Çocukluk devresinde her iki cinste de göğüs, bir göğüs ucu ve onu çevreleyen pembe bir alan areola dan meydana gelir. 10 - 11 yaşlarında areola şişer ve göğüs ucu ortadan çıkar. Erkeklerdeki göğüs gelişimi bu noktada durur, fakat dişide göğüs gelişimi cinsellik hormonları (östrojen ve progesteron) salgılandıkça ilerlemeye devam eder. Göğüs uçlarından içe doğru gelişen süt bezleri daha küçük bezlere ve yine «alveoller» adı verilen, minik süt salgılayan alanlar meydana getirmek üzere ayrılır. Aynı zamanda bezlerin etrafında yağ birikir, böylece göğüs şişerek dışa çıkık hale gelir ve konik biçimi alır. Ergenlikten sonra gelişme hızlanır ve on sekiz yaşta göğüs yuvarlaklaşaraK ve sertleşerek olgun şeklini alır. Aslında göğüsler bizim fantazimizde olduğu kadar yuvarlak ve sert değildir. Genç bir kadın ayağa kalktığı zaman göğüsleri hafifçe aşağı doğru sarkar, üst kısım hafifçe içe dönük alt kısım da hafifçe dışa dönüktür ve göğüsün dış derisiyle bir dar açı meydana getirir. Hamilelik bezlerin ve alveollerin epey büyümesine yol açar ve anne bebeğini emzirirse gelişme daha da fazla olur. Fakat kadınların çoğunda emzirme sona erdikten sonra göğüsler hamilelikten önceki biçimlerine ve boyutlarına döner.
Olgun kadınların göğüs büyüklüğü değişir, boyutların emzirme yeteneğiyle ilişkisi yoktur. Küçük göğüsler de büyük göğüsler kadar süt verebilir. Göğüsler anatomik yönden «loplar» denilen 15 ilâ 25 bölüme ayrılmıştır. Bunlar göğüs ucundan uzayan lifli bir dokuyla birbirlerinden ayrılmışlardır. Böyle loplar daha çok bir portakalın dilimlerine benzer. Her lopun kendine göre bir kanal dizgesi vardır ve bunlar areolanm altında ve göğüs ucuna uzanan şişmiş bir alanda sona erer. Bu, emzirmeyi sağlayan bir süt biriktirme torbası şeklini alır. Buradan küçük bir kanal göğüs ucunun yüzeyine açılır. Bu nedenle göğüs ucunda 15 ile 25 arasında delik vardır. Geriye doğru gidilirse asıl kanal, 10-100 süt salgılamayan alanın bulunduğu bölgede sona eren daha küçük kanallara ayrılır. Tüm kanal dizgesi bir yağ tabakasının içine gömülüdür ve göğüsün biçimini saptayan da budur. Bundan dolayı her lopun kanal dizgesi bir ağaca benzer, alveoli yaprakları, küçük kanallar dalları ve asıl kanal gövdesini oluşturur.
Her adet devresinde göğüslerde değişimler olur, kanallar gelişir ve devrenin ikinci yarısında alveoller büyür. Aynı zamanda göğüslerin yağlı dokularına sıvı sızar böylece daha ağır ve sert olurlar. Bazı kadınlarda hassaslaşıp rahatsızlığa sebep olabilir, fakat buna daha çok adetin bitiminden sonraki haftada rastlanır. Anormal de ğil sadece normalin abartılmış bir şeklidir ve tedavi yararlı olabilir. Birkaç kadında adet sırasında şişme ve hassaslık azalacağı yerde devam eder ve bir sonraki adel devresinin ilk yarısında da yok olur. Göğüsler hassas kalır ve bezlerin dokusu düzensiz şişkinlikler halinde lıis sedilebilir. Bu hal meydana gelirse kadın tüm bir araş tırma yapılması ve rahatsızlığı yok edecek bir tedavi uygulanması için doktoruna baş vurmalıdır.
Kadınlar yaşlandıkça, göğüsler daha büyür ve lifli dokuda gevşeme eğilimi görülür, o nedenle göğüsler daha çok sarkar. Adet keslimesinden sonra kanallar ve alveol ler küçülür ve yağ yok olmaya başlar, ondan sonra da göğüsler küçük, buruşuk ve çökük bir biçim alır.
