geçmesi için istendiği zaman alınmak üzere, günde iki bardak kullanılır.
26 Şubat 2016 Cuma
Çayın Yararları
Sponsorlu Bağlantılar:
Çayın yararları nelerdir?
* Kan dolaşımını düzene sokar.
* Gözdeki batma, çapaklanmalarında demlenmiş çay suyuna pamuk ile pansuman yapılabilir.
* Çok kullanmamak gereksede içilecek olursa vücut ve zihin yorgunluğu alır.
* Sinirleri uyarır.
* Sindirimi kolay hale getirir.
* İdrarı yapmayı fazlalaştırır.
* İshal hastalığına iyi gelir.
* Dizanteriye yararlıdır.
* Damarlardaki kireçlenmeyi engeller.
* Bağırsak hastalıklarına karşı savunucudur.
* Kalp yetmezliğine faydalı olmaktadır.
* Koleraya faydalı olmaktadır.
* Kan kanserine faydalı olmaktadır.
Uyarı: Çayı fazlaca tüketirseniz çarpıntı ve uykusuzluk yapabilir. Bunun yanında başka hastalıkları bulunanlarında çayı az içmesi gerekiyor. Bu hastalıklar kilo sorunu bulunanlar, kalp, sinir, mide ve karaciğer hastaları, romatizma ve gut hastaları, böbreklerinde kum ya da taş bulunanlar, kabızlık ve yüksek tansiyon, üremi ya da albüminüri bulunanlardır.
İlgili aramalar: çayın yararları, çayın faydaları nelerdir
* Kan dolaşımını düzene sokar.
* Gözdeki batma, çapaklanmalarında demlenmiş çay suyuna pamuk ile pansuman yapılabilir.
* Çok kullanmamak gereksede içilecek olursa vücut ve zihin yorgunluğu alır.
* Sinirleri uyarır.
* Sindirimi kolay hale getirir.
* İdrarı yapmayı fazlalaştırır.
* İshal hastalığına iyi gelir.
* Dizanteriye yararlıdır.
* Damarlardaki kireçlenmeyi engeller.
* Bağırsak hastalıklarına karşı savunucudur.
* Kalp yetmezliğine faydalı olmaktadır.
* Koleraya faydalı olmaktadır.
* Kan kanserine faydalı olmaktadır.
Uyarı: Çayı fazlaca tüketirseniz çarpıntı ve uykusuzluk yapabilir. Bunun yanında başka hastalıkları bulunanlarında çayı az içmesi gerekiyor. Bu hastalıklar kilo sorunu bulunanlar, kalp, sinir, mide ve karaciğer hastaları, romatizma ve gut hastaları, böbreklerinde kum ya da taş bulunanlar, kabızlık ve yüksek tansiyon, üremi ya da albüminüri bulunanlardır.
İlgili aramalar: çayın yararları, çayın faydaları nelerdir
Adet Döneminde Sinirlilik
Sponsorlu Bağlantılar:
Adet Döneminde Sinirlilik
Adet sancısı her kadının zor dönemlerinden bir tanesidir. Bu dönemlerde yaklaşık 1 hafta öncesinden başlayan gerginlik sendromu, fiziksel ve psikolojik gerginliklere ve şikayetlere yol açmaktadır. Bu şikayetler genel olarak adetin görülmesiyle beraber birkaç gün içerisinde kaybolsa da, iş ve sosyal yaşamı menfi etkileyebilmektedir. Bu gergin süreci rahat bir şekilde atlatmak amacıyla bazı tedbirler alınması önemlidir.
Sakarlığa ve ağlama krizlerine de neden olabiliyor
Adet öncesi gerginlik sendromu, beklenen adetten 10* 15 gün önce başlayan ve adet bitene kadar süren duygu durum değişiklikleri (depresyon, anksiyete), uykusuzluk, gerginlik, göğüslerde hassasiyet, vücutta şişkinlik, yorgunluk, sıcak basmaları, iştah değişiklikleri, baş ve kasık ağrısı, konsantrasyon azlığı, sakarlık, ağlama krizleri gibi davranışsal farklılıklar gibi şikayetleri içeren sendromdur. Kadınlar arasında %75 oranında görülmekte olan bu şikayetler eğer bayanlarda adetin ikinci yarısında ve de en az 2 siklus (adet süreci) görülüyorsa adetten evvelki gerginlik sendromu tanısı konulabilinmektedir.
Depresyon, aşırı sinirlilik ve bilinç kaybına dikkat etmeliyiz!
Her kadında adetten evvelki süreçte birtakım belirtiler ortaya çıkmaktadır. Bu belirtilerin amacı kadının adet olacağı için haberdar edilişi ve böylelikle hazırlıksız yakalanmasının önlenmesidir. Bu belirtiler kadınların yarısından daha azında huzursuz edici, fakat dayanabilecek şiddette olurken, %5 kadın oldukça şiddetli belirtiler hissettirmektedir. Depresyondan kaygıya ve aşırı sinirliliğe kadar pek çok değişik duygu durumu olabilmektedir. Bazı kadınlarda hafif bilinç kaybı görülebilmektedir. Bazı kadınlarda görülmekte olan depresyon hali, rahatsızlık ve gerginlik tablosuna Premenstruel disforik bozukluk (PMDD) adı verilir.
Uzman yardımı almakta fayda var
Adet öncesi gerginlik sendromu yumurtalıkları düzenli çalışan, yumurtlaması olan kadınlarda görülür. Daha çok görülme yaşı 20’li yaşların sonları ile 30’lu yaşların başlarıdır. Bu sendrom, yumurtlamanın bulunmadığı ergenlik ve menopoz süreci boyunca görülmemektedir. Bir kişiye premenstruel sendrom tanısını koymak amacıyla günümüzde muteber tarama ve tanı testi bulunmaz. Bu sendromda görülmekte olan şikayetlerle ilgili olabilecek psikiyatrik, mide, bağırsak, cinsel ve idrar yoluna ait hastalıkların muayene ile ortadan kaldırılması ve doktorun bu sendromdan şüphelenip hastanın hikayesini öğrenmesi ve ile tanı konulması gerekiyor.
Düzenli bir şekilde egzersiz tedavi için önemli
Bu sendrom, tavsiyeler ve ilaç yardımıyla tedavi edilir. İlk önce yemek alışkanlığının değiştirilişi gerekiyor. Az ve sık, yağsız karbonhidrattan zengin düzenli dengeli beslenmek gerekiyor. Bununla birlikte kafein, alkol, sigara, çikolatadan uzak durmak faydalı olur. Stres ile başa çıkabilmek amacı ile yoga ya da düzenli bir şekilde egzersiz yapılabilir. Düzenli egzersiz, serotonin hormonunun artmasını sağlayarak tedavide tesirli olur.
İlgili aramalar: adet döneminde aşırı sinir, adet döneminde gerginlik, adet dönemi neden zordur, adet döneminde kaygı
Adet sancısı her kadının zor dönemlerinden bir tanesidir. Bu dönemlerde yaklaşık 1 hafta öncesinden başlayan gerginlik sendromu, fiziksel ve psikolojik gerginliklere ve şikayetlere yol açmaktadır. Bu şikayetler genel olarak adetin görülmesiyle beraber birkaç gün içerisinde kaybolsa da, iş ve sosyal yaşamı menfi etkileyebilmektedir. Bu gergin süreci rahat bir şekilde atlatmak amacıyla bazı tedbirler alınması önemlidir.
Sakarlığa ve ağlama krizlerine de neden olabiliyor
Adet öncesi gerginlik sendromu, beklenen adetten 10* 15 gün önce başlayan ve adet bitene kadar süren duygu durum değişiklikleri (depresyon, anksiyete), uykusuzluk, gerginlik, göğüslerde hassasiyet, vücutta şişkinlik, yorgunluk, sıcak basmaları, iştah değişiklikleri, baş ve kasık ağrısı, konsantrasyon azlığı, sakarlık, ağlama krizleri gibi davranışsal farklılıklar gibi şikayetleri içeren sendromdur. Kadınlar arasında %75 oranında görülmekte olan bu şikayetler eğer bayanlarda adetin ikinci yarısında ve de en az 2 siklus (adet süreci) görülüyorsa adetten evvelki gerginlik sendromu tanısı konulabilinmektedir.
Depresyon, aşırı sinirlilik ve bilinç kaybına dikkat etmeliyiz!
Her kadında adetten evvelki süreçte birtakım belirtiler ortaya çıkmaktadır. Bu belirtilerin amacı kadının adet olacağı için haberdar edilişi ve böylelikle hazırlıksız yakalanmasının önlenmesidir. Bu belirtiler kadınların yarısından daha azında huzursuz edici, fakat dayanabilecek şiddette olurken, %5 kadın oldukça şiddetli belirtiler hissettirmektedir. Depresyondan kaygıya ve aşırı sinirliliğe kadar pek çok değişik duygu durumu olabilmektedir. Bazı kadınlarda hafif bilinç kaybı görülebilmektedir. Bazı kadınlarda görülmekte olan depresyon hali, rahatsızlık ve gerginlik tablosuna Premenstruel disforik bozukluk (PMDD) adı verilir.
Uzman yardımı almakta fayda var
Adet öncesi gerginlik sendromu yumurtalıkları düzenli çalışan, yumurtlaması olan kadınlarda görülür. Daha çok görülme yaşı 20’li yaşların sonları ile 30’lu yaşların başlarıdır. Bu sendrom, yumurtlamanın bulunmadığı ergenlik ve menopoz süreci boyunca görülmemektedir. Bir kişiye premenstruel sendrom tanısını koymak amacıyla günümüzde muteber tarama ve tanı testi bulunmaz. Bu sendromda görülmekte olan şikayetlerle ilgili olabilecek psikiyatrik, mide, bağırsak, cinsel ve idrar yoluna ait hastalıkların muayene ile ortadan kaldırılması ve doktorun bu sendromdan şüphelenip hastanın hikayesini öğrenmesi ve ile tanı konulması gerekiyor.
Düzenli bir şekilde egzersiz tedavi için önemli
Bu sendrom, tavsiyeler ve ilaç yardımıyla tedavi edilir. İlk önce yemek alışkanlığının değiştirilişi gerekiyor. Az ve sık, yağsız karbonhidrattan zengin düzenli dengeli beslenmek gerekiyor. Bununla birlikte kafein, alkol, sigara, çikolatadan uzak durmak faydalı olur. Stres ile başa çıkabilmek amacı ile yoga ya da düzenli bir şekilde egzersiz yapılabilir. Düzenli egzersiz, serotonin hormonunun artmasını sağlayarak tedavide tesirli olur.
İlgili aramalar: adet döneminde aşırı sinir, adet döneminde gerginlik, adet dönemi neden zordur, adet döneminde kaygı
Çay Nedir?
Sponsorlu Bağlantılar:
Çay nedir? Çay nerelerde yetişir?
Kuzey ve güney bölgeler arasında kalan ve bu bölgelere akın iklimi olan birçok yerde farklı türleriyle yetiştirilen bir bitkidir. Yurdumuzda Doğu Karadeniz topraklarında, Rize ve etrafında çay üretimi çokça yapılmaktadır. Küçük saplı bir bitkidir. Çiçekleri beyaz, bazı çeşitleri az sarı ya da pembeye benzer renkli ve az kokusu vardır.
Çevremizde en fazla kullanılan bir içecektir. Çayın meydana gelmesi için yaprakları toplanır farklı muameleler sonunda kurutulur. Siyah ve yeşil çay ismi verilen, iki çeşidi vardır. Siyah çay kahvaltılarda ve hemen hemen her yerde daha çok kullanılmaktadır. İçerisinde yani taze yapraklarında kafein, kafein özelliğinde birçok madde, tanen, uçucu yağ ve B vitamini vardır. Alışkanlık yapmasının nedeni çayın içerisindeki kafein ve diğer maddelerdir.
İlgili aramalar: çay nedir, çay nerelerde yetişir
Kuzey ve güney bölgeler arasında kalan ve bu bölgelere akın iklimi olan birçok yerde farklı türleriyle yetiştirilen bir bitkidir. Yurdumuzda Doğu Karadeniz topraklarında, Rize ve etrafında çay üretimi çokça yapılmaktadır. Küçük saplı bir bitkidir. Çiçekleri beyaz, bazı çeşitleri az sarı ya da pembeye benzer renkli ve az kokusu vardır.
Çevremizde en fazla kullanılan bir içecektir. Çayın meydana gelmesi için yaprakları toplanır farklı muameleler sonunda kurutulur. Siyah ve yeşil çay ismi verilen, iki çeşidi vardır. Siyah çay kahvaltılarda ve hemen hemen her yerde daha çok kullanılmaktadır. İçerisinde yani taze yapraklarında kafein, kafein özelliğinde birçok madde, tanen, uçucu yağ ve B vitamini vardır. Alışkanlık yapmasının nedeni çayın içerisindeki kafein ve diğer maddelerdir.
İlgili aramalar: çay nedir, çay nerelerde yetişir
25 Şubat 2016 Perşembe
Lazerli Varis Ameliyatı
Sponsorlu Bağlantılar:
Kadınların en büyük problemlerinden biri Varis. Görüntüsünü bir yana bırakın, sağlık yönünden da çok büyük sorunlar yaratabilmekte. Varisin sebepleri içerisinde uzun süren ayakta durmak, oturarak çalışmak, hamilelik gibi nedenlerden meydana çıkabilmektedir. Bu varisler bacaklarda ağrılar iç bilek bölümünde şişlikler, geceleri bacaklarda görülmekte olan kramplar oluşarak kendisini belli etmektedir. Varislerden kurtulmak amacıyla şimdi ENDOVENÖZ LAZER ABLOSYON TEDAVİSİ uygulanmakta
Kısaca Varisten sözetmek istersek bacak bölgesindeki bulunmakta olan kirli kanların toplardamarda boğumlanması olarak açıklayabiliriz. Dinlenseniz bile gözle görülmekte olan varis damarları meydana gelebilmektedir. Bu hastalığın günümüzde çok yaygınlaştığı ve gelişmiş toplumlarda bile bu oran yüzde 3lere ulaştığı gözlenmekte
Varislere Karşı Lazerle Endovenöz Tedavisi
Basit bir muayene ile tanı konulabilmekte. Daha ayrıntılı ve yan tesirsinin anlaşılabilişi için kolay ultrason (doppler ultrasonografi) tetkiki yapılır.
Varislerde kaçaklık yapan damarlara ameliyat yapılarak dışarı alınması yerine. damarın içerisinden anjiyoda yapıldığı gibi girilerek lazer teknolojisinden faydalanarak hasar görmüş damarlar damar içinde tedavi ediliyor
Endovenöz Tedavisinde Yapılan İşlemler nelerdir?
İlk olarak işlem 1 saat daha az bir müddet sürer ve semptomlarda anında iyileşmeler görülür.
İşlem uygulamasında herhangi bir dikiş ya da pansumana gerek kalmamaktadır ve hasta aynı gün taburcu olur ve banyo yapabilir.
Herhangi bir cerrahi iz ve dikiş olmaz. Açılan kesi kalem ucu kadar olur.
Açık ameliyata göre başarı oranı yüksektir.
Çok az bir ağrı ve morarma olabilir ve 10 gün içerisinde geçer
Kısaca Varisten sözetmek istersek bacak bölgesindeki bulunmakta olan kirli kanların toplardamarda boğumlanması olarak açıklayabiliriz. Dinlenseniz bile gözle görülmekte olan varis damarları meydana gelebilmektedir. Bu hastalığın günümüzde çok yaygınlaştığı ve gelişmiş toplumlarda bile bu oran yüzde 3lere ulaştığı gözlenmekte
Varislere Karşı Lazerle Endovenöz Tedavisi
Basit bir muayene ile tanı konulabilmekte. Daha ayrıntılı ve yan tesirsinin anlaşılabilişi için kolay ultrason (doppler ultrasonografi) tetkiki yapılır.
Varislerde kaçaklık yapan damarlara ameliyat yapılarak dışarı alınması yerine. damarın içerisinden anjiyoda yapıldığı gibi girilerek lazer teknolojisinden faydalanarak hasar görmüş damarlar damar içinde tedavi ediliyor
Endovenöz Tedavisinde Yapılan İşlemler nelerdir?
İlk olarak işlem 1 saat daha az bir müddet sürer ve semptomlarda anında iyileşmeler görülür.
İşlem uygulamasında herhangi bir dikiş ya da pansumana gerek kalmamaktadır ve hasta aynı gün taburcu olur ve banyo yapabilir.
Herhangi bir cerrahi iz ve dikiş olmaz. Açılan kesi kalem ucu kadar olur.
Açık ameliyata göre başarı oranı yüksektir.
Çok az bir ağrı ve morarma olabilir ve 10 gün içerisinde geçer
Hamilelikte Yapılmaması Gerekenler
Sponsorlu Bağlantılar:
Hamilelikte Yapılmaması Gerekenler
Bebeğinizin gelişmesi amaçlı hamilelik süreci boyunca sağlıklı beslenmenin yanında spor ve egzersizler yapmanız mühim bir yer tutmaktadır. Bazı zamanlar zararlı olmaz bu dediğiniz ehemmiyet vermediğiniz birtakım nedenler masum olmayabilir. Hamilelikten ötürü birtakım düzenliğinizden ve günlük alışkanlıklarınızdan vazgeçmek zorunda kalırsınız ve buda sizde birazcık can sıkıntısı yaratabilir. Bu sebeple ufak tefek gördüğünüz birtakım detayları hayatınızdan çıkarmanız hem sizin hem de bebeğiniz için gerekli.
İşte sizlere bir kaç öneri
1* Gebelik sürecinizde su tüketimine dikkat etmeniz gerekir. Bunun sebebi bebeğinizin yaşadığı amniyotik sıvı için bol sıvı gerekir. Suyun görevi mühim gıdaları hücrelere taşır enerjinizi yüksek tutmaktadır. Su tüketmeyi unutmayın
2* Kahvaltılarınızda eksik etmeyecek olduğunuz gıdaların başında yumurta, peynir, tahıl ekmeği ve yeşilliği mutlak suretle bulundurunuz. Sakın kahvaltı yapmayı boşlamayın. Bilindiği gibi en mühim öğün kahvaltıdır. kan şekerindeki iniş ve çıkışlar kahvaltıdaki öğünler tayin eder buda hem sizi hem de bebeğinizi korur.
3* Unutmayın ki dokuz ay süresince 2 kişisiniz ve etrafınızdaki kişiler sizlere 2 kişilik yemek yemenizi önerecektir. Siz onlara pek kulak asmayın eğer yeterli, dengeli ve bebeğinizin ihtiyacı olan yiyecek kaynaklarını tüketiyorsanız bu yeter. Daha fazla yemek size kilo yapmaktan bir şeye yaramayacaktır. Gebelikte 11* 15 kilo almak idealdir.
4* Kafeinli içecekler bildiğiniz gibi zararlıdır ve bebeklerin beyin gelişimini menfi şekilde etkilemektedir. Mümkünse içmemeye gayret gösterin yok ben içmeden duramam diyorsanız bitki çayları ya da doğal meyveli süt olabilir
5* İşlenmiş besinlerden uzak durmaya özen gösterin. Bildiğiniz gibi bu gibi besinlerde kanserojen maddeler bulunmakta. Eğer aşeriyorsanız başka bir şeyler yiyerek geçiştirebilirsiniz yok ben yemeden duramam diyorsanız nefsinizi köreltecek kadar tüketin
Buradaki uyarıları yapma dan evvel konunun uzmanına danışmanızı tavsiye ediyoruz.
Bebeğinizin gelişmesi amaçlı hamilelik süreci boyunca sağlıklı beslenmenin yanında spor ve egzersizler yapmanız mühim bir yer tutmaktadır. Bazı zamanlar zararlı olmaz bu dediğiniz ehemmiyet vermediğiniz birtakım nedenler masum olmayabilir. Hamilelikten ötürü birtakım düzenliğinizden ve günlük alışkanlıklarınızdan vazgeçmek zorunda kalırsınız ve buda sizde birazcık can sıkıntısı yaratabilir. Bu sebeple ufak tefek gördüğünüz birtakım detayları hayatınızdan çıkarmanız hem sizin hem de bebeğiniz için gerekli.
İşte sizlere bir kaç öneri
1* Gebelik sürecinizde su tüketimine dikkat etmeniz gerekir. Bunun sebebi bebeğinizin yaşadığı amniyotik sıvı için bol sıvı gerekir. Suyun görevi mühim gıdaları hücrelere taşır enerjinizi yüksek tutmaktadır. Su tüketmeyi unutmayın
2* Kahvaltılarınızda eksik etmeyecek olduğunuz gıdaların başında yumurta, peynir, tahıl ekmeği ve yeşilliği mutlak suretle bulundurunuz. Sakın kahvaltı yapmayı boşlamayın. Bilindiği gibi en mühim öğün kahvaltıdır. kan şekerindeki iniş ve çıkışlar kahvaltıdaki öğünler tayin eder buda hem sizi hem de bebeğinizi korur.
3* Unutmayın ki dokuz ay süresince 2 kişisiniz ve etrafınızdaki kişiler sizlere 2 kişilik yemek yemenizi önerecektir. Siz onlara pek kulak asmayın eğer yeterli, dengeli ve bebeğinizin ihtiyacı olan yiyecek kaynaklarını tüketiyorsanız bu yeter. Daha fazla yemek size kilo yapmaktan bir şeye yaramayacaktır. Gebelikte 11* 15 kilo almak idealdir.
4* Kafeinli içecekler bildiğiniz gibi zararlıdır ve bebeklerin beyin gelişimini menfi şekilde etkilemektedir. Mümkünse içmemeye gayret gösterin yok ben içmeden duramam diyorsanız bitki çayları ya da doğal meyveli süt olabilir
5* İşlenmiş besinlerden uzak durmaya özen gösterin. Bildiğiniz gibi bu gibi besinlerde kanserojen maddeler bulunmakta. Eğer aşeriyorsanız başka bir şeyler yiyerek geçiştirebilirsiniz yok ben yemeden duramam diyorsanız nefsinizi köreltecek kadar tüketin
Buradaki uyarıları yapma dan evvel konunun uzmanına danışmanızı tavsiye ediyoruz.
23 Şubat 2016 Salı
Hamilelik Şansı Nasıl Arttırılır?
Sponsorlu Bağlantılar:
Hamilelik Şansı Nasıl Arttırılır?
Çiftlerin evlilikten sonra en çok istedikleri şey bir evlat sahibi olmaktır. Peki hamile kalmak amacıyla hangi zaman daha önemli, bu tür sorular hep önümüze çıkar. Bunlara yanıt aradık ve sizlerle paylaşmak istedik.
Hangi zamanlarda hamile kalınır?
Ovülasyon (kadınlarda yumurtalıklarda (yumurta) atılmasıdır)dan evvelki 5 gün içerisinde korunma olmadan bir şekilde ilişkiye girdiğinizde hamile kalma ihtimaliniz mühim ölçüde artacaktır.
Menstrual döngünün birinci günü, yani adetin ilk günüdür. Pek çok kadın bir sonrasındaki döngüye girmeden 14. gün önce ovülasyon yaşamaktadır. Konuyu birazcık daha açarsak menstural döngünüz 24 ila 30 gün arasında sürdüğünü düşünürsek 10* 16. günler arasında ovulasyon görülmektedir. Yumurta, yumurtalıklardan bırakıldığında spermle birleşebilir ve bu süre 12 ila 24 saat arasında olur. Spermlerin günlerce canlı kalabildiği düşünülürse ovulasyondan günler önce seks yapmak da hamile kalmanızı sağlayabilir.
Peki Ne sıklıkta?
Hani genelde futbolda söylenir ya 1-0 olsun bizim olsun. Şimdi diyeceksiniz ne kadar çok olursa o kadar iyi olur diyer. Şunu unutmayın hamile kalmak istiyor iseniz çok seks yapmak tesirli olmayabilir. Çok sık boşalmak spermde kalite düşürür. Uzmanlar dışarı atılmayan spermler yaşlanmakta ve yumurtayı döllemek amacı ile pek harekette bulunmazlar. Bunun en etkilisi günaşırı ve günde bir kereden fazla olmamalıdır. Bu şekilde yapılmakta olan ilişkiyle hamile kalma olasılığınız artar.
Peki Nasıl bir ilişki?
Bununla ilgili bir çok yazı kitaplar video görüntüleri bulabilirsiniz. Çoğu kimsenin bildiği ve popüler olan Kama Sutra pozisyonlarını bile unutun. Size vereceğimiz en tesirli metod Klasik pozisyon. Evet bildiğiniz pozisyon biçiminde yapılmakta olan sekle hamile kalmak amacıyla en doğru olanıdır. Elbette başka pozisyonlarda hamile kalınabilir.
Şunu unutmayın boşaldıktan sonra 20 dkaika boyunca yataktan kalmalı ve dizlerinizi kırmanız hamile kalma şansınız birazcık daha artar. Bununla birlikte vucut ısı artıracak sauna,duş gibi seceneklerden kaçınmalısınız Vucut ısısı spermleri öldürmektedir.
Uzmanlar boşalma sonrası 20 dakika yatakta kalmanın ve dizleri kırarak uzanmanın hamile kalma şansını arttırdığını belirtmektedir. Seksten önce Vücut ısısını arttıracak duş, sauna gibi seçeneklerden kaçınmak gerekir. Vücut ısısı arttığında spermler ölmektedir.
Çiftlerin evlilikten sonra en çok istedikleri şey bir evlat sahibi olmaktır. Peki hamile kalmak amacıyla hangi zaman daha önemli, bu tür sorular hep önümüze çıkar. Bunlara yanıt aradık ve sizlerle paylaşmak istedik.
Hangi zamanlarda hamile kalınır?
Ovülasyon (kadınlarda yumurtalıklarda (yumurta) atılmasıdır)dan evvelki 5 gün içerisinde korunma olmadan bir şekilde ilişkiye girdiğinizde hamile kalma ihtimaliniz mühim ölçüde artacaktır.
Menstrual döngünün birinci günü, yani adetin ilk günüdür. Pek çok kadın bir sonrasındaki döngüye girmeden 14. gün önce ovülasyon yaşamaktadır. Konuyu birazcık daha açarsak menstural döngünüz 24 ila 30 gün arasında sürdüğünü düşünürsek 10* 16. günler arasında ovulasyon görülmektedir. Yumurta, yumurtalıklardan bırakıldığında spermle birleşebilir ve bu süre 12 ila 24 saat arasında olur. Spermlerin günlerce canlı kalabildiği düşünülürse ovulasyondan günler önce seks yapmak da hamile kalmanızı sağlayabilir.
Peki Ne sıklıkta?
Hani genelde futbolda söylenir ya 1-0 olsun bizim olsun. Şimdi diyeceksiniz ne kadar çok olursa o kadar iyi olur diyer. Şunu unutmayın hamile kalmak istiyor iseniz çok seks yapmak tesirli olmayabilir. Çok sık boşalmak spermde kalite düşürür. Uzmanlar dışarı atılmayan spermler yaşlanmakta ve yumurtayı döllemek amacı ile pek harekette bulunmazlar. Bunun en etkilisi günaşırı ve günde bir kereden fazla olmamalıdır. Bu şekilde yapılmakta olan ilişkiyle hamile kalma olasılığınız artar.
Peki Nasıl bir ilişki?
Bununla ilgili bir çok yazı kitaplar video görüntüleri bulabilirsiniz. Çoğu kimsenin bildiği ve popüler olan Kama Sutra pozisyonlarını bile unutun. Size vereceğimiz en tesirli metod Klasik pozisyon. Evet bildiğiniz pozisyon biçiminde yapılmakta olan sekle hamile kalmak amacıyla en doğru olanıdır. Elbette başka pozisyonlarda hamile kalınabilir.
Şunu unutmayın boşaldıktan sonra 20 dkaika boyunca yataktan kalmalı ve dizlerinizi kırmanız hamile kalma şansınız birazcık daha artar. Bununla birlikte vucut ısı artıracak sauna,duş gibi seceneklerden kaçınmalısınız Vucut ısısı spermleri öldürmektedir.
Uzmanlar boşalma sonrası 20 dakika yatakta kalmanın ve dizleri kırarak uzanmanın hamile kalma şansını arttırdığını belirtmektedir. Seksten önce Vücut ısısını arttıracak duş, sauna gibi seçeneklerden kaçınmak gerekir. Vücut ısısı arttığında spermler ölmektedir.
Ağız Kokusunun Çaresi
Sponsorlu Bağlantılar:
Ağız Kokusunun Çaresi
Ağız kokusu hem kendimizi hemde çevremizi huzursuz eder. Ağız Kokusu kişilerin yaşam biçimi etkileyen,sosyal yaşamını sınırlayan mühim problemlerin başında yer alır.
Tükürük bezlerinin görevi; tükürük salgılamması ve bu salgıyı da ağız içerisine iletmekle ile görevlidir. Kişilerin Gün içinde besinlerin az alıması (buna açlık ile karşılaştırabiliriz) ya da susuz kalma gibi nedenlerden ötürü ağız içinde tükürük miktarı azalış gösterir.Aynı şekilde gece tükürük salgısı uykuda bütünüyle sıfırlanıyor. Ağızdaki tükürük üretimi azalır, ağız kendisini temizlemek amacı ile gereksinim duyduğu sıvıyı bulamazsa bilhassa sabahları uyandığımızda ağız kokusu olmaktadır Hangi hastalıklar tükürük yapımını azaltır?
Kişisel kaynaklı sebepler haricinde antihistaminikler, tansiyon ilaçları, psikiyatrik ilaçlar, şeker hastalığı, kansızlık ve ateşli hastalıklar da tükürük yapımını azaltan sebepler olarak dikkat çekiyor. Bundan başka ağız içinde oluşmuş bir enfeksiyon, ilerlemiş bir diş eti hastalığı ağızda kokuya neden olabilmektedir.
Suyun ağız kokusu üstündeki güçlü etkisi
Çeşitli sebeplerle azalan tükürük miktarını, olması lazım olan düzeye getirmede su içmenin mühim bir etken olduğunu, günde 2 litre su tüketilmesinin diş sağlığını korumaya ve tükürük kaynaklı ağız kokusunu engellemeye destektir.Yoğun olarak çay, kahve içmenin ve şekerli besinler tüketmenin ağızdaki bakterilerin artışına neden olacağını ve bunun sonucu olarak da ağız kokusu yaşanmaktadır, bu yiyecek ve içeceklerin azıcık bir miktar tüketimi gerekmektedir.
Ağız kokusu hem kendimizi hemde çevremizi huzursuz eder. Ağız Kokusu kişilerin yaşam biçimi etkileyen,sosyal yaşamını sınırlayan mühim problemlerin başında yer alır.
Tükürük bezlerinin görevi; tükürük salgılamması ve bu salgıyı da ağız içerisine iletmekle ile görevlidir. Kişilerin Gün içinde besinlerin az alıması (buna açlık ile karşılaştırabiliriz) ya da susuz kalma gibi nedenlerden ötürü ağız içinde tükürük miktarı azalış gösterir.Aynı şekilde gece tükürük salgısı uykuda bütünüyle sıfırlanıyor. Ağızdaki tükürük üretimi azalır, ağız kendisini temizlemek amacı ile gereksinim duyduğu sıvıyı bulamazsa bilhassa sabahları uyandığımızda ağız kokusu olmaktadır Hangi hastalıklar tükürük yapımını azaltır?
Kişisel kaynaklı sebepler haricinde antihistaminikler, tansiyon ilaçları, psikiyatrik ilaçlar, şeker hastalığı, kansızlık ve ateşli hastalıklar da tükürük yapımını azaltan sebepler olarak dikkat çekiyor. Bundan başka ağız içinde oluşmuş bir enfeksiyon, ilerlemiş bir diş eti hastalığı ağızda kokuya neden olabilmektedir.
Suyun ağız kokusu üstündeki güçlü etkisi
Çeşitli sebeplerle azalan tükürük miktarını, olması lazım olan düzeye getirmede su içmenin mühim bir etken olduğunu, günde 2 litre su tüketilmesinin diş sağlığını korumaya ve tükürük kaynaklı ağız kokusunu engellemeye destektir.Yoğun olarak çay, kahve içmenin ve şekerli besinler tüketmenin ağızdaki bakterilerin artışına neden olacağını ve bunun sonucu olarak da ağız kokusu yaşanmaktadır, bu yiyecek ve içeceklerin azıcık bir miktar tüketimi gerekmektedir.
Gebelikte İlaç Kullanımı
Sponsorlu Bağlantılar:
Gebelikte İlaç Kullanımı
Hayatınızın en mühim süreci hamilelik… Hem bebeğinizin hem de sizin için yaşadığınız hayat standardına ara vererek, her şeyiyle daha dikkatli yaşamanız lazım olan bir dönem. Yediğinize içtiğinize dikkat etmeli, kullandığınız ilaçları doktorunuza sormadan almamanız gerekir. Elbette ki gebelik boyunca var olan problemleriniz artar, ağrılarınız, şikayetleriniz fazlalaşırsa ilaç kullanmak elbetteki gerekli. Zaten doktorunuz sizin için en doğru ilacı ya da tedaviyi sağlayacaktır.
Gebelikte kullanılan ilaçlar FDA (Amerikan ilaç bakanlığı)’ ya göre 5 kategoriye ayrılmış;
A kategorisi: Gebelik boyunca kullanılığı zaman hiç bir sakıncası olmayan ilaçlar. Yani vitaminler gibi. Doktorun denetiminde, tavsiye edilen dozda kullanmak kaydıyla kullanılabilir.
B kategorisi: Hayvanlarda denemiş ve hayvanlardaki cenine zarar vermemiş ilaçlardır. Fakat insanlarda denenmediği halde zararsız kabul edilerek kullanılıyor. Aynı şekilde vurguluyorum ki doktorunuzdan tavsiye almadan eczaneden alarak kullanmayın.
C kategorisi: Gebelikte zararlı olduğu hayvanlar üstünde kanıtlanmış ilaçlar. Zarar yarar oranı doktorunuzca hesaplanarak alınabilecek olan ilaçlardır.
D kategorisi: Bebeğe zarar verme ihtimali yüksek ilaçlar. Lakin anne adayının sağlığı ciddi risk altındaysa kullanılması gereken ilaçlardır.
X kategorisi: Bebeğe zararı net,kesin ilaçlardır. Kesinlikle kullanılmaması gerekir.
Bu bilgileri vermemin amacı, siz de benim gibi prospektüs inceliyorsanız kategoriler ilaç ile ilgili bilgi kazanmanızı kolaylaştırabilir.
İlaç kullanımında riskli dönem ne zamandır? br /> Döllenmeden sonrasındaki 20 günde alınan ilaçlarda ya düşük olur, Yada bebeğiniz sağlıkla yoluna devam eder. Ya hep ya hiç kuralı mevcuttur. Döllenmeden sonrasındaki 21 ila 56 gün arası ise riskli dönemdir. Zorunda olmadıkça hiç kullanılmaması gerekir. br />br /> Başka dönemlerde yukarıda da bahsettiğim gibi ilaç kategorisine ve sizin hastalığınıza, ihtiyacınıza göre doktorunuz en doğru ilacı verecektir. br />br /> Mide bulantısı için ilaç kullanabilir miyim? br /> Mide bulantısı için tavsiye edilen ilaçlar bulunmakta. Lakin olanaklı mertebe kullanmamak gerekir, çünkü bebeğinizin gelişimine menfi etkiyi olabilir. br />br /> Reflü, Mide yanması için ilaç kullanabilir miyim? br /> Doktorunuz tarafı ile size tavsiye edilen ilaçlar mevcut. Lakin benim de denediğim bir metot olarak mide yanmanız olduğunda süt için. Az da olsa işe yarıyor ve sizi rahatlatıyor. br />br /> Kabızlık amaçlı doğal metodlarla ( bol su, kuru kayısı..vb) çare bulamadıysanız doktorunuza başvurabilirsiniz. br />br /> Baş ağrısı için ise parasetamol muhteviyatlı ilaçları kullanabilirsiniz. B risk grubuna girmekteler. Doktorunuza danışmadan asla! br />br /> Bitkisel ilaçları kullanabilir miyim? br /> Bitkiler evet sağlıklı, kısa süreli çözüm gideren fakat hamilelik süreci boyunca her bitki masum olmaz. Hatta bitki çayı içerken bile dikkat etmeniz gerekir. Bundan ötürü yine doktorunuza başvurmalısınız diyeceğim. br />br /> Gördüğünüz gibi hamileliğinizde hastalanmaktan kaçının ama korkmayın. Doktorunuzun gözetiminde sıkıntılardan kurtulmanız olanaklı. Fakat katiyyen ve katiyyen doktorunuzdan tavsiye almadan en zararsız olduğunu düşündüğünüz ilacı bile kullanmayın. Bu size ve bebeğinize dönülmez yaralar açabilir.
Hayatınızın en mühim süreci hamilelik… Hem bebeğinizin hem de sizin için yaşadığınız hayat standardına ara vererek, her şeyiyle daha dikkatli yaşamanız lazım olan bir dönem. Yediğinize içtiğinize dikkat etmeli, kullandığınız ilaçları doktorunuza sormadan almamanız gerekir. Elbette ki gebelik boyunca var olan problemleriniz artar, ağrılarınız, şikayetleriniz fazlalaşırsa ilaç kullanmak elbetteki gerekli. Zaten doktorunuz sizin için en doğru ilacı ya da tedaviyi sağlayacaktır.
Gebelikte kullanılan ilaçlar FDA (Amerikan ilaç bakanlığı)’ ya göre 5 kategoriye ayrılmış;
A kategorisi: Gebelik boyunca kullanılığı zaman hiç bir sakıncası olmayan ilaçlar. Yani vitaminler gibi. Doktorun denetiminde, tavsiye edilen dozda kullanmak kaydıyla kullanılabilir.
B kategorisi: Hayvanlarda denemiş ve hayvanlardaki cenine zarar vermemiş ilaçlardır. Fakat insanlarda denenmediği halde zararsız kabul edilerek kullanılıyor. Aynı şekilde vurguluyorum ki doktorunuzdan tavsiye almadan eczaneden alarak kullanmayın.
C kategorisi: Gebelikte zararlı olduğu hayvanlar üstünde kanıtlanmış ilaçlar. Zarar yarar oranı doktorunuzca hesaplanarak alınabilecek olan ilaçlardır.
D kategorisi: Bebeğe zarar verme ihtimali yüksek ilaçlar. Lakin anne adayının sağlığı ciddi risk altındaysa kullanılması gereken ilaçlardır.
X kategorisi: Bebeğe zararı net,kesin ilaçlardır. Kesinlikle kullanılmaması gerekir.
Bu bilgileri vermemin amacı, siz de benim gibi prospektüs inceliyorsanız kategoriler ilaç ile ilgili bilgi kazanmanızı kolaylaştırabilir.
İlaç kullanımında riskli dönem ne zamandır? br /> Döllenmeden sonrasındaki 20 günde alınan ilaçlarda ya düşük olur, Yada bebeğiniz sağlıkla yoluna devam eder. Ya hep ya hiç kuralı mevcuttur. Döllenmeden sonrasındaki 21 ila 56 gün arası ise riskli dönemdir. Zorunda olmadıkça hiç kullanılmaması gerekir. br />br /> Başka dönemlerde yukarıda da bahsettiğim gibi ilaç kategorisine ve sizin hastalığınıza, ihtiyacınıza göre doktorunuz en doğru ilacı verecektir. br />br /> Mide bulantısı için ilaç kullanabilir miyim? br /> Mide bulantısı için tavsiye edilen ilaçlar bulunmakta. Lakin olanaklı mertebe kullanmamak gerekir, çünkü bebeğinizin gelişimine menfi etkiyi olabilir. br />br /> Reflü, Mide yanması için ilaç kullanabilir miyim? br /> Doktorunuz tarafı ile size tavsiye edilen ilaçlar mevcut. Lakin benim de denediğim bir metot olarak mide yanmanız olduğunda süt için. Az da olsa işe yarıyor ve sizi rahatlatıyor. br />br /> Kabızlık amaçlı doğal metodlarla ( bol su, kuru kayısı..vb) çare bulamadıysanız doktorunuza başvurabilirsiniz. br />br /> Baş ağrısı için ise parasetamol muhteviyatlı ilaçları kullanabilirsiniz. B risk grubuna girmekteler. Doktorunuza danışmadan asla! br />br /> Bitkisel ilaçları kullanabilir miyim? br /> Bitkiler evet sağlıklı, kısa süreli çözüm gideren fakat hamilelik süreci boyunca her bitki masum olmaz. Hatta bitki çayı içerken bile dikkat etmeniz gerekir. Bundan ötürü yine doktorunuza başvurmalısınız diyeceğim. br />br /> Gördüğünüz gibi hamileliğinizde hastalanmaktan kaçının ama korkmayın. Doktorunuzun gözetiminde sıkıntılardan kurtulmanız olanaklı. Fakat katiyyen ve katiyyen doktorunuzdan tavsiye almadan en zararsız olduğunu düşündüğünüz ilacı bile kullanmayın. Bu size ve bebeğinize dönülmez yaralar açabilir.
22 Şubat 2016 Pazartesi
Bebeklerde Konak
Sponsorlu Bağlantılar:
Bebeklerde Konak(Seboreik Dermatit) Nedir?
Konak nedir?
Aslında halk dilinde konak olarak bilinen hastalığın tıp dilindeki adı seboreik dermatit'tir. Bebeklerde ciltteki yağ yapısında ve miktarında doğum sonrası değişimler gözlenir. Anne karnında iken bebek annenin her şeyinden yararlanıyordu. Artık kendi vücudunun düzenini yavaşça oluşturur. Bebeklerde cilt yağı dengesiz ve cildin yağlanma düzeni henüz yoktur ve bebeklerde biotin eksikliğinde meydana geldiği düşünülür. Hastalığın oluşma ve gelişim sebebi tam anlamıyla belirlenememiştir. Bebeklerin ilk 6 ayı boyunca daha sık görüldüğü gözlenmiş fakat bu cilt hastalığı çocukluk ve yetişkinlik süreci boyunca de birazcık da olsa rastlanmıştır.
Bebeklerde seboreik dermatit nerelerde görülür? Bebeklerde ve çocuklarda genel olarak saçlı deri, yanaklar, kaşlar, kulak arkaları, kulak içi, bez bağlanan yerler, koltuk altı, boyun kıvrımlarında görülmektedir.
Bebeklerde Seboreik dermatit belirtileri nelerdir? Ben ilk kez emzirirken kafa derisinde sarı, yağlı bir tabaka oluştuğunu fark edip araştırmıştım. Yanaklarda ve kaşlarda pul pul dökülmeler olmuştu. Lakin doktorunuza cildi gösterip danışın. Seboreik dermatit tanısını doktorunuz koysun ve ona göre bir tedavi metodu belirlesin. Zira bebeklerde görülmekte olan konak başka cilt hastalıkları ile karıştırılabiliyor.
Seboreik dermatit'ten kurtulma yolları nelerdir? Cilt kuruluğundan ve cilt yağ dengesi bozukluğundan ötürü meydana geldiği için yanaklarda ya da kulak arkalarında pul pul dökülmeler olan bir cilt ise, ben bebekler için özel üretilmiş bitkisel kremlerden kullandım. Cildi devamlı rutubetli tutmanız döküntüleri önlemede yardımcı. Babe marka bebek yüz kremi kullandığımda ikinci gün düzelmeler olduğunu farkettim ve inanamamıştım. Günde iki kez kullanmanızı öneririm.
Saçlı deride meydana gelen yağlı ve kabuk bağlamış konak için, saçlı deriyi banyo dan evvel bebe yağını ya da sızma zeytin yağını saçlı deriye sürün ve yarım saat bekleyin. Sonrasında konak tarağı denilen ince telli bebek tarağı ile kabukları kaldırarak tarayın. Birkaç banyoda bütünüyle kurtulacaksınız. Deriyi yumuşatmadan döküntüleri kaldırmamanızı öneririm. (zeytin yağı kullandığınız sırada bilindik marka olmasına dikkat edin. Zeytinyağının asitlik derecesi cilt için çok önemliymiş, ben ev yapımı sızma zeytinyağı kullandım ve bebeğimin cildi daha çok kabuk bağlamıştı.) Banyo suyunun içerisine zeytin yağı ya da bebek yağı damlatarak cildi nemlendirebilirsiniz. Bu süreçte bebeğinizi 3 günde bir yıkayın. Konak oluşmasını önleyici şampuan kullanarak tekrar oluşumunu önleyebilirsiniz. Ben Mustela markasının konak önleyici şampuanını kullandım ve sorunu bir daha yaşamadım. (alıntıdır)
Konak nedir?
Aslında halk dilinde konak olarak bilinen hastalığın tıp dilindeki adı seboreik dermatit'tir. Bebeklerde ciltteki yağ yapısında ve miktarında doğum sonrası değişimler gözlenir. Anne karnında iken bebek annenin her şeyinden yararlanıyordu. Artık kendi vücudunun düzenini yavaşça oluşturur. Bebeklerde cilt yağı dengesiz ve cildin yağlanma düzeni henüz yoktur ve bebeklerde biotin eksikliğinde meydana geldiği düşünülür. Hastalığın oluşma ve gelişim sebebi tam anlamıyla belirlenememiştir. Bebeklerin ilk 6 ayı boyunca daha sık görüldüğü gözlenmiş fakat bu cilt hastalığı çocukluk ve yetişkinlik süreci boyunca de birazcık da olsa rastlanmıştır.
Bebeklerde seboreik dermatit nerelerde görülür? Bebeklerde ve çocuklarda genel olarak saçlı deri, yanaklar, kaşlar, kulak arkaları, kulak içi, bez bağlanan yerler, koltuk altı, boyun kıvrımlarında görülmektedir.
Bebeklerde Seboreik dermatit belirtileri nelerdir? Ben ilk kez emzirirken kafa derisinde sarı, yağlı bir tabaka oluştuğunu fark edip araştırmıştım. Yanaklarda ve kaşlarda pul pul dökülmeler olmuştu. Lakin doktorunuza cildi gösterip danışın. Seboreik dermatit tanısını doktorunuz koysun ve ona göre bir tedavi metodu belirlesin. Zira bebeklerde görülmekte olan konak başka cilt hastalıkları ile karıştırılabiliyor.
Seboreik dermatit'ten kurtulma yolları nelerdir? Cilt kuruluğundan ve cilt yağ dengesi bozukluğundan ötürü meydana geldiği için yanaklarda ya da kulak arkalarında pul pul dökülmeler olan bir cilt ise, ben bebekler için özel üretilmiş bitkisel kremlerden kullandım. Cildi devamlı rutubetli tutmanız döküntüleri önlemede yardımcı. Babe marka bebek yüz kremi kullandığımda ikinci gün düzelmeler olduğunu farkettim ve inanamamıştım. Günde iki kez kullanmanızı öneririm.
Saçlı deride meydana gelen yağlı ve kabuk bağlamış konak için, saçlı deriyi banyo dan evvel bebe yağını ya da sızma zeytin yağını saçlı deriye sürün ve yarım saat bekleyin. Sonrasında konak tarağı denilen ince telli bebek tarağı ile kabukları kaldırarak tarayın. Birkaç banyoda bütünüyle kurtulacaksınız. Deriyi yumuşatmadan döküntüleri kaldırmamanızı öneririm. (zeytin yağı kullandığınız sırada bilindik marka olmasına dikkat edin. Zeytinyağının asitlik derecesi cilt için çok önemliymiş, ben ev yapımı sızma zeytinyağı kullandım ve bebeğimin cildi daha çok kabuk bağlamıştı.) Banyo suyunun içerisine zeytin yağı ya da bebek yağı damlatarak cildi nemlendirebilirsiniz. Bu süreçte bebeğinizi 3 günde bir yıkayın. Konak oluşmasını önleyici şampuan kullanarak tekrar oluşumunu önleyebilirsiniz. Ben Mustela markasının konak önleyici şampuanını kullandım ve sorunu bir daha yaşamadım. (alıntıdır)
Ses Kısıklığı Niçin Olur?
Sponsorlu Bağlantılar:
Ses Kısıklığı Neden Olur?
Ses kısıklığına neden olan birçok sebep bulunur. Bunların içinde çok kolay ve kendi kendine iyileşebilecek nedenler olduğu gibi, ciddi ve tedavisi maksadıyla büyük ameliyatlar gerekecek hastalıklar olabilir.
Sesteki çatallaşmalar, titreşimler, boğuk ses ve başka bütün ses değişikliğine ses kısıklığı denilir. Ses kısıklığına sebep olabilecek hastalıklar arasında şunlar sayılabilir:
- Larenjit (Gırtlak iltihabı): Daha çok ses tellerindeki tahriş ve enfeksiyon neticesi ortaya çıkar ve ses kısıklığına hatta ses kaybına sebep olabilir. Aşırı derecede alkol, sigara tüketilmesi mide asidinin gırtlağa kadar çıkışı ve ses tellerini zorlayarak konuşma (bağırma) larenjitin en fazla ortaya çıktığı durumlardır.
- Ses tellerinde nodül, kist ya da polip gibi iyi huylu kitleler: Ses tellerinin aşırı düzensiz kullanımı, devamlı veya sıklıkla çığlık atılması, bağırarak konuşulması, doğal olmayan yüksek tonda uzun süre konuşulması ses tellerinin üzerini örten ince zarda, hafif şişliklere neden olmaktadır. Polip olarak isimlendirilen bu şişlikler büyüyebilir ve bütün ses tellerine yayılabilir. Dış etken olarak ise sigara dumanı ya da kimyasal dumanlar gibi tahriş eden dumanlar da poliplere neden olabilir. Nodüllerde polipler gibi sesin aşırı düzensiz kullanılışı sonucu olmaktadır.
- Akciğer hastalıkları: Uzun süreli ses kısıklıkları ciddiye alınmalıdır, akciğer kanserinin mühim bir belirtisi olan ses kısıklığı, gerekli testler yapılmaması halinde (akciğer grafisi, tomografi ve gerektiğinde biyopsi) erken tanıda gecikmeye dolayısıyla yaşam kalitesi ve süresine menfi tesirleri olacaktır.
- Ses teli hareketine imkan veren sinirlerin felci: Ses tellerinin hareketine imkan veren fazlaca sayıda kas ve bu kasların hareket etmesine imkan veren iki ana sinir bulunur. Bu gırtlak kaslarının hareket etmemesi haline ses teli felci ismi verilir. Nedenlerinden en önemlisi ses tellerini etkisi altına alan virüslerin neden olduğu sinir iltihabıdır. Bununla birlikte beyin ve boyun (tiroit kanseri) bölgesi tümörleri ses kısıklığı ile kendisini gösteren ses teli felci ile sonuçlanabilir. Kısık ve çatallanan ses öncelikli belirtilerdir.
- Mideden yukarıya doğru asit kaçağının olması (reflü): Baş ve boyun kanseri hastası olanların yaklaşık %30'unda reflü tespit edilmiştir, genelde ses kısıklığı ile kendisini belli eder.
- Alerji ya da iltihaplardan kaynaklı geniz akıntısı
- Gırtlak ve etrafındaki dokuların tümörleri
- Ses telleri çevresine gelen darbeler
- Psikolojik nedenler
- Şeker hastalığı ya da sinir sistemi hastalıkları gibi vücudun başka bölgeleriyle beraber ses telini de tutan hastalıklar
Şu Durumlarda Doktora Gidiniz:
1 ila 2 haftadan daha fazla süren ses kısıklıklarında mutlak suretle doktora gidilmelidir. Ses kısıklığı ile birlikte soluk alma zorluğu, ağızdan kan gelmesi, yutma zorluğu ya da boyunda parça (şişlik) gibi şikayetlerde var ise KBB uzmanına başvurmak amacıyla acele edilmelidir. Ses kısıklığı olduğu zaman ne hemen ciddi bir hastalık endişesine kapılmalı ne de çok küçümseyip muayeneyi ihmal etmemek gerekir.
İlgili aramalar: ses kısıklığı neden olur, ses kısıklığının nedenleri, ses kısılması niçin oluyor
Ses kısıklığına neden olan birçok sebep bulunur. Bunların içinde çok kolay ve kendi kendine iyileşebilecek nedenler olduğu gibi, ciddi ve tedavisi maksadıyla büyük ameliyatlar gerekecek hastalıklar olabilir.
Sesteki çatallaşmalar, titreşimler, boğuk ses ve başka bütün ses değişikliğine ses kısıklığı denilir. Ses kısıklığına sebep olabilecek hastalıklar arasında şunlar sayılabilir:
- Larenjit (Gırtlak iltihabı): Daha çok ses tellerindeki tahriş ve enfeksiyon neticesi ortaya çıkar ve ses kısıklığına hatta ses kaybına sebep olabilir. Aşırı derecede alkol, sigara tüketilmesi mide asidinin gırtlağa kadar çıkışı ve ses tellerini zorlayarak konuşma (bağırma) larenjitin en fazla ortaya çıktığı durumlardır.
- Ses tellerinde nodül, kist ya da polip gibi iyi huylu kitleler: Ses tellerinin aşırı düzensiz kullanımı, devamlı veya sıklıkla çığlık atılması, bağırarak konuşulması, doğal olmayan yüksek tonda uzun süre konuşulması ses tellerinin üzerini örten ince zarda, hafif şişliklere neden olmaktadır. Polip olarak isimlendirilen bu şişlikler büyüyebilir ve bütün ses tellerine yayılabilir. Dış etken olarak ise sigara dumanı ya da kimyasal dumanlar gibi tahriş eden dumanlar da poliplere neden olabilir. Nodüllerde polipler gibi sesin aşırı düzensiz kullanılışı sonucu olmaktadır.
- Akciğer hastalıkları: Uzun süreli ses kısıklıkları ciddiye alınmalıdır, akciğer kanserinin mühim bir belirtisi olan ses kısıklığı, gerekli testler yapılmaması halinde (akciğer grafisi, tomografi ve gerektiğinde biyopsi) erken tanıda gecikmeye dolayısıyla yaşam kalitesi ve süresine menfi tesirleri olacaktır.
- Ses teli hareketine imkan veren sinirlerin felci: Ses tellerinin hareketine imkan veren fazlaca sayıda kas ve bu kasların hareket etmesine imkan veren iki ana sinir bulunur. Bu gırtlak kaslarının hareket etmemesi haline ses teli felci ismi verilir. Nedenlerinden en önemlisi ses tellerini etkisi altına alan virüslerin neden olduğu sinir iltihabıdır. Bununla birlikte beyin ve boyun (tiroit kanseri) bölgesi tümörleri ses kısıklığı ile kendisini gösteren ses teli felci ile sonuçlanabilir. Kısık ve çatallanan ses öncelikli belirtilerdir.
- Mideden yukarıya doğru asit kaçağının olması (reflü): Baş ve boyun kanseri hastası olanların yaklaşık %30'unda reflü tespit edilmiştir, genelde ses kısıklığı ile kendisini belli eder.
- Alerji ya da iltihaplardan kaynaklı geniz akıntısı
- Gırtlak ve etrafındaki dokuların tümörleri
- Ses telleri çevresine gelen darbeler
- Psikolojik nedenler
- Şeker hastalığı ya da sinir sistemi hastalıkları gibi vücudun başka bölgeleriyle beraber ses telini de tutan hastalıklar
Şu Durumlarda Doktora Gidiniz:
1 ila 2 haftadan daha fazla süren ses kısıklıklarında mutlak suretle doktora gidilmelidir. Ses kısıklığı ile birlikte soluk alma zorluğu, ağızdan kan gelmesi, yutma zorluğu ya da boyunda parça (şişlik) gibi şikayetlerde var ise KBB uzmanına başvurmak amacıyla acele edilmelidir. Ses kısıklığı olduğu zaman ne hemen ciddi bir hastalık endişesine kapılmalı ne de çok küçümseyip muayeneyi ihmal etmemek gerekir.
İlgili aramalar: ses kısıklığı neden olur, ses kısıklığının nedenleri, ses kısılması niçin oluyor
Barut Ağacının Faydaları
Sponsorlu Bağlantılar:
Barut ağacının faydaları nelerdir?
Barut ağacı güney anadolunun kara ile suyun birleştiği suyu bol olan yerler ve dere kenarlarında yetişmektedir. Diğer bir adıda erkek akdikeni olarak bilinir. Yüksekliği bin metreyi bulan su olan dağlık bölgelerde bulunur. içirisinde Antraglikozidler, tanen, saponin, acı maddeler, şekerli komponentler, elma asidi, frangul asidi, glikofrangulin bulundurmaktadır. Yararları vardır. İdrar yapmayı arttırıcıdır. İshal yapar. Bağırsakları temizler. Yaraları geçirir. Safra hastalığına iyi gelir. dolaşım bozukluğunda kullanılır. Karaciğer hastalığında alınabilir. Sarılığı geçirir. Siroz hastalığında faydalıdır.
Hazırlanışı: Üç yaşındaki dalların kabukları kullanılır. Kabuklar kurutularak bir yıl bekletilir, bir yıl sonra kullanılır. doğranmış kabuklarından 1 çorba kaşığı 0,5 litre suda 6 saat bekletilerek 10 dakika kaynatılır. Süzüldükten sonra günde 3 kere yemeklerden önce bir çay bardağı kullanılabilir.
Barut ağacı güney anadolunun kara ile suyun birleştiği suyu bol olan yerler ve dere kenarlarında yetişmektedir. Diğer bir adıda erkek akdikeni olarak bilinir. Yüksekliği bin metreyi bulan su olan dağlık bölgelerde bulunur. içirisinde Antraglikozidler, tanen, saponin, acı maddeler, şekerli komponentler, elma asidi, frangul asidi, glikofrangulin bulundurmaktadır. Yararları vardır. İdrar yapmayı arttırıcıdır. İshal yapar. Bağırsakları temizler. Yaraları geçirir. Safra hastalığına iyi gelir. dolaşım bozukluğunda kullanılır. Karaciğer hastalığında alınabilir. Sarılığı geçirir. Siroz hastalığında faydalıdır.
Hazırlanışı: Üç yaşındaki dalların kabukları kullanılır. Kabuklar kurutularak bir yıl bekletilir, bir yıl sonra kullanılır. doğranmış kabuklarından 1 çorba kaşığı 0,5 litre suda 6 saat bekletilerek 10 dakika kaynatılır. Süzüldükten sonra günde 3 kere yemeklerden önce bir çay bardağı kullanılabilir.
20 Şubat 2016 Cumartesi
Bostanotunun Faydaları
Sponsorlu Bağlantılar:
Bostanotunun faydaları nelerdir?
Bu bitkinin diğer bir adıda şevketi bostandır. İçeriğinde elma asidi, eterik yağ, madeni tuzlar, acı maddeler vardır. Birden çok yararları olan bir bitkidir. Aşağıda sıraladık.
- Öksürük için yararlıdır.
- İshal yapıcıdır.
- İltihap ve kanayan yaraları geçirir.
- Kalbi güçlendirir.
- Kan şekerini azaltır.
- Her çeşit alerjiye yararlıdır.
- Araç ve deniz tutmaları ve astım, kaşıntılı döküntüler bu bitki kullanılırsa geçer.
- İştah açar.
- Damla hastalığına iyi gelir.
- Karaciğer hastalıklarına iyi gelir.
Hazırlanışı: Alerji için 1 litre suya 2 - 3 tutam tohum atılarak 1 gün bekletildikten sonra 7 - 8 gün süreyle her gün 1’er saat arayla 1’er çorba kaşığı içilir.
Başka rahatsızlıklar için; 2 bardak kaynar suya 10 gr. bitki yada kök yada ikisinin karışımı konur. 5 dakika bekletildikten sonra süzülür. Günde 3 defa 1’er yemek kaşığı alınır.
Kesinlikle böbrek hastalığı olanlar kişiler kullanmamalıdır.
Bu bitkinin diğer bir adıda şevketi bostandır. İçeriğinde elma asidi, eterik yağ, madeni tuzlar, acı maddeler vardır. Birden çok yararları olan bir bitkidir. Aşağıda sıraladık.
- Öksürük için yararlıdır.
- İshal yapıcıdır.
- İltihap ve kanayan yaraları geçirir.
- Kalbi güçlendirir.
- Kan şekerini azaltır.
- Her çeşit alerjiye yararlıdır.
- Araç ve deniz tutmaları ve astım, kaşıntılı döküntüler bu bitki kullanılırsa geçer.
- İştah açar.
- Damla hastalığına iyi gelir.
- Karaciğer hastalıklarına iyi gelir.
Hazırlanışı: Alerji için 1 litre suya 2 - 3 tutam tohum atılarak 1 gün bekletildikten sonra 7 - 8 gün süreyle her gün 1’er saat arayla 1’er çorba kaşığı içilir.
Başka rahatsızlıklar için; 2 bardak kaynar suya 10 gr. bitki yada kök yada ikisinin karışımı konur. 5 dakika bekletildikten sonra süzülür. Günde 3 defa 1’er yemek kaşığı alınır.
Kesinlikle böbrek hastalığı olanlar kişiler kullanmamalıdır.
Baldırıkara nedir?
Sponsorlu Bağlantılar:
Baldırıkara nedir?
Diğer adı karabaldır. Özellikle dere kenarlarında ve ıslak yerlerde yetişir. Uzunluğu 25 ve 40 cm arasında değişir. Yaprakları at yelesini benzer. Ülkemizde nerede ise her yerde görülür. En doğru olanı dallarının siyahlığı kırmızıyı andıranı, yaprağı yeşil olanıdır.
Baldırıkara Yararları: Kurutulmuş elli- altmış gram bitki yaprağı bir litre suda kaynatılıp suyu ile saçlar yıkanırsa saçlar beslenir ve çoğalır.
Böbrek ve mesanede olan taşları yok eder. İdrar söktürür.
Nezle ve burun-boğaz hastalığına, öksürüğe çok faydalıdır.
adet kanamalarını düzenler.
Göğsü açar balgamı atar.
Önemli not: Çok kullanılırsa dalağa zararı olur.
Diğer adı karabaldır. Özellikle dere kenarlarında ve ıslak yerlerde yetişir. Uzunluğu 25 ve 40 cm arasında değişir. Yaprakları at yelesini benzer. Ülkemizde nerede ise her yerde görülür. En doğru olanı dallarının siyahlığı kırmızıyı andıranı, yaprağı yeşil olanıdır.
Baldırıkara Yararları: Kurutulmuş elli- altmış gram bitki yaprağı bir litre suda kaynatılıp suyu ile saçlar yıkanırsa saçlar beslenir ve çoğalır.
Böbrek ve mesanede olan taşları yok eder. İdrar söktürür.
Nezle ve burun-boğaz hastalığına, öksürüğe çok faydalıdır.
adet kanamalarını düzenler.
Göğsü açar balgamı atar.
Önemli not: Çok kullanılırsa dalağa zararı olur.
17 Şubat 2016 Çarşamba
Bamya faydalımıdır?
Sponsorlu Bağlantılar:
Bamya faydalı mıdır?
Bamyanın yaprakları asma yaprağına benzer. Meyvesi beş bölmeli, tohumları yuvarlak ve yeşilimtırak gri renkte, sebze olarak yenen bir bitkidir. Faydalı bir sebzedir. Yaş veya kuru olarak sarf edilir. Konserveleri de yapılır. Amasya, Balıkesir bamyası gibi türleri vardır. Bamyanın en önemli faydası kansere karşı faydalı olmasıdır. Bamyadaki sümüklü dediğimiz kısmı mide ve bağırsak yüzeyini korur. Bu sebeple alınan besinlerin kanserojen etkisini önler. Bamya ayrıca bağırsakları çalıştırır. Lifli olması nedeniyle bağırsakları temizler. Bamyadaki diğer bir madde olan glutatyon kanser savar olarak bilinir. Kabızlığı olan kişilerin bamya yemesi gerekir. Bamya güçlü bir antioksidandır.
İlgili aramalar: bamyanın faydaları, bamya faydalı mı
Bamyanın yaprakları asma yaprağına benzer. Meyvesi beş bölmeli, tohumları yuvarlak ve yeşilimtırak gri renkte, sebze olarak yenen bir bitkidir. Faydalı bir sebzedir. Yaş veya kuru olarak sarf edilir. Konserveleri de yapılır. Amasya, Balıkesir bamyası gibi türleri vardır. Bamyanın en önemli faydası kansere karşı faydalı olmasıdır. Bamyadaki sümüklü dediğimiz kısmı mide ve bağırsak yüzeyini korur. Bu sebeple alınan besinlerin kanserojen etkisini önler. Bamya ayrıca bağırsakları çalıştırır. Lifli olması nedeniyle bağırsakları temizler. Bamyadaki diğer bir madde olan glutatyon kanser savar olarak bilinir. Kabızlığı olan kişilerin bamya yemesi gerekir. Bamya güçlü bir antioksidandır.
İlgili aramalar: bamyanın faydaları, bamya faydalı mı
Burçak Nedir?
Sponsorlu Bağlantılar:
Burçak Nedir?
Burçak nerede ise her bölgede yetişen bir bitkidir boyu 25 cm uzunluğundadır. Baklagillerden olup taneleri hayvan yemi olarak satılan bir bitkidir. Taneleri mercimeği andırır.
Yararlarını aşağıda sıraladık:
Unu sirke ile harmanlanıp içilirse idrarı söktürür.
Yapısı güçsüz olan kişilerde helva yapılıp yedirilirse şişmanlatır.
Tohumları isilik ve basura kullanılabilir.
Ciğer, dalak tıkanıklığına çok yararlıdır.
Cinsel arzuyu artırır.
Anne sütünü arttırır.
Ciğere faydalıdır.
Bulamacı yapılıp sert urların üzerine sürülürse iyileştirir.
Sırt ağrılarını faydalıdır.
Ayrıca bulamacı kırılan kemiklerin üzerine bağlandığında geçirir.
Vücutta oluşan lekelerin üzerine sürülürse çok faydalıdır.
Cildi güzelleştirir.
İlgili aramalar: burçak nedir, burçağın faydaları
Burçak nerede ise her bölgede yetişen bir bitkidir boyu 25 cm uzunluğundadır. Baklagillerden olup taneleri hayvan yemi olarak satılan bir bitkidir. Taneleri mercimeği andırır.
Yararlarını aşağıda sıraladık:
Unu sirke ile harmanlanıp içilirse idrarı söktürür.
Yapısı güçsüz olan kişilerde helva yapılıp yedirilirse şişmanlatır.
Tohumları isilik ve basura kullanılabilir.
Ciğer, dalak tıkanıklığına çok yararlıdır.
Cinsel arzuyu artırır.
Anne sütünü arttırır.
Ciğere faydalıdır.
Bulamacı yapılıp sert urların üzerine sürülürse iyileştirir.
Sırt ağrılarını faydalıdır.
Ayrıca bulamacı kırılan kemiklerin üzerine bağlandığında geçirir.
Vücutta oluşan lekelerin üzerine sürülürse çok faydalıdır.
Cildi güzelleştirir.
İlgili aramalar: burçak nedir, burçağın faydaları
Börülce Nedir?
Sponsorlu Bağlantılar:
Börülce Nedir?
Baklagiller familyasından, ortası koyu renkli olduğu için Karnıkara adı da verilen, fasulyeye benzeyen bir tahıl çeşididir. Börülce C vitamini ve bitkisel protein yönünden özelliği çok yararlı bir sebzedir. İçerisinde azot ve nişasta da vardır. Börülcenin fasulye gibi yemekleri yapılabileceği gibi salata içerisindede kullanılabilir. Bu bakliyatın yararlarını aşağıda sıraladık.
Göğüs ve akciğere iyi gelir.
İdrar yapamama ve makat kaşıntısını önler.
Cinsel isteği arttırır.
Yanıklara iyi gelir.
Kandaki şekeri düşürür ve yüksek tansiyonu engeller.
Kansızlığa iyi gelir.
Hazırlanışı: Börülce, yemeği, salatası ve turşusu yapılarak yenilmesiyle birlikte ezilerek yanıklarda da uygulanabilir.
İlgili aramalar: börülce nedir, börülcenin faydaları
Baklagiller familyasından, ortası koyu renkli olduğu için Karnıkara adı da verilen, fasulyeye benzeyen bir tahıl çeşididir. Börülce C vitamini ve bitkisel protein yönünden özelliği çok yararlı bir sebzedir. İçerisinde azot ve nişasta da vardır. Börülcenin fasulye gibi yemekleri yapılabileceği gibi salata içerisindede kullanılabilir. Bu bakliyatın yararlarını aşağıda sıraladık.
Göğüs ve akciğere iyi gelir.
İdrar yapamama ve makat kaşıntısını önler.
Cinsel isteği arttırır.
Yanıklara iyi gelir.
Kandaki şekeri düşürür ve yüksek tansiyonu engeller.
Kansızlığa iyi gelir.
Hazırlanışı: Börülce, yemeği, salatası ve turşusu yapılarak yenilmesiyle birlikte ezilerek yanıklarda da uygulanabilir.
İlgili aramalar: börülce nedir, börülcenin faydaları
16 Şubat 2016 Salı
Ballıbabanın Faydaları
Sponsorlu Bağlantılar:
Ballıbabanın faydaları nelerdir?
Diğer bir adı da beyazısırgan, bitkisidir. Uzunluğu yarım metreye kadar bulan bir bitkidir. Yol ağızlarında, meyve, sebze bahçelerinde, bayırlarda yetişir. Yaprakları ısırgan otuna benzer. Benekli ballıbaba ve ak ballıbaba gibi türleri vardır. Yaz aylarında toplanır gölgede kurutulur. Ya da taze olarak kullanılır. Ballıbabanın yararlarını aşağıda sıraladık.
- Alerjik rinitlere iyi gelir.
- Ateş düşürücüdür.
- Böbrekleri çalıştırır.
- Bağırsakları çalıştırır.
- Yaprakları dövülerek suyu kullanılırsa rahim iltihaplarına, rahim kanamalarına ve prostat hastalıklarına yararlıdır.
- Şurubu ise boğaz şişme ve ağrılarına, vereme ve kadınlarda adet ağrılarına iyi gelir.
- Merhemi yanıklara iyi gelir.
- Yaprağının haşlanmışı kabakulak, mayasıl, kanlı basura iyidir.
İlgili aramalar: ballıbaba nedir, ballıbabanın faydaları
Diğer bir adı da beyazısırgan, bitkisidir. Uzunluğu yarım metreye kadar bulan bir bitkidir. Yol ağızlarında, meyve, sebze bahçelerinde, bayırlarda yetişir. Yaprakları ısırgan otuna benzer. Benekli ballıbaba ve ak ballıbaba gibi türleri vardır. Yaz aylarında toplanır gölgede kurutulur. Ya da taze olarak kullanılır. Ballıbabanın yararlarını aşağıda sıraladık.
- Alerjik rinitlere iyi gelir.
- Ateş düşürücüdür.
- Böbrekleri çalıştırır.
- Bağırsakları çalıştırır.
- Yaprakları dövülerek suyu kullanılırsa rahim iltihaplarına, rahim kanamalarına ve prostat hastalıklarına yararlıdır.
- Şurubu ise boğaz şişme ve ağrılarına, vereme ve kadınlarda adet ağrılarına iyi gelir.
- Merhemi yanıklara iyi gelir.
- Yaprağının haşlanmışı kabakulak, mayasıl, kanlı basura iyidir.
İlgili aramalar: ballıbaba nedir, ballıbabanın faydaları
Baldıran Nedir?
Sponsorlu Bağlantılar:
BALDIRAN NEDİR?
Anason maydanoz ve kereviz vs bitkileri içerisine alan bitki familyasındandır. Rutubetli yerlerde yetişen, 1-2 metre boyunda zehri olan zararlı bir bitkidir. Yaprakları büyük; bedeni kabadır. Saplarının alt kökü vişneçürüğü renktedir. Yaz aylarında beyaz çiçekler açar, çiçekleri basık ve küçüktür. Çirkin bir kokusu olan zehirli bir bitkidir. İki gruba yarılır. Büyük baldıran ve Küçük baldıran olmak üzere 2 türe ayrılır. Tıpta büyük olanı kullanılır. İçeriğinde elma asidi, uçucu yağ vardır. Yararları: Ağrı kesici, kasılmalara faydalı ve dinlendirici özelliği olduğu halde çok zehirli olduğu için uzmanla görüşülmeden kullanılamaz. Saçlara külleri kullanılabilir. Saçı güçlendirir. Romatizma ağrına iyi gelir. Çay olarak kaynatılıp içilirse göğüs ve akciğerde bulunan kan, safra, balgam ve safrayı atar. Uzmana danışılmadan kullanılmamalıdır.
Anason maydanoz ve kereviz vs bitkileri içerisine alan bitki familyasındandır. Rutubetli yerlerde yetişen, 1-2 metre boyunda zehri olan zararlı bir bitkidir. Yaprakları büyük; bedeni kabadır. Saplarının alt kökü vişneçürüğü renktedir. Yaz aylarında beyaz çiçekler açar, çiçekleri basık ve küçüktür. Çirkin bir kokusu olan zehirli bir bitkidir. İki gruba yarılır. Büyük baldıran ve Küçük baldıran olmak üzere 2 türe ayrılır. Tıpta büyük olanı kullanılır. İçeriğinde elma asidi, uçucu yağ vardır. Yararları: Ağrı kesici, kasılmalara faydalı ve dinlendirici özelliği olduğu halde çok zehirli olduğu için uzmanla görüşülmeden kullanılamaz. Saçlara külleri kullanılabilir. Saçı güçlendirir. Romatizma ağrına iyi gelir. Çay olarak kaynatılıp içilirse göğüs ve akciğerde bulunan kan, safra, balgam ve safrayı atar. Uzmana danışılmadan kullanılmamalıdır.
15 Şubat 2016 Pazartesi
Acı Ağaç
Sponsorlu Bağlantılar:
ACI AĞAÇ NEDİR?
Sıcak diyarlarda yetişir. Bazı memleketlerde acı ağaçtan yapılan çanaklardan su içen kişilerin güçleneceği söylentileri vardır. Başka adı da vardır. Kuvasya ağacı olarak da bilinir. Sedefotuna benzeyen 2-3 metre uzunluğunda küçük bir bitkidir, ince kabuklarının üzerinde sarı noktalar vardır. Çiçekleri kırmızıdır. Sıcak ülkelerde yetişir. Bu ülkelerde; acıağaç kabuklarından yapılan kaplardan su içenlerin kuvvetleneceğine inanılır. tıbbi olarak kökü, kabuğu ve odunu kullanılır. Etken maddesi "quassine" dir. Çok tatsızdır. Yararları hazımsızlık varsa iyi gelir. Ayrıca yemek isteğini arttırır. Böbrek taşlarının düşmesini yardımcıdır, safra kesesinin ağrılarını dindirir. Çok acı olduğu için haşereleri öldürmede ve kaçırmada kullanılabilir. Hazırlanışı : Bir litre suya 5 gr ağaçtan konur ıslatarak ya da haşlanarak kullanılır.önemli olan bir konuda yaşa ve kişinin yapısına göre kullanılmalıdır. Çok kullanılması halinde baş dönmesi, kusma ve bulantı gibi rahatsızlıklara sebep olur.
Sıcak diyarlarda yetişir. Bazı memleketlerde acı ağaçtan yapılan çanaklardan su içen kişilerin güçleneceği söylentileri vardır. Başka adı da vardır. Kuvasya ağacı olarak da bilinir. Sedefotuna benzeyen 2-3 metre uzunluğunda küçük bir bitkidir, ince kabuklarının üzerinde sarı noktalar vardır. Çiçekleri kırmızıdır. Sıcak ülkelerde yetişir. Bu ülkelerde; acıağaç kabuklarından yapılan kaplardan su içenlerin kuvvetleneceğine inanılır. tıbbi olarak kökü, kabuğu ve odunu kullanılır. Etken maddesi "quassine" dir. Çok tatsızdır. Yararları hazımsızlık varsa iyi gelir. Ayrıca yemek isteğini arttırır. Böbrek taşlarının düşmesini yardımcıdır, safra kesesinin ağrılarını dindirir. Çok acı olduğu için haşereleri öldürmede ve kaçırmada kullanılabilir. Hazırlanışı : Bir litre suya 5 gr ağaçtan konur ıslatarak ya da haşlanarak kullanılır.önemli olan bir konuda yaşa ve kişinin yapısına göre kullanılmalıdır. Çok kullanılması halinde baş dönmesi, kusma ve bulantı gibi rahatsızlıklara sebep olur.
Ardıçın faydaları nelerdir?
Sponsorlu Bağlantılar:
Ardıçın faydaları nelerdir?
Yapraklarını dökmeyen olmamış kuru ham meyvegillerden 2-5 metre uzunluğunda yeşil bir ağaçtır. Ülkemizde sekiz çeşit ardıç yetişmektedir. Yaprakları ince, uzun, ucu keskin ve güzel kokusu olan bir ağaçtır. Meyveleri; siyah, ışıldayan kozalaklar halindedir. Bunlara ardıç tohumu adı verilir. Kış aylarında toplanıp, kurutulur. Ayrıca sıcak yerlerde ardıç ağacı yetişebilir. İçeriğinde uçucu sıvı, glikoz, sakaroz ve farklı asitler vardır. Ardıçın vücuda yararları vardır.
- İdrar yapmayı sıklaştırır.
- Ter atmaya yardımcıdır.
- Midenizi güçlendirir.
- Balgam söktürücüdür.
- Mikrop atıcı özelliği vardır.
- Dalları kullanılarak yapılan merhem cilt hastalıklarına iyi gelir.
- Romatizma ve gribe karşı iyidir.
- Şekeri düşürür.
- Adet ağrılarını geçirir.
- Bayanlardaki akıntıları önler.
- Ağız kokusuna iyi gelir.
- Ayrıca ezilmiş meyveleri sirkede bekletip kullanılırsa baş ağrısını keser.
- Kanı temizler. Günde dört adet on iki gün yenilir.
- Yeni çıkan dalından yapılan çay zayıflamada faydalıdır.
Hazırlanışı: Az dövülmüş meyvelerinden 1 yemek kaşığı 400 gr. kaynayan suya eklenir su ateşten indirilir. 2 saat demlendirilerek günde 4 defa yemeklerden önce kullanılır.
Yan etkileri olan kişiler böbrek hastaları ve hamileler asla kullanmamalıdır. Ayrıca 6 haftadan çok alınmamalıdır.
Yapraklarını dökmeyen olmamış kuru ham meyvegillerden 2-5 metre uzunluğunda yeşil bir ağaçtır. Ülkemizde sekiz çeşit ardıç yetişmektedir. Yaprakları ince, uzun, ucu keskin ve güzel kokusu olan bir ağaçtır. Meyveleri; siyah, ışıldayan kozalaklar halindedir. Bunlara ardıç tohumu adı verilir. Kış aylarında toplanıp, kurutulur. Ayrıca sıcak yerlerde ardıç ağacı yetişebilir. İçeriğinde uçucu sıvı, glikoz, sakaroz ve farklı asitler vardır. Ardıçın vücuda yararları vardır.
- İdrar yapmayı sıklaştırır.
- Ter atmaya yardımcıdır.
- Midenizi güçlendirir.
- Balgam söktürücüdür.
- Mikrop atıcı özelliği vardır.
- Dalları kullanılarak yapılan merhem cilt hastalıklarına iyi gelir.
- Romatizma ve gribe karşı iyidir.
- Şekeri düşürür.
- Adet ağrılarını geçirir.
- Bayanlardaki akıntıları önler.
- Ağız kokusuna iyi gelir.
- Ayrıca ezilmiş meyveleri sirkede bekletip kullanılırsa baş ağrısını keser.
- Kanı temizler. Günde dört adet on iki gün yenilir.
- Yeni çıkan dalından yapılan çay zayıflamada faydalıdır.
Hazırlanışı: Az dövülmüş meyvelerinden 1 yemek kaşığı 400 gr. kaynayan suya eklenir su ateşten indirilir. 2 saat demlendirilerek günde 4 defa yemeklerden önce kullanılır.
Yan etkileri olan kişiler böbrek hastaları ve hamileler asla kullanmamalıdır. Ayrıca 6 haftadan çok alınmamalıdır.
Altın Otunun Faydaları Nelerdir?
Sponsorlu Bağlantılar:
Altın otunun faydaları nelerdir?
Altın otu 50 ila 60 cm büyüyen sarı çiçekler açan bir bitkidir. İçerisinde flovanlar, karotin, c ve p vitamini vardır. diğer adıda güve otudur. Sarılık ve karaciğer sirozu hastalığında tavsiye edilebilir. Ayrıca iktidarsızlık, siyatik, egzama, kan tükürme ve enfeksiyonlarda kullanılabilir. Hazırlanışı: 1 çorba kaşığı kıyılmış bitki 400 gr. kaynar su ile çay gibi demlenilir. Günde 3 defa yemek yenmeden kullanılır.
Altınotunun Faydaları:
- idrar artırıcıdır.
- böbrek kum ve taşlarını atar.
- varis ve eğzamada kullanılır.
- gastrit için altın başak otu ve kantaron ile pişirilip balla yenir.
- idrar yolu enfeksiyonu için kullanılır.
- kabızlık ve hemoroid içinde faydalıdır.
İlgili aramalar: altınotunun faydaları, altın otunun yararları
Altın otu 50 ila 60 cm büyüyen sarı çiçekler açan bir bitkidir. İçerisinde flovanlar, karotin, c ve p vitamini vardır. diğer adıda güve otudur. Sarılık ve karaciğer sirozu hastalığında tavsiye edilebilir. Ayrıca iktidarsızlık, siyatik, egzama, kan tükürme ve enfeksiyonlarda kullanılabilir. Hazırlanışı: 1 çorba kaşığı kıyılmış bitki 400 gr. kaynar su ile çay gibi demlenilir. Günde 3 defa yemek yenmeden kullanılır.
Altınotunun Faydaları:
- idrar artırıcıdır.
- böbrek kum ve taşlarını atar.
- varis ve eğzamada kullanılır.
- gastrit için altın başak otu ve kantaron ile pişirilip balla yenir.
- idrar yolu enfeksiyonu için kullanılır.
- kabızlık ve hemoroid içinde faydalıdır.
İlgili aramalar: altınotunun faydaları, altın otunun yararları
11 Şubat 2016 Perşembe
Avokado Nasıl Yenir?
Sponsorlu Bağlantılar:
Avokado Nasıl Yenmelidir?
Avokadonun da diğer meyveler gibi kilo verme, diyabet, kalp rahatsızlığı, sağlıklı cilt ve saç, sindirim gibi çeşitli yararları vardır. Avokado E vitamini deposudur ve protein açısından sağladığı faydayı E vitamini ile destekler. Bu iki öğe birçok hastalıkla savaşmak için çok önemlidir. Avokado meyvesini birçok şekilde hazırlayıp yiyebilirsiniz. Mesela meyve uzun bir biçimde ortadan kesilir. Ortadaki büyük çekirdek alınır. Meyve ince ince cips gibi doğranır veya ezilir. Tuz, kırmızı veya karabiber ekilir. Limon sıkılır karıştırılır. İsteğe göre biraz taze yada kuru soğan doğranarak eklenir. Eğer seviyorsanız maydanoz ve domateste katılabilir. Salata olarak tüketilir. Yağsız yenmelidir. Diğer bir şeklide soyulmuş ve rendelenmiş avokado sarımsaklı yoğurt ile karıştırılıp yenebilir. Omlet için de kullanabilirsiniz. Avokadoyu sote olarak da yiyebilirsiniz. En son olarak tavsiye edilen ezilmiş avokado bal ve ezilmiş cevizle karıştırılır. Bu durumda tuz, limon, biber eklenmez.
Avokadonun da diğer meyveler gibi kilo verme, diyabet, kalp rahatsızlığı, sağlıklı cilt ve saç, sindirim gibi çeşitli yararları vardır. Avokado E vitamini deposudur ve protein açısından sağladığı faydayı E vitamini ile destekler. Bu iki öğe birçok hastalıkla savaşmak için çok önemlidir. Avokado meyvesini birçok şekilde hazırlayıp yiyebilirsiniz. Mesela meyve uzun bir biçimde ortadan kesilir. Ortadaki büyük çekirdek alınır. Meyve ince ince cips gibi doğranır veya ezilir. Tuz, kırmızı veya karabiber ekilir. Limon sıkılır karıştırılır. İsteğe göre biraz taze yada kuru soğan doğranarak eklenir. Eğer seviyorsanız maydanoz ve domateste katılabilir. Salata olarak tüketilir. Yağsız yenmelidir. Diğer bir şeklide soyulmuş ve rendelenmiş avokado sarımsaklı yoğurt ile karıştırılıp yenebilir. Omlet için de kullanabilirsiniz. Avokadoyu sote olarak da yiyebilirsiniz. En son olarak tavsiye edilen ezilmiş avokado bal ve ezilmiş cevizle karıştırılır. Bu durumda tuz, limon, biber eklenmez.
10 Şubat 2016 Çarşamba
Limonlu Su Zayıflatıyor Mu?
Sponsorlu Bağlantılar:
Eğer zayıflamak amacıyla mucize bir çözüm peşindeyseniz maalesef size kötü haberlerimiz var:
Limonlu su, yalnız başına zayıflatmaya yetmiyor!
Fakat hemen hayal kırıklığı yaşamayın. Limonlu su, zayıflatmaz ama zayıflamaya yardım eder.
Kilo kaybetmek istiyor iseniz zaten kapsamlı bir çabaya girişmeniz gerekir. Düşük kalorili diyetler uygulamalı, düzenli ve sağlıklı beslenmeli, düzenli spor yapmalı ve kendinizi motive etmeniz gerekir. BU unsurları hayatınızın parçası haline getirmişseniz limonlu su içmek size birtakım avantajlar sağlayacaktır.
Limonlu su içmenin faydaları;
Birçok beslenme uzmanı, limonlu su içmenin kilo kaybında gerçek ve gözle görülür tesirleri olduğu görüşünde. Limonlu su, kilo kaybını hızlandırabilir. Bununla birlikte kilo vermeyi kolaylaştırıcı özelliklerinin yanında vücudunuzdaki toksinleri de temizlemektedir. Limonlu su, iyi bir idrar söktürücü ve sindirim tetikleyici olarak da zayıflarken size fayda sağlar. Ve tabii Vitamin C deposu olarak da bağışıklık sisteminize faydalı olmaktadır.
Yetişkin bir erkeğin günlük Vitamin C gereksiniminin 1/5’ini; yetişkin bir kadınınsa 1/4’ünü karşılayabilen 1 tane limonun suyunun yalnızca 11 kalori olması da ayrıca kilo kaybetmeyi amaçlayanlar için bir cazibe unsurudur. Çünkü limonlu su ile aldığınız C vitamininin, vücudunuzdaki hücrelerin, vücutta bulunan yağı yakarak enerjiye dönüştürmesine imkan veren karnitin yapımını artırdığı bilinir. Bunu sağlarken de size gerektiğinden çok kalori aldırmaması tabii ki önemli.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, C vitamininin vücut direncini artırarak egzersiz yaparken de daha zor yorulmanızı sağladığını gösterir. Limondaki Vitamin C de aynı etkiyi gösterip, spor salonunda daha çok zaman geçirmenize; dolayısıyla daha çok kalori yakmanıza yardımcı olabilir.
Limon suyu acıkmayı engelliyor, kanın vücutta dolaşımını hızlandırıyor!
Limonda mevcut olan pektin lifi, sık acıkmanızı engelleyerek daha az yemek yemek ihtiyacı hissetmenizi sağlıyor. Böylelikle kilo vermek amacı ile giriştiğiniz mücadelede sizin için mühim bir silah haline geliyor.
Ayrıca limon, kan dolaşımınızı hızlandırarak hareketsiz kaldığınızda bile daha fazla kalori yakmanızı ve bedeninizin daha fazla yağı metabolize etmesini sağlıyor. Antioksidan olarak ciddiye alınması lazım olan limonun barındırdığı flavonoidlerse hücrelere zarar veren serbest radikallerin çoğalmasını engelleyerek oksidatif stresi azaltıyor. Oksidatif stres, yalnızca kilo almaya değil; kanser, kalp ve şeker hastalıklarına da neden olabileceğinden limonun bu özelliği ayrıca kayda değer.
Ayrıca limon, özünde asidik bir yiyecek olsa bile bedene girdiğinde alkalik özellik kazanıyor. Alkalik besinler tüketmek de genel vücut sağlığınız için çok gerekli.
Limonlu su selüliti de engelliyor!
Limonlu su içerek, bedeninizin susuz kalmasını da engellemiş oluyorsunuz. Susuz kalmış vücudun daha fazla yağ depoladığı, bilinen bir gerçek. Zayıflamak amacıyla bol su içmelisiniz zaten… Ayrıca, limonlu su, düzenli şekilde içildiğinde selülitleri de ortadan kaldırıyor. Yalnız, limonlu suyu ılık su ile hazırlamaya ve limonun asidik yapısı sebebiyle mide problemleri yaşamamak amacıyla limon ve suyu en azından yarı yarıya karıştırmaya dikkat edin.
ÖNEMLİ UYARI: Kilo vermek için, bilinçsiz diyetlere kalkışmayın. Bir diyete başlarken sizin için en doğru olanını doktorunuzla beraber belirleyin. Diyetinize limonlu suyu eklerken de bilhassa mide yanması, mide ülseri veya reflü şikayeti bulunanların mutlak suretle doktorlarına danışmaları gerekli.
Limonlu su, yalnız başına zayıflatmaya yetmiyor!
Fakat hemen hayal kırıklığı yaşamayın. Limonlu su, zayıflatmaz ama zayıflamaya yardım eder.
Kilo kaybetmek istiyor iseniz zaten kapsamlı bir çabaya girişmeniz gerekir. Düşük kalorili diyetler uygulamalı, düzenli ve sağlıklı beslenmeli, düzenli spor yapmalı ve kendinizi motive etmeniz gerekir. BU unsurları hayatınızın parçası haline getirmişseniz limonlu su içmek size birtakım avantajlar sağlayacaktır.
Limonlu su içmenin faydaları;
Birçok beslenme uzmanı, limonlu su içmenin kilo kaybında gerçek ve gözle görülür tesirleri olduğu görüşünde. Limonlu su, kilo kaybını hızlandırabilir. Bununla birlikte kilo vermeyi kolaylaştırıcı özelliklerinin yanında vücudunuzdaki toksinleri de temizlemektedir. Limonlu su, iyi bir idrar söktürücü ve sindirim tetikleyici olarak da zayıflarken size fayda sağlar. Ve tabii Vitamin C deposu olarak da bağışıklık sisteminize faydalı olmaktadır.
Yetişkin bir erkeğin günlük Vitamin C gereksiniminin 1/5’ini; yetişkin bir kadınınsa 1/4’ünü karşılayabilen 1 tane limonun suyunun yalnızca 11 kalori olması da ayrıca kilo kaybetmeyi amaçlayanlar için bir cazibe unsurudur. Çünkü limonlu su ile aldığınız C vitamininin, vücudunuzdaki hücrelerin, vücutta bulunan yağı yakarak enerjiye dönüştürmesine imkan veren karnitin yapımını artırdığı bilinir. Bunu sağlarken de size gerektiğinden çok kalori aldırmaması tabii ki önemli.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, C vitamininin vücut direncini artırarak egzersiz yaparken de daha zor yorulmanızı sağladığını gösterir. Limondaki Vitamin C de aynı etkiyi gösterip, spor salonunda daha çok zaman geçirmenize; dolayısıyla daha çok kalori yakmanıza yardımcı olabilir.
Limon suyu acıkmayı engelliyor, kanın vücutta dolaşımını hızlandırıyor!
Limonda mevcut olan pektin lifi, sık acıkmanızı engelleyerek daha az yemek yemek ihtiyacı hissetmenizi sağlıyor. Böylelikle kilo vermek amacı ile giriştiğiniz mücadelede sizin için mühim bir silah haline geliyor.
Ayrıca limon, kan dolaşımınızı hızlandırarak hareketsiz kaldığınızda bile daha fazla kalori yakmanızı ve bedeninizin daha fazla yağı metabolize etmesini sağlıyor. Antioksidan olarak ciddiye alınması lazım olan limonun barındırdığı flavonoidlerse hücrelere zarar veren serbest radikallerin çoğalmasını engelleyerek oksidatif stresi azaltıyor. Oksidatif stres, yalnızca kilo almaya değil; kanser, kalp ve şeker hastalıklarına da neden olabileceğinden limonun bu özelliği ayrıca kayda değer.
Ayrıca limon, özünde asidik bir yiyecek olsa bile bedene girdiğinde alkalik özellik kazanıyor. Alkalik besinler tüketmek de genel vücut sağlığınız için çok gerekli.
Limonlu su selüliti de engelliyor!
Limonlu su içerek, bedeninizin susuz kalmasını da engellemiş oluyorsunuz. Susuz kalmış vücudun daha fazla yağ depoladığı, bilinen bir gerçek. Zayıflamak amacıyla bol su içmelisiniz zaten… Ayrıca, limonlu su, düzenli şekilde içildiğinde selülitleri de ortadan kaldırıyor. Yalnız, limonlu suyu ılık su ile hazırlamaya ve limonun asidik yapısı sebebiyle mide problemleri yaşamamak amacıyla limon ve suyu en azından yarı yarıya karıştırmaya dikkat edin.
ÖNEMLİ UYARI: Kilo vermek için, bilinçsiz diyetlere kalkışmayın. Bir diyete başlarken sizin için en doğru olanını doktorunuzla beraber belirleyin. Diyetinize limonlu suyu eklerken de bilhassa mide yanması, mide ülseri veya reflü şikayeti bulunanların mutlak suretle doktorlarına danışmaları gerekli.
Avokado Faydalı mıdır?
Sponsorlu Bağlantılar:
Avokado faydalı mıdır?
Avokado da sağlıklı yaşamını devam ettirebilmeye yarar sağlayan besin değeri bulunmaktadır. Ayrıca verimli bir içeriğe sahip olması ve güzel bir tadı olmasından dolayı çeşitli yemeklerde kullanılır. Avokado tokluk hissi veren bir meyvedir. İçerisindeki bu madde guacamoledir. Avokadonun ham hali ağızda pek hoş olmayan bir tat bırakır. Avokado kabuğu yeşil, yenen kısımları beyaz, iri çekirdekli bir meyvedir. Avokado tam olgunluğu toplandıktan sonra başlar. Tadını tam almak için olgunlaşmasını beklemek gerekmektedir. Bundan dolayı yumuşak olandan alınmalıdır. Avokado alırken dışının parlak ve kaygan olmasına, salladığınızda çekirdeğin sesinin gelmesine bakın. Birkaç gün sonra yiyecekseniz, sert olanı seçmemeniz daha iyidir.
Avokadonun yetiştirildiği asıl yer Meksikadır. Diğer bölgeler ise Guatemala ve Güney Amerika’ nın kuzey sahillerinde yetişir. Faydaları sayabiliriz. Kabızlığı geçirir. Bağışıklık sistemini güçlendirir. İçerdiği doymamış yağ asitleri kanda kolesterolün yükselmesini önler dolayısıyla Kalp ve damar hastalıkları için en iyi doğal ilaçtır. Avokado, vücutta toksit maddeleri etkisiz hale getirerek, yaşlılığa sebep olan zararlı maddeleri yok eder. İçerisinde olan protein, mineral ve vitaminler küçük çocukların ve hamile bayanların dengeli ve sağlıklı beslenmelerinde çok gerekli olan gıdalardır . Avokado, vücudun karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasında düzenleyici işlevini görür.
İlgili aramalar: avokadonun yararları, avokado faydalı mı, avokadonun faydaları var mı
Avokado da sağlıklı yaşamını devam ettirebilmeye yarar sağlayan besin değeri bulunmaktadır. Ayrıca verimli bir içeriğe sahip olması ve güzel bir tadı olmasından dolayı çeşitli yemeklerde kullanılır. Avokado tokluk hissi veren bir meyvedir. İçerisindeki bu madde guacamoledir. Avokadonun ham hali ağızda pek hoş olmayan bir tat bırakır. Avokado kabuğu yeşil, yenen kısımları beyaz, iri çekirdekli bir meyvedir. Avokado tam olgunluğu toplandıktan sonra başlar. Tadını tam almak için olgunlaşmasını beklemek gerekmektedir. Bundan dolayı yumuşak olandan alınmalıdır. Avokado alırken dışının parlak ve kaygan olmasına, salladığınızda çekirdeğin sesinin gelmesine bakın. Birkaç gün sonra yiyecekseniz, sert olanı seçmemeniz daha iyidir.
Avokadonun yetiştirildiği asıl yer Meksikadır. Diğer bölgeler ise Guatemala ve Güney Amerika’ nın kuzey sahillerinde yetişir. Faydaları sayabiliriz. Kabızlığı geçirir. Bağışıklık sistemini güçlendirir. İçerdiği doymamış yağ asitleri kanda kolesterolün yükselmesini önler dolayısıyla Kalp ve damar hastalıkları için en iyi doğal ilaçtır. Avokado, vücutta toksit maddeleri etkisiz hale getirerek, yaşlılığa sebep olan zararlı maddeleri yok eder. İçerisinde olan protein, mineral ve vitaminler küçük çocukların ve hamile bayanların dengeli ve sağlıklı beslenmelerinde çok gerekli olan gıdalardır . Avokado, vücudun karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasında düzenleyici işlevini görür.
İlgili aramalar: avokadonun yararları, avokado faydalı mı, avokadonun faydaları var mı
Ahlat (Yabanarmudu)
Sponsorlu Bağlantılar:
AHLAT
Ahlat ağacı bazı illerde yaban armudu olarak bilinir. Genelde her memlekette yetişmektedir. Ahlat ağacının verdiği meyvelerin içerisinde meyve asitleri, şeker ve tanen vardır. Çok yararlı bir meyvedir. Ahlat ağacı, kendiliğinden yetişen bir ağaçtır ve yemişleri armuda benzer. Ahlat ağacının filizlenen bölümleri böcek ısırmalarına için yararlıdır. Ayrıca dikenli bir ağaçtır. Meyvesi tam geliştikten sonra tazeyken veya kurutularak yenir. Üzerine armut aşılanır. Meyvesinin renkleri beyaz ve siyahtır.
Yararları vardır. Bunlar zehirli böcek ısırmalarında zehrin vücuttan atılmasını sağlar. Bir kişi ishal olmuşsa iyi gelir. Astım ataklarına iyi gelir ve astım hastalığını iyileştirir. Ahlat suyu kanı sulandırır faydalıdır. Diş eti hastalıklarına iyi gelmektedir. Kalbi de kuvvetlendirir. Akılda kalması gereken bir not ise aç karnına meyvesi yenmemelidir, zararlıdır.
İlgili aramalar: ahlat nedir, yaban armutu nedir, yabanarmudunun faydaları
Ahlat ağacı bazı illerde yaban armudu olarak bilinir. Genelde her memlekette yetişmektedir. Ahlat ağacının verdiği meyvelerin içerisinde meyve asitleri, şeker ve tanen vardır. Çok yararlı bir meyvedir. Ahlat ağacı, kendiliğinden yetişen bir ağaçtır ve yemişleri armuda benzer. Ahlat ağacının filizlenen bölümleri böcek ısırmalarına için yararlıdır. Ayrıca dikenli bir ağaçtır. Meyvesi tam geliştikten sonra tazeyken veya kurutularak yenir. Üzerine armut aşılanır. Meyvesinin renkleri beyaz ve siyahtır.
Yararları vardır. Bunlar zehirli böcek ısırmalarında zehrin vücuttan atılmasını sağlar. Bir kişi ishal olmuşsa iyi gelir. Astım ataklarına iyi gelir ve astım hastalığını iyileştirir. Ahlat suyu kanı sulandırır faydalıdır. Diş eti hastalıklarına iyi gelmektedir. Kalbi de kuvvetlendirir. Akılda kalması gereken bir not ise aç karnına meyvesi yenmemelidir, zararlıdır.
İlgili aramalar: ahlat nedir, yaban armutu nedir, yabanarmudunun faydaları
9 Şubat 2016 Salı
Boyun Ağrısına Ne İyi Gelir?
Sponsorlu Bağlantılar:
Dünya genelinde yapılmakta olan araştırmalara göre, her 4 yetişkin kişiden biri hayatının belli bir süreci boyunca boyun ağrısı problemiyle mücadele etmektedir.
Günlük yaşamı zorlaştıran ve hayat kalitenizi düşüren boyun ağrılarının nedenlerini, boyun ağrısından korunmanın yollarını ve tedavi yöntemlerini sizler için yazımızda bir araya getirdik.
Boyun Ağrısının Sebepleri Nelerdir?
Boyun ağrılarının sebepleri içerisinde en yaygın bulunanlarını;
Bilgisayar karşısında veya çalışma masasında uzun süre aynı konumda durmaya bağlı kas gerilimi,
Boyun kaslarında gerilimi artıracak derecede stres,
Yanlış uyku pozisyonları,
Bedensel güç gerektirmiş olan işleri devamlı olarak yapmak,
Kireçlenmeye ve yaşlanmadan kaynaklı eklem sorunları, şeklinde sıralayabiliriz.
Boyun Ağrısına Ne İyi Gelir?
Boyun ağrısına yakalanmamak ve boynunuz ağrıyorsa bunu asgariye indirmek amacı ile uygulayabilecek olduğunuz birtakım metodlar bulunur. Bu yöntemleri uygulama dan evvel bir uzmandan destek almanız yararınıza olacaktır. Boyun ağrısını evde tedavi etmenin yollarını sıralarsak;
Vücut duruşunuzu düzeltin. Oturuş, yürüyüş ve uyuma pozisyonlarınızı omurganın konforuna göre ayarlamanız gerekir. Düzenli bir şekilde egzersiz yapın. Yürüyüş, koşu, hafif ağırlıklarla çalışma veya pilates gibi sporlar, boyun ağrılarını önlemekte oldukça tesirlidir.
Çalışırken, TV izlerken veya bilgisayar başındayken her saat başı kısa molalar verin. Mümkün olduğu kadar ağır kaldırmamaya ve ani hareketler yapıldıktan sonra bulunmamaya özen gösterin. Uyurken çok yumuşak veya çok sert yastıklar kullanmayınız. Mümkünse sırtüstü uyumaya çabalayın.
Boyun Ağrısının Tedavisi Nedir?
Uzun süreli boyun ağrısı, eklem sorunlarının veya omurga rahatsızlıklarının işareti olabilir. Bu durumda boyun ağrısının tedavisini uzmanlara emanet etmek daha akıllıca olacaktır. Doktorlar boyun ağrısının tedavisinde öncelikle ağrı kesicileri ve ağrılı alana sıcak* soğuk presleri önermektedirler.
Bunun yanında sizlere verecekleri egzersizleri günlük olarak düzenli bir şekilde yapmalı ve yukarıda yer alan başka tavsiyelere de harfiyen uymanız gerekir. İleri derece boyun ağrılarının tedavisinde, akapunktur ve fizik tedavi gibi metodların kullanıldığı da bilinir.
İlgili aramalar: boyun ağrısına ne iyi gelir, boyun ağrısının tedavisi nedir, boyun ağrısı nasıl geçer, boyun ağrısı için ne yapılabilir
Günlük yaşamı zorlaştıran ve hayat kalitenizi düşüren boyun ağrılarının nedenlerini, boyun ağrısından korunmanın yollarını ve tedavi yöntemlerini sizler için yazımızda bir araya getirdik.
Boyun Ağrısının Sebepleri Nelerdir?
Boyun ağrılarının sebepleri içerisinde en yaygın bulunanlarını;
Bilgisayar karşısında veya çalışma masasında uzun süre aynı konumda durmaya bağlı kas gerilimi,
Boyun kaslarında gerilimi artıracak derecede stres,
Yanlış uyku pozisyonları,
Bedensel güç gerektirmiş olan işleri devamlı olarak yapmak,
Kireçlenmeye ve yaşlanmadan kaynaklı eklem sorunları, şeklinde sıralayabiliriz.
Boyun Ağrısına Ne İyi Gelir?
Boyun ağrısına yakalanmamak ve boynunuz ağrıyorsa bunu asgariye indirmek amacı ile uygulayabilecek olduğunuz birtakım metodlar bulunur. Bu yöntemleri uygulama dan evvel bir uzmandan destek almanız yararınıza olacaktır. Boyun ağrısını evde tedavi etmenin yollarını sıralarsak;
Vücut duruşunuzu düzeltin. Oturuş, yürüyüş ve uyuma pozisyonlarınızı omurganın konforuna göre ayarlamanız gerekir. Düzenli bir şekilde egzersiz yapın. Yürüyüş, koşu, hafif ağırlıklarla çalışma veya pilates gibi sporlar, boyun ağrılarını önlemekte oldukça tesirlidir.
Çalışırken, TV izlerken veya bilgisayar başındayken her saat başı kısa molalar verin. Mümkün olduğu kadar ağır kaldırmamaya ve ani hareketler yapıldıktan sonra bulunmamaya özen gösterin. Uyurken çok yumuşak veya çok sert yastıklar kullanmayınız. Mümkünse sırtüstü uyumaya çabalayın.
Boyun Ağrısının Tedavisi Nedir?
Uzun süreli boyun ağrısı, eklem sorunlarının veya omurga rahatsızlıklarının işareti olabilir. Bu durumda boyun ağrısının tedavisini uzmanlara emanet etmek daha akıllıca olacaktır. Doktorlar boyun ağrısının tedavisinde öncelikle ağrı kesicileri ve ağrılı alana sıcak* soğuk presleri önermektedirler.
Bunun yanında sizlere verecekleri egzersizleri günlük olarak düzenli bir şekilde yapmalı ve yukarıda yer alan başka tavsiyelere de harfiyen uymanız gerekir. İleri derece boyun ağrılarının tedavisinde, akapunktur ve fizik tedavi gibi metodların kullanıldığı da bilinir.
İlgili aramalar: boyun ağrısına ne iyi gelir, boyun ağrısının tedavisi nedir, boyun ağrısı nasıl geçer, boyun ağrısı için ne yapılabilir
Hamilelik Reflüsü
Sponsorlu Bağlantılar:
Hamilelik Reflüsü
Yemek yediğimizde gıdaları ağzımızda çiğner ve yutarız. Gıda parçacıkları yemek borusundan aşağı inerler ve midede asit safra ve azıcık bir miktar pankreas sıvısı ile karışıp sindirilmeye başlarlar. Bu içerik mideye zarar vermez çünkü mide duvarının buna karşı bir savunması bulunur. Lakin bu içerik yemek borusundan geriye kaçar ise reflü hastalığı olmaktadır. Normalde bu içeriğin geri kaçmamasının sebebi mide kapağı olarak isimlendirilen bir mekanizmadır Çeşitli sebeplerle bu kapak işleyişinin fonksiyonu bozulur ise reflü olur ve bu süreçte öncelikli olarak yemek borusu ve mide muhteviyatı daha yukarı gelirse yutak, ses telleri, gırtlak ve sinüsler hatta akciğerler zarar alabilir.
Gebelik süreci boyunca Reflü sorununun sıkça yaşandığını söyleyen KadıköyŞifa Sağlık Grubu Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr Levent Eminoğlu alınacak tedbirler hususunda uyarıyor.
Gebelikte Reflü
Gebelerin yaklaşık olarak %70 i değişen zamanlarda ve miktarda reflü şikayetleri yaşar. Bu gebeliğin hemen başında olabileceği gibi ileri dönemlerde de meydana gelebilir.Hatta gebeliğin ilk belirtisi olabilir. Gebelikte yaşanmakta olan reflü problemleri gebeliğin bitimi ile birçoğu kez son bulur ve süren bir tedavi gerekmez.
Gebelikte reflü olmasının sebepleri
Gebelikte reflünün bu kadar sık görülmesinin hem hormonal hem de mekanik sebepleri bulunur. Gebeliğin gelişiminde artan Progesteron hormonu yemek borusu altında yer alan ve reflünün engellenmesinde çok mühim bir görevi olan alt büzücü kasın daha sık ve daha çok gevşemesine neden olur. Bu geri kaçışı fazlalaştırır. Aynı zamanda yemek borusu hareketi yavaşlar ve mide boşalım zamanı uzar. Bu gelişen bebek için en fazlaca miktarda gıda emilimi sağlar fakat mide basıncını yüksek kalmasına ve geri kaçışın kolaylaşmasına yol açar.
Gebeliğin ileri zamanlarında bebek ve ötürüyle rahmin büyüyüşü karın içi basıncın gittikçe artışına neden olur. Karın içi basıncını artışı mide üzerine baskı yapar ve reflüyü fazlalaştırır.
Hamilelik reflüsünde tedavi
Gebelikte yaşanmakta olan reflü de öncelikli olarak ilaç kullanmadan yanıt aranmalıdır. Alınacak bazı tedbirler yararlı olabilir.
Az miktarda ve sık yemek ve yemekle beraber sıvı alımından kaçınmak.
Yemekleri yavaş ve iyi çiğneyerek yemek.
Yatmadan en az 2 saat önce gıda alımı kesilmelidir.
Hamilelikte olabildiğince az kilo almaya dikkat etmek gerekir.
Çikolata,nane,baharatlı gıdalar,kızartma ,alkol ve kahveden kaçınılmalıdır.
Domates ve turunçgiller olabilecek olduğunca az tüketilmelidir.
Yemeklerden sonra şekersiz sakız çiğneyebilirisiniz. Bu salya yapımını artıracağından yemek borusunu koruyucu rolü bulunur.Yanma hissettiğinizde yoğurt ve süt yiyebilirsiniz. Ilık süt ve bitki çayınıza bal ekleyebilirsiniz.
Yatarken sırtınızı yüksekte tutmaya ve sol tarafınıza yatmaya çabalayın. Sağ tarafınıza yattığınızda mide yemek borusundan daha yüksekte konumlanacağından reflüyü fazlalaştırır.
Gebelik reflüsü tedavisi için ilaç kullanımı
Gebelik süresince çok gerekli olmadıkça her türlü ilaç kullanılışı kesilmelidir. Lakin yaşam kalitesini bozar düzeyde reflü devamında kullanılabilecek ilaçlar bulunur. İlk olarak en az risk taşımakta olan antiasitler kullanılabilir Bu tür ilaçların birçoğu şurup formunda bazısı ise çiğneme tablet biçimindedir. Yemeklerden sonra kullanılırlar. Yüksek oranda sodyum içeren antiasitler sıvı tutulmasına yol açıp ödem yapabileceğinden ve alüminyum içeren antiasitler kabızlığa neden olabileceğinden bu grup antiasitlerden hamilelikte kaçınmak gerekir.
Alınan yaşam şekli ve gıda önlemleri yetersiz kalır ve kullanılan antiasitler de sorunu çözmez ise Kadın doğum doktorunuza danışarak H2 reseptör antagonisti ya da proton pompa inhibitörü olarak isimlendirilen iki grup ilaç kullanılabilirsiniz.Ancak bu ilaçlar fakat doktorunuzun bilgisi ve onayı ile kullanımı gerekir.
Yemek yediğimizde gıdaları ağzımızda çiğner ve yutarız. Gıda parçacıkları yemek borusundan aşağı inerler ve midede asit safra ve azıcık bir miktar pankreas sıvısı ile karışıp sindirilmeye başlarlar. Bu içerik mideye zarar vermez çünkü mide duvarının buna karşı bir savunması bulunur. Lakin bu içerik yemek borusundan geriye kaçar ise reflü hastalığı olmaktadır. Normalde bu içeriğin geri kaçmamasının sebebi mide kapağı olarak isimlendirilen bir mekanizmadır Çeşitli sebeplerle bu kapak işleyişinin fonksiyonu bozulur ise reflü olur ve bu süreçte öncelikli olarak yemek borusu ve mide muhteviyatı daha yukarı gelirse yutak, ses telleri, gırtlak ve sinüsler hatta akciğerler zarar alabilir.
Gebelik süreci boyunca Reflü sorununun sıkça yaşandığını söyleyen KadıköyŞifa Sağlık Grubu Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr Levent Eminoğlu alınacak tedbirler hususunda uyarıyor.
Gebelikte Reflü
Gebelerin yaklaşık olarak %70 i değişen zamanlarda ve miktarda reflü şikayetleri yaşar. Bu gebeliğin hemen başında olabileceği gibi ileri dönemlerde de meydana gelebilir.Hatta gebeliğin ilk belirtisi olabilir. Gebelikte yaşanmakta olan reflü problemleri gebeliğin bitimi ile birçoğu kez son bulur ve süren bir tedavi gerekmez.
Gebelikte reflü olmasının sebepleri
Gebelikte reflünün bu kadar sık görülmesinin hem hormonal hem de mekanik sebepleri bulunur. Gebeliğin gelişiminde artan Progesteron hormonu yemek borusu altında yer alan ve reflünün engellenmesinde çok mühim bir görevi olan alt büzücü kasın daha sık ve daha çok gevşemesine neden olur. Bu geri kaçışı fazlalaştırır. Aynı zamanda yemek borusu hareketi yavaşlar ve mide boşalım zamanı uzar. Bu gelişen bebek için en fazlaca miktarda gıda emilimi sağlar fakat mide basıncını yüksek kalmasına ve geri kaçışın kolaylaşmasına yol açar.
Gebeliğin ileri zamanlarında bebek ve ötürüyle rahmin büyüyüşü karın içi basıncın gittikçe artışına neden olur. Karın içi basıncını artışı mide üzerine baskı yapar ve reflüyü fazlalaştırır.
Hamilelik reflüsünde tedavi
Gebelikte yaşanmakta olan reflü de öncelikli olarak ilaç kullanmadan yanıt aranmalıdır. Alınacak bazı tedbirler yararlı olabilir.
Az miktarda ve sık yemek ve yemekle beraber sıvı alımından kaçınmak.
Yemekleri yavaş ve iyi çiğneyerek yemek.
Yatmadan en az 2 saat önce gıda alımı kesilmelidir.
Hamilelikte olabildiğince az kilo almaya dikkat etmek gerekir.
Çikolata,nane,baharatlı gıdalar,kızartma ,alkol ve kahveden kaçınılmalıdır.
Domates ve turunçgiller olabilecek olduğunca az tüketilmelidir.
Yemeklerden sonra şekersiz sakız çiğneyebilirisiniz. Bu salya yapımını artıracağından yemek borusunu koruyucu rolü bulunur.Yanma hissettiğinizde yoğurt ve süt yiyebilirsiniz. Ilık süt ve bitki çayınıza bal ekleyebilirsiniz.
Yatarken sırtınızı yüksekte tutmaya ve sol tarafınıza yatmaya çabalayın. Sağ tarafınıza yattığınızda mide yemek borusundan daha yüksekte konumlanacağından reflüyü fazlalaştırır.
Gebelik reflüsü tedavisi için ilaç kullanımı
Gebelik süresince çok gerekli olmadıkça her türlü ilaç kullanılışı kesilmelidir. Lakin yaşam kalitesini bozar düzeyde reflü devamında kullanılabilecek ilaçlar bulunur. İlk olarak en az risk taşımakta olan antiasitler kullanılabilir Bu tür ilaçların birçoğu şurup formunda bazısı ise çiğneme tablet biçimindedir. Yemeklerden sonra kullanılırlar. Yüksek oranda sodyum içeren antiasitler sıvı tutulmasına yol açıp ödem yapabileceğinden ve alüminyum içeren antiasitler kabızlığa neden olabileceğinden bu grup antiasitlerden hamilelikte kaçınmak gerekir.
Alınan yaşam şekli ve gıda önlemleri yetersiz kalır ve kullanılan antiasitler de sorunu çözmez ise Kadın doğum doktorunuza danışarak H2 reseptör antagonisti ya da proton pompa inhibitörü olarak isimlendirilen iki grup ilaç kullanılabilirsiniz.Ancak bu ilaçlar fakat doktorunuzun bilgisi ve onayı ile kullanımı gerekir.
Adaçayının Yararları
Sponsorlu Bağlantılar:
ADAÇAYININ YARARLARI
Adaçayı kutsal bitki olarak da bilinir. Genellikle Akdeniz bölgesinde yetişen güzel kokulu bir bitkidir. 30-75 cm. civarında uzar. Adaçayı çeşitleri, kışın yapraklarını dökmeyen, sağlam otsu ya da çalımsı bitkilerdir. Menekşeye andıran çiçekleri Haziran - Temmuz aylarında filizlenir. Kare şekilli tüylü gövdesi, bitkinin ikinci yılında odun haline gelir. Bilhassa keskin kokusu olan gri-yeşil yaprakları, bazı cinsleri kırmızı ve mor renklerde olur. Genelde tohumuyla kendiliğinden çoğalan adaçayı bitkisi, yetiştirilebilen bir bitkidir.
Yararlarını sıralayabiliriz:
- Şekerli hastaların sinirlerini yatıştırır.
- Mideye faydalıdır. Sindirimi kolaylaştırır. Karındaki şişliği ve gazı alır.
- Gece uyurken terleme varsa azaltır.
- İdrar atıcıdır.
- Kadınlarda adet dönemi sancılarına iyi gelir.
- Östrojen hormonu içerir. Menopozda rahatlama verir.
- Adaçayının içerdiği madde boğaz ve bademcik enfeksiyonlarına iyi eder.
- Adaçayı yaralara sürülürse iyileşmeyi hızlandırır.
- Adaçayı dişleri beyazlatır ve güçlendirir.
- Grip ve nezle durumlarında evde adaçayını kekikle beraber kaynatırsanız odadaki havayı temizler.
İlgili aramalar: adaçayının faydaları, adaçayının yararı var mı
Adaçayı kutsal bitki olarak da bilinir. Genellikle Akdeniz bölgesinde yetişen güzel kokulu bir bitkidir. 30-75 cm. civarında uzar. Adaçayı çeşitleri, kışın yapraklarını dökmeyen, sağlam otsu ya da çalımsı bitkilerdir. Menekşeye andıran çiçekleri Haziran - Temmuz aylarında filizlenir. Kare şekilli tüylü gövdesi, bitkinin ikinci yılında odun haline gelir. Bilhassa keskin kokusu olan gri-yeşil yaprakları, bazı cinsleri kırmızı ve mor renklerde olur. Genelde tohumuyla kendiliğinden çoğalan adaçayı bitkisi, yetiştirilebilen bir bitkidir.
Yararlarını sıralayabiliriz:
- Şekerli hastaların sinirlerini yatıştırır.
- Mideye faydalıdır. Sindirimi kolaylaştırır. Karındaki şişliği ve gazı alır.
- Gece uyurken terleme varsa azaltır.
- İdrar atıcıdır.
- Kadınlarda adet dönemi sancılarına iyi gelir.
- Östrojen hormonu içerir. Menopozda rahatlama verir.
- Adaçayının içerdiği madde boğaz ve bademcik enfeksiyonlarına iyi eder.
- Adaçayı yaralara sürülürse iyileşmeyi hızlandırır.
- Adaçayı dişleri beyazlatır ve güçlendirir.
- Grip ve nezle durumlarında evde adaçayını kekikle beraber kaynatırsanız odadaki havayı temizler.
İlgili aramalar: adaçayının faydaları, adaçayının yararı var mı
Ayrıkotu Nedir?
Sponsorlu Bağlantılar:
AYRIKOTU
Ayrıkotu buğdaygillerden kendiliğinden yetişen bir bitkidir. Sarımtırak ve beyaz renkte olan kökünden yararlanılır. ilkbahar ve Sonbahar zamanlarında toplanıp, kurutulur. Köklerinde yüksek dozlarda potar ve şeker vardır. Mekke ayrığı ve İdrisotu, Andropogon otu denilen yabani otlarda ayrıkotuyla aynı niteliktedir. İçerisinde şeker, potasyum, demir, silisyum, provitamin A ve c vitamini özelliği bulunur.
Yararlarını sıralayabiliriz.
- İdrar söktürücüdür.
- Kanı temizleyicidir.
- Balgam atmaya yardımcı olur.
- Bağırsak kurtlarını düşürür.
- İltihaplı hastalıklarda fayda sağlar.
- Böbrek ve mesanede oluşan taş ve iltihapları geçirir.
- Vücuttaki zararlı maddelerin atılmasını sağlar.
Hazırlanışı: 2 çorba kaşığı doğranmış bitki 0,5 litre suda 10 dakika kaynatılır. Günde 4 defa birer çay bardağı yemeklerden önce alınır. Ayrıca 20 gram ayrık kökü bir litre suda haşlanarak çay gibi içilebilir. Kaynarken içine limon atılırsa daha güzel bir lezzet olur.
Ayrıkotu buğdaygillerden kendiliğinden yetişen bir bitkidir. Sarımtırak ve beyaz renkte olan kökünden yararlanılır. ilkbahar ve Sonbahar zamanlarında toplanıp, kurutulur. Köklerinde yüksek dozlarda potar ve şeker vardır. Mekke ayrığı ve İdrisotu, Andropogon otu denilen yabani otlarda ayrıkotuyla aynı niteliktedir. İçerisinde şeker, potasyum, demir, silisyum, provitamin A ve c vitamini özelliği bulunur.
Yararlarını sıralayabiliriz.
- İdrar söktürücüdür.
- Kanı temizleyicidir.
- Balgam atmaya yardımcı olur.
- Bağırsak kurtlarını düşürür.
- İltihaplı hastalıklarda fayda sağlar.
- Böbrek ve mesanede oluşan taş ve iltihapları geçirir.
- Vücuttaki zararlı maddelerin atılmasını sağlar.
Hazırlanışı: 2 çorba kaşığı doğranmış bitki 0,5 litre suda 10 dakika kaynatılır. Günde 4 defa birer çay bardağı yemeklerden önce alınır. Ayrıca 20 gram ayrık kökü bir litre suda haşlanarak çay gibi içilebilir. Kaynarken içine limon atılırsa daha güzel bir lezzet olur.
Ada Çayının Zararı Var Mı?
Sponsorlu Bağlantılar:
Ada Çayının Zararı Var Mı?
Türkiye'de bulunan bitki çaylarının en çok bilineni olan Adaçayı yaklaşık 90 çeşidi ile bitki çayı severlerin en çok içtiği çay çeşitlerinin başında gelmektedir.
Adaçayının yan etkileri vardır. Bazı kişilerin, bazı durumlarda içmemesi gerekir. Örneğin tansiyonu yüksek olan insanlarda günde 1 bardaktan fazlası kesinlikle kullanılmamalıdır. Ayrıca hamilelere ve karaciğer iltihabı olanlara yasaktır. Erkeklerde cinsel gücü eksiltir, kadınlarda ise fazlalaştırır.
Çayını yapmak için yarım veya bir tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış kuru yaprak, bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır ve üstü kapalı olarak 10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak içilir. Bayat olmayan bitki kullanılması durumunda 4-5 dakika demleme zamanı iyidir.
İlgili aramalar: adaçayının zararları, ada çayının yan etkileri
Türkiye'de bulunan bitki çaylarının en çok bilineni olan Adaçayı yaklaşık 90 çeşidi ile bitki çayı severlerin en çok içtiği çay çeşitlerinin başında gelmektedir.
Adaçayının yan etkileri vardır. Bazı kişilerin, bazı durumlarda içmemesi gerekir. Örneğin tansiyonu yüksek olan insanlarda günde 1 bardaktan fazlası kesinlikle kullanılmamalıdır. Ayrıca hamilelere ve karaciğer iltihabı olanlara yasaktır. Erkeklerde cinsel gücü eksiltir, kadınlarda ise fazlalaştırır.
Çayını yapmak için yarım veya bir tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış kuru yaprak, bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır ve üstü kapalı olarak 10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak içilir. Bayat olmayan bitki kullanılması durumunda 4-5 dakika demleme zamanı iyidir.
İlgili aramalar: adaçayının zararları, ada çayının yan etkileri
7 Şubat 2016 Pazar
Alıçın yararları nelerdir?
Sponsorlu Bağlantılar:
Alıcın yararları nelerdir?
Alıçın yararlarını aşağıda sıraladık.
1- Kalp ritim bozuklukları, sinirsel kalp çarpıntıları, kalp yetmezliğine iyi gelir.
2- Ağır enfeksiyon hastalıkları sonrasındaki kalp kasları dermansızlığı, kalp krizi sonrası, yüksek kan basıncı, damar sertliği alıç bitkisinin kullanılabileceği durumlardır.
3- Yüksek tansiyona iyi gelir.
4- Alıç beyni pozitif etkilediği için hafızaya iyi geliyor.
5- Mideye faydalıdır.kusma varsa önler.
6- Kalbin daha çok oksijen almasını sağlar.
7- Bu bitki, bedendeki sıvı yığılmalarının atılmasında da faydalıdır. Ayrıca; sinir sisteminde yatıştırıcı, spazmları azaltıcı, idrar söktürücü ve kabız önleyici faydaları da vardır.
Alıcın içerdiği maddelerde vücutta birikme, zehirlilik ve alışkanlık yapma gibi özellikler olmadığından uzun süreli kullanıma uygundur. Alıçtan maksimum düzeyde faydalanmak için düzenli olarak tüketmek gerekir. Çünkü bitkinin etkisi uzun süreli kullanımlar (4-8 hafta) neticesinde gelişmeye başlar ve bu olumlu durum zamanla kendini gösterir.
Alıçın yararlarını aşağıda sıraladık.
1- Kalp ritim bozuklukları, sinirsel kalp çarpıntıları, kalp yetmezliğine iyi gelir.
2- Ağır enfeksiyon hastalıkları sonrasındaki kalp kasları dermansızlığı, kalp krizi sonrası, yüksek kan basıncı, damar sertliği alıç bitkisinin kullanılabileceği durumlardır.
3- Yüksek tansiyona iyi gelir.
4- Alıç beyni pozitif etkilediği için hafızaya iyi geliyor.
5- Mideye faydalıdır.kusma varsa önler.
6- Kalbin daha çok oksijen almasını sağlar.
7- Bu bitki, bedendeki sıvı yığılmalarının atılmasında da faydalıdır. Ayrıca; sinir sisteminde yatıştırıcı, spazmları azaltıcı, idrar söktürücü ve kabız önleyici faydaları da vardır.
Alıcın içerdiği maddelerde vücutta birikme, zehirlilik ve alışkanlık yapma gibi özellikler olmadığından uzun süreli kullanıma uygundur. Alıçtan maksimum düzeyde faydalanmak için düzenli olarak tüketmek gerekir. Çünkü bitkinin etkisi uzun süreli kullanımlar (4-8 hafta) neticesinde gelişmeye başlar ve bu olumlu durum zamanla kendini gösterir.
Akçaağaç Nedir?
Sponsorlu Bağlantılar:
Akçaağaç nedir?
Mart ve nisan aylarında çiçekleri açar. Bu ağaç olup özellikle süs ve gölge ağacı olarak kullanılır. Boyu 20 m kadar yükselebilir. Genç iken çabuk yaşlandıkça yavaş büyür. Nemli, kumlu, killi topraklarda daha iyi büyür. Park, bahçe ve kent içi ağaçlandırmalarında kullanılır. Rüzgar ve su baskınlarına karşı dayanıksızdır. Tahtası hafif ve güçlü bir ağaçtır. Yaprakları açık yeşil veya beyaz-yeşil alaca renklidir. Yapraklarının alt yüzü tüylü, karşılıklı avuç içi şeklinde, üç parçalıdır. Çiçekleri sarı yeşildir. Yapraklarından, kabuklarından ve özsuyundan faydalanılır. İçerisinde şeker,karotinve tanen bulunur. Tanen birçok bitkisel maddede bulunan, deri tabaklamada, hekimlikte kullanılan, tadı buruk bir maddedir. Bu ağacın akışkan sakız gibi olan salgısı cilde iyidir. Dal kabukları ve yaprakları kurutulup toz haline getirilerek 1 su bardağına 2 çay kaşığı konup kaynatılır. Dinlendikten sonra süzülüp bir pamuk yardımıyla cilt temizlenir.
Mart ve nisan aylarında çiçekleri açar. Bu ağaç olup özellikle süs ve gölge ağacı olarak kullanılır. Boyu 20 m kadar yükselebilir. Genç iken çabuk yaşlandıkça yavaş büyür. Nemli, kumlu, killi topraklarda daha iyi büyür. Park, bahçe ve kent içi ağaçlandırmalarında kullanılır. Rüzgar ve su baskınlarına karşı dayanıksızdır. Tahtası hafif ve güçlü bir ağaçtır. Yaprakları açık yeşil veya beyaz-yeşil alaca renklidir. Yapraklarının alt yüzü tüylü, karşılıklı avuç içi şeklinde, üç parçalıdır. Çiçekleri sarı yeşildir. Yapraklarından, kabuklarından ve özsuyundan faydalanılır. İçerisinde şeker,karotinve tanen bulunur. Tanen birçok bitkisel maddede bulunan, deri tabaklamada, hekimlikte kullanılan, tadı buruk bir maddedir. Bu ağacın akışkan sakız gibi olan salgısı cilde iyidir. Dal kabukları ve yaprakları kurutulup toz haline getirilerek 1 su bardağına 2 çay kaşığı konup kaynatılır. Dinlendikten sonra süzülüp bir pamuk yardımıyla cilt temizlenir.
Ahududu nedir?
Sponsorlu Bağlantılar:
Ahududu nedir?
Halk arasında böğürtlen olarak bilinir. Ahududu meyvesini insanlar genelde böğürtlen meyvesi ile karıştırırlar. Bu meyvenin dış görünüşü çileği andırmaktadır. Çilek, armut, elma, badem vb. türleri içine alan, ayrı taç yapraklı gülgillerden; böğürtlen gibi çalı halinde, dikenli bir bitkidir. Yığınlar halindedir. Kimse tarafından ekilmeden kendi kendine yetişir. Meyvesi; duta benzer. Sarımtırak kırmızı portakal renginde, sulu ve güzel kokuludur. Meyveleri toplanıp, kurutulur. Reçel, şurup ve likör yapılabilir. Sadece meyve olarak da yenir. İçindeki bileşimler, Protein, karbonhidrat, selüloz, provitamin A, vitamin C, elma ve limon asidi, sepi maddeler, eterik yağ, vitamin P, kalsiyum, mağnezyum, fosfor, demir, mangan ve bakır bileşimi asidler, pürinli maddeler, reletindir. Ahududunun başka meyvelerden ayıran nitelik idrar söktürücü ve sindirime yardımcıdır. Yemek yeme isteğini arttırır. Mikrop öldürücü, terletici, ateş düşürücü, sakinleştirici özelliğe sahiptir. Bu meyvenin yararları vardır. Yüksek tansiyona fayda sağlar. Kanı temizler, vücutta oluşan zehirli maddelerin atılmasını yardımcıdır. Yapraklarının özü terletir ve idrar söktürür. Bağırsakları çalıştırır kabızlığı önler.
Ahududu suyu: Böbrek ve safra kesesi taşlarına, nikriz hastalığına çok yararlıdır. Göz iltihaplanmalarında suyuyla pansuman yapılabilir.
Önemli Not: Mide Ülseri olanlar bu meyveyi yiyip içmemelidirler.
Halk arasında böğürtlen olarak bilinir. Ahududu meyvesini insanlar genelde böğürtlen meyvesi ile karıştırırlar. Bu meyvenin dış görünüşü çileği andırmaktadır. Çilek, armut, elma, badem vb. türleri içine alan, ayrı taç yapraklı gülgillerden; böğürtlen gibi çalı halinde, dikenli bir bitkidir. Yığınlar halindedir. Kimse tarafından ekilmeden kendi kendine yetişir. Meyvesi; duta benzer. Sarımtırak kırmızı portakal renginde, sulu ve güzel kokuludur. Meyveleri toplanıp, kurutulur. Reçel, şurup ve likör yapılabilir. Sadece meyve olarak da yenir. İçindeki bileşimler, Protein, karbonhidrat, selüloz, provitamin A, vitamin C, elma ve limon asidi, sepi maddeler, eterik yağ, vitamin P, kalsiyum, mağnezyum, fosfor, demir, mangan ve bakır bileşimi asidler, pürinli maddeler, reletindir. Ahududunun başka meyvelerden ayıran nitelik idrar söktürücü ve sindirime yardımcıdır. Yemek yeme isteğini arttırır. Mikrop öldürücü, terletici, ateş düşürücü, sakinleştirici özelliğe sahiptir. Bu meyvenin yararları vardır. Yüksek tansiyona fayda sağlar. Kanı temizler, vücutta oluşan zehirli maddelerin atılmasını yardımcıdır. Yapraklarının özü terletir ve idrar söktürür. Bağırsakları çalıştırır kabızlığı önler.
Ahududu suyu: Böbrek ve safra kesesi taşlarına, nikriz hastalığına çok yararlıdır. Göz iltihaplanmalarında suyuyla pansuman yapılabilir.
Önemli Not: Mide Ülseri olanlar bu meyveyi yiyip içmemelidirler.
Adamotu Bitkisinin Yararları
Sponsorlu Bağlantılar:
Adamotu bitkisinin yararları
Adam otu, patlıcangillerden olup birçok ortak özelliği taşıya Mandragora türünü oluşturan sarı veya mavimsi-mor renkli çiçekler açan bitki türlerinin müşterek ismidir. Süs yapraklı ve sivri köklü çok senelik gövdesi olmayan bir bitki türüdür. Ademotu veya insan otu olarak da bilinir. Kök kısmı insan şekline benzetilir. Yetiştirildiği yerler Akdeniz şehirlerinde, ülkemizde özelikle Antalya çevresinde kaya dipleri, boş mekanlar ve ekilmemiş tarlalarda yetişir. Ayrıca Ege ve Güney Anadolu’da da yetişmektedir.zehirli bir bitkidir. Toplanıp saklanabilen bir bitkidir. Kökler sonbaharda topraktan çıkarılır ve güneşte kurutulur. Daha sonra kuruyan kök öğütülerek toz haline getirilir.
İncelenmiş bileşimi : Skopolamin, hyoscyamin, atropin gibi alkaloidler içermektedir. Bu bitkinin kökünün faydaları vardır.
Kökünün Faydaları; Cinsel arzuyu yükseltir, halsizliğe iyi gelir. Ağrı kesici, spazm çözücü ve uyuşturucu özelliğe de sahiptir.
Kullanmak için : Tozunu suyla karıştırıp içilir. Merhem şeklinde de sürülebilir.
Dikkat : Zehirli bir bitkidir, doktor tavsiyesi olmadan kullanılmamalıdır.
İlgili aramalar: adamotu bitkisinin yararları, adamotunun faydaları
Adam otu, patlıcangillerden olup birçok ortak özelliği taşıya Mandragora türünü oluşturan sarı veya mavimsi-mor renkli çiçekler açan bitki türlerinin müşterek ismidir. Süs yapraklı ve sivri köklü çok senelik gövdesi olmayan bir bitki türüdür. Ademotu veya insan otu olarak da bilinir. Kök kısmı insan şekline benzetilir. Yetiştirildiği yerler Akdeniz şehirlerinde, ülkemizde özelikle Antalya çevresinde kaya dipleri, boş mekanlar ve ekilmemiş tarlalarda yetişir. Ayrıca Ege ve Güney Anadolu’da da yetişmektedir.zehirli bir bitkidir. Toplanıp saklanabilen bir bitkidir. Kökler sonbaharda topraktan çıkarılır ve güneşte kurutulur. Daha sonra kuruyan kök öğütülerek toz haline getirilir.
İncelenmiş bileşimi : Skopolamin, hyoscyamin, atropin gibi alkaloidler içermektedir. Bu bitkinin kökünün faydaları vardır.
Kökünün Faydaları; Cinsel arzuyu yükseltir, halsizliğe iyi gelir. Ağrı kesici, spazm çözücü ve uyuşturucu özelliğe de sahiptir.
Kullanmak için : Tozunu suyla karıştırıp içilir. Merhem şeklinde de sürülebilir.
Dikkat : Zehirli bir bitkidir, doktor tavsiyesi olmadan kullanılmamalıdır.
İlgili aramalar: adamotu bitkisinin yararları, adamotunun faydaları
6 Şubat 2016 Cumartesi
Alıç Nelere Faydalıdır
Sponsorlu Bağlantılar:
Alıç nelere faydalıdır?
Alıç 10 metreye kadar uzayabilen, dikenli, beyaz veya pembe çiçekli bir ağaçtır. Meyveleri 6-10 mm genişliğinde, 1-3 tohumlu, esmer-kırmızı veya kırmızı renklidir. az ekşi meyveleri tadı güzeldir, yenilebilir. Bitkinin kararması için çok güçlü antioksidan veren bir meyvedir. Meyveleri büyüdüğünde kırmızı ve sarımsı bir renk alan, yuvarlak görünümlü alıç, süs bitkisi olarak da kullanıyor. Alıç, ülkemizde, derelere bakan yamaçlarda, kayalık, taşlık yerlerdeki çalılıklar içinde, ormanlarda veya dağlık bölgelerde yetişiyor. Alıç çay olarak içildiği gibi kapsül olarak da alınır. Koroner kalp hastaları ve kalp yetmezliği olan hastalar kullanmamalıdır. Bitkisel ilaçlarını doktora danışmadan kullanılmamalıdır. Alıç çayının kullanımı bir bardak kaynar suya bir tatlı kaşığı alıç çayı 10 dakika bekletilir ve süzülür. İçilirken balla tatlandırabilirsiniz.
Alıç 10 metreye kadar uzayabilen, dikenli, beyaz veya pembe çiçekli bir ağaçtır. Meyveleri 6-10 mm genişliğinde, 1-3 tohumlu, esmer-kırmızı veya kırmızı renklidir. az ekşi meyveleri tadı güzeldir, yenilebilir. Bitkinin kararması için çok güçlü antioksidan veren bir meyvedir. Meyveleri büyüdüğünde kırmızı ve sarımsı bir renk alan, yuvarlak görünümlü alıç, süs bitkisi olarak da kullanıyor. Alıç, ülkemizde, derelere bakan yamaçlarda, kayalık, taşlık yerlerdeki çalılıklar içinde, ormanlarda veya dağlık bölgelerde yetişiyor. Alıç çay olarak içildiği gibi kapsül olarak da alınır. Koroner kalp hastaları ve kalp yetmezliği olan hastalar kullanmamalıdır. Bitkisel ilaçlarını doktora danışmadan kullanılmamalıdır. Alıç çayının kullanımı bir bardak kaynar suya bir tatlı kaşığı alıç çayı 10 dakika bekletilir ve süzülür. İçilirken balla tatlandırabilirsiniz.
Anasonun Yararları
Sponsorlu Bağlantılar:
Anasonun Yararları
Bu bitkinin yurdu Asyadır. Maydanozgiller familyasından 50 cm boyunda bir yıllık otsu bir bitkidir. Yaprakları yuvarlak ve biçimlidir. Çiçekleri beyazdır; meyveleri küçüktür. Meyvelerine Anason denir. Kokulu, yakıcı ve yenilebilir. Temmuz ve Ağustos aylarında toplanır. Anasonun faydaları vardır. ilk bilinen özelliği gaz giderici olmasıdır. Ayrıca mideyi kuvvetlendirir ve öksürüğü olanlara çok faydalıdır. Zaman zaman hıçkırık problemi yaşayan kişiler anasondan yararlanabilirler. İştahsızlık varsa denemelidir. Sakinleştirici özelliğede sahip bir bitkidir. Anason çayı uykusuzluk çeken kişilerde kullanılabilir. Özellikle bebeklerin ve küçük çocukların gaz sıkıntılarında ve öksürüklerde anason çayı verilebilir. Tadı ve kokusu hoş olmayan bitki çaylarına veya bitkisel kaynaklı ilaçlara hoş bir koku ilavesi olarak da kullanılabilir. Emziren annelerin sütünü fazlalaştırmak için anason çayı kullanılabilir. İdrara çıkmayı sıklaştırır. Migren ağrılarını dindirir. Astım, nefes darlığı ve bronşitte oluşan şikayetleri azaltır, öksürüğü keser. Genç kızların göğüslerinin dolgun ve dik olmasına yardımcı olur. Yaşlılarda ise, göğüs sarkmasını azaltır. Anason tohumları dövülerek ayrılır ve kapalı kaplarda ışık değmeyecek serin ve kuru yerlerde saklanır. Dövülmüş anasonun ömrü bir senedir. Çayı, 1 dolu çay kaşığı öğütülmüş tohum 150 ml kaynar su ile haşlanır, ağzı kapalı 10 dakika demlenir, süzülür. Sıcak olarak günde 2 veya en fazla 5 fincan alınabilir. Fazla oranda içilirse çok gevşeme yapar. Hamile kalan kadınlar kullanmamalıdır.
İlgili aramalar: anasonun faydaları nelerdir, anasonun yararları
Bu bitkinin yurdu Asyadır. Maydanozgiller familyasından 50 cm boyunda bir yıllık otsu bir bitkidir. Yaprakları yuvarlak ve biçimlidir. Çiçekleri beyazdır; meyveleri küçüktür. Meyvelerine Anason denir. Kokulu, yakıcı ve yenilebilir. Temmuz ve Ağustos aylarında toplanır. Anasonun faydaları vardır. ilk bilinen özelliği gaz giderici olmasıdır. Ayrıca mideyi kuvvetlendirir ve öksürüğü olanlara çok faydalıdır. Zaman zaman hıçkırık problemi yaşayan kişiler anasondan yararlanabilirler. İştahsızlık varsa denemelidir. Sakinleştirici özelliğede sahip bir bitkidir. Anason çayı uykusuzluk çeken kişilerde kullanılabilir. Özellikle bebeklerin ve küçük çocukların gaz sıkıntılarında ve öksürüklerde anason çayı verilebilir. Tadı ve kokusu hoş olmayan bitki çaylarına veya bitkisel kaynaklı ilaçlara hoş bir koku ilavesi olarak da kullanılabilir. Emziren annelerin sütünü fazlalaştırmak için anason çayı kullanılabilir. İdrara çıkmayı sıklaştırır. Migren ağrılarını dindirir. Astım, nefes darlığı ve bronşitte oluşan şikayetleri azaltır, öksürüğü keser. Genç kızların göğüslerinin dolgun ve dik olmasına yardımcı olur. Yaşlılarda ise, göğüs sarkmasını azaltır. Anason tohumları dövülerek ayrılır ve kapalı kaplarda ışık değmeyecek serin ve kuru yerlerde saklanır. Dövülmüş anasonun ömrü bir senedir. Çayı, 1 dolu çay kaşığı öğütülmüş tohum 150 ml kaynar su ile haşlanır, ağzı kapalı 10 dakika demlenir, süzülür. Sıcak olarak günde 2 veya en fazla 5 fincan alınabilir. Fazla oranda içilirse çok gevşeme yapar. Hamile kalan kadınlar kullanmamalıdır.
İlgili aramalar: anasonun faydaları nelerdir, anasonun yararları
4 Şubat 2016 Perşembe
Menengiç Kahvesinin Faydaları
Sponsorlu Bağlantılar:
Menengiç Kahvesi ve Faydaları
Gelmiş geçmiş en müthiş içeceklerden biri. Fakat üzerinde meydana gelen kreması için birde çay kaşığı ısmarlarsanız içerken daha basit edersiniz. Müthiş bir tadı var,sanki sütlü gibi ama çok farklı anlatılır gibi değil. İçindeki tanecikler en nihayetinde kaldığında tadına doyamadığınız için onları da yemeye kalkabilirsiniz. Sakın yapmayın oldukça acıdır.
Kansere ve yaşlanmaya karşı menengiç kahvesi, Türk kahvesine göre daha yumuşak bir tadı olan menengiç kahvesi vücudu kansere ve yaşlanmaya karşı koruyor.
Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Hayoğlu, AA muhabirine yapmış olduğu açıklamada, Türkiye'nin batı, güney ve güneydoğu kesimlerinde daha çok dağlık ve kırsal alanlarda doğal olarak yetişen menengiç (Çitlenbik) meyvesinin, yabani fıstık olarak da adlandırıldığını söyledi.
Hasadın ardından yıkanıp, güneşte kurumaya bırakılan meyvelerin, koyu kahverengiye dönene kadar kavrulup, macun yoğunluğuna gelince ezilmesiyle elde edilen menengiç kahvesinin sütlü olarak da hazırlanabildiğini anlatan Hayoğlu, şunları kaydetti:
"Menengiç meyvesinin bileşiminde E ve B grubu vitaminler ile sodyum, fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum, demir, çinko, bakır, selenyum, mangan, kadminyum gibi mühim mineral ve elementler bulunmaktadır. Aynı zamanda protein, yağ, besinsel lif, doymamış yağ asitleri ve mineral maddeler yönünden da epey faydalı bir bitki tipidir.
İlgili aramalar: menengiçin faydaları, menengüç kahvesinin faydası
Gelmiş geçmiş en müthiş içeceklerden biri. Fakat üzerinde meydana gelen kreması için birde çay kaşığı ısmarlarsanız içerken daha basit edersiniz. Müthiş bir tadı var,sanki sütlü gibi ama çok farklı anlatılır gibi değil. İçindeki tanecikler en nihayetinde kaldığında tadına doyamadığınız için onları da yemeye kalkabilirsiniz. Sakın yapmayın oldukça acıdır.
Kansere ve yaşlanmaya karşı menengiç kahvesi, Türk kahvesine göre daha yumuşak bir tadı olan menengiç kahvesi vücudu kansere ve yaşlanmaya karşı koruyor.
Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Hayoğlu, AA muhabirine yapmış olduğu açıklamada, Türkiye'nin batı, güney ve güneydoğu kesimlerinde daha çok dağlık ve kırsal alanlarda doğal olarak yetişen menengiç (Çitlenbik) meyvesinin, yabani fıstık olarak da adlandırıldığını söyledi.
Hasadın ardından yıkanıp, güneşte kurumaya bırakılan meyvelerin, koyu kahverengiye dönene kadar kavrulup, macun yoğunluğuna gelince ezilmesiyle elde edilen menengiç kahvesinin sütlü olarak da hazırlanabildiğini anlatan Hayoğlu, şunları kaydetti:
"Menengiç meyvesinin bileşiminde E ve B grubu vitaminler ile sodyum, fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum, demir, çinko, bakır, selenyum, mangan, kadminyum gibi mühim mineral ve elementler bulunmaktadır. Aynı zamanda protein, yağ, besinsel lif, doymamış yağ asitleri ve mineral maddeler yönünden da epey faydalı bir bitki tipidir.
İlgili aramalar: menengiçin faydaları, menengüç kahvesinin faydası
Böbreklerdeki Kum Nasıl Dökülür?
Sponsorlu Bağlantılar:
Böbreklerdeki Kum Nasıl Dökülür?
Böbrek kumuyla böbrek taşı denilen oluşumların ikisi de aynı şeydir. Lakin böbrek kumu çok daha küçük boyutta olabildiği için buna kumda denilebilmektedir. Böbrek kumu belirtileri ile Böbrek taşı belirtileri içerisinde farklılık yoktur fakat ağrı şiddeti (düzeyinde) farklılık olabilmektedir.
Böbrek Kumu Nedir?
Böbrek Taşları böbreklerde toplanan kalsiyum ve benzeri küçük mineral parçalarının üreterden mesaneye geçemeyecek kadar büyük bulunanları tarafı ile oluşturulur. Böbrek taşı oluşumunun öncelikli belirtileri şiddetli bölgesel ağrı ve yoğun ter ve yine ilintili hastalıklardır.
Böbrek Kumunun Belirtileri Nelerdir?
Böbrek taşı oluşumunun en fazla karşılaşılan belirtisi karın bölgesinde ansızın meydana gelen insanı takatten düşüren ve ani meydana gelen ağrıdır.Genelde böbrek taşının ilk belirtisi şiddetli ağrıdır. Ağrı, taş, idrar yolunu tahriş edince ya da birçoğu kez tıkayınca gelişir ve ansızın başlamaktadır.Hastalar, tipik olarak taşın olduğu tarafta sırtta ya da karnın alt bölümünde keskin, kramp tarzında gelip giden ağrılar duyarlar.
Bazen bu yakınmalara bulantı ve kusma eşlik eder. Sonrasında ağrı, kasık bölgesine doğru yayılır. Eğer taş düşemeyecek kadar büyükse, idrar yolunun herhangi bir kesiminde takılır ve yerine göre farklı yakınmalara sebep olurlar. Mesaneye çok yaklaşmış taşlarda, hastalar, sık idrara çıkma, idrarda yanma hissi duyarlar. Bu daha çok irritasyona bağlı olduğundan bekledikleri kadar idrar yapamazlar. İdrar yaparken fazlaca ağrı ve yanma hissederler.
Yine taşların idrar yollarını huzursuz etmesi neticesi idrarda kanama görülmektedir. Lakin bu hiç bir zaman mühim bir kanama olamaz. Bu belirtiler ile beraber ateş de varsa, bu da infeksiyon belirtisidir. Bu durumda acil olarak doktorla irtibat kurmak gerekir.
İlgili aramalar: böbrek kumu nasıl dökülür, böbreklerdeki kum nasıl atılır, böbrek taşı nasıl atılır
Böbrek kumuyla böbrek taşı denilen oluşumların ikisi de aynı şeydir. Lakin böbrek kumu çok daha küçük boyutta olabildiği için buna kumda denilebilmektedir. Böbrek kumu belirtileri ile Böbrek taşı belirtileri içerisinde farklılık yoktur fakat ağrı şiddeti (düzeyinde) farklılık olabilmektedir.
Böbrek Kumu Nedir?
Böbrek Taşları böbreklerde toplanan kalsiyum ve benzeri küçük mineral parçalarının üreterden mesaneye geçemeyecek kadar büyük bulunanları tarafı ile oluşturulur. Böbrek taşı oluşumunun öncelikli belirtileri şiddetli bölgesel ağrı ve yoğun ter ve yine ilintili hastalıklardır.
Böbrek Kumunun Belirtileri Nelerdir?
Böbrek taşı oluşumunun en fazla karşılaşılan belirtisi karın bölgesinde ansızın meydana gelen insanı takatten düşüren ve ani meydana gelen ağrıdır.Genelde böbrek taşının ilk belirtisi şiddetli ağrıdır. Ağrı, taş, idrar yolunu tahriş edince ya da birçoğu kez tıkayınca gelişir ve ansızın başlamaktadır.Hastalar, tipik olarak taşın olduğu tarafta sırtta ya da karnın alt bölümünde keskin, kramp tarzında gelip giden ağrılar duyarlar.
Bazen bu yakınmalara bulantı ve kusma eşlik eder. Sonrasında ağrı, kasık bölgesine doğru yayılır. Eğer taş düşemeyecek kadar büyükse, idrar yolunun herhangi bir kesiminde takılır ve yerine göre farklı yakınmalara sebep olurlar. Mesaneye çok yaklaşmış taşlarda, hastalar, sık idrara çıkma, idrarda yanma hissi duyarlar. Bu daha çok irritasyona bağlı olduğundan bekledikleri kadar idrar yapamazlar. İdrar yaparken fazlaca ağrı ve yanma hissederler.
Yine taşların idrar yollarını huzursuz etmesi neticesi idrarda kanama görülmektedir. Lakin bu hiç bir zaman mühim bir kanama olamaz. Bu belirtiler ile beraber ateş de varsa, bu da infeksiyon belirtisidir. Bu durumda acil olarak doktorla irtibat kurmak gerekir.
İlgili aramalar: böbrek kumu nasıl dökülür, böbreklerdeki kum nasıl atılır, böbrek taşı nasıl atılır
Bacak Kaşıntısının Nedenleri
Sponsorlu Bağlantılar:
Bacak Kaşıntısının Nedenleri
Kaşınmaların tıp bilimindeki adı "pruritus" olarak geçmektedir. Vücudumuzun her yerinde ya da bilinen bir alanda de duyulabilir. Bu kaşınma duygusuna bedenimizde üretilen histamin denilen kimyasal salgı sebep olur. Kaşınma bir cilt hastalığı olabileceği gibi, bazı zamanlar de iç hastalıklarından ötürü olabilmektedir. Cilt rahatsızlıklarından ötürü meydana gelen bacak kaşıntısı sebepleri içerisinde çok sık Egzama gibi cilt hastalıkları, hormonal değişiklikler, alerjik reaksiyonlar, böcek ısırmaları, mantarlar gibi öncelikli etkenler sayılabilir. Bu kaşınmalardan cildi soğuk suyla yıkama, kaşıntıya sebep olacak şekilde giysiler giymekten kaçınarak, kaşınan alana krem sürüp nemlendirmek, parfümsüz cilt bakım ve koruma ürünleri kullanarak rahatlama sağlayabilirsiniz.
İç hastalıklardan ötürü meydana gelen bacak kaşıntısı nedenleri ise bağırsak parazitleri, böbrek hastalıkları, karaciğer hastalıkları, tiroit bezi hastalıkları biçiminde sıralayabiliriz. Bu kaşınmalar bacaklarda görüldüğü gibi bütün vücutta da görülebilir Bu tür iç hastalıklardan sebep olan kaşınmalar da yapılışı gerekenler; kalamin içeren losyonlar kullanılabilir. Bu losyonların kullanımıdan sonra kaşınmada azalış değil, tam tersi bir artma mevzubahis ise mutlak suretle bir uzmana görünmek gerekli olacaktır. Çünkü yüzeysel gibi gözüken kaşıntının sebebi başta da söylediğimiz gibi iç hastalıklardan kaynaklı olabilir. Bu hastalıklar ile meydana gelen kaşıntıların daha derin tetkiklerle kontrol edilişi ve sonrası tedavi uygulanması gerekebilmektedir.
Tıbbi müdahalelerin yanı sıra, alternatif tıp olarak isimlendirilen bitkiler ile tedavi yöntemleri de bacak kaşıntısı olarak isimlendirilen küçük çaplı kaşıntıların çözümü için kullanılan bir yöntemdir. Kaşınan alan açık yara biçiminde değil ise, bitkiler ile hazırlanan karışımlar ve kürler bu bölgelere sürülerek kullanılabilmektedir. Bazı bitkilerin ise, suyu ya da tozu ile yapılmakta olan karışımlar ve çaylar birçok cilt hastalığına iyi geldiği kanıtlanmıştır. Aynı şekilde bu karışımları kullanmaya başlamadan önce, uzmana danışmak en doğrusu olacaktır. Çünkü birtakım bitkilerin yararı olduğu kadar, farklı hastalıkları bulananlar için zararı da olabilmektedir. Bilhassa bir hastalığa bağlı ilaç kullanıyor iseniz, bacak kaşıntısı nedenleri hususunda uzman yardımı almadan tıbbi ya da alternatif tıp yöntemlerinden birini kullanmayın. Çeşitli testler yapıldıktan sonra uygun görülmekte olan tedavi metodu ile sağlıklı bir cilde sahip olabilirsiniz.
İlgili aramalar: bacak kaşıntısı neden olur, bacaklarda kaşıntının sebepleri nelerdir, bacak kaşıntısının nedeni
Kaşınmaların tıp bilimindeki adı "pruritus" olarak geçmektedir. Vücudumuzun her yerinde ya da bilinen bir alanda de duyulabilir. Bu kaşınma duygusuna bedenimizde üretilen histamin denilen kimyasal salgı sebep olur. Kaşınma bir cilt hastalığı olabileceği gibi, bazı zamanlar de iç hastalıklarından ötürü olabilmektedir. Cilt rahatsızlıklarından ötürü meydana gelen bacak kaşıntısı sebepleri içerisinde çok sık Egzama gibi cilt hastalıkları, hormonal değişiklikler, alerjik reaksiyonlar, böcek ısırmaları, mantarlar gibi öncelikli etkenler sayılabilir. Bu kaşınmalardan cildi soğuk suyla yıkama, kaşıntıya sebep olacak şekilde giysiler giymekten kaçınarak, kaşınan alana krem sürüp nemlendirmek, parfümsüz cilt bakım ve koruma ürünleri kullanarak rahatlama sağlayabilirsiniz.
İç hastalıklardan ötürü meydana gelen bacak kaşıntısı nedenleri ise bağırsak parazitleri, böbrek hastalıkları, karaciğer hastalıkları, tiroit bezi hastalıkları biçiminde sıralayabiliriz. Bu kaşınmalar bacaklarda görüldüğü gibi bütün vücutta da görülebilir Bu tür iç hastalıklardan sebep olan kaşınmalar da yapılışı gerekenler; kalamin içeren losyonlar kullanılabilir. Bu losyonların kullanımıdan sonra kaşınmada azalış değil, tam tersi bir artma mevzubahis ise mutlak suretle bir uzmana görünmek gerekli olacaktır. Çünkü yüzeysel gibi gözüken kaşıntının sebebi başta da söylediğimiz gibi iç hastalıklardan kaynaklı olabilir. Bu hastalıklar ile meydana gelen kaşıntıların daha derin tetkiklerle kontrol edilişi ve sonrası tedavi uygulanması gerekebilmektedir.
Tıbbi müdahalelerin yanı sıra, alternatif tıp olarak isimlendirilen bitkiler ile tedavi yöntemleri de bacak kaşıntısı olarak isimlendirilen küçük çaplı kaşıntıların çözümü için kullanılan bir yöntemdir. Kaşınan alan açık yara biçiminde değil ise, bitkiler ile hazırlanan karışımlar ve kürler bu bölgelere sürülerek kullanılabilmektedir. Bazı bitkilerin ise, suyu ya da tozu ile yapılmakta olan karışımlar ve çaylar birçok cilt hastalığına iyi geldiği kanıtlanmıştır. Aynı şekilde bu karışımları kullanmaya başlamadan önce, uzmana danışmak en doğrusu olacaktır. Çünkü birtakım bitkilerin yararı olduğu kadar, farklı hastalıkları bulananlar için zararı da olabilmektedir. Bilhassa bir hastalığa bağlı ilaç kullanıyor iseniz, bacak kaşıntısı nedenleri hususunda uzman yardımı almadan tıbbi ya da alternatif tıp yöntemlerinden birini kullanmayın. Çeşitli testler yapıldıktan sonra uygun görülmekte olan tedavi metodu ile sağlıklı bir cilde sahip olabilirsiniz.
İlgili aramalar: bacak kaşıntısı neden olur, bacaklarda kaşıntının sebepleri nelerdir, bacak kaşıntısının nedeni
Acıkavun (Eşekhıyarı) Nedir?
Sponsorlu Bağlantılar:
Acıkavun Nedir?
Acı kavunun başka bilinen adları da bulunmaktadır. Acıdülek, Cırtlak, Birtlangiç, Ebucehil kavunu, Cırtatan, Eşekhıyarı ve Kargadüveleği olarak da bilinir. Sarı çiçekli, tüylü, çok senelik, otsu bir bitkidir. Kökleri 30 * 40 cm, gövdesi ise 1 ila 2 metreyi bulur. Toprak üzerinde gövde ve dallarının üzeri fırça gibi sert tüylerle kaplıdır. Yaprakları üçgen - kalp şeklinde ve uçları dişlidir. Üzeri uysal altı sert tüylerle örtülüdür. Yıkılmış kullanılmayan, unutulmuş yerlerde yetişir. Güney Avrupa ve Türkiye’de sık görülmektedir. Meyvesi 4 ila 5 santim boyunda, küçük uzun yumurta biçiminde , yeşil renkli ve üzeri tırtıklıdır. İçinde sümüksü bir sıvı, siyaha yakın koyu kahve renkli tohumları bulunur. Meyve geliştikçe içinde büyük bir basınç toplanır ve rengi yavaşça sararır. Sonra patlayarak tohumlarını 4 ila 6 metre uzağa atar. Meyveler olduğunda renk sarıya çalan * yeşil olur ve dalından kolaylıkla koparılabilir. Koparıldığı yerde bulunmakta olan delikten tohumları ve öz suyu rahatlıkla akar. Dikkat etmek gerekir. Göze gelmemelidir. Zira zehir içerir. Göz için çok tehlikelidir.2 gramdan fazlası öldürür. Başka ilaçlarla birlikte alınmamalıdır. Kokusu kötü tadı acıdır.
Acıkavun ile ilgili uzman görüşü (Selçuk Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Endüstri Bitkileri Anabilim Dalı Başkanı Profesör Doktor Fikret Akınerdem):
Bitkinin sinüzit ve basur gibi rahatsızlıklara iyi geldiğini duyduğunu ifade edici Akınerdem, "Yararlı bir bitki olsaydı Anadolu insanı bu bitkiye eşek hıyarı ya da Ebu Cehil karpuzu demezdi. Kullananları gördüm. 'Acı kavun kullandım memnun kaldım, memnun olmadım' diyen de var, 'kullandım hemen hemen ölüyordum diyen de' var" ifadesini kullandı.
Meyvesi olgunlaştığı zaman içerisindeki basınç 6 bara ulaşarak tohumlarını saatte 36 kilometre hızla fırlatan acı kavunun gözleri kör edebileceğine dikkati çeken Akınerdem, şunları söyledi:
"Aşırı kullanımının bilhassa alerjik bünyelere vermiş olduğu zararı duymaktayız. Acı kavun bitkisinin kullanımda dikkatli olunması gerekir. Rastgele yüze, göze, ağza sürüp ya da ilaç gibi içilerek katiyyen kullanılmaması gerekir. Bitkinin kullanımından kaynaklı şikayetler yaşanabilir. İnsanlar zayıf düşebilir, zehirlenmeler yaşanabilir, bünyede bazı kalıcı etki bırakabilir. Doğacak bebeklere çok ciddi zarar verebilir."
"Hiç kimse bu bitkiyi dikemez ya da yetiştiremez"
Bitkinin kendi kendine büyüdüğünü vurgulayan Akınerdem, "Hiç kimse bunu dikemez ya da yetiştiremez. Üretim alanlarının haricinde, yıkılmış virane yerlerde bol miktarlarda bulabilirsiniz. Bu bitkinin taze meyvesi sıkıldığında, bitkinin tohumlarını da içeren mukus benzeri bir salgı fışkırtır. Olgunlaştıktan sonra patlayarak tohumları etrafa saçılıyor ve kendi kendine yeniden hayat buluyor. Bu özelliği nedeniyle, İngilizce'de 'squirting cucumber' (fışkırtan hıyar) olarak anılır. Kimse bu bitkiyi ticari olarak yetiştirmez" diye konuştu.
İlgili aramalar: acıkavun nedir, eşekhıyarı nedir, eşek hıyarı bitkisi
Acı kavunun başka bilinen adları da bulunmaktadır. Acıdülek, Cırtlak, Birtlangiç, Ebucehil kavunu, Cırtatan, Eşekhıyarı ve Kargadüveleği olarak da bilinir. Sarı çiçekli, tüylü, çok senelik, otsu bir bitkidir. Kökleri 30 * 40 cm, gövdesi ise 1 ila 2 metreyi bulur. Toprak üzerinde gövde ve dallarının üzeri fırça gibi sert tüylerle kaplıdır. Yaprakları üçgen - kalp şeklinde ve uçları dişlidir. Üzeri uysal altı sert tüylerle örtülüdür. Yıkılmış kullanılmayan, unutulmuş yerlerde yetişir. Güney Avrupa ve Türkiye’de sık görülmektedir. Meyvesi 4 ila 5 santim boyunda, küçük uzun yumurta biçiminde , yeşil renkli ve üzeri tırtıklıdır. İçinde sümüksü bir sıvı, siyaha yakın koyu kahve renkli tohumları bulunur. Meyve geliştikçe içinde büyük bir basınç toplanır ve rengi yavaşça sararır. Sonra patlayarak tohumlarını 4 ila 6 metre uzağa atar. Meyveler olduğunda renk sarıya çalan * yeşil olur ve dalından kolaylıkla koparılabilir. Koparıldığı yerde bulunmakta olan delikten tohumları ve öz suyu rahatlıkla akar. Dikkat etmek gerekir. Göze gelmemelidir. Zira zehir içerir. Göz için çok tehlikelidir.2 gramdan fazlası öldürür. Başka ilaçlarla birlikte alınmamalıdır. Kokusu kötü tadı acıdır.
Acıkavun ile ilgili uzman görüşü (Selçuk Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Endüstri Bitkileri Anabilim Dalı Başkanı Profesör Doktor Fikret Akınerdem):
Bitkinin sinüzit ve basur gibi rahatsızlıklara iyi geldiğini duyduğunu ifade edici Akınerdem, "Yararlı bir bitki olsaydı Anadolu insanı bu bitkiye eşek hıyarı ya da Ebu Cehil karpuzu demezdi. Kullananları gördüm. 'Acı kavun kullandım memnun kaldım, memnun olmadım' diyen de var, 'kullandım hemen hemen ölüyordum diyen de' var" ifadesini kullandı.
Meyvesi olgunlaştığı zaman içerisindeki basınç 6 bara ulaşarak tohumlarını saatte 36 kilometre hızla fırlatan acı kavunun gözleri kör edebileceğine dikkati çeken Akınerdem, şunları söyledi:
"Aşırı kullanımının bilhassa alerjik bünyelere vermiş olduğu zararı duymaktayız. Acı kavun bitkisinin kullanımda dikkatli olunması gerekir. Rastgele yüze, göze, ağza sürüp ya da ilaç gibi içilerek katiyyen kullanılmaması gerekir. Bitkinin kullanımından kaynaklı şikayetler yaşanabilir. İnsanlar zayıf düşebilir, zehirlenmeler yaşanabilir, bünyede bazı kalıcı etki bırakabilir. Doğacak bebeklere çok ciddi zarar verebilir."
"Hiç kimse bu bitkiyi dikemez ya da yetiştiremez"
Bitkinin kendi kendine büyüdüğünü vurgulayan Akınerdem, "Hiç kimse bunu dikemez ya da yetiştiremez. Üretim alanlarının haricinde, yıkılmış virane yerlerde bol miktarlarda bulabilirsiniz. Bu bitkinin taze meyvesi sıkıldığında, bitkinin tohumlarını da içeren mukus benzeri bir salgı fışkırtır. Olgunlaştıktan sonra patlayarak tohumları etrafa saçılıyor ve kendi kendine yeniden hayat buluyor. Bu özelliği nedeniyle, İngilizce'de 'squirting cucumber' (fışkırtan hıyar) olarak anılır. Kimse bu bitkiyi ticari olarak yetiştirmez" diye konuştu.
İlgili aramalar: acıkavun nedir, eşekhıyarı nedir, eşek hıyarı bitkisi
3 Şubat 2016 Çarşamba
Acıbaklanın Faydaları Nelerdir?
Sponsorlu Bağlantılar:
ACIBAKLANIN FAYDALARI NELERDİR?
Başka bir adı da Delicebakla ve termiye olarak bilinir. 120 santim büyümekte olan salkım halinde çiçekleri olan Baklagillerden; kısa ömürlü bir bitki tipidir. Çiçekleri dik salkımlar biçiminde aralıksızdır.. Her sene yerinde çıkan bir senelik veya ufak çalı biçiminde gelişmekte olan üç farklı çeşidi bulunmaktadır. Bizdeki deli bakla yıllık olup rengi açık lila veya pembedir. Acı tanelerinden faydalanılır. Yetiştirildiği ülkeler Avrupa, Balkanlarda ülkemizin Marmara ve Ege bölgelerinde yetiştirilen yabani bir bitki tipidir. Sabit yağ ve lupinin, spartein gibi alkaloidler ihtiva eder. Faydaları bulunur. bunları aşağıda sıraladık.
* Kan temizleyici niteliği bulunur.
* Meni az ise kullanılabilir.
* Nefes darlığını azaltır, balgam söktürür.
* Vücutta biriken tuzun atılmasına destek olmaktadır.
* Bağırsak parazitlerini temizlemektedir.
* Böcek ısırmalarında ısırılan bölümün üzerine sürülürse zehiri dışarı vermektedir.
* İdrar söktürür, böbrek iltihaplarına fayda sağlar.
* Lapası romatizma siyatik ve eklem ağrılarını giderir.
Büyümüş tohumlarında acı lezzetli ve zehirli bileşenler olduğundan, bunları temizlemek amacı ile kaynar suda bir müddet bekletilerek acı tadı atılmaktadır. Yumuşayan kabuklar soyulup yenilir. Tohumlar kavrulup, değirmende çekilerek toz şekline de getirilebilir. Tohumların bulamaçı yaralı deri hastalıklarında kullanılabilir.
İlgili aramalar: acı baklanın faydaları nelerdir, acıbakla nelere iyi gelir, acıbakla faydası
Başka bir adı da Delicebakla ve termiye olarak bilinir. 120 santim büyümekte olan salkım halinde çiçekleri olan Baklagillerden; kısa ömürlü bir bitki tipidir. Çiçekleri dik salkımlar biçiminde aralıksızdır.. Her sene yerinde çıkan bir senelik veya ufak çalı biçiminde gelişmekte olan üç farklı çeşidi bulunmaktadır. Bizdeki deli bakla yıllık olup rengi açık lila veya pembedir. Acı tanelerinden faydalanılır. Yetiştirildiği ülkeler Avrupa, Balkanlarda ülkemizin Marmara ve Ege bölgelerinde yetiştirilen yabani bir bitki tipidir. Sabit yağ ve lupinin, spartein gibi alkaloidler ihtiva eder. Faydaları bulunur. bunları aşağıda sıraladık.
* Kan temizleyici niteliği bulunur.
* Meni az ise kullanılabilir.
* Nefes darlığını azaltır, balgam söktürür.
* Vücutta biriken tuzun atılmasına destek olmaktadır.
* Bağırsak parazitlerini temizlemektedir.
* Böcek ısırmalarında ısırılan bölümün üzerine sürülürse zehiri dışarı vermektedir.
* İdrar söktürür, böbrek iltihaplarına fayda sağlar.
* Lapası romatizma siyatik ve eklem ağrılarını giderir.
Büyümüş tohumlarında acı lezzetli ve zehirli bileşenler olduğundan, bunları temizlemek amacı ile kaynar suda bir müddet bekletilerek acı tadı atılmaktadır. Yumuşayan kabuklar soyulup yenilir. Tohumlar kavrulup, değirmende çekilerek toz şekline de getirilebilir. Tohumların bulamaçı yaralı deri hastalıklarında kullanılabilir.
İlgili aramalar: acı baklanın faydaları nelerdir, acıbakla nelere iyi gelir, acıbakla faydası
Hamilelikte Rahat Uyumak İçin Ne Yapmalıyız?
Sponsorlu Bağlantılar:
Hamilelikte Rahat Uyumak İçin Ne Yapmalıyız?
Hamilelerin en mühim ihtiyaçlarından biri uyku. Karnınız burnunuzdayken rahat bir uyku için öneriler...
Gebelikte rahat ve sağlıklı bir uyku çok önemli... Gebelikte yaşanmakta olan uyku sorunları ise anne adaylarının en büyük sıkıntılarından biri.
Amerikan Hastanesi Kadın Hastalıkları Bölümü’nden Dr. Alper Mumcu, hamilelerde uykusuzluğun sebeplerini ve rahat bir uyku uyumak amacıyla neye dikkat etmemiz gerektiğini anlatıyor...
Gebeliğin ilk haftalarında anne olma düşüncesi ve heyecanı kadınların çoğunda uykusuzluğa yol açar. Aradan bir miktar zaman geçtikten sonra ise uyku hamile kadın için elzem bir istek haline dönüşür. Sabah akşam devamlı uyuma isteği bulunur. Hele gebelik bulantı ve kusmaları varsa, uyku sırasında bu şikayetler çok belirli bulunmadığı için kişi devamlı uyumak ister. İlk altı ay bu şekilde gelip geçer.
Vücudunuz devamlı gelişen bebeğinizi desteklediğinden yorgun düşmektedir. Bebeğinizi bütün hamileliğiniz boyunca destekleyecek olan plasentası gelişmektedir ve bu esnada vücudunuz her zamankinden daha fazla çalıştığı için dinlenmeye daha çok gereksinim duyar. Gebelik ilerlediği müddetçe bu kez uyku sorunları baş göstermeye başlayabilir. Çoğu zaman derin ve dinlendirici bir uykuya hasret olduğunuzu hissedebilirsiniz.
Hamileyken uykuya dalmak neden zordur?
Bunun pek çok sebebi bulunur. Lakin ilk ve en mühim neden bebeğin büyümesidir. Bebek ve rahim büyüdükçe rahat bir uyku pozisyonu bulmakta zorlanılır. Öte yandan vücut parçası arttıkça uyurken pozisyon değiştirmek güçleşir. Bu durum da doğal olarak verimli uykuyu engeller. Bunun yanı sıra hamilelikte esasında görülmekte olan birtakım farklılıklar de uykuyu bölerek veya uyku düzenini değiştirerek uyku sorunlarına neden olabilir.
Gebelikte en rahat uyku pozisyonu hangisidir?
Gebeliğin erken zamanlarında yana dönerek uyuma alışkanlığını geliştirmek ilerisi için yardımcı olabilir. Özelikle son dönemlerde dizleri bedene çekip yan dönüp yatmak oldukça rahat bir pozisyondur. Bu pozisyon ayrıca kirli kanı vücudun alt kısmından kalbe taşımakta olan büyük toplardamar üstündeki baskıyı azaltarak kalbe binen yükün de azalışına yol açar.
Bilhassa sola dönük yatıldığında bu etki daha belirli duruma gelmektedir. Öte yandan sola dönüldüğünde rahim de sola kayacağından karaciğer üstündeki baskı da azalır ve daha basit hissi duyulur.
Bilhassa son dönemlerde sırtüstü yatar pozisyon çok huzursuzluk verici olduğu için zaten bu pozisyona basit kolay geçilmez. Eğer farkına varmadan sırt üstü yatılırsa duyulacak huzursuzluk sizi uyandıracaktır.
Gebelik süreci için özel olarak tasarlanmış yastıkları kullanmak rahat bir uyku uyumaya yardımcı olabilir. Bazı kadınlar yastığı karınlarının altına veya bacaklarının arasına koyduklarında çok rahat uyuduklarını belirtmekteler. Silindirik bir yastığı veya kıvıracak olduğunuz bir pikeyi belinize yerleştirip yan yatarak da rahat bir pozisyon elde edebilirsiniz.
Gebelik süreci boyunca verimli bir uyku için öneriler
* Kola, kahve ve çay gibi kafeinli içecekleri dietinizden uzak tutmaya çabalayın. Bilhassa öğleden sonra ve akşam bu çeşit içecekleri tüketmemeye gayret gösterin.
* Yatmadan 2 ila 3 saat önce sıvı alımınız azaltın. Lakin gün içerisinde kafi sıvı almaya özen gösterin. Benzer şekilde yatma dan evvel ağır yemekler yemeyin. Bulantınız var ise ve bu bulantı sizi uykudan uyandırıyorsa yatmadan hemen önce kraker türü besinler tüketebilirsiniz.
* Uyku saatlerinizi belirleyin. Yatağa alışkın olduğunuz saatten daha geç gitmeyin.
* Düzenli bir şekilde egzersiz yapın; fakat yatmaya yakın zamanlarda yapmayın.
* Yastıkları her yerde kullanınız. Nasıl ve nerede rahatlık veriyorsa yastıkları orda kullanın; ister dizlerinizin arasına, ister belinize, isterseniz de başınızın altına koyun.
* Yatağa gitme den evvel rahatlatacak birşeyler yapın. Ilık bir duş veya bir bardak süt içmek gibi… * Geceleri bacak krampları ile uyanıyorsanız yatma dan evvel iyice gerinin. Yeterli miktarda kalsiyum almaya dikkat edin. Doktorunuzla kalsiyum ilaçları alarak alamayacağınızı görüşün.
Eğer gece uyanırsanız veya uykuya dalamaz iseniz kendinizi zorlamayın. Kalkıp ev içinde birazcık dolaşın veya kitap okumak gibi uykunuzu dağıtmayacak birşeyler yapın, müzik dinleyin, televizyon seyredin, internet ortamında dolaşın. Hoşunuza giden ve sizi rahatlatan birşeyler yapın. Eğer mümkünse gün içerisinde uyku açığınızı kapatmak amacıyla 30 ila 60 dakikalık şekerlemeler yapın.
İlgili aramalar: hamilelikte uyku sorunu, gebelikte rahat uyumak için ne yapmalıyız
Hamilelerin en mühim ihtiyaçlarından biri uyku. Karnınız burnunuzdayken rahat bir uyku için öneriler...
Gebelikte rahat ve sağlıklı bir uyku çok önemli... Gebelikte yaşanmakta olan uyku sorunları ise anne adaylarının en büyük sıkıntılarından biri.
Amerikan Hastanesi Kadın Hastalıkları Bölümü’nden Dr. Alper Mumcu, hamilelerde uykusuzluğun sebeplerini ve rahat bir uyku uyumak amacıyla neye dikkat etmemiz gerektiğini anlatıyor...
Gebeliğin ilk haftalarında anne olma düşüncesi ve heyecanı kadınların çoğunda uykusuzluğa yol açar. Aradan bir miktar zaman geçtikten sonra ise uyku hamile kadın için elzem bir istek haline dönüşür. Sabah akşam devamlı uyuma isteği bulunur. Hele gebelik bulantı ve kusmaları varsa, uyku sırasında bu şikayetler çok belirli bulunmadığı için kişi devamlı uyumak ister. İlk altı ay bu şekilde gelip geçer.
Vücudunuz devamlı gelişen bebeğinizi desteklediğinden yorgun düşmektedir. Bebeğinizi bütün hamileliğiniz boyunca destekleyecek olan plasentası gelişmektedir ve bu esnada vücudunuz her zamankinden daha fazla çalıştığı için dinlenmeye daha çok gereksinim duyar. Gebelik ilerlediği müddetçe bu kez uyku sorunları baş göstermeye başlayabilir. Çoğu zaman derin ve dinlendirici bir uykuya hasret olduğunuzu hissedebilirsiniz.
Hamileyken uykuya dalmak neden zordur?
Bunun pek çok sebebi bulunur. Lakin ilk ve en mühim neden bebeğin büyümesidir. Bebek ve rahim büyüdükçe rahat bir uyku pozisyonu bulmakta zorlanılır. Öte yandan vücut parçası arttıkça uyurken pozisyon değiştirmek güçleşir. Bu durum da doğal olarak verimli uykuyu engeller. Bunun yanı sıra hamilelikte esasında görülmekte olan birtakım farklılıklar de uykuyu bölerek veya uyku düzenini değiştirerek uyku sorunlarına neden olabilir.
Gebelikte en rahat uyku pozisyonu hangisidir?
Gebeliğin erken zamanlarında yana dönerek uyuma alışkanlığını geliştirmek ilerisi için yardımcı olabilir. Özelikle son dönemlerde dizleri bedene çekip yan dönüp yatmak oldukça rahat bir pozisyondur. Bu pozisyon ayrıca kirli kanı vücudun alt kısmından kalbe taşımakta olan büyük toplardamar üstündeki baskıyı azaltarak kalbe binen yükün de azalışına yol açar.
Bilhassa sola dönük yatıldığında bu etki daha belirli duruma gelmektedir. Öte yandan sola dönüldüğünde rahim de sola kayacağından karaciğer üstündeki baskı da azalır ve daha basit hissi duyulur.
Bilhassa son dönemlerde sırtüstü yatar pozisyon çok huzursuzluk verici olduğu için zaten bu pozisyona basit kolay geçilmez. Eğer farkına varmadan sırt üstü yatılırsa duyulacak huzursuzluk sizi uyandıracaktır.
Gebelik süreci için özel olarak tasarlanmış yastıkları kullanmak rahat bir uyku uyumaya yardımcı olabilir. Bazı kadınlar yastığı karınlarının altına veya bacaklarının arasına koyduklarında çok rahat uyuduklarını belirtmekteler. Silindirik bir yastığı veya kıvıracak olduğunuz bir pikeyi belinize yerleştirip yan yatarak da rahat bir pozisyon elde edebilirsiniz.
Gebelik süreci boyunca verimli bir uyku için öneriler
* Kola, kahve ve çay gibi kafeinli içecekleri dietinizden uzak tutmaya çabalayın. Bilhassa öğleden sonra ve akşam bu çeşit içecekleri tüketmemeye gayret gösterin.
* Yatmadan 2 ila 3 saat önce sıvı alımınız azaltın. Lakin gün içerisinde kafi sıvı almaya özen gösterin. Benzer şekilde yatma dan evvel ağır yemekler yemeyin. Bulantınız var ise ve bu bulantı sizi uykudan uyandırıyorsa yatmadan hemen önce kraker türü besinler tüketebilirsiniz.
* Uyku saatlerinizi belirleyin. Yatağa alışkın olduğunuz saatten daha geç gitmeyin.
* Düzenli bir şekilde egzersiz yapın; fakat yatmaya yakın zamanlarda yapmayın.
* Yastıkları her yerde kullanınız. Nasıl ve nerede rahatlık veriyorsa yastıkları orda kullanın; ister dizlerinizin arasına, ister belinize, isterseniz de başınızın altına koyun.
* Yatağa gitme den evvel rahatlatacak birşeyler yapın. Ilık bir duş veya bir bardak süt içmek gibi… * Geceleri bacak krampları ile uyanıyorsanız yatma dan evvel iyice gerinin. Yeterli miktarda kalsiyum almaya dikkat edin. Doktorunuzla kalsiyum ilaçları alarak alamayacağınızı görüşün.
Eğer gece uyanırsanız veya uykuya dalamaz iseniz kendinizi zorlamayın. Kalkıp ev içinde birazcık dolaşın veya kitap okumak gibi uykunuzu dağıtmayacak birşeyler yapın, müzik dinleyin, televizyon seyredin, internet ortamında dolaşın. Hoşunuza giden ve sizi rahatlatan birşeyler yapın. Eğer mümkünse gün içerisinde uyku açığınızı kapatmak amacıyla 30 ila 60 dakikalık şekerlemeler yapın.
İlgili aramalar: hamilelikte uyku sorunu, gebelikte rahat uyumak için ne yapmalıyız
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)