30 Eylül 2012 Pazar

Prostat

Sponsorlu Bağlantılar:

PROSTAT
Erkek mesanesinin altında bulunan bezlere prostat adı verilir. Prostat 40 tane bireysel bezden oluşur. Tümüyle büyüklüğü bir kestane kadardır. Çevresinde kas lifleri ve doku bağlaçları mesanenin altındaki idrar kanalının etrafını sarmıştır. Prostatın şişmesi ya da büyümesi idrar kanalı rahatsızlıklarına sebep olur.

Prostat orgazmdan önce süt gibi alkalik bir salgı üretir. Bu salgı kaslar tarafından basınçla penisin içine itilir. Spermalar bu sıvının içinde serbestçe hareket edebilirler. Bunun bir görevi de idrar kanalında ve vajinada bulunan asitleri etkisiz hale getirmektir. Yaşı 45 ile 50'nin üzerindeki çoğu erkekte prostat büyümesi başlar.

Genellikle tümörler de oluşursa da bunların çoğu iyi huyludurlar. Adenom adı verilen bu tümörler ancak mesaneyi zor durumda bıraktıkları zaman tedavi gerektirir. Tedavi ameliyat yoluyla, yüzde 80 ise, elektro seksiyon aygıtıyla gerçekleşir.

İdrar borusundan içeri itilen özel bir aygıt fazla kısımları kesip dışarı çıkarır. Prostat kanserini adenomdan ayırmak gerekir. Bunun için ön analizler yapılması şarttır. Günümüzde erken teşhis edilen prostat kanserinin tedavi olanağı yüksek olduğundan, bu sorunun ihmal edilmemesi şarttır.

Prostat, erkeğin cinsel iktidarı açısından fazla önemli değildir. Ameliyattan sonra da cinsel alışkanlıklarında bir değişiklik olmaz. Hatta bazı erkekler cinsel durumların eskisinden de iyi olduğunu saptamış bulunmaktadırlar.

Aile Danışmanlığı

Sponsorlu Bağlantılar:

PRO FAMİLİA (Aile Danışmanlığı)
Batılı toplumlarda yıllar önce Pro familia adı altında özel kuruluşlar oluşturulmuştur. Hemen her kentte bu tür kuruluşlar mevcuttur. Medeni ülkelerde yüzlerce şubesi bulunan bu danışma merkezlerinde çok fazla sayıda uzman görev yapmaktadır.

Erkeklere ve kadınlara nikah öncesi ve sonrası hayat arkadaşlığı sorunları, hamilelik, aile planlaması, cinsel problemler, sosyal sorunlar konusunda yardımcı olmaktadırlar. Bu kuruluşlarda görev yapan danışmanların hemen hepsi doktor, psikolog, sosyal pedagog diplomasına sahiptirler. Kadın görevlilerin oranı erkeklerden daha yüksektir.

Uygar toplumlarda 60 yıla yakın bir geçmişi bulunan bu kuruluşlar özerktir ve gizlilik ilkesine göre hareket eder. Örneğin, kadınları çocuk yapma konusunda ön yargılı davranışlarla etki altında bırakmaktan kaçınırlar. Bu nedenle bazı ülkelerde Katolik kilisesi bu kuruluşların varlığını kuşku ve hoşnutsuzlukla karşıladığını saklamamaktadır. Batılı ve modern ülkelerde uzun yıllardır sürdürülen bu politikalar ülkemizde de daha yeni yeni Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın çalışması ile; aile bütünlüğünü korunmak, aile içi şiddetin önüne geçmek ve yardıma muhtaç ailelere düzenli bir şekilde destek sağlamak amacı ile "her aileye bir sosyal danışman" sloganıyla başlatılmıştır.

Özel Coach (Menajer) Nedir?

Sponsorlu Bağlantılar:

Coach
Özel coachluk günümüz gereksinimlerinin ortaya çıkardığı yeni mesleklerden birisidir. Spordaki menajerlik mesleğinin daha geniş kapsamlı uygulama alanı bulan gelişmiş bir şeklidir. Dünyanın eski bir numaralı erkek tenisçisi olan Alman Boris Becker, kendine bir özel coach tutmuş bulunuyor. Böylece maç sırasında iradesini yitirip, zor durumlarda elini alnına vuracak yerde nasıl davranması gerektiğini daha iyi biliyor.

Siyaset adamları, sinema yıldızları, yıldız adayları, genel müdürler birer özel coach (biz koç diyoruz) tutuyorlar. Amaç, bulunduğu düzeyden birkaç basamak yukarı tırmanmayı başaran, fakat burada ne yapacağını kestiremeyen birisine önce sağlıklı bir vücut gibi, sağlıklı bir ruhsal denge sağlamaktır. Ya da evlilik sorunu olan erkeklere, kadınlara aile sorunu olanlara, çocuklarıyla problem oluşturanlara, hatta kendi kendisiyle problemi olanlara yardım sağlamaktır.

Eskiden buna danışma deniyordu. Günümüzde ise, Amerikalılaşmış şekliyle buna coach adı veriliyor.

Birçok insan içlerinden atacakları şeyler için, bir çöp sepeti aramaktadırlar. Ya da miras yoluyla bir inşaat firmasının başına geçen bir kadın örneğini ele alalım. "Bana bu serveti bırakan ölmüş babam, benimle iftihar etmek isterdi. Onun için çok başarılı olmalıyım" diyor ve işini büyütüp şube üzerine şube açıyor.

Coach nedir? Nasıl hizmet verir?
Coach'luk hizmeti bir yönetim kadrosuna verilecek kararlar konusunda hizmet sağlayan danışmanlık anlaşılır. Bu kişi verilecek bir karar konusunda deneyime, ilkelere sahiptir ve oyunun kurallarını iyi bilir.

Müşterinin coach sayesinde alınacak kararın ufkunu genişletmesi, böylece daha iyi bir çözüme ulaşması öngörülür. Kararın bütün sorumluluğu yine de müşterinin omuzlarında kalmaktadır.

Spor da ise, coach tümüyle atları yöneten birisi gibidir. Yani coach arabanın dizginlerini elinde tutan arabacı, müşterileri ise onun yönettiği atlardır. Yani sporcularda maç danışmanı, antrenör, menajer gibi üç görevi üstlenir.

Pozitif Düşünce

Sponsorlu Bağlantılar:

POZİTİF (OLUMLU) DÜŞÜNCE
Devamlı neşeli ve güler yüzlü olmanın pozitif düşünce ile fazla bir ilişkisi bulunmamaktadır. Pozitif düşünmek zor bir durumda çeşitli olanaklar arasında en iyi yolu bulmaktır. Psikologlar da bunu böyle anlatmaktadırlar. Tipik örneği, yarım dolu bir bardakta pozitif düşünen insanın, "Hala yarım bardak içeceğim var" diye düşünüp sevinmesi, olumsuz düşünen insanın ise, "Yazık bardağımın yarısı boşaldı" diye üzülmesidir. Tartışmasız olan gerçek pozitif düşünen insanların daima daha başarılı oldukları ve sorunlarını kötümserlerden çok daha iyi çözdükleridir.

Avrupa'da psikologlar ve terapistler kurslar düzenlemekte, insanlara olumlu düşünmeyi öğretmektedirler.

29 Eylül 2012 Cumartesi

Pollüsyon (İltiham)

Sponsorlu Bağlantılar:

POLLÜSYON (Şeytan Aldatması, İhtilam)
Çoğu kez uykuda ortaya çıkan irade dışı orgazm olma olayına pollüsyon (Şeytan aldatması) adı verilir.

İnsanlarda, hatta bazen hayvanlarda da biriken sperma, muntazam aralıklarla boşalır. Bu aralıklar da normal olarak 4 hafta sürer. Şeytan aldatması dediğimiz olayda kişi genellikle bir de çok tahrik edici erotik bir düş görür. Kişi bazen düşün heyecanından uykudan uyanmak zorunda kalır.

Cinsel ilişkiden ya da kendini tatminden kaçınan kadınlarda da orgazma kadar oluşan bu tür erotik rüyalar ortaya çıkar.

Bazı terapistler bu tür düşlerin gerek erkeklerde, gerekse kadınlarda cinsel eğilimin bir işareti olduğunu kabul ederler. Ancak bu görüş tartışmalıdır. Din adamlarının, rahiplerin, rahibelerin niçin böyle düşler gördüklerini açıklayamayanlar, bu düşün arkasında karanlık yüzlü şeytanlar bulunduğunu öne sürerlerdi. Halkımız arasında da bu tür düşlere eskiden kalan bu tür sözcüklerle, yaygın olarak şeytan azdırması denir.

Polen Alerjisi

Sponsorlu Bağlantılar:

POLEN ALERJİSİ (SAMAN NEZLESİ)
İlkbaharın ilk çiçekleriyle birlikte milyonlarca insan için de sıkıntılı bir dönem başlar. Havaya saçılan çiçek tohumları (polen) bu kişilerde gözlerde sulanma, ışığa karşı aşırı duyarlılık, baş ağrısı, aksırık nöbeti, halsizlik ve astıma kadar varan rahatsızlıklar oluşturur. Daha çok alerji şeklinde ortaya çıkan bu rahatsızlığa karşı, kesin bir ilaç bulunmamaktadır. Hassasiyet giderici tedavi en etkilisidir. Vücut, başlangıçta küçük dozlardan başlayarak alerji oluşturan etkenlere karşı alıştırılır. Tedavinin amacı böylece ağır dozların neden olduğu duruma karşı hassasiyeti giderecek bir aşamaya ulaşmaktır. Saman nezlesi olayının giderek artması nedeniyle, bir çok ülkede radyolarda ve televizyonlarda ilkbahar ve yaz mevsimlerinde polen uyarısı yapılmaktadır.

Mantarlar

Sponsorlu Bağlantılar:

MANTAR
Mantar sadece ormanda yetişmez. Spor lastik ayakkabıların nemli sıcak ikliminde de, yüzme havuzlarında, saunalarda da yetişir. Çağdaş toplumun insanları arasında en az bir kez mantar (mykoze) rahatsızlığı geçirenlerin oranı yaklaşık yüzde 75 düzeyindedir. Mantarların hemen tümü zararsızdır fakat can sıkarlar.

Mantarın tedavisi için özel merhemler, fitiller ve antibiyotikli ilaçlar kullanılır. Bu arada şekerli maddelerden kaçınmak tavsiye edilir. Ayak mantarlarına karşı Avrupa'da çoğu yüzme havuzlarında bulunan mikrop öldürücü maddeler yararlı olmaktadır. Mantar nemli ortamları sever. Mantar riskine karşı el ve ayaklar ıslak kalmamalı banyodan sonra veya havuzdan sonra eller ve ayaklar parmak araları ile birlikte iyice kurulanmalıdır. Cinsel organlar civarında beliren mantarlar çok ağır bir tablo sergilerse deri hastalıkları uzmanı tarafından tedavi edilmelidir.

Doğum Kontrol Hapı

Sponsorlu Bağlantılar:

DOĞUM KONTROL HAPI
Günümüzde hala tartışılan bir sorundur. Doğum kontrol hapı, önce Katolik Kilisesi'ni karşısına aldı. Oysa hapı dinine çok bağlı bir Katolik keşfetti. Bulan kişi aslında dini inancı gereği tüm doğum kontrol önlemlerine karşıt birisi idi. John Rock, Amerikan Harvard Üniversitesi'nin jinekoloji dalında en büyük profesörlerinden birisiydi. Kontrol hapı bulmak, aklının kenarından bile geçmiyordu. Yaptığı araştırmalar sırasında çocuk yapamayan kadınlara, çocuk yapma olanağı sağlamayı düşünüyordu. Bu arada progesteron denen hormonun yüksek dozda kullanılmasının büyük bir olasılıkla hamile kalmak için yararlı olduğunu saptadı. Hormonu muntazam bir süre aldıktan sonra aniden kesince, kadının hamile kalma şansı artıyordu. Ancak kadın hormonu sürekli alırsa bünyede bir tür yapay hamilelik oluşuyordu. Yani kadın hamile olmadığı halde aylık rahatsızlık (adet kanaması) hali önleniyor, bünyesi aylık adet gününde yumurta olgunlaştırma eylemine ara veriyordu. Rock, böylece istemeden de olsa yanlışlıkla doğum kontrol hapını bulmuş oldu.

Düzenli bir şekilde alındığı zaman doğum kontrol hapı, bu alandaki önlemlerin en güçlüsüdür.

Kadınların cinsel bilincinde bir devrim oluşturmuştur. Bugünkü durumunda yan etki riski yok denecek düzeydedir. Ancak bugünkü haline içerdiği hormon miktarından önemli miktarda indirim yapılarak ulaşılabilmiştir. Doğum kontrol hapı bundan çok uzun zaman önce piyasaya sürüldüğünde, alındığı bir dönem içerisinde içerdiği normon miktarı 85 miligram idi. Günümüzde bu hormon miktarı 2,2 miligrama indirilmiştir. Yeni hap "Gestagene" denen bir madde içermektedir. Bu madde metobalizma, dolaşım ve kan basıncı üzerinde hemen hemen hiçbir yüklenim oluşturmamaktadır.

Doğum kontrol hapının kalp krizlerine ya da göğüs kanserine yol açtığı şeklindeki tezler doğrulanmamıştır. Ancak hapın damar tıkanıklığı, yüksek tansiyon, ileri şeker hastalığı, karaciğer, safra rahatsızlığı geçirenler tarafından alınmaması gerekmektedir.

Doğum kontrol hapının bir de ilişkiden sonra alınan türü bulunmuştur. Bu ilaç yumurtanın rahime yerleşmesini engellemektedir.

Sonradan alınan doğum kontrol hapı, normal kontrol hapının aksine daha fazla hormon içermektedir. Ancak bu hapta da geçtiğimiz yıllar içinde gerek östrojen, gerekse gestagene hormonlarının miktarını önemli düzeyde azaltmak mümkün olmuştur. Doğum kontrol hapı hormonal bozukluklar için doktor tarafından reçeteye de yazılabilir fakat eczaneden reçetesiz de alınabilir. İlacı yazdıran kadınlar kanama, fenalaşma, baş ağrısı gibi yan etkileri göze almak zorundadırlar. Sonradan alınan doğum kontrol hapı bazılarının iddia ettiği gibi, bir kürtaj hapı değildir. Hapın işlevi döllendirilen dişi yumurtanın rahim içinde mukoza tabakası üzerine yerleşmesini önlemekten ibarettir. Böylece hamileliği engellemektedir. Hapın başarı oranı yüzde 99'dur. Ancak ilişkiden en geç 48 saat sonra alınması şarttır. İki aşamada alınan birinci haptan 12 saat sonra, ikinci bir hap daha alınması gerekmektedir.

Bu arada bir de gerçek kürtaj hapı geliştirilmiştir. "RU 486" kod ismiyle anılan hap sadece Fransa'da ve sıkı doktor denetimi altında kullanılabilmektedir, ileride kürtaj kısmına da görüleceği şekilde "RU 486" tam anlamıyla bir hormon bombasıdır.

28 Eylül 2012 Cuma

Fobi

Sponsorlu Bağlantılar:

FOBİ
Belirli durumlarda ve cisimlerden sınırsız nevrastenik korkular duyma haline fobi denir.

Birçok insan vardır ki, bunların örneğin, Majorka veya Tahiti Adaları'na gitmesine olanak yoktur. Çünkü uçmaktan korkarlar. Bazıları ise, 12'nci katta bulunan bir balkona çıkmaktan çekinirler. Çünkü aşağıya bakmaktan korkarlar.

Eğer bu korkular artarak sürerse ve insanın hayatını olumsuz yönde etkilemeye başlarsa bunlara fobi adı verilir. Üzücü olan çoğu insanın bu hali gizli tutup açıklamamasıdır. Dünyanın cesur insanlara ait olduğu öne sürülen bir toplumda bu tür korkuları olan kişilerin zekalarının da düşük bir çizgide olduğu varsayımı açıklamayı daha da zorlaştırmaktadır.

Oysa gerçek asla böyle değildir. Dünyanın en ünlü yazarlarından George Barnard Shaw'ın sürekli deli olma fobisi vardı. Almanların en büyük ozanı Johann Wolfgang Göthe de sürekli yaralanma ve hastalanma fobisi ile sıkıntı duyardı. Ünlü korku filmleri uzmanı Alfred Hithchcock, cizvit papazlarında okumuştu. Sürekli kötülükten korkardı. Dünyanın en zengin insanlarından Howard Hughes ise, mikrop ve basilden korkardı. Çevresini, konuştuğu insanları, hatta piyanosunun tuşlarını bile mikrop öldürücü ilaçlarla dezenfekte ederdi. Kadın şair Friederike Kempner, diri diri gömülmekten korkardı. Ölülerin gömülmeden 5 gün bekletilmesi yolunda bir yasayı bu kadın şair çıkartmıştı.

Kişinin bu fobilerinden kurtulabilmesi için, adım adım üzerine gitmesi gerekir. Gerekirse profesyonel yardım sağlaması öngörülür. Bazı terapi kursları da vardır. Üniversite kliniklerinde önce fobiye yakalanan kişinin bu durumu kontrol etmesi öğretilir. Eğer kişi bir yeraltı treninden, asansörden veya bir köpekten korku-yorsa, uygulamalı olarak bu korkuyu atması için kendisine yardım sağlanır. Daha sonra kişi gerçekle yüz yüze getirilir. Önce kendisine yanında destek sağlayan birileri bulunur. Daha sonra yalnız bırakılır. Korkunun her basamağını aşmak her yeni başarı ona zevk verir.

Bazı eski hastalar tıpkı alkolü bırakmak isteyen kişilerin örgütlendiği gibi aralarında topluluklar kurmakta birbirlerine yardımcı olmaktadırlar.

Phimose (Fimozis)

Sponsorlu Bağlantılar:

PHİMOSE Erkek cinsel organında, sünnet edilen derinin ön kısmının dar ve bazen içerden yapışık olması. Küçük çocuklarda bu bazen kendiliğinden açılır. Ancak çocukta böyle bir sıkıntı ortaya çıktıktan bir yıl sonra hala bir değişiklik saptanmazsa, ön derinin sünnet olayında gerçekleştiği şekilde giderilmesi yolu seçilir.

Bu durumdaki erkekler idrar yaparken veya deşarj olurken güçlüklerle karşılaşırlar. Bu nedenlede cinsel ilişkiden kaçındıkları görülür. Eski Fransız krallarından (1754-1793) yılları arasında yaşamış olan 16'ncı Louis'in de böyle bir sıkıntısı olduğu ve kraliçe Marie Antoinette'e hiç dokunmadığı söylenir. Kral sünnet olduktan sonra saray soyluları arasında gizlice, "Kralımız yeniden sesini duyurmaya başladı" diye eğlenceli bir dedikodu başladı. Phimose olayı her zaman doğuştan değildir. Bazen yaralanma iltihap, bel soğukluğu, frengi de buna yol açar. Neden olursa olsun, acil doktor müdahalesi gerektiren bir durumdur.

Müslümanlar ve Museviler, dini inançları nedeniyle, erken yaşlarda sünnet oldukları için fimozis adı verilen bu sıkıntıyı yaşamazlar. Sünnetin cinsel yaşam üzerinde de olumlu katkısı olduğu bilinmektedir. Sünnetli erkekler daha rahat ve uzun süre ilişkide bulunma olanağına sahiptirler.

Hayalet Ağrı

Sponsorlu Bağlantılar:

HAYALET AĞRILAR
Kesilen bir organın hala yerindeymiş gibi ağrı vermesi olayına hayalet ağrı olarak tanımlanır.

Hayalet ağrı, bir kişinin fiziksel bakımdan duymasına imkan bulunmayan bir ağrıdır. Örneğin, bacağı kesilen birisinin ayak ağrısı hissetmesi gibi. Ya da eli olmayan bir insanın küçük parmağının battığı veya çekildiği şeklinde ortaya çıkan şikayetler hayalet ağrıdan kaynaklanır.

Aslında bunlar hayale dayanmayan hatta çok şiddetli şekilde ortaya çıkan gerçek ağrılardır. Ağrı sinyal merkezleri, sinir sisteminin canlı sınırları içinde ortaya çıkmaktadır. Hayalet ağrının nedeni hala açıklanamamıştır. Muhtemelen ağrıya organ kesildikten sonra vücudun içinde kalan sinir uçları neden olmaktadır.

Perverslik

Sponsorlu Bağlantılar:

PERVERSLİK
Latince (Perversio), normalin dışına çıkış sözcüğünden kaynaklanır. Perverslik günümüz psikologları tarafından en çok tartışılan sözcüklerden Birisi olmuştur. Perversliğin bilimsel açıdan sınırları kolayca çizilememektedir. Konu şimdi psikoterapistleri de zorlamaktadır.

Bazıları günümüzde normal çizgisinin dışına çıkan cinsel çoğu davranışların eski toplumlarda normal sayıldığını hatta günümüzün birçok toplumlarında hala da normal sayıldığını öne sürüyorlar. Örneğin Pasifik Adaları'ndan Polinezya'da uygulanan cenaze törenleri batılı sansasyon gazetelerinde aylarca yankılar oluşturmakta yüz kızartıcı bir olay gibi görünmektedir.

Bilim adamları için de normal ile pervers arasında bir çizgi çizmek aynı şekilde zorlaşmıştır. Eskiden koitisa yönelmeyen her türlü cinsel davranış perveslik olarak nitelenirdi. Hizmetçilerini döverek cinsel zevk duyduğu bilinen Fransız soylusu Marquis de Sade, pervers olarak tanınırdı. Günümüz psikologları ve terapistleri de perversliği sosyal bir olay olarak ele almaktadırlar. Buna göre perverslik toplumun ana kesiminin normal gördüğü olayların dışına çıkmaktır. Taraflar zevk aldığı sürece her türlü cinsel ilişkinin normal olduğunu kabul edenler vardır.

Zamanımızın çoğu cinsel terapi uzmanı pervers sözcüğünü bu nedenle kendi meslek alanından silme eğilimi göstermektedir.

27 Eylül 2012 Perşembe

Parodontoz

Sponsorlu Bağlantılar:

PARODONTOZ
Hemen hepimizde görülen parodontoz hastalığı, yaşımız 30'u geçtikten sonra ağzımızdan dişlerimizi teker teker götürmeye başlar. Her iki kişiden birisi bir numaralı diş katili olan bu rahatsızlıkla mücadele etmek zorundadır.

Parodontoz, diş eti, kemik, tutucu kaslar ve diş simantı gibi kısımların hastalığıdır. Ağzımızda bulunan bakteriler, dişler için zararlı maddeler üretirler. Diş etinin iltihaplanmasına neden olur, doku bağlaçları arasına girerler. Diş eti kızarır, şişer, hastalığın şiddetine göre diş fırçalarken, kanamalar, iltihaplanmalar ortaya çıkar. En sonunda da dişlerde gevşeme ve düşme ortaya çıkar. Fazla şeker ve şekerli maddeler yiyip, dişine iyi bakmayan kimselerde bu durum sıkça görülebilir. Daha az şeker, daha çok bakım çözüm sağlar.

Parapsikoloji

Sponsorlu Bağlantılar:

PARAPSİKOLOJİ
Yunanca (Para), yan, öte, uzantı gibi anlamlar taşımaktadır. Akıl üstü olayları araştıran bilim dalına parapsikoloji adı verilir. Dünya ile öbür dünya arasındaki olaylar için tek adres parapsikolojidir. Biraz şakayla da söylense bu söz gerçek yerini bulmaktadır. Enstitü'nün bilim adamları fizik ötesi algılama olaylarını incelemektedirler. Bazı bilinç altından kaynaklanan ruhsal rahatsızlar, şeytan, hayelet görme gibi olaylara parapsikolojide medyum psikozları denir. Bu tür rahatsızlıklar, parapsikolojinin tedavi alanına girer.

Ancak İsrail'li medyum Uri Geller, televizyon kameralarının önünde kendisini izleyen 10 binlerce insanın çatallarını büküp, bozuk saatlerini tamir ederek halkı şaşkına çevirirken, parapsikologlar tarafından bir tür şarlatanlıkla suçlanmıştır.

Parapsikologlar için yine de giderek artan birçok sorunlar ortaya çıkmaktadır. Yılda bini aşkın kişinin başvurduğu enstitü, bazı insanların "Neden görünmeyen eller saçlarımı okşuyor?", "Çocuklarım neden uzaylılar tarafından yönetiliyor?", " Kimse oturmadığı halde iskemleler neden gıcırdıyor?" gibi sorularını yanıtlamak zorunda kalıyor, bu tür sorulara tamamen mantıklı, katıksız doğal cevaplar bulmaktadırlar. Örneğin, "Hayalet zırvadır." gibi. Yine de avrupada şeytana tapma, kara ayinler, ruh çağırma, hayalet tedaviciler gibi doğa ötesi olaylara inananların sayısı giderek artmaktadır. Yapılan bir araştırma, Alman vatandaşlarının dörte üçünün yerle gök arası bazı olaylara inandıklarını göstermektedir. Bunlar okulda öğrendiklerimizin düşlemeye bile izin vermediği türden olaylardır. Bu insanların yüzde 45'i bir kez de olsa, aklın açıklayamadığı bir olay yaşadıklarını öne sürmektedirler. Almanya'da bulunan 900 psikososyal danışma merkezinde birçok doğaüstü olaylar anlatan kişilerle uğraşılmaktadır.

Bazı ülkelerde parapsikolojik esaslar çok daha ciddi bir şekilde ele alınmaktadır. Örneğin, Amerika'da Princeton Üniversitesi'nde kurulan bu branş o başlangıç sermayesi olarak 5 milyon dolar almıştı.

Paradoksiya Seksüalis

Sponsorlu Bağlantılar:

PARADOKSİYA SEKSÜALİS
Kişinin arzusu ile gerçek arasındaki çelişki tıp dilinde bu sözcüklerle anılır.

Almanya'nın Memmingen şehrinde 1989 yılında görülen bir dava ülke sınırlarını da aşan geniş yankılar oluşturdu. Duruşmayı yöneten yargıç mahkemeye tanık olarak çağırdıkları kadınlara acımasız denecek kadar sert sorular soruyordu. Bu kadınlar yasa dışı kürtaj yaptığı öne sürülen bir doktorun müşterileriydi.

Bu arada dava sürerken yargıç Detlef Ottun da metresini kürtaj yapmaya gönderdiği ortaya çıktı. Psikologlar için bu klasik bir paradoksiya seksüalis olayı idi. Fahişelere yahut eşcinsellere büyük bir hiddetle küfreden bazı kişilerin gizli bir çapkın ya da kendisinin eşcinsel olduğu bilinmektedir. Çevresine başından geçen cinsel maceralarını anlatarak böbürlenen gevezeler için de aynı durum sözkonusudur. O yetmez gibi bir de abartarak anlatır dururlar ve kendilerini bu şekilde ispat etmeye çalışırlar.

Psikoterapistler için hergün ortaya çıkan bir gerçek temel ahlak kurallarının hastaların sadece cinsel arzularını bastırmaya yaradığıdır. Bu baskının asıl nedeni toplumsal çevredir. Kişinin kendi kendini tatmin, cinsel ilişki gibi etkinlikleri başka etkinliklerin yanında aşağı basamağa özgü davranışlar gibi gösterilmektedir. Kişinin kendini disipline koyması, sıkıntıya sokması zevk alacağı şeylerden kaçınmasının daha üst basamakları oluşturduğu vurgulanmaktadır.

26 Eylül 2012 Çarşamba

Panik Atak

Sponsorlu Bağlantılar:

Panik atak:
Yunanca (Pan) keçi ayaklı bir yarı Tanrı'ya verilen isimden kaynaklanmıştır. Hayvan ve insanlarda aniden patlak veren korku krizine panik denir.

Hemen hepsi birbirinin aynı şekilde ortaya çıkar. Kalp çarpıntısı, vücutta titreme, baş dönmesine benzer haller, tutukluk, soğuk ter, solunumun sıklaşması, el ve ayakta kramplar halinde oluşur. Bunu müthiş bir ölüm korkusu gibi tırmanan korku nöbeti izler.

Almanya'da yapılan bir araştırma, panik atak nöbetine yakalanan insanların sayısının bir milyona yakın olduğunu ortaya koymuştur. Kadınlarda izlenen panik sayısı erkeklerin iki katıdır. Bu tür krize yakalanan insanların genellikle tümü sağlıklı bir vücuda sahiptir. Birkaç dakika süren krizin hamen ardından yine normal hallerine dönerler, yeter ki dünyalarını karartan korkudan korkma hali söz konusu olmasın.

Uzun bir zaman bu tür insanlara isterik gözüyle bakıldı. Sakinleştirici ilaçlar verildi. Günümüzde de yaklaşık olarak aynı yöntemler izlenmektedir. Çünkü rahatsızlığın tam nedeni anlaşılamamaktadır. Bazen paniğin nedenleri için yapılan araştırmalar boş yere yıllarca sürmüştür.

Panik hastalığının nihayet bedensel bir arızadan kaynaklanmadığı, hasta olan kişinin vücudu olmadığı, ruhu olduğu saptanmıştır. Hastalar giderek daha çaresiz, zavallı duruma düşmektedir. Çoğu kendini içkiye vermekte bazıları ise avuç dolusu ilaçlar almaktadırlar. Kriz anında hastaya yardımcı olmak, şimdiye dek mümkün olmamıştır. Ancak kriz ilaçlarla ertelenebilmekte, önlenebilmektedir. Daha önemlisi paniği oluşturan esas nedeni bulup ortaya çıkaracak bir tedavi uygulamaktır. Hastanın panik haline nasıl uyum sağlayabileceği yolunda bir davranış tedavisi görmesi de yararlıdır. Avrupa'da bazı üniversite kliniklerinin, özellikle sinir hastalıkları bölümünde panik hastaları için özel yardım sağlanmaktadır.

Pedofili

Sponsorlu Bağlantılar:

PEDOFİLİ
Dünyanın hemen tüm ülkelerinde reşit olmayan çocukları cinsel ilişkiye zorlamak yasalarla yasaklanmıştır. Bazı ülkelerde 16 yaşından küçük kızlarla ilişkide bulunmak, bir yıldan başlayan, 14 yaşından küçük kızlarda ise, 10 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırabilmektedir. Özellikle sanayileşmiş ülkelerde konu psikologlar, sosyal pedogoglar ve hukukçular arasında tartışılmaktadır. İlişkiyi savunanlar arasında tanınmış Alman seksüel bilimler uzmanı profesör Ernst Bornemann da vardır. Bornemann, eski Yunanlılarda pedofili olayının gayet normal görüldüğünü öne sürüyor. Yaklaşık 30 yıldır yaptığı araştırmalarda 5 bin genç ile konuştuğunu bunların reşit olmadan ve zorlanmadan cinsel ilişkide bulunmaktan hiçbir psikolojik zarar görmemiş olduklarını söylediklerini öne sürüyor. Bir başka uzman seksüel pedagog Günter Amendt ise, çocuklarla cinsel ilişkide bulunmayı savunanların alçaklığın en adisini yaptıklarını savunuyor.

Baştan çıkarılan çocukların hemen tümü kızlardır. Bunların bütüne yakın kısmı tehdit, kaba kuvvet, hatta cinayetin kurbanı olmaktadırlar. 1980 yılında 7 yaşındaki Anna Bachmeier de böyle bir sapığın kurbanı olarak hayatını kaybetmişti. Küçük kızın annesi, katilin hafifletici sebeplerle kurtulmasına izin vermedi. Caniyi mahkeme salonunda tabanca ile öldürdü. Anne, hafifletici sebeplerle bir süre sonra salıverildi. Pedofili genellikle erkek çocuklara yönelik Pederasti sözcüğüyle yanlışlıkla karıştırılmaktadır.

Osteoporoz (Kemik Erimesi)

Sponsorlu Bağlantılar:

Osteoporos (Kemik Erimesi)
Avrupa'nın çoğu ülkelerinde halk içerisinde, fazla sayıda insanda bu hastalığa rastlanılmaktadır. Tüm kadınların yüzde 18'i tüm erkeklerin ise, yüzde 8'i, 40 yaşın ilerisinde bu hastalığı çekmektedirler. Her üç kadından birisi, 60 yaşından sonra osteoporos olabileceğini düşünmek zorundadır.

Menopozdan sonra kadınlarda hastalığın ortaya çıkmasına estorojen eksikliği neden olmaktadır. Kalsiyum tablosunun düzenlenmesinde östrojen en önemli faktördür. Menopoz sırasında östrojen yeterli olmadığı zaman kemiklerde yeterli miktarda kalsiyum toplanamaz. Kemik kitlelerinde incelme ve kayıp ortaya çıkar. Östrojen ve progesteron hormonlarıyla yapılan bir tedavi hastalığın ilerlemesini önler.

Değişim yıllarındaki kadınlara hormon verilmemesini, çoğu tıp uzmanı bir tür ihmal ve teknik hata olarak kabul etmektedir. Hastalık röntgen alınarak ve kemiğin kalınlığı incelenerek tanınabilir.

Kemik erimesinden korunmak için vücudu dik tutmak, düzenli spor yapmak, seyahat, bisiklete binmek, tenis ve benzeri sporlar uygulamak ve 35 yaştan sonra özellikle beslenmeye de dikkat edip kalsiyum ve D vitamini içeren besinlere önem vermek gerekir.

Organ Bağışı ve Organ Nakli

Sponsorlu Bağlantılar:

ORGAN BAĞIŞI
Çağdaş ameliyat tekniği insandan insana hemen tüm organların naklini mümkün hale getirmiş bulunmaktadır. Kareciğer, böbrek, akciğer, cilt, kalp, kornea, hatta kulak kemikleri, pankreas gibi organlar nakledilebilmekte, bu tür ameliyatlar çoğu bir hayat kurtarmaktadır. Verici olarak en çok kazada beyni öldürücü şekilde tahrip olmuş insanlardan yararlanılmaktadır.

Avrupa'da organ nakli için bekleyen hastalar için "Eurotransplant" merkezi kurulmuştur. Burası hastaları bütün ayrıntılarıyla kaydetmektedir. Bu örgüt 1967 yılında Holanda'da kurulmuş bulunmaktadır. Ayrıca Belçika, Lüksemburg, Almanya ve Avusturya'yı da kapsamaktadır. Bugün neredeyse tüm ülkelerin kendi merkezleri bulunmaktadır. Eurotransplant, vericinin ayrıntılarını muhtemel alıcının ayrıntılarıyla karşılaştırır. Bilgisayarda yapılan bu işlem uygun sonuç verdiği zaman bekleyen hastaya bilgi iletilir.

Daha sonra olağanüstü bir çabuklukla organ ilgilinin bulunduğu yere gönderilir. Çünkü, örneğin, sadece böbrekler alındıktan en geç 36 saat sonra hastaya takılmış olmalıdır. Kalp, karaciğer, pankreas gibi organlarda bekleme süresi daha kısadır. Vericinin ismi alıcıdan gizli tutulur. Vericinin yakınları da nakil yapılan kişinin ismini öğrenemezler. Böylece bir pskilojik yüklenimin ortaya çıkması engellenmek istenmiştir.

Organların nakil amacıyla satılması yasalarla yasaklanmıştır. Masraf da gerçekleştirilmemektedir. Kısacası organ için para ödenmemektedir. Böylece herkesin organ nakli olanağına sahip olması, bazılarının ise, bu işi para için yapmaması öngörülmüştür. Ölüden alınan organ kişinin sağlığında buna dair yazılı izni varsa ya da akrabalarının izniyle yapılabilmektedir.

Selülit

Sponsorlu Bağlantılar:

Selülit
Hormonla ilintili ve doku bağlantıları arasında zayıflık halidir. Bazı çağdaş ülkelerde kadınların yüzde 82'sinde selüloit olayına rastlanmaktadır. Rahatsızlıkta giderek artış izlenmektedir. Daha okul çağındaki çocuklarda bile görülen selüloit, alışılmışın aksine artık erkeklerde de ortaya çıkıyor.

Hastalığın üç aşaması vardır. Birinci aşamada, toplanan ciltte küçük kıvrımlar ve pürüzler oluşur.

Cildin yüzeyi portakal kabuğunu anımsatır. İkinci aşamada, selüloit gözle tam olarak görülebilir, kasların gerilmesiyle tanınır.

Nihayet vücudun üst baldırlarında kollar ve kaba etler gibi yerlerinde belirgin olur. Nedeni ciltteki yağ dokularının normalin 10 katına kadar büyümesidir ve özel bir hormonun progesteron hormonunun, doku bağlaçlarının genişlemesine yol açmasıdır. Doku bağlaçları özellikle hamilelik devresinde büyük önem taşır.

Selülit ; spor, sağlıklı, yağsız beslenme, masaj ile büyük ölçüde azaltılabilir. Vücutta bir kez ortaya çıktıktan sonra ise, giderilmesi zordur. Merhem ve fitil ile yarar sağlanmıştır. Ancak en yararlısı bisiklete binme, yüzme, ip atlama, masaj ve kilo vermektir.

Nixon Sendromu

Sponsorlu Bağlantılar:

NİXON SENDROMU
Nikson sendromu insanın ruhsal olarak kendi kendini aldatması olayıdır. eski Amerikan Devlet Başkanlarından Richard Milhouse Nixon'ın ismi verilmiştir.

Psikoterapistler rahatsızlığa Nixon'un ismini verirken eski devlet başkanının kısmen kuşkulu bir onuru paylaştığı varsayımından hareket etti1er. Böylece kişinin sadece kendi başarısını düşünerek gücünü ve otoritesini kötüye kullanması ifade edilmiştir.

Bu nevroza yakalanan insanlar toplumun takdiri arkasına gizlenerek kişiliklerinin (tüm insani yönlerine karşın) bir tür delinmez zırh içinde koruması gerekeceğini zannederler. Nixon, sonunda zaaf ile hassasiyeti birbirine karıştırdı. Bir Amerikan Başkanının yasalara ters düşse bile sert ve kararlı tutumunun toplumun yararına olduğunu gibi bir saplantıya sürüklendi. Böylece "Watergate" skandali ortaya çıktı. Devletin güvenlik kuvvetlerinden yararlanarak rakip partinin seçim taktiğini çalmaya kalkıştı. Sonuçta kendisi devrildi, ismi de tıp litaretüründe bu psikoza verildi.

Aslında bu tip davranış rahatsızlıkları kendisinden önce başka siyaset adamlarında da mevcuttu.

Nikotin

Sponsorlu Bağlantılar:

NİKOTİN
Nikotin adını 1530-1600 yılları arasında yaşamış olan Fransız bilim adamı J. Nicot'tan alındı. Nikotin en etkili bitki zehirlerinden birisidir. Bir gramın yüzde 5'i bir insanı öldürmeye yeterlidir. Küçük dozları bile tansiyonun yükselmesine ayrıca kanda adrenalin ve noradrenalin üretiminin artmasına neden olur. Nikotin aslında o kadar zehirlidir ki iki paket sigaradan aldığımız nikotini bir anda vücudumuza verseler ölürüz.

24 Eylül 2012 Pazartesi

Böbrek

Sponsorlu Bağlantılar:

BÖBREK
Böbrekler vücudumuzun su miktarını ve idrar üretimini kontrol eder. Günümüzde büyük şehirlerde binlerce insan yaşamını böbrek makinesinin (diyaliz) yardımıyla sürdürebilmektedir. Böbrek nakli ameliyatları da yakın geçmişe göre çok daha önemli bir yere sahiptir. Bundan 35-40 yıl önce bir insandan, diğer bir insana böbrek nakletmek adeta hayal gibi bir olay olarak nitelenirdi. Günümüzde böbrek nakli sıradan bir olay olmuştur. Daha 20-25 yıl önce bile tüm dünyada 7-8 bin böbrek nakli ameliyatı gerçekleşmiş bulunuyordu. 1988 yılında bu tür ameliyatların sayısı 100 bini aşmaktaydı. Sadece Batı Almanya'da 1988 yılında 1978 tane böbrek nakli ameliyatı gerçekleşmiştir.

Ameliyat sayısı giderek artmaktadır. Günümüzde en büyük sorun, verici sıkıntısı çekilmesidir. Böbreğini bağışlamak isteyen çok sayıda insana ihtiyaç duyulmaktadır.

Böbrek ameliyatlarında başarı oranı çok yüksektir. Nakil ameliyatından bir yıl sonra takılan böbreklerin yüzde 85'inin, 5 yıl sonra yüzde 50'sinin işlevini kusursuz sürdürmekte olduğu saptanmıştır. Başarı oranları eskilere göre çok fazladır.

Hastanın bünyesi takılan böbreği reddederse, hasta yeniden böbrek makinesine bağlanır. Yaşamını sürdürürken yeni bir verici bulma şansına sahiptir. 2 ve daha fazla sayıda böbrek nakli, tek böbrek nakline oranla daha yüksek başarı şansına sahiptir. Kendisi de bir böbrek hastası olan 66 yaşındaki Dr. Wolfgang Rothenburg şunları söylüyor:

"30 Nisan 1984 gecesi arabamla Stuttgart'dan Münih'e gitmekteydim. Radyoda Augsburg'da büyük bir trafik kazası olduğunu öğrendim. 4 kişinin kazada öldüğü bildiriliyordu. Kendi kendime: Belki de bu kazada sana uyan bir böbrek bulunur.' diye düşündüm. Münih'e uğradım. Arkadaşlarımla kısa bir süre görüştükten sonra Berlin'e uçtum. Orada gecenin ortasında telefon çaldı. Beni Münih'in Grosshadern kliniğinden çağırıyorlardı. Çabuk olun böbrek bulundu' diyorlardı.

Gerçekten Augsburg'daki trafik kazasında ölenlerden birisinin böbreği alınmıştı. Bir mayıs günü ilk uçakla Münih'e uçtum. Her iki böbreğimde de hastalık vardı. 1983 Kasım ayından bu yana böbrek makinesi ile yaşıyor, önce haftada 2, sonra 3 kez, dörder saat süreyle makineye bağlanmak zorunda kalıyordum. Haftada 3 günüm böylece mahvoluyordu.

En kötüsü ise, makineye bağımlı olmaktı.

İşimin gereği, günlerim yollarda geçerdi. Ancak bütün seyahatlerimi böbrek makinelerinin yerine ve zamanına göre ayarlamak zorunda kalıyordum. Her zaman nerede bulunduğumu Böbrek Nakil Merkezi'ne de bildirmem gerekiyordu. Bir de telsiz telefon edindim. Böylece uygun böbrek bulunursa, nerede olursam olayım hemen haber verilecekti. Büyük bir şans eseri olarak nakil için sadece 6 ay beklemek zorunda kaldım. Ameliyat olduktan bu yana altı yıl geçti. Şimdi yepyeni bir hayata kavuştum.

İstediğim yere gidebiliyor, istediğimi yeyip, istediğimi içebiliyordum. Belleğim ve düşünce yeteneğim de çok daha iyi durumu girdi. Vücudumun yeni böbreği reddetmesinden duyduğum korku da giderek azalıyor. Bugün çok düşük dozajlı bir ilaç kullanıyorum. Vücudumda güçlü bir kıllanma olayı dışında hiçbir yan tesir bulunmuyor. Muntazam olarak kontrola gidiyorum. Ve büyük bir ruhsal huzur hissediyorum. Bu da çok önemli. Kanser hastalarında olduğu gibi böbrek nakli olayında da kişinin ruhsal dengesini koruması büyük önem taşır."

Bu gerçek hikaye, sağlığımızın ve organlarımızın ne kadar değerli olduğunu bir kez daha bizlere hatırlatıyor. Sağlıklı bir insan üzerinde servet taşıdığını unutmamalıdır. Tüm vücudumuza hakettiği değeri verelim.

Nevroz Hastalığı

Sponsorlu Bağlantılar:

NEVROZ
Kişinin yaşadığı çevreye karşı dengesiz ruhsal davranışlarından kaynaklanan hastalıkdır.

Ünlü Alman ozan Schilier, "Büyük ruhlar sessizce sabreder!" diyor. Bu sabrın şekli, şimdi günümüz doktorlarını, özellikle psikoterapistleri giderek daha çok uğraştıran bir sorun oluşturuyor. Bunlara göre nevrozlar, ruhun ıstırap çekip bunun acısını bedenden çıkardığı (Bedenden bir tür intikam aldığı) bir hastalıktır. Nevroz, çağımızda hemen hemen bir uygarlık sorunu haline dönüşmüş bulunmaktadır. Giderek daha çok insan, toplumun beklentileriyle kendi ruhsal durumu arasında uyum sağlamakta, zorluklarla karşılaşmaktadır. Sonuç olarak, tutukluk, korkular, istikrarsızlık, depresyon, aynı zamanda da kaşınma, bulmaca gibi ağrılar, ciltte döküntü gibi bedensel belirtiler çıkar. Çağdaş tıp biliminde buna, uyumsuzluk tepkileri ya da psikopatik gelişmeler deniyor. Uzmanlar çoğu kez psikofarmakolojik ilaçlar kullanılmasına karşın gerçek ruhsal tedavi olmadan hemen hiç sonuç alınamayacağını vurguluyorlar. Nevroz doğal içgüdülerine ters düşen türden bir yaşama zorlanan hayvanlarda da ortaya çıkmaktadır.

Nörohormonlar

Sponsorlu Bağlantılar:

NÖROHORMONLAR Eğer keyfiniz hiç yoksa muz yeyiniz. Amerikalı doktorlar bunu tavsiye ediyorlar. Muzda sinirleri çok olumlu yönde etkileyen ve moralimiz için önemli olan nörohormonlar bulunmaktadır. Bu da muzun çok önemli bir faydasını ortaya koymaktadır. Sinirler arası iletişimi sağlayan bu hormonlar doğrudan beynimizde, fakat aynı zamanda da sinir sistemimizin diğer kısımlarında sinir dokuları tarafından üretilir ve dokular arasında mesaj, bir tür haber taşırlar. En yeni buluşlar bu hormonların vücudumuzun bağışıklık ve savunma sisteminde de önemli bir rol oynadıklarını ortaya çıkarmış bulunmaktadır.

Çıplaklık

Sponsorlu Bağlantılar:

ÇIPLAKLIK
Almanya'nın Münih kentinde ilginç ve tarihi binaların yanı sıra (Englischer Garten) ingiliz bahçesindeki çıplaklar da meşhurdur. Günümüzde bu parkta güneşlenen çıplaklardan kimse rahatsız olmamaktadır. Çıplaklar kalkıp anadan doğma halleriyle bira almaya gitmiyor, ya da çıplak halde tramvaya binmiyorlar. Bu nedenle Alman din adamları da ölçülü davranan çıplaklardan şikayet etmekten vazgeçmiş bulunuyorlar.

Çoğu Avrupa ülkesinde çıplaklık artık geleneksel bir yasak olmaktan çıkmış bulunuyor. Zamanımızdan 20-30 yıl kadar önce insanın düşünmeye bile cesaret edemediği filmler, artık Avrupa televizyonlarında gösteriliyor. Ciddi ve ünlü moda evleri de, mevsimin modasını tanıtırken Avrupa TV reklamlarında, güzel giyinmiş mankenler arasına birer çıplak erkek-kadın manken sokmayı ihmal etmiyorlar.

Çıplaklığın cinsel özgürlüğe katkısı fazla olmamıştır. Psikologlar anne ve babaları, kendi çocuklarına tahrik edici şekilde çıplak görünmemeleri için uyarıyorlar. Çocuk çıplak görününce ise, onunla alay edilmemesi öğütleniyor. Buluğ öncesi ve buluğ sırasında, gençlerde doğal bir utanma duygusu vardır. Çıplaklık dalgası, bu utanma duygusunu tamamen ortadan kaldıramamıştır. Ansiklopedilerde belirtildiği şekilde cinsel tahriki oluşturan şey insanın çıplak vücudu değil, vücudun belirli kısımlarıdır. Bu nedenledir ki, bikini, tanga mayolar, hot pant (sıcak pantolon) gibi dekolte giysileri, çıplaklıktan daha tahrik edici bulanlar vardır.

23 Eylül 2012 Pazar

Vejetatif Sinir Sistemi Rahatsızlıkları

Sponsorlu Bağlantılar:

VEJETATİF SİNİR SİSTEMİ RAHATSIZLIKLARI
Kökeni vejetatif sinir sisteminden kaynaklanan bazı organ rahatsızlıkları bu şekilde anılır. Vejetatif sinir sistemindeki dengesizlik çoğu kez hayatın sıkıntıları, güvensizlik duygusu, güncel yaşamda her türlü çatışma, vesaire gibi ruhsal yaşantımızla ilişkili olur.

Doktora giden hastaların yüzde 20 ile 30'u psikosomatik hastalıklardan şikayet etmektedirler. Bu rahatsızlıkların tipik belirtileri, baş ağrısı, uykusuzluk, kalp şikayetleri, mide, bağırsak şikayetleri, korku halleri, baş dönmesi, cinsel rahatsızlıklar, depresif sarsıntılar, solunum şikayetleri, bel kemiği şikayetleridir. Şikayetler genellikle hormonlarla alakalıdır ve örneğin, buluğ, hamilelik, menopoz gibi kriz dönemlerinde ortaya çıkar.

Bazı önemli hastalıklar da başlangıçta vejetatif sinir sistemi rahatsızlığı görüntüsü sergileyebilir. Örneğin, tiroid bezlerinin aşırı çalışması gibi. Eğer hastada gerçekten organik bir rahatsızlık söz konusu değilse, uzman o zaman ruhsal sorunları ortadan kaldırma yoluna gider. Psikoterapi, hastanın kendi eğitimi, alkol, nikotin ve bedensel yüklenimden kaçınmak yarar sağlar. Hastaya durumunu direkt azarlar gibi söylemek, yarar yerine zarar verir.

Doğal Kozmetikler

Sponsorlu Bağlantılar:

Doğal Kozmetik
Çağımızın doğaya dönme ilkesi, bazı makyaj uzmanlarınca da değerlendiriliyor. Fakat çoğu uzmanlar bu konuda uyarıda bulunuyorlar. "Tanrı yarattı diye her bitkiyi bir kimya fabrikasını üretiminden üstün tutmayın! Bazı mantarlar da doğada bulunurlar. Ama öldürücü bir zehirdirler." diyorlar.

Dünyamızda 43 bin çeşit yararlı, tedavi edici, gençleştirici ve bakım sağlayan bitki türü vardır. Fakat hepsi de ilkel şekliyle kullanılır halde değildirler. Bazılarının bilinmeyen yönleri, en azından alerjik tepkilere yol açabilir. Doğal maddelerin yol açtığı rahatsızlıkların tedavisi kimyasal maddelerinkine oranla çok daha güçtür. Çünkü fabrikada hazırlanan malzemelerin içerikleri titizlikle incelenmektedir. Ayrıca bu üreticiler doğal maddelerin yanı sıra bunları tamamlayan, daha kullanılır hale getiren yapay maddeler de kullanmaktadırlar.

Kremlerin yağların hiç açılmadıkları halde kullanım süresi en fazla üç yıldır.İçinde koruyucu madde bulunmayan kozmetik ürünleri hemen kullanılmalıdır.

Makyaj malzemesini kendisi hazırlayanlar, bir uzman tavsiyesini mutlaka almalı, bunu çok küçük miktarlarda kullanmalı, cildini tehlikeye sokmamalıdır.

Doğal Tedavi

Sponsorlu Bağlantılar:

Doğal Tedavi
Bünyemizin kendi savunma sistemini harekete geçiren metoda doğal tedavi ismi veriliyor. Doğal tedavi yöntemlerinin içinde özel homeopati diyeti (rejim), yaşlıların tavsiyeleri, biyokimya bilgisi, bitki ve çiçek özleri, su, hava, toprak, ışık ve hareket ile ve eski tedavi yöntemleri yer almaktadır.

Tıp bilimlerine sıkıca bağlı uzmanlar hala bu yöntemlere kuşkuyla bakıyorlar. Oysa artık onlar bile akupunktur, masaj, sinir tedavisi gibi bazı yeni yöntemleri kabullenmek zorunda kalmış bulunuyorlar. Avrupa'da bu yeni metodların giderek daha çok ilgi görmesi bazı tıp doktorlarının da bu konuda uzmanlaşmasına kadar varan yeni bir akım başlatmış bulunuyor.

Boyun Tutulması

Sponsorlu Bağlantılar:

BOYUN TUTULMASI
Cereyanda kaldığımız zaman, bazen boynumuzun tutulduğunu hissederiz. Aslında kabahat cereyanda değildir. Ani baş hareketleri, omuz, sırt kaslarının gerilimi, sinir iltihabı gibi çeşitli nedenleri vardır. Ağrılar şiddetliyse ya da normalden fazla sürerse, hemen doktora görünmek gerekir. Boyun tutulmasına karşı, yüzmek (sırtüstü yüzmek), hafif baş ve boyun jimnastiği, çalışırken kas yumuşatıcı kısa hareketler yapmak yararlıdır. Özellikle eğilip çizgi çizenlerde ya da sürekli daktiloda çalışanlarda bu yumuşatıcı hareketler gereklidir.

Myom

Sponsorlu Bağlantılar:

Myom

Yunanca (Myoma), kas kistidir.

Myomlar korkutucu olurlarsa da, kesin doku incelemesi sonucunda her zaman kaygı verecek bir sorun olmadıkları görülür. Zamanımızda her iki kadından birisi hayatının herhangi bir zamanında rahminde myom olayını yaşamıştır. Her beş kadından birisi myom olduğu halde bunun farkına varmamıştır.

İyi huylu tümörlerin nedeni tam olarak bilinmiyorsa da, yumurtalığın işleviyle ilişkili bulunması mümkün görülüyor.

Bilim kitapları, bir enerji deşarjından söz ediyorlar. Normal olarak hamilelikte ortaya çıkması gereken bu enerji, bir görüşe göre bu kez hedefe isabet etmediği için myom oluşturuyor. Bu kistlerin estrojen hormonunun etkisiyle rahimde büyüdüğü biliniyor. Dolayısıyla adetten kesilme (menopoz) yıllarında artık ortaya çıkmamaktadır. Mevcut olan myomlar ise, yine menopoz döneminde kuruyup yok olumaktadır. Myom bir şikayet nedeni olmadığı ve fazlaca iri olmadığı zaman kendi haline bırakılır. Yine de altı ayda bir kontrol şarttır. Eğer fazlaca büyükse, yanındaki organlar üzerinde baskı da oluşturursa hormon tedavisi uygulanır ya da ameliyatla alınır. Myom ameliyatı rahime herhangi bir zarar vermeden gerçekleşir. Ancak myom ilerlemiş ve fazla büyümüşse, kadın da artık çocuk yapmayacaksa genellikle rahimle birlikte alınır.

Anne Sütü

Sponsorlu Bağlantılar:

Anne Sütü
Doğumdan sonra annenin memelerinde bebekler için besleyici bir sıvı oluşur. Böcek öldürücü ilaçlar, giderek artan çevre kirliliği konusundaki tüm uyarılara karşın, yeni doğmuş bir bebek için en iyi besin yine de anne sütüdür.

Doğumdan sonra annede süt bezlerinin oluşmasıyla emzirme olayı da başlar. Anne sütü bebeği ishal, grip, bulaşıcı hastalıklara karşı koruyan çeşitli antikorlar içerir. Bu süt 8 gün kadar bebeği besler, bu nedenle ana sütü diye anılır. Bu sürecin sonunda anne süt bezleri olgun anne sütü üretmeye başlar. Miktarı günde yarım litre kadardır. Anne sütüyle beslenen bebeklerde, ishal ve alerji olayları, inek sütüyle beslenenlere oranla çok daha az ortaya çıkmaktadır.

Bebek emziren annelerde de biberonla bebek besleyen annelere oranla göğüs kanseri • olayı oranı daha azdır. Anne sütünün tüm zamanlarda değerli ve şifalı etkisine inanılması boşuna değildir. Orta Çağda yaşayan Alba Dükü ihtiyarlık yıllarında ömrünü uzatmak için kendine iki tane süt nine kiralamıştı. Bunların sütleriyle beslenen akıllı dük gerçekten de amacına ulaşmış, sağlıklı ve uzun bir yaşam sürdürmüştü. 1507-1582 yılları arasında yaşayan Alba Dükü'nün 75 yıl yaşaması zamanın ömür ortalamasının iki kat aşan bir olaydı.

İran'da da göçerlerin kadınları, göğüslerindeki sütün fazlasını pazarda pahalı fiyatlarla satarlardı. Çinli kadınlar da lokantalarda anne sütü satarlardı. Avrupa'da da ikinci Dünya savaşına kadar Avrupa'da iyi çevrelerin çocuklarına süt veren parayla tutulmuş süt nineleri vardı. Bundan sonra bebekleri mümkün olduğunca erken şekilde şişe sütüne alıştırma şekli benimsendi. Olay, bebek emzirmenin annenin göğsünün güzelliğini bozduğu gibi yersiz ve boş bir iddiadan kaynaklanmaktaydı.

Günümüzde ise, bebeğini emziren annelerin sayısı yeniden artış göstermektedir. Şimdi ise, giderek daha çok Avrupalı kadının bebeğini emzirmeye yöneldikleri izlenmektedir. Bazen de anne süt vermeyi istediği halde, sütü kesilir. Bunun genellikle ruhsal nedenleri vardır. Psikolog Helena Deutsch, çoğu annelerin emzirirken bazen bir takım şehvet duygulan hissettiklerini, bundan utanç duyduklarını saptadığını söylüyor. Bu olay bebeğin sütten kesilmesiyle sonuçlanır. Böylece süt de kesilir.

Multi Sklerosis (MS Hastalığı)

Sponsorlu Bağlantılar:

MULTİ SKLEROSİS
Merkezi sinir sisteminin kronik, kısım kısım ilerleyen sürekli hastalığıdır. MS hastalığı olarak da kısaltılır.

Bazıları hastalığın, son aşamada sanki insana acıdığını öne sürerler. Hasta bu aşamada coşkulu, neşeli, keyifli bir tutum içinde görünür. Aslında hala ağır hastadır ve kendine bakamayacak durumdadır. Mülti sklerosis, en çok Orta Avrupa'da rastlanılan bir sinir rahatsızlığıdır. Almanya'da çoğunluğu kadınlardan oluşan 100 bin mülti sklerosis hastası vardır. Dünyaca ünlü çellist Jaqueiine du Pre 1987 yılında bu hastalıktan ölmüştü.

Hastalığın nedeni hakkında pek az şey bilinmektedir. Bilinen şeyler ise, insanların 20 ile 40 yaş arasında rahatsızlandıkları, hastalığın duraksama aralıklarıyla ilerlediği, görme bozuklukları, başdönmesi, sağırlaşma, kollarda ve bacaklarda duygu değişikliklerine yol açtığı gibi ayrıntılar vardır. Bazı kişiler multi sklerosis hastası olarak ileri yaşlara kadar yaşabilmekte hatta çalışabilmektedirler. Diğerleri ise, erken emekli olmak zorunda kalmaktadırlar. Etkili bir ilaç henüz bulunamamıştır. Vitamin alarak ve yoğun hasta jimnastikleri yaparak hastalığın çeşitli bölümlerinin şiddetini ve sürecini azaltmak mümkündür. Bazı Avrupa ülkelerinde mülti sklerosis hastaları dernekleri bulunmaktadır.

Monogami (Tek Eşlilik)

Sponsorlu Bağlantılar:

Batı uygarlığının tüm ülkelerinde yasaların tanıdığı tek evlilik şekli monogamidir. Ancak dünyada bu uygulamanın çoğunlukta olduğu söylenemez. 180 farklı kültür ve etnik grup üzerinde yapılan araştırmaya göre, monogami bir kuraldan çok istisnadır.

İki Amerikalı sosyolog C. S. Ford ve F. A. Beach yasalara göre monogami uygulanan 29 toplumda insanlığın 3'te 2'sinin evlilik dışı ilişkilere gözyumduklarını söylüyorlar. Ayrıca 154 toplumda birden fazla eşe izin verilmektedir. Hemen en büyük çoğunlukta erkek birden fazla kadın almaktadır. Buna da poligami adı verilmektedir. Kadının birden fazla erkekle evlendiği toplum sayısı ise, yok denecek düzeydedir.

İnsanların kasları birden fazla ilişkiye elverişli olduğu halde neden tek bir eşle evlenirler?

Bilim adamları buna tek bir yanıt bulamıyorlar. Tek eş ile evliliği savunanlar insanın doğal cinsel ilişki ve eş ararken şans eşitliği ilkesiyle hareket ettiğine inanıyorlar. Karşıtlarına göre ise, tek eş yani poligamiye dayalı evliliklerin kökünde ekonomik nedenler vardı. Örneğin, birden fazla eşden doğan çocuklar arasında babadan kalan mirasın paylaşılması mirasın bölünmesine, azalmasına yol açacaktır.

Alman düşünür Schopenhauer'e göre, "Bir erkek eğer gereken sayıda kadına sahip olursa, rahatlıkla yılda 100 tane çocuk yapabilir. Kadın ise, yılda 100 erkekle de ilişki kursa, tek bir çocuk yapabilir." Bu nedenle karısı sadece kendisine bakarken, erkek başka kadınlara daha çok bakar. Schopenhauer, bu yüzden monogaminin erkek için doğal olmadığını, kadın için biçilmiş kaftan olduğunu öne sürüyor. Ancak Alman filozofu izleyenlerin görüşü daha farklı. Seksüel araştırmacı Ernest Borneman, çok sıkı şekilde uygulanan monogaminin cinsel deneyimi kısıtlayan, eşleri yanlış kararlara sürükleyen ve görünüşte insanı aptal eden bir şekil olduğunu öne sürüyor.

Migren (Yarım Başağrısı)

Sponsorlu Bağlantılar:

MİGREN (YARIM BAŞAĞRISI)
Yunanca (Hemikrania), başın yarısı sözcüğünden kaynaklanır. Kan damarlarıyla ilişkili, bazen katlanılması güç başağrılarına migren ya da yarım başağrısı diyoruz.

Bazı tıp adamları, başağrısı hakkında ilginç bir sav öne sürüyorlar. Bunlara göre başağrısı, eskiden mevcut olmayan, fakat sonradan öğrenilerek benimsenmiş bir rahatsızlıktır. Çocuk, yıllar boyunca annesinin veya babasının başağrısı şikayetlerini izler. Sonunda onların kişiliğinde kendini bulurken, başının ağrıdığını öne sürer. Bu görüş yalanlanmasa bile, tüm migrenlerin böyle bir alıntıdan kaynaklanmadığı kesindir. Çünkü migrenin başladığı her yeni nöbette kafatasındaki damarların belirli bir süre sıkıştığı ve açıldığı kesin olarak bilinmektedir. Bunun da fiziksel bir nedeni olması gerekir.

Bu tür başağrıları ortalama 7.5 saat kadar sürmektedir. Yinelemeleri çok değişik zamanlarda olabilir. Yılda birkaç kez olabildiği gibi, haftada defalarca da oluşabilir. Tüm insanların yüzde 20'si çoğu kadın olmak üzere migren hastasıdır. Tedavi sırasında hastanın da doktora yardımcı olması büyük önem taşır. Oksijen banyosu, su kullanılması, spor, hafif masajlar, akupunktur ve hepsinden önce de sağlıklı bir yaşam biçimi olumlu etki sağlamaktadır. Uzun süre alınan ilaçlar ağrının şiddetini dindirir. Rahatlık sağlamaktaysa da bu kez de hastanın ilaca bağımlı olması tehlikesi ortaya çıkmaktadır.

Bir kozmetikçi hastalığı hakkında şunları söylüyor:

"Yaklaşık 20 yıldan beri, yani gençliğimden bu yana migren çekerim. Bazen hafif bir başağrısı şeklinde ortaya çıkar. Bir ağırlık hissederim. Bazen ise, genelde kusma, vücuttan soğuk ter boşanması, ishal ile ağır bir biçimde beliriverir. Neden olduğunu anlamak gayretlerin ötesinde bir olay olsa gerek.

Bu yüzden yıllardan beri bir günlük tutmaya başladım. Günlüğüme hava durumu, o gün yediğim yemekler, işimde zorlanıp zorlanmadığım, kocam seyahatte mi değil mi ve buna güncel her olayı kaydediyorum. Benim için 2 şey gerçektir. Birincisi, giysilerimin içinde bir üşüme hissetmeye başlıyorum. Bu bir migren habercisi, ikincisinde ise, fazla albüminli besinler alırsam vücudum alerjik bir tepki gösteriyor. Bunun yanı sıra ıhlamur çiçeği, bazı parfümler ve bazı temizlik maddeleri de böyle tepkiler oluşturuyor. Hepsi başağrısı yapmıyor. Bazen aksırmakla geçiyor. Bazen de migren başlıyor. Migrenin bende ruhsal bir nedeni olduğu yolunda hiçbir ipucu bulamadım. Rahatsızlığa karşı bazı şeyler denedim. Örneğin akupunkturun iğne yerine basınçla uygulanan türü gibi. Bir fark olmadı. Alerji oluşturan besinlerden kaçındım. Sırf bunun da yararı olmadı. Şu anda ağzımdaki dişlerin bütün dolgularını değiştirtmekle meşgulüm.

İki şeyin son olarak yararını gördüm. Mesela, suyu 30 derece ısıtılmış bir yüzme havuzu kenarında otururken vücudumun üst kısmını, balıkçı yakalı kazak, süveter ve şal ile kapatıyorum. Gece yatarken yatağa sıcak termofor koyuyorum. Bu arada bir bardak beyaz şarap içip daha önce de solunum jimnastiği yaparak, gerilimi atıyorum. Homeopatik ilaçlar alıyorum.

22 Eylül 2012 Cumartesi

Menstrüasyon (Regl)

Sponsorlu Bağlantılar:

MENSTRÜASYON (REGL, AYLIK RAHATSIZLIK)
Latince (Menstrus), aylık sözcüğünden kaynaklanır. Cinsel açıdan olgunlaşan kadının ortalama her 29 günde bir ortaya çıkan 3-5 gün süren rahim kanaması halidir. Bu arada yapılan araştırmalar, aydınlatılmayan ve anneleri tarafından bu konuda uyarılmayan tecrübesiz kızların ilk kez aylık rahatsızlıkla karşılaştıklarında büyük sıkıntılara sürüklendiklerini göstermiştir.

Aslında aylık rahatsızlık genç kızlara ve kadınlara hemen arkasından sihirli düşünceler sunar. Aylık rahatsızlık hakkında ilkel toplumlarda olduğu gibi çağdaş sanayi ülkelerinde de bazı manasız inançlara rastlanmaktadır.

Örneğin, bazıları aylık rahatsızlık sırasında akan kanın vücuda zararlı kötü bir kan olduğuna inanırlar. Aylık rahatsızlık gecikirse bunun vücutta bir kötü kan birikimine yol açabileceği, bu zehirli kanın beyine gideceğine inananlar vardır. Bunların hepsi birer boş inançtır.

Aslında aylık rahatsızlık çok normal bir olaydır. Vücutta döllendirilmemiş bir yumurta bırakılmaktadır. Bu yumurta niçin, örneğin, erkeğin sperması gibi vücut tarafından özümsenmez? Bu konu bilim adamları için hala bir tür bilmece olarak kalmaktadır. Öyle olsa aslında bu kadınların da çok yeğleyecekleri bir durum olurdu. Çünkü kadınların yüzde 54'ü aylık rahatsızlığı bir sorun olarak görmektedirler.

Şampiyon kadın sporcular, bu sırada kısa da olsa form düşüklüğü gösterirler. Örneğin, dünyanın eski bir numaralı bayan tenisçisi Steffi Graf, Paris'te genç ispanyol Arantxa Sanchez karşısında 6-7, 6-3, 5-7'lik setlerle maçı kaybettikten sonra nedenini, "Maç rahatsızlık günlerime rastladı" diye açıkladı.

Günümüzde kızlar normal olarak 12 yaşında ilk aylık rahatsızlıklarını yaşamaya başlıyorlar. Olay 8 yaşından önce olmuşsa, ya da 18'den sonra başlamışsa, mutlaka bir doktora görünmek şarttır. Yoğun şekilde spor yapan kızlarda 1-2, hatta 3 yıllık gecikme normal sayılır. Eğer sporcu yarışmalara katılıyorsa, gecikme daha fazla da olabilir.

Patolojik denecek kadar zayıf kızlarda da aynı durum söz konusudur.

Düzensiz aylık rahatsızlıklar, (rahatsızlığın anormal şekilde gecikmesi) genellikle hormon rahatsızlıklarıyla ilişkili olabilir. Nedeni ruhsal da olabilir. O zaman rahatsızlık başladığında ortaya kramp şeklinde sancılar çıkabilir. Özellikle 14-20 yaş arasındaki kızlarda bu duruma daha sıkça rastlanır. Önceleri doktorlar bunun nedenini tatmin edilmemiş bir aşk arzusu diye yorumlarlardı. Rahim bu görüşe göre sözde bir protesto gösterisinde ve kuruma tehdidinde bulunurdu.

21 Eylül 2012 Cuma

Maligne Melanom (Cilt Kanseri)

Sponsorlu Bağlantılar:

Cilt Kanseri
Latince (Maligne) kötü, Yunanca, (Melos), siyahtır. Cilt kanserine bu isim verilir. Erken teşhis edilirse, cilt kanseri tedavi edilebilmektedir. İhmal edilirse ölümle sonuçlanabilir.

Cilt kanseri vakaları son yıllarda katlanarak artmakta, hiçbir kanser türünde böylesine bir artış hızına rastlanılmamaktadır. Hastalıktan ölen erkeklerin sayısı, kadınların 1,5 katıdır. Hastalık neden böyle aniden hızlanmıştır? İnsanlar neden böylesine cilt kanserine yakalanmaktadırlar?

Hala kesin olarak açıklanamamıştır. Yoğun güneş banyosu, ultraviyole ışınların dozunun artması hastalık riskini artıran nedenlerdendir. Ne var ki, cilt kanseri insanın, örneğin ayak tabanı gibi hiç güneş görmeyen vücut kısımlarında da ortaya çıkmaktadır.

Ciltte beliren bir leke büyümeye başlarsa, ya da çevresi kızarıp sertleşen kabarcıklar uzunca süre geçmezse hemen doktora gösterilmelidir.

Masaj

Sponsorlu Bağlantılar:

MASAJ NEDİR?
Okşama, sıkma, vurma, elin düzlüğü ile indirilen hafif darbelerle yapılan harekete masaj denir. Masaj sadece kan dolaşımını harekete geçirmez, bazı vücut salgılarının da güçlenmesini sağlar. Histamin gibi maddelerin vücut iç organlarını uyardıkları bilinmektedir. Bu tür maddeler masajla harekete geçiyorlar.

Ciddi erkek ve kadın masajcıları üzen bir nokta, bazı masörlerin gerilim giderici masajlar üzerinde uzmanlaşmış olmasıdır. Bunların tıbbi bilgiden yoksun etkinliklerine izin verilmesi sakıncalı görülmektedir.

Özel yaşamda normal bir masaj ile eşlerin birbirine yaptıkları erotik masajın sınırlarını ayırmak zordur.

Bilinçli masaj özellikle kırıkların iyileşmesinden sonra ayrıca bir çok kramp olaylarına karşı doktorlar tarafından özellikle önerilmektedir.

Manyetik Alan Tedavisi

Sponsorlu Bağlantılar:

MANYETİK ALAN TEDAVİSİ
Bazıları bunun doğruluğuna yemin ederken bazıları ise gülüp geçiyorlar. Ancak gülenlerin son gülen olmadığı bir gerçek. Çünkü manyetik alan tedavisi her ne kadar tartışma konusu da olsa, kemik kırılmalarında bunun yararları kendini kanıtlamış bulunuyor.

Birçok ortopedi uzmanı kırılan kemik parçalarını manyetik bir halka ile çevirmekle kan dolaşımı, özümsenme ve oksijen gereksinimini güçlendirmeyi çağdaş bir yöntem olarak benimsemiş bulunuyorlar.

Böylece kemikler daha çabuk kaynaşıp iyileşebilmektedir. Manyetik alan tedavisinin migren (yarım baş ağrısı), bazı iltihap ve damar rahatsızlıklarında yararı görülmüştür. Ancak henüz tam kanıtlanmamıştır. Manyetik alan tedavisi tıp biliminin yeni dallarından birisidir.

Zihnin üzerinde hassas aygıtlar ile beyin ve kalp merkezindeki manyetik alanlar ölçülebilmektedir.

Organların içindeki manyetik alanlar, yeryüzünün manyetik alanından yüz milyon kez daha zayıftır. Dolayısıyla hasta bu ölçüm sırasında özel bir izolasyon kısmına alınmaktadır.

20 Eylül 2012 Perşembe

Lenfatik Sistem

Sponsorlu Bağlantılar:

LENFATİK SİSTEM
Vücudumuzun içindeki plazmaya benzer sıvı kanallarına lenfatik sistem adı verilir. Sabah kalktığımız zaman bazen gözlerimizin altındaki şişkinlikler veya yanaklarımızdaki inişli çıkışlı geçici kıvrımlar görünüşte kan dolaşımıyla ilintili bir olay gibidir. Aslında dolaşımla hiçbir ilişkisi bulunmamaktadır. Çünkü sabahları gözlerimizin veya yanaklarımızın çevresinde biriken bu nesne tamamen kendine özgü bir lenf sıvısıdır.

Lenf sıvısı plazmaya benzer. Vücudumuz bu açık renkli sıvıdan günde iki litre kadar üretir. Dokularımız bu sıvılarla beslenir. Bu beslenme sırasında ortaya çeşitli dallara ayrılmış bir kanal sistemi içinde karmaşık bir yöntem ortaya çıkar. Lenflerin bazı yerlerde düğüm noktalarını anımsatan bezleri vardır. Ayrıca vücudumuzda dalak gibi lenfatik organlarımız vardır.

Lenf sıvısı ve lenf bezleri vücudumuzun bağışıklık sisteminde de büyük bir rol oynar. Vücudumuza giren zararlı saldırganları ve diğer zararlı maddeleri yok etmek, savaşmak ve boğup atmak için programlanmıştır.

Lenf sistemi bunu başaramazsa vücudun çeşitli noktalarında şişme ve iltihaplanma olayı ortaya çıkar. Cildimizin üzerinde tipik mor çizgiler belirir. Eğer antibiyotik ile tedavi edilmezse öldürücü kan zehirlenmesine bile yol açabilir.

Normal kan dolaşımının aksine lenf sistemimizde pompalayıcı bir kalp yoktur. Lenf sıvısı kaslarımızın hareketiyle taşınır vücudumuzun çeşitli yerlerini çalkalayıp yıkar. Vücuttaki selüloit, ödem, ergenlik çıbanı, mantar rahatsızlıkları halinde lenf yollarına masaj yapılması bu nedenle tavsiye edilmektedir.

Libido Nedir?

Sponsorlu Bağlantılar:

LİBİDO
Libido nedir? Psikologlar ve pisikoterapistler günümüzde hala bu konuda bir görüş birliğine ulaşamamış bulunuyorlar. Sigmund Freud'un görüşlerini benimseyen bilim adamları libido kavramı ile insanın eşine yöneltiği aşk enerjisi (nesne libidosu) ayrıca kendi vücuduna hissettiği enerjiyi (özne libidosunu) anlamaktadırlar. Libido herhalde insanın vücudunda hissedebildiği seks hayatı dürtüsüdür. Cinsel iktidar ise, bunu yapabilmektir. Cari G. Jung ise, libidonun insanın genel yaşam (güdüsünü) motivasyonunu oluşturduğunu öne sürmektedir.

Lösemi (Kan Kanseri)

Sponsorlu Bağlantılar:

Lösemi:
Lösemi veya kan kanseri bundan 10 yıl önce öldürücü bir hastalıktı. Şimdi ise, bilim adamlarının kanser hastalıklarında en başarılı oldukları türü oluşturmaktadır. Günümüzde löseminin tedavisi alanında çok büyük ilerlemeler sağlanmıştır.

Bu arada tıpta devamlı yeni adımlar atıldığı, farklı tedavi türleri geliştirildiği görülmektedir. Çünkü bilim, koloni stimüle eden faktörü kimyasal yöntemle izole etmiş ve genetik tekniği sayesinde yapay olarak gerçekleştirmeyi başarmıştır. Bunun pratik şekildeki anlamı vücudun daha çabuk sağlıklı kan dokuları üretmesinin sağlanmış olmasıdır.

Lösemi, 1845 yılında Rudolf Virchow'un hastalığı tarif ederken "Beyaz kanlılık" dediği şekilde, kandaki beyaz yuvarların kontrolsüz şekilde çoğalmasıyla ortaya çıkar. Beyaz (ak) yuvarlar her şeyden önce dalak, omurilik ve lenf bezleri tarafından üretilmektedir. Bu üretim lösemi hastağında bir patlama şeklinde ortaya çıkmaktadır.

Böylece vücut dokuları kırmızı yuvarlardan yoksun kalmakta ve yaşam için gerekli oksijeni sağlayamamaktadır. Beyaz yuvarların sınırsız artışı doku zehirleri ve ışın tedavisiyle önlenerek hasta iyileştirilmektedir. Son çare olarak da sağlıklı insanlardan ve en iyisi bir akrabadan ilik nakli yapılmasıdır.

Zira akrabalar arasında doku uyuşması daha kesin olarak sağlanabilmektedir. İlik naklinde uygulama sayısı kadar risk faktörü de fazladır. Hasta haftalarca, bazen aylarca mikrop geçirmeyen bir oksijen çadırı altında bekletilmektedir. Yediği, içtiği herşey, hatta havası bile mikroptan arındırılmak zorundadır.

Kiralık (Taşıyıcı) Annelik

Sponsorlu Bağlantılar:

KİRALIK ANNELER
Aşktan eser olmadan sırf çocuk yapmak için rahmini kiralayan kadınlara günümüzde sık rastlamaya başladık. .Amerika'da çocuk sahibi olabilmek için, rahmini kiralayan kadınlara 50 bin dolar (125 milyon TL) para ödeyenler var. Bu garip ticaret yaklaşık 30-35 yıldır gelişmeye başladı.

Rahmini kiralayan kadın, yabancı bir erkeğin sperması ile yapay döllendirme yoluyla hamile kalıyor. Bu yöntemle kiralık kadınlar, karısı kısır erkeklerin çocuğunu doğuruyor. Doğumdan sonra bebeğin bakılıp büyütülmesi için, bebek aileye teslim ediyor.

Bunun dışında değişik yöntemler de uygulanmaktadır. Kiralık anneler rahimlerine başka bir kadının (O kadının kocasının spermasıyla döllendirilmiş) yumurtasının yerleştirilmesine izin veriyorlar. Böylece biyolojik açıdan kendisine tamamen yabancı bir çocuğu dünyaya getirebilmektedir.

Yani, evli olan ve çocuğu olmayan bir kadının gebelik ürününü taşıyacak bir rahmi yoksa bu tür durumlarda bu evli çiftteki erkekten sperm hücresi ve kadından yumurta hücresi alınarak bu hücreler dışarıda döllenir. Bu döllenmeden oluşan embriyon ise anne adayının rahmi bu mahsülü taşımaya uygun olmadığından başka bir kadının rahmine yerleştirilir ve hamile kalması sağlanır. İşte bu bebeği rahminde taşıyan ve onu doğuran kadın taşıyıcı anne olarak isimlendirilir. Yaptığı bu işi para karşılığında yapıyorsa kiralık taşıyıcı anne, kendi rızasıyla her hangi bir menfaat unsuru olmaksızın yapan anneye ise gönüllü taşıyıcı anne denmektedir.

Bu yöntemi eleştirenler şöyle bir tehlikeye işaret ediyorlar. Bir tarafta mesleğinde başarılı, zeki bir anne bulunmakta ve evinin dışında gerçekleşen bir hamilelik olayını finanse etmektedir. Öbür tarafta ise, işsiz güçsüz olanakları çok kıt bir kadın bulunmakta ve para hatırı için hamile kalmayı kabul etmektedir.

Kiralık annenin hukuk ve ahlak açısından durumu geniş çapta tartışmalara neden olmaktadır. Almanya gibi bazı ülkeler, kadınların rahimlerini para ile kiralamasını yasaklamış bulunmaktadır. Aslında yasalar çerçevesinde de yapılacak fazla bir şey bulunmamaktadır. Bir kadın rahmini kiralayarak doğurduğu çocuğu anlaştığı aileye vermekten son anda cayabilir. Bu durumda yasalar açısından olduğu kadar ruhsal açıdan da güçlükler ortaya çıkmaktadır.

Kadın rahmini kiralasa da, hamilelik sırasında bu çocuğa karşı annelik duyguları hissetmekte ve bağlanmaktadır. Tıpkı öz çocuğunu evlatlık veren anne gibi bebeği özlemeden kaynaklanan ruhsal sıkıntılar hissetmektedir.

19 Eylül 2012 Çarşamba

Benler Neden Olur?

Sponsorlu Bağlantılar:

BENLER VE LEKELER
Doğuştan vücutta bulunan benler, ciltte pigment maddesinin birikimi sonucu oluşur. Çoğu zararsızdır, hatta seksi bir görünüş oluştururlar. Yine de benlerin sürekli gözetilmesi gerekir. Eğer büyümeye başlar, renkleri değişir, (Ben, iki renkli hal alır), çevresinde kırmızı bir çizgi oluşursa ya da kaşınırsa, sulanırsa veya kanarsa, bir hastalık belirtisidir. Böyle durumlarda mutlaka bir cilt uzmanına gösterilmesi gerekir.

Karaciğerin Vücuttaki Görevi Nedir?

Sponsorlu Bağlantılar:

KARACİĞER
Yetişkin insanda en büyük salgı bezi karaciğerdir. Yaklaşık 1,5 kilo ağırlığındadır.

Suni böbrek yapılabildiği halde, suni karaciğer yapımı gerçekleştirilememiştir. Ancak cerrahlar, karaciğer üzerinde devrim niteliğinde ameliyatlar gerçekleştiriyorlar.

Tek başına ya da yanındaki diğer organlarla birlikte karaciğer nakli ameliyatı yapılabiliyor.

Karaciğerin bölünerek nakli, ya da vücuttan tamamen çıkarılıp, kısmen ameliyat edildikten sonra yerine takılması da mümkün olmuştur. Karaciğerin asimilasyon (özümleme) işleminde merkezi bir rolü vardır.

Kandaki zehirleri temizler, albümini karbonhidrata dönüştürür, karbonhidratı ise, yağ haline dönüştürür. Karaciğer hastalarının az yağlı, fakat karbonhidratı ve vitamini zengin besinler alması gerekir. Alkol ve sigara yasaktır.

Öpüşme Hastalığı

Sponsorlu Bağlantılar:

ÖPÜŞME HASTALIKLARI
Öpüşmenin neden olduğu, lenf bezleri hastalıkları, pfeifer hastalığı da denen olayda, yoğun sevişme olayının ardından lenf bezlerinin şişmesi, kişinin ateşinin yükselmesi, kanda anormal boyutlarda akyuvarların bulunması kişinin mutlaka AİDS olduğu anlamı taşımaz.

Bunlar tipik pfeifer lenf hastalığıdır. Öpüşme hastalığı adı da verilir, çünkü yoğun öpüşmeyle bulaşır.

Öpüşme hastalığına en çok 18 ile 25 yaş arasındaki insanlarda rastlanır. Hastalığın etkeni 1967 yılına dek bilinemiyordu. Hastalığı oluşturan ve kısa adıyla "EB" diye anılan virüsün izole edilmesi bundan sonra gerçekleşti.

Hastalığın 40 yaşından sonra görülmediği bundan kısa bir süre sonra kandaki akyuvarların durumu incelenerek kanıtlandı.

Kronos Korkusu

Sponsorlu Bağlantılar:

KRONOS KORKUSU
Kronos, kendi babasını hadım eden bir mitolojik Yunan Tanrısıdır. Kronos fobisi (korkusu) zamanımızda, 40 yaşın üstünde bazı erkeklerde ortaya çıkan bir ruhsal rahatsızlık halini ifadede kullanılıyor. Bunlar yeni yetişen gençlerin kendilerini koltuklarından atıp, saf dışı etmesinden korkarlar.

Çünkü tecrübe ve yaşlılık ile, henüz yeni ortaya çıkan coşku ve atılganlık arasında bir tür çatışma söz konusudur. Sayısız teknik yeniliklerin verdiği coşku ve atılım arasında bir çatışma oluşması doğaldır.

Bilim adamları, normal biyolojik rekabet mücadelesinin giderek sertleşen bir şekil almasından şikayet ediyorlar. Daha genç bir rakip karşısında işini kaybetme korkusu, günümüzde yaşlı kişiler arasında en sık rastlanılan intihar nedenleri arasında yer alıyor.

Yunan mitolojisinde Kronos, Tanrı Uranüs'ün oğluydu. Babasının erkeklik organını orakla kesip denize attığı, bundan da Aşk Tanrıçası Afrodit'in doğduğu anlatılır.

Kanserin Tedavisi Var Mı?

Sponsorlu Bağlantılar:

KANSER
Dokuların tehlikeli şekilde dengesiz artış gösterdiği tehlikeli bir hastalıktır.

Dünyada kanserden ölen kişilerin toplam nüfus içindeki oranı oldukça fazladır. Şimdiye dek kanser tedavisinde tartışmasız önemli ilerlemeler olmasına karşın, hala tam kesin tedavi şekli bulunamamıştır.

Kanser neden ve nasıl oluşur?
Bunun da henüz kesin yanıtı bulunamamıştır. Dokulardan birisinin normal etkinliğini yitirip, hızla ve sürekli şekilde bölünüp çoğalmasına sonra da yavrulamaya başlamasına (Metastas oluşturma hali) ve vücudu zehirlemesine, kesin gözle bağışıklık sisteminin bir arızası olarak bakılıyor.

Kanserin kalıtım yoluyla geçtiğine inanılmamaktadır. Fakat kanser nedeni olarak birçok etkenden sözetmek mümkündür. Çevre kirliliği, çeşitli yaşam şekilleri, günümüzde kullandığımız yaklaşık 800 çeşit kimyasal maddeyle sürekli temastan oluşabilir. Örneğin, trafiğin yoğun olduğu bir cadde üzerinde oturanlar, trafikten uzakta yaşayanlara oranla yüzde 80 daha fazla kanser rizikosu ile karşı karşıya bulunmaktadırlar.

Sigara içenlerde akciğer kanseri olayına, içmeyenlerden 4 kat fazla rastlanmaktadır. Çocuğunu emziren anneler, çocuksuz annelerden daha az göğüs kanserine yakalanıyorlar.

Kansere karşı ne tür önlemler alınmalıdır?
Kansere karşı en önemli önlem, sağlıklı yaşam yöntemleri uygulamak, ayrıca sağlık kontrolü yaptırmaktır. Kadınlar 18 yaştan sonra sürekli göğüs ve rahimlerini, erkekler ise, 45 yaştan sonra kalın bağırsak, prostat ve cinsel organlarını kontrol ettirmelidirler.

Günümüzde vaktinde teşhis edilen tüm kanser türleri tedavi edilebilmektedir. Çağdaş kemoterapi ve ışın tedavisi sayesinde, eskiden ümitsiz gözüyle bakılan çoğu vakalar tedavi edilmekte, en azından ilerlemesi önlenebilmektedir.

Konsepsiyon (Gebeliğin Uygun Zamanı)

Sponsorlu Bağlantılar:

KONSEPSİYON (GEBE KALMAK İÇİN UYGUN ZAMAN)
Latince (Konceptio), kavrama, döllenme için uygun zaman sözcüğünden kaynaklanır.

Kadının hamile kalması için en uygun zaman, yumurtalık kanalında, olgun bir dişi yumurtanın, sperma ile buluştuğu zamandır. Ancak kadının aylık döneminde böyle tek bir gün vardır. Çünkü dişi yumurta sadece 12 saat süreyle döllendirilmeye elverişli durumdadır.

Hamile kalınabilecek gün şöyle tespit edilir:
Önce yumurtanın yumurtalıktan, yumurta kanalına itildiği gün tam olarak saptanır. Yumurta, yumurta kanalına itildikten 2, (bazen de 4 gün) sonra, kadının vücut ısısında da hafif bir değişiklik olur. Sabah kalkarken vücut ısısı bir derecenin onda 2 veya onda 4'ü oranında artar. Sabahları özel bir termometre (derece) ile vücut ısısını ölçen hanımlar, böylece vücut ısısının hafif artış gösterdiği günü tam olarak tespit edebilirler.

Vücut ısısındaki bu hassas artıştan 4 gün önce kocasıyla sevişen hanımlar, hamile kalma bakımından en çok olanağa sahiptirler. Bunu izleyen günlerde de sevişmeye devam etmek bu olasılığı daha da artırır.

18 Eylül 2012 Salı

Konsantre Olma

Sponsorlu Bağlantılar:

KONSANTRE OLMAK NEDİR?
Dikkatin bilinçli bir şekilde artırılmasıdır.

"Daha demin buradaydı. Gözlük nereye gitti? Gazetenin altında mı, yoksa elektrik fırının arkasına mı kaydı? Yoksa çamaşır makinesinin üstünde mi kaldı? Yoksa çöp sepetine mi düştü?" Evet daha demin burnumuzun dibinde olan gözlüğün, ortadan sır olur gibi kaybolması, akla başka kuşkular da getirir. İhtiyarlık belirtisi mi, yoksa bir bellek rahatsızlığı mı? Hemen kötü olasılıklar düşünmemelisiniz. Bazen unutkanlık, insanın sadece beslenme düzeniyle de ilişkili olabilir.

Dikkatini odaklaştırmakta güçlük çekenlere ilk tavsiye, yemeklerinde et miktarını azaltması olacaktır. Daha çok sebze, daha çok tahıl yemesi öneriliyor. (Yulaf, sinir gıdasıdır. Vitamin B içerir.) Bira mayası, kepekli ekmek de vitamin B içerir. Alkol de unutkanlık yapar. Özellikle insanın her sarhoşluk hali, beynimizde binlerce dokunun ölmesine neden olur. Unutkanlığın bir başka nedeni de düşüncelerin içimizi kemirmesidir. Üzüntülü, stresli insan dikkatini daha zor odaklaştırır.

Dikkatimizi odaklaştırabilmek için, bazen pratik çalışmalar da yararlıdır. Örneğin, hergün yabancı bir dilden üç sözcük öğrenmek gibi. Çapraz bulmaca çözmek, hatta gazete haberlerini okuduktan sonra kendi kendine yinelemek de yararlı bir çalışma olabilir.

Vücut Masajıyla Tedavinin Önemi

Sponsorlu Bağlantılar:

VÜCUT MASAJIYLA TEDAVİ
Vücut masajıyla tedavi yöntemi, 1970'li yıllarda Amerika'da hipi akımı ile birlikte başladı. Aynı zamanda da Uzak Doğu felsefesinin önemi üzerinde duruldu. Her iki akımın da amacı aynıydı. Rahatsızlığı, bedene yapılan bazı uygulamalarla tedavi etmek. Çünkü vücut, bu felsefelere göre ruhun bir tür eldiveni gibiydi.

Günümüzde birçok problemde terapistler, vücut tedavisini kaçınılmaz bir yöntem olarak benimsiyorlar. Çünkü psikosomatik sorunlarda her ruhsal rahatsızlığın bir bedensel karşılığı bulunmaktadır. Çünkü zorunlu saplantıları olan insanın yalnız zevkini engelleyen psikolojik mekanizması katılaşmamaktadır. Bedensel hareketlerinde de katılaşma olmaktadır.

Sırttaki kalın kaslarla, boyun çevresindeki kasların bağlandığı omuzların bloke edilmesi (tutulması) halinde kişi duygularını açıklamakta güçlük çeker. Karın kısmı, cansız gibi izlenim oluşturan ve üst baldırları birbirine yapışık kadın, cinsel yaşamından mutluluk duymaz.

Vücut tedavisinin birçok şekli vardır. En önemlilerden bazıları, solunum (solunum eğitimiyle duygulara ulaşma) tedavisidir. Buna "Aleksander Tekniği" denir. Bu da vücudun gerilimsiz, akıcı bir hareket kazanmasını hedef alır.

Kilomuz (Vücut Ağırlığı)

Sponsorlu Bağlantılar:

KİLOMUZ (VÜCUT AĞIRLIĞI)
Kilolar normal kilo, aşırı kilo, ideal kilo şeklinde üçe ayrılır. Normal kilosunun yüzde 15 ile yüzde 20 oranında fazlası olana aşırı şişman denir.

Normal kilo: Normal kilo, kişinin boy ölçüsü eksi 100 sayısı ile bulunur. Bazı uzmanlar kadınlarda 100 çıkardıktan sonra, bir yüzde 10 daha çıkarmanın gereğine değiniyorlar. Günümüz beslenme uzmanlarının görüşü ise, boy ölçüsünden 100 çıkarma ilkesinden giderek ayrılmaktadırlar. Boy ölçüsünden 100 çıkararak bulunan normal kilonun yüzde on fazlasının da sağlık açısından sakıncası olmadığını savunuyorlar. Kişinin kendini saeğlıklı hissetmesi de önem taşıyor. Başka bir ifadeyle birkaç kilç fazla veya birkaç kilo eksiği olanın buna aldırış etmemesi öneriliyor.

Aşırı kilo: Yukarıda anlatılanlar, elbette aşırı kilo için söz konusu değil. Aşırı şişmanlık yağla ilintili metabolizma bozuklukları, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, gut, kalp ve dolaşım rahatsızlıkları gibi birçok rahatsızlığın nedeni olarak bilinmektedir. Sonunda felç ya da kalp krizine de neden olması mümkündür.

İdeal kilo: Normal kilodan erkeklerde yüzde 10, kadınlarda yüzde 15 çıkarılarak bulunur. Hastalıklı kişilerle, yaşlılık ya da vücutça özürlü kişilerde ideal kilo daha da önemlidir. Çünkü her fazla kilo, vücut için ek bir yük anlamı taşımaktadır. Vücut ağırlığı, normal ile ideal kilo arasında Olanların uzun yaşama şansı en fazla, hastalık rizikosu ise en azdır. Buna arzulanan kilo denir.

Erkeklerde Menopoza Girer Mi?

Sponsorlu Bağlantılar:

MENOPOZ
Erkekleri kıskanmaya gerek yok. Kadınların adetten kesilmesi ya da menopoz dönemi, erkeklerde "midlifecrisis" yaşam ortası kriz ya da günümüzde söylendiği şekilde değişim yılları olarak ortaya çıkar.

Bu durum erkekte kadından ortalama 7 yıl erken başlar. Erkeklerde bunun ruhsal ve fiziksel etkisi görülür. Saç dökülmesi, prostat sorunları vardır. Olay kadınlardaki kadar dramatik değildir. Kadınlarda 50 yaşlarında olay aylık kanamanın kesilmesiyle ortaya çıkar.

Bunu birçok zincirleme yan reaksiyonlar psikosomatik rahatsızlıklar, ateş basma hali, çarpıntı gibi yan etkiler izler. Bazı kadınların intiharı bile düşünmesi, olayı bilinçsiz şekilde ele almasından kaynaklanmaktadır. Uzmanlar değişim yıllarıyla ortaya çıkan rahatsızlıklara karşı östrojen yerine, hepsinden önce çok sıcak arzularla dolu bir cinsel ilişki tavsiye ediyorlar. Nitekim eskiden bir tür doğal rahatsızlık gibi görülen değişim yıllarında, kadınların seksüel ilgisinde de önemli bir artış izlenmiştir.

Psikologlar da önceleri kadının doğurganlık halini geride bırakmanın kadında hırs, esef etme, aşırı istek gibi eğilimler oluşturduğunu ancak bu nedenle bir tür hastalık gibi ele alınması gerekebileceğini öne sürüyorlardı. Günümüzde ise, bu aşırı eğilimlerin hastalıklı olmadığı, eğer kadın duruma katlanamazsa ve bu şekilde bir ruhsal baskı ortaya çıkar da hastalıklı bir hal alırsa tedavi gerekebileceği vurgulanıyor. Ellili yaşlardan sonra ortaya çıkan bazı durumlar bunu göstermektedir. Örneğin, Ursula Andress veya Liz Taylor gibi sanatçıların toplumu hiçe sayan davranışları bunun kanıtıdır.

Yaşam boyu cinsel etkinlikleri yoğun olan kişilerin menopoz çağının da o oranda geç olduğu saptanmıştır. Kadının toplumsal yaşamdaki başarısının da bunda etkisi olmaktadır. Kadın hayatta ne denli başarılıysa, değişim yılları da o kadar gecikmektedir.

16 Eylül 2012 Pazar

Kleptomani

Sponsorlu Bağlantılar:

Kleptomani Nedir?
Yunanca (Klepein), çalmak, (Mani), deliliği, manyaklığı sözcüklerinden oluşur. Zorunlu çalma dürtüsüne kleptomani adı verilir. Gerçek kleptoman için çalmak, cinsel ilişki kadar heyecan verici bir olaydır. Adeta bunun yerini tutar. Çaldığı mal genelde önemsizdir ve bütçesine hiçbir katkıda bulunmayacaktır. Çaldığı eşyaya ilgi de duymaz, ihtiyacı da yoktur. Hatta daha sonra pişmanlık hisseder. Fakat eşyayı çalarken sanki orgazm olur gibidir. Bazen hırsızlık cinsel organların tipik sertleşmesine/bile neden olabilir. Bu yaşantı kişi istemediği halde durmadan her zaman yinelenmeye başlar. Bu tür cinsel rahatsızlığa genelde kadınlarda rastlanır. Kleptoman erkekler de vardır. Bunlarda genelde fetişizm rahatsızlığı da vardır. Bunlar çamaşır sepetlerinden kullanılmış kadın çamaşırları çalmak gibi sapkınlıklar gösterebilirler. Psikologlar ve kriminologlar, hem mazoşist, hem de kleptoman olan kişiler tanıyorlar. Bu tür hastaların yakalanıp cezalandırılmaktan da zevk duydukları saptanmıştır. Bu tür sorunları olanların bir psikiyatriste başvurmaları ve tedavi görmeleri gereklidir.

Boğmaca

Sponsorlu Bağlantılar:

Boğmaca hakkında genel bilgi:
Solunum yollarında beliren bulaşıcı hastalıktır. Boğmaca hastalığının şiddeti ve yayılması giderek azalmaktadır. Bilim adamları, bunun hastalığı oluşturan nedenle ilgili görüyorlar. Günümüzde virüsler ve hastalıklar her zaman daha kötüye gitmiyor.

Normal hafif bir öksürük, eğer aradan iki hafta geçtiği halde, birer dakika süren nöbetlere dönüşerek artması boğmaca kuşkusu oluşturur. Bunu sesli bir solunum sıkıntısı izler. Hastalık en çok bir ile üç yaş arası çocukları tehdit etmektedir. Yetişkinler de boğmaca olabilirler.

Hastalık sadece öksüren hastanın mikroplu tükürüğünü solumakla yani damlacık yoluyla bulaşır. Bulaştıktan sonra, 5 ile 21 gün arasında bir kuluçka dönemi vardır. Her bulaşma mutlaka boğmacayla sonuçlanmaz.

Hastalığın üç aşaması vardır:

Nezle dönemi: 1 ile 2 hafta sürer. Hafif ateş yükselişi ve normale benzemeyen öksürük başlar. Başkalarına da en çok bu dönemde bulaşır.

Kramp dönemi: Bu dönem 4 ile 6 hafta kadar sürer. Bilhassa geceleri kramplı öksürük halleri ortaya çıkar. Öksürüğün şiddetinden gözün konjonktif tabakasında kanama olabilir.

İyileşme dönemi: Bu dönem de 2 ile 4 hafta sürer. Öksürük nöbetleri giderek seyrekleşmeye başlar.

Boğmaca mutlaka bir doktor tarafından tedavi edilmelidir. Akciğer iltihabı, beyin zedelenmesi gibi halleri önlemek için süt bebeklerine antibiyotik verilmesi gerekebilir. Tedavide temiz havanın da önemli katkısı vardır. Bol vitamin ve gıcık yapmayan (gevrek olmayan kolay ufalanmayan) hafif yemekler verilir.

Boğmacaya karşı bir aşı uygulanmaktadır. Üç aylık ve yukarı bebeklere verilmektedir. Çoğu doktorlar bunu tavsiye etmiyor. Çünkü aşının bazı riskleri söz konusudur. Bağışıklık süresi ise, sadece 2-3 yıl sürmektedir. Aşılanan çocuklar da boğmayaca yakalanabilmekte, fakat daha hafif geçirmektedir.