Göz Yorgunluğu Nedir?

Göz yorgunluğu bir hastalık değildir. Göz yorgunluğu vücudumuzda var olan veya henüz başlayan bir hastalığın göstergesidir. Göz yorgunluğu özellikle bir çok göz hastalığında hastalığın varlığını gösteren bir belirtidir. Gözümüz bizi bu şekilde uyararak hastalığımıza önlem almamız için uyarır.



Göz yorgunluğu, modernleşen ve teknolojiyle iç içe olan günümüz dünyasının hastalığıdır. Çok okuyan, bilgisayarla haşır neşir olan kişilerde göz yorgunluğunun olması kaçınılmaz hale gelmektedir. Oldukça sık görülür. Göz yorgunluğu olan kişilerin doktoruna başvurması ve yorgunluğun nedenlerinin araştırılması ve ortaya çıkarılması gerekir.

Aramalar: göz yorgunluğu nedir? göz nasıl yorulur? gözün yorulması ne anlama gelir?

Pedikür Nedir? Pedikür Ne Anlama Gelir?

Pedikür dediğimizde, özel alet, ilaç ve gereçlerle ayak tırnaklarının düz veya istenilen şekillerde kesilmesi, törpülenmesi, tırnak diplerindeki oluşan etlerin temizlenerek düzeltilmesi, batık tırnakların ve nasırların çıkarılması, topuklardaki sertlik ve çatlakların giderilmesi, ayaklara ve parmaklara masaj yapılması, tırnaklara oje ve cila sürülmesi işlemlerinin tamamı aklımıza gelmelidir.



Pedikür ayak bakımıdır. Bu bakımda tırnaklar uygulanan bakımın ana unsurudur. Sonuç itibariyle ellerimize ve ayaklarımıza nemlendirici sürmek ya da kısa bir masaj uygulamak bakımlı olduğumuz anlamına gelmez. Bu işlemler de çok önemlidir fakat bunlar tek başına yeterli olmamaktadır. Nedeni tırnakların el ve ayaklarımızın ana noktası olmasıdır. Bakımsız ve yamuk şekilde uzamış ya da doğru düzgün kesilmemiş tırnaklar el ve ayakların çirkin gözükmesine sebep olurlar.

Özellikle de kuaförlerde ve güzellik salonlarında uygulanan manikür ve pedikür işlemleri, bu konuda bilgi ve deneyim sahibi olan kişiler tarafından uygulandığında çok daha güzel neticeler vermektedir.

Aramalar: Pedikür nedir? pedikür ne demektir? pedikürün anlamı nedir? pedıkur , pedikur , ayak bakımı

Manikür Nedir? Manikürün Önemi Nedir?

Manikür, elleri ve tırnakları güzelleştirmek için yapılan bakım temizlik ve bakım işlemidir. Manikür işlemi; temizleme, tırnaklara şekil verme, el masajı, ölü derinin alınması ve oje sürülmesi aşamalarından oluşmaktadır. Manikür işlemi hijyen ve sağlık kurallarına uygun ortamda ve koşullarda yapılmalı, manikürle geçilen zamanın rahatlatıcı , ferahlatıcı ve dinlendirici bir süreç olması gerekir.



İnsanoğlunun dış dünya ile en çok temas eden uzuvları el ve ayaklarıdır. Bundan dolayı el ve ayaklar, asırlardır kadınların en önem verdiği güzellik noktalarından olmuşlardır. Özellikle de tırnaklarını düzgün ve çekici hale getirerek, tırnakları el ve ayaklardaki ölü doku hücrelerinden çok, tırnakları birer takı ve aksesuar halini almıştır.

Aramalar: manikür nedir? manikür ne demektir? manikürün anlamı nedir? el bakımı , tırnak bakımı , manikur , manıkur

Tırnakların Aşırı Büyümesi ve Erimesi

Tırnakların aşırı büyümesi veya aşırı kalınlaşması, geçirmekte olduğumuz iç hastalıklara veya tırnak yatağının zarar görmesiyle ilgilidir. Tırnakların aşırı kalınlaşması durumunda tırnaklar incelene dek törpülenmelidir.



Tırnaklarda ki erime veya tırnakların yetersiz beslenmesi, şeker ve tüberküloz (verem) gibi hastalıklarla beraber tırnağın yok olması durumudur. Bu durumda tırnaklar yavaş yavaş küçülür ve parlaklıkları kaybolarak matlaşırlar.

Tırnaklar zorlanmamalı ve tırnaklarımızı keserken titiz olmalı ve tırnaklarımızı düzgün ve aynı hizada kesmeliyiz. Eller çok fazla suda bekletilmemeli ve el temizliğinde deterjan kullanılmamalıdır.

Aramalar: Tırnağın çok uzaması , tırnağın aşırı uzaması , tırnaklarım çok uzuyor , tırnaklarım eriyor

Göz Tansiyonunu Nasıl Ölçebiliriz?

Göz tansiyonun teşhis edilmesinde en büyük faktör göz tansiyonu ölçümüdür. Göz tansiyonu koldan ölçülen tansiyon gibi pratik, her yerde ölçebileceğimiz bir tansiyon türü değildir. Göz tansiyonu mutlaka donanımlı bir klinikte uzman bir doktor ya da deneyimli bir personel tarafından ölçülmelidir. Kapalı bir sistemin içinin basıncını ölçmek için bu basınca karşı başka bir basınç oluşturmak gerekir. Burada ya gözün üstüne hava püskürterek göz tansiyonu ölçülür ya da bu iş için özel yapılmış aletlerle göze dokunup hafif basınç uygulayarak içe çökertme yoluyla bu hassas cihazlar oluşan gerilimi ölçer ve bu şekilde göz tansiyonu ölçülür.



Genelde yaşlılar ve çocuklar gibi tıbbi aletlerle muayene etmesi kolay olmayan hastalarda parmakla dokunarak da göz tansiyonu ile ilgili doktor fikir sahibi olabilir. Yinede göz tansiyonu düzenli periyotlarla bakımı yapılan aletlerle ölçülmelidir. Ancak bu sayede ölçülen basıncın doğru olduğundan emin olabiliriz.

Aramalar: Göz tansiyonu nasıl ölçülür? göz tansiyonumu nasıl ölçtürebilirim?

Göz Tansiyonunun Belirtileri Nelerdir?

Göz tansiyonu çok sinsi seyirli bir hastalıktır ve fark edilmeden ilerler. Bu yaşın ilerledikçe geçen yıllar içinde yavaş yavaş görme duyusunda azalma ile kendini göstermektedir. Fakat bu uzun bir süreçte olduğu için hastanın bunu fark etmesi imkansız denebilecek kadar azdır. Bu tür sinsi ilerleyen göz tansiyonu rahatsızlığında görme duyumuz, yavaş yavaş dışarıdan uzak kısımlardan, yakına içe doğru giderek azalır. Yani görme alanımız giderek kısalır. Hastanın bu görme alanındaki kısalmayı fark etmesi ancak hastalığın son dönemlerine doğru mümkün olabilmektedir. Bu sebeple genelde bu tür rahatsızlığı olanların bir ağrı şikayeti veya görme ile ilgili bir sorunla ilgili ilk zamanlarda bir şikayetleri olmaz. Görme kaybıyla beraber doktora başvurabilirler. Burada da zaten göz tansiyonu ilerlediği için görme kaybı olmaktadır.



Ani açı kapanması göz tansiyonu adını verdiğimiz durumlarda ise görüntü aniden bulanıklaşır. Sisli görürüz ve ışıkların çevresinde bir perde görüntüsü oluşur. Verdiği büyük ağrıyla da kendisini gösterir. Bu ani gelişen bir rahatsızlıktır ve ağır ilerleyen göz tansiyonu ile tedavisi farklıdır.

Aramalar: göz tansiyonunun düştüğü nasıl anlaşılır? göz tansiyonunun belirtileri nelerdir? göz tansiyonunun yükseldiğini nasıl anlarız? göz tansiyonunun yükseldiğini gösteren belirtiler nelerdir?

Göz Tansiyonu (Glokom) Nedir?

Göz tansiyonu, göz içerisindeki basıncın artmasına denir. Gözü bir bütün halinde düşündüğümüzde içerisinde iki tür sıvı vardır. Bu iki sıvının önde olanı içerde yapılırken göz içerisindeki minik kanallardan dışarı doğru boşaltılır. Bu boşaltma sisteminde meydana gelen bir tıkanıklık ve meydana gelen olumsuz değişiklikler ile gözün içindeki basıncın artması olayına "glokom" yani "göz tansiyonu" diyoruz. Halk arasında göz tansiyonuna "kara su" da denilmektedir.



Göz tansiyonunun değişik türleri vardır. Genelde görülen türü yaşın ilerlemesiyle birlikte ortaya çıkan, sinsi ilerleyen, kronik göz tansiyonudur. Kronik göz tansiyonu uzun yıllar içerisinde gözde tahribata neden olan bir göz rahatsızlığıdır. Bunun dışında bir diğer göz tansiyonu da ani olarak yükselen "açı kapanması göz tansiyonu" denilen bir göz rahatsızlığıdır. Nadiren görünür fakat olduğu zaman da çok şiddetli bir ağrıyla beraber aniden gelir. Ağrının şiddetiyle hasta bir göz doktoruna gitmek zorunda kalır. Sinsi seyirli kronik göz tansiyonu yavaş seyrettiğinden hasta tarafından fark edilemez.

Aramalar: göz tansiyonu nedir? glokom nedir? gözde tansiyon nasıl olur? gözün tansiyonu var mıdır? glokom ne anlama gelir, glokomun çeşitleri nelerdir? göz tansiyonu türleri nedir?

Göz Ağrısı Nasıl Geçer?

Göz Ağrısı:
Göz ağrısına neden olan bir çok etken vardır. Düşük ışık seviyesi olan bir ortamda uzun süre çalışmaktan gözlerin yorulması, gözdeki herhangi bir bölgede iltihap oluşması, göze kaçmış herhangi bir yabancı cisim olması, sinüzit, yarım başağrısı, grip, nezle ve diğer ateşli hastalıklar göz ağrısının sebepleri arasındadır. Göz ağrısı için öncelikle hastalığın nedenini tespit etmek gereklidir. Göz ağrısına evde kendimizde basit bir yöntem ile tedavi edebiliriz.



Tedavi için gerekli malzemeler : Süt ve yumurta. Tedavinin hazırlanışı : 2 kahve fincanı çiğ inek sütüne, 1 yumurta akı dökülür ve karıştırılır. Günde 3 defa ikişer damla damlatılır.

Göz Ağrısı Nasıl Tedavi Olur?

Göz ağrısı şikayeti ile gelen bir hastaya doktor, ilk olarak gözün çevresini sonrasında göz kapaklarını daha sonra gözün iç kısmını ve en son olarak da retinasını detaylı şekilde inceler. Bu şekilde göz ağrısına neden olan etkeni tespit eder ve buna göre tedaviye başlar. Eğer göz ağrısına sebep olan sinüzit ise, bir kbb uzmanının görüşüne danışılır. Kirpik dibindeki iltihaplanmanın neden olduğu bir göz ağrısı ise uzun bir tedavi süreci olabilir. Öncelikle kirpik dibinde gerekli hijyenik ortam sağlanır daha sonra ise tedaviye geçilir. Enfeksiyon kaynaklı bir göz ağrısı ise antibiyotik özellikli göz damlaları ile enfeksiyon tedavi edilir. Eğer üveyit adı verilen gözün iç kısmındaki bir iltihap veya reaksiyona bağlı ağrılar varsa bu oldukça önemlidir. Bu tür durumlarda mutlak suretli bu durumların vücuttaki sebebini de arayıp sistemik olarak da hasta değerlendirilmelidir.



Göz ağrılarının içerisinde en önemlilerinden bir tanesi aniden oluşan ve ışıklar etrafında haleler görerek(ışık halkaları) ortaya çıkan ani göz tansiyonu krizidir. Bu krizin getirmiş olduğu ağrı oldukça fazladır ve hastaya bulantı ve kusma da yapabilmekte olup görmeyi ani bir şekilde azaltır. Ani olarak gelen bu göz tansiyonunun da tedavisi için bir kanal açarak lazerle tansiyon düşülür ve öncelikle ağrı giderilir. Daha sonrasında diğer göz tansiyonu tedavilerine geçilir. Göz ağrılarının tedavisinde en önemli husus hastanın vakit kaybetmeden bir an önce doktora başvurmasıdır. Zamanında gelen hastanın çok basit bir sorunu ya da çok önemli bir sorunu olabilir. Tedavisi bir şekilde başlanır.

Aramalar: Göz ağrısı nasıl tedavi olur? göz ağrısına ne yapılabilir? göz ağrısı için neler yapabiliriz?

Dudakta Sürekli Uçuk Çıkması Nasıl Önlenebilir?

Maalesef uçuğun tekrar etmesini engelleyecek bir tedavi yöntemi henüz yoktur. Yeniden çıkmasını önlemede etkili olan bazı dikkat edilmesi gerek hususlar vardır. Tekrar çıkmasını engellemek için stresten uzak durmalı, çok fazla güneşlenmemelidir. Bağışıklık sisteminin güçlü olmadığı zamanlarda çıktıkları için bağışıklık sistemini güçlü tutmak için dengeli beslenme çok önemlidir. Bütün bu önlemleri almamıza rağmen uçuk çıktıysa soğuk yatıştırıcı kompresler uygulanabilir. Dezenfektan ve antibakteriyel özellikli krem ve solüsyonlardan faydalanabilir. Uçuğun çıktığı bölge çok ağrıyorsa bölgeyi uyuşturmak ve ağrıyı azaltmak için anastezik özellikli krem ve solüsyonlar kullanılabilir.



Dudak bölgesindeki uçuklarda bazen iz kalabilmektedir. Genelde iz bırakan tekrar eden enfeksiyonlar değil ilk çıkan ve daha tekrar eden vakalara göre daha şiddetli seyreden uçuk vakaları iz bırakmaktadır. Eğer bu tür bir iz şikayetiniz varsa lazerle tedavi yöntemiyle bu izlerinizden kurtulabilirsiniz. Bu tür bir işlem için uçuğun sakinleşmesini beklemek gerekir. Çünkü tekrar edici uçuklarda zaman içerisinde azalmaktadır. Etkisinin azaldığı dönemde lazerle tedaviye başvurabiliriz.

Aramalar: dudağımda sürekli uçuk çıkıyor ne yapabilirim? dudakta sürekli uçuk çıkması nasıl önlenir? dudakta sık uçuk olması, dudaklarda devamlı uçuk çıkarsa ne yapılır?

Adet Sancısı Nedir? Adet Sancısı Nasıl Azaltılabilir?

Adet Sancısı Nedir?
Bazı genç kızlar, âdet kanamaları sırasında bel ve kasıklarında ağrı hissedebilir. Sancı, kasılma şeklinde olur ve zaman içerisinde sancı artıp azalabilmektedir.
Bu ağrı, âdetin ilk gününden itibaren ya da 1-2 gün öncesinden başlayabilmektedir. Sancı ile birlikte bulantı ve kusma da görülebilir.

Adet Sancısı Nasıl Azalır? Âdet sancısının bize verdiği sıkıntıları azaltmak için bel ve karın bölgesini sıcak tutmak ve beden hareketleri yapmanın faydaları olur. Sancı geçmeyen bir rahatsızlık veriyorsa mutlaka bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurmalıdır.

Aramalar: adet sancısı nasıl azalır? adet ağrısı nasıl giderilir? adet sancım çok fazla ne yapabilirim?

Jinekomasti Nedir? (Erkekte Meme Büyümesi)

Jinekomasti, erkeklerde memenin normalden fazla büyümesidir. Jinekomasti kelimesi Yunanca gyne (kadın) ve mastos (meme) kelimelerinin birleşiminden meydana gelmektedir.

Jinekomasti sebebi tam olarak bilinmeyen rahatsızlıklardan olmakla beraber, birden çok sebebinin olduğu düşünülür. Genelde seks hormonlarındaki dengesizliklerden kaynaklandığı düşünülmektedir. Ergenlik döneminde olan erkeklerde rastlanan jinekomasti vakalarının çoğu takip eden birkaç yıl içinde kaybolup gider.



Jinekomastinin sağlık açısından bir tehlikesi yoktur fakat çok az rastlanılsa da sağlığı tehdit edebilecek başka bir hastalığın göstergesi olarak da karşımıza çıkabilir. Jinekomasti de görsel bir hoşnutsuzluk meydana geldiğinden genelde sosyal ve psikolojik sorunlara sebep olur.

Jinekomastiyi meydana getiren neden iyi tespit edilebilirse, buna yönelik tedavi uygulanabilir. Yine de vakaların çoğunda kesin başarı için tedavi bıçak altına yatmaktan geçer.

Aramalar: jinekomasti nasıl anlaşılır? jinekomasti nasıl geçer? jinekomasti nedir? jinekomastinin anlamı nedir?

Jinekomasti İlaçla Tedavi Olur mu?

Ameliyat, jinekomasti tedavisinde olmazsa olmazdır. Cerrahi tedavi istemeyen bazı hastalarda kullanılan testesteron, clomifen ve tamoksifen gibi östrojen karşıtı ilaçlar ve danazol ile tedavide yetersiz bir başarı sağlanabilmektedir. Fakat unutulmamalıdır ki bu ilaçlar hormon yapımıza müdahale olduğundan cinsel isteğin azalması, ereksiyon sorunları, vücut kıl yapısında değişiklikler gibi kişiden kişiye bazı yan etkilere neden olabilir.

Aramalar: erkeklerde büyük memeler ilaçla küçültülebilir mi? ilaçla meme küçültülür mü? jinekomasti tedavisi için hangi ilaçlar kullanılır?

Hemoroid (Basur) Nasıl Anlaşılır?

Hemoroidi belli eden bazı bulgular vardır bunları sayacak olursak;

Kanamalar: Tuvalete çıktığımızda makat bölgesinden kan gelmesi ve o bölgede kan görmek.

Trombüs (Kan Oturması): Hemoroidin içerisinde kan pıhtısı oluşabilmektedir. Bu durum oluştuğunda hemoroid pakesi büyür ve o bölgede ağrı oluşur. Makatın kenarında ağrılı bir şişlik görülür. Bu şişlik ıkındığımızda, kaşıdığımızda, oturduğumuzda veya tuvalette iken tuvalet kağıdıyla temizlenirken ağrı verir ve kanayabilir.



Kaşıntı: Hemoroidal patolojiler arasında dışkı esnasında dışkı parçacıkları kalabilir ve bu bölgenin temizliği iyi yapılmazsa kaşıntı olabilir. Bunun dışında makat temizliğini yaparken hemoroidal çıkıntıları tahriş edersek akıntılar oluşur. Bu akıntılar da kaşınmaya sebep olabilir.

Hemoroid Sarkmaları: Makattan dışarıya doğru üzüm tanesi benzeyen sarkmalardır. Bu şekilde olan hemoroidler genelde ağrılı ve kaşıntılıdır. Makattan dışarı sarktıklarında elle tekrar içeri itilebildiği gibi bazen bu şişlikler fazla olduğundan içeri itilemezler. Bazen bu hemoroidler birden fazla olup bitişik şekilde dışarı sarkabilir ve çok ağrı verebilirler.

Aramalar: hemoroidin nedenleri nelerdir? hemoroid nasıl anlaşılır? basurmuyum nerden anlarım? basuru nasıl anlarız? hemoroidin belirtileri nelerdir?

Basur Nedir? Basur Nasıl Olur?

Halk arasında basur dediğimiz hastalık tıp dilinde "hemoroid" olarak adlandırılır. Kalın bağırsağınızın son çıkış kısmı olan anal kanalda (makatta) normalde yüzeysel bakınca belli olmayan fakat hemen mukozanın dediğimiz kalın bağırsakların ve diğer içi boşluklu organların iç yüzeyini örten deri benzeri oluşumun altında hemoroid denilen damarlar bulunur. Bu damarların kabızlık, ıkınma, gebelik, portal hipertansiyon, enfeksiyon gibi değişik nedenlere bağlı olarak genişlemesi neticesinde sizinde elinize gelen üzüm tanesine benzer bu hemoroid memeleri oluşmaktadır.



Makatın içinde veya kenarında oluştuğu bölgeye göre iç veya dış hemoroid olarak isimlendirilirler. Bunlar zaman içerisinde büyümekte ve ağrı, kanama, kaşıntı gibi rahatsızlıklara neden olmaktadırlar.

Aramalar: iç hemoroid nedir? dış hemoroid nedir? basur nedir? basur nasıl olur? hemoroid nasıl oluşur? makatımda bir şişlik var acaba hemoroidmi? hemoridin nedenleri nelerdir, basura neden olan şeyler nelerdir?

Hemoroid Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Eğer hemoroid (basur) için girişim yapılmazsa hemoroidleriniz olduğundan daha fazla büyüme gösterebilir. Bazı zamanlarda özellikle dış hemoroidler başta olmak üzere bunlar içinde pıhtı birikmesiyle "tromboze hemoroid" dediğimiz durum oluşmaktadır. Bu durumda hemoroid için acil cerrahi müdahale gerekli olabilir.



Bazen de bu hemoroidler özellikle de yaşlılarda iltihaplanır. Diyabetik hastalarda veya AİDS gibi hastalıklardan veya kemoterapi gibi tedavilerden dolayı bağışıklık sisteminin düzeni bozulmuş hastalarda çok ciddi, yaşamı tehdit edecek ölçüde enfeksiyon oluşumuna neden olabilir.

Aramalar: hemoroid ameliyat edilmeli midir? basur tedavi olmazsa ne olur?

Hemoroid (Basur) Nedir?

Hemoroidler toplardamarların şişmesi durumudur. Anüs çevresinde (makat bölgesinde) bulunan toplardamarlar basıncın etkisiyle şişebilmektedir. Oluşumu tıpkı bacaklarda görülen varislerin oluşumuna benzemektedir. Bazı venler (toplardamarlar) kalın bağırsağın iç kısmında dentat line üstündedir. Biz bunlara iç hemoroid diyoruz. Bazı venler ise anüs geçiş epiteliyle derinin birleştiği yerdedir. Bunlara da dış hemoroid diyoruz.

Kimlere Neden Kolposkopi Yapılır?

Smear sonucu normal olmayan hastalarda (LSIL, CIN, HSIL, ASCUS gibi) yani şüpheli, hafif ya da orta düzey displazi belirlenen vakalarda.

Tekrarlayan smear'lerde sürekli devam eden enfeksiyon ya da iltihap vakalarında.

Jinekolojik muayene sonrasında rahim ağzında (serviks), vulvada ve vajinada anormal bir görüntü olması durumlarında kolposkopi yapılabilir. Bunlar servikal erozyon, servitis, cinsel ilişki sonrası kanama gibi durumlardır.

Aramalar: kolposkopi niçin yapılır? kolposkopinin amacı nedir? kolposkopi işleminin kimlere yapılması uygundur?

Kolposkopi Nedir?

Rahim ağzı, vajina ve vulva dokularının mikroskobi ile veya dürbün benzeri inceleme için özel yapılmış bir büyüteç vasıtasıyla gözlemlenmesnei ve incelenmesine kolposkopi denir. Kolposkopi adını verdiğimiz bu ışıklı ve dijital bilgisayarlı cihaz rahim ağzının görüntüsünü büyüterek doktorun rahim ağzını daha iyi görmesini sağlar ve böylelikle muayeneyi kolaylaştırır. Kolposkopi sırasında normalde doktorun çıplak gözle göremeyeceği küçük doku parçalarını görülebilir ve muayene esnasında bazı hastalıklara tanı koyması oldukça kolaylaşır. Bu şekilde erken tanı konan hastalıkların da ilerlemeden tedavilerine başlanması mümkün olur.

Aramalar: kolposkopi nedir? kolposkopi işlemi nasıl bir işlemdir? kolposkopi cihazı ne işe yarar?

Göz Altı Torbalarından Nasıl Kurtuluruz?

Göz altı torbaları, hangi aşamada olduğuna bağlı olarak azaltılabilir. Henüz başlamış bir torbalanma da öncelikle torbalanmanın nedeninin ne olduğu araştırılır. Eğer düzensiz hayatımız varsa veya yoğun çalışıyorsak bunlara dikkat etmeliyiz. Buna ilaveten, dinlendirici ve göz altı bağ dokusunu sıkılaştırıcı cilt kozmetiği ürünlerini kullanmak yeterli ve yararlı gelecektir. Genetik yapıya bağlı olarak ilerlemiş seviyedeki göz altı torbalarının basit kozmetik tedavilerle giderilmesi mümkün değildir. Bunlarla ilgili bir estetik doktoruna danışılmasında fayda vardır.



Estetik doktorları bazen bu torbaları almak için bazen de torbada oluşan fıtığı gidermeye yönelik bir takım operasyonlar yapmaktadırlar. Aramalar: göz altı torbalarından nasıl kurtuluruz? göz altı torbalarını nasıl giderebiliriz? göz altı torbaları nasıl geçer?

Göz Altı Torbaları Niçin Olur?

Dış görüntümüzü bozan göz altı torbaları genellikle yorgunluk, stres ve ırsi dediğimiz genetik faktörlerden kaynaklanan yaşlanmanın belirtisidir. Göz altı torbalarının oluşmasına etki eden en çok rastlanan faktör yorgunluktur. Uzun süre çalışmak, saatlerce tv izlemek ve bilgisayar başında kalmak, uykusuzluk tetikleyici sebeplerdir.



Göz altı torbaları göz altındaki yağ bezelerinin fıtıklaşması ile ortaya çıkar. Bahsettiğimiz yağ bezeleri göz çevresindeki kaslar arasında tampon görevi görmektedir. Zaman içerisinde bunlar üzerindeki bağ dokusu ve deri tabakası gevşedikçe, kaslarda uzun vakit kasılı kaldığı zaman bu torbalarda fıtıklaşmalar belirmeye başlar. Bu yorgunluk neticesinde ortaya çıkan etkenlerin temelinde yatar. Bunun dışında stres yüz kaslarımızda gerilime sebep olduğundan yağ kesecikleri basınca maruz kalır. Bu oluşan basınçta fıtıklaşmayı tetikler. Diğer önemli bir faktör ise bizim aileden gelen genetik yapımızdır. Eğer anne, baba, dayı, amca, nine gibi aile büyüklerimizde bu tür bir genetik yapı varsa bizimde özellikle 25 yaşlarından sonra göz altlarımızda torbalar olması ihtimali yüksek olacaktır.

Aramalar: göz altı torbaları neden olur? göz altındaki torbalanmaların sebepleri nelerdir? göz altı torbalarının nedenleri nedir?

Göz Kapağı Şişliği Nasıl Geçer?

Göz kapağı şişliğini geçirmek için ilk olarak nedeninin araştırılması ve ortaya çıkarılması gerekir. Geçiçi olarak ortaya çıkan şişmeler çok basit önlemler ile ortadan kaldırılabilmektedir. Bir takım kompresler, masajlar ve dermokozmetik ürünlerin kullanımıyla giderilmektedir.



Eğer bünyemizde mevcut olan romatizmal hastalıklar ya da böbrek hastalıkları gibi kronik hastalıklara bağlı şişmeler varsa bu durumda doğrudan göz kapakları şişmesi için yapılabilecek bir tedavi yoktur. Sistemik ilaçlarla genel vücut sağlığımızı kontrol altına aldığımızda bir miktar düzelme görülür. Bunların haricinde en inatçı olan göz kapağı şişmeleri genetik faktörlere bağlı olarak yaş ilerdedikçe ortaya çıkan şişliklerdir. Bunlar daha çok yaşımız ilerledikçe bağ dokumuzun gevşemesiyle birlikte görülen deri sarkması ile oluşan şişmelerdir. Eğer ailede böyle bir genetik yatkınlık varsa henüz küçük yaşlarda iken göz kapağındaki şişmeler çok belirginleşmeden kullanılabilecek bazı dermokozmetik ürünlerle bağ dokusu desteklenerek bu şişlik olabildiğince azaltılabilir. Fakat iş işten geçmiş ise ve bir gün aynaya baktığımızda göz kapağımızın şiş olduğunu fark edersek bir plastik cerrahi uzmanı ile görüşmek ve ondan fikir almakta fayda vardır. Günümüz teknolojisi ve cerrahlarımızın tecrübeleri ile hızlı, az ağrılı, ameliyat izi belli olmayan, hastanede kalmayı gerektirmeyen, güzel sonuç veren, hastayı tatmin eden küçük bir operasyonla da göz kapağı şişliklerinden kurtulabiliriz.

Aramalar: göz kapağındaki şiş nasıl geçer? göz kapağı şişliği nasıl iner? göz kapağı şişmesi nasıl geçer?

Arpacık Çıkmaması İçin Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Gözünde sık sık arpacık çıkan kişiler öncelikle bir göz hekimine gitmelidir. Göz hekiminin yanısıra aile hekimlerine ya da bir dahiliye uzmanına da görünmeleri faydalı olacaktır. Arpacığın sık çıkması vücut direncinin düştüğüne işaret eder ve vücudun kontrol altına alınması gerekir.



Arpacık için dikkat etmemiz gereken bazı noktaları sıralayacak olursak; arpacığın yeni yeni çıkmaya başladığı dönemde kesinlikle arpacığa elimizle dokunmamalıyız. Bu şekilde arpacığın patlamasına ve gözümüze yayılmasına sebep olabiliriz. Arpacığın patlayıp yayılmasından daha önemlisi doku içlerine bulaşmasıdır. Doku içlerine yayıldığında daha önemli enfeksiyon hastalıklarıyla karşı karşıya kalabiliriz. Arpacık henüz çıkmaya başladığında vakit kaybetmeden göz doktoruna gitmeli ve tedavi olmalıyız. Arpacık gibi hastalıklarda hijyenin büyük önemi vardır. Gözümüzdeki enfeksiyonu elimize ya da elimizdeki mikropları gözümüze bulaştırmamak için gözümüzü elimizle ovuşturmamalıyız ve hassas bir organ olan gözümüze dokunmamalıyız.

Gözümde Sürekli Arpacık Çıkıyor, Neden Olabilir?

Gözde sürekli arpacık çıkıyorsa anlamalıyız ki vücut direncimiz düşmüştür. Vücut direncimizi düşüren çeşitli sebepler vardır. Vücudumuzda oluşmuş bir enfeksiyon hastalığı, bağışıklık sistemine etki eden hastalıklar olabileceği gibi psikolojik rahatsızlıklar, dengesiz beslenme, düzensiz yaşam, uykusuzluk gibi nedenlerde arpacığa neden olabilir.



Gözünde sürekli arpacık çıkan kişiler göz doktorunun yanısıra iç hastalıkları uzmanına ve onun yönlendirmesi olursa diğer branşlara da muayene olmalıdırlar. Direnç düşükse ve enfeksiyonlar tekrar ediyorsa tedavide sonuca ulaşmak için kapsamlı bir muayeneden geçmeli ve tedavi buna göre planlanmalıdır. Doktorun isteyeceği bir takım tetkikler ve testler vardır. Bunlar az önce saydığımız branş doktorlarının isteğiyle verilir. Yapılacak tetkiklere kendimiz değil doktorumuz karar vermelidir.

Aramalar: gözümde arpacık çıkıyor, gözümde devamlı arpacık çıkıyor, arka arkaya gözde arpacık oluşması

Bağırsak Paraziti Nedir?

Bağırsak parazit, boyutları birkaç milimetre ile birkaç metre arasında değişiklik gösterebilen, omurgasız ve çok hücreli olan canlılardır.



Bağırsak kurtları genelde temizlik ve hijyen kurallarına dikkat edilmediği durumlarda ortaya çıkan, insan ve toplum sağlığını tehdit eden, istenmeyen belirti ve bulgulara sebep olan hastalıklara kapılmamızda rol alırlar.

Hamile Kalmayı Kolaylaştıran İlaç Var mı?

Hamile kalmayı kolaylaştıran ilaçlar vardır. Düzenli cinsel ilişkiye ve gebelik açısından anne adayının uygun olmasına rağmen hamile kalma sorunu tespit edilen hastalar için doktor kontrolünde kullanılabilecek bazı ilaçlar vardır. Buna tıpta ovülasyon indiksiyonu denmektedir. Yani yumurtlamayı uyarmak ve canlandırma amaçlı kullanılan tedavilerdir. Bunlar tablet veya iğne formunda olabilmektedir. Hastanın durumuna göre doktor uygun gördüğü ilaç tedavisini uygular. Bu tedavide kullanılacak ilaçların hiçbiri hastanın kendi başına kullanabileceği ilaçlar değildir. Mutlaka doktor tavsiyesi ve kontrolünde kullanılması gereken hormonsal ilaçlardır.



Tiroid fonksiyon bozukluğu yaşayan insanlarda bunun giderilmesine yönelik bazı ilaçlar, hiperprolaktinemi adını verdiğimiz vücuttaki prolaktin hormonunun seviyesinin yüksek olduğu kişilerde bu hormonu düşürmek amacıyla kullanılan bazı ilaçlar vardır. Bunlar kadın doğum uzmanının iç hastalıkları doktoru ile birlikte hareket ederek başlatabileceği tedavilerdir. Her durumda doktor tavsiyesi ve kontrolü esastır.

Aramalar: kolay hamile kalmak için ilaç var mı? hamile kalmayı kolaylaştıran ilaçlar var mıdır? hangi ilacı kullanırsam kolayca hamile kalabilirim? kolay hamile olmayı sağlayan bir ilaç bar mı?

Hamileyken Vitamin Desteği Almak Gerekir mi?

Hamilelik döneminin üçüncü ayına kadar öncesinden başlanarak folik asit alınması uzmanlar tarafından önerilir. Çünkü folik asit düşüklere engel olan bir vitamindir. Hamilelikten önce alınmaya başlarsa vücudu hamilelik esnasında destekler. Aynı zamanda bebekte nöral tüp defektini önleyen bir vitamindir. Avrupa da gebelik dışında da yetişkin tüm kadınlar folik asiti rutin olarak kullanmaktadır. Uzmanlar tarafından hamileliğin ilk üç ayına kadar kullanılması istenir.



Hamilenin kan tablosuna göre belirli zamanlarda demir ilave edilebilir. İyi beslenmeyen ve az yiyen hamilelerde, bunlar için üretilmiş kompleks multivitaminler önerilir.

Aramalar: hamilelikte vitamin desteği alınmalı mıdır? gebelikte vitamin hapı almalımiyız?

Uzun Süre Bilgisayara Bakmak Göz Seğirmesi Yapar mı?

Bilgisayar başında fazla kalmak veya uzun süre yakından tv izlemek de göz seğirmesine neden olabilir. Bunun sebebi de yakından ekrana bakarken insanlar gözlerini fazla kırpmazlar. Kırpmadıkları içinde göz yaşı gözün saydam tabakası olan korneayı çok iyi koruyamaz. Böyle olunca göz daha fazla kurur ve göz daha kolay iltihaplanabilir. Gözün kuru kalması aynı zamanda bilgisayardan gelen radyasyon ışınlarının da aşırı derecede saçılarak yansımasına neden olur. Bu da gözde normalden fazla yorgunluğa sebep olur. Ve buna bir de hipermetrop ya da astigmat gibi görme kusuru da eklenirse uzun süre monitöre, ekrana bakınca gözde seğirme meydana gelebilir.



Bilgisayarda çalışırken gözün aşırı yorulmaması ve göz seğirmesinin ortaya çıkmaması için bazı alabileceğimiz önlemler vardır. Bunlardan birincisi astigmatınız ve hipermetropluğunuz için aldığınız gözlüklerinizi ekran başında takmalısınız. Bunları takmadan belki günlük yaşantınızı devam ettirirken bir sıkıntı yaşamayabilirsiniz, numaraları küçük olabilir fakat uzun süre ekran başında olacağınız zaman bu gözlükleri takarak gözümüzü dinlendirmeliyiz. Taktığımız gözlüğün camı aynı zamanda anti-reflective bir cam olursa da bu da yansıyan ışıkların gözü daha az etkilemesini sağlar. Böylece göz daha az yorulur. Gözün daha az yorulması için bir diğer önemli unsur da ekrana baktığınız ortamdaki ışık şiddetidir. Tv izlerken, bilgisayara bakarken veya ekranı olan başka bir elektronik cihaza bakarken bulunduğunuz ortam ne karanlık olmalı ne de çok aydınlık olmalı. Ekran ışığının şiddetiyle bulunduğunuz ortamın ışığının şiddeti birbirine ne kadar yakın olursa göz o kadar daha az yorulur.

Aramalar: göz seğirmesi , göz kuruluğu , göz yorgunluğu

Yoğurt Yemenin Faydaları Nelerdir?

Yoğurt sütten üretildiği için, sütün içerisinde bulunan protein, vitamin ve mineraller yoğurtta da bulunur. Yoğurt, süte oranla içerisinde faydalı bakteriler barındırdığı için daha faydalıdır. Probiyotik ve prebiyotik dediğimiz faydalı mikroorganizmalar bağırsaklarımızda mevcut olan zararlı bakterilerin vücuttan atılmasına ve yararlı bakterilerin korunmasına yardımcı olur. Bu nedenle yoğurt, fonksiyonel besin diye adlandırdığımız ilaç olmasa da ilaç kadar vücuda faydalı gelen besinlerden biridir.



İçerdiği yüksek kaliteli proteinin yanısıra folik asit gibi B vitaminleri, A vitamini ve D vitaminleri ihtiva eder. Ayrıca kalsiyum ve fosfor gibi minerallerden yana zengin bir besindir. Bizler evimizde yoğurdun sulanmasından şikayet ederiz. Yoğurda ilk kaşık batırdığımızdan bir müddet sonra yoğurt sulanır ve bu suyu çoğumuz atarız. Yoğurdun suyu B2 vitamini bakımından oldukça zengindir ve kesinlikle bu suyu dökmemeliyiz. Bu suyu da tıpkı yoğurt gibi tüketmeliyiz.

Aramalar: yoğurdun sulanması nasıl önlenir? yoğurdun yararları nelerdir? yoğurt yemek kemiklere faydalı mıdır?

Fondöten Sürmenin Püf Noktaları Nelerdir?

Çoğu kadın fondöteni yüzüne gelişigüzel kullanır ve yüzünün tamamını kaplayacak şekilde fondöten sürer. Aslında fondöten kullanmaktaki amaç yüzdeki pürüzlü noktaları düzgünleştirerek, yüz teninin düzgün görünmesini sağlamak ve açık renk tonu farklılıklarını gidermektir.



Şimdi fondöten kullanırken dikkat etmeniz gereken bazı püf noktalardan bahsedelim:
- Öncelikle cilt temiz ve nemli olmalıdır. İsterseniz fondöten sürmeden önce fondöten astarı kullanabilirsiniz.
- Kapatıcı kullanın. Parmağınızı kullanarak veya bir kapatıcı fırçasıyla kapatıcıyı, göz altı siyah halkalarına ve yüzünüzdeki diğer lekelere uygulayın. Kapatıcıyı fondötenden önce kullanmak, cildin renk tonunun daha dengeli dağılmış olarak görülmesine yardımcı olur.
- Fırça ya da parmaklarınızı kullanarak fondötene hafifçe dokunun ve bir miktar alın. Fondöten kullanırken bazılarımız sünger de kullanır fakat iyi bilinmelidir ki sünger fondötenin çabuk bitmesine neden olur.
- Fondöteni yüzümüzün orta kısmı olan burun bölgesinden uygulamaya başlayalım ve yukarı doğru ilerleyerek sürelim. Fondöten; alın, yanaklar, burun ucu ve dudakların altındaki kısma sürülür. Çeneye ve saç diplerine yaklaştırmadan sürmek gerekir.
- Fondöten sürdükten sonra yüzümüzü kontrol ederek dengesiz olan kısımları düzeltmeliyiz. Dengesiz kısımları düzeltirken parmaklarımızı kullanarak yüzümüze yayabiliriz.
- Son olarak bir fondöten pudrası kullanarak işlemi tamamlayalım.

Aramalar: fondöten nasıl sürülür? fondoten kullanımı, fondöten sürmek, fondöten sürmenin püf noktaları nelerdir?

Siyah Noktalar Sıkılır mı?

Siyah noktalar gelişigüzel sıkılmaz. Bu noktaları sıkmanın bir tekniği vardır. Tırnaklarla ve dolaşımı bozacak şekilde siyah noktalar sıkılmaz. Öncelikle cilt nemlendirilir, buharlandırılır ve gözenekler açılır. Parmaklarımızla küçük dairesel hareketlerle yumuşak şekilde bir çeşit masaj şeklinde siyah noktalar sıkılır. Tavsiye edilen sıkma yöntemi bu şekildedir. Fakat kuru ciltteki bir siyah noktayı tırnakla veya sert bir aletle sıkmak son derece yanlış bir harekettir. Birincisi o bölgede ki dolaşımı durdurursunuz. Kan dolaşımı durur ve "nekroz" oluşur. Yani o bölgede ki hücreleri öldürdüğünüz ve kan dolaşımını bozduğunuz için cildinizde ölü bir bölge olacaktır. Bu tür hasarların onarımı da olmayabilir. Bu sebepten dolayı öncelikle cildi buharla yumuşatmak ve nemlendirerek gözenekleri iyice açmamız gerekir. Sonrasında ise siyah noktanın kök kısmında tatlı bir masaj ile hafifçe bastırdığınızda siyah nokta dışarı çıkacaktır.

Aramalar: siyah noktalar sıkılır mı? siyah noktaları sıkmak doğru mudur? sivilce sıkılır mı?

Göz Sulanmasının Tedavisi Nasıldır?

Göz sulanması tedavi edilirken göz sulanmasının nedeni ortaya çıkarılmalıdır. Örnek verecek olursak gözümüze bir kum tanesi kaçtı ve gözümüz sulanıyor. Biz bu göz yaşının fazla salgılanmasına neden olan kum tanesini gözden uzaklaştırmadan göz sulanmasının önüne geçemeyiz. Göze verilecek damla, krem vb. ürünler neden ortadan kalmadıkça tedaviye yardımcı olmayacaktır. Kum tanesi orada olduğu sürece gözü tahriş edecektir. Bu nedenle göz refleksleri sürekli uyarılacağından vücut tarafından sürekli tahrişi önlemek ve yabancı cismi dışarı atmak için göz yaşı salgılanacaktır. Göze kaçan yabancı cismi çıkardıktan sonra o bölgede oluşan tahrişi onarmak için tedaviye başlanabilir. Yabancı cismin dışında yine gözyaşına neden olan iltihaplanmalar olabilir. Bu iltihaplanmaların da nedenine yönelik tedaviye başlanmalıdır.



Ayrıca göz yaşı kanallarında tıkanıklık varsa bu tıkanıklığın nedenini bulmalıyız. Tıkanıklığa sebep olan bir iltihap mı, göz kapağının içe veya dışa dönmesi mi ya da başka bir nedenden dolayı mı tıkanıklık oluyor bunu öğrenip buna yönelik tedaviye başlamalıyız. Doktorlar bu tür durumlarda önce gözün yapısında bir bozukluk olup olmadığına bakar daha sonra göz yaşı kanallarına lavaj yaparlar (yani kanalı yıkarlar). Buruna suyun geçip geçmediğini kontrol ederler. Bu şekilde hastalığın teşhisini belirlerler. Bazen kanallar tam tıkalı olmasa da bir miktar kanallarda daralma görülür. Bu gibi durumlarda da kanallar açılarak suyun oradan rahat geçmesi sağlanır.

Aramalar: gözüm sürekli sulanıyor, neden olabilir? göz sulanmasının tedavisi, göz sulanması nasıl geçer?

Göz Sulanması Nedir?

Sağlıklı bir kişide herhangi bir problem olmadığı sürece gözyaşı akmaz. Eğer gözümüzde bir su birikmesi oluyorsa ve bu yanağımızdan aşağı doğru taşıyorsa bu göz sulanmasıdır. Göz yaşı fazla gelir ve biriken göz yaşı bulanık, belirsiz (flu) görmemize neden olur. Kipriğimizi oynatarak gözümüzde ki bu sulanmayı dağıtmak isteriz. Göz sulanmasının iki farklı nedeni vardır. Bunlardan birincisi fazla göz yaşı olmasıdır. Diğeri ise var olan göz yaşının dışarı atılamamasıdır. Fazla gözyaşı olmasının nedenleri gözde iltihap olması, gözümüze kaçmış bir yabancı cisim olabilir (sinek gibi) ya da hastalıklardan dolayı gözün ışığa karşı hassas olmasından olabilir. Bu tür durumlar refleks olarak devamlı göz yaşı salgılanmasına neden olurlar. Bu fazla salgılanan göz yaşını buruna iten pompa sistemi yetersiz kalır. Pompanın yeterli gelmemesi neticesinde göz yaşı yanaklarımızdan aşağı süzülmeye başlar. Bu göz yaşının fazla salgılanmasıdır.



Bazen göz yaşının normal şekilde salgılanmasına rağmen gözde sulanma olması durumu da olur. Bu da gözyaşını boşaltan pompa sistemindeki bir bozukluktan ötürü olabilir. Çünkü göz yaşı alt ve üst göz kapağında bulunan buruna yakın küçük iki delikten göz yaşı burun içerisinden genize akıtılır. Bu sistemdeki bir tıkanıklık göz yaşının o bölgede birikmesine ve fazla göz yaşı olmasına neden olur.

Aramalar: göz sulanmasının nedenleri nelerdir? göz sulanması nedir?

Göz Seğirmesi Bir Hastalık Belirtisi midir?

Bazen göz seğirmesinde miyop, hipermetrop, konjonktivanın iltihaplanması, korneanın iltihaplanması gibi organik hastalıkların oluşturduğu nedenlerde başlayan fakat sonradan stres, sıkıntı gibi nedenlerle olan bleforaspazm (göz seğirmesi) kalıcı olabilir. Bu kalıcılığın nedeni, hastalık fizyolojik olarak iyileşmesine rağmen hasta psikolojik sorunları devam ettiği sürece göz seğirmesi devam edebilir. Eğer hastanın içinde bulunduğu psikolojik buhran durumunun devamı söz konusu ise sıkıntısı nedeniyle hasta tedaviye cevap vermeyecektir.

Aramalar: göz seğirmesinin nedeni ne olabilir? gözümde seğirme olmasının nedeni hangi hastalıktır?

Skolyoz Tedavisinde Korsenin Önemi Nedir?

Skolyoz (omurga eğriliği) muayene ölçümlerinde 20 derecenin altındaysa genellikle egzersizlerle tedavi edilir. Fakat büyüme çağında olan bir çocuk, özellikle hızlı büyüme çağı dediğimiz ergenlik döneminde takip altındayken veya hasta uzman doktora ilk başvurduğunda ölçülen skolyoz derecesi 25'in üzerindeyse genellikle korse tedavisi verilir. Değişik korse çeşitleri vardır. Korse tedavisindeki amaç; skolyozun bulunduğu bölgeye göre uygun korseyi seçerek o bölgedeki omurga eğriliklerini gidermek, normale en yakında açıda omurgayı tutmaktır. Çocuklar adolesan dönemde sürekli büyüdüğü için korse ile tedavi ederken bile skolyoz ilerleyebilir. Bazı skolyozlar korse ile belirli açılar içinde kalabilir fakat bazı skolyozlar korse tedavisine rağmen ve hatta ek olarak egzersiz tedavisine rağmen artabiliriyor.



Aramalar: korse takarak omurga eğriliği giderilebilir mi? korse ile skolyoz tedavisi, korse takarak omurga yamukluğu düzelir mi?

Gözler Neden Ağrır?

Göz ağrıları, göze ait ve göze ait olmayan ağrılar diye iki ayrı gruba ayrılır. Gözde olabilecek nedenler; konjonktivit gibi basit bir iltihaplanması, göz yuvarlağının 3 tabakasından biri olan "üvea" adını verdiğimiz orta tabakasının iltihaplanması (üveit), "arpacık" dediğimiz göz kapağındaki iltihaplanma veya gözün hareketi ile ilgili sıkıntıların yarattığı ağrılar gibi göze ait durumlardan bazılarıdır. Bu tür ağrılarda mutlaka gözde kızarıklık ve beraberinde kaşıntı veya çapaklanma vardır. Bu rahatsızlıklar uzman göz hekimi tarafından muayene edilerek tedavilerine başlanmalıdır.



Gözümüzde hissettiğimiz ağrıların birçoğu da dış etkenlerden kaynaklanır. Sinüzit, özellikle hava boşluklarının bozulması göz ağrılarına neden olur. Diğer bir önemli ağrı etkeni ise diş iltihaplarıdır. Özellikle üst çene kemiğinde meydana gelen diş iltihaplarından dolayı gözde ağrı meydana gelebilir. Biz bu tür ağrılara vuran ağrılar deriz. Dişten kaynaklı bir ağrı gözde hissedilebilir. Aynı şekilde gözün arka kısmındaki dokularda oluşan bir iltihaplanma da veya baş ağrımızda, ağrı ilk olarak gözde hissedilebilir. Hipertansiyon hastalarında ani hipertansiyon ataklarında şakalarımız üzerinde ağrı hissedebiliriz.

Aramalar: göz ağrısı neden olur? göz ağrısının nedenleri nelerdir? göz neden acır? gözde ağrı hissi, gözüm ağrıyor, gözüm acıyor neden olabilir?

Gözler Neden Fazla Sulanır?

Göz sulanması iki mekanizmaya dayanır. Bunlardan birincisi fazla gözyaşı olması, ikincisi ise gözyaşı seviyesinin normal olmasına rağmen gözyaşı üreten sistemlerde bir problem olmasıdır. Fazla gözyaşının olmasının nedeni gözdeki iltihaplar, göze kaçan yabancı cisimler ya da ağlamak gibi nedenlerdir. Bunu pompa sistemi yeterli gelmediğinde artık yanaklardan akıtmaya başlar ve flu görmeye (bulanık, belirsiz görmek) neden olur. Bu gözyaşının fazla çalışmasından kaynaklanır. Ayrıca gözyaşı kanal tıkanıklıkları vardır. Bu kanal tıkanıklıklarının çeşitli nedenleri vardır. İltihabi veya mekanik nedenlerden kaynaklanıyor olabilir. İltihabi nedenler de kanalda oluşan mikropların kanalı tıkaması söz konusudur.



Bazen içerisinde gözyaşı bulunan kanalın başlangıcı, göz kapağındaki bir bozukluktan dolayı göz yaşıyla temas edemez. Yani göz kapağı pompası çalışır fakat gözyaşı ile temas etmediği için boşuna çalışır. Bunu evlerdeki eski mekanik su kuyusu tulumbaları gibi düşünebiliriz. Göz kapağındaki anormal durumlarda göz yaşının dışa akmasına neden olabilir.

Aramalar: gözler neden sürekli sulanır? gözlerim çok sulanıyor, gözlerin devamlı sulanması, gözler neden sulanır? gözlerde aşırı sulanma

Göz Yorgunluğunun Nedenleri Nelerdir?

Yapılan incelemelerde göz yorgunluğu olan kişilerin neredeyse hepsinde göz problemine rarstlanmaktadır. Bu problem genelde göz numarasında bozukluk, hipermetrop ve astigmat olarak karşımıza çıkar. Ayrıca göz kuruluğu da göz yorgunluğuna sebep olmaktadır. Zaten göz yorgunluğu da tedavi edilmezse bir müddet sonra göz kuruluğuna yol açmaktadır. Göz yorgunluğunda altta yatan nedeni bularak onu tedavi etmek gerekir.



Erkeklerde ve kadınlarda göz yorgunluğu görülme oranı hemen hemen eşittir. Belirli yaşlarda daha sık görülebilir. Bayanlarda menopoz döneminden sonra kuru göz hastalığı daha çok görülse de göz yorgunluğu genç yaşlarda daha çok görülmektedir. Üniversite öğrencilerinde ve yoğun çalışma hayatı olan bayanlarda daha fazla görülür. Çocuklarda görülmesi de önemli bir sorundur. Çocuğun okulda ki başarısını da etkilemektedir. Göz yorgunluğu olan bir çocuğun notları iyiyken rahatsızlıkla birlikte düşebilir. Göz yorgunluğu olan kişilerin mutlaka, nedeninin ortaya konulması için, detaylı bir göz muayenesinden geçmesi gerekir.

Aramalar: göz yorgunluğunun sebepleri nelerdir? göz yorgunluğu neden olur? göz yorgunluğuna neler sebep olur?

Gebelik Zehirlenmesinden Nasıl Korunabilirim?

En sık görülen ve daha iyimser seyreden gebeliğin sonlarında görülen gebelik zehirlenmesini önlemek mümkün değildir. Tabi yine de her anne için preeklampsi önleme kuralları geçerlidir. Tuz kullanımı bütün hamilelik boyunca yarı yarıya azaltılmalıdır. Hamilelik süresince aşırı kilo alımı kontrol altına alınmalıdır. Normal bir gebelikte 14-15 kilodan fazla alındığında preeklampsi durumu araştırılmalıdır. Yüksek dozda kalsiyum tedavisine hamileliğin ilk dönemlerinde başlanması ve bunun hamilelik boyunca sürdürülmesi gerekir. Yüksek dozda kalsiyumla anlatılmak istenilen normalde gebelikte anne adaylarına önerilen kalsiyumun 3-4 katı fazlasıdır. Yüksek dozda kalsiyum tedavisini ileri yaşlarında gebe kalanlar (37-38 yaş ve fazlası gibi) ve daha önce preeklampsiye bağlı bir düşük yaşayanlar denemelidir. Bunun dışındaki anne adaylarının denemesine gerek yoktur.



Gebelik boyunca her türlü belirti durumlarında ve şikayetlerde doktora mutlaka başvurulmalıdır. Hamilelik süresinde en önemli dikkat etmemiz gereken ve en basit olan tansiyonumuzu sürekli kontrol etmemiz gerekir. Tansiyon ölçümü çoğu zaman ihmal edilir fakat ultrason altında bebeğe bakmaktan bile daha önemlidir. Tansiyonun düzenli ölçümünde olası bir preeklampsi durumu ortaya çıkarılacağından erken tanı açısından oldukça önemlidir. Tansiyonu ölçülmeyen bir anne adayında preeklampsi tanınmayabilir. Bu da zaman içerisinde tehlikeli sonuçlar doğurabilir.

Aramalar: gebelik zehirlenmesinden nasıl korunulur? gebelik zehirlenmesi önlenebilir mi? preeklampsiden nasıl korunabilirim?

Preeklampsinin (Gebelik Zehirlenmesi) Tehlikesi Nedir?

Gebelik zehirlenmesi (preeklampsi) tanısının konulması gereken tehlikeli olabilecek bir durumdur. Fakat tanısının konduğu andan itibaren korkulacak bir durum söz konusu değildir çünkü gebelik zehirlenmesinin en kesin tedavisi doğumun gerçekleşmesidir. Tanısı konulmazsa olabilecek tehlikelere değinecek olursak anne adayının farkında olmayabilir fakat preeklampsi bütün organları etkileyebilir. Bu organlar içerisinde etkilemesi durumunda en tehlikeli olabilecek organ beyindir. Eğer beyini etkilerse eklampsi dediğimiz sara nöbetine benzeyen kasılmalara yol açabilir. Böbrekleri etkilerse böbrek yetmezliği sorununa neden olabilir.



İkinci sırada sayabileceğimiz etkilemesi tehlikeli olan diğer organ karaciğerdir. Karaciğeri etkilerse karaciğerin iflasına neden olabilir. Karaciğer bedenimizin arıtım tesisi gibi çalışan bir organdır ve vücudu bütün toksinlerden arındırır. Karaciğerin yetmezliğe girmesi tüm bedenin çalışmasını alt üst eder. Gözlerde geçici görme kaybı görülebilir, sinir sisteminde geçici felçlere neden olabilir ve etkilediği organın işlevini bozabilir. Tüm bunlar ihmal edilmiş preeklampsinin sonuçlarıdır. Plasenta dediğimiz bebeği anne karnında besleyen organı etkilerse bebekte gelişme geriliği olabilir. Bu bakımdan bebekte gelişme geriliği oluyorsa preeklamsi için de uyarı olabilir. Bebeğin anne karnında ani ölümüne neden olabilir. Preeklampsi belirtisi olabilecek her türlü durumda doktora mutlaka geç kalınmadan başvurmak gerekir. Baş ağrısı, gözlerde sinir uyuşması, aşırı kilo alma, ellerde ve yüzde şişme, karın ağrısı gibi belirtilerde mutlaka doktora başvurmak gerekir. Tabi her karın ağrısı da preeklampsi anlamına gelmez. Hamilelikte kalp damar sistemi daha farklı çalıştığı için dijital tansiyon ölçme cihazları bunu pek ayırt edemez ve çoğu zaman tansiyon yüksek olsa bile düşük çıkartıyor. Eğer doktor anne adayından tansiyonunu ölçtürmesini isterse normal manşonlu ve civalı tansiyon aletleriyle ölçüm yaptırması gerekir.

Aramalar: gebelik zehirlenmesinin belirtileri nelerdir? preeklampsi olup olmadığı nasıl anlaşılır? gebelik zehirlenmesi nasıl anlaşılır?

Hamileliğin 3. Haftasında Neler Olur?

Yumurtalıktan atılan yumurta hücresiyle, erkekten gelen sperm hücreleri fallop tüplerinde karşılaşır. Spermlerin çoğu yumurtanın etrafında kümelenmesine rağmen bunlardan sadece bir tanesi yumurtanın zarından içeri geçerek yumurtayla birleşir. Buna döllenme diyoruz. Döllenme ile birlikte yaşam dediğimiz mucize başlar. Fertilizasyon (döllenme) tek bir sperm hücresinin yumurta içerisine girmesiyle başlar ve zigot adı verilen oluşumun ortaya çıkmasıyla sonlanır. Fertilizasyon yaklaşık 24 saat kadar sürer. Bir sperm hücresinin hayatta kalma süresi ise yaklaşık 48 saattir.



Cinsel ilişki sırasında vajina içerisine yaklaşık olarak 300 milyon sperm hücresi atılır. Bu 300 milyon spermin 3 milyon kadarı yani sadece %1'i rahim içerisine girer. Rahim içerisine giren bu spermler kadının üreme organlarının içinde ilerleyerek tüplere kadar ulaşırlar. 10 saat süren bu seyahat sonunda yumurta hücresine kadar gelen spermleri, yumurta hücresinin kabuğunu kırarak içine girmek gibi başka bir görev beklemektedir. Yumurta hücresi zona pellucida adı verilen bir zar ile çevrilidir. Spermlerden sadece bir tanesi bu zarı delerek içeri girebilir. Penetrasyon adı verilen bu işlem 20 dakika sürer ve bir sperm içeri girdikten sonra zona pellucida tamamen kapanarak başka bir spermin içeri girişine izin vermez. Sperm ve yumurta hücrelerinin çekirdeklerinin birleşmesiyle zigot ortaya çıkar ve döllenme sona erer. Döllenmeden 5-6 gün sonra implantasyon yani rahim içine yerleşme başlar. Aynı anda vücutta HCG hormonu da salgılanmaya başlar. Bu hormon gebelik testlerinin pozitif çıkmasını sağlayan hormondur. İmplantasyonu takiben endometriumun o bölümünde kanlanma artar ve gebeliğin devamı için gerekli olan kan dolaşımı başlar. Döllenme anında bebeğin cinsiyeti bellidir. Eğer dölleyen sperm X kromozomu taşıyorsa bebek kız, Y kromozomu taşıyorsa bebek erkek olacaktır. Burdan da anlaşılacağı gibi bebeğin cinsiyetini belirleyen erkektir, yani bebeğin babasıdır. Kadının bebeğin cinsiyetini belirlemede en ufak bir rolü yoktur. Bu dönemde cinsiyeti saptamak ancak yapılabilecek bir genetik inceleme ile mümkün olabilir. Bu aşama belli olan tek şey cinsiyet değildir. 38 hafta sonra dünyaya gelecek olan bebeğin göz rengi, ten rengi, kan grubu gibi tüm genetik yapısı bellidir ve değiştirilemez. Hamileliğin 3. haftasında annede herhangi bir fiziksel veya psikolojik değişim yoktur.

Aramalar: hamileliğin 3. haftasında annede ne tür değişiklikler olur, gebelikte üçüncü hafta

Genital Siğil Nedir?

Genital siğil cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar içerisinde en sık rastlanılanlardan biridir. Tamamen virüs etkisiyle oluşur. Tıpkı ellerde görülen siğiller gibi kadında ve erkekte cinsel organın üzerinde ve çevresinde küçük küçük siğillerin oluşmasıdır. Karnabahar şeklinde bir görüntüsü vardır. Genital siğilin vücudumuzda görülmesi durumunda mutlaka hekime gitmek gerekir.



Genital siğiller bulaşıcı olduklarından siğile elle dokunmak, kaşımak gibi durumlar siğilin vücudumuzdaki başka bölgelere bulaşmasına neden olacaktır. Başlangıçta bir iki küçük siğille başlayan bu hastalık, 1-2 ay içerisinde görüldüğü bölgede daha çok alana yayılır. Diğer cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan ayıran özellikleri genital siğillerin ağrısız ve karnabahar şeklinde olmasıdır. Fakat yine de kesin tanı koymak için, bu siğilden parça alınıp patolojik tanısının konması gerekir. Bayanlar daha çok risk altındadır. Genital bölgelerinde kıllar biraz uzun olduğunda bu siğilleri fark etmeleri çok zordur. Bu sebepten dolayı her iki cins içinde genital bölgenin temizliği çok önemlidir.

Aramalar: genital sigil nedir? jenital siğil nedir? jenıtal siyil ne demek?

İlk Gece Korkusu Nedir?

İlk gece korkusu psikologların en sık rastladığı problemlerden biridir. Bu korkuyu yaşayanlar genellikle psikologlara "evleneceğim, ilk gece korkum var" gibi şikayetlerle gelirler. İlk gece korkusu kadınlarda daha sık görülür. Erkeklerde de görülür fakat kadınların ilk gece ilişkide acı çekeceklerini de düşünmeleri onlar için daha büyük bir stres kaynağı olmaktadır.



Bu korkunun bir çok nedeni olabilmektedir. Bu tür korkuların kaynağı bu gece ile ilgili bilgi yetersizliği ve gerek aile gerekse toplum tarafından yapılan yanlış bilgilendirmelerdir.

Aramalar: evliliğimin ilk gecesi için çok heyecanlanıyorum, ilk gece neden korkulur? gerdek gecesi heyecanı , ilk gece korkusu nedir?

Hamilelikte Ne Kadar Kilo Alınır?

İdeal kilosunda olan bir kişinin hamilelikte 9-12 kilo arasında alması gereklidir. Fakat anne adayı zayıfsa hamilelikte alacağı kilonun 16 kiloya kadar çıkması gereklidir. Anne adayı fazla kilolu bir hanımsa alacağı en fazla kilo 11 kg'dır. Hamilelikte annenin kilosuna göre düzenlenmiş bir beslenme programı hazırlanmalı ve buna uyulmalıdır.




Hamileliğin 4. ayına kadar toplam 1,5 kg, daha sonra 5. ve 6. ayda 1 kilo son olarak  7,8 ve 9. aylarda 2'şer kilo alınması en ideal oranlardır. Hamilelikte bulantı varsa genellikle ilk 4 ayda kilo kaybı görülmektedir. Bulantı kesildiğinde ise ani bir kilo artışı olabilmektedir. Bunlar kişiden kişiye göre değişmekle birlikte en ideali hamilelikte ayda 1-2 kilo alınmasıdır.

Aramalar: hamilelikte normalde ne kadar kilo alınır? hamilelikte kaç kilo almak normaldir? gebelikte ne kadar şişmanlamak normal kabul edilir?

Yüzdeki Siyah Noktalar Nasıl Geçer?

Bir kişinin yüzünde siyah nokta varsa bu sürekli olacağı anlamına gelir. Yani siyah noktaları tedavi ettikten sonra bir daha çıkmayacak gibi bir durum söz konusu değildir. Bu sebeple kendimize ait bir cilt temizliği disiplinimizin olması gereklidir. İlk olarak siyah noktalı bir cildiniz varsa bu ciltle barışık bir hayat sürmemiz gerekir. Cildimizi sık sık buhar banyosu ile kürler halinde nemlendirmemiz gerekiyor. Başlangıçta haftada bir buhar banyosu yapabiliriz. Sonrasında siyah noktalarında azalmasıyla giderek bu zaman farkını açabilir 15 günde bir buhar banyosu yapabiliriz. Özellikle gençler bu tür konulara biraz üşengeç yaklaşıyorlar. Çünkü gençler bu tür konulara biraz daha uzaklardır. Gençler banyoda kalma sürelerini biraz daha uzun tutabilirler. En azından bu şekilde ortamda suyun sıcaklığıyla nemlenme ve buharlanma olacaktır. Eskilerden gelme bir yöntem olan büyük bir tencerede kaynar su ve başımıza bir havlu aldığımız zamanda onun buharını yüzümüze alarak siyah noktalarla mücadele edebiliriz. Buhar etkisi siyah noktaların gözeneklerini yumuşatır ve giderek zamanla cildimizden siyah noktaların uzaklaşmalarını sağlar.



Peeling etkisi de çok önemlidir. Evimizde kullanabileceğimiz kil maskeleri çok büyük fayda sağlar. Bunu bulamayanlar çok hafif kıl keseciklerini kullanabilirler. Bunları buhar banyosundan sonra hafifçe yüzümüzde siyah noktaların olduğu bölgelerde gezdirebiliriz. Daha sonra nemlendirerek işlemi tamamlarız. Siyah noktaların tedavisinde en büyük hata bu noktacıkların hemen geçmesini beklemektir. Hemen geçmez ama tedaviye bir kaç kür devam edilince bile siyah noktalar atılmaya başlayacaktır.

Aramalar: yüzdeki siyah noktalar nasıl geçer? burun etrafındaki siyah noktalar nasıl tedavi edilir , ciltteki siyahlıklar nasıl temizlenir

Sepsis Nedir?

Sepsis nedir? Sepsis bir mikrobun kanda, vücut sıvılarında veya dokularda çoğalması neticesinde vücutta ortaya çıkan hastalık ve hasar durumudur. Sepsis bakteri, virus ve mantar gibi farklı mikrop türleri ile ortaya çıkabilir. Mikrop kan yoluyla ve komşuluk yoluyla diğer organlara da yayılarak organların normal fonksiyonlarını bozar, hastalık zamanında ve gerekli biçimde tedavi edilmezse şok ve ölümle sonuçlanabilir.



Çocukluk yaş grubunda özellikle zamanından önce doğan veya doğum kilosu düşük bebeklerde, hastanede uzun süredir tedavi görmekte olan hastalarda, bağışıklık sistemini (immün sistemi) zayıflatan bir hastalığı olan bebek ve çocuklarda sepsis daha kolay gelişir.

Aramalar: sepsis nedir? sepsis nasıl bulaşır? sepsis kimlerde daha çok görülür?

Hamilelikte Neden Mide Bulanır?

Gebelikte mide bulantısı daha çok fizyolojik nedenlerden kaynaklanır. Bulantıların hemen hemen %70'i bu tür nedenlere bağlıdır. En önemli nedenlerinden biri gebelik hormonu dediğimiz Beta HCG adlı hormonun vücutta seviyesinin yükselmesidir. Bunun yanısıra östrojen hormonu seviyesinde ki bir yükselme de hamilelikte bulantıya neden olabilir. Beta HCG ve Östrojen hormonlarının birlikte beyinin bulantı merkezini uyardığı ve bu nedenle bulantının olduğu sanılmaktadır.



Gebelikte mide bulantısı özellikle gebeliğin 6. haftasından itibaren başlar. 12. haftaya kadar devam edebilir. Yani ilk trimester dediğimiz ilk üç aya kadar bulantı şiddeti ve zamanı artabilir. Bazen 16. haftaya kadar da devam edebilmektedir. Beta HCG hormonunun yükselmesi nedeniyle gebe kadınlar ilk 3 aya kadar bulantı hissedebilirler. Bu normal bir durumdur.

Aramalar: hamileyim midem bulanıyor , hamilelikte niçin mide bulanır? gebelik döneminde mide bulantısının sebepleri nelerdir?

Göz Seğirmesi Nedir?

Göz seğirmesi, göz kapaklarının istemsiz bir şekilde açılıp kapanması ya da tam açılıp kapanmadan göz kapağının sürekli olarak titreşmesidir. Göz kapağını hareket ettiren kaslar bulunur. Bu kaslar göz kapaklarını açma ve kapatma görevini yerine getirir. Bu kaslara hareketi bazı sinirler iletir. Bu sinirlerde herhangi bir sorun olursa ve beraberinde uykusuzluk, sigara ve kahve tüketimi gibi tetikleyici unsurlarda bulunursa göz seğirmesi olabilir.



Tabi göz seğirmesinin bir çok nedeni vardır. Gözün iç tabakalarının iltihaplanması, korneanın iltihaplanması, konjonktivanın iltihaplanması, göz kapağı bezlerinin iltihaplanması olabilir. Bu saydığımız nedenlerden ve diğer başka göz rahatsızlıklarından dolayı göz kapaklarında ortaya çıkan göz kapaklarının istemsiz hareketine göz seğirmesi diyoruz.

Aramalar: göz seğirmesi nedir? göz kapağının atması, göz kapağında titreşme olması, kipriğin kendiliğinden kıpırdaması

Göz Seğirmesi Nasıl Geçer?

Göz seğirmesinin tedavisinde ilk olarak seğirmenin nedeni araştırılır. Göz kapaklarında iltihabi bir durum olup olmadığına, kapaklarda başka bir rahatsızlık olup olmadığına, gözde başka bir hastalık olup olmadığına, gizli bir astigmatı, gizli bir hipermetropisi varsa bunlara bakılır. Bu gibi nedenlerin araştırılıp elenmesi gerekir. Eğer bu tür nedenlere yönelik bir problemden dolayı göz seğiriyorsa uygun bir gözlük vermek suretiyle seğirmeyi geçirebiliriz. Aşırı yorgunluk sebebiyle oluşan seğirmeler için bir iki günlük iyi bir uyku ve dinlenmeden sonra göz seğirmesinden kurtulabiliriz. Psikolojik faktörlere bağlı olarak geliştiyse psikolojik sorunlarımızı kaldırmak için danışacağımız bir psikiyatristin de yardımıyla yapılacak tedavide bu göz seyirmesi yavaş yavaş ortadan kalkacaktır.



Bunun dışında aşırı alkol, sigara ve kafein tüketimi de rahatsızlığımızı tetikleyebilir. Beslenme düzenimizi de bir kontrolden geçirmekte fayda vardır.

 Aramalar: göz seğirmesi , göz atması nasıl geçer , kiprik atması , kipriğim atıyor , gözüm atıyor , göz seyirmesinin tedavisi , kipriğin kendiliğinden sürekli kasılması , göz kapağının istemsiz kasılması

Göz Neden Seğirir?

Göz seğirmesinde göz kapağının hareketlerini sağlayan sinirlerin tahrişi oluşur. Bunun nedeni aşırı stres, yorgunluk ve aşırı kafein tüketimi gibi nedenler olduğu gibi organik nedenlerden ötürü de olabilir. Organik nedenlere açıklık getirmek gerekirse ya gözün kırma gücü küçüktür yani gizli bir astigmat olabilir ya da miyop, hipermetrop gibi diğer göz rahatsızlıkları olabilir. Hasta gözlük kullansa bile astigmata, mitopiye veya hipermetropiye bağlı olarak göz yorgunluğundan dolayı seğirme meydana gelebilir. Bazen gözlük bu saydığımız rahatsızlıkları yeterli ölçüde azaltmıyor olabilir. Bunun nedeni gözlüğün eskimiş olması veya yanlış verilmiş olması olabilir. Bu tür durumlarda da göz seğirmesi meydana gelebilmektedir.



Bazı hastalıklar da gözün seğirmesine neden olabilir. Gözün ön tabakalarının korneasının, konjonktivasının iltihabi hastalıklarında ya da gözde irritasyona (tahrişe) bağlı rahatsızlıklarda görülebilir. Göz irritasyonu ile kastettiğimiz gözümüzü bir yere çarpma, gözümüze yabancı cisim kaçması gibi durumlardır. Böyle durumlarda kapaklardaki iltihaplanmadan göz seğirmesi olabilir.

Aramalar: gözüm seyiriyor neden olabilir? sol gözüm seğiriyor , sağ gözüm seğiriyor , göz seğirmesi neden olur? 5 gündür gözüm seğiriyor , bleforaspazm nedir?

İKK Nedir? İntrakraniyal Kanama

Intrakranial kanama kafatası içinde oluşan önemli bir kanamadır. Kanama akut kafa travması ile ortaya çıkabilir. Anormal kan pıhtıları ve kan, beyinin elektriksel aktivitelerini etkiler. Kafatası kan kaybı tıbbi bir acil durumdur ve doktorlar genellikle cerrahi bir girişimle sorunu durdurmaya çalışırlar. Bunun dışında özel ilaçlar ve uygulamakar ile kanamayı yönetmek gerekir. İntrakraniyal kanama hemen tedavi edilemezse hayatı tehdit edici komplikasyonlara hemen yol açabilir.

Kafa içi kanamalar çoğu zaman doğrudan travma sonucunda meydana gelir. Otomobil kazaları ve spor yaralanmaları ile meydana gelebilir. Travma, muhtemelen açık, kanayan lezyon oluşturarak kafatasına ve altta yatan beyin dokusuna zarar verebilir.

Aramalar: İKK nedir? İntrakraniyal hemoraji nedir? intracranial haemorrhage , kafatası içerisinde oluşan kanama, ekstradural kanama, subdural kanama, subaraknoidal kanama, intraserebral/intraserebellar kanama

VSD Nedir? Ventriküler Septal Defekt

İnterventriküler septal defekt olarak da isimlendirilen VSD doğumsal bir kalp rahatsızlığıdır. Kalpte sağ ve sol karıncıklar (ventriküller) arasındaki duvarda açıklık (delik) olması durumuna denir. VSD yetişkinlere oranla çocuklarda daha sık olarak görülür. Daha çok doğumdan itibaren gözlenir. Çoğu çocukta açıklık çok küçüktür, herhangi bir şikayete sebep olmayabilir ve 18 yaşına gelmeden bu açıklık kendiliğinden kapanır. Daha ileri seviyedeki hastalarda, kalpte ventrikül fonksiyon bozukluğu görülebilir ve ilaç veya ameliyatla tedavi olmaları gereklidir.



VSD, aynı anda diğer bazı kalp hastalıkları ile birlikte de görülebilir. Birçok doğumsal kalp hastalığının nedeni anlaşılamamaktadır. VSD gelişme riskinin arttığı doğum öncesi durumları sıralayacak olursak; anne adayında hamilelik sırasında kızmıkçık enfeksiyonu ve diğer viral enfeksiyonlar görülmesi, annenin hamilelik döneminde yetersiz beslenmesi, annenin sürekli alkol alması, 40 yaşın üzerinde hamilelik ve annede şeker hastalığı gibi durumlar bunlardan en öne çıkanlardır.
Yetişkinlerde, VSD, miyokard iskemisine (MI) bağlı görülebilen ciddi bir hastalık olarak ortaya çıkabilmektedir.

Aramalar: vsd nedir? vsd ne demek? vsd'nin anlamı nedir?

Kuru Gözün Belirtileri Nelerdir?

Göz Kuruluğunun Belirtileri: * Gözlerde yanma ve batma, * Göz içinde ve çevresinde mukus iplikçikleri, * Rüzgardan veya sigaradan aşırı rahatsızlık duyma, * Gözlerde oluşan aşırı yaşarmalar, * Kontakt lens kullanırken rahatsızlık duymak gibi durumları kuru gözün belirtileri olarak sıralayabiliriz.

Kuru Göz Nedir? (Göz Kuruluğu)

Kuru Göz Nedir? Normal şartlarda göz, gözyaşı ile devamlı yıkanır. Vücut tarafından yavaş ve sabit hızda üretilen gözyaşı, gözün nemli ve rahat bir şekilde kalmasını sağlar. Fakat bazı durumlarda gözyaşı yeterli miktarda üretilmeyebilir. Bazen de gözyaşı kalitesi bozulur. Gözü rahat ve nemli tutabilecek bir durumda olmaz. Bu durum “kuru göz” veya "göz kuruluğu" olarak adlandırılır.



Gözlerimizde gözyaşı üretimi için iki yöntem vardır. Normalde gözlerin ıslanmasını sağlayan yavaş ve sabit gözyaşı salınımı bulunur. Ağlama, kirpik batması, göze yabancı cisim kaçması, soğuk hava ve rüzgarla temas, burun içini tahriş eden durumlar, nezle, grip veya gözün iltihaplanması gibi durumlarda ise refleks olarak fazla miktarda salgılama gerçekleşir. Gözdeki kuruluk hissi de refleks yolla, gözlerde yaşarmaya neden olabilir.

Aramalar: göz kuruluğu nedir? kuru göz nedir, gözün kuru kalması, gözün batması

PDA Nedir? Patent Duktus Arteriozus

PDA Nedir? Patent Ductus Arteriosus Ductus arteriosus; akciğer ana arteri (pulmoner arter) ile aort arasında doğumdan önce var olan bir kanaldır. Normal şartlarda doğum sonrası ilk birkaç gün içinde bu kanal kapanır. Fakat bu kanalın kapanmaması gibi durumlarda olabilir. İşte bu kanalın kapanmaması durumuna PDA denir. PDA’ da aorttan düşük basınçlı pulmoner artere kan geçiçi ve akciğerlerde ve sol kalpte aşırı kan yüklenmesi oluşur. Zamanla aşırı hacim yüklenmesi kalp yetmezliğine ve pulmoner hipertansiyona sebep olabilir, insan ömrünü kısaltabilir. Ayrıca damar duvarında enfeksiyon riski olur.

Aramalar: PDA nedir? PDA nın anlamı nedir? PDA açılımı? Neyin Kısaltmasıdır?

PFO Nedir? Patent Foramen Ovale

Patent foramen ovale (PFO) nedir? Kalbin sağ ve sol kulakçıkları arasında bulunan duvarda doğumdan sonra kapanması gereken zarın yeterli şekilde kapanmamasına bağlı oluşan valf tarzında bir deliktir. Toplumda 5 kişiden birinde PFO rahatsızlığı vardır fakat bunların %1’inden azında kapatmayı gerektiren inme veya diğer nedenler olur. PFO olan kişide aksırma, öksürme, ıkınma gibi göğüs içi basıncını artıran hallerde valf açılabilir ve kan her iki atriyum yönünde karşılıklı geçiş yapabilir. Kan akciğerin filtre sisteminden geçmeden PFO aracılığıyla sağ atriyumdan sol atriyuma geçişinde kandaki küçük parçacıklar, pıhtılar beyine ve diğer organlara ulaşarak felce ve organlarda infarktüse sebebiyet verebilir. PFO için genelde geçici veya kalıcı felç veya emboli bulguları oluşuncaya kadar tanı koyulamaz.

Aramalar: PFO nedir? PFO açılımı nedir? PFO neyin kısaltılmışıdır?

ASD Nedir? (Atriyal Septal Defekt)

ASD Nedir? Atriyal Septal Defekt Hakkında Kalbin sağ ve sol kulakçıkları(atriyumları) arasında bulunan duvarda doğuştan (konjenital) delik bulunmasıdır. ASD olan kişinin kalbinde sol atriyumdaki temiz kan sağ atriyuma geçer ve sağ kalbin pompalaması gereken kan miktarında ve akciğerlere ulaşan kan miktarında artma meydana gelir.



Zamanla aşırı hacim yüklenmesi akciğer atardamarında basınç artmasına (pulmoner hipertansiyon dediğimiz) ve kalp yetersizliğine sebep olabilir. Bu da zamanla insanın hayat süresini kısaltabilir. Ayrıca toplardamar sisteminde oluşan pıhtılar bu delikten geçip de beyine giderse felce neden olabilirler. ASD bu bakımdan önemli bir konjenital hastalıktır.

Aramalar: ASD nedir? ASD ne demektir? ASD'nin açılımı nedir? Neyin kısaltılmışıdır?

Gözler Neden Kanlanır? Göz Kızarması

Göz kanlanmasını bazen günlük yaşantımızda ki olağan durumlarda tetikleyebilir. Fakat göz kanlanması önemli bir hastalığın belirtisi de olarak ortaya çıkabilir. Klima ve benzeri havayı kurutan ısıtıcıların bulunduğu ortamda bulunmak göz kuruluğuna neden olur ve buna bağlı göz tahriş (irritasyon) olarak gözlerde kanlanma olur. Eğer gözde bir de alerji varsa klimalar ile aşırı ısıtılmış ve aşırı soğutulmuş ortamlarda uzun süre kalınmamalıdır. Evde, işte veya aracımızda klimaya uzun süre maruz kalmamız da gözlerimizi kurutup gözlerimizin kızarmasına yol açabilir.



Eğer gözlerimiz çok sık kızarıyorsa bunu önemsememezlik yapmamalıyız. Gözümüzün bu kadar sık kızarmasına altta yatan bir hastalık neden oluyor olabilir. Göz kanlanması bazı hastalıkların ilk bulgularındandır. Bunun için mutlaka görme bozukluğu da oluşmadan göz doktoruna basit bir kızarıklık için de gitmekte fayda vardır. Çünkü bu kızarıklık sandığımız gibi basit olmayabilir.

Aramalar: gözler neden kızarır? göz kanlanması neden olur? göz niçin kanlanır?

Gözüm Sürekli Çapaklanıyor, Neden Olabilir?

Çapaklanma bir iltihaplanma belirtisidir. En sık görülen göz çapaklanması nedeni "blefarit" denilen kirpik dibindeki iltihaplanmalardır. Bu tip çapaklanmaların tedavisi uzun ve zahmetlidir fakat bu yüzden tedaviden kaçmamak gerekir. Tedavisi mutlaka yapılmalıdır. Ayrıca çok basit bir önlem alabiliriz. Kirpik dipleri kızaran ve sabah çapaklanması olan kişiler göz yakmayan bir bebek şampuanını parmak ucuyla kirpik diplerine 30 saniye süre ile hafifçe sürerek ve sonrasında bol su ile durulayarak temizlik yaparlarsa bu kendilerine çok iyi gelecektir. Bu şekilde kirpik diplerinde oluşan reaksiyon azalır, böylece çapaklanma da azalır ve sağlıklı bir gözyaşı yapısına kavuşuruz.



Çapaklanma çocuklarda ve yetişkinlerde aniden geliştiğinde, sabah kalktıklarında göz kenarlarında yoğun yeşilimsi, sarımsı bir çapak görülürse buna tıp dilinde "akut konjonktivit" denir ve bu akut konjonktivit bulaşıcıdır. Vücudumuzda görülen grip gibi bu da gözde oluşan bir iltihaptır. Bu çapakların en önemli özelliği bulaşıcı olmasıdır. Evde bir kişide görüldüğünde diğer aile bireylerine bulaşması hemen hemen kaçınılmazdır. Akut konjonktiviti olan hasta doktorun verdiği tedaviye uyarken bir taraftan da bu yaklaşık 10 günlük tedavi sürecinde diğer aile bireylerine bulaştırmamak için kağıt havlu kullanmalıdır ve gözündeki hastalığın bulaşıcılığının bilincinde olmalıdır.


Aramalar: blefarit nedir? akut konjonktivit nedir? göz çapaklanması, gözlerde çapaklanma, gözün devamlı çapaklanması