MENOPOZA GİRMEK ÖNLENEBİLİR Mİ?
Erken menopoz genel olarak her ay normal şartlarda adet kanaması yaşayan bir kadının otuz beş yaşından önce adet kanamalarının sona ermesidir. Tabi ki bu durumun en önemli sonucu kadının doğurganlığının bitmesidir. Bazı durumlarda görülen ilaç tedavileri, ruhsal bedensel yaşanan hastalıklar, genetik ailevi faktörler hatta yaşanan coğrafik mekan bile erken menopoz yaşını tetikleyen unsurlardır.
Yaşadığımızda çağda kadının daha fazla sosyalleşmesi ve iş hayatında daha aktif rol oynaması, annelik içgüdüsünden uzaklaşarak daha fazla kariyer yapma ve maddi bağımsızlığını kazanma güdüsüne dönüşmüştür. Bu sebeple çalışma hayatının yoğun temposu beraberinde güç ve zorlu çalışma temposu ve genetik etkenler erken menopozun meydana gelmesinde aktif rol oynamaktadır. Erken menopoz önlenebilir mi? Bu soru bize her ne kadar kadınların kişisel ve maddi özgürlüklerin peşinde koşsalar bile yine de annelik içgüdüsünün mutlaka baskın olduğunu anlatmaktadır. Kariyer yapma amacıyla annelik planlarını ikinci sıraya koyan kadınlar erken menopoza girdiklerinde bunu önlemek için mevcut her türlü yöntemi denemektedirler.
Kadınlar mutlaka kariyer planlarını yaparken otuz beş yaşın kendileri için üreme sürecinde bir dönüm noktası olduğunu unutmamalıdırlar. En az altı ayda bir mutlaka rutin hormon testlerini ve doktor kontrollerini yaptırmaları, yumurtalıklarının çalışma durumlarını gösterir testlerini ihmal etmemeleri, ultrason ve kan seviyelerinin ölçümlerini yaptırmaları çok büyük önem taşır. Bunların içinde yumurtalık rezervlerini gösterir adet kanamasının ilk günlerinde vajinal ultrasonografi ile yapılan antralfolikül sayısı ölçümü erken menopoza girmenin önlenmesinde önemli bulgular ortaya koyar.