31 Aralık 2010 Cuma
Bel Ağrısına Ne İyi Gelir? Bel Ağrısı Nedenleri ve Korunma Yöntemleri
Sponsorlu Bağlantılar:
Bel ağrısını önlemek için almamız gereken bir takım önlemler:
Bel ağrısını engellemek için öncelikle vücudumuzun anatomisine uygun, doğru bir şekilde yük kaldırma ve eğilmeyi bilmeliyiz. Bu sebeple aşağıdaki önerileri dikkate alınız:
BEL AĞRISINA KARŞI DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR:
Ağır nesneleri kaldırırken sırtınızı dik ve yükü vücudunuza yakın tutunuz.
Yükü kaldırırken belinizi/sırtınızı öne, sağa veya sola bükmeyiniz.
Yük ile ayağa kalktığınızda öne doğru eğilmeyiniz.
Yerden herhangi hafif bir eşyayı bile mutlaka dizlerinizden çömelerek ve bacaklarınızdan güç alarak kaldırınız.
Nesneleri kaldırırken ve indirirken karın kaslarınızı sıkılaştırınız (kasınız).
Ağır yük taşırken geniş destek yüzeyi sağlamak için bacaklarınızı birbirinden ayırınız.
Şayet yük ağır veya hantal ise birinin yardımı olmadan kaldırmayınız.
Ayakta uzun süre durmaktan kaçınınız. Eğer işiniz için ayakta durmak zorundaysanız bir ayağınızın altına küçük bir basamak koymalısınız. Sıklıkla ayak değiştiriniz.
Yüksek topuklu ayakkabı giymeyiniz. Yürürken yastıkçıklı tabanlık kullanınız.
Oturarak çalışıyorsanız -bilgisayar kullanırken vb.- kullanılan sandalyenin yüksek, sert ve ayarlanabilir bir arkalığı olmasına özen gösteriniz. Sandalyenin arkalığı, beli ve sırtı desteklemelidir. Dik pozisyonda oturmalı, sırt arkaya tam olarak yaslanmalıdır. Ayrıca sandalye etrafında dönebilmeli ve kol desteği olmalıdır.
Otururken ayaklarınızın altına küçük bir basamak yerleştirerek dizlerinizin kalçalardan yüksekte olmasına dikkat ediniz.
Otururken veya araba sürerken küçük bir yastık veya yuvarlanmış havlu ile belinizi destekleyiniz.
Araba kullanırken pedallara kolaylıkla ulaşabileceğiniz şekilde koltuğunuzun yüksekliğini ayarlamalısınız. Eğilmeyi engellemek amacıyla koltuğunuzu olabildiğince öne doğru getiriniz ve direksiyona yakın oturunuz. Eller direksiyon üzerinde 2’ye 10 kala pozisyonda ve dirsekler hafif bükülü durumda tutulmalıdır. Koltuğun açısı beli destekleyecek şekilde olmalıdır. Uzun süreli araç kullanırken, 2 saatte bir mola vermeli, kısa bir yürüyüş ve germe egzersizleri yapmalısınız. Sürüşten hemen sonra ağır nesneler kaldırmayınız.
Son zamanlarda yapılan çalışmalar, orta sertlikte zeminde uyumanın sert zeminde uyumaktan daha iyi olduğunu göstermektedir.
Kilonuza dikkat ediniz. Şişmansanız kilo veriniz.
Sigarayı bırakınız.
Gevşeyin.. yoga ya da masaj gibi yöntemleri deneyebilirsiniz.
Bel ağrısı için tedavi seçenekleri nelerdir?
Omurganın bazı özel hastalıkları cerrahi girişim gerektirmesine rağmen birçok bel ağrısı kısa süreli istirahat, çeşitli ilaçlar, egzersizler, fizik tedavi uygulamaları ve koruyucu önlemlerle tedavi edilebilir. Bel ağrınızın size uygun tedavisi için Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon hekiminin önerilerine uyunuz. Bel ağrınızın nedeni konusunda bilgi edininiz. Doktorunuz sizin için en uygun tedavi yöntemini belirleyecektir.
Akut(Ani Başlayan) Bel ağrısında yapmam ve yapmamam gereken şeyler nelerdir?
Ağrılı bölgeye buz uygulaması yapabilirsiniz. Bu işlemi günde 2-3 kez uygulayabilirsiniz.
Oturmakla ağrılarınız artıyorsa oturmayınız. Eğer oturmak zorundaysanız 30 dakikayı aşmayacak şekilde kısa süreli oturmaya özen gösteriniz.
Eğer bel korseniz varsa (hekim tarafından önerilmişse) korseyi ayağa kalkınca hareket halinde ve hatta önerilmişse uyurken kullanmalısınız.
Üst ve alt vücut parçasının ağırlıkla çalıştırılması ya da aerobik hareketlerden oluşan egzersizler akut dönemde önerilmemektedir. Bu dönemde yapılan aktif hareketlerin doğal iyileşmeyi geciktirdiği, şikayetlerin süresinin uzamasına neden olduğu bildirilmektedir.
Hiçbir şeklide ağırlık kaldırmayınız.
Kanepe, sedir gibi yumuşak zeminde yatmayınız. Kullandığınız yatak ne omurgayı zorlayacak kadar sert, ne de içe çökecek kadar yumuşak olmalıdır.
Kabız olmamaya dikkat ediniz. Bunun için hafif ve yumuşak yiyecekler yiyiniz.
Tuvalette aşırı derecede ıkınmayınız, bu ağrınızı şiddetlendirebilir.
Öksürürken, hapşırırken karın içi basıncınızı fazla artırmamaya özen gösteriniz.
Ağrınız geçene kadar cinsel ilişkiden kaçınınız.
Kaynak:yahyakaptan.kocaeli.edu.tr
Konuyla ilgili aramalar: bel ağrısı tedavisi , bel ağrısına ne iyi gelir , bel ağrısı nedenleri , bel ağrısı nasıl geçer , neden olur , sebepleri , sırt ağrısı , sırt ağrısının nedenleri , belim ağrıyor , belim ağrıyor ne yapmalıyım , acıyor , belim tutuldu
30 Aralık 2010 Perşembe
Kan Yapıcı Bitkiler: Hangi Gıdalar Kan Yapar
Sponsorlu Bağlantılar:
50 gr. Kınakına, 1 kg siyah kuru üzüm ve yarım kg mürdüm eriği, 3 lt. suda bir müddet kaynatılır ve günde 3 öğün içilir.
Konuyla ilgili aramalar: kan yapıcı besinler , meyveler , yiyecekler , kan yapıcı sebzeler
Konuyla ilgili aramalar: kan yapıcı besinler , meyveler , yiyecekler , kan yapıcı sebzeler
Öksürüğe Çare: Öksürüğe iyi Gelen Bitkiler - Bitkisel Öksürük Tedavisi
Sponsorlu Bağlantılar:
- Günde 20g.'dan fazla olmamak kaydıyla, Defne tohumu bal ile karıştırılıp yenir.
- 100g. toz zencefil ve 100g. toz zerdeçal 1kg bal ile karıştırılarak günde 3 öğün aç karna, 1 tatlı kaşığı yenir.
Konuyla ilgili aramalar: öksürük tedavisi , öksürüğe iyi gelen şeyler , öksürüğe neler iyi gelir
- 100g. toz zencefil ve 100g. toz zerdeçal 1kg bal ile karıştırılarak günde 3 öğün aç karna, 1 tatlı kaşığı yenir.
Konuyla ilgili aramalar: öksürük tedavisi , öksürüğe iyi gelen şeyler , öksürüğe neler iyi gelir
Cimnastik Hareketleri: Resimli Olarak Jimnastiğin Temel Duruşları
Sponsorlu Bağlantılar:
JİMNASTİKTE TEMEL DURUŞLAR:
Oyun esnasında değişik düzenlerde ve değişik pozisyonlarda öğrencilerin yerleşimi ve oyunun karakterine uygun bir durumda pozisyon almaları için,beden eğitimi dersinde de önemli bir yere sahip olan temel duruşların öğrencilere öğretilmesi faydalı olacaktır.
Temel duruşların öğretilmesi ve bir rutin haline dönüştürülmesi zaman kaybını önlemenin yanında, cimnastik ve düzen alıştırmaları gibi iki önemli konunun destekçisi olacaktır. Oyunların amaçları içinde koordinasyon ve denge geliştirme gibi unsurlar vardır.Bu nedenle temel duruşlarla ilgili öğretime önem verilmeli ve bu konuya zaman ayrılmalıdır.
Temel Duruşlar:
Bacaklar Kapalı Ayakta Duruş:Bacaklar bitişik Kollar yanlarda gövdeye paralel,baş ve gövde dik olarak yapılan duruştur.
***
Bacaklar Açık Ayakta Duruş:Ayaklar omuz genişliğinde açık,kollar yanda gövdeye paralel, baş ve gövde dik olarak yapılan duruştur. Vücut ağırlığı her iki bacakta da eşittir.
***
Çömelerek Duruş:Baş ve gövde dik,vücut ağırlığı ayak uçlarında çömelme hareketidir.Bu duruşta kalça ve topuklar bitişik,kollar gövdeye paraleldir.
***
Dört Ayak Duruş:Çömelik duruşta eller omuz hizasında avuç içi yere dayanır.Dizler kolların arkasında kalır.
***
Dizüstü Duruş:Bacaklar dizlerden bükülü,alt bacak ayak bilekleri gergin olarak yere dayalıdır.Buna bağlı üst bacak ve gövde dik,kollar yanlarda gövdeye paraleldir.
***
Tek Dizüstü Duruş: Dizüstü duruştayken bir bacağın öne alınarak dizden dik olarak bükülü yere basış şekli de “tek dizüstü” duruş olarak adlandırılır.
***
Dizüstü Oturuş: Dizüstü duruştayken,arkaya topukların üzerine oturuş şeklidir. Dizüstü duruştayken yana oturma şekli ise “dizüstü yan oturuş” olarak adlandırılır.
***
Bank Duruşu: Dizüstü duruştan kollar önde yere dayanılır.Üst bacak ve kollar yere dik ve birbirine paraleldir.
***
Ters Bank:Bank duruşunun tersidir.Sırt yere,göğüs yukarı dönüktür.Kollar ve alt bacaklar birbirine paralel yere dik,ayak ve avuç içleri yere dayalıdır.Baş arkada serbesttir.
***
Cephe Duruşu:Bacaklar arkaya gergin şekilde uzatılır.Ayak uçları yere dayalıdır. Kollar gergin ve yere dik,vücut tamamıyla gergin ve bir çizgi üzerindedir.
***
Ters Cephe Duruşu:Cephe duruşunun tersidir.Cephe duruşunun,vücudun göğüs kısmı yukarıya,sırt kısmının yere dönük olma durumudur.Topuklar yerde,ayak bilekleri gergin,eller,kollardan gergin şekilde yere dayalıdır. Baş arkada serbesttir.
***
Uzun Oturuş:Gövde dik,kalça yerde,bacaklar öne gergin olarak uzatılır.Kollar yanlarda yere paraleldir.
***
Açık Bacak Uzun Oturuş:Uzun oturuş pozisyonunda bacakların yanlara ”V” şeklinde açılması şeklinde uygulanır.
***
Engel Oturuşu: Uzun oturuş pozisyonunda bir ayağın dizden bükülerek arkaya alınmasıdır.
***
Bacaklar Bükülü Oturuş: Uzun oturuş pozisyonunda, her iki bacağın dizlerden bükülerek tabanlarının yere dayanmasıdır.
***
Sporcu Oturuşu:Bacaklar bükülü oturuş pozisyonunda,ellerin diz kapakları üzerinde kenetlenmesi ve hafifçe gövdeye çekilmesi şeklindeki oturuş şeklidir.
***
Bağdaş Oturuş: Açık Bacak Uzun Oturuşta, bacakların dizlerden bükülerek önde çaprazlanmasıdır. Gövde dik kollar yanlarda serbesttir.
***
Kartal duruşu:Bacaklar açık ayakta duruşta,gövde öne bükülerek yere paralel konuma getirilir.Kollar omuz hizasında açık,gergin ve yere paraleldir.
***
Planör Duruşu:Vücut ayak ağırlığı tek bacak üzerindedir.Diğer bacak gergin olarak yukarıya kaldırılır.Kollar omuz hizasında yanlarda açık,gövde ile beraber yere paraleldir.
***
Mum Duruşu:Sırtüstü yatışta,ellerle gövde yanlardan kavranır.Bacaklar gergin olarak yukarı kaldırılırken dirseklere dayanarak,ağırlığı omuzlara aktarılır.Dayanak yüzeyi omuzlar ve üst koldur.Vücut ayak uçlarına kadar gergin ve diktir.
***
Çakı Duruşu:Uzun oturuşta veya bacaklar bükülü oturuşta,bacakların 45 derece yukarıya gergin şekilde kaldırılmasıdır.Kollarla yanlardan destek alınır.Dayanak yüzeyi sadece kalçadır.
---------
Jimnastik ile ilgili diğer konular için Aşağıdaki Adreslere Tıklayabilirsiniz:
Temel Jimnastik Duruşları
Temel Jimnastik Hareketleri
Jimnastik Hareketleri
Bu Konuyu Resimli Word Dökümanı olarak indirmek için aşağıya tıklayın;
Resimli Jimnastik Hareketleri
Oyun esnasında değişik düzenlerde ve değişik pozisyonlarda öğrencilerin yerleşimi ve oyunun karakterine uygun bir durumda pozisyon almaları için,beden eğitimi dersinde de önemli bir yere sahip olan temel duruşların öğrencilere öğretilmesi faydalı olacaktır.
Temel duruşların öğretilmesi ve bir rutin haline dönüştürülmesi zaman kaybını önlemenin yanında, cimnastik ve düzen alıştırmaları gibi iki önemli konunun destekçisi olacaktır. Oyunların amaçları içinde koordinasyon ve denge geliştirme gibi unsurlar vardır.Bu nedenle temel duruşlarla ilgili öğretime önem verilmeli ve bu konuya zaman ayrılmalıdır.
Temel Duruşlar:
Bacaklar Kapalı Ayakta Duruş:Bacaklar bitişik Kollar yanlarda gövdeye paralel,baş ve gövde dik olarak yapılan duruştur.
***
Bacaklar Açık Ayakta Duruş:Ayaklar omuz genişliğinde açık,kollar yanda gövdeye paralel, baş ve gövde dik olarak yapılan duruştur. Vücut ağırlığı her iki bacakta da eşittir.
***
Çömelerek Duruş:Baş ve gövde dik,vücut ağırlığı ayak uçlarında çömelme hareketidir.Bu duruşta kalça ve topuklar bitişik,kollar gövdeye paraleldir.
***
Dört Ayak Duruş:Çömelik duruşta eller omuz hizasında avuç içi yere dayanır.Dizler kolların arkasında kalır.
***
Dizüstü Duruş:Bacaklar dizlerden bükülü,alt bacak ayak bilekleri gergin olarak yere dayalıdır.Buna bağlı üst bacak ve gövde dik,kollar yanlarda gövdeye paraleldir.
***
Tek Dizüstü Duruş: Dizüstü duruştayken bir bacağın öne alınarak dizden dik olarak bükülü yere basış şekli de “tek dizüstü” duruş olarak adlandırılır.
***
Dizüstü Oturuş: Dizüstü duruştayken,arkaya topukların üzerine oturuş şeklidir. Dizüstü duruştayken yana oturma şekli ise “dizüstü yan oturuş” olarak adlandırılır.
***
Bank Duruşu: Dizüstü duruştan kollar önde yere dayanılır.Üst bacak ve kollar yere dik ve birbirine paraleldir.
***
Ters Bank:Bank duruşunun tersidir.Sırt yere,göğüs yukarı dönüktür.Kollar ve alt bacaklar birbirine paralel yere dik,ayak ve avuç içleri yere dayalıdır.Baş arkada serbesttir.
***
Cephe Duruşu:Bacaklar arkaya gergin şekilde uzatılır.Ayak uçları yere dayalıdır. Kollar gergin ve yere dik,vücut tamamıyla gergin ve bir çizgi üzerindedir.
***
Ters Cephe Duruşu:Cephe duruşunun tersidir.Cephe duruşunun,vücudun göğüs kısmı yukarıya,sırt kısmının yere dönük olma durumudur.Topuklar yerde,ayak bilekleri gergin,eller,kollardan gergin şekilde yere dayalıdır. Baş arkada serbesttir.
***
Uzun Oturuş:Gövde dik,kalça yerde,bacaklar öne gergin olarak uzatılır.Kollar yanlarda yere paraleldir.
***
Açık Bacak Uzun Oturuş:Uzun oturuş pozisyonunda bacakların yanlara ”V” şeklinde açılması şeklinde uygulanır.
***
Engel Oturuşu: Uzun oturuş pozisyonunda bir ayağın dizden bükülerek arkaya alınmasıdır.
***
Bacaklar Bükülü Oturuş: Uzun oturuş pozisyonunda, her iki bacağın dizlerden bükülerek tabanlarının yere dayanmasıdır.
***
Sporcu Oturuşu:Bacaklar bükülü oturuş pozisyonunda,ellerin diz kapakları üzerinde kenetlenmesi ve hafifçe gövdeye çekilmesi şeklindeki oturuş şeklidir.
***
Bağdaş Oturuş: Açık Bacak Uzun Oturuşta, bacakların dizlerden bükülerek önde çaprazlanmasıdır. Gövde dik kollar yanlarda serbesttir.
***
Kartal duruşu:Bacaklar açık ayakta duruşta,gövde öne bükülerek yere paralel konuma getirilir.Kollar omuz hizasında açık,gergin ve yere paraleldir.
***
Planör Duruşu:Vücut ayak ağırlığı tek bacak üzerindedir.Diğer bacak gergin olarak yukarıya kaldırılır.Kollar omuz hizasında yanlarda açık,gövde ile beraber yere paraleldir.
***
Mum Duruşu:Sırtüstü yatışta,ellerle gövde yanlardan kavranır.Bacaklar gergin olarak yukarı kaldırılırken dirseklere dayanarak,ağırlığı omuzlara aktarılır.Dayanak yüzeyi omuzlar ve üst koldur.Vücut ayak uçlarına kadar gergin ve diktir.
***
Çakı Duruşu:Uzun oturuşta veya bacaklar bükülü oturuşta,bacakların 45 derece yukarıya gergin şekilde kaldırılmasıdır.Kollarla yanlardan destek alınır.Dayanak yüzeyi sadece kalçadır.
---------
Jimnastik ile ilgili diğer konular için Aşağıdaki Adreslere Tıklayabilirsiniz:
Temel Jimnastik Duruşları
Temel Jimnastik Hareketleri
Jimnastik Hareketleri
Bu Konuyu Resimli Word Dökümanı olarak indirmek için aşağıya tıklayın;
Resimli Jimnastik Hareketleri
Sponsorlu Bağlantılar:
Küçük Dilin Uzaması (Küçük Dilin Sarkması) - Uvulanın Görevleri - Tedavisi
Sponsorlu Bağlantılar:
Küçük dilin vücudumuzdaki görevi nedir ve küçük dil bazı kişilerde neden uzar?
Küçük dilimizin vücudumuzdaki görevi:
İki tarafında ve ön kısmında bulunan yumuşak damak kasları sayesinde inip kalkarak burun kanallarını kapatır. Beslenirken yukarı hareket ederek yiyeceklerin burun kanalına kaçmasını da engeller. Bu sırada epiglot da nefes borusunu kapayarak bu maddelerin yemek borusuna kaymasını sağlar. Ayrıca küçük dilin sarkık olması horlamaya sebep olur. Sesi titreştirme özelliği var. Bazı sesleri küçük dilin yardımıyla çıkartabiliyoruz.
Küçük Dil Hangi Durumlarda Sarkar (Küçük dil neden uzar):
Allerjik durumlarda, yorgunken ya da alkol alımından sonra (şalgam suyu içmek de neden olabilmekte) küçük dilde büyüme görülebilir. Genel anlamda iriyse ve öksürüğe yol açıyorsa, uykuda rahatsızlık yaratıyorsa cerrahi olarak basit bir işlemle kısaltılır. Cerrahi dışında radyofrekans yöntemi ile yukarı doğru çekilmesi sağlanabilir belki ama kalıcı olmayabilir.
Kısa süren cerrahi müdahaleler ile darlık, büyüme, deformasyon gibi anormarlliklerin giderilerek hava yollarının açılmasıyla, uyku apnesi ve yol açtığı yaşamı tehdit eden rahatsızlıklardan kolayca kurtulabiliniyor.
Kısa süreli dil büyümelerinde doktorunuza gidip uygun bir gargara veya doktorunuzun vereceği başka bir ilaç ile oluşan şişlik durumundan kurtulabilirsiniz. Aşağıdaki tıbbi reçete de kullanılabilir. 2-3 günde geçmeyen dil büyümesinde doktora başvurmamız gerekir.
Tedavi için gerekli malzeme : Nar kabuğu şeftali su.
Hazırlanışı : 1 bardak suya bir avuç nar kabuğu konur. 15 dakika kaynatılıp süzülür. Suyuna 3 su bardağı şeftali suyu ilave edilip gargara yapılır.
Konuyla ilgili aramalar: küçük dilim uzamış , küçük dilim dilime deyiyor , küçük dil sarkması , küçük dil ne işe yarar , görevi nedir , büyümesi , dil büyümesinin tedavisi , nasıl geçer , şişmesi
Küçük dilimizin vücudumuzdaki görevi:
İki tarafında ve ön kısmında bulunan yumuşak damak kasları sayesinde inip kalkarak burun kanallarını kapatır. Beslenirken yukarı hareket ederek yiyeceklerin burun kanalına kaçmasını da engeller. Bu sırada epiglot da nefes borusunu kapayarak bu maddelerin yemek borusuna kaymasını sağlar. Ayrıca küçük dilin sarkık olması horlamaya sebep olur. Sesi titreştirme özelliği var. Bazı sesleri küçük dilin yardımıyla çıkartabiliyoruz.
Küçük Dil Hangi Durumlarda Sarkar (Küçük dil neden uzar):
Allerjik durumlarda, yorgunken ya da alkol alımından sonra (şalgam suyu içmek de neden olabilmekte) küçük dilde büyüme görülebilir. Genel anlamda iriyse ve öksürüğe yol açıyorsa, uykuda rahatsızlık yaratıyorsa cerrahi olarak basit bir işlemle kısaltılır. Cerrahi dışında radyofrekans yöntemi ile yukarı doğru çekilmesi sağlanabilir belki ama kalıcı olmayabilir.
Kısa süren cerrahi müdahaleler ile darlık, büyüme, deformasyon gibi anormarlliklerin giderilerek hava yollarının açılmasıyla, uyku apnesi ve yol açtığı yaşamı tehdit eden rahatsızlıklardan kolayca kurtulabiliniyor.
Kısa süreli dil büyümelerinde doktorunuza gidip uygun bir gargara veya doktorunuzun vereceği başka bir ilaç ile oluşan şişlik durumundan kurtulabilirsiniz. Aşağıdaki tıbbi reçete de kullanılabilir. 2-3 günde geçmeyen dil büyümesinde doktora başvurmamız gerekir.
Tedavi için gerekli malzeme : Nar kabuğu şeftali su.
Hazırlanışı : 1 bardak suya bir avuç nar kabuğu konur. 15 dakika kaynatılıp süzülür. Suyuna 3 su bardağı şeftali suyu ilave edilip gargara yapılır.
Konuyla ilgili aramalar: küçük dilim uzamış , küçük dilim dilime deyiyor , küçük dil sarkması , küçük dil ne işe yarar , görevi nedir , büyümesi , dil büyümesinin tedavisi , nasıl geçer , şişmesi
Sponsorlu Bağlantılar:
29 Aralık 2010 Çarşamba
Pnömoni (Zatürre): Bronkopnömoni ve Lober Pnömoni Belirtileri, Tanısı ve Tedavii
Sponsorlu Bağlantılar:
PNÖMONİ(ZATÜRRİE): Akciğer dokusunun iltihabıdır. Bir veya birkaç lob tutulduğunda "Lober pnomöni" Enfeksiyon bronşları da tutuyorsa "Bronkopnömoni" denir.
ETYOLOJİ: Bakteriler ve virüsler, radyasyon, yakıcı gazlar, sigara içilmesi, Alkol alımı, üşütme, başka hastalıkların komplikasyonları(Kızamık,grip), Anestezi sonrası, Beslenme bozukluğu olan yaşlılarda.
BELİRTİLER: Ürperme, titreme ile ani başlar. 39-40 C derece ateş, göğüs ağrısı, kuru öksürük, Pas rengi balgam,
TEDAVİ: İstirahat, Alkol ve sigaradan uzak durulmalı. C-A vitamini alınmalı, antibiyotik tedavisi, oksijen verilir. Odanın nemli olması,ağız bakımı, rahat pozisyon.
Konuyla ilgili aramalar: pnömoni nedir , bronkopnömoni nedir , pnömoni nasıl tedavi edilir , pnömoni tedavisi , pnömoni tanısı nasıl konulur , lober pnömoni nedir , zatüre , zatürrie , zatürre nedir
ETYOLOJİ: Bakteriler ve virüsler, radyasyon, yakıcı gazlar, sigara içilmesi, Alkol alımı, üşütme, başka hastalıkların komplikasyonları(Kızamık,grip), Anestezi sonrası, Beslenme bozukluğu olan yaşlılarda.
BELİRTİLER: Ürperme, titreme ile ani başlar. 39-40 C derece ateş, göğüs ağrısı, kuru öksürük, Pas rengi balgam,
TEDAVİ: İstirahat, Alkol ve sigaradan uzak durulmalı. C-A vitamini alınmalı, antibiyotik tedavisi, oksijen verilir. Odanın nemli olması,ağız bakımı, rahat pozisyon.
Konuyla ilgili aramalar: pnömoni nedir , bronkopnömoni nedir , pnömoni nasıl tedavi edilir , pnömoni tedavisi , pnömoni tanısı nasıl konulur , lober pnömoni nedir , zatüre , zatürrie , zatürre nedir
Bronşektazi Hastalığı Nedir? Bronşektazide Belirtiler, Tanı ve Tedavisi
Sponsorlu Bağlantılar:
BRONŞEKTAZİ: Bronşların ve bronşiallerin genişlemesi, tekrar eski durumuna gelmemesi durumudur.
ETYOLOJİ:Bronş lümeninin yabancı cisimler, benign tümörler, bronşlara yapılan basınçlar,Enfeksiyonlar, Bağışıklık sistemi bozuklukları,çocuklukta sık geçirilen solunum yolu enfeksiyonları.
BELİRTİ VE BULGULAR: Kronik öksürük, Balgam çıkarma, Nefes darlığı, siyanoz, çomak parmak bulgusu, göğüs ağrısı,yorgunluk vardır.
TANI:Akciğer grafisi,Tomografi, kanda İg.kan tetkikleri
TEDAVİ:Postüral drenaj yapılır. (bronşların temizlenmesi) Alevlenme döneminde Antibiyotik tedavisi,solunum yetmezliğine giden vakalarda akciğer transplantasyonu yapılır. Sigara yasaktır. Diyette, bol proteinli sıcak ve sulu gıdalar, su baharı inhalasyonu,
Konuyla ilgili aramalar: bronşektazi nedir , bronşektazi nasıl tedavi edilir , bronşektazi tedavisi , bronşektazi tanısı nasıl konulur
ETYOLOJİ:Bronş lümeninin yabancı cisimler, benign tümörler, bronşlara yapılan basınçlar,Enfeksiyonlar, Bağışıklık sistemi bozuklukları,çocuklukta sık geçirilen solunum yolu enfeksiyonları.
BELİRTİ VE BULGULAR: Kronik öksürük, Balgam çıkarma, Nefes darlığı, siyanoz, çomak parmak bulgusu, göğüs ağrısı,yorgunluk vardır.
TANI:Akciğer grafisi,Tomografi, kanda İg.kan tetkikleri
TEDAVİ:Postüral drenaj yapılır. (bronşların temizlenmesi) Alevlenme döneminde Antibiyotik tedavisi,solunum yetmezliğine giden vakalarda akciğer transplantasyonu yapılır. Sigara yasaktır. Diyette, bol proteinli sıcak ve sulu gıdalar, su baharı inhalasyonu,
Konuyla ilgili aramalar: bronşektazi nedir , bronşektazi nasıl tedavi edilir , bronşektazi tedavisi , bronşektazi tanısı nasıl konulur
Astım Bronşiyole Hastalığı Nedir? Astım Bronşiyole Belirtileri, Tanı ve Tedavisi
Sponsorlu Bağlantılar:
ASTIM BRONŞİYOLE: Solunum güçlüğü krizleri ile seyreden, bronş daralması ile karakterize öksürük hırıltılı solunum,nefes darlığı ile seyreden kronik akciğer hastalığıdır.
ETYOLOJİ: Genetik yatkınlık önemlidir..Alerjenler (ev tozu, kedi, köpek tüyleri, çiçek tozu, yumurta, çilek, aspirin), irritan maddeler(boya, saç spreyi, parfüm, sigara)meterorolojik değişiklikler, egzersiz, solunum yolu enfeksiyonları, ruhsal sıkıntılar.
BELİRTİ VE BULGULAR: Nefes darlığı,kuru öksürük, hırıltılı ve hışırtılı solunum, göğüste sıkışıklık baskı hissi, geceleri inatçı öksürük
TANI: Anamnez, Kan tahlili ve balgam tetkiki, grafiler,
TEDAVİ: 1.adım hastaya eğitim, nöbetlerin nedenlerini artıran faktörlerden uzak durmak, 2.aşama;hastaya uygun ilaç seçimi,rahatlatıcı bronkodilatör ilaçlar.
Konuyla ilgili aramalar: astım bronşiyole nedir , astım bronşiyole belirtileri nelerdir bulguları nelerdir, astım bronşiyole nasıl tedavi edilir , astım bronşiyole tedavisi , astım bronşiole tanısı nasıl konulur
ETYOLOJİ: Genetik yatkınlık önemlidir..Alerjenler (ev tozu, kedi, köpek tüyleri, çiçek tozu, yumurta, çilek, aspirin), irritan maddeler(boya, saç spreyi, parfüm, sigara)meterorolojik değişiklikler, egzersiz, solunum yolu enfeksiyonları, ruhsal sıkıntılar.
BELİRTİ VE BULGULAR: Nefes darlığı,kuru öksürük, hırıltılı ve hışırtılı solunum, göğüste sıkışıklık baskı hissi, geceleri inatçı öksürük
TANI: Anamnez, Kan tahlili ve balgam tetkiki, grafiler,
TEDAVİ: 1.adım hastaya eğitim, nöbetlerin nedenlerini artıran faktörlerden uzak durmak, 2.aşama;hastaya uygun ilaç seçimi,rahatlatıcı bronkodilatör ilaçlar.
Konuyla ilgili aramalar: astım bronşiyole nedir , astım bronşiyole belirtileri nelerdir bulguları nelerdir, astım bronşiyole nasıl tedavi edilir , astım bronşiyole tedavisi , astım bronşiole tanısı nasıl konulur
Bronşiolit Hastalığı Nedir? Bronşiolit Belirtileri, Tanı ve Tedavisi
Sponsorlu Bağlantılar:
BRONŞİOLİT: Daha küçük çaplı yani kapiller bronşların iltihaplanmasına denir.1 ay ve 1 yaş bebeklerde sık görülür.
ETYOLOJİ: Virüsler yada bakteriler, irritan maddeler,akciğer hastalıklarının komplikasyonu
BELİRTİ ve BULGULAR:
Başlangıçta basit ÜSYE gibidir. Taşipne, 39-40 C derece ateş,inatçı öksürük,Dispne
Siyanoz,wheezing, dehitratasyon
TANI: Muayene ve akciğer grafileri
TEDAVİ VE BAKIM: Komplikasyonları nedeniyle hastanede acil tedavisi gereklidir.Odanın sıcak ve nemli olması, O2 ve buhar tedavisi, sıvı desteği, postural drenaj, Protein ve kaloriden zengin besinler almalıdır.
Konuyla ilgili aramalar: bronşiolit nedir , bronşiolit belirtileri nelerdir bulguları nelerdir, bronşiolit nasıl tedavi edilir , bronşiolit tedavisi , bronşiolit tanısı nasıl konulur
ETYOLOJİ: Virüsler yada bakteriler, irritan maddeler,akciğer hastalıklarının komplikasyonu
BELİRTİ ve BULGULAR:
Başlangıçta basit ÜSYE gibidir. Taşipne, 39-40 C derece ateş,inatçı öksürük,Dispne
Siyanoz,wheezing, dehitratasyon
TANI: Muayene ve akciğer grafileri
TEDAVİ VE BAKIM: Komplikasyonları nedeniyle hastanede acil tedavisi gereklidir.Odanın sıcak ve nemli olması, O2 ve buhar tedavisi, sıvı desteği, postural drenaj, Protein ve kaloriden zengin besinler almalıdır.
Konuyla ilgili aramalar: bronşiolit nedir , bronşiolit belirtileri nelerdir bulguları nelerdir, bronşiolit nasıl tedavi edilir , bronşiolit tedavisi , bronşiolit tanısı nasıl konulur
Bronşit Hastalığı: Akut Bronşit ve Kronik Bronşit Nedir? Tanı ve Tedavisi
Sponsorlu Bağlantılar:
BRONŞ HASTALIKLARI
BRONŞLAR; Solunum yolunun trakeanın bifurkasyon (ana dalın ikiye ayrıldığı çatallaşma noktası) akciğerlere giren boru şeklindeki kısmıdır.Kıkırdak yapıdadırlar.
BRONŞİT: Bronşların iltihaplanmasına denir. Akut ve Kronik olarak seyreder.
AKUT BRONŞİT:
ETYOLOJİ: Sigara kullanımı, irritan gazların solunması,bakteri ve virüsler
BELİRTİ VE BULGU:
Öksürük, balgam,ateş
Hemoptizi, göğüste yanma,Hırıltılı solunum
TANI: Fiziki muayene, Akciğer ve bronş grafileri
TEDAVİ:Sigaranın bronşlardaki temizleme yeteneğini durdurduğunu , yok ettiğinin bilgisini vermek, İstirahat, Bol sıvı, nemli ortam, Antibiyotik kullanılır.Mukolitik(Balgam)Ekspekteron. Öksürüğe teşvik edilir.
KRONİK BRONŞİT: Akut bronşit tablosu iki yıl tekrarlıyor ise en az üç ay devam ediyorsa kronik bronşit adını alır.
ETYOLOJİ: Sigara içilmesi,irritan gazlar,alerjik ajanların varlığı
BELİRTİ ve BULGULAR:
Kış aylarında sabah öksürük ve balgam siyanoz, efor dispnesi, solunum güçlüğü,ateş
KOMPLİKASYON: Amfizem, Bronşektazi
TANI: Akciğer grafisi,Tam kan sayımı, Kan gazları
TEDAVİ:Sekresyonların atımı için ekspekteronlar, bronkodilatorler, antibiyotik,bol sıvı, nemli ortam,sigara içilmez
Konuyla ilgili aramalar: bronş nedir , bronşit nedir , bronşit nasıl tedavi edilir , bronşit tedavisi , akut bronşit nedir , kronik bronşit nedir , bronşit tanısı nasıl konulur
BRONŞLAR; Solunum yolunun trakeanın bifurkasyon (ana dalın ikiye ayrıldığı çatallaşma noktası) akciğerlere giren boru şeklindeki kısmıdır.Kıkırdak yapıdadırlar.
BRONŞİT: Bronşların iltihaplanmasına denir. Akut ve Kronik olarak seyreder.
AKUT BRONŞİT:
ETYOLOJİ: Sigara kullanımı, irritan gazların solunması,bakteri ve virüsler
BELİRTİ VE BULGU:
Öksürük, balgam,ateş
Hemoptizi, göğüste yanma,Hırıltılı solunum
TANI: Fiziki muayene, Akciğer ve bronş grafileri
TEDAVİ:Sigaranın bronşlardaki temizleme yeteneğini durdurduğunu , yok ettiğinin bilgisini vermek, İstirahat, Bol sıvı, nemli ortam, Antibiyotik kullanılır.Mukolitik(Balgam)Ekspekteron. Öksürüğe teşvik edilir.
KRONİK BRONŞİT: Akut bronşit tablosu iki yıl tekrarlıyor ise en az üç ay devam ediyorsa kronik bronşit adını alır.
ETYOLOJİ: Sigara içilmesi,irritan gazlar,alerjik ajanların varlığı
BELİRTİ ve BULGULAR:
Kış aylarında sabah öksürük ve balgam siyanoz, efor dispnesi, solunum güçlüğü,ateş
KOMPLİKASYON: Amfizem, Bronşektazi
TANI: Akciğer grafisi,Tam kan sayımı, Kan gazları
TEDAVİ:Sekresyonların atımı için ekspekteronlar, bronkodilatorler, antibiyotik,bol sıvı, nemli ortam,sigara içilmez
Konuyla ilgili aramalar: bronş nedir , bronşit nedir , bronşit nasıl tedavi edilir , bronşit tedavisi , akut bronşit nedir , kronik bronşit nedir , bronşit tanısı nasıl konulur
Anjin Hastalığı Nedir? Anjin Tedavisi Nasıldır?
Sponsorlu Bağlantılar:
ANJİN: Tonsillaların ve farenksin iltihaplanmasıdır.
Tonsillalar; lenf dokuları olup boğazın her iki yanında yer alırlar.
Görevleri; İmmün sisteme yardımcı olmaktır.Ağız yoluyla gelen mikroorganizmaları kendi üzerlerinde tutarak ve onlara karşı antikor geliştirerek gerçekleştirirler. Bu görev, immün sistem gelişimine kadar(5-6 yaş) sürer.
ETYOLOJİ: Daha çok Beta Hemolitik streptokoklar etkendir. Bazen Epistein-Barr virüsü etkendir.Çocuklarda daha sık görülür. 3 yıl üst üste üç defa Anjin,iki yıl üst üste 5 defa anjin,7 ve daha fazla anjin kronik anjindir.Kronik Anjinde Tonsillalar cerrahi olarak alınmalıdır.
ANJİNDE;
BELİRTİ VE BULGULAR:
Yutmada güçlük ve ağrı, ani ateş, Boğaz ağrısı, dil paslıdır, bulantı kusma, iştahsızlık, ağızda kötü koku vardır.Kol ve bacaklarda ağrı, öksürük, ses kısıklığı, burun akıntısı. Bademcikler üzerinde apse, iltihaplı akıntı ve küçük kanama odakları görülür,çene altı lenf bezlerinde ağrı
TANI: Boğaz kültürü
KOMPLİKASYONLAR:
Orta kulak iltihabı, nefrit, kalp ve eklem romatizması,kronik anjin.
TEDAVİ:Bulaşmaya engel olmak . Antibiyotik ve penisilin, ilave olarak kortizon kullanılabilir. Apselerin boşaltılması gerekir.Antiseptikli gargara ve spreyler kullanılır.Ilık ve bol sıvı içecekler, yumuşak ve sıvı gıdalar alınır.
Konuyla ilgili aramalar: anjin nedir , anjin nasıl tedavi edilir , anjin tedavisi , anjin tanısı nasıl konulur
Tonsillalar; lenf dokuları olup boğazın her iki yanında yer alırlar.
Görevleri; İmmün sisteme yardımcı olmaktır.Ağız yoluyla gelen mikroorganizmaları kendi üzerlerinde tutarak ve onlara karşı antikor geliştirerek gerçekleştirirler. Bu görev, immün sistem gelişimine kadar(5-6 yaş) sürer.
ETYOLOJİ: Daha çok Beta Hemolitik streptokoklar etkendir. Bazen Epistein-Barr virüsü etkendir.Çocuklarda daha sık görülür. 3 yıl üst üste üç defa Anjin,iki yıl üst üste 5 defa anjin,7 ve daha fazla anjin kronik anjindir.Kronik Anjinde Tonsillalar cerrahi olarak alınmalıdır.
ANJİNDE;
BELİRTİ VE BULGULAR:
Yutmada güçlük ve ağrı, ani ateş, Boğaz ağrısı, dil paslıdır, bulantı kusma, iştahsızlık, ağızda kötü koku vardır.Kol ve bacaklarda ağrı, öksürük, ses kısıklığı, burun akıntısı. Bademcikler üzerinde apse, iltihaplı akıntı ve küçük kanama odakları görülür,çene altı lenf bezlerinde ağrı
TANI: Boğaz kültürü
KOMPLİKASYONLAR:
Orta kulak iltihabı, nefrit, kalp ve eklem romatizması,kronik anjin.
TEDAVİ:Bulaşmaya engel olmak . Antibiyotik ve penisilin, ilave olarak kortizon kullanılabilir. Apselerin boşaltılması gerekir.Antiseptikli gargara ve spreyler kullanılır.Ilık ve bol sıvı içecekler, yumuşak ve sıvı gıdalar alınır.
Konuyla ilgili aramalar: anjin nedir , anjin nasıl tedavi edilir , anjin tedavisi , anjin tanısı nasıl konulur
Larenjit Hastalığı ve Larenjit Tedavisi Nedir?
Sponsorlu Bağlantılar:
LARENJİT
Larenksin(Gırtlak) iltihaplanmasıdır.
ETYOLOJİ: Genelde çocuklarda (6 ay-6 yaşta sık) soğuk havalarda ortaya çıkar. Nedeni genelde virüslerdir. Vücut direncinin düşmesi, iyi beslenememe, ani ısı değişimleri hastalığa yatkınlık nedenidir.
BELİRTİ ve BULGULAR: Yetişkinlerde, ses kısıklığı, öksürük, ağrı, ateş. Çocuklarda,2-3 gün önceden başlayan ateş, öksürük, burun akıntısı, havlar tarzda öksürük, ses kısıklığı vs.
TANI: Belirti ve bulgulara dayanılarak teşhis konur.
TEDAVİ:Öncelikle ses tellerinin düzeltilmesi amaçlanır. İstirahat, Antibiyotik , rahatlatacak spreyler, buhar, bol sıvı. Yaşlı ve çocuklarda ağır seyreder.İyi tedavi edilmezse PNÖMONİ gelişebilir.
Konuyla ilgili aramalar: larenjit nedir , larenjit nasıl tedavi edilir , larenjit tedavisi , larenjit tanısı nasıl konulur
Larenksin(Gırtlak) iltihaplanmasıdır.
ETYOLOJİ: Genelde çocuklarda (6 ay-6 yaşta sık) soğuk havalarda ortaya çıkar. Nedeni genelde virüslerdir. Vücut direncinin düşmesi, iyi beslenememe, ani ısı değişimleri hastalığa yatkınlık nedenidir.
BELİRTİ ve BULGULAR: Yetişkinlerde, ses kısıklığı, öksürük, ağrı, ateş. Çocuklarda,2-3 gün önceden başlayan ateş, öksürük, burun akıntısı, havlar tarzda öksürük, ses kısıklığı vs.
TANI: Belirti ve bulgulara dayanılarak teşhis konur.
TEDAVİ:Öncelikle ses tellerinin düzeltilmesi amaçlanır. İstirahat, Antibiyotik , rahatlatacak spreyler, buhar, bol sıvı. Yaşlı ve çocuklarda ağır seyreder.İyi tedavi edilmezse PNÖMONİ gelişebilir.
Konuyla ilgili aramalar: larenjit nedir , larenjit nasıl tedavi edilir , larenjit tedavisi , larenjit tanısı nasıl konulur
Farenjit Hastalığı: Akut Farenjit ve Kronik Farenjit Nedir? Tanı ve Tedavisi
Sponsorlu Bağlantılar:
FARENJİT: Farenks, burun ve ağız boşluğunun arka kısmında yer alır. Farenks mukozasının iltihabı hastalığıdır. Akut ve Kronik olarak seyreder.
AKUT FARENJİT
Viral ve Bakteriyel kaynaklı olabilir. Bazı kimyasal irritan maddelerde etken olabilir.
Belirtiler:
Ateş yükselmesi, Boğazda ağrı, kuruluk ,Yanma, kaşınma,
Bulantı gıcık öksürük, Burun akıntısı ve tıkanıklığı, ses kısıklığı(Larenkse yayılmış enf)
TANI: Boğazın göz muayenesi ile farenkste kızarıklık ve ödem. Boğaz kültürü
Tedavi ve bakım: Enfeksiyon VİRAL ise; semptomatk tedavi uygulanır.ağrı kesici, ateş düşürücü, ağız gargarası, öksürük için antitüssifler. Bol sıvı gıdalar. Enfeksiyon BAKTERİYEL ise;Boğaz kültürü yapılır etkene göre Antibiyotikler başlanır.Boğaz ağrısı için, yumuşak ve sulu gıdalar önerilir, çok sıcak, çok soğuk içecekler verilmez.
UYARI: Hastalar Tedavi edilmezse nefrit, ateşli romatizmal hastalıklar ve endokardit yönünden uyarılır.
KRONİK FARENJİT:
ETYOLOJİ: Üst solunum yollarını tahriş eden gazlar ve tozların bulunduğu ortamda çalışmak. Yüksek sesle konuşmak,kronik öksürük,alkol ve sigara kullanma, beta enfeksiyonu, kronik sünizit farenjitin kronikleşmesine neden olur.
BELİRTİ ve BULGULAR: Boğaz ağrısı, boğazda irritasyon ve dolgunluk, Yutma güçlüğü,öksürük, yorgunluk, kırıklık, ateş.
TANI: Tekrarlayan uzun süren farenjit semptomları
TEDAVİ ve BAKIM: Destekleyici tedavi uygulanır.Korunma çok önemlidir. Beta hemolitik streptokoklarla enfekte olan hastalarla yakın temas edilmemeli. Kontamine eşyalar kullanılmamalı, mendiller tek kullanımlık olmalıdır. Yatak istirahatı,odası havalandırılmalı, Tuzlu su ile ağız gargara yapılmalıdır. Boğaz antiseptikleri verilir.Tozlu yerlerde bulunulmamalı, ısı değişikliklerinden korunmalıdır.
Konuyla ilgili aramalar: farenjit nedir , farenjit nasıl tedavi edilir , farenjit tedavisi , akut farenjit nedir , kronik farenjit nedir , farenjit tanısı nasıl konulur
AKUT FARENJİT
Viral ve Bakteriyel kaynaklı olabilir. Bazı kimyasal irritan maddelerde etken olabilir.
Belirtiler:
Ateş yükselmesi, Boğazda ağrı, kuruluk ,Yanma, kaşınma,
Bulantı gıcık öksürük, Burun akıntısı ve tıkanıklığı, ses kısıklığı(Larenkse yayılmış enf)
TANI: Boğazın göz muayenesi ile farenkste kızarıklık ve ödem. Boğaz kültürü
Tedavi ve bakım: Enfeksiyon VİRAL ise; semptomatk tedavi uygulanır.ağrı kesici, ateş düşürücü, ağız gargarası, öksürük için antitüssifler. Bol sıvı gıdalar. Enfeksiyon BAKTERİYEL ise;Boğaz kültürü yapılır etkene göre Antibiyotikler başlanır.Boğaz ağrısı için, yumuşak ve sulu gıdalar önerilir, çok sıcak, çok soğuk içecekler verilmez.
UYARI: Hastalar Tedavi edilmezse nefrit, ateşli romatizmal hastalıklar ve endokardit yönünden uyarılır.
KRONİK FARENJİT:
ETYOLOJİ: Üst solunum yollarını tahriş eden gazlar ve tozların bulunduğu ortamda çalışmak. Yüksek sesle konuşmak,kronik öksürük,alkol ve sigara kullanma, beta enfeksiyonu, kronik sünizit farenjitin kronikleşmesine neden olur.
BELİRTİ ve BULGULAR: Boğaz ağrısı, boğazda irritasyon ve dolgunluk, Yutma güçlüğü,öksürük, yorgunluk, kırıklık, ateş.
TANI: Tekrarlayan uzun süren farenjit semptomları
TEDAVİ ve BAKIM: Destekleyici tedavi uygulanır.Korunma çok önemlidir. Beta hemolitik streptokoklarla enfekte olan hastalarla yakın temas edilmemeli. Kontamine eşyalar kullanılmamalı, mendiller tek kullanımlık olmalıdır. Yatak istirahatı,odası havalandırılmalı, Tuzlu su ile ağız gargara yapılmalıdır. Boğaz antiseptikleri verilir.Tozlu yerlerde bulunulmamalı, ısı değişikliklerinden korunmalıdır.
Konuyla ilgili aramalar: farenjit nedir , farenjit nasıl tedavi edilir , farenjit tedavisi , akut farenjit nedir , kronik farenjit nedir , farenjit tanısı nasıl konulur
28 Aralık 2010 Salı
Gül Yağının Faydaları Nelerdir? Gülün Yağı
Sponsorlu Bağlantılar:
GÜL YAĞININ FAYDALARI
Ispartanın meşhur olan gülü ve bundan elde edilen yağ her tür cilt tipine uygundur. Nemlendirici etkisi için kullanılabilir. Yumuşatıcı ve rahatlatıcı bir yapısı da vardır. Dahası ağrı kesici, keyif verici, uyutucu, öksürük kesici etkileri vardır. Kabızlığı önlemede ve tansiyon düşmesinde etkilidir. Saç uzamasına yardımcı olur ve saçı besler.
Konuyla ilgili aramalar: gül yağının faydası nedir , gül yağının faydaları nelerdir , gülün yağı neye iyi gelir , gülün yararları nelerdir
Ispartanın meşhur olan gülü ve bundan elde edilen yağ her tür cilt tipine uygundur. Nemlendirici etkisi için kullanılabilir. Yumuşatıcı ve rahatlatıcı bir yapısı da vardır. Dahası ağrı kesici, keyif verici, uyutucu, öksürük kesici etkileri vardır. Kabızlığı önlemede ve tansiyon düşmesinde etkilidir. Saç uzamasına yardımcı olur ve saçı besler.
Konuyla ilgili aramalar: gül yağının faydası nedir , gül yağının faydaları nelerdir , gülün yağı neye iyi gelir , gülün yararları nelerdir
Alıçın Sağlığımıza Faydaları: Alıç Yararlı mıdır?
Sponsorlu Bağlantılar:
Alıç Bitkisinin Faydaları; önemli bir kalp ve damar sağlığı yardımcısı olan alıç, kalp damarlarını genişleterek kanın daha rahat pompalanmasını sağlar. Böylelikle kan dolaşımı kolaylaşmış ve kalbin yükünü hafiflemiş olur. Kalbinizi kuvvetlendirir ve damar sertliğine karşı korur. Kalp krizi riskini azaltır. Kalp atışlarını düzenleyerek aritmiye (düzensiz kalp atışı) karşı da koruyucu ve tedavi edici etkisi vardır. Sinirler üzerinde yatıştırıcı etkisi ile sinir bozukluğunu ve sinirsel çarpıntıları azaltır. Beyne kan akışını arttırır. Kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlar. Uykusuzluğa karşı iyi gelir. Tansiyonu düşürür. Mideyi güçlendirir. Cinsel gücü arttırır. Spazm çözücü ve idrar söktürücüdür.
Konuyla ilgili aramalar: alıçın faydaları, alıç meyvesinin yararları , alıç bitkisi neye iyi gelir
27 Aralık 2010 Pazartesi
Meyan Kökünün Faydaları: Meyan Kökü Neye İyi Gelir?
Sponsorlu Bağlantılar:
Meyankökü bitkisinin faydaları : Grip, nezle, anjin ve nefes darlığında faydalıdır. Öksürük ve balgam söktürücü etkiye sahiptir. Vücuda ferahlık hissi verir. İdrar söktürücüdür. Tansiyonu düşürerek, yüksek tansiyon rahatsızlıklarına karşı iyi gelir. Mide ve 12 parmak bağırsağı ülseri ve gastriti tedavi eder. İştah açar, sindirimi kolaylaştırır. İncebağırsak iltihaplarına iyi gelir. Vücuda serinlik verir. Kabızlığı önler. Herşeyde olduğu gibi meyan kökünün fazlası zararlı olur, ayrıca tiryakilik yapar.
Konuyla ilgili aramalar: meyan kökünün faydaları, meyan kökünün yararları , meyan kökü bitkisi neye iyi gelir
Maydanozun Yararlari: Maydonoz Nelere Faydalıdır?
Sponsorlu Bağlantılar:
Maydanoz vücut metabolizmasını hızlandırarak bağ dokusunu güçlendiriyor. Maydanoz yemek ve çayını içmek, ödemlere ve vücudun su toplamasına karşı çok iyi etkisi olan bir uygulama olarak bilinmektedir. Maydanoz bir provitamin A (Beta karoten ) deposudur. Bu özelliği ile görme yetimize, kılcal damar sistemine, adrenal bezine ve troid bezine faydalı gelir. Maydanoz suyundaki yüksek klorofil miktarı kanı arttırarak oksijeni metabolize eder ve karaciğerin, böbreklerin ve idrar yollarının temizlenmesine yardım eder. Sindirim enzimlerini uyararak sindirim rahatsızlıklarını azaltır. İnce barsaktaki peristaltik hareketleri arttırır. Bir tutamıyla bile günlük C Vitaminini ihtiyacımızın çoğunu karşılayabiliriz.
Maydanoz suyuna bal ve limon karıştırarak günde 1-2 bardak içilirse;
Kanı temizler, kansızlığa, mesane iltihabına , kum, böbrek taşı ile tansiyona, şişmanlığa, böbrek ve karaciğer problemlerine, damar sertliğine karşı etkilidir.
Böbrek rahatsızlıkları için kullanımı; 4 bardak suya 1 demet maydanoz yıkanıp konur. 5 dakika kadar kaynatılır. süzülür, günde 3 kere 1′er çay bardağı içilir.
Tohumları idrar ve safra söktürücüdür. Maydanoz, adet sancılarını keser, düzenler ve kolaylaştırarak ağrıları en aza indirir ve akıntıları da keser. Barsak solucanlarının düşürülmesinde yardımcı rol oynar. Gazı dışarı atar.
Grip ve nezleyi geçirir, balgam söktürür, terletir, ateş düşürücü etkiye sahiptir. Kan şekerini dengeler, kansere karşı koruyucu etki sağlar, vücuttaki toksinleri dışarı atar, romatizma hastalığına ve sarılığa da iyi gelir.
Yatağa girmeden önce ağızda çiğnenen bir demet maydanoz rahat uyumayı sağlar. Bulantılarda ve nefes darlığında bir tutam maydanozu iyice çiğneyerek yutmak rahatlatıcı bir etki sağlar.
Anne sütünü azaltır. Emzikli kadınların süt kanalı tıkanmalarında maydanoz lapası uygulanır. Yara, kesik ve morartıları iyileştirir. Kulak ve diş ağrısına iyi gelir.
Afrodizyak etkisiyle cinsel gücü arttırır.
Sivilceli, lekeli, pürüzlü ve kırışık ciltlere parlaklılık ve pürüzsüzlük verir. 2 bardak kaynatılmış suda, 1 demet yıkanmış maydanoz sapları ile beraber üstü kapalı olarak kısık ateşte 5 dk. süre ile kaynatılır. 20 dk. dinlendirilerek demlenmeye bırakılır. süzülür. Böylece etkili cilt losyonu ve lapası elde edilir. Temiz cilde lapası sürülüp yaklaşık 20 dk bekletilir, daha sonra süzülen maydanoz suyu ile cilt yıkanır. Her gün birkaç kez uygulanabilir.
Saçlar maydanoz suyu ile yıkanırsa saçları besler, parlatır, dökülmeyi azaltır.
Arı ve diğer haşerat sokmalarında, sokulan yere sürülürse acıyı azaltır.
Konuyla ilgili aramalar: maydonozun faydaları, maydanoz suyunun faydaları nelerdir, yararları , maydonoz , mydonoz , maydonos yararlari , maydonoz yarari , maydonos suyunun faydalari , maydonos faydalari , maydanoz suyunun yararlari , maydonoz suyu , maydanoz suyunun faydalari, maskesi , cilde faydası
Alzheimer Hastalığı Nedir? (Alzaymır Ne Demek) Belirtileri Nelerdir?
Sponsorlu Bağlantılar:
Yaşlılıkla beraber ortaya çıkan ve başta unutkanlık olmak üzere çeşitli zihinsel ve davranışsal bozukluklara yol açan ilerleyici bir beyin hastalığıdır. Sinir hücrelerinin hasarı ile bellek ve öğrenme becerilerinin yitimidir.
Alzheimer hastalığı, yaşlılıkla birlikte ortaya çıkan ve başta unutkanlık olmak üzere çeşitli zihinsel ve davranışsal bozukluklara sebebiyet veren ilerleyici bir beyin hastalığıdır.
Beynin belli bölgelerinde, bilinmeyen bazı sebeplerden dolayı birtakım proteinler birikir. Bu da beyindeki iletişimi sağlayan sinir hücrelerinin hasarına neden olur. Tanısı ön planda öykü almaya dayanmaktadır. Demans sebepleri arasında ilk sırada gelmektedir. Bellek ve bilişsel işlevlerde günlük hayatın aktivitelerini engelleyecek şekilde kronik ve ilerleyici kayıpla karakterizedir. Yaşamın orta ve ileri zamanlarında ortaya çıkar ve 50 yaşın altındakilerde nadiren gözükür. Alzheimer hastalığı'nın görülme oranı yaşın ilerlemesiyle birlikte artar, 65 yaşında görülme sıklığı yüzde 5’lerdeyken, 60 yaş üstünde yüzde 30’lara kadar çıkar.
ALZHEİMER (ALZAYMIR) BELİRTİLERİ VE BULGULARI:
Alzheimer hastalığının ilk belirtisi genellikle unutkanlıktır. Yakın zamana ait bilgileri hatırlama ya da yeni bilgiler öğrenme güçlüğü görülür. Ayrıca konuşma bozukluğu, karar verme güçlüğü, kişileri tanıyamama ya da yolunu kaybetme gibi başka zihinsel sorunlar da başgösterir.
Alzheimer hastalarının klinik tablosuna çoğu kez davranış ve kişilik bozuklukları da eşlik eder. Özellikle hastalık ilerledikçe, birçok hastada depresyon, saldırganlık, huzursuzluk, hayal görme, uyku bozuklukları ya da amaçsızca dolaşma gibi ruhsal problemler görülebilir.
Zihinsel bozukluklar:
* Unutkanlık
* Öğrenme güçlüğü
* Kişileri tanıyamama
* Karar verme güçlüğü
* Konuşma bozukluğu
* Yolunu kaybetme
Ruhsal bozukluklar:
* Huzursuzluk
* İlgisizlik
* Amaçsız dolaşma
* Gerçekdışı hayaller
* Depresyon
* Saldırganlık
* Uyku bozukluğu
Konuyla ilgili aramalar: alzheimer nedir , alzaymır nedir? alzheimer belirtileri nelerdir , alzaymır belitirleri nelerdir , Bunama , Presenil Demans , bunaklık , alzeymır , alzhaymır , alzaymir
Alzheimer hastalığı, yaşlılıkla birlikte ortaya çıkan ve başta unutkanlık olmak üzere çeşitli zihinsel ve davranışsal bozukluklara sebebiyet veren ilerleyici bir beyin hastalığıdır.
Beynin belli bölgelerinde, bilinmeyen bazı sebeplerden dolayı birtakım proteinler birikir. Bu da beyindeki iletişimi sağlayan sinir hücrelerinin hasarına neden olur. Tanısı ön planda öykü almaya dayanmaktadır. Demans sebepleri arasında ilk sırada gelmektedir. Bellek ve bilişsel işlevlerde günlük hayatın aktivitelerini engelleyecek şekilde kronik ve ilerleyici kayıpla karakterizedir. Yaşamın orta ve ileri zamanlarında ortaya çıkar ve 50 yaşın altındakilerde nadiren gözükür. Alzheimer hastalığı'nın görülme oranı yaşın ilerlemesiyle birlikte artar, 65 yaşında görülme sıklığı yüzde 5’lerdeyken, 60 yaş üstünde yüzde 30’lara kadar çıkar.
ALZHEİMER (ALZAYMIR) BELİRTİLERİ VE BULGULARI:
Alzheimer hastalığının ilk belirtisi genellikle unutkanlıktır. Yakın zamana ait bilgileri hatırlama ya da yeni bilgiler öğrenme güçlüğü görülür. Ayrıca konuşma bozukluğu, karar verme güçlüğü, kişileri tanıyamama ya da yolunu kaybetme gibi başka zihinsel sorunlar da başgösterir.
Alzheimer hastalarının klinik tablosuna çoğu kez davranış ve kişilik bozuklukları da eşlik eder. Özellikle hastalık ilerledikçe, birçok hastada depresyon, saldırganlık, huzursuzluk, hayal görme, uyku bozuklukları ya da amaçsızca dolaşma gibi ruhsal problemler görülebilir.
Zihinsel bozukluklar:
* Unutkanlık
* Öğrenme güçlüğü
* Kişileri tanıyamama
* Karar verme güçlüğü
* Konuşma bozukluğu
* Yolunu kaybetme
Ruhsal bozukluklar:
* Huzursuzluk
* İlgisizlik
* Amaçsız dolaşma
* Gerçekdışı hayaller
* Depresyon
* Saldırganlık
* Uyku bozukluğu
Konuyla ilgili aramalar: alzheimer nedir , alzaymır nedir? alzheimer belirtileri nelerdir , alzaymır belitirleri nelerdir , Bunama , Presenil Demans , bunaklık , alzeymır , alzhaymır , alzaymir
26 Aralık 2010 Pazar
Sağlik Bilgileri: Hipospadias Nedir? (Peygamber Sünneti Ne Demektir?)
Sponsorlu Bağlantılar:
Hipospadias Nedir?
Yeni doğan erkek çocuklarda görülebilen doğumsal bir bozukluktur. Normal bir peniste idrar kanalı (üretra) penis başının (glans) ucunda sonlanır ve çocuklar penisin ucundan idrarını yaparlar.
Hipospadiaslı çocuklarda ise idrar kanalı (üretra) penisin alt yüzünde ve daha geride sonlanır. Bu sonlandığı nokta ile penis ucu arasındaki mesafede idrar kanalı oluşmamıştır.
İdrar kanalının açılma noktası testislerden daha geride bile olabilir ve ne kadar geride ise o kadar ciddidir. Ancak olguların çoğunluğunun penis ucuna daha yakın olanlar oluşturmaktadır.
BELİRTİLERİ NELERDİR?
1) İdrar kanalının (üretra) penisin alt yüzünde ve daha geride olması
2) Penis başının yassılaşması
3) Sünnet derisi (prepusium)'nin penis başının alt yüzünde oluşmaması (doğuştan yarım sünnetli)
4) Ereksiyona gelince penisin aşağıya doğru kıvnlması
S) Hipospadiaslı çocukların karşıya doğru işeyememeleri tersine ayaklarına doğru işemelerL Bu durum oturarak çiş yapma mecburiyeti doğurur (Ayakta çiş yapmak yerine).
6) İdrar kanal açıklığı çok geride olanlarda erişkin yaşa kadar ameliyat edilmezlerse cinsel fonksiyon bozukluklan ortaya çıkabilir.
NE ZAMAN ORTAYA ÇIKAR?
fetus (anne karnındaki bebek cinsiyet farklılaşması gebeliğin ilk üç ayı esnasında gerçekleşir. Bu süre içerisinde bu organa ait ortaya çıkan bir gelişim aksak1ığı sonucunda idrar kanalının oluşumu tamamlanamadan d uraksar ve hi pospadias ortaya çıkar.
Bu gelişim aksamasının nedeni kesin olarak bilinmemektedir. Androjenik (erkeksi) hormon uyarısındaki herhangi bir azalma yada kalıtsal bazı faktörler suçlanınaktadır.
Hipospadiaslı bir çocuğu olan ailenin doğması beklenen erkek bebeğinde de hipospadias görülme olasılığı %201nin üzerinde olması kalıtsal nedenlerin önemini göstermektedir.
Üretra (idrar kanalı)?nın açıldığı noktaya göre hipospadias tipleri:
NASIL TANI KONUR?
Günümüzde gebelik esnasında ultrason ile doğum öncesi tanı koymak mümkündür. Bu mümkün olmadıysa doğduğu andan itibaren yapılacak klinik muayene ile kolaylıkla tanı konur. Nadiren hipospadiaslı çocuklarda prepusium (sünnet derisi) normal ve tam olabilir. Bu durumlarda sünnet derisi geriye doğru sıyrılmadan uca yakın hipospadiaslar tespit edilemeye bilir.
NE SIKLIKTA GöRÜLÜR?
Yaklaşık olarak "300 erkek doğumda 1" görülmektedir.
BAŞKA HANGİ TESTLER YAPıLMALıDıR?
Hipospadiasla birlikte en sık görülen bir başka doğumsal problem inmemiş testis ve kasık fıtığıdır. Bu nedenle hipospadiaslı çocukların testislerinin olup olmadığı ve torbalara kadar inip inmediği mutlaka kontrol edilmelidir.
Ayrıca hipospadias olguları çok nadir görülen cinsiyet farklılaşması problemlerinin (hermafroditizm) bir parçası olarak da ortaya çıkabilir. Bu nedenle şüpheli olgularda cinsiyet ayırım testleri (kromozom analizler v.s.) yapılmalıdır.
TEDAVİ
Yegane tedavisi cerrahi operasyondur. Operasyonda penisin aşağıya doğru kıvrılmasına neden olan -kordi- adını verdiğimiz fibrotik bant temlzlenerek penis ereksiyona geldiğinde aşağı doğru kıvrılmayacak şekilde düzleştirilir.
İdrar kanalının açıldığı noktadan penisin ucuna kadar olan eksikliğini tamamlamak üzere yeni idrar kanalı oluşturulur. Yassılaşmış halde bulunan penis başı (glans)'na doğal konik şekli verilir. Yani sonuçta estetik ve fonksiyonel açıdan kabul edilebilir bir penis şekli oluşturulur.
Operasyonda Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahinin çok ince ve hassas teknikleri uygulanır. Cerrahi işlemin başarılı olabilmesi için Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi ehliyeti olan ve özellikle bu konuyla ilgili yeterli bilgi ve deneyime sahip kişilerce yapılmalıdır.
Hipospadiasın tipine göre seçilmesi gereken değişik yöntemler vardır. Cerrahi işlem seçilen yönteme bağlı olarak 1 ile 4 saat arasında sürebilir.
SÜNNET YAPILMALI MIDIR?
Hipospadiasın bir çok tipinde eksik idrar kanalının oluşturulması amacıyla sünnet derisi (prepusium) kullanıldığı için bu kıymetli malzemenin sünnet yapılarak harcanılmaması gerekir. Yani sünnet yapılmamalıdır!
HASTANEDE NE KADAR KALIR?
Hipospadiasın ciddiyetine ve uygulanan yönteme göre hastanede yatış süresi 3-10 gün arasında değişmektedir.
CERRAHİ SONUÇLAR NASILDIR?
Cerrahiyi takiben çoğu çocuk normal fonksiyon ve iyi bir kozmetik sonuca sahip olur. Ortalama olarak hipospadiaslı çocukların %90'ında problemler tek bir operasyonla çözülür. fakat, Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi prensiplerine uyulmadan ve de ehil olmayan kişiler tarafından bu operasyonlar yapıldığında komplikasyon ve başarısızlık oranı büyük ölçüde düşmektedir.
ÜREME fONKSİYONU NASILDIR?
Başka bir nedenle kısırlık (infertilite) yoksa böyle bir problem hipospadiaslı çocuklarda beklenmez. Başarılı sonuçlanmış bir operasyonun bu yönde olumsuz bir etkisi olmaz.
PSİKOLOJİK ETKİLENME OLUR MU?
Mükerreren yapılan ve her defasında başarısız geçen operasyonlar kişiyi psikolojik olarak olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle uygun yaşta ve tek operasyonla başarılı bir sonuç daima tercih edilir.
OPTİMAL OPERASYON YAŞı NEDİR?
Operasyon yaşı konusunda dünyadaki görüşler ve uygulamalar farklıdır. Yapılan araştırmalar 18. aydan sonra psikolojik açıdan çocuğun olumsuz etkilenme riskinin yüksek olduğunu göstermiştir. 6.aydan önce ameliyat etmenin de genel anesaaai riski açısından caydırıcılığı vardır. Bu nedenlerle ve cerrahi tekniklerdeki gelişmeler de göz önüne alınarak daha önceleri 2-3 yaş arası daha çok tercih edilirken, bu sınırı daha erkene alma eğilimi gelişmiştir.
özetle, günümüzde optimaloperasyon yaşı 6 ile 18 ayarasıdır.
KOMPLİKASYONLAR
Erken ve geç dönemde görülenler olarak 2 gruba ayırmak mümkündür. Erken dönemde; kanama, dikişlerin açılması, enfeksiyon gibi tüm ameliyatlarda görülme riski olan komplikasyonlarla karşılaşılabilir.
Geç dönemde ise, fistül (delik), stenoz (darlık), kordi tekrarlamasına bağlı peniste aşağı doğru eğrilme ve tekrarlayıel üriner sistem enfeksiyonlarına eğilimde artış görülebilmektedir.
Bu komplikasyonlar dikkatli ek cerrahi işlemler gerektirir.
Konu ile alakalı etiketler: hipospadias, hipospadias nedir, hypospadias nedir, distal hipospadiası nedir, hipospadiasa, hipospadios, hypospadia nedir, hipaspadias nedir, hiposadias nedir, hipos padias, hipospadyos, nonpalpable hipospadias ne demek, distal hipospadias nedir, hıpospadıas, hipospadies, hipospediasti, granüler hipospadias nedir, hıpespadıas, hipos nedir, idrar kanalı operasyonu, hipospadias ne demek, hiposdias, hipospadisnedir, hipaspadias, hipospodins
Mantar Zehirlenmesine Karşi Dikkat!
Sponsorlu Bağlantılar:
Mantarların yenilebilen ve zehirli olan yenmeyen türleri vardır. Mantar zehirlenmeleri, genellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında yağışların bol olduğu mevsimlerde görülür. Yenebilen mantarlarla zehirli mantarların kesin ayırıcı özellikleri yoktur. Ölümle sonuçlanan bitkisel kaynaklı zehirlenmelerin % 50'si yabani mantarlardan kaynaklanmaktadır. Doğada yenilebilen mantarlar ve zehirli mantarlar birlikte yetişirler.
Mantar zehirlenmesine; mantar türlerinin bazılarının çiğ veya pişmiş meyve gövdelerinin tüketilmesi sebep olmaktadır. İnsanda zehirlenmeye neden olan pek çok mantarın pişirme ile zehirli etkileri azalmamakta ve yok olmamaktadır. Mantar zehirlenmeleri ve buna bağlı ölümlerden korunabilmek için doğada kendiliğinden yetişen yabani mantarlardan tümüyle uzak durulması gerekmektedir. Zehirlenmeyi önlemenin tek yolu bu mantarların yenilmemesidir.
Türü bilinmeyen mantarların yenilmesine bağlı olarak meydana gelen mantar zehirlenmelerinde; dolaşım sistemi hastalıkları, çarpıntı, şuur bozuklukları, bulantı, kusma, ishal, yüksek ateş, solunum ve dolaşım yetersizliği belirtileri görülebileceğinden hemen en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerekmektedir. Mümkünse hastanın yediği mantar örneği de beraberinde götürülmelidir. Mantar zehirlenmelerinde Sağlık kuruluşlarına müdahale için başvuruda bulunulmayan ya da geç başvuran vakalarda ölümle sonuçlanabilecek hayati tehlike oluştuğu unutulmamalıdır.
Mantar satın alırken dikkat etmemiz gerekenler:
Seralarda özel olarak yetiştirilen, marketlerde ambalaj içinde satılan ve ambalaj üzerinde firma adı, adresi ve nerede üretildiği belli olan, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının üretim izni, tarih sayısı, imal ve son kullanma tarihlerinin olduğu mantarlar tercih edilmelidir.
Ayrıca, 24 saat hizmet veren Ulusal Zehir Danışma Merkezi (UZEM)' nin 114 numaralı telefonu aranarak zehirlenmelerle ilgili bilgi alınabilmekte olup, zehirlenmelerin ve buna bağlı ölümlerin meydana gelmemesi için mantar konusunda bu hususlara dikkat etmemiz gerekir.
Konuyla ilgili aramalar: Mantar zehirlenmesi , zehirli mantarlar , mantar zehirlenmesi belirtileri , mantar zehirlenmesinin belirtileri , zehırlenmesı
Mantar zehirlenmesine; mantar türlerinin bazılarının çiğ veya pişmiş meyve gövdelerinin tüketilmesi sebep olmaktadır. İnsanda zehirlenmeye neden olan pek çok mantarın pişirme ile zehirli etkileri azalmamakta ve yok olmamaktadır. Mantar zehirlenmeleri ve buna bağlı ölümlerden korunabilmek için doğada kendiliğinden yetişen yabani mantarlardan tümüyle uzak durulması gerekmektedir. Zehirlenmeyi önlemenin tek yolu bu mantarların yenilmemesidir.
Türü bilinmeyen mantarların yenilmesine bağlı olarak meydana gelen mantar zehirlenmelerinde; dolaşım sistemi hastalıkları, çarpıntı, şuur bozuklukları, bulantı, kusma, ishal, yüksek ateş, solunum ve dolaşım yetersizliği belirtileri görülebileceğinden hemen en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerekmektedir. Mümkünse hastanın yediği mantar örneği de beraberinde götürülmelidir. Mantar zehirlenmelerinde Sağlık kuruluşlarına müdahale için başvuruda bulunulmayan ya da geç başvuran vakalarda ölümle sonuçlanabilecek hayati tehlike oluştuğu unutulmamalıdır.
Mantar satın alırken dikkat etmemiz gerekenler:
Seralarda özel olarak yetiştirilen, marketlerde ambalaj içinde satılan ve ambalaj üzerinde firma adı, adresi ve nerede üretildiği belli olan, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının üretim izni, tarih sayısı, imal ve son kullanma tarihlerinin olduğu mantarlar tercih edilmelidir.
Ayrıca, 24 saat hizmet veren Ulusal Zehir Danışma Merkezi (UZEM)' nin 114 numaralı telefonu aranarak zehirlenmelerle ilgili bilgi alınabilmekte olup, zehirlenmelerin ve buna bağlı ölümlerin meydana gelmemesi için mantar konusunda bu hususlara dikkat etmemiz gerekir.
Konuyla ilgili aramalar: Mantar zehirlenmesi , zehirli mantarlar , mantar zehirlenmesi belirtileri , mantar zehirlenmesinin belirtileri , zehırlenmesı
25 Aralık 2010 Cumartesi
Resimli Temel Jimnastik Duruşları: 12 Temel Cimnastik Duruşu
Sponsorlu Bağlantılar:
TEMEL JİMNASTİK DURUŞLARI: 12 adet temel hareketi aşağıdan görsel olarak inceleyip uygulayabilirsiniz. Hocamıza tşk ederiz.
1- Hazır Ol Duruşu
2- Ayaklar Kapalı Dik Duruş
3- Ayaklar Açık Dik Duruş
4- Ayaklar Açık Oturuş
5- Diz Üstü Duruş
6- Diz Üstü Duruş 2
7- Düz Bank Duruşu
8- Ters Bank Duruşu
9- Ön Cephe Duruşu
10- Ters Cephe Duruşu
11- Uzun Oturuş
12- Yana Hamle Duruşu
Konu ile ilgili diğer resimler için Aşağıdaki Adreslere Tıklayabilirsiniz:
Temel Jimnastik Duruşları Temel Jimnastik Hareketleri
1- Hazır Ol Duruşu
2- Ayaklar Kapalı Dik Duruş
3- Ayaklar Açık Dik Duruş
4- Ayaklar Açık Oturuş
5- Diz Üstü Duruş
6- Diz Üstü Duruş 2
7- Düz Bank Duruşu
8- Ters Bank Duruşu
9- Ön Cephe Duruşu
10- Ters Cephe Duruşu
11- Uzun Oturuş
12- Yana Hamle Duruşu
Konu ile ilgili diğer resimler için Aşağıdaki Adreslere Tıklayabilirsiniz:
Temel Jimnastik Duruşları Temel Jimnastik Hareketleri
Sponsorlu Bağlantılar:
Bebeklerde Kabızlık Nasıl Giderilir? Bebeğim Kabız Diyorsanız.
Sponsorlu Bağlantılar:
Bebeklerdeki kabızlık sorunu ve giderilmesi
Hemen hemen tüm yeni doğmuş bebeklerde kabızlık sorunu yaşanmakta ve bu hem bebeği hemde anneleri inanılmaz huzursuz etmektedir. Anneler olarak bu durumdan kurtulmak için bilmemiz gereken bir kaç nokta bulunmakta.
Bebeğiniz kabızlık sorunu için önerilenler:
Günlük beslenmesine ek olarak bebeğinize su verebilirsiniz. Başlangıç olarak 60-120 ml su verin. Bebeğinizin tepkisine göre daha fazla ya da daha az da verebilirsiniz.
Eğer su bebeğinizin kabızlık sorunu için yardımcı olamıyorsa, günlük yediği yemeklere ek olarak kuru erik, elma ya da armut suyu da içirebilirsiniz. Sudaki gibi günlük 60-120 ml olarak başlayıp bebeğinizin tepkisine göre daha fazla verebilirsiniz.
Bebeğiniz eğer katı gıdalar yiyebiliyorsa, armut püresi, arpa ya da kuru erik gibi lif yönünden zengin gıdaları yedirmeyi deneyebilirsiniz. Ama pirinçten uzak durmalısınız.
Bebeğinizdeki sert dışkıların geçişini kolaylaştırmak adına bir miktar su bazlı yağlayıcı uygulamak işinize yarayabilir. Bebeğinizdeki kabızlık sorunu için mineral yağ, müshil ve lavman yağı kullanmamanız tavsiye ediliyor.
Beslenme alışkanlığındaki yapabileceğiniz yukarıda belirtilen değişiklikler bebeğinizin kabızlık sorununa çözüm değilse veya kabızlık sorununa kusma ve irkilme gibi diğer belirtiler de eşlik ediyorsa, derhal çocuk doktorunuza gitmelisiniz.
Konuyla ilgili aramalar: bebeğim kabız , çocuğum kabız , kabızlık için çözüm önerileri , bebeğim büyük abdestini yapamıyor
Kilo Vermek için Öğün Atlamayın - Zayıflamanın Pratik Yolları
Sponsorlu Bağlantılar:
Az yediğiniz halde yine de kilo veremiyor musunuz ?
Az yiyiyorum ama kilo veremiyorum diyorsanız işte size kalori yakmanın püf ve hassas noktaları.
Organizma, alınan veya verilen kilolara kolayca uyum sağlayıp onu korumaya programlıdır. Böylece siz diyet yapmaya başladığınızda organizmanız eski kilonuzu korumak için kıyasıya bir mücadeleye girer. Birdenbire çok düşük kalorili bir beslenme alışkanlığı edinirseniz, organizma inatla karşı çıkarak bazal metabolizmayı uyarır. Yavaş çalışmaya başlayan metabolizma kilo verme sürecini yavaşlatır. Bu nedenle sağlıklı kilo vermek istiyorsanız, günlük kalori miktarını birdenbire değil, yavaş yavaş azaltın.
KASLARINIZI ÇALIŞTIRIN
İstatistiklere göre kaslı kişilerin metabolizması daha hızlı çalışıyor.
Bu nedenle kaslarınızı güçlendirecek sporlar yapın. Çünkü fiziki aktivitenin iki avantajı var: Biri kalorileri yakması, diğeri kas kütlesini genişleterek yağ kütlesinin azalmasını sağlaması.
pROTEİNİ İHMAL ETMEYİN
Et, balık, peynir, baklagil, yumurta, süt, peynir ve yoğurt değerli birer protein kaynağıdır. Aminoasit içeren bu besinler organizma için kasları inşa etmeye yarayan birer kiremit taşı gibidirler. Organizma bu aminoasitleri özümsemek için bol enerjiye, özellikle de karbonhidrat ya da yağlardan alınan enerjiye gereksinim duyar. Yani, proteinli besinler daha çok kalori yakılmasına neden olur. Ancak aşırıya kaçmamaya özen göstermekte yarar var.
Aşırı protein almak organizmayı, en çok da böbrekleri yorar. Dengeli bir diyette günlük kalori miktarının yüzde 15-20′si kadar protein alınmalıdır.
BOL BOL UYUYUN
Yorgun olduğunuz zaman metabolizma dahil tüm fiziksel işlemlerde otomatik olarak bir yavaşlama söz konusu olur. İyi bir uyku organizmayı dinlendirir. Bunun için ön hazırlık yapmanız şart. Hafif bir akşam yemeği yiyin. Hafif yemek hem iyi uyumanızı, hem de kilo almamanızı sağlar. Akşam saatlerinde yavaşlayan metabolizma, alınan kalorileri gereğince yakamaz ve vücudun belli bölgelerinde biriktirir.
ÖğÜN ATLAMAYIN
Hele kahvaltıyı kesinlikle atlamayın. Günün bu ilk öğünü, sadece gün içinde enerjik olmanızı sağlamakla kalmaz, gece boyunca uyuyan metabolizmayı da uyandırır. Eğer kahvaltı yapmazsanız metabolizma uyanmadığı için kalori yakmayacaktır. Üstelik öğle öğününde çok acıkmış olacağınızdan aşırı besin almanız içten bile değil. Organizmanın doğal ritmi için günde 3 ana ve 2 ara öğün yemelisiniz. Bu sistemle kaloriler birikmez aksine yakılır.
MEYvE vE SEBZE YİYİN
Acıktığınız zaman atıştırma tuzağına yakalanmamak için buzdolabınızda daima taze meyve ve sebze bulundurun. Maydanoz, havuç, salatalık ve domates gibi besinleri
yıkayıp doğrayın. Üzerine limon suyu gezdirip ayrı ayrı cam kavanozlara
alın ve buzdolabında saklayın.
YARIM SAAT SpOR YApARAK NE KADAR KALORİ HARCAYABİLİRSİNİZ?
Bisiklet:
Hızlı pedal çevirerek yarım saatte 260 kalori yakabilirsiniz. Ancak yavaş giderseniz harcayacağınız kalori miktarı 90′a kadar inebilir.
Yüzme:
Serbest yüzme ile 300 kalori harcarsınız. Kelebek stili ile 450 kalori, sırtüstü 240 ve kurbağalamada 200 kalori harcarsınız. İdeal olan yarım saatte tüm yüzme stillerini denemek.
Hafif koşu:
Açık havada yarım saatlik bir koşu 300 kalorilik bir harcama demektir. Eğer koşmayı sevmiyorsanız, hızlı yürümekle de bu kaloriyi harcayabilirsiniz.
Tenis:
Yarım saatlik tenis ile 250 kalori harcayabilirsiniz. Ancak dikkat; çiftli tenis maçı yaparsanız daha az yorulacağınızdan 50 kalori daha az harcamış olursunuz.
Ev İŞİ YApARAK NE KADAR KALORİ HARCAYABİLİRSİNİZ?
Bulaşık yıkamak 35 kal.
Örgü örmek 40 kal.
Cam silmek 50 kal.
Ütü yapmak 60 kal.
Yemek pişirmek 60 kal.
Elektrikli süpürge ile süpürmek 100-150 kal.
Merdiven çıkmak 200 kal.
Konuyla ilgili aramalar: Nasıl kilo veririm, kilo vermek için ne yapmalıyım, hızlı kilo vermek, en çabuk nasıl kilo veririm, hangi iş kaç kalori, nasıl kalori yakarım, nasıl zayıflarım, nasıl incelebilirim
Cilt Gençleştirme, Cilt Onarımı, Cilt Sağlığı - PRP Yöntemi
Sponsorlu Bağlantılar:
Ciltte oluşan kırışıklıklar bilindiği gibi tüm kadınların ortak sorunu. Kaz ayakları, göz altı torbaları, göz çevresi kırışıklıkları ve diğerleri bu problemlerden bazıları.
Cilt hastalıkları uzmanı uzm. Dr.Betül Şengör uyguladığı PRP adlı yöntemle kadınlara ciltlerini gençleştirmeyi öneriyor. Nasıl yapıldığını merak ediyorsanız buyrun makalenin devamına bir göz atalım;
1. PRP nedir? Tek başına ne kadar etkilidir? Sonuçları nelerdir ve etkisi ne kadar sürer?
2. PRP tek seferde mucize yaratan bir hücresel tedavi yöntemi midir?
3. Tedavinin herhangi bir yan etkisi var mıdır?
4. Her yaş grubunda ve cilt tipinde aynı etkiyi yaratması mümkün müdür?
5. özellikle hangi yaşlanma sorunlarına çözüm getirir?
6.Kendi kanınızla gençleşmenizi sağlayan PRP, hangi yöntemlerle uygulanırsa kalıcı ve güçlü sonuçlar elde etmek mümkündür?
PRP nedir?
"Platelet Rich Plazma" kelimelerinin baş harflerinden alınan PRP; günümüzde cilt gençleştirme yöntemlerinden hücresel tedavide gelinen en iyi noktalardan biridir. Platelet trombosit demek olup; trombositler kanımızda var olan hücrelerdir. Sayıları ortalama 300 000 kadar ve ömürleri 4 gündür. 2-4 mm çaplı bu hücreler kanın pıhtılaşma veya akışkanlık özelliklerini ve yaraların iyileştirilmesinde yara yerinin temizlenmesi görevlerini yerine getirir. Ayrıca trombositlerden salınan büyüme faktörleri hücrelerin onarım mekanizmasını devreye sokarak yaraların iyileşmesini sağlamaktadır.
Anti-aging ve PRP ilişkisi;
Cildin ışıklarla, lazerle veya kimyasal peelinglerle uyarılması aslında sınırlandırılmış hasarla ciltte onarımı ve gençleşmeyi tetiklemektir. Kısacası ciltte çok hafif hasar yaratır gibi yaparak cildi uyarıp; yara iyileşme mekanizmasını devreye sokmak aslında cildi gençleştirmek için bir tetiktir. Çünkü hücreler uyarı sonrası harekete geçer; yara iyileşmesini taklit edercesine üretim başlar, kollajen ve elastik lif üretir, dolaşım artar, dokunun uyarılan bölgesi temizlenir, arınır; dolayısıyla rengi açılır, damarları iyileşir, cildin sağlığı eskisinden daha iyi olacak şekilde geri kazanılır.
Cilt uyarılmazsa yaşlanır; sloganım adeta, ancak burada vurgulamak istediğim şu, mekanik veya kimyasal, iğneli veya iğnesiz cilde uygun olan doğru yöntemleri kullanarak cildi uyarmakla yılları geriye çevirmiş, anti-aging yapmış olabilmekteyiz.
PRP tek başına ne kadar etkilidir? Sonuçları nelerdir ve etkisi ne kadar sürer?
Hücresel tedavi yöntemi ile kastedilen, hücrelerin çalışmasını teşvik etmek ve ihtiyacı olan malzemeleri vermektir. Bu yöntem hücrelerin çalışmasını tetikleyen büyüme faktörlerine ortam sağladığı için, anti-aging tedavide değişmeyecek bir yere oturmuş durumdadır.
PRP tedavisinin tek başına yeterliliği, kişinin yaşına, yaşanmışlığına, cildin görünen ve analiz edilen sonucuna göre değişecektir. Cildi güneşten yıpranmış ve sarkmış da olsa yapılması faydalıdır, sadece cansız ve soluk görünüyorsa da yapılabilir.
Tedavinin herhangi bir yan etkisi var mıdır?
Bu tedavi otolog yani kişinin kendi hücresinin tekrar kendisine verilmesiyle ilişkili olduğu için zararı yoktur, uygulanabilir; ancak beklentileri açısından uygulayan hekimin hastasını doğru tedavilerle gerekirse desteklemesi uygundur.
Her yaş grubunda ve cilt tipinde aynı etkiyi yaratması mümkün müdür?
PRP tedavisinin sonuçları, kişinin yaşı, cildini güneşten koruma şekli, sigara içip içmemesi, stres, beslenme, uyku durumları ile ilişkilidir. Her tedavide bu geçerlidir, insan hücrelerden oluşan canlı bir mekanizmadır. Tetiklenen hücreler 2-3 hafta içinde ürettikleri kollajen, elastik liflerin gerginleştirici etkinliklerini cilde yansıtmaya başlar, ciltte nemlenme etkisi ise daha erken fark edilebilir.
özellikle hangi yaşlanma sorunlarına çözüm getirebilir?
Güneşten etkilenen ciltlerdeki homojen olmayan renk sorununa çözüm getirebildiği gibi ciltteki savunmayı arttırarak kuruluk veya hasarla ya da cilt ekzemasıyla ilgili sorunlara da iyi gelebilmektedir. 30 yaş üstü her cilde sağlık kazandırmak adına uygulama yapılabilir.
Kendi kanınızla gençleşmenizi sağlayan PRP, hangi yöntemlerle uygulanırsa kalıcı ve güçlü sonuçlar elde etmek mümkündür?
Anti-aging prensibinde kişinin kendi ihtiyaçları doğrultusunda doğru yöntemleri kombine etmek vardır. Şöyle ki; dinamik olan yani kasa bağlı olarak cildin hareketi ile oluşan kırışıklıklarda elbette ki botulinum toksin uygulaması en doğru çözümü sunmaktadır. Çünkü bu tedavi ile çalışan kaslar gevşetilir ve geçici olarak çalışmaları yavaşlatılır ve uygulanan bölgenin cildinin gerginliği geri kazanılmış olur.
örneğin cilt altı dermis dediğimiz bölgenin hyaluronik asit rezervi yaşla birlikte azalmaktadır; bu bölgeye çeşitli dozlarda hyaluronik asit enjekte edilebilir. Bu tip enjeksiyonları dolgu enjeksiyonu adı altında toplamak tam doğru değildir. Bu yöntemle hedef, ya kaybedileni yerine koymak, ya da boşlukları doldurmaktır, yüzü şişiren yöntemler ise cerrahi olarak uygulanan fazla yağ enjeksiyonlarıdır. Yağ enjeksiyonları da bilinçli ellerde çok başarılı olup; günümüzde kök hücre teknolojisi ile beraber fazla şişmeden hem de hücresel canlanmayla beraber uygulanabilmektedir.
vitamin iğneleri ya da mezoterapi ile yapılan cilt uygulamalarında hedef, çalışan hücrelere direk olarak ihtiyacı olan maddeleri vermektir. Bu sayede hücreler bu vitamin, mineral ve aminoasitleri kullanarak üretime geçmekte ve kollajen, elastik lif ve hyaluronik asit sentezlemektedir.
Ayrıca daha önce de bahsettiğim gibi hafif hasar yaratan yöntemler de hücreleri uyarmak ve çalışmaları için teşvik etmek için uygun yöntemlerdir, bu nedenle IPL, lazer ve kimyasal peeling yöntemleriyle beraber PRP tedavisi rahatlıkla uygulanabilir, sonuçlar çok daha iyi olabilmektedir.
Uzm.Dr.Betül Şengör – www.cildiminsagligi.comdan alınmıştır.
Cilt Sağlığı: Evde Cilt Bakımı, Yulaflı Yüz Maskesi
Sponsorlu Bağlantılar:
Cilt bakımınız için uzmanlardan destek alabileceğiniz gibi, evinizde hazırladığınız karışımlarla da güzellik salonlarından geri kalmayacak şekilde cilt bakımı uygulayabilmeniz mümkün olacaktır.
Öncelikle günlük cilt bakımı rutininizi kesinlikle düzenli bir şekilde hergün uygulamalısınız. Böylece cildinizi kontrol altında tutabilir ve çok daha kolay birşekilde gerekli olan bakımları uygulayabilirsiniz. Sonuç olarak eğer sivilceleriniz giderek artıyorsa bunları azaltmak sizin için çok daha zor olacaktır. Bu yüzden günlük cilt bakımı uygulamalarınız olan cilt temizliği, tonik ve nemlendirici uygulamalarınızı kesinlikle ihmal etmeyin.
Siyah noktalar kontrol altına alınmazsa daha büyük sivilcelere dönüşebilirler. Bir uzmana cilt bakımı yaptırdığınızda siyah noktalarınızı, cildinize buhar tutarak yumuşatır ve daha sonra kağıt mendillere sardığı parmaklarıyla ya da bu iş için özel üretilmiş küçük deiliklere sahip olan küçük aletle siyah noktaları sıkmaya başlar. Evde cilt bakımı yapmak istiyorsanız sizinde bir şekilde siyah noktalarınızdan kurtulmanız gerekiyor. Sizde bir kaba sıcak su boşaltarak başınızın üzerine bir havlu alıp yüzünüzü kaba fazla yaklaştırmadan oluşan buharla cildinizi yumuşattıktan sonra siyah noktalarınızdan kolayca kurtulabilirsiniz. Bu işlem size yorucu geliyorsa sıcak banyonuzu yaptıktan sonra cildiniz oldukça yumuşayacağı için banyodan çıktıktan sonra da deneyebilirsiniz.
Evde cilt bakımı yapmak için çeşitli kozmetik markalarının hazırladığı maskelerden satın alıp uygulayabileceğiniz gibi evinizde uygun malzemelerle kendi maskenizi kendiniz de yapabilirsiniz. Her zamanki gibi bu maskeleri uygulamadan önce kendi cilt tipinize uygun olup olmadığını da iyice öğrenmelisiniz. Yanlış uygulamalar cilt sağlığınızı iyileştirmez aksine bozabilir. Evde cilt bakımı uygulamak isteyip, cilt bakımı maskesinide kendisi hazırlamak isteyenler için yulaf maskesinin tarifine bakalım. Evde kolaylıkla hazırlayabileceğiniz bu maske cildinizde ki yağ oranını azalttığı için kuru ciltler tarafından uygulanması önerilmez. Cildinize canlılık ve parlaklık kattığı gibi siyah noktalarınızda da gözle görülür bir azalma olur.
HAZIRLANIŞI:
Yulafları yumuşak bir kıvama gelinceye kadar pişirip, suyunu süzüp yulafları bir kaba koyun. Bu kabın içinde yulafları birkaç dakika boyunca ezin. Ilık bir ısıda olması gereken yulaf maskesini yüzünüze uygulayarak 15 dakika kadar bekleyin ve bu sürenin sonunda ılık su kullanarak yüzünüzü yıkayın.
Evde cilt bakımı yapmak sanıldığı gibi zor bir uygulama değildir. Evde cilt bakımı yaparak bu sayede cildinizin sürekli sağlıklı ve canlı olmasını sağlayabilirsiniz.
Konuyla ilgili aramalar: evde cilt bakımı, cilt sağlığı, cilt güzelliği, cildi güzelleştirmek, yüz maskesi, yulaflı yüz maskesi
21 Aralık 2010 Salı
Migrene Ne İyi Gelir? Migren Nasıl Geçer? Migren Ağrılarına Bitkisel Çözüm
Sponsorlu Bağlantılar:
Migrene Ne İyi Gelir? Migren Nasıl Geçer?
Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi ve Fitoterapi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada, "Tıbbi nane yağı, haricen uygulandığında artrit ve kas ağrılarının yanı sıra migren şikayetlerini de azaltır" dedi.
Yeşilada, konuya ilişkin yazılı açıklamasında, tıbbi nane çayının hazımsızlık, mide krampları ve Gaz şikayetlerinin giderilmesinde yararlı olduğunu belirtti.
Reflü şikayeti olanların nane çayı içmesinin önerilmediğini ifade eden Yeşilada, nane çayının rezene ve papatya çayından biraz daha farklı bir konumda olduğunu, yemeklerde kullanılan nane ile şifa özelliği olan nane arasında lezzet ve etki bakımından önemli farklılıklar olduğunu bildirdi. Kullanılan nane türünün hedeflenen amaca göre büyük önem taşıdığını belirten Yeşilada, şunları kaydetti:
"Bilimsel kaynaklarda yer alan tedavi önerileri, aksi belirtilmedikçe, tıbbi nane olarak düşünülmelidir. Bu bakımdan nane çayından istenilen yararı sağlamak için kullandığınız nanenin kaynağı önemlidir. Tıbbi nanenin bilinen yararları büyük ölçüde uçucu yağının içerisinde bulunan mentol ve türevlerine bağlıdır. Bu bakımdan nane çayı hazırlanırken uçucu bileşenlerinin uçarak kaybolmasına yol açabilecek aşırı sıcak Su ilavesi ya da çay suyunu kaynatmaktan kaçınmak gerekir. Tıbbi nane çayı hazımsızlık, mide krampları ve gaz şikayetlerinin giderilmesinde yararlıdır. Gaz şikayetlerini giderici etkisinin, midenin üst tarafında yemek borusundaki kasları gevşeterek midedeki Gazın çıkmasını sağlamasına bağlı olduğu düşünülmektedir. Bu bakımdan özellikle reflü şikayeti olanların tıbbi nane çayı kullanması önerilmez."
Tıbbi nanenin spazm giderici etkili bileşenin de uçucu yağı içerisindeki mentolden kaynaklandığını bildiren Yeşilada, "Tıbbi nanenin safra artırıcı özelliği de bulunuyor. Safra işlevleri üzerinde etkisi nedeniyle safra kesesi şikayetlerinin giderilmesinde, bazı durumlarda safra taşlarının eritilmesini sağlar. Ancak safra taşı olanların taşın kanalı tıkaması riskine karşı dikkatli olunmalıdır" dedi.
MİGREN AĞRISINI AZALTIYOR!
Tıbbi nane yağının temel bileşeni olan mentol nedeniyle, etkisinin nane yaprağı çayından daha farklı olduğunu ifade eden Yeşilada, nane yağının bağırsak düz kaslarının kasılmasını hafifletmesi nedeniyle irite bağırsak sendromunda (IBS) yararlı etkileri olduğunu kaydetti.
Ancak bu şekilde etkili olabilmesi için nane yağının bağırsaklarda çözünen özel kapsüller halinde verilmesi gerektiğini belirten Yeşilada, açıklamasına şöyle devam etti:
"Nane yağı taşıyan kremlerin haricen ağrıyan yere sürülmesi artrit ve diğer kas ve kemik rahatsızlıklarında ağrının hafifletilmesi için faydalı oluyor. Burada hem ağrı uyarısını hafifleterek ve hem de lokal olarak kan akımının hızlanması ile ağrı hissinin dağılmasını sağlıyor. Tıbbi nane yağı, haricen uygulandığında artrit ve kas ağrılarının yanında migren şikayetlerini de azaltmaya yardımcı olur. Nanenin yağının koklanması ise migren tipi ağrıların ve tansiyona bağlı baş ağrılarının hafifletilmesinde etkili olarak, ağrı kesici ilaç gereksinimini en aza indirir. Bu tip ağrılarda, koklamanın yanı sıra Alın ve şakakların nane yağı ile ovulması da daha iyi bir etki sağlar. Özellikle nane yağı koklanması halinde Ameliyat sonrası bulantılar hafifler. Bu hastalarda kullanılan kusmayı önleyici ilaçların miktarında azalma sağlanır. Nane yağının fazla miktarda ve çok sık kullanılması özellikle hassas cilt yapısına sahip kişilerde cilt ve mukoza üzerinde tahrişe yol açabilir, bu yüzden doğru kullanımı önemlidir."
Islak Saçlarla Dışarı Çıkmak, Islak Saçlarla Uyumak Çok Tehlikeli Olabilir!
Sponsorlu Bağlantılar:
Uzmanlar; Kışın saçları kurutmadan dışarı çıkmak ve ıslak saçlarla rüzgara maruz kalmanın migren, soğuk algınlığı ve yüz felci gibi ciddi problemleri beraberinde getirdiğini belirtti.
Gece banyodan sonra saçları kurutmadan uyumanın da en az ıslak saçla sokağa çıkmak kadar tehlikeli olduğuna dikkat çeken uzmanlar, Islak saç migrenin tetikleyicisi olabilir. Migren ağrıları, neredeyse 4 kadından birinde görülen, ataklar halinde ortaya çıkan, başın bir bölümünü etkileyen, zonklama ve bulantı yapabilen ağrılardır. Hastalar ataklar sırasında ışıktan, gürültüden ve kokulardan rahatsızlık duyabilirler. Her migren atağının hasta farkında olmasa da bir tetikleyicisi, başlatıcısı vardır. Saçı kurulamamak, ıslak saçla dolaşmak, nadir de olsa migren ağrılarını başlatabilir. Böyle bir durumu tespit eden hastalar, banyodan sonra saçlarını iyice kurutmalı, banyo sonrası nemli saçlarla gezmemelidir. Ayrıca banyo yapmakla ilgili, diğer bir ağrı türü vardır ki, bunların bir kısmı hemen tıbbi inceleme ve tedavi gerektirir diyor.
Islak saçla dışarı çıkmanın yüz felcine yol açabileceğine dikkat çeken uzmanlar, Islak saçlarla, soğuk ve rüzgarlı havalarda gezmek, uykuya dalmak, klima karşısında bulunmak veya Hava akımının olduğu yerlerde oturmak, yüz felci gibi ciddi sayılabilecek bir durumla da sonuçlanabilir. Yüz siniri, yüzün iki tarafında da bulunur ve yüzün mimik kaslarına kumanda eder. Yani yüz felci olan bir hasta, kaşını kaldıramaz, gözünü sıkamaz ve ağzını büzemez. Bu durum genellikle iyileşen bir süreç olsa da, ilaç tedavisi gerektirir ve iyileşme zaman alır. Yüzle ilgili fonksiyonların kaybının yanı sıra estetik bir bozulma da yaratır. Korunmak için, saçların mutlaka iyi bir şekilde kurutulması gerekir" şeklinde belirtiyor.
Islak saçın getireceği diğer önemli bir Sağlık probleminin gribal enfeksiyonlar ve Sinüzitler olduğuna işaret eden uzmanlar, şu uyarılarda bulunuyor:
"Saçlarınızı kurutmaya özen gösterin. Saçlarınızı kurutmadan dışarı çıkmayın. Banyodan sonra saçlarınızı kurutma makinesi ile kurutun ve diplerinin nemli kalmasını önleyin. Saçlarınızı banyodan sonra evde olsanız bile mutlaka kurulayın. Saçlarınız ıslak olarak acil sokağa çıkmanız gerekiyorsa baş, ense ve kulaklarınızı mutlaka bir bere ve atkı ile kapatın. Açık alanlarda ve hava akımının yoğun olduğu yerlerde bulunmaktan kaçının"
Konuyla ilgili aramalar: ıslak saçlarla dışarı çıkmak , ıslak saçlarla uyumak
Gece banyodan sonra saçları kurutmadan uyumanın da en az ıslak saçla sokağa çıkmak kadar tehlikeli olduğuna dikkat çeken uzmanlar, Islak saç migrenin tetikleyicisi olabilir. Migren ağrıları, neredeyse 4 kadından birinde görülen, ataklar halinde ortaya çıkan, başın bir bölümünü etkileyen, zonklama ve bulantı yapabilen ağrılardır. Hastalar ataklar sırasında ışıktan, gürültüden ve kokulardan rahatsızlık duyabilirler. Her migren atağının hasta farkında olmasa da bir tetikleyicisi, başlatıcısı vardır. Saçı kurulamamak, ıslak saçla dolaşmak, nadir de olsa migren ağrılarını başlatabilir. Böyle bir durumu tespit eden hastalar, banyodan sonra saçlarını iyice kurutmalı, banyo sonrası nemli saçlarla gezmemelidir. Ayrıca banyo yapmakla ilgili, diğer bir ağrı türü vardır ki, bunların bir kısmı hemen tıbbi inceleme ve tedavi gerektirir diyor.
Islak saçla dışarı çıkmanın yüz felcine yol açabileceğine dikkat çeken uzmanlar, Islak saçlarla, soğuk ve rüzgarlı havalarda gezmek, uykuya dalmak, klima karşısında bulunmak veya Hava akımının olduğu yerlerde oturmak, yüz felci gibi ciddi sayılabilecek bir durumla da sonuçlanabilir. Yüz siniri, yüzün iki tarafında da bulunur ve yüzün mimik kaslarına kumanda eder. Yani yüz felci olan bir hasta, kaşını kaldıramaz, gözünü sıkamaz ve ağzını büzemez. Bu durum genellikle iyileşen bir süreç olsa da, ilaç tedavisi gerektirir ve iyileşme zaman alır. Yüzle ilgili fonksiyonların kaybının yanı sıra estetik bir bozulma da yaratır. Korunmak için, saçların mutlaka iyi bir şekilde kurutulması gerekir" şeklinde belirtiyor.
Islak saçın getireceği diğer önemli bir Sağlık probleminin gribal enfeksiyonlar ve Sinüzitler olduğuna işaret eden uzmanlar, şu uyarılarda bulunuyor:
"Saçlarınızı kurutmaya özen gösterin. Saçlarınızı kurutmadan dışarı çıkmayın. Banyodan sonra saçlarınızı kurutma makinesi ile kurutun ve diplerinin nemli kalmasını önleyin. Saçlarınızı banyodan sonra evde olsanız bile mutlaka kurulayın. Saçlarınız ıslak olarak acil sokağa çıkmanız gerekiyorsa baş, ense ve kulaklarınızı mutlaka bir bere ve atkı ile kapatın. Açık alanlarda ve hava akımının yoğun olduğu yerlerde bulunmaktan kaçının"
Konuyla ilgili aramalar: ıslak saçlarla dışarı çıkmak , ıslak saçlarla uyumak
Saçlarım Dökülecek mi? Diyorsanız, Saç Dökülmesi İçin Genetik Testler
Sponsorlu Bağlantılar:
Saç dökülmesinin genetik yönü ile ilgili gelişmeler zaten uzun yıllardır devam etmekteydi. 2009 yılı sonlarında Saç Dökülmesive tedavisi için bazı genetik testler geliştirilmiştir. Özellikle Hairdx firması bu konuda dünyada tek ve ilktir.
Hairdx, androgenetik saç dökülmesi ve Finasterid´e yanıt (erkek) konusunda önceden bilgi verici genetik testlerin dünyadaki ilk uygulayıcısı olarak dikkat çekmektedir. Zaten dermatoloji alanında yoğunlaşmış bir şirket olup Patent başvurusunu yapmışlardır.
Bu kapsamda, kadınlarda Finasterid tedavisine yanıtın önceden bilinmesini ile ilgili çalışmalar dadevam etmektedir.
Şu an tüm dünyada kullanımda olan testler, 3 farklı testi içermektedir.
Bunlar:
1. HairDX Genetik Tarama Testi (erkek): HairDX AGA testi, erkeklerde gözlenen androgenetik saç dökülmesini önceden teşhis edebilen ilk genetik testtir. Sonucun Pozitif çıktığı (AR geninde A>G değişimi) hastaların %80´inde saç dökülme riski mevcuttur. Test sonuçlarının Negatif çıktığı hastalarda ise bu oran %10´lara inmektedir (%90 oranında saç dökülmesi görülmemektedir).
2. HairDX Genetik Tarama Testi (kadın): HairDX AGA testi, kadınlarda saç kaybı konusunda devrim niteliğinde bir genetik testtir. Düşük test skoruna (CAG tekrar sayısı) sahip kadınlarda saç dökülmesi ihtimalinin yüksek olduğu anlamına gelir. Buna karşılık yüksek test skoruna sahip kişilerde saç kaybı olasılığı oldukça düşüktür.
3. Finasterid Tedavisine Yanıt (erkek): HairDX (RxR) testi, Finasterid tedavisinin saç kaybını önlemede göstereceği etkiyi önceden belirleyen bir testtir. Test sayesinde ilacın hasta üzerindeki olası etkisi yüksek, orta, düşük şeklinde önceden tahmin edilebilir.
Hairdx, androgenetik saç dökülmesi ve Finasterid´e yanıt (erkek) konusunda önceden bilgi verici genetik testlerin dünyadaki ilk uygulayıcısı olarak dikkat çekmektedir. Zaten dermatoloji alanında yoğunlaşmış bir şirket olup Patent başvurusunu yapmışlardır.
Bu kapsamda, kadınlarda Finasterid tedavisine yanıtın önceden bilinmesini ile ilgili çalışmalar dadevam etmektedir.
Şu an tüm dünyada kullanımda olan testler, 3 farklı testi içermektedir.
Bunlar:
1. HairDX Genetik Tarama Testi (erkek): HairDX AGA testi, erkeklerde gözlenen androgenetik saç dökülmesini önceden teşhis edebilen ilk genetik testtir. Sonucun Pozitif çıktığı (AR geninde A>G değişimi) hastaların %80´inde saç dökülme riski mevcuttur. Test sonuçlarının Negatif çıktığı hastalarda ise bu oran %10´lara inmektedir (%90 oranında saç dökülmesi görülmemektedir).
2. HairDX Genetik Tarama Testi (kadın): HairDX AGA testi, kadınlarda saç kaybı konusunda devrim niteliğinde bir genetik testtir. Düşük test skoruna (CAG tekrar sayısı) sahip kadınlarda saç dökülmesi ihtimalinin yüksek olduğu anlamına gelir. Buna karşılık yüksek test skoruna sahip kişilerde saç kaybı olasılığı oldukça düşüktür.
3. Finasterid Tedavisine Yanıt (erkek): HairDX (RxR) testi, Finasterid tedavisinin saç kaybını önlemede göstereceği etkiyi önceden belirleyen bir testtir. Test sayesinde ilacın hasta üzerindeki olası etkisi yüksek, orta, düşük şeklinde önceden tahmin edilebilir.
Jimnastik Nedir? Jimnastiğin Tanımı, Jimnastik Dalları
Sponsorlu Bağlantılar:
Jimnastik Nedir? Jimnastiğin Tanımı Nedir?
Jimnastik Nedir ve Tanımı:
Jimnastik vücudu, fiziksel yapısını düzeltme ve geliştirme amacıyla düzenli hareket ettirme sanatı Vücudu çevikleştirmek ve güçlendirmek için yapılan alıştırmaların tümü, idman, kültürfizik Erkeklerde yer alıştırmaları, barparalel barfiks halkalar ve kulplu beygir; kadınlarda yer alıştırmaları eşit olmayan çubuklar barfiks denge kalası alıştırmalarını içeren yarışma disiplini
İyileştirme ve öğrenme amaçları güden tıbbi jimnastik ve eğitim jimnastiğiyse sanat olmaktan çıkıp bilim sayılmaktadır
İnsanın fizik ve moral yetilerini eğitmek fiziksel ve ruhsal verimini arttırmak amacıyla beden çalışmalarından yararlanan "fiziksel eğitim" jimnastikten ayrı bir daldır.
Jimnastiğin Dalları:
Artistik jimnastik Aletli ya da aletsiz jimnastik
Artistik jimnastik
Modern ritmik jimnastik
Atletizm öncesi jimnastik
seksi jimnastiği
Cambazlık jimnastiği
Düzeltici jimnastik
Eğitici jimnastik
Tıbbi jimnastik
Jimnastik, Jimnastiğin branşları:
A.Artistik Jimnastik
Ülkemizdeki eski adı Aletli jimnastiktir Sanatsal ya da sanat jimnastiği anlamına gelir. Erkekler 6 alette yarışır. Bunlar şu aletlerdir - Yer kulplu beygir halka,atlama beygiri, paralel, barfiks bayanlar 5 alette yarışır. - Atlama beygiri kız paraleli denge yer asimetrik paralel
B.Ritmik Jimnastik
İsveç kökenli bir spordur Oyunculuk bale müzik ve pandomin ile birlikte yapılır Sadece bayanların yaptığı bir branştır. 1983'te Olimpiyatlara dahil edilen Ritmik Jimnastiğin kendine özgü kuralları ve puanlama sistemi vardır Türkiye'de 1982 yılında başlayan Ritmik Jimnastik bir yarışma dalı olarak yenidir. Yalnız bayanların yarıştığı branştır Artistik jimnastikte Aletler sabit olmasına karşın ritmik jimnastikte taşınabilir aletler kullanılmaktadır. Bunlar; çember, top, kurdele, ip, lobuttur Her yıl bunların bir tanesinin kullanımı iptal edilir.
C.Genel Jimnastik
Şu anda gösteri amaçlı yapılmakta olan bu branşta her ülke kendi yarışma kurallarını belirlemektedir Genel jimnastik, müzik eşliğinde serbest spor giysileri ve taşınabilir her türlaracın kullanılabileceği içerisinde dans, çeşitli jimnastik hareketleri olan hatta belli bir temayı işleyen ve estetik görünümü ağır basan bir grup jimnastiğidir. Gruplar yalnız bay yalnız bayan olabileceği gibi karma da olabilir Her alette serbest ve zorunlu hareketler vardır Zorunlu hareketler önceden belirlenmiş hareketlerdir Serbest hareketler jimnastikçilerin kendilerinin düzenledikleri hareketlerdir ve yarışmacıların en başarılı yönlerini gösterebilmek amacını taşırlar.
Erkekler
Yer Hareketleri Halı ya da özel Plastik bir madde ile kaplanmış 12 x12 m'lik bir alanda yapılır. Hareket serisi en az 50, enç çok 70 sn'dir. Hareketler bütün zemine yayılmak zorundadır ve uyum içinde olmalıdır. Atlama Beygiri: 1,35 m yükseklikte, 1,60 m uzunlukta bir alettir. Atlayışta yükseliş sağlamak amacıyla sıçrama tahtası kullanılır.
1-Erkekler (Uzun beygirden)
2-Bayanlar (Yan beygirden) atlar Koşu pistinin boyu 20 m'yi geçmez.
Paralel:
Yerden 1.75 m yükseklikte, genişliği isteğe göre ayarlanabilen, birbirine paralel esnek iki çubuktan (bardan) oluşur.
Kulplu Beygir:
Atlama beygirine benzer. Ancak bunun üzerinde iki kulp vardır. Kulplar 41-44 cm mesafededir. Kulpların üstünün yerden yüksekliği 1.22 m'dir. Halka: Yukarıdan sarkan tellere asılı yerden 2.55 m yükseklikte ve 13 cm çapında serbestçe sallanan iki halkadan oluşur. Jimnastikte en fazla kuvvet gerektiren branştır.
Barfiks:
Çelikten yapılmış olup, yerden 2.55 m yükseklikte direkler üzerinde yerleştirilmiş, 2.40 m uzunluğunda bir bardan oluşur.
Bayanlar
Atlama Beygiri:
Yerden yüksekliği 1.10 m'dir. Erkeklerin aksine yan olarak kullanılır. Yarışma 1 A Zorunlu Seridir ve bir atlayış yapılır. Yarışma 1 B Serbest seridir ve iki atlayış yapılır.
Paralel:
2.40 m uzunlukta birbirlerine paralel barlardan oluşur. Bunlardan alt bar 155 -160 cm, üst bar 225-235 cm, bar açıklığı ise 90- 140 cm arasındadır. Paralel serisi, en az 10 değer bölümü, en az üç bar değişikliği, en az bir yön değişikliği içerir.
Denge:
Yerden yüksekliği 1.10 m, uzunluğu 5 m genişliği 10 cm'dir. Seri süresi 1.10'dan az, 1.30 sn'den fazla olamaz.
Yer:
12 x12 m'lik yer minderinde yapılır. Seri süresi 1.10'dan az 1.30 sn'den çok olamaz.
Wikipedia
Diş Lekesi Nasıl Temizlenir? Diş Lekeleri Oluşumu
Sponsorlu Bağlantılar:
Güzel ve bakımlı dişlere sahip biriyseniz; kendinizden emin gülümseyerek etrafınıza pozitif enerji gönderebilirsiniz. Dişlerinizde estetik görünümü olumsuz etkileyen lekeler bulunuyorsa, sizi psikolojik olarak da etkileyebileceğini unutmayın.
Diş Lekeleri Neden Oluşur?
Diş lekeleri neden oluşur, tedavi işlemleri nasıl yapılır, diş lekelerine neden olan besinler nelerdir? Soruların detaylı yanıtları burada...
Diş Lekesi Nedir?
Yediğimiz ve içtiğimiz besin artıklarından, hastalık tedavisi sürecinde kullanılan antibiyotiklerden oluşabilen lekelerdir. Kişinin estetik görünümünü bozar ve psikolojik olarak rahatsız eder.
Diş Lekelerine Neden Olan Gıdalar Nelerdir?
Diş lekelerine neden olan besinler; diş renginde değişikliğe, diş minesinin zarar görmesine neden olurlar.
Soda ve Kola: İçerdikleri yoğun asit sebebi ile diş minesinde leke yaparlar.
Şarap: Kırmızı şarap; yoğun rengi, beyaz şarap ise içeriğindeki yoğun asit nedeniyle dişlerde lekelenmelere yol açar.
Kahve ve Çay: Ülkemizde alışkanlık haline gelmiş içeceklerden kahve ve çay aşırı tüketim sonucunda kafein ve doğal renklendiriciler nedeni ile dişlerde leke bırakır.
Havuç suyu ve vişne suyu gibi içinde "kromojenic" içerikli gıdalarda diş lekelerine sebep olur.
Hazır Gıdalar: Enerji içecekleri ve hazır gıdalarda bulunan gıda boyaları da leke oluşumunu hızlandırır.
Diş Lekelerinin Tedavisi Nasıl Yapılır?
Estetik görünümü olumsuz etkileyen diş lekeleri kısa sürede, pratik uygulamalarla tedavi edilebilir. En çok tercih edilen tedavi yöntemleri; diş beyazlatma ve yaprak porselen uygulamasıdır.
Diş Beyazlatma İşlemi:
Diş lekelerinde en çok uygulanan tedavi diş beyazlatma işlemidir. Bu işlemde iki farklı beyazlatma yöntemi vardır. Birinci yöntem ev tipi beyazlatma yöntemidir. Diş Hekimi tarafından dişlerinizin üzerine takmanız için ağız ölçünüze uygun kalıplar hazırlatılır. Bu kalıbın içerisine Amerikan FDA onaylı bir ilaç konularak ve beyazlatılacak dişlerin üstüne yerleştirilir. Günde ortalama 4–6 saat takılması gerekir. İkinci ise muayenehanede uyguladığımız beyazlatma işlemidir. Dişlerdeki gözeneklerin temizlenmesinde “Hidrojen peroksit” yani oksijenli su veya türevi “ Karbamid peroksitli jeller kullanılıyor. Bu maddeler 45 dakika süreyle lazer ışığı verilerek aktive edilip beyazlama gerçekleşiyor. Bu uygulamada dişeti ve dokular özel koruyucularla korunduğundan zarar görmemektedir. Kişinin diş minesinin rengine bağlı olarak beyazlama oranı değişmektedir.
Yaprak Porselen Uygulaması:
Renklenmelerde, bleaching (diş beyazlatma) gibi metotlarla sonuç alınmayan ileri derecedeki antibiyotik, flor lekelerinde kalıtsal yapı ve renk bozukluklarında son derece etkilidir. Laminate venerler ince porselen yapraklardır. Materyalin ışık geçirgenliğinden dolayı oldukça doğal bir görünüm sağlayan porselen venerler kişinin dişlerinde sadece 0,15 ile 0,30 mm aşındırmayla dişlerin ön yüzeylerine yapıştırılırlar. Bu sayede bireyler dişlerinde beğenmedikleri şekil ve rahatsız oldukları renkleşmelerden kurtulabilirler.
Konuyla ilgili aramalar: dişlerde leke, diş lekeleri , diş lekesi , sarı dişler nasıl temizlenir , dişlerde sararma , diş lekeleri nasıl çıkar, diş kiri , diş lekesi nasıl temizlenir , diş temizleme
20 Aralık 2010 Pazartesi
Ayak Mantarı, Tırnak Mantarları, Tedavisi ve Önlemleri
Sponsorlu Bağlantılar:
Ayak mantarı nedir?
Mantar denen bir küf çeşidinin sebep olduğu deri rahatsızlığıdır. İnsanların çoğu ömürlerinde bir kez ayak mantarı geçirirler.
Ayak mantarı oluşmasının nedenleri nelerdir?
Ayak mantarına sebep olan mantarlara herkes maruz kalır. Ancak niçin bazı insanlarda geliştiği bilinmemektedir. Yıkama sonrası kurutulmayan ayak, sıkı çorap ve ayakkabılar, ılık iklim nemli bir ortam oluşturarak mantarların çoğalmasını sağlar.
Ayak mantarı nasıl bulaşır?
Bulaşma genellikle terlik, çorap, ayakkabı, havlu gibi ortak kullanılan eşyalardan veya banyo, küvet, plaj, hamam ve benzeri ortak zeminlerden olabilir. Genellikle çok bulaşıcı olduğuna inanılır. Ancak aynı evi paylaşan insanlarda bile görülmeyebilir.
Ayak Mantarı Tedavisi Nasıldır?
Krem ve spreyler ile tedavi edilir. Ciddi rahatsızlıklarda ağızdan hap tedavisi yapılır. Bazı vakalar tedaviye direnç gösterebilir.
Tedavi edilmezse ne olur?
Deri bütünlüğü bozulduğundan diğer mikroplar çatlak ve yarıklardan girerek yılancık denen hastalığa yol açabilirler.
Mantar niçin tekrarlar?
Tedavi ile döküntü geçse bile mantarlar deride yaşamaya devam eder. Ve uygun şartlarda tekrar hastalığa yol açarlar.
Tekrarlamaması için ne yapılabilir?
Her gün ayağınızı yıkayın,
Ayağınızı, özellikle ayak parmak aralarınızı sürekli kuru tutun,
Özellikle yazın kapalı ayakkabılar giymeyin,
2-3 çift ayakkabıyı dönüşümlü olarak kullanın, ayakkabı kurumadan tekrar giymeyin,
Pamuklu çoraplar giyin ve günlük olarak değiştirin,
Başkalarının havlu ve ayakkabılarını kullanmayın,
Mümkünse evde çıplak ayakla gezin,
Yazın ayakkabılarınıza mantar önleyici pudralar serpin.
Ayak ve tırnak mantarları: Bakteriyal enfeksiyonlar mantarın zedelediği deriyi giriş kapısı olarak kullanarak damar iltihaplarına neden olabilirler.
Ayak mantarı belirtileri nelerdir?
Mantarlar en sık ayak parmak aralarında ve tabanında yerleşir.
Parmak aralarında soyulmalar kızarıklıklar ve beyazlaşmalar.
Tabanında küçük su toplamaları, kızarıklık ve soyulmalar
Diğer bölgelerde kenarı daha kırmızı hafif soyulmalar gösteren yuvarlak halkalar şeklinde görülür
Tırnak Mantarı Belirtileri nelerdir?
Tırnaklarda kalınlaşma
Tırnaklarda sarı veya kahverengi renk değişikliği
Tırnakların ayrışması, çatlaması
Tırnak batması (tırnağın kenarında granülom denilen ağrılı şişlikler oluşabilir. Mutlaka tıbbı tedavi ile müdahale edilmesi gereken bir durumdur.
Konuyla ilgili aramalar: ayağımda mantar var , ayak tırnağında mantar , ayakta mantar nasıl olur , başlangıcı , tedavi , oluşumu , ilacı , hastalığı
Mantar denen bir küf çeşidinin sebep olduğu deri rahatsızlığıdır. İnsanların çoğu ömürlerinde bir kez ayak mantarı geçirirler.
Ayak mantarı oluşmasının nedenleri nelerdir?
Ayak mantarına sebep olan mantarlara herkes maruz kalır. Ancak niçin bazı insanlarda geliştiği bilinmemektedir. Yıkama sonrası kurutulmayan ayak, sıkı çorap ve ayakkabılar, ılık iklim nemli bir ortam oluşturarak mantarların çoğalmasını sağlar.
Ayak mantarı nasıl bulaşır?
Bulaşma genellikle terlik, çorap, ayakkabı, havlu gibi ortak kullanılan eşyalardan veya banyo, küvet, plaj, hamam ve benzeri ortak zeminlerden olabilir. Genellikle çok bulaşıcı olduğuna inanılır. Ancak aynı evi paylaşan insanlarda bile görülmeyebilir.
Ayak Mantarı Tedavisi Nasıldır?
Krem ve spreyler ile tedavi edilir. Ciddi rahatsızlıklarda ağızdan hap tedavisi yapılır. Bazı vakalar tedaviye direnç gösterebilir.
Tedavi edilmezse ne olur?
Deri bütünlüğü bozulduğundan diğer mikroplar çatlak ve yarıklardan girerek yılancık denen hastalığa yol açabilirler.
Mantar niçin tekrarlar?
Tedavi ile döküntü geçse bile mantarlar deride yaşamaya devam eder. Ve uygun şartlarda tekrar hastalığa yol açarlar.
Tekrarlamaması için ne yapılabilir?
Her gün ayağınızı yıkayın,
Ayağınızı, özellikle ayak parmak aralarınızı sürekli kuru tutun,
Özellikle yazın kapalı ayakkabılar giymeyin,
2-3 çift ayakkabıyı dönüşümlü olarak kullanın, ayakkabı kurumadan tekrar giymeyin,
Pamuklu çoraplar giyin ve günlük olarak değiştirin,
Başkalarının havlu ve ayakkabılarını kullanmayın,
Mümkünse evde çıplak ayakla gezin,
Yazın ayakkabılarınıza mantar önleyici pudralar serpin.
Ayak ve tırnak mantarları: Bakteriyal enfeksiyonlar mantarın zedelediği deriyi giriş kapısı olarak kullanarak damar iltihaplarına neden olabilirler.
Ayak mantarı belirtileri nelerdir?
Mantarlar en sık ayak parmak aralarında ve tabanında yerleşir.
Parmak aralarında soyulmalar kızarıklıklar ve beyazlaşmalar.
Tabanında küçük su toplamaları, kızarıklık ve soyulmalar
Diğer bölgelerde kenarı daha kırmızı hafif soyulmalar gösteren yuvarlak halkalar şeklinde görülür
Tırnak Mantarı Belirtileri nelerdir?
Tırnaklarda kalınlaşma
Tırnaklarda sarı veya kahverengi renk değişikliği
Tırnakların ayrışması, çatlaması
Tırnak batması (tırnağın kenarında granülom denilen ağrılı şişlikler oluşabilir. Mutlaka tıbbı tedavi ile müdahale edilmesi gereken bir durumdur.
Konuyla ilgili aramalar: ayağımda mantar var , ayak tırnağında mantar , ayakta mantar nasıl olur , başlangıcı , tedavi , oluşumu , ilacı , hastalığı
Diş Ağrısına Ne İyi Gelir? Dişim Çok Ağrıyor Diyorsanız...
Sponsorlu Bağlantılar:
İlk olaral diş ağrısına neler sebep olur onları öğrenelim. Bunları öğrenirsek daha sağlıklı dişlere kavuşur böylece ağrılara neden olan etkenler oluşmadan önüne geçmiş oluruz.
Diş ağrısının bilinen en sık nedeni diş çürükleridir. Dişlerimize yeterince iyi bakmadığımız zaman dişlerimiz çürür ve diş ağrılara neden olur. Çürüyen bir dişten sadece hekim tedavisi ile kurtulabiliriz. Fakat tedavi de hiçbir zaman eski dişimizi geri getirez. Bu yüzden diş bakımınızı düzenli ve sağlam bir şekilde yapmalı, dişlerinizi düzenli fırçalamalısınız ki dişleriniz çürümesin. Bu diş ağrısı sebebi önceden engelleyebileceğimiz bir sebep olduğu için bizi daha çok bu ilgilendiriyor. Diğer diş ağrısı sebeplerinden bazılarına bakacak olursak; 20'lik diş çıkması, yanlış tedavi, kemik yapısı, dişleri kurcalamak, farkında olmadan uzun süre dişi sıkmak, iltihaplanmalar vb..
Şimdi de diş ağrısını geçirmek için ne yapmamalıyız ve bu konuda halk arasında tür yanlışlar yapılıyor öğrenelim.
İŞTE BAZI YANLIŞLARA ÖRNEKLER;
Ağrıyan diş üzerine aspirin koymak,
Ağrıyan dişin üzerine kolonya dökmek,
Ağrıyan dişe rakı içerek çözüm bulmaya çalışmak ya da ağrıyan dişe rakı dökmek.
Tüm yapılan bu yanlışlar diş ağrınızı kısa süreliğine geçirebilir fakat bunun nedeni bu yapılanların dişin bütün sinirlerini yok etmesinden kaynaklanıyor. Dişe bu şekilde uygulamalarla o dişi çekmeye mecbur hale getiririz. Dişin çekilmesi yapılması gereken en son şeydir. Yapılan bu hatalar ciddi kimyasal yanıklara neden olduğundan daha sonra diş ve diş eti ağrısına dönüşür. Ayrıca rakı kanı da sulandırdığı için ağrının artmasına sebep olur.
Peki diş ağrısına ne iyi gelir?
1. Diş ağrınız çok şiddetli değilse bitkisel bir çözüm olan karanfili deneyebilirsiniz. Çünkü karanfil tomurcuklarında bulunan eugenol adlı karanfil yağı, diş hekimliğinde de kullanılan bir tür antiseptik ve ağrı kesici özelliği taşır. İlaçlarda da bu yağdan faydalanılır. Bu yağı edinin ve pamuk yardımı ile ağrıyan dişinizin üzerine aşırıya kaçmadan sürün. (aşırıya kaçmayın, çünkü herşeyin aşırısı gibi bununda aşırısı zararlı)
Eğer karanfil yağı edinemiyorsanız, bir aktardan restoran çıkışlarında da gördüğümüz karanfil tomurcuklarından 9-10 tane alıp bir bardaklık kaynar suda demleyerek bunu kullanabilirsiniz.
2. Ağrı kesici olarak majezik tavsiye edilir. Ağrı kesici aldıktan ve işe yarayıp geçtikten sonra tekrar ağrımaya başlayınca sürekli ağrı kesici almayın çünkü fazla ağrı kesici kullanmak ta zararlıdır.
3. Bir başka şifalı bitkisel tedavi yöntemi ise sirkeye birer tutam kimyon ve kekik ekleyip gargara yapın.
4. Eğer dayanabilir iseniz buzla tampon yapabilirsiniz ama tavsiye etmem.
Ve en önemlisi mutlaka yukarıdaki yöntemleri bir dişçiye gidemeyecek durumdaysanız yapın. Yani acil durumlarda. Onun dışında en kısa zamanda bir diş hekimine görünün.
Konuyla ilgili aramalar: Dişlerim çok ağrıyor , diş ağrısına bitkisel çözüm , diş ağrısı nasıl geçer , dişim ağrıyor , diş ağrısına ne iyi gelir
Diş ağrısının bilinen en sık nedeni diş çürükleridir. Dişlerimize yeterince iyi bakmadığımız zaman dişlerimiz çürür ve diş ağrılara neden olur. Çürüyen bir dişten sadece hekim tedavisi ile kurtulabiliriz. Fakat tedavi de hiçbir zaman eski dişimizi geri getirez. Bu yüzden diş bakımınızı düzenli ve sağlam bir şekilde yapmalı, dişlerinizi düzenli fırçalamalısınız ki dişleriniz çürümesin. Bu diş ağrısı sebebi önceden engelleyebileceğimiz bir sebep olduğu için bizi daha çok bu ilgilendiriyor. Diğer diş ağrısı sebeplerinden bazılarına bakacak olursak; 20'lik diş çıkması, yanlış tedavi, kemik yapısı, dişleri kurcalamak, farkında olmadan uzun süre dişi sıkmak, iltihaplanmalar vb..
Şimdi de diş ağrısını geçirmek için ne yapmamalıyız ve bu konuda halk arasında tür yanlışlar yapılıyor öğrenelim.
İŞTE BAZI YANLIŞLARA ÖRNEKLER;
Ağrıyan diş üzerine aspirin koymak,
Ağrıyan dişin üzerine kolonya dökmek,
Ağrıyan dişe rakı içerek çözüm bulmaya çalışmak ya da ağrıyan dişe rakı dökmek.
Tüm yapılan bu yanlışlar diş ağrınızı kısa süreliğine geçirebilir fakat bunun nedeni bu yapılanların dişin bütün sinirlerini yok etmesinden kaynaklanıyor. Dişe bu şekilde uygulamalarla o dişi çekmeye mecbur hale getiririz. Dişin çekilmesi yapılması gereken en son şeydir. Yapılan bu hatalar ciddi kimyasal yanıklara neden olduğundan daha sonra diş ve diş eti ağrısına dönüşür. Ayrıca rakı kanı da sulandırdığı için ağrının artmasına sebep olur.
Peki diş ağrısına ne iyi gelir?
1. Diş ağrınız çok şiddetli değilse bitkisel bir çözüm olan karanfili deneyebilirsiniz. Çünkü karanfil tomurcuklarında bulunan eugenol adlı karanfil yağı, diş hekimliğinde de kullanılan bir tür antiseptik ve ağrı kesici özelliği taşır. İlaçlarda da bu yağdan faydalanılır. Bu yağı edinin ve pamuk yardımı ile ağrıyan dişinizin üzerine aşırıya kaçmadan sürün. (aşırıya kaçmayın, çünkü herşeyin aşırısı gibi bununda aşırısı zararlı)
Eğer karanfil yağı edinemiyorsanız, bir aktardan restoran çıkışlarında da gördüğümüz karanfil tomurcuklarından 9-10 tane alıp bir bardaklık kaynar suda demleyerek bunu kullanabilirsiniz.
2. Ağrı kesici olarak majezik tavsiye edilir. Ağrı kesici aldıktan ve işe yarayıp geçtikten sonra tekrar ağrımaya başlayınca sürekli ağrı kesici almayın çünkü fazla ağrı kesici kullanmak ta zararlıdır.
3. Bir başka şifalı bitkisel tedavi yöntemi ise sirkeye birer tutam kimyon ve kekik ekleyip gargara yapın.
4. Eğer dayanabilir iseniz buzla tampon yapabilirsiniz ama tavsiye etmem.
Ve en önemlisi mutlaka yukarıdaki yöntemleri bir dişçiye gidemeyecek durumdaysanız yapın. Yani acil durumlarda. Onun dışında en kısa zamanda bir diş hekimine görünün.
Konuyla ilgili aramalar: Dişlerim çok ağrıyor , diş ağrısına bitkisel çözüm , diş ağrısı nasıl geçer , dişim ağrıyor , diş ağrısına ne iyi gelir
Dudaklarda Kuruma, Dudaklarda Kuruluk, Dudaklarım Çok Kuruyor
Sponsorlu Bağlantılar:
Dudaklar neden kurur?
Aslında dudak kurumaz tüm vücudumuz kurur ancak dudaklarda kırmızı rengini veren kılcal damarlar bol bulunsa da yağ ve ter bezleri bakımından fakirdir. Bu yüzden dudaklarımız vücudumuza göre bu daha hızlı tepki verir.
Dudaklarım kabuklaşıyor!
Dudak derisi oldukça ince ve dayanıksızdır. Dış çeperinde hücreler ölür ve kabuklaşmaya başlar. İşte dudaklarımız cildimize göre bu yüzden çabucak kabuklaşır.
Dudak kurumasına karşı neler yapılabilir?
1- Dudak kurumasına en çok neden olan şey susuzluktur. Doktorlar gün içinde 2lt su tüketilmesini öneriyor. Eğer çok su tüketmiyorsanız en azından susadığınızda 1 bardak daha fazla için. Yemeklerde çorba içmek hem midenize hem de su tüketiminize yararı olur.
2- Yeterince su içiyorsunuz fakat yine de dudaklarınız kuruyorsa bilindik diğer sebep ise aşırı sıcak veya soğuk hava koşulları. Bu hava koşullarından korunmak gerekli ancak günlük yaşamda evimize tıkılamayacağımıza göre dışarı çıkarken önlem olarak lip balm kullanmak. Lip balm ürünleri içerdiği gliserin ile nemi korur ve dudaklarınızın aşırı kurumasına engel olur. (Lip stick gibi ürünler kullanıcaksanız üzerine kullanın.) Çok güneşli günlerde şapka takarak yüzünüzü gölgelemekte bir nebze dudaklarınızı direk güneşten koruyacaktır, soğuk havalarda atkı kullanmakta faydalı olacaktır.
3- Dudaklarınızdaki ölü deriden arındırmak ve ordaki hücreleri hareketlendirmek için dişlerinizi fırçalarken yumuşak bir şekilde ve dairesel hareketlerle dudaklarınızı da fırçalayın etkisini çok çabuk hissedeceksiniz.
4- B vitamini içeren besinler alınmalı. Günlük kullandığımız B vitamini içeren örnekler vermek gerekirse: Ceviz, dereotu, bulgur, süt, et, pul biber, yumurta sarısı, patates ve meyveler gibi gıdalar.
5- Sigara kullanıyorsanız dudaklarınızda muhtemelen kuruyordur. Sigarayı derhal bırakmalısınız.
6- Bir diğer neden stres. Stres tüm vücudunuza etki ettiği gibi dudaklarınızında çatlamasına neden olur. Stresten kurtulmanın en sağlıklı yollarından biriyse spor yapmak veya dans etmek. Vakit bulamıyorsanız en azından yürümek size iyi gelecektir.
7- Dudaklarınıza bal ve vazelin sürün. Elbette çok fazla değil parmağınızla bir miktar alıp ovarak dudaklarınıza sürün etkisini hemen gösterir ancak ana sebeplerden kurtulmadıkça bu dertten kurtaracağını sanmayın! (Çatlamış dudaklara da iyi gelecektir.)
8- Dudaklarınızı sakın yalamayın. Aksi halde nemin daha hızlı uçuşmasına dudaklarınızın da daha çok kurumasına sebep olursunuz..
9- Kapalı mekanlarda havanın nemli olması önemlidir. Ülkemizde hava nemlendirici ürünlerden satılmıyor. Ancak aynı etkiyi bir radyatörün üzerine su koyarakta alabilirsiniz.
10- Dudaklarınız kuruyorsa bir diğer nedeni vücudunuzun suya ihtiyaç duyduğunun göstergesidir. Bol bol su içerek dudaklarınızdaki kurumayı önleyebilirsiniz.
11- Bu yöntemleri uyguladınız ve hala dudaklarınızdaki kuruluk geçmediyse bir doktora görünmeniz gerekir. Altta yatan başka bir rahatsızlığınız dudak kurumasına neden oluyor olabilir.
Konuyla ilgili aramalar: dudaklarım kuruyor , dudaklarım yanıyor , dudaklarım çok kuruyor , dudaklarda kuruma , çatlama ve çatlaklar , çatlıyor
Aslında dudak kurumaz tüm vücudumuz kurur ancak dudaklarda kırmızı rengini veren kılcal damarlar bol bulunsa da yağ ve ter bezleri bakımından fakirdir. Bu yüzden dudaklarımız vücudumuza göre bu daha hızlı tepki verir.
Dudaklarım kabuklaşıyor!
Dudak derisi oldukça ince ve dayanıksızdır. Dış çeperinde hücreler ölür ve kabuklaşmaya başlar. İşte dudaklarımız cildimize göre bu yüzden çabucak kabuklaşır.
Dudak kurumasına karşı neler yapılabilir?
1- Dudak kurumasına en çok neden olan şey susuzluktur. Doktorlar gün içinde 2lt su tüketilmesini öneriyor. Eğer çok su tüketmiyorsanız en azından susadığınızda 1 bardak daha fazla için. Yemeklerde çorba içmek hem midenize hem de su tüketiminize yararı olur.
2- Yeterince su içiyorsunuz fakat yine de dudaklarınız kuruyorsa bilindik diğer sebep ise aşırı sıcak veya soğuk hava koşulları. Bu hava koşullarından korunmak gerekli ancak günlük yaşamda evimize tıkılamayacağımıza göre dışarı çıkarken önlem olarak lip balm kullanmak. Lip balm ürünleri içerdiği gliserin ile nemi korur ve dudaklarınızın aşırı kurumasına engel olur. (Lip stick gibi ürünler kullanıcaksanız üzerine kullanın.) Çok güneşli günlerde şapka takarak yüzünüzü gölgelemekte bir nebze dudaklarınızı direk güneşten koruyacaktır, soğuk havalarda atkı kullanmakta faydalı olacaktır.
3- Dudaklarınızdaki ölü deriden arındırmak ve ordaki hücreleri hareketlendirmek için dişlerinizi fırçalarken yumuşak bir şekilde ve dairesel hareketlerle dudaklarınızı da fırçalayın etkisini çok çabuk hissedeceksiniz.
4- B vitamini içeren besinler alınmalı. Günlük kullandığımız B vitamini içeren örnekler vermek gerekirse: Ceviz, dereotu, bulgur, süt, et, pul biber, yumurta sarısı, patates ve meyveler gibi gıdalar.
5- Sigara kullanıyorsanız dudaklarınızda muhtemelen kuruyordur. Sigarayı derhal bırakmalısınız.
6- Bir diğer neden stres. Stres tüm vücudunuza etki ettiği gibi dudaklarınızında çatlamasına neden olur. Stresten kurtulmanın en sağlıklı yollarından biriyse spor yapmak veya dans etmek. Vakit bulamıyorsanız en azından yürümek size iyi gelecektir.
7- Dudaklarınıza bal ve vazelin sürün. Elbette çok fazla değil parmağınızla bir miktar alıp ovarak dudaklarınıza sürün etkisini hemen gösterir ancak ana sebeplerden kurtulmadıkça bu dertten kurtaracağını sanmayın! (Çatlamış dudaklara da iyi gelecektir.)
8- Dudaklarınızı sakın yalamayın. Aksi halde nemin daha hızlı uçuşmasına dudaklarınızın da daha çok kurumasına sebep olursunuz..
9- Kapalı mekanlarda havanın nemli olması önemlidir. Ülkemizde hava nemlendirici ürünlerden satılmıyor. Ancak aynı etkiyi bir radyatörün üzerine su koyarakta alabilirsiniz.
10- Dudaklarınız kuruyorsa bir diğer nedeni vücudunuzun suya ihtiyaç duyduğunun göstergesidir. Bol bol su içerek dudaklarınızdaki kurumayı önleyebilirsiniz.
11- Bu yöntemleri uyguladınız ve hala dudaklarınızdaki kuruluk geçmediyse bir doktora görünmeniz gerekir. Altta yatan başka bir rahatsızlığınız dudak kurumasına neden oluyor olabilir.
Konuyla ilgili aramalar: dudaklarım kuruyor , dudaklarım yanıyor , dudaklarım çok kuruyor , dudaklarda kuruma , çatlama ve çatlaklar , çatlıyor
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)