Evlenmeden Önce Cinsel Birleşme
Günümüzde politik konular dışında en sık yapılan tartışmalardan biri, gençlerin evlilik öncesi cinsel birleşmede bulunup, bulunmamasıdır. Bu konunun büyütüldüğü kadar önemli olduğuna inanmıyorum. Cinsel birleşmeyi, yani penisin vajine girmesini, ne yeryüzündeki bütün kötülükleri ortadan kaldıracak, ne de çökmesine yol açacak kadar olağanüstü bir olay olarak görmüyorum. Bana göre çok daha önemli bir konu, iki insanın birbiri ile nasıl bir ilişki kuracakları ve cinsel uyumu nasıl yapacaklarıdır.
Gariptir ama, insanlar, evlilik öncesi cinsel ilişki, cinsel münasebet veya birisiyle yatmaktan bahsettikleri zaman genellikle cinsel birleşmeyi kastederler. Halbuki, cinsel birleşme olmadan da evlilikten önce cinsel ilişkiye girmek veya birisi ile yatmak mümkündür.
Cinsel birleşme ve manası konusunda genç kız ve delikanlıların tutumları değişiktir. Birçok erkek için bu bir işi başarmak; zafer, kızı arzularına boyun eğdirme, onları yücelten, övünülecek bir olaydır. Kızların çoğu buna katılmaz. Olayı, erkeğin kendini başarmış sayması için izin verme, teslimiyet olarak görürler. Eskiden kadın ve erkek arasındaki bu fark o kadar belirgindir ki, genç kızın sadece uzanıp, erkek ne yaparsa yapsın ona razı olması beklenirdi. Günümüzde bu böyle değil tabiki. Şimdi genç kız cinsel birleşme sırasında erkekle eşittir, o da zevk alır, cinsel ilişkiye faal olarak katılır, hatta isterse bu konuda atılgan bile olabilir. Bu oldukça yeni eşitliğe rağmen cinsel birleşmenin kızlar için hala daha farklı bir anlam taşıdığı doğrudur. Bu fark, fizyolojik olarak dişinin içine girilen, erkeğin de giren olmasının doğurduğu psikolojik etkilerden kaynaklanabilir.
Bir genç kız, cinsel birleşme konusunda karar vermesi gereken bir noktaya gelirse, duyguları onu bütün alternatifleri göremeden alabileceği bir karara sürüklemeden evvel, konuyu serinkanlılıkla olumlu ve olumsuz bütün noktaları göz önüne alarak, enine boyuna düşünmelidir.
Bir genç kızın evlilik öncesi cinsel birleşmeye taraftar olma nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:
1. Çok açık olarak görülmesine rağmen, birçok kimse, bir bebeğe sahip olma arzusu dışında, özellikle çok zevkli, heyecanlı ve uyarıcı bir tecrübe olması nedeni ile cinsel birleşmede bulunulduğunu anlamaz. Cinsel birleşmede bulunma isteğini anlamak, spor yapmak, dans etmek gibi insana zevk veren şeyleri yapma isteğini anlamaktan daha zor olmamalı.
Ne yazık ki, bu basit ve açık nedeni, cinsel birleşmenin doğuracağı kuvvetli suçluluk duygusu ile bu zevkin yok olabileceğini düşünerek değerlendirmeliyiz. Genç kızlar, özellikle romantik olanlar, denemeden evvel cinsel birleşmeyi göklere çıkartmaktan sakınmalıdır. Filmlerde gördükleri, okudukları, kendilerinden büyük kızlardan duydukları herşey onları, cinsel birleşmenin, insanın duyabileceği en son doyum, tarif edilemez bir şey olduğuna inanmaya teşvik eder. Denedikten sonra ise, dünyanın durmadığını veya Hemingway'ın "Çanlar Kimin İçin Çalıyor" adlı romanında dediği gibi dünyanın sarsılmadığını görüp hayal kırıklığına uğrarlar. Çalınan zillerin sesi diğer sesleri bastırmayabilir, parıldayan havai fişekler içindeki geceyi aydınlatamaz. Bu tecrübenin verebileceğinden çok, çok fazlasını beklemiş oldukları için büyük bir hayal kırıklığına uğrayıp, "Bütün hepsi bu mu? Bu kadar yaygara bunun için mi?" diye sorarlar. Genç kıza hissettikleri, kendi kendini tatmin sırasında duyduğu hislerin aynı, belki ikinci bir kişinin varlığından dolayı biraz daha şiddetlenmiş gibi gelir.
Beklentilerinden biraz daha makul olan genç kızlar için cinsel birleşmeyi zevkli bulma olasılığının artacağı açıktır. Toplum ve özellikle ana baba evlilikten evvel cinsel birleşmeye karşı o kadar hoşgörüsüz ve serttir ki, bakire olan pek çok kız sırf yasaklandığı için inanılmaz derecede güzel bir şey olduğu fikrine kapılırlar. Cinsel birleşme pek çok insanın yaşamında önemli ve kalıcı bir rol oynar, bu yüzden başlangıçta bu olayı gerçek yerine oturtmak akıllıca bir tutumdur.
2. Belirttiğim gibi evlilik öncesi cinsel birleşme evliliğe hazırlayıcı bir deneyimdir. Bu deneyimden geçmiş olanlar, başka bir kimse ile beraber yaşamayı, Bernard Shavv'ın "evliliğin korkunç teklifsizliği" olarak adlandırdığı yaşam biçimini öğrenme yolunda ders almışlardır. Cinsel birleşme doğru tekniklerle yapılmış ve anlamlı sağlam bir ilişkinin parçası ise ve her iki insan da hiçbir korku ve suçluluk hissi taşımıyorsa bu deneyim olumlu olabilir. Ancak, yapılan yanlışlar da evliliğe aktarılabilir. Tenis oynamayı öğrenirken olduğu gibi, ilk gerçek maçınızda ağın karşısındaki rakibinize bakarken temel bilgileri doğru dürüst öğrenmemiş olduğunuzu fark etmeye benzer biraz.
3. Evlilik öncesi cinsel birleşme için bir diğer neden, kendi kendini tatminin aksine, bir başka insanla etkileşmeye girmektir ve sonuç olarak herkesin öğrenmesi gereken, başkaları ile birlikte yaşamayı öğrenmektir. İşte bu yüzden cinsel birleşmenin bir alma ve verme olayı olması çok önemlidir. Evlendikten sonra evlilik öncesi cinsel birleşmede bulunmadığına pişman olan pek çok genç kız vardır, çünkü evlendikten sonra bunun ne kadar uzun ve yavaş bir öğrenme süreci olduğunu farkederler. Bazen cinsel bakımdan kocaları ile uyuşamadıklannı anlarlar ama çok geç olmuştur.
4. Cinsel birleşme genç kızın evlenmeyi beklediği erkekle olmuşsa genç kızın ve tabii genç erkeğin birbirleri ile yıllarca aynı yatağı paylaşmaktan hoşlanacakları kanısına varmaları için en iyi yoldur. Bir genç kız, birçok evlilikte eşlerin cinsiyet dışında pek çok konuda uygun olduğunu ve evlendikten sonra bunu anlamanın sadece sorun yaratacağını hiçbir zaman unutmamalıdır. Önceden durum anlamak için yapılan bir deneme adil olmalıdır. Çok rahat bir ortamda yapılmalıdır. Suçluluk duygulan içinde, gizli ve çabucak yapılan bir cinsel birleşme evliliğe hiç benzemediği için sağlam ve güvenilir bir deneme olamaz.
5. Bazı insanlar gençken daha kolay öğrenir. îlk başından beri öğrenilenler doğru ise evlilikte cinsel uyuma çok daha kolay erişilir.
6. Bazı genç kızlar ise, bütün diğer arkadaşları yaptığı için, eğer yapmazsa guruptaki itibarını kaybedeceğinden korktukları için cinsel birleşmeye karar verirler. Bu kuvvetli bir baskıdır ve pek de olumlu olduğu söylenemez. Olumsuz noktalan belirtirken bu konuya değineceğim.
Evlenmeden Önce Cinsel Birleşmeye Karşıt Görüşler Nelerdir?
1. İlk ve en belirgini gebelik tehlikesidir. Doğum kontrol haplarının kullanıldığı günümüzde tehlikenin büyük bir kısmı ortadan kalkmıştır, ancak genç ve gelişme çağındaki kızların bu fırsattan faydalanma şansları az olduğu için gebelik gerçek bir tehlikedir. Gebeliği önleyici tedbirler doğru yapıldığı zaman gebelik olasılığının hemen hemen ortadan kalktığını belirtmeliyim.
2. Diğer bir tehlike cinsel yolla bulaşan hastalıklardır. Modern ilaçlarla bu tehlikenin azaldığını ve birçok zührevi hastalığın erken teşhis edildiği zaman ilaçla doktor tarafından tedavi edilebildiğini ifade etmeliyim.
3. Evlilik öncesi cinsel birleşme bazen zoraki evlilikle sonuçlanır ve evliliğe hiçte iyi bir başlangıç değildir. Belki bazıları nasıl olsa evleneceklerdir ama çoğu kez evliliğe itilmiş kız veya erkek evliliği yürütmekte zorlanır ve bu evliliklerin başarı yüzdesi çok düşüktür.
4. Kanımca evlilik öncesi cinsel birleşmede bulunmamak için en önemli neden suçluluk duygusudur. Çünkü suç veya suçluluk kavramı varsa muhakkak birine zararı dokunacaktır. Suç, herkesin olaya karşı tutumu ile belirlenir. Eşlerden biri veya ikisi birden yaptıklarından dolayı suçluluk duyacak veya sonradan vicdanı rahatsız olacaksa cinsel birleşmeye kalkışmamak daha doğru olur.
5. Genç kızlar cinsel birleşmeden sonra erkeğin gözünde değerlerini kaybedeceklerinden korkarlar ve çoğu kez gerçekten böyle olduğu şüphe götürmez. Genç kız karşısındaki delikanlının ona bir insan olarak değer verdiğine, sadece vücudunun bir parçası ile ilgilenmediğine dair inancının gerçek olup olmadığını kendisine sormalıdır.
6. Evlilik öncesi cinsel birleşmenin az rastlanan bir tehlikesi suçluluk duygularının evlendikten sonra tekrar canlanmasıdır. Evlilikten evvel cinsel birleşme fazla yapılmışsa bunun olasılığı azdır.
7. Evlilik öncesi cinsel birleşmedeki suçluluk duygusu yakalananların başına nelerin geleceği korkusundan kaynaklanır. En kötü olasılık, okul, anne-baba, polis ve hattâ arkadaşları tarafından aşağılanmaktır. Genellikle yakalanmazlar ama yakalansalar bile neler hissedecekleri onları yakalayana çok bağlıdır. En kötüsü, doğal olarak, bu işe tamamen karşıt anne-babaların durumu farketmesidir. Kendi yaşlarında birine veya arkadaşlarına yakalanırlarsa en fazla biraz sıkılıp, mahçup olurlar.
Ne kazanıp ne kaybedeceğini iyice düşünüp cinsel birleşmeye karar vermiş sorumlu bir çiftin neleri göze aldıklarını bilmeleri zorunludur. Tıpkı, tehlikesiz araba kullanmasını öğrenmek gibi, bu konuda da gerçekçi bir tutumla tehlikeleri en aza indirmelidir.
8. Evlilik öncesi cinsel birleşmede hakiki bir tehlike ilişkinin fiziksel yönünün abartılması olasılığıdır. Bu olasılık varsa, genç kızın cinsel birleşmeye karar vermemesi daha uygundur. Cinsel birleşme kendi başına bir denemeden çok iki kişi arasında sağlıklı bir ilişkinin parçası olduğu için değerlidir. Bir kız, erkeğin, sağlam bir ilişki yerine boşalabilmek için kendisini istediğini düşünüyorsa, karşısında bir arkadaş değil ancak cinsel bir eş bulacaktır.
9. Pek çok kimse, özellikle delikanlılardan daha ziyade genç kızlar evlilik öncesi cinsel birleşmeyi ahlâki açıdan yanlış olarak kabul ederler. Geçmişte, genç kızlar için ahlaksızlık kabul edilip, delikanlıların davranışına göz kırpılırdı. "erkeğin yüzünün akı, kızın alnının karası" deyimi buradan gelir. Ancak, günümüzdeki eşitlik kavramı, genç kızların diğer konularda olduğu gibi burada da eşit fırsat ve sorumluluk taşıdığı anlamına gelir. Kız için ahlak açısından yanlış olan bir şey erkek için de yanlış olmalıdır.
En sonunda, evlilik öncesi cinsel birleşme sorunu genç kızın bu konuda ne hissettiğine dayanıp kalıyor. Bir kız bunun yanlış olduğuna inanıyorsa, olumlu olarak sıraladığım noktaların hiçbir tesiri olamaz. Yanlış bir şey olmadığını düşünüyorsa, zamanı, yeri ve seçeceği eş konusunda dikkatle düşünme sorumluluğu yine onundur. Cinsel dürtüler çok kuvvetli olduğu için, bir genç kızın iyiyi ve kötüyü ayırt edemeden, eşinin tutumundan emin olmadan bu işe sürüklenme tehlikesi her zaman vardır.