BURUN ESTETİĞİ FİYATLARI
Yüz görselliğinin en önemli parçalarından biri olan ve dış görünüm üzerinde doğrudan etkili olan burun, gelişen tıbbi yöntemler ile son derece başarılı müdahaleler sayesinde arzu edilen görselliği sağlayacak forma sokulabilmektedir. Burun estetiği ameliyatı kararının alınmasının ardından pek çok insanın aklına gelen soruların başında, estetik ameliyatı hangi merkezde ve ne kadar ücret ödeyerek yaptıracağı gelir. Burun estetiği ameliyatı kararı verilmesi kadar önemli olan müdahalenin nerede ve kim tarafından yapılacağı, elde edilecek sonucu da doğrudan etkileyen bir karar olacaktır.
Burun estetiği ameliyatları günümüzün tıbbi uygulamaları sayesinde başarılı sonuçlar vaat etse de, ilgili müdahalenin “cerrahi bir operasyon” olduğu ve arzu edilen sonuca ulaşmak için hekimin doğru seçilmesi gerektiği asla unutulmamalıdır. Burun estetiği ameliyatı hem genel anestezi hem de lokal anestezi altında yapılabilen bir ameliyattır. Ameliyat genel anestezi altında yapılacaksa ameliyat ücreti de genellikle artar. Burun ameliyatı zor bir ameliyattır. Bu sebeple lokal anestezi ile yaptırmanızı tavsiye etmem. Lokal anestezi de her ne kadar bölgesel olarak uyuşturulsanız da, ameliyat esnasında bilinciniz açık olacağı için operasyon sıkıntılı geçecektir. Burun estetiği operasyonları üzerinde deneyimi ve uzmanlığı olan bir hekim tarafından gerçekleştirilen müdahaleler hastanın arzu ettiği sonuçları alabilmesini sağlarken, yanlış kişiler tarafından yapılan operasyonlar ise büyük bir hayal kırıklığına sebebiyet verecektir. Bu sebepten ötürü burun estetiği yapılacak merkezin ve hekimin fiyat tarifeleri değerlendirilirken, hekimin önceki uygulamalarının ve burun estetiği konusundaki uzmanlığının da muhakkak titizlikle incelemesi gerekmektedir. Daha da ileri giderek, daha önce hekiminiz tarafından ameliyat edilmiş hastalarla konuşarak, memnun olup olmadıkları yönünde fikir alınız. Böylece istenilen sonuca ulaşmak için en doğru karar verilebilir.
Estetik burun ameliyatları genellikle 1000$ - 3000$ arası gibi ücretlere yapılmaktadır. Ücreti etkileyen faktörler; doktorun tecrübesi ve mahareti, ameliyatın zorluk derecesi, ameliyat tekniği, ameliyat olunan hastanenin kalitesidir. Doktorun tecrübesi yaşıyla alakalı değildir, bunu da hatırlatmak isterim. Bazı kişiler doktorunu seçerken doktorunun yaşıyla tecrübesini karıştırırlar. Bir doktor, 35 yaşında olduğu halde 50 yaşındaki bir estetik doktorundan daha fazla estetik ameliyat yapabilir. Bazı genç hekimler, adeta sanat değeri taşıyan bir tablo gibi sonuçlara imza atarlar. Böylece genç yaşta hasta sayıları ve dolayısıyla yapmış oldukları operasyon sayıları çok çabuk artış gösterir. Yapmış oldukları ameliyat sayısı doktorun bu işte ki deneyimini ortaya koyar.
31 Mart 2013 Pazar
Yoğurdun Faydaları Saymakla Bitmiyor
Sponsorlu Bağlantılar:
YOĞURDUN FAYDALARI SAYMAKLA BİTMİYOR...
Uzmanlar yaptıkları araştırmalar sonucunda, yoğurdun insan sağlığı üzerinde çok yararlı olduğu tespit etmişlerdir. Yoğurt içinde kalsiyum, protein, potasyum, fosfor, B12 vitaminlerini barındırır. Sağlıklı bir besinimiz olan yoğurt süt ürünü olduğu için faydaları saymakla bitmeyecek kadar çoktur. Hiç zararı olmayan yoğurt; sabah, öğle ve akşam her öğün rahatlıkla yiyebileceğiniz bir gıdadır. Yoğurt, süt ürünü olduğu için dolapta muhafaza edilmeli ve taze tüketilmelidir.
Yoğurdun Sağlığa Faydaları;
- Yoğurt, şeker hastaları için yararlı besindir.
- Sindirimi kolaylaştırır.
- Siyah nokta oluşumunu önler ve cildi güzelleştirir.
- Yoğurt, diş ve kemik gelişimini sağlar.
- Yoğurt, ağız kokusunu önler.
- Kilo olmayı önler ve tokluk hissi verir.
- Kemikleri güçlendirir.
- Yoğurt, guatr hastalığını önler.
- Yoğurt, tırnakları kuvvetlendirir, tırnakların kırılmasını önler.
- Mide rahatsızlığına ve hazımsızlığı önler.
- Saçlara parlaklık verir.
- Yoğurt, tümör oluşumunu önler.
- Yoğurt, tansiyon hastalarına iyi gelir.
- Kalp ve damar hastalıklarını önler.
- Vücuttaki mikropları öldürür.
- Yoğurt, diş eti iltihabını önler.
- Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Uzmanlar yaptıkları araştırmalar sonucunda, yoğurdun insan sağlığı üzerinde çok yararlı olduğu tespit etmişlerdir. Yoğurt içinde kalsiyum, protein, potasyum, fosfor, B12 vitaminlerini barındırır. Sağlıklı bir besinimiz olan yoğurt süt ürünü olduğu için faydaları saymakla bitmeyecek kadar çoktur. Hiç zararı olmayan yoğurt; sabah, öğle ve akşam her öğün rahatlıkla yiyebileceğiniz bir gıdadır. Yoğurt, süt ürünü olduğu için dolapta muhafaza edilmeli ve taze tüketilmelidir.
Yoğurdun Sağlığa Faydaları;
- Yoğurt, şeker hastaları için yararlı besindir.
- Sindirimi kolaylaştırır.
- Siyah nokta oluşumunu önler ve cildi güzelleştirir.
- Yoğurt, diş ve kemik gelişimini sağlar.
- Yoğurt, ağız kokusunu önler.
- Kilo olmayı önler ve tokluk hissi verir.
- Kemikleri güçlendirir.
- Yoğurt, guatr hastalığını önler.
- Yoğurt, tırnakları kuvvetlendirir, tırnakların kırılmasını önler.
- Mide rahatsızlığına ve hazımsızlığı önler.
- Saçlara parlaklık verir.
- Yoğurt, tümör oluşumunu önler.
- Yoğurt, tansiyon hastalarına iyi gelir.
- Kalp ve damar hastalıklarını önler.
- Vücuttaki mikropları öldürür.
- Yoğurt, diş eti iltihabını önler.
- Bağışıklık sistemini güçlendirir.
30 Mart 2013 Cumartesi
Çocuğa Uyku Alışkanlığı Nasıl Kazandırılır?
Sponsorlu Bağlantılar:
ÇOCUKLARA UYKU ALIŞKANLIĞI KAZANDIRMAK
Çocuklar için ayrı bir oda ayarlanarak, çocuklar bu kendilerine özel odada yatırılmaya alıştırılmalıdır. Bu oda sırf uyumak için gidilen bir oda olmayıp orada anne ve çocuğun uyku öncesi oyun oynama, hikaye okuma, resim yapma gibi etkinliklerin de yapıldığı bir yer olmalı ve çocuk kendini bu odada güvende hissetmelidir.
Çocuklar sürgüne gönderilir gibi haydi odana uykuya denilip zorla yatırılmamalıdır. Çocuk, annesi tarafından yatırılıp iyi uykular öpücüğü verilip üstü örtülecek olur ve bir müddet daha anne bu odada oyalanırsa daha kolay uykuya dalar. Odanın havadar, loş ve sakin olması uyumayı kolaylaştırır. Bu durum günün aynı saatlerinde gerçekleştirilmelidir.
Çocuğun yatması için dayak, rüşvet ve korkutmaya asla başvurulmamalıdır. Uyumayan çocuklarda uzun süre yataklarında tutulmamalıdır.
Çocuğun yatmadan önce çişini yapması hem kuruluk alışkanlığının kazanılmasına yardımcı olur hem de çişinin yatağa kaçırılması ya da çocuğun uykusunun bölünmesi önlenmiş olur.
Çocuğun yattığı yatağın rahat, odanın ılık, havadar ve sakin olması çocuğun daha fazla uyumasına yardımcı olur.
Bebeğin odası sade ve zevkli bir şekilde düzenlenmelidir. Bu odada bebeğin beşiği ya da karyolası, dolabı, oyuncakları, annenin bebeğini emzirebileceği bir koltuk, yorulduğunda da dinlenebileceği bir kanepenin bulunması iyi olur. Bazen bebekler büyük kardeşleri ile ayn odayı paylaşabilir. Odanın tümden halı ile kaplanması ses geçirmemesi açısından iyidir ancak halının tüyleri mikrop ve toz barındırdığından sık sık temizlenmelidir.
İlk aylarda bebekler ebeveynlerin odasında da kalabilirler. Ancak ayrı bir yatağı muhakkak olmalıdır. İlk günlerde bebek zevkle süslenmiş sepet, beşik vb. yerlerde yatabilir. Bebek arabalarından üst kısmı seyyar olanlar da bebek yatağı olarak kullanılabilir.
İlerleyen günlerde bebek karyolaları çok daha kullanışlıdır. Karyola korkuluklarının minderle kaplanması bebeğin korkuluklara çarpmasını engeller. Bebeğin yatağı orta sertikte olmalıdır. Yastık kullanılmaması tercih nedenidir. Eğer kullanılacaksa çok ince olanları tercih edilmelidir. Çarşafları lastikli olup yatağın etrafına geçirilmelidir.
Yatak takımları pamuklu, açık renk ve kolay temizlenen cinsten olmalı, bir iki adet yedeği bulunmalıdır. Uyku tulumları da kullanışlıdır. Bebeğin üstünü örtecek yorgan ve battaniyelerin pamuklu, tüysüz olması, çok kalın olmaması gerekir.
Bebek beşik ve karyolalarının üstüne bebeğin ilgisini çekecek müzikli hareketli mobiller ve oyuncaklar konulabilir. Ağlayan bebeğin sesini diğer odalara taşıyan elektronik cihazlar özellikle geniş evlerde anneye hareket rahatlığı sağlar.
Bebek, kendi yatağında ve odasında kendi kendine uyumaya alıştırılmalıdır. Ayakta, kolda sallama ve ninniler bebekte alışkanlık yapacağından ve daha sonraları bunlarsız uyuyamayacağından rağbet edilmemelidir. Bu durum sonraları annenin işini zorlaştırır.
Çocuklar için ayrı bir oda ayarlanarak, çocuklar bu kendilerine özel odada yatırılmaya alıştırılmalıdır. Bu oda sırf uyumak için gidilen bir oda olmayıp orada anne ve çocuğun uyku öncesi oyun oynama, hikaye okuma, resim yapma gibi etkinliklerin de yapıldığı bir yer olmalı ve çocuk kendini bu odada güvende hissetmelidir.
Çocuklar sürgüne gönderilir gibi haydi odana uykuya denilip zorla yatırılmamalıdır. Çocuk, annesi tarafından yatırılıp iyi uykular öpücüğü verilip üstü örtülecek olur ve bir müddet daha anne bu odada oyalanırsa daha kolay uykuya dalar. Odanın havadar, loş ve sakin olması uyumayı kolaylaştırır. Bu durum günün aynı saatlerinde gerçekleştirilmelidir.
Çocuğun yatması için dayak, rüşvet ve korkutmaya asla başvurulmamalıdır. Uyumayan çocuklarda uzun süre yataklarında tutulmamalıdır.
Çocuğun yatmadan önce çişini yapması hem kuruluk alışkanlığının kazanılmasına yardımcı olur hem de çişinin yatağa kaçırılması ya da çocuğun uykusunun bölünmesi önlenmiş olur.
Çocuğun yattığı yatağın rahat, odanın ılık, havadar ve sakin olması çocuğun daha fazla uyumasına yardımcı olur.
Bebeğin odası sade ve zevkli bir şekilde düzenlenmelidir. Bu odada bebeğin beşiği ya da karyolası, dolabı, oyuncakları, annenin bebeğini emzirebileceği bir koltuk, yorulduğunda da dinlenebileceği bir kanepenin bulunması iyi olur. Bazen bebekler büyük kardeşleri ile ayn odayı paylaşabilir. Odanın tümden halı ile kaplanması ses geçirmemesi açısından iyidir ancak halının tüyleri mikrop ve toz barındırdığından sık sık temizlenmelidir.
İlk aylarda bebekler ebeveynlerin odasında da kalabilirler. Ancak ayrı bir yatağı muhakkak olmalıdır. İlk günlerde bebek zevkle süslenmiş sepet, beşik vb. yerlerde yatabilir. Bebek arabalarından üst kısmı seyyar olanlar da bebek yatağı olarak kullanılabilir.
İlerleyen günlerde bebek karyolaları çok daha kullanışlıdır. Karyola korkuluklarının minderle kaplanması bebeğin korkuluklara çarpmasını engeller. Bebeğin yatağı orta sertikte olmalıdır. Yastık kullanılmaması tercih nedenidir. Eğer kullanılacaksa çok ince olanları tercih edilmelidir. Çarşafları lastikli olup yatağın etrafına geçirilmelidir.
Yatak takımları pamuklu, açık renk ve kolay temizlenen cinsten olmalı, bir iki adet yedeği bulunmalıdır. Uyku tulumları da kullanışlıdır. Bebeğin üstünü örtecek yorgan ve battaniyelerin pamuklu, tüysüz olması, çok kalın olmaması gerekir.
Bebek beşik ve karyolalarının üstüne bebeğin ilgisini çekecek müzikli hareketli mobiller ve oyuncaklar konulabilir. Ağlayan bebeğin sesini diğer odalara taşıyan elektronik cihazlar özellikle geniş evlerde anneye hareket rahatlığı sağlar.
Bebek, kendi yatağında ve odasında kendi kendine uyumaya alıştırılmalıdır. Ayakta, kolda sallama ve ninniler bebekte alışkanlık yapacağından ve daha sonraları bunlarsız uyuyamayacağından rağbet edilmemelidir. Bu durum sonraları annenin işini zorlaştırır.
Bebek Neden Uyumaz?
Sponsorlu Bağlantılar:
Bebeklerin uyumak istemeyişinin yada uykusunu tam almadan uykudan uyanma nedenleri şöyle sıralanabilir:
- Karnı açtır.
- Altını ıslatmıştır.
- Kulak ağrısı, gaz sancısı vardır. Ya da bütünü ile bir hastalığa yakalanmıştır.
- Vücuduna batarak kendisini rahatsız eden bir şey vardır.
- Huysuz ve huzursuzdur.
- Gürültü, aşırı sıcak ya da soğuk gibi uyku düzenini bozacak diğer etkenler vardır.
İlgili aramalar: bebeğin uyumamasının nedenleri nelerdir? bebeğim uyumuyor nedeni ne olabilir?
- Karnı açtır.
- Altını ıslatmıştır.
- Kulak ağrısı, gaz sancısı vardır. Ya da bütünü ile bir hastalığa yakalanmıştır.
- Vücuduna batarak kendisini rahatsız eden bir şey vardır.
- Huysuz ve huzursuzdur.
- Gürültü, aşırı sıcak ya da soğuk gibi uyku düzenini bozacak diğer etkenler vardır.
İlgili aramalar: bebeğin uyumamasının nedenleri nelerdir? bebeğim uyumuyor nedeni ne olabilir?
29 Mart 2013 Cuma
Hamileliğin 21. Haftası
Sponsorlu Bağlantılar:
21. HAFTA GEBELİKTE ANNE VE BEBEKTE GÖRÜLEN DEĞİŞİMLER
HAMİLELİĞİN 21. HAFTASINDA BEBEKTE GÖRÜLEN DEĞİŞİMLER
Artık bebeğin attığı tekmeleri hissedebilirsiniz…
Anne karnındaki mucize yolculuk hızla devam etmekte ve bebek her geçen gün iyice büyümektedir. 21. Hafta bebek neredeyse bir muz kadar büyümüştür. Artık daha çok beslenmeye ihtiyaç duyar. Bu nedenle beslenmeye dikkat edilmeli ve sağlıksız gıdalardan uzak durulmalıdır.
Bebek bu hafta yaklaşık olarak 340 gr. ağırlığında ve 17 cm. uzunluğundadır.
Diğer haftalara oranla büyüme hızı biraz gerilemiştir. Ancak yine dikkat çekecek kadar büyümeye devam ediyordur. Bu haftada minik varlığın teni, organları ve sinir sistemi halen gelişmeye devam ediyor ve olgunlaşmak için çaba sarf ediyor.
Annenin hissedeceği ölçülerde kıpırdanmaya başlamıştır. Attığı tekmeler rahatlıkla hissedilebilmektedir. Kaş ve göz kapakları bu hafta tamamen belirginleşmiştir. Bebeğin cinsiyeti eğer kız ise vajina oluşmaya başlamıştır. Bebek içinde bulunduğu amniyotik sıvıdan yutarak sindirim sistemini olgunlaştırmak için uğraşmakta. Sinir yolları gelişmektedir. Ancak hareketlerini tam olarak kontrol edemez. Artık el ve ayak tırnakları da uzamaktadır. Ancak kendine zarar vermesin diye çok yumuşak bir yapıdadır.
Gebeliğin 21. haftasında annede görülen değişimler
Karın ve göğüsleriniz hızla büyümeye devam ediyor. Bu büyüme ile çatlaklar ortaya çıkmış olabilir. Ancak her hamile kadında çatlak olmayabilir. Hamilelikte çatlaklar birden kilo alma ile oluşabilir. Vücudunuzda oluşan çatlakları azaltmak ve kurumasına engel olmak için kakao yağı kullanılabilir.
Rahim hala büyümeye devam ediyor ve doğum olana kadar da devam edecek. Ancak karın henüz çok büyümediği için rahat hareket edebilirsiniz. Artık 21. Haftada bebeğin hareketleri muhtemel hissedilebilmektedir. Ancak henüz hissetmiyorsanız ve ilk bebeğinize hamile iseniz endişelenmeye gerek yoktur. Ayrıca aşırı kilolu hamile kadınlar bebeklerin hareketlerini biraz daha geç hissederler. Bebeğin cinsiyeti 20. 21. Haftalarda muhtemel öğrenilebilir. Enerjiyi artırmak için egzersizlerden kaçınmamak gerekir. Ayrıca düzenli yapılan egzersizler doğumu kolaylaştırdığı gibi doğumdan sonra fazla kilolardan da kolaylıkla kurtulmayı sağlar.
Bu haftalarda genelde 500 gr -1000 gr. arasında kilo artışı devam etmektedir. Normal şartlarda 21. Hafta gebeliğe ulaşan bir kadın yaklaşık 5–6 kilo kadar alabilir. Fakat gebelikte kilo alımı kişiye göre değişim gösterebilmektedir. Çünkü her gebe kadının vücut yapısı farklıdır. Bu haftalarda bir anda kilo artışı gözlenebilir. Ancak ilerleyen haftalarda kilo alışı yavaşlayacaktır.
21. hafta gebelikte annenin hayatında olan değişimler
Genellikle hamileliğin ilk haftalarında zorluk yaşamanıza neden olan belirtiler ortadan kayboldu ya da hafif hafif devam etmektedir. Ancak bazı değişik problemler bu haftalarda ortaya çıkabilir. Örneğin, yağ üretimi fazlalaştığı için yüz bölgesinde sivilceleşme yaşıyor olabilirsiniz. Bu sorunu hafifletmek için yağ oranı düşük sabunlar kullanmak yararlı olacaktır.
Bu haftalarda varis sorunu ile de karşı karşıya kalabilirsiniz. Gebelik ilerledikçe bacaklarda damarlarda baskılar oluşur. Özellikle de ailesinde varis sorunu olan hamile kadınlarda yatkınlık görülebilir. Varis sorunu ile mücadele edebilmek için ayak ve bacak egzersizleri oldukça faydalı olacaktır.
Bebeğin hareketleri
Bu haftada bebeğin hareketlerini tam olarak hissedebilirsiniz.
Dişeti problemleri
Eğer dişlerin tahriş olmuş ve kanama görülüyorsa tatlı yiyeceklerden uzak durmalısınız. Şayet tatlı yemekten kendinizi alı koyamıyorsanız yedikten hemen sonra dişlerinizi fırçalamalısınız.
Cilt, saç ve tırnaklarda görülen değişimler
Saç ve tırnaklarda hızlı bir şekilde uzama fark edebilirsiniz. Hamilelik döneminde artan hormon seviyesi nedeni ile saç ve tırnaklarda dikkat çekici bir şekilde uzama görülebilir.
Gaz sorunu
Eğer gaz sorunu ile karşı karşıya iseniz bol su içerek lif yönünden zengin gıdalar ile beslenmelisiniz. Lifli gıdalar kabızlığı önler ve gaz sorununu giderebilir.
HAMİLELİĞİN 21. HAFTASINDA BEBEKTE GÖRÜLEN DEĞİŞİMLER
Artık bebeğin attığı tekmeleri hissedebilirsiniz…
Anne karnındaki mucize yolculuk hızla devam etmekte ve bebek her geçen gün iyice büyümektedir. 21. Hafta bebek neredeyse bir muz kadar büyümüştür. Artık daha çok beslenmeye ihtiyaç duyar. Bu nedenle beslenmeye dikkat edilmeli ve sağlıksız gıdalardan uzak durulmalıdır.
Bebek bu hafta yaklaşık olarak 340 gr. ağırlığında ve 17 cm. uzunluğundadır.
Diğer haftalara oranla büyüme hızı biraz gerilemiştir. Ancak yine dikkat çekecek kadar büyümeye devam ediyordur. Bu haftada minik varlığın teni, organları ve sinir sistemi halen gelişmeye devam ediyor ve olgunlaşmak için çaba sarf ediyor.
Annenin hissedeceği ölçülerde kıpırdanmaya başlamıştır. Attığı tekmeler rahatlıkla hissedilebilmektedir. Kaş ve göz kapakları bu hafta tamamen belirginleşmiştir. Bebeğin cinsiyeti eğer kız ise vajina oluşmaya başlamıştır. Bebek içinde bulunduğu amniyotik sıvıdan yutarak sindirim sistemini olgunlaştırmak için uğraşmakta. Sinir yolları gelişmektedir. Ancak hareketlerini tam olarak kontrol edemez. Artık el ve ayak tırnakları da uzamaktadır. Ancak kendine zarar vermesin diye çok yumuşak bir yapıdadır.
Gebeliğin 21. haftasında annede görülen değişimler
Karın ve göğüsleriniz hızla büyümeye devam ediyor. Bu büyüme ile çatlaklar ortaya çıkmış olabilir. Ancak her hamile kadında çatlak olmayabilir. Hamilelikte çatlaklar birden kilo alma ile oluşabilir. Vücudunuzda oluşan çatlakları azaltmak ve kurumasına engel olmak için kakao yağı kullanılabilir.
Rahim hala büyümeye devam ediyor ve doğum olana kadar da devam edecek. Ancak karın henüz çok büyümediği için rahat hareket edebilirsiniz. Artık 21. Haftada bebeğin hareketleri muhtemel hissedilebilmektedir. Ancak henüz hissetmiyorsanız ve ilk bebeğinize hamile iseniz endişelenmeye gerek yoktur. Ayrıca aşırı kilolu hamile kadınlar bebeklerin hareketlerini biraz daha geç hissederler. Bebeğin cinsiyeti 20. 21. Haftalarda muhtemel öğrenilebilir. Enerjiyi artırmak için egzersizlerden kaçınmamak gerekir. Ayrıca düzenli yapılan egzersizler doğumu kolaylaştırdığı gibi doğumdan sonra fazla kilolardan da kolaylıkla kurtulmayı sağlar.
Bu haftalarda genelde 500 gr -1000 gr. arasında kilo artışı devam etmektedir. Normal şartlarda 21. Hafta gebeliğe ulaşan bir kadın yaklaşık 5–6 kilo kadar alabilir. Fakat gebelikte kilo alımı kişiye göre değişim gösterebilmektedir. Çünkü her gebe kadının vücut yapısı farklıdır. Bu haftalarda bir anda kilo artışı gözlenebilir. Ancak ilerleyen haftalarda kilo alışı yavaşlayacaktır.
21. hafta gebelikte annenin hayatında olan değişimler
Genellikle hamileliğin ilk haftalarında zorluk yaşamanıza neden olan belirtiler ortadan kayboldu ya da hafif hafif devam etmektedir. Ancak bazı değişik problemler bu haftalarda ortaya çıkabilir. Örneğin, yağ üretimi fazlalaştığı için yüz bölgesinde sivilceleşme yaşıyor olabilirsiniz. Bu sorunu hafifletmek için yağ oranı düşük sabunlar kullanmak yararlı olacaktır.
Bu haftalarda varis sorunu ile de karşı karşıya kalabilirsiniz. Gebelik ilerledikçe bacaklarda damarlarda baskılar oluşur. Özellikle de ailesinde varis sorunu olan hamile kadınlarda yatkınlık görülebilir. Varis sorunu ile mücadele edebilmek için ayak ve bacak egzersizleri oldukça faydalı olacaktır.
Bebeğin hareketleri
Bu haftada bebeğin hareketlerini tam olarak hissedebilirsiniz.
Dişeti problemleri
Eğer dişlerin tahriş olmuş ve kanama görülüyorsa tatlı yiyeceklerden uzak durmalısınız. Şayet tatlı yemekten kendinizi alı koyamıyorsanız yedikten hemen sonra dişlerinizi fırçalamalısınız.
Cilt, saç ve tırnaklarda görülen değişimler
Saç ve tırnaklarda hızlı bir şekilde uzama fark edebilirsiniz. Hamilelik döneminde artan hormon seviyesi nedeni ile saç ve tırnaklarda dikkat çekici bir şekilde uzama görülebilir.
Gaz sorunu
Eğer gaz sorunu ile karşı karşıya iseniz bol su içerek lif yönünden zengin gıdalar ile beslenmelisiniz. Lifli gıdalar kabızlığı önler ve gaz sorununu giderebilir.
Bebekler Günde Kaç Saat Uyur?
Sponsorlu Bağlantılar:
0-2 yaş çocukları günde kaç saat uyumalıdır?
Yeni doğan bebekler günün büyük bir kısmını uyku ile geçirirler. Özellikle ilk bir ayda bebek meme emerken yorulur ve uyur. Bir müddet sonra uyanır ve tekrar emmeye devam eder. Zamanla uyanık kaldığı saatler uzamaya başlar. Bazı çocuklar uykuya düşkünken bazıları uykuyu sevmez. Bebek büyüdükçe uykuya olan ihtiyacı azaldığı gibi uykuda geçirdiği süre de kısalır. Bebekler kış aylarında daha çok uyurlar. Çok sıcak ve soğuk ortam bebeğin uyumasını engeller. 18-20 derecelerdeki oda sıcaklığı bebekler için uygundur.
Hasta ve huzursuz bebekler, istediği kadar uyuyamazlar. İlk günlerde bebek az emdiğinden açlık da bebeğin uykusunu sık sık böler.
Bebekler günde kaç saat uyurlar?
0-1 aylık bebekler günün 20-24 saatini,
1-6 aylık bebekler günün 16-20 saatini,
6-12 aylık bebekler ise günün 13-16 saatini uyuyarak geçirirler.
Bir yaşından sonra uykuda geçen süre daha da azalır. Çocukların 1-2 yaş arasında günde iki kez, 3-5 yaş arasında günde bir kez gündüz uykusuna ihtiyaçları vardır. Bu süreler çocuktan çocuğa ve çocuğun sabah kalkma ve gece uyuma süreleri ile de yakından ilişkilidir. Yaklaşık 1-2 saat de gündüz uyurlar. 6 yaşından büyük çocuklar gündüz uyumaları için zorlanmamalıdır.
Sabah erken kalkan ve gece geç yatan çocukların daha çok gündüz uykusuna ihtiyaçları vardır. İlköğretim döneminde de çocukların günde 9-10 saat uyumaları gerekir.
Bebeklerde Uykunun Önemi
Sponsorlu Bağlantılar:
0-2 yaş çocuklarında uykunun önemi
Uyku ile insan vücudu fiziksel ve ruhsal olarak dinlenir. Bir sonraki gün için ihtiyaç duyacağı enerjiyi toplar. Uykusunu iyi almış çocuk dinç olur. Çalışma ve oyun için ihtiyaç duyacağı enerjiyi depolamış olacağından etkinliklerde aktiftir. Oysa uykusunu alamamış çocuk yorgundur. Fiziksel etkinliklerde oyun ve çalışmalarında isteksizdir. Gün boyunca neşesiz, huzursuz ve huysuz olur. Ufak, tefek şeyleri bahane ederek hırçınlaşır ve ağlar.
Yeni doğanlar günün büyük bir kısmını uyku ile geçirirler. Bireysel farklılıkların olmasına rağmen çocuklar büyüdükçe uykuya ayırdıkları süre ve ihtiyaçları da azalır. Uykunun kesintisiz olması önemlidir. Uykunun çeşitli nedenlerle sık sık bölünmesi çocuğu daha da tedirgin eder. Sağlıklı bebekler daha uzun süre uyurlar. Vücuduna bir şey batan, altı ıslanan, karnı acıkan ve hasta bebeklerin uykusu sık sık bölünür. Sessizlikte uyumaya alışan bebeklerin uykusunu gürültü de engelleyebilir.
Bebeğin ihtiyacı olan uykuyu uyuyabilmesi için gerekli ortamın hazırlanması gerekir. Öncelikle bebeğin karnı doyurulmalıdır. Karnı tok olan bebekler daha uzun süre kesintisiz uyurlar, sonra altı kontrol edilir ve eğer altını kirletmişse altı değiştirilir. Bebeğin vücuduna batacak, bebeği rahatsız edecek bir şeylerin varlığı araştırılır. Eğer bebek hasta da değilse yatağına yatırıldığında hafifçe başının okşanması ya da sırtının sıvazlanması ile yavaş yavaş uykuya dalacaktır. Bebek kendi kendine uyumaya alıştırılmalıdır. Bebekler emerek, sallanarak, ninni ya da hafif müzik ile sakinleşerek de uykuya dalarlar. Ancak bebek her uykuya dalışta sallanmayı ve ninniyi isteyeceğinden annenin ve kendine bakan kişilerin işini zorlaştıracaktır.
Bebek her gün aynı saatte ve aynı yerde uyutulursa giderek uyku alışkanlığını kazanır ve uykuya dalması da kolaylaşır. Anneler bebeklerinin yakınında olmalı ve bebekleri uyandığında sesini duyabilmelidir. Yatağında uzun süre uyandığında ağlayan bebekler kendilerini güvensiz hissedeceklerinden daha sonraki günlerde de uyumaları zorlaşacaktır. Bazı çocuklar sıcak bir banyodan sonra daha rahat uyurlar. İlk üç ayda bebeğin hafif bir battaniye ile sarılması bebeğin kendini güvende hissetmesine ve istediği ısıyı temin edebilmesine yardım edeceğinden uyuması da kolaylaşacaktır. El kol hareketleri ile de kendini uyandırmadığından daha uzun süre uyuyabilir.
Bebek Hangi Pozisyonda Yatırılmalıdır? Bebekler yüzü koyun yatırılmamalıdır. Uykuda ölümler daha çok yüzü koyun yatan bebeklerde görülmüştür. Özellikle ilk üç ayda bebeğin sırt üstü ya da yan olarak yatırılması gerekir. Daha sonraki dönemlerde bebek en rahat uyuma şeklini kendisi bulacaktır.
İlgili aramalar: bebek neden uyumaz? bebeğim uyumuyor neden olabilir? bebek nasıl yatırılır? bebeği uyutmak için ne yapmak gerekir? bebek yüzüstü yatırılır mı? bebeğin yüzükoyun yatması sakıncalı mıdır?
Uyku ile insan vücudu fiziksel ve ruhsal olarak dinlenir. Bir sonraki gün için ihtiyaç duyacağı enerjiyi toplar. Uykusunu iyi almış çocuk dinç olur. Çalışma ve oyun için ihtiyaç duyacağı enerjiyi depolamış olacağından etkinliklerde aktiftir. Oysa uykusunu alamamış çocuk yorgundur. Fiziksel etkinliklerde oyun ve çalışmalarında isteksizdir. Gün boyunca neşesiz, huzursuz ve huysuz olur. Ufak, tefek şeyleri bahane ederek hırçınlaşır ve ağlar.
Yeni doğanlar günün büyük bir kısmını uyku ile geçirirler. Bireysel farklılıkların olmasına rağmen çocuklar büyüdükçe uykuya ayırdıkları süre ve ihtiyaçları da azalır. Uykunun kesintisiz olması önemlidir. Uykunun çeşitli nedenlerle sık sık bölünmesi çocuğu daha da tedirgin eder. Sağlıklı bebekler daha uzun süre uyurlar. Vücuduna bir şey batan, altı ıslanan, karnı acıkan ve hasta bebeklerin uykusu sık sık bölünür. Sessizlikte uyumaya alışan bebeklerin uykusunu gürültü de engelleyebilir.
Bebeğin ihtiyacı olan uykuyu uyuyabilmesi için gerekli ortamın hazırlanması gerekir. Öncelikle bebeğin karnı doyurulmalıdır. Karnı tok olan bebekler daha uzun süre kesintisiz uyurlar, sonra altı kontrol edilir ve eğer altını kirletmişse altı değiştirilir. Bebeğin vücuduna batacak, bebeği rahatsız edecek bir şeylerin varlığı araştırılır. Eğer bebek hasta da değilse yatağına yatırıldığında hafifçe başının okşanması ya da sırtının sıvazlanması ile yavaş yavaş uykuya dalacaktır. Bebek kendi kendine uyumaya alıştırılmalıdır. Bebekler emerek, sallanarak, ninni ya da hafif müzik ile sakinleşerek de uykuya dalarlar. Ancak bebek her uykuya dalışta sallanmayı ve ninniyi isteyeceğinden annenin ve kendine bakan kişilerin işini zorlaştıracaktır.
Bebek her gün aynı saatte ve aynı yerde uyutulursa giderek uyku alışkanlığını kazanır ve uykuya dalması da kolaylaşır. Anneler bebeklerinin yakınında olmalı ve bebekleri uyandığında sesini duyabilmelidir. Yatağında uzun süre uyandığında ağlayan bebekler kendilerini güvensiz hissedeceklerinden daha sonraki günlerde de uyumaları zorlaşacaktır. Bazı çocuklar sıcak bir banyodan sonra daha rahat uyurlar. İlk üç ayda bebeğin hafif bir battaniye ile sarılması bebeğin kendini güvende hissetmesine ve istediği ısıyı temin edebilmesine yardım edeceğinden uyuması da kolaylaşacaktır. El kol hareketleri ile de kendini uyandırmadığından daha uzun süre uyuyabilir.
Bebek Hangi Pozisyonda Yatırılmalıdır? Bebekler yüzü koyun yatırılmamalıdır. Uykuda ölümler daha çok yüzü koyun yatan bebeklerde görülmüştür. Özellikle ilk üç ayda bebeğin sırt üstü ya da yan olarak yatırılması gerekir. Daha sonraki dönemlerde bebek en rahat uyuma şeklini kendisi bulacaktır.
İlgili aramalar: bebek neden uyumaz? bebeğim uyumuyor neden olabilir? bebek nasıl yatırılır? bebeği uyutmak için ne yapmak gerekir? bebek yüzüstü yatırılır mı? bebeğin yüzükoyun yatması sakıncalı mıdır?
28 Mart 2013 Perşembe
Bebeklerde Ellerin Temizliği
Sponsorlu Bağlantılar:
Bebeğin Ellerinin Temizliği Nasıl Yapılır?
Mikroplar vücuda daha çok ellerle taşınır. Anne önce kendi el temizliğine ardından da bebeğin el temizliğine dikkat etmelidir. Bebek doğumundan sonraki ilk günlerde ellerini yumuk tuttuğu için daha çok terler, toz ve pamukçuk avuç içinde toplanır. Bu sebeple ılık su ile ıslatılmış pamuk parçaları ya da yumuşak bir ıslak bezle avuç içi hafifçe açılarak parmak araları ile beraber silinir. Bebeğin elleri her silinişinden sonra yumuşak havlu ile kurulanmalıdır.
Mikroplar vücuda daha çok ellerle taşınır. Anne önce kendi el temizliğine ardından da bebeğin el temizliğine dikkat etmelidir. Bebek doğumundan sonraki ilk günlerde ellerini yumuk tuttuğu için daha çok terler, toz ve pamukçuk avuç içinde toplanır. Bu sebeple ılık su ile ıslatılmış pamuk parçaları ya da yumuşak bir ıslak bezle avuç içi hafifçe açılarak parmak araları ile beraber silinir. Bebeğin elleri her silinişinden sonra yumuşak havlu ile kurulanmalıdır.
Bebeğin Altı Nasıl Temizlenir?
Sponsorlu Bağlantılar:
Bebeğin Alt Temizliği Nasıl Yapılır?
Sık sık idrar ve kaka ile kirlenen ve hassas deride kızarıklık ve pişiklerin oluştuğu bacak araları temizliği lokal temizliğin en önemli ve en sık tekrarlananıdır.
Kızlarda temizlik önden arkaya doğru yapılmalıdır. Ilık suyla ıslatılmış pamuk parçaları ile ya da bebek temizliği için özel üretilmiş ıslak havlular kullanılarak silinmelidir. Bebek 5-6 aylık olduğunda da özellikle kakadan sonra ılık su ile belden aşağısının yıkanması daha da iyi ve kolay olur. Her temizlik ve yıkamadan sonra muhakkak bacak araları temiz, yumuşak ve emici bir bezle kurulanmalı ve bebeğin bir iki dakika hava almasına izin verilmelidir.
Erkek çocuklarında da bacak arası temizliği çok önemlidir. Penisi kaplayan sünnet derisi enfeksiyonların kolayca üremesine ve idrar yolu enfeksiyonlarına zemin oluşturur. Bazı dinlere göre sünnet şarttır. Tıp bilimi de sünneti gerekli görmektedir. Sünnet derisinin içi dar olan bazı çocuklar idrar yapmada zorlanır ve ağlarlar. Bu durumda sünnet zorunlu olarak küçük yaşta yapılır.
Bacak aralarındaki pişiğe; bezlerde kalan sabun ve deterjan artıkları ile uzun süre bekleyen idrar ve kakalı bezler neden olur. Bu sebeple bebeğin bezleri sık sık değiştirilmelidir.
Tek kullanımlık hazır bez kullanılmıyorsa kirlenen bezler idrar ve kakadan arındırıldıktan sonra çamaşır deterjanıyla kullanılarak yıkanmalı, iki günde bir kaynatılmalı, hiç sabun artığı kalmayacak şekilde defalarca durulanmalı ve güneşte kurutulmalıdır. Bacak aralarında oluşan pişiklerde doktorun önerdiği kremlerden de yararlanılmalıdır. Pudra kullanılmamalıdır.
Sık sık idrar ve kaka ile kirlenen ve hassas deride kızarıklık ve pişiklerin oluştuğu bacak araları temizliği lokal temizliğin en önemli ve en sık tekrarlananıdır.
Kızlarda temizlik önden arkaya doğru yapılmalıdır. Ilık suyla ıslatılmış pamuk parçaları ile ya da bebek temizliği için özel üretilmiş ıslak havlular kullanılarak silinmelidir. Bebek 5-6 aylık olduğunda da özellikle kakadan sonra ılık su ile belden aşağısının yıkanması daha da iyi ve kolay olur. Her temizlik ve yıkamadan sonra muhakkak bacak araları temiz, yumuşak ve emici bir bezle kurulanmalı ve bebeğin bir iki dakika hava almasına izin verilmelidir.
Erkek çocuklarında da bacak arası temizliği çok önemlidir. Penisi kaplayan sünnet derisi enfeksiyonların kolayca üremesine ve idrar yolu enfeksiyonlarına zemin oluşturur. Bazı dinlere göre sünnet şarttır. Tıp bilimi de sünneti gerekli görmektedir. Sünnet derisinin içi dar olan bazı çocuklar idrar yapmada zorlanır ve ağlarlar. Bu durumda sünnet zorunlu olarak küçük yaşta yapılır.
Bacak aralarındaki pişiğe; bezlerde kalan sabun ve deterjan artıkları ile uzun süre bekleyen idrar ve kakalı bezler neden olur. Bu sebeple bebeğin bezleri sık sık değiştirilmelidir.
Tek kullanımlık hazır bez kullanılmıyorsa kirlenen bezler idrar ve kakadan arındırıldıktan sonra çamaşır deterjanıyla kullanılarak yıkanmalı, iki günde bir kaynatılmalı, hiç sabun artığı kalmayacak şekilde defalarca durulanmalı ve güneşte kurutulmalıdır. Bacak aralarında oluşan pişiklerde doktorun önerdiği kremlerden de yararlanılmalıdır. Pudra kullanılmamalıdır.
Hamileliğin 20. Haftası
Sponsorlu Bağlantılar:
GEBELİKTE 20. HAFTA ANNE VE BEBEKTE GÖRÜLEN DEĞİŞİMLER
Bebeğin dişleri artık oluşmaya başlıyor…
20. haftada bebekte görülen değişimler
Bebeğin cinsiyeti artık bu hafta bir aksilik olmaz ise ultrason ile tespit edilebilir. Anne karnında mucizevî yolculuğa devam eden bebek bu hafta yaklaşık 300 gr. ve 16 cm uzunluğundadır. 20. Haftada artık doktor muayenelerinde baş ölçüsü, karın ve bacak ölçümleri yapılabilir. Bu ölçümler ile bebek diğer 20 haftalık bebekler ile kıyaslanabilir. Bu haftalarda anne karnında büyümeye hızla devam eden bebek yutkunma ve nefes almak için hazırlanmaktadır. Vücut ölçüleri artık daha orantılı bir hal alıyor. Kafa yapısı vücudu ile orantılı olmaya başlamıştır. 20. hafta itibari ile mucize gelişimler devam ediyor. Dişler diş eti altına yerleşiyor. Ancak diş etinin altında olduğu için doğumdan yaklaşık 6 – 8 ay sonra ortaya çıkacaktır. Bebeğin iç organlarının oluşumu artık tümüyle tamamlanmak üzeredir.
Artık bebek mekonyum adı verilen sindirimden dolayı ortaya çıkan yapışkan aynı zamanda siyah renkli bir sıvı üretimi başlamıştır. Bu sıvı bağırsaklarda toplanarak bebeğin ilk kakası ile dışarı atılacaktır. Bebeğin cinsiyeti artık bu hafta kolaylıkla tespit edilebilir. Bebeğin cinsiyeti 17 – 22 hafta aralığında bir aksilik olmadığı sürece öğrenilebilinir.
HAMİLELİKTE 20. HAFTA ANNEDE GÖRÜLEN DEĞİŞİMLER Hamilelik süreci tam olarak yarılanmış durumdadır. Anne karnındaki bebek anne için artık daha inanılmaz duyguların oluşmasına neden olmaktadır. Çünkü bebeğin yapmış olduğu hareketler anne adayı tarafından kolaylıkla hissedilmektedir. Fakat bu haftalarda bebeğin hareketlerini hissedemeyen anne adayları da vardır. Panik yapılacak bir durum değildir. Anne adayı ilk gebeliğini yaşıyorsa 22. Haftaya kadar beklemelidir.
Ciltte bazı farklılıklar görülebilir. Özellikle yüz bölgesinde koyulaşmalar olacaktır. bu koyulaşmalar bu hafta ve gelecek haftalarda daha belirgin bir hal alır. Ancak gebeliğin sonlanması ile bu oluşan koyuluklar kaybolacaktır. Bu koyulukları azaltmak için güneşten kaçınılması gerekir.
Anne adayının hayatındaki değişimler
Artık hamileliği tam olarak yarısı tamamlanmıştır. Bu haftaya kadar 4 – 5 kilo alınabilir. Ve son derece normaldir. Artık her hafta yaklaşık yarım kilo alınabilir. Anne adayı vücuduna yeterince demir aldığından emin olmalıdır. Gebelik süresince anne vücudunun ve bedeninde taşıdığı bebeğin demire ihtiyacı vardır. Demir ihtiyacını karşılamak için kırmızı et tüketimi oldukça yararlı olacaktır. Fakat et yamayan anne adayları ıspanak tarzı sebzeler ve üzüm gibi meyveler ile demir ihtiyacını karşılayabilir.
Bebeğin sağlığını korumak için taze sebze, meyve, protein, mineral ve vitamin yönünden zengin gıdalar ile beslenilmesine dikkat edilmelidir. Sağlıklı bir gebelik ve sağlıklı bir bebek için bu şarttır.
20. haftada yalancı doğum sancıları
Yalancı doğum sancıları ile gebeliğin bu haftalarında karşı karşıya kalmak mümkündür. Bu oluşan sancılar doğum sancıları ile kıyaslandığında daha hafif seyreder. Ama haftalar ilerledikçe oluşabilecek kasılmalar şiddetini artırabilir. Bu kasılmalar doğum için hazırlık yapmaktadır. Bazı anne adayları için görülebilecek kasılmalar hafif ve acısız geçer. Fakat kasılmaların şiddeti çok fazla ve ağrılara neden oluyor ise mutlaka doktora başvurmakta yarar vardır.
Mide yanması ve hazımsızlık
Bu haftalarda mide yanması ve hazımsızlık çoğu zaman kaçınılmaz olabilir. Yemeklerden sonra yapılan yarım saatlik yürüyüşler ile biraz da olsa rahatlanabilir.
Ayak ve bileklerde şişme
Şayet ayak ve bileklerde şişme oluşmuş ve ağrılara yol açıyor ise rahat ayakkabı ve terlikler tercih edilmelidir. Ayakları sıkacak dar çoraplardan kaçınılmalıdır. Dar çoraplar kan basıncını yavaşlatır ve şişliğin artmasına neden olur.
Baş dönmesi
Baş dönmesi 20. Haftada daha çok görülen bir sorundur. Uzun bir süre ayakta kalmak baş dönmesine neden olabilir. Bu nedenle çok fazla ayakta kalmamaya özen gösterilmeli ve fırsat buldukça istirahat edilmelidir.
Bebeğin dişleri artık oluşmaya başlıyor…
20. haftada bebekte görülen değişimler
Bebeğin cinsiyeti artık bu hafta bir aksilik olmaz ise ultrason ile tespit edilebilir. Anne karnında mucizevî yolculuğa devam eden bebek bu hafta yaklaşık 300 gr. ve 16 cm uzunluğundadır. 20. Haftada artık doktor muayenelerinde baş ölçüsü, karın ve bacak ölçümleri yapılabilir. Bu ölçümler ile bebek diğer 20 haftalık bebekler ile kıyaslanabilir. Bu haftalarda anne karnında büyümeye hızla devam eden bebek yutkunma ve nefes almak için hazırlanmaktadır. Vücut ölçüleri artık daha orantılı bir hal alıyor. Kafa yapısı vücudu ile orantılı olmaya başlamıştır. 20. hafta itibari ile mucize gelişimler devam ediyor. Dişler diş eti altına yerleşiyor. Ancak diş etinin altında olduğu için doğumdan yaklaşık 6 – 8 ay sonra ortaya çıkacaktır. Bebeğin iç organlarının oluşumu artık tümüyle tamamlanmak üzeredir.
Artık bebek mekonyum adı verilen sindirimden dolayı ortaya çıkan yapışkan aynı zamanda siyah renkli bir sıvı üretimi başlamıştır. Bu sıvı bağırsaklarda toplanarak bebeğin ilk kakası ile dışarı atılacaktır. Bebeğin cinsiyeti artık bu hafta kolaylıkla tespit edilebilir. Bebeğin cinsiyeti 17 – 22 hafta aralığında bir aksilik olmadığı sürece öğrenilebilinir.
HAMİLELİKTE 20. HAFTA ANNEDE GÖRÜLEN DEĞİŞİMLER Hamilelik süreci tam olarak yarılanmış durumdadır. Anne karnındaki bebek anne için artık daha inanılmaz duyguların oluşmasına neden olmaktadır. Çünkü bebeğin yapmış olduğu hareketler anne adayı tarafından kolaylıkla hissedilmektedir. Fakat bu haftalarda bebeğin hareketlerini hissedemeyen anne adayları da vardır. Panik yapılacak bir durum değildir. Anne adayı ilk gebeliğini yaşıyorsa 22. Haftaya kadar beklemelidir.
Ciltte bazı farklılıklar görülebilir. Özellikle yüz bölgesinde koyulaşmalar olacaktır. bu koyulaşmalar bu hafta ve gelecek haftalarda daha belirgin bir hal alır. Ancak gebeliğin sonlanması ile bu oluşan koyuluklar kaybolacaktır. Bu koyulukları azaltmak için güneşten kaçınılması gerekir.
Anne adayının hayatındaki değişimler
Artık hamileliği tam olarak yarısı tamamlanmıştır. Bu haftaya kadar 4 – 5 kilo alınabilir. Ve son derece normaldir. Artık her hafta yaklaşık yarım kilo alınabilir. Anne adayı vücuduna yeterince demir aldığından emin olmalıdır. Gebelik süresince anne vücudunun ve bedeninde taşıdığı bebeğin demire ihtiyacı vardır. Demir ihtiyacını karşılamak için kırmızı et tüketimi oldukça yararlı olacaktır. Fakat et yamayan anne adayları ıspanak tarzı sebzeler ve üzüm gibi meyveler ile demir ihtiyacını karşılayabilir.
Bebeğin sağlığını korumak için taze sebze, meyve, protein, mineral ve vitamin yönünden zengin gıdalar ile beslenilmesine dikkat edilmelidir. Sağlıklı bir gebelik ve sağlıklı bir bebek için bu şarttır.
20. haftada yalancı doğum sancıları
Yalancı doğum sancıları ile gebeliğin bu haftalarında karşı karşıya kalmak mümkündür. Bu oluşan sancılar doğum sancıları ile kıyaslandığında daha hafif seyreder. Ama haftalar ilerledikçe oluşabilecek kasılmalar şiddetini artırabilir. Bu kasılmalar doğum için hazırlık yapmaktadır. Bazı anne adayları için görülebilecek kasılmalar hafif ve acısız geçer. Fakat kasılmaların şiddeti çok fazla ve ağrılara neden oluyor ise mutlaka doktora başvurmakta yarar vardır.
Mide yanması ve hazımsızlık
Bu haftalarda mide yanması ve hazımsızlık çoğu zaman kaçınılmaz olabilir. Yemeklerden sonra yapılan yarım saatlik yürüyüşler ile biraz da olsa rahatlanabilir.
Ayak ve bileklerde şişme
Şayet ayak ve bileklerde şişme oluşmuş ve ağrılara yol açıyor ise rahat ayakkabı ve terlikler tercih edilmelidir. Ayakları sıkacak dar çoraplardan kaçınılmalıdır. Dar çoraplar kan basıncını yavaşlatır ve şişliğin artmasına neden olur.
Baş dönmesi
Baş dönmesi 20. Haftada daha çok görülen bir sorundur. Uzun bir süre ayakta kalmak baş dönmesine neden olabilir. Bu nedenle çok fazla ayakta kalmamaya özen gösterilmeli ve fırsat buldukça istirahat edilmelidir.
27 Mart 2013 Çarşamba
Bebeğin Tırnak Temizliği Nasıl Yapılır?
Sponsorlu Bağlantılar:
Bebeğin Tırnak Temizliği
Geleneksel olarak bazı bölgelerde uygulanmakta olan inanışa göre yeni doğan bebeklerin tırnakları babasının cebinden para alıncaya kadar yaklaşık 4-6 ay kesilmez. Bu uygulama, bebeğinizin sağlığını da tehdit eden çok yanlış bir uygulamadır. Tırnakları uzun bebek yüzünü gözünü çizebilir, tırnakları aracılığı ile enfeksiyon kapabilir. Yüzünü çizmesin diye eğer sürekli eldiven de takarsanız bu da onun el parmaklarını kullanmasını engeller. Bebeklerin tırnakları uzadığında banyodan önce kesilmelidir. Eğer bebek huzursuz oluyorsa uykuda kesilmesi daha kolaydır. Tırnaklar derin kesilecek olursa bebeğin canı yandığından daha sonraki tırnak kesimlerinde daha çok huzursuzluk gösterir. Bu sebeple tırnakların çok dipten kesilmemesi gerekir. Bebeklerin el tırnakları yuvarlak, ayak tırnakları tırnak batmalarını önlemek için düz kesilmelidir. Ayak tırnaklarının yanlarına tırnak makası vurmamak gerekir. Aksi halde tırnakları kesilirken yanlarından da tırnak makası vurulan ayaklarda tırnak batmasına sık rastlanır.
Geleneksel olarak bazı bölgelerde uygulanmakta olan inanışa göre yeni doğan bebeklerin tırnakları babasının cebinden para alıncaya kadar yaklaşık 4-6 ay kesilmez. Bu uygulama, bebeğinizin sağlığını da tehdit eden çok yanlış bir uygulamadır. Tırnakları uzun bebek yüzünü gözünü çizebilir, tırnakları aracılığı ile enfeksiyon kapabilir. Yüzünü çizmesin diye eğer sürekli eldiven de takarsanız bu da onun el parmaklarını kullanmasını engeller. Bebeklerin tırnakları uzadığında banyodan önce kesilmelidir. Eğer bebek huzursuz oluyorsa uykuda kesilmesi daha kolaydır. Tırnaklar derin kesilecek olursa bebeğin canı yandığından daha sonraki tırnak kesimlerinde daha çok huzursuzluk gösterir. Bu sebeple tırnakların çok dipten kesilmemesi gerekir. Bebeklerin el tırnakları yuvarlak, ayak tırnakları tırnak batmalarını önlemek için düz kesilmelidir. Ayak tırnaklarının yanlarına tırnak makası vurmamak gerekir. Aksi halde tırnakları kesilirken yanlarından da tırnak makası vurulan ayaklarda tırnak batmasına sık rastlanır.
Bebeğin Burnu Nasıl Temizlenir?
Sponsorlu Bağlantılar:
Bebeğin Burun Temizliği
Burun içindeki sümük ve kirler çoğu kez bebeğin hapşırması ile dışarı atılır. Ancak içindeki sümük sertleştiğinde serum fizyolojik damlatılarak ya da krem sürülerek önce yumuşatılır temiz yumuşak tülbent ucu ile silinerek çıkarılır. Kibrit çöpü firkete vb. şeyleri burun içerisine sokarak çıkarmaya çalışmakla çok hassas olan burun damarlarında kanamaya neden olunabilir.
Burun içindeki sümük ve kirler çoğu kez bebeğin hapşırması ile dışarı atılır. Ancak içindeki sümük sertleştiğinde serum fizyolojik damlatılarak ya da krem sürülerek önce yumuşatılır temiz yumuşak tülbent ucu ile silinerek çıkarılır. Kibrit çöpü firkete vb. şeyleri burun içerisine sokarak çıkarmaya çalışmakla çok hassas olan burun damarlarında kanamaya neden olunabilir.
Hamileliğin 19. Haftası
Sponsorlu Bağlantılar:
19. HAFTA GEBELİKTE ANNE VE BEBEKTEKİ DEĞİŞİM VE GELİŞMELER
BU HAFTA ARTIK BEBEĞİN 5 DUYU ORGANI GELİŞMEKTE
HAMİLELİĞİN 19. HAFTASI BEBEKTE GÖRÜLEN DEĞİŞİMLER
Anne karnında mucize gelişimine devam eden bebek bu hafta yaklaşık 240 gr. Ağırlığında ve 15 cm uzunluğundadır. Bu haftadan itibaren bebek yaklaşık olarak şu anki büyüklüğünden 15 kat daha fazla büyücektir. 19. hafta bebeğin cildini sulu ortamdan korumaya yarayan verninks üretimi başlıyor. Bebek normal şartlarda yaklaşık 40 hafta anne karnında gelişmeye devam eder ve süre içinde amniyotik su adı verilen bir sıvı içinde gelişimini devam ettirir. Verninks ise bebeğin cildinin daha yumuşak ve şeffaf olmasını sağlar.
19. hafta ile beraber bebekte tat alma, koku alma, duyma, görme ve dokunma duyuları gelişmektedir. Bebeğin kulakları artık duymaya başlar.
Bebeğin cinsiyeti eğer kız ise bu haftaya ulaşana kadar yaklaşık olarak 6 milyon yumurta üretimi gerçekleşmiştir. Doğuma kadar bu sayı 10 milyona kadar çıkacaktır. Bebeğin vücudunda bebek ne kadar zayıf olursa olsun bu hafta ile yağ depolanmaya başlamıştır ve yağ oranı her geçen gün artacaktır. Artık parmak izi daha belirginleşmiştir.
ANNEDE GÖRÜLEBİLECEK DEĞİŞİMLER
Bacaklarda kramplar özellikle geceleri şiddetini daha da artıracaktır. El ve ayaklarda uyuşma ve karıncalanmalar görülebilir. Ancak korkulacak bir durum değildir. Gayet normaldir. Bu durumun olası nedeni vücutta oluşan şişkinliğin sinirlere yaptığı basınçtır.
19. haftada rahim göbek deliğinin alt kısmına ulaşmış durumda. Günler ilerledikçe hamilelik daha da belirginleşmektedir. Karnın alt kısmında ufak bir sızı hissedilebilir. Bu haftadan sonra bebeğin cinsiyeti artık rahatlıkla tespit edilebilir.
Annenin hayatında görülebilecek değişimler
19. hafta itibari ile kilo alımlarında artış görülebilir ve anne adayı hızla kilo almaya devam edebilir. Yaklaşık olarak bu döneme kadar 3,5 – 5 kilo kadar alınması normaldir. Rahim gün geçtikçe büyümekte ve genellikle karnın alt kısmında bir acı hissi duyulmaktadır. Bu acı hissi rahmin büyümesi ve kilo artışından kaynaklanmaktadır. Fakat kaygılanacak bir durum değildir. Eğer acı hissi çok şiddetli ise yine de doktora danışmakta yarar vardır.
Anne adayının cilt yapısında da bir takım değişiklikler görülebilir. Avuç içinde kızarıklık ve özellikle yüz bölgesinde kahverengi lekeler ortaya çıkabilir. Ancak yine endişelenecek bir durum yoktur. Bu değişimler doğum sonrasında ortadan kalkacaktır.
Baş dönmesi şikayetleri;
Genişlemeye devam eden rahim kan damarlarında baskıya neden olabilir ve beyne ulaşan kan akışı düşebilir. Bu durumda baş dönmelerine yol açabilir. Ama ortaya çıkan baş dönmeleri son derece normaldir. Bu durumlarda dinlenmek anne ve bebek açısından oldukça yararlı olur.
Burun tıkanıklığı şikayetleri;
Burun şişmeye başlar ve nefes alışverişinde güçlük yaşanabilir.
Kabızlık şikayetleri;
Düzenli bir şekilde tuvalete çıkılamıyor ise anne adayı tükettiği besinlere çok dikkat etmelidir. Kabızlığı engelleyecek besinlerin tercih edilmesi gerekir. Ancak uygulanan her önleme rağmen yine de kabızlık sorunu yaşanıyor ise doktora danışılarak yardım alınması son derece rahatlatıcı olacaktır.
Sırt ağrıları şikayetleri;
Rahim büyüdükçe oluşan baskı nedeni ile sırt bölgesinde ağrıların oluşması normal bir durumdur. Eğilip kalkmalarda ve yatarken çok dikkatli olunması gerekir.
Bacak ağrıları şikayetleri;
Genellikle 19. Hafta ile beraber bacaklarda kramp görülebilir. Bu durum oldukça rahatsız eder ve acıya maruz kalınabilir. Oluşabilecek acıları daha hafif atlatmak için bacaklara uygulanan masaj oldukça yararlı olacaktır.
Oluşabilecek çatlaklar;
Anne adaylarının çoğu gebelik süresince çatlak problemleri ile karşı karşıya kalır. Bu dönemi daha hafif çatlaklar ile atlatmak için kakao yağ içerikli nemlendirici kremlerin kullanımı hem anne adayını rahatlatır hem de oluşan kaşıntıları hafifletir.
BU HAFTA ARTIK BEBEĞİN 5 DUYU ORGANI GELİŞMEKTE
HAMİLELİĞİN 19. HAFTASI BEBEKTE GÖRÜLEN DEĞİŞİMLER
Anne karnında mucize gelişimine devam eden bebek bu hafta yaklaşık 240 gr. Ağırlığında ve 15 cm uzunluğundadır. Bu haftadan itibaren bebek yaklaşık olarak şu anki büyüklüğünden 15 kat daha fazla büyücektir. 19. hafta bebeğin cildini sulu ortamdan korumaya yarayan verninks üretimi başlıyor. Bebek normal şartlarda yaklaşık 40 hafta anne karnında gelişmeye devam eder ve süre içinde amniyotik su adı verilen bir sıvı içinde gelişimini devam ettirir. Verninks ise bebeğin cildinin daha yumuşak ve şeffaf olmasını sağlar.
19. hafta ile beraber bebekte tat alma, koku alma, duyma, görme ve dokunma duyuları gelişmektedir. Bebeğin kulakları artık duymaya başlar.
Bebeğin cinsiyeti eğer kız ise bu haftaya ulaşana kadar yaklaşık olarak 6 milyon yumurta üretimi gerçekleşmiştir. Doğuma kadar bu sayı 10 milyona kadar çıkacaktır. Bebeğin vücudunda bebek ne kadar zayıf olursa olsun bu hafta ile yağ depolanmaya başlamıştır ve yağ oranı her geçen gün artacaktır. Artık parmak izi daha belirginleşmiştir.
ANNEDE GÖRÜLEBİLECEK DEĞİŞİMLER
Bacaklarda kramplar özellikle geceleri şiddetini daha da artıracaktır. El ve ayaklarda uyuşma ve karıncalanmalar görülebilir. Ancak korkulacak bir durum değildir. Gayet normaldir. Bu durumun olası nedeni vücutta oluşan şişkinliğin sinirlere yaptığı basınçtır.
19. haftada rahim göbek deliğinin alt kısmına ulaşmış durumda. Günler ilerledikçe hamilelik daha da belirginleşmektedir. Karnın alt kısmında ufak bir sızı hissedilebilir. Bu haftadan sonra bebeğin cinsiyeti artık rahatlıkla tespit edilebilir.
Annenin hayatında görülebilecek değişimler
19. hafta itibari ile kilo alımlarında artış görülebilir ve anne adayı hızla kilo almaya devam edebilir. Yaklaşık olarak bu döneme kadar 3,5 – 5 kilo kadar alınması normaldir. Rahim gün geçtikçe büyümekte ve genellikle karnın alt kısmında bir acı hissi duyulmaktadır. Bu acı hissi rahmin büyümesi ve kilo artışından kaynaklanmaktadır. Fakat kaygılanacak bir durum değildir. Eğer acı hissi çok şiddetli ise yine de doktora danışmakta yarar vardır.
Anne adayının cilt yapısında da bir takım değişiklikler görülebilir. Avuç içinde kızarıklık ve özellikle yüz bölgesinde kahverengi lekeler ortaya çıkabilir. Ancak yine endişelenecek bir durum yoktur. Bu değişimler doğum sonrasında ortadan kalkacaktır.
Baş dönmesi şikayetleri;
Genişlemeye devam eden rahim kan damarlarında baskıya neden olabilir ve beyne ulaşan kan akışı düşebilir. Bu durumda baş dönmelerine yol açabilir. Ama ortaya çıkan baş dönmeleri son derece normaldir. Bu durumlarda dinlenmek anne ve bebek açısından oldukça yararlı olur.
Burun tıkanıklığı şikayetleri;
Burun şişmeye başlar ve nefes alışverişinde güçlük yaşanabilir.
Kabızlık şikayetleri;
Düzenli bir şekilde tuvalete çıkılamıyor ise anne adayı tükettiği besinlere çok dikkat etmelidir. Kabızlığı engelleyecek besinlerin tercih edilmesi gerekir. Ancak uygulanan her önleme rağmen yine de kabızlık sorunu yaşanıyor ise doktora danışılarak yardım alınması son derece rahatlatıcı olacaktır.
Sırt ağrıları şikayetleri;
Rahim büyüdükçe oluşan baskı nedeni ile sırt bölgesinde ağrıların oluşması normal bir durumdur. Eğilip kalkmalarda ve yatarken çok dikkatli olunması gerekir.
Bacak ağrıları şikayetleri;
Genellikle 19. Hafta ile beraber bacaklarda kramp görülebilir. Bu durum oldukça rahatsız eder ve acıya maruz kalınabilir. Oluşabilecek acıları daha hafif atlatmak için bacaklara uygulanan masaj oldukça yararlı olacaktır.
Oluşabilecek çatlaklar;
Anne adaylarının çoğu gebelik süresince çatlak problemleri ile karşı karşıya kalır. Bu dönemi daha hafif çatlaklar ile atlatmak için kakao yağ içerikli nemlendirici kremlerin kullanımı hem anne adayını rahatlatır hem de oluşan kaşıntıları hafifletir.
Bebeğin Saç Temizliği
Sponsorlu Bağlantılar:
Bebeklerde Saç Temizliği
Yeni doğan bebeğin saçı kısa ve seyrektir bazılarında da hiç yoktur; var olan saçların bir kısmı da ilk günlerde dökülür. Zamanla yerine yenisi çıkar. Saçların haftada bir iki kez şampuanlanması yeterlidir. Şampuan kullanırken göz yakmayan bebe şampuanları kullanmak daha iyi bir seçim olacaktır. Bebeğin saçını çok sık yıkamak da üşütüp hasta olmasına sebep olabilir. Bu nedenler saç yıkama işi aşırıya kaçılmamalıdır. Haftada bir iki kez şampuanlanan ve her gün fırçalanan saçlarda konak olmaz. Saçlarda konak oluşmaya başladığında zeytinyağı sürüp beklemek ve daha sonra yumuşak saç fırçası ile fırçaladıktan sonra pH derecesi uygun, tercihen göz yakmayan bir bebe şampuanı ile yıkamak yeterli olacaktır. Sertleşmiş konaklar tırnakla kaldırılarak saç derisi zedelenmemelidir.
İlgili aramalar: Bebeğin saçları nasıl yıkanır? bebeğin başındaki konak tırnakla kazınır mı? bebeğin saçı neyle temizlenir?
Yeni doğan bebeğin saçı kısa ve seyrektir bazılarında da hiç yoktur; var olan saçların bir kısmı da ilk günlerde dökülür. Zamanla yerine yenisi çıkar. Saçların haftada bir iki kez şampuanlanması yeterlidir. Şampuan kullanırken göz yakmayan bebe şampuanları kullanmak daha iyi bir seçim olacaktır. Bebeğin saçını çok sık yıkamak da üşütüp hasta olmasına sebep olabilir. Bu nedenler saç yıkama işi aşırıya kaçılmamalıdır. Haftada bir iki kez şampuanlanan ve her gün fırçalanan saçlarda konak olmaz. Saçlarda konak oluşmaya başladığında zeytinyağı sürüp beklemek ve daha sonra yumuşak saç fırçası ile fırçaladıktan sonra pH derecesi uygun, tercihen göz yakmayan bir bebe şampuanı ile yıkamak yeterli olacaktır. Sertleşmiş konaklar tırnakla kaldırılarak saç derisi zedelenmemelidir.
İlgili aramalar: Bebeğin saçları nasıl yıkanır? bebeğin başındaki konak tırnakla kazınır mı? bebeğin saçı neyle temizlenir?
26 Mart 2013 Salı
Bebeğin Kulağı Nasıl Temizlenir?
Sponsorlu Bağlantılar:
Bebeklerde Kulak Temizliği Nasıl Yapılır?
Kulak kepçesi kıvrımları ve arka kısmı yumuşak nemli bezle ya da ılık suyla ıslatılmış pamuk parçaları ile silinir. Kulak yoluna su kaçmaması için dikkat edilir. Bebeğinizi yıkarken kulağına su kaçmamasına çok dikkat ediniz. Kulak yolunun görünen kısmı pamuklu kulak çubuğu ile silinirken kulak yoluna asla pamuklu çubuk, kibrit çöpü, firkete vb. şeyler sokulmamalıdır. Kulak yolu kısa olduğundan kulak zarına zarar verilebilir. Kulak yolu, kulak kirini ve iltihabı kendiliğinden dışarı atar. Kulak kiri dediğimiz aslında kulağı dış etkilerden koruyan bir salgıdır. Kulağın içindeki kulak kirinin fazlası dışa doğru atılır. Bu da kulağın içine herhangi bir şey sokmadan dışarıdan kolaylıkla temizlenir. Eğer herhangi bir nedenden dolayı orta kulakta iltihap gelişmiş ve bu iltihaplanma ağrı ve ateş yapıyorsa kesinlikle doktora götürülmelidir.
Kulak kepçesi kıvrımları ve arka kısmı yumuşak nemli bezle ya da ılık suyla ıslatılmış pamuk parçaları ile silinir. Kulak yoluna su kaçmaması için dikkat edilir. Bebeğinizi yıkarken kulağına su kaçmamasına çok dikkat ediniz. Kulak yolunun görünen kısmı pamuklu kulak çubuğu ile silinirken kulak yoluna asla pamuklu çubuk, kibrit çöpü, firkete vb. şeyler sokulmamalıdır. Kulak yolu kısa olduğundan kulak zarına zarar verilebilir. Kulak yolu, kulak kirini ve iltihabı kendiliğinden dışarı atar. Kulak kiri dediğimiz aslında kulağı dış etkilerden koruyan bir salgıdır. Kulağın içindeki kulak kirinin fazlası dışa doğru atılır. Bu da kulağın içine herhangi bir şey sokmadan dışarıdan kolaylıkla temizlenir. Eğer herhangi bir nedenden dolayı orta kulakta iltihap gelişmiş ve bu iltihaplanma ağrı ve ateş yapıyorsa kesinlikle doktora götürülmelidir.
25 Mart 2013 Pazartesi
Bebeğin Göz Temizliği
Sponsorlu Bağlantılar:
Bebeklerde göz temizliği
Göz kapakları ve çevresi ıslatılmış pamuk parçaları ile silinir. Her iki göz için ayrı ayrı pamuk parçaları kullanılır. Eğer gözde çapak oluşmuş ise ılık ıslak pamukla birkaç kez tampon yapılarak çapakların yumuşaması sağlanır. Ayrı bir ıslak pamuk parçası ile dıştan içe doğru silinir. Göz içine değmemeye ve bastırmamaya çok özen gösterilmelidir. Çapaklanma bir kaç gün devam edecek olursa doktora götürülmelidir.
Göz kapakları ve çevresi ıslatılmış pamuk parçaları ile silinir. Her iki göz için ayrı ayrı pamuk parçaları kullanılır. Eğer gözde çapak oluşmuş ise ılık ıslak pamukla birkaç kez tampon yapılarak çapakların yumuşaması sağlanır. Ayrı bir ıslak pamuk parçası ile dıştan içe doğru silinir. Göz içine değmemeye ve bastırmamaya çok özen gösterilmelidir. Çapaklanma bir kaç gün devam edecek olursa doktora götürülmelidir.
Hamileliğin 18. Haftası
Sponsorlu Bağlantılar:
GEBELİKTE 18. HAFTA YAŞANACAK DEĞİŞİM VE GELİŞMELER
BEBEĞİN ANNE KARNINDAKİ 18. HAFTASI YAŞADIĞI DEĞİŞİM VE GELİŞMELER
BEBEKTE HAREKETLENME ARTTI…
Ultrason ile görüntü alındığında bebeğin kalp çalışmasına ait daha önemli bilgilere ulaşılabilecektir. Bir anormallik oluşmuş ise ultrason görüntüsü ile belirlenebilir.
Bebek bu haftalarda hareketlerini artırıyor olacaktır. Bacak ve kollarını hareket ettirmekte parmaklarını emip kaşlarını çatabilmektedir. Bacak kasları kol kaslarına oranla daha gelişmiştir. Şeffaf olan vücudunda damarları belirgin haldedir. Cinsiyeti ultrason ile net belli olabilecek aşamaya gelmiştir. Kız bebek ise; yumurtalıkları ve rahmi oluşmaya başlamakta, erkek bebek ise cinsel organları oluşmaya başlamaktadır. Bu dönem ultrasonda bakıldığı zaman bebek pozisyon olarak uygunsa net olarak görülecektir. Ancak bazı bebekler ultrason ile görüntü alındığı esnada uygun pozisyonda olmadığı için görüntüyü saptamak zor olabilir. Daha çok kız çocuklarında cinsiyeti ayırt etmek daha güçtür, erkek bebekler biraz daha hareketli ve cinsiyetleri daha net belirgin olmaktadır.
Bebeğin 18. Haftası akciğerleri de gelişmeye devam eden organlarındandır. Kulakları sese karşı duyarlı olan bebek annesinin söyleyeceği şarkıyı duyabilir. Anne bu dönemlerde bebeği ile konuşup ona sevgi sözcükleri gönderirse bebek hissedecektir.
Bebek bu dönemde parmak izlerini geliştirmeye başlayacaktır. İnanılması güç ama hayat boyu kendisine ait olacak olan bu izler anne karnında yapım aşamasındadır.
HAMİLELİKTE ANNENİN 18. HAFTASI
Anne artan hacim ile uyku problemleri yaşayabilir. Yatacağı yatak rahat olmalı ve yoğun stres yaşamamalıdır. Artan duygu değişimleri ile daha hassas bir döneme geçiş yapmış olabilir. Alınan kilolar ve değişen hormon seviyeleri anneyi daha hassas yaparak olaylara daha çabuk tepki vermesine sebep olabilir. Bir anda ağlayabilir ya da çok duygulanabilir. Anne sırt üstü yatarsa rahat edemeyecektir. Bebeğin ve kendi dolaşımının daha düzenli olması için yan yatıyor olması daha iyi olacaktır.
Gebelikte 18. hafta iştah tavan yapmış olabilir;
Gelişen bebek kıpırdanırken annenin iştahı tavan yapacaktır. Bulduğunu yemek isteyecek ve sürekli buzdolabını ziyaret edecektir. Gece uyanmalar ve öğün aralarında atıştırmalar artacaktır. Kontrolsüzce yağlı ürünler, kızartmalar yenilmemeli ve fazladan kilo alınmamalıdır. Zaten son aylarda kilo alımları daha fazla olacağı için denge korunmalıdır. Dengeli ve düzenli beslenmek yeterli gelecektir. Öğünlerde aşırıya kaçmadan mideyi yormayacak besinler yenilmelidir. Bu denge için sebze, meyve, protein, karbonhidrat oranı ayarlanmalı ve doktor önerisi varsa şayet uyulmalıdır.
18. haftada Unutkanlık;
Hamilelik beyni denen bir durum vardır. Bu durum genellikle gebeliğin ortalarına doğru başlar. Bu durumda gebe kadın birçok şeyi unutabilir. Bunda etken B12 eksikliği olabilir. Eğer böyle bir durumu ile karşı karşıya kalınmış ise doktor buna karşı önlemler alabilir. Basit unutkanlıklarda çözüm not almak ve hatırlatma yazılarını görülecek yerlere asmak iyi olacaktır.
Gebelikte baş ağrısı, baş dönmesi;
Tansiyon yükselme durumları ya da yoğun günlerde yine tansiyon düşmeleri yaşanabilir. Çantada sürekli atıştırmalık yiyecek bulundurmak bu krizleri önleyebilir. Aniden ayağa kalkıyor olmak ve telaşlı durumlar yaşamak anneyi zorlayabilir ve baş dönmesine sebep olabilir. Gebe kadınları telaşlandırmamak ve öfkesini dengede tutmak çevreden gelecek yardımlarla olabileceği için bu anlamda yakınında bulunan kişiler duyarlı olmalıdır.
Kramplar olabilir;
Magnezyum ve kalsiyum eksikliğine bağlı vücutta kramplar meydana gelebilir. Bu durumlar şiddetlenirse doktor uygun ilaçları vererek destek sağlayacaktır. Annenin alacağı önlemlerde bu konuya yardım edebilir. Beslenmeye dikkat etmek ve hafif egzersizler yapmak krampları önleyebilir.
18. haftada hissedilen fetal hareketler;
Anne karnında bu haftalarda guruldama tarzında sesler duyabilir. Bebek artık varlığını daha fazla hissettirmeye başlayacaktır. eğer henüz hissedilen bir durum yoksa biraz daha sabırlı olmak gerekir.
HAMİLELİĞİN 18. HAFTASI RESİMLERİ
BEBEĞİN ANNE KARNINDAKİ 18. HAFTASI YAŞADIĞI DEĞİŞİM VE GELİŞMELER
BEBEKTE HAREKETLENME ARTTI…
Ultrason ile görüntü alındığında bebeğin kalp çalışmasına ait daha önemli bilgilere ulaşılabilecektir. Bir anormallik oluşmuş ise ultrason görüntüsü ile belirlenebilir.
Bebek bu haftalarda hareketlerini artırıyor olacaktır. Bacak ve kollarını hareket ettirmekte parmaklarını emip kaşlarını çatabilmektedir. Bacak kasları kol kaslarına oranla daha gelişmiştir. Şeffaf olan vücudunda damarları belirgin haldedir. Cinsiyeti ultrason ile net belli olabilecek aşamaya gelmiştir. Kız bebek ise; yumurtalıkları ve rahmi oluşmaya başlamakta, erkek bebek ise cinsel organları oluşmaya başlamaktadır. Bu dönem ultrasonda bakıldığı zaman bebek pozisyon olarak uygunsa net olarak görülecektir. Ancak bazı bebekler ultrason ile görüntü alındığı esnada uygun pozisyonda olmadığı için görüntüyü saptamak zor olabilir. Daha çok kız çocuklarında cinsiyeti ayırt etmek daha güçtür, erkek bebekler biraz daha hareketli ve cinsiyetleri daha net belirgin olmaktadır.
Bebeğin 18. Haftası akciğerleri de gelişmeye devam eden organlarındandır. Kulakları sese karşı duyarlı olan bebek annesinin söyleyeceği şarkıyı duyabilir. Anne bu dönemlerde bebeği ile konuşup ona sevgi sözcükleri gönderirse bebek hissedecektir.
Bebek bu dönemde parmak izlerini geliştirmeye başlayacaktır. İnanılması güç ama hayat boyu kendisine ait olacak olan bu izler anne karnında yapım aşamasındadır.
HAMİLELİKTE ANNENİN 18. HAFTASI
Anne artan hacim ile uyku problemleri yaşayabilir. Yatacağı yatak rahat olmalı ve yoğun stres yaşamamalıdır. Artan duygu değişimleri ile daha hassas bir döneme geçiş yapmış olabilir. Alınan kilolar ve değişen hormon seviyeleri anneyi daha hassas yaparak olaylara daha çabuk tepki vermesine sebep olabilir. Bir anda ağlayabilir ya da çok duygulanabilir. Anne sırt üstü yatarsa rahat edemeyecektir. Bebeğin ve kendi dolaşımının daha düzenli olması için yan yatıyor olması daha iyi olacaktır.
Gebelikte 18. hafta iştah tavan yapmış olabilir;
Gelişen bebek kıpırdanırken annenin iştahı tavan yapacaktır. Bulduğunu yemek isteyecek ve sürekli buzdolabını ziyaret edecektir. Gece uyanmalar ve öğün aralarında atıştırmalar artacaktır. Kontrolsüzce yağlı ürünler, kızartmalar yenilmemeli ve fazladan kilo alınmamalıdır. Zaten son aylarda kilo alımları daha fazla olacağı için denge korunmalıdır. Dengeli ve düzenli beslenmek yeterli gelecektir. Öğünlerde aşırıya kaçmadan mideyi yormayacak besinler yenilmelidir. Bu denge için sebze, meyve, protein, karbonhidrat oranı ayarlanmalı ve doktor önerisi varsa şayet uyulmalıdır.
18. haftada Unutkanlık;
Hamilelik beyni denen bir durum vardır. Bu durum genellikle gebeliğin ortalarına doğru başlar. Bu durumda gebe kadın birçok şeyi unutabilir. Bunda etken B12 eksikliği olabilir. Eğer böyle bir durumu ile karşı karşıya kalınmış ise doktor buna karşı önlemler alabilir. Basit unutkanlıklarda çözüm not almak ve hatırlatma yazılarını görülecek yerlere asmak iyi olacaktır.
Gebelikte baş ağrısı, baş dönmesi;
Tansiyon yükselme durumları ya da yoğun günlerde yine tansiyon düşmeleri yaşanabilir. Çantada sürekli atıştırmalık yiyecek bulundurmak bu krizleri önleyebilir. Aniden ayağa kalkıyor olmak ve telaşlı durumlar yaşamak anneyi zorlayabilir ve baş dönmesine sebep olabilir. Gebe kadınları telaşlandırmamak ve öfkesini dengede tutmak çevreden gelecek yardımlarla olabileceği için bu anlamda yakınında bulunan kişiler duyarlı olmalıdır.
Kramplar olabilir;
Magnezyum ve kalsiyum eksikliğine bağlı vücutta kramplar meydana gelebilir. Bu durumlar şiddetlenirse doktor uygun ilaçları vererek destek sağlayacaktır. Annenin alacağı önlemlerde bu konuya yardım edebilir. Beslenmeye dikkat etmek ve hafif egzersizler yapmak krampları önleyebilir.
18. haftada hissedilen fetal hareketler;
Anne karnında bu haftalarda guruldama tarzında sesler duyabilir. Bebek artık varlığını daha fazla hissettirmeye başlayacaktır. eğer henüz hissedilen bir durum yoksa biraz daha sabırlı olmak gerekir.
HAMİLELİĞİN 18. HAFTASI RESİMLERİ
Bebeğin Yüz Temizliği
Sponsorlu Bağlantılar:
Bebeklerde Yüz Temizliği
Her sabah bebeğin yüzü kaynatılıp ılıtılmış suya batırılmış ve fazla suyu alınmış pamuk parçaları ile bastırmadan göz ve ağız çevresinden saç diplerine doğru yapılmalıdır. Her seferinde temiz bir pamuk parçası kullanılmalıdır. Yüz temizliğinde kulak kepçesi ve arkası ile çene altı ve boyun kısmının silinmesi unutulmamalıdır. Çünkü çene ve boyundaki ter ve nem bebeğin cildini tahriş edebilir. Bu sebeple sık sık temizlenmeli ve her temizlikten sonra kesinlikle kurulanmalıdır. Ağız ve çevresi süt artıkları, kusmalar nedeni ile günde 5-6 kez temizlenmelidir.
Her sabah bebeğin yüzü kaynatılıp ılıtılmış suya batırılmış ve fazla suyu alınmış pamuk parçaları ile bastırmadan göz ve ağız çevresinden saç diplerine doğru yapılmalıdır. Her seferinde temiz bir pamuk parçası kullanılmalıdır. Yüz temizliğinde kulak kepçesi ve arkası ile çene altı ve boyun kısmının silinmesi unutulmamalıdır. Çünkü çene ve boyundaki ter ve nem bebeğin cildini tahriş edebilir. Bu sebeple sık sık temizlenmeli ve her temizlikten sonra kesinlikle kurulanmalıdır. Ağız ve çevresi süt artıkları, kusmalar nedeni ile günde 5-6 kez temizlenmelidir.
Bebeğe Banyo Yaptırırken Nelere Dikkat Edilmeli?
Sponsorlu Bağlantılar:
Bebeğin Banyosu Nasıl Yapılır?
Bebeğe Banyo Yaptırılırken Nelere Dikkat Etmek Gerekir?
Vücut temizliğinin tümünün gerçekleştirildiği banyo yeni doğan bebekler için oldukça önemlidir. İlk banyo, tecrübesiz olan anne ve babayı da telaşlandırır ve heyecanlandırır. Yeni doğanın ilk banyosu göbek kuruyup düştükten ve yarası iyice iyileştikten sonra yapılmalıdır. Bu arada geçen sürede bebek her gün silinmeli ve bölgesel temizlikleri ihmal edilmemelidir.
Banyo saati anne ve bebek için bir zevk olmalıdır. Bebek açken ve doyurulduktan hemen sonra banyo yapılmamalıdır. Mümkünse çocuk her gün aynı saatte banyo yapılmalıdır. Annenin çalışması, bebeğe bakan kişi ve bebeğin bakıldığı yer, iklim ve sağlık şartları uygun olmadığı zamanlarda bebek her gün banyo yapmak zorunda değildir.
Banyo için ön hazırlıklar önemlidir. Öncelikle oda sıcaklığı 24-26°C 'a kadar ısıtılmalıdır. Bebeği yıkamak için kullanılacak su önce kaynatılmalı sonra 36-37°C'a kadar soğutulmalıdır. Kullanılacak su mikroplardan arındırılmış olmalıdır. Bebek soyulmadan önce gerekli tüm malzemeler, giysiler, havlular ve bezler hazır olmalıdır. Bebeğin banyosu iki kişi tarafından yapılırsa daha kolay ve rahat olur. Ancak anne tek başına da bebeğini yıkayabilir.
Bebeğin banyo yapacağı küvet ya da bu iş için ayrılmış leğen yarıdan biraz fazla ılık su ile doldurulur. Termometre ya da dirsekle suyun ısısı kontrol edilir. Annenin dirseğini yakmayan su bebek için uygundur. Kaliteli sabun ya da bebe şampuanı ile su köpürtülür. Küvetin içine bebeğin kaymaması için temiz büyükçe bez, özel paspas ya da havlu konur. Günümüzde plastik banyo küvetleri ve lastiklerle banyo küvetinin kenarlarından tutturabilen küvet içi banyo bezleri bulunmaktadır. Bu küvetler yardımıyla bebek banyosu tek kişi tarafından bile son derece kolay yapılabilir (Bknz: Alttaki fotoğraf). Banyoya başlamadan önce ilk olarak bebeğin alt bezi çıkarılır. Kaka yapmış ise altı yıkanır ve diğer giysileri çıkarılır. Anne sol kolunu bebeğin sırtından geçirerek bebeğin sol kolunu tutar. Bebeğin boynu annenin kolunun üstünde olmalı ve ayrıca bebeğin vücudu sabunlama ile kayganlaşacağı için anne bebeğini dikkatle tutmalıdır.
Anne sol kolunu bebeğin sırtından geçirerek bebeğin sol kolunu tutar diğer eli ile bebeği yıkar.
Sağ eli ile de bebeğin önce koltuk altını, bacak aralarını sabunlamalı daha sonra sağ kolunun üzerine yatırarak sol eli ile aynı şekilde tutarak sağ eli ile sırtını poposunu ve bacaklarını sabunlar. En son olarak da başını sabunlar. Sabunlama işi bitince ılık temiz suyu yavaş yavaş dökerek durular.
Bebeğin banyo işlemi bebeğin üşümemesi için hızlı bir şekilde (5-10 dakika içinde) gerçekleştirilmelidir. Bebek büyüdükçe banyoda geçen surede artırılmalıdır.
Banyosu biten bebek yumuşak havlu ile güzelce kurulanır. Önce bebeğin üst iç zıbınları giydirilir. Sonra alt bezi bağlanır, en son olarak da alt ve üst dış giysileri giydirilir. Yerine yatırılıp üstü mevsime uygun örtü ile örtülür.
Bebeğe Banyo Yaptırılırken Nelere Dikkat Etmek Gerekir?
Vücut temizliğinin tümünün gerçekleştirildiği banyo yeni doğan bebekler için oldukça önemlidir. İlk banyo, tecrübesiz olan anne ve babayı da telaşlandırır ve heyecanlandırır. Yeni doğanın ilk banyosu göbek kuruyup düştükten ve yarası iyice iyileştikten sonra yapılmalıdır. Bu arada geçen sürede bebek her gün silinmeli ve bölgesel temizlikleri ihmal edilmemelidir.
Banyo saati anne ve bebek için bir zevk olmalıdır. Bebek açken ve doyurulduktan hemen sonra banyo yapılmamalıdır. Mümkünse çocuk her gün aynı saatte banyo yapılmalıdır. Annenin çalışması, bebeğe bakan kişi ve bebeğin bakıldığı yer, iklim ve sağlık şartları uygun olmadığı zamanlarda bebek her gün banyo yapmak zorunda değildir.
Banyo için ön hazırlıklar önemlidir. Öncelikle oda sıcaklığı 24-26°C 'a kadar ısıtılmalıdır. Bebeği yıkamak için kullanılacak su önce kaynatılmalı sonra 36-37°C'a kadar soğutulmalıdır. Kullanılacak su mikroplardan arındırılmış olmalıdır. Bebek soyulmadan önce gerekli tüm malzemeler, giysiler, havlular ve bezler hazır olmalıdır. Bebeğin banyosu iki kişi tarafından yapılırsa daha kolay ve rahat olur. Ancak anne tek başına da bebeğini yıkayabilir.
Bebeğin banyo yapacağı küvet ya da bu iş için ayrılmış leğen yarıdan biraz fazla ılık su ile doldurulur. Termometre ya da dirsekle suyun ısısı kontrol edilir. Annenin dirseğini yakmayan su bebek için uygundur. Kaliteli sabun ya da bebe şampuanı ile su köpürtülür. Küvetin içine bebeğin kaymaması için temiz büyükçe bez, özel paspas ya da havlu konur. Günümüzde plastik banyo küvetleri ve lastiklerle banyo küvetinin kenarlarından tutturabilen küvet içi banyo bezleri bulunmaktadır. Bu küvetler yardımıyla bebek banyosu tek kişi tarafından bile son derece kolay yapılabilir (Bknz: Alttaki fotoğraf). Banyoya başlamadan önce ilk olarak bebeğin alt bezi çıkarılır. Kaka yapmış ise altı yıkanır ve diğer giysileri çıkarılır. Anne sol kolunu bebeğin sırtından geçirerek bebeğin sol kolunu tutar. Bebeğin boynu annenin kolunun üstünde olmalı ve ayrıca bebeğin vücudu sabunlama ile kayganlaşacağı için anne bebeğini dikkatle tutmalıdır.
Anne sol kolunu bebeğin sırtından geçirerek bebeğin sol kolunu tutar diğer eli ile bebeği yıkar.
Sağ eli ile de bebeğin önce koltuk altını, bacak aralarını sabunlamalı daha sonra sağ kolunun üzerine yatırarak sol eli ile aynı şekilde tutarak sağ eli ile sırtını poposunu ve bacaklarını sabunlar. En son olarak da başını sabunlar. Sabunlama işi bitince ılık temiz suyu yavaş yavaş dökerek durular.
Bebeğin banyo işlemi bebeğin üşümemesi için hızlı bir şekilde (5-10 dakika içinde) gerçekleştirilmelidir. Bebek büyüdükçe banyoda geçen surede artırılmalıdır.
Banyosu biten bebek yumuşak havlu ile güzelce kurulanır. Önce bebeğin üst iç zıbınları giydirilir. Sonra alt bezi bağlanır, en son olarak da alt ve üst dış giysileri giydirilir. Yerine yatırılıp üstü mevsime uygun örtü ile örtülür.
Hamileliğin 17. Haftası
Sponsorlu Bağlantılar:
GEBELİKTE 17. HAFTA YAŞANACAK GELİŞİM VE DEĞİŞMELER
BEBEĞİN ANNE KARNINDA 17. HAFTASINDA YAŞAYACAĞI DEĞİŞİM VE GELİŞMELER
YETENEKLERİ HIZLA GELİŞEN BEBEK…
Büyüyen bebek annesinin avuç içine sığacak ölçüye ulaşmıştır. Kalbi 17. Haftadan sonra beyni tarafından organize edilecektir. Ritimlerde bu şekilde daha düzenli hale gelerek dakikada atım sayısı; 140–150 atım olacaktır. Hayatta kullanacağı emme, yutma gibi duyularını kazanmaya başlamıştır. Annesinden aldığı besinler ile kemik gelişimi güçlenen bebek kafasını daha dik tutabilmekte ve daha kuvvetli olmaya başlamaktadır. Artık vücut yağları da oluşmaya başlayacaktır.
Hamilelikte 17. haftada ortalama boyu ; 12-13 cm., kilosu ise; 140 gramdır.
ANNENİN GEBELİĞİN 17. HAFTASINDA YAŞADIĞI DEĞİŞİMLER
Büyüyen bebek ile karın da oldukça büyümüş olacak ve gebeliğin tatlı heyecanına çevreden ortak olmak isteyenler olacaktır. Annenin karnı belirgin hale geleceği için gebelik üzerine yapılacak sohbetlere katılacak olan çok olacaktır. Anne bu dönemde artan iştahı ile yemeye eğilimi artacak sürekli açlık hissedecektir. Alınan kilolar ile kompleks yapılmamalı gebeliğin tadı çıkartılmalıdır. Enerjinin artacağı haftalarda anneler daha çok rahatlayacak ve günlük yaşantıları daha rahat geçecektir. Denge kayıplarına karşı bir anda ayağa kalkılmamalı ve bolca dinlenilmelidir. Artan östrojen ve progesteron hormonları ile mide de reflü şikayetleri görülebilir. Kan dolaşımı problemleri ile ayaklarda şişmeler yaşanabilecek ve bunun için bol su içmek ve yorucu olmayan yürüyüşler iyi gelecektir.
17. hafta ile artan iştah;
Bebek daha fazla besin almaya başladığı için annenin iştahı fazlasıyla artacaktır. Omega üç kaynağı ve protein almak bebek ve anne için iyi olacaktır. Düzenli olarak et, tavuk, balık, yumurta yiyor olmak enerji kayıplarını önlemek için iyi besin kaynaklarıdır.
Mide ile ilgili sıkıntılar;
Yüksek oranda tüketilecek çay, kahve gibi içecekler mide için şikayetleri artırabilir. Bu içecekler çok fazla tüketilmemeli ve mide yoğun yağ oranı yüksek olan besin grubu ile yorulmamalıdır. Yemeklerden hemen sonra uzanmakta reflü şikayetlerini artırabileceği için biraz yürüyüş yapmak ve dinlendikten sonra uzanmak daha rahatlatıcı olacaktır.
Bağırsak şikayetleri;
Yemekleri yavaş yemek ve çok sıvı tüketmek mide ve bağırsağı daha rahatlatıcı etkiler sunacaktır. Artan hacim ile bağırsak şikayetleri de çoğalabilir. Düzenli olarak tuvalete çıkmak ve sıvı tüketimine önem vermek gereklidir. C vitamini alıyor olmak ve bol meyve tüketmek önemlidir.
Vücutta görülecek çatlaklar;
Gebeliğin en belirgin şikayetlerinden birisi de genişleyen derinin çatlamaya başlamasıdır. Burada anne vücuduna yağ sürerek masaj yaparsa çatlaklar çok fazla çoğalmayacaktır. Her bünyede etkileri farklı olsa da genellikle çatlak olma olasılığı yüksektir. İlk aylarda önlem almaya başlamak ileriye yatırım yapmak için doğru tercihtir. Doğumdan sonra vücutta oluşan çatlaklardan çok fazla rahatsız olmamak için bu konuya önem verilmelidir.
Uyku ve horlama;
Değişen hormon seviyeleri burunda tıkanmalara yol açabileceğinden genellikle burun tıkalı olacak ve kadın horlamaya başlayacaktır. Odayı nemli tutmak ve burnu açık tutmak bu sorunu ortadan kaldırabilir. Başın altına fazladan yastık koymak da daha rahat uyumayı sağlayarak horlamayı azaltabilecektir.
Baş ağrısı şikayetleri;
Eğer kadında tansiyon problemi varsa bu nedenden dolayı baş ağrısı yaşıyor olabilir. Gebelikte ilaç kullanımı önemli olduğu için artan baş ağrısı yaşanırsa doktora danışılarak ilaç alınmalıdır.
Sırt ağrıları;
17. hafta gebelikte sırt ağrıları devam ediyor olabilir. Özellikle çalışma hayatına ara verilmemişse gebelik biraz daha zor geçebilir. İşe giderken arabada rahat etmek ve oturulacak olan sandalyenin konforu önemlidir. Bu konu için önlemler alınabilir.
İlgili aramalar: hamileliğin 17. haftası neler olur? gebeliğin 17. haftasındaki değişimler nelerdir? hamilelikte 17. hafta nasıl geçer? gebelik 17. hafta bebeğin durumu
BEBEĞİN ANNE KARNINDA 17. HAFTASINDA YAŞAYACAĞI DEĞİŞİM VE GELİŞMELER
YETENEKLERİ HIZLA GELİŞEN BEBEK…
Büyüyen bebek annesinin avuç içine sığacak ölçüye ulaşmıştır. Kalbi 17. Haftadan sonra beyni tarafından organize edilecektir. Ritimlerde bu şekilde daha düzenli hale gelerek dakikada atım sayısı; 140–150 atım olacaktır. Hayatta kullanacağı emme, yutma gibi duyularını kazanmaya başlamıştır. Annesinden aldığı besinler ile kemik gelişimi güçlenen bebek kafasını daha dik tutabilmekte ve daha kuvvetli olmaya başlamaktadır. Artık vücut yağları da oluşmaya başlayacaktır.
Hamilelikte 17. haftada ortalama boyu ; 12-13 cm., kilosu ise; 140 gramdır.
ANNENİN GEBELİĞİN 17. HAFTASINDA YAŞADIĞI DEĞİŞİMLER
Büyüyen bebek ile karın da oldukça büyümüş olacak ve gebeliğin tatlı heyecanına çevreden ortak olmak isteyenler olacaktır. Annenin karnı belirgin hale geleceği için gebelik üzerine yapılacak sohbetlere katılacak olan çok olacaktır. Anne bu dönemde artan iştahı ile yemeye eğilimi artacak sürekli açlık hissedecektir. Alınan kilolar ile kompleks yapılmamalı gebeliğin tadı çıkartılmalıdır. Enerjinin artacağı haftalarda anneler daha çok rahatlayacak ve günlük yaşantıları daha rahat geçecektir. Denge kayıplarına karşı bir anda ayağa kalkılmamalı ve bolca dinlenilmelidir. Artan östrojen ve progesteron hormonları ile mide de reflü şikayetleri görülebilir. Kan dolaşımı problemleri ile ayaklarda şişmeler yaşanabilecek ve bunun için bol su içmek ve yorucu olmayan yürüyüşler iyi gelecektir.
17. hafta ile artan iştah;
Bebek daha fazla besin almaya başladığı için annenin iştahı fazlasıyla artacaktır. Omega üç kaynağı ve protein almak bebek ve anne için iyi olacaktır. Düzenli olarak et, tavuk, balık, yumurta yiyor olmak enerji kayıplarını önlemek için iyi besin kaynaklarıdır.
Mide ile ilgili sıkıntılar;
Yüksek oranda tüketilecek çay, kahve gibi içecekler mide için şikayetleri artırabilir. Bu içecekler çok fazla tüketilmemeli ve mide yoğun yağ oranı yüksek olan besin grubu ile yorulmamalıdır. Yemeklerden hemen sonra uzanmakta reflü şikayetlerini artırabileceği için biraz yürüyüş yapmak ve dinlendikten sonra uzanmak daha rahatlatıcı olacaktır.
Bağırsak şikayetleri;
Yemekleri yavaş yemek ve çok sıvı tüketmek mide ve bağırsağı daha rahatlatıcı etkiler sunacaktır. Artan hacim ile bağırsak şikayetleri de çoğalabilir. Düzenli olarak tuvalete çıkmak ve sıvı tüketimine önem vermek gereklidir. C vitamini alıyor olmak ve bol meyve tüketmek önemlidir.
Vücutta görülecek çatlaklar;
Gebeliğin en belirgin şikayetlerinden birisi de genişleyen derinin çatlamaya başlamasıdır. Burada anne vücuduna yağ sürerek masaj yaparsa çatlaklar çok fazla çoğalmayacaktır. Her bünyede etkileri farklı olsa da genellikle çatlak olma olasılığı yüksektir. İlk aylarda önlem almaya başlamak ileriye yatırım yapmak için doğru tercihtir. Doğumdan sonra vücutta oluşan çatlaklardan çok fazla rahatsız olmamak için bu konuya önem verilmelidir.
Uyku ve horlama;
Değişen hormon seviyeleri burunda tıkanmalara yol açabileceğinden genellikle burun tıkalı olacak ve kadın horlamaya başlayacaktır. Odayı nemli tutmak ve burnu açık tutmak bu sorunu ortadan kaldırabilir. Başın altına fazladan yastık koymak da daha rahat uyumayı sağlayarak horlamayı azaltabilecektir.
Baş ağrısı şikayetleri;
Eğer kadında tansiyon problemi varsa bu nedenden dolayı baş ağrısı yaşıyor olabilir. Gebelikte ilaç kullanımı önemli olduğu için artan baş ağrısı yaşanırsa doktora danışılarak ilaç alınmalıdır.
Sırt ağrıları;
17. hafta gebelikte sırt ağrıları devam ediyor olabilir. Özellikle çalışma hayatına ara verilmemişse gebelik biraz daha zor geçebilir. İşe giderken arabada rahat etmek ve oturulacak olan sandalyenin konforu önemlidir. Bu konu için önlemler alınabilir.
İlgili aramalar: hamileliğin 17. haftası neler olur? gebeliğin 17. haftasındaki değişimler nelerdir? hamilelikte 17. hafta nasıl geçer? gebelik 17. hafta bebeğin durumu
24 Mart 2013 Pazar
0-2 Yaş Çocuklarda Vücut Temizliği
Sponsorlu Bağlantılar:
0-2 yaş çocuklarında vücut temizliğinin önemi
Temizlik her yaştaki insan için önemlidir. Ancak 0-2 yaşındaki bebek için daha da önemlidir. Çünkü bebeğin enfeksiyonlara karşı bağışıklık durumu yeteri kadar gelişmemiş, sık sık idrar ve kaka yaparak, süt akıtıp kusarak üstünü başını daha çok kirletir ve en önemlisi de kendisini temiz tutması ya da kirlendiğinde temizleyebilmesi mümkün değildir. Her yaşta hastalıklarda korunmanın birinci şartı temizliktir. Sadece annenin bebeğini temiz tutması yeterli değildir. Bebeğin eşyalarını, yiyeceklerini ve çevresini de temiz tutması ayrıca kendi temizliğine de dikkat etmesi oldukça önemlidir.
Yağ ve ter bezleri ile zararlı maddeleri dışarı atan, ağızdan tükürükler, burundan sümükler çıkaran, idrar ve kaka ile kirlenen bebeğin vücudu sık sık temizlenmelidir. Tertemiz mis gibi kokan bebek herkes tarafından sevilir. Bu da çocuğun çevre etkileşimini başlatırken sevilme ihtiyacını karşılayarak duygusal doyum sağlar.
0-2 yaş döneminde anne tarafından yapılan temizlik etkinliklerine yavaş yavaş çocuk büyüdükçe katılır. Bu da çocuğun temizlik alışkanlığı kazanmasına yardım eder.
Bireysel ve çevresel temizlik, bedensel ve ruhsal sağlığın korunması için temel şarttır.
Temizlik her yaştaki insan için önemlidir. Ancak 0-2 yaşındaki bebek için daha da önemlidir. Çünkü bebeğin enfeksiyonlara karşı bağışıklık durumu yeteri kadar gelişmemiş, sık sık idrar ve kaka yaparak, süt akıtıp kusarak üstünü başını daha çok kirletir ve en önemlisi de kendisini temiz tutması ya da kirlendiğinde temizleyebilmesi mümkün değildir. Her yaşta hastalıklarda korunmanın birinci şartı temizliktir. Sadece annenin bebeğini temiz tutması yeterli değildir. Bebeğin eşyalarını, yiyeceklerini ve çevresini de temiz tutması ayrıca kendi temizliğine de dikkat etmesi oldukça önemlidir.
Yağ ve ter bezleri ile zararlı maddeleri dışarı atan, ağızdan tükürükler, burundan sümükler çıkaran, idrar ve kaka ile kirlenen bebeğin vücudu sık sık temizlenmelidir. Tertemiz mis gibi kokan bebek herkes tarafından sevilir. Bu da çocuğun çevre etkileşimini başlatırken sevilme ihtiyacını karşılayarak duygusal doyum sağlar.
0-2 yaş döneminde anne tarafından yapılan temizlik etkinliklerine yavaş yavaş çocuk büyüdükçe katılır. Bu da çocuğun temizlik alışkanlığı kazanmasına yardım eder.
Bireysel ve çevresel temizlik, bedensel ve ruhsal sağlığın korunması için temel şarttır.
Bebeğin Beslenmesinde Ek Gıdalara Başlanması
Sponsorlu Bağlantılar:
Bebeklerde Ek Gıdalara Ne Zaman Başlanır?
Ek besinlere çocuğun kilo alma durumuna göre 4 ya da 6.ayda başlanmalıdır. Ek besinler bebeğe teker teker ve az miktarda başlanmalı ve 1-2 hafta ara ile yeni besin ilave edilmelidir. Ek besinlerin bardak ve kaşıkla verilmesi bebeğin emmeye olan tavrının değişmemesini sağlar. İlk başlanacak ek besinler elma ve şeftali suları, püreleri, süt ve pirinç unu ile yapılan muhallebidir. Sebze püreleri, yoğurt, yumurta ve etler bebeğin diyetine daha sonradan ilave edilir. Ek besinler her öğün taze hazırlanmalı ve bebeğe zorla yedirilmemelidir. Az miktarlarda ve yavaş yavaş yedirilmeli ve sabırlı olunmalıdır. Bebeğe her zaman kaynatılmış su verilmeli ve bebeğin mamaları da bu su ile hazırlanmalıdır. Dokuzuncu aydan sonra anne sütü bebek için temel gıda olmaktan çıkar bu sebeple bebek bir yaşına kadar bütün ek gıdalara alıştırılmış olmalıdır.
Bir yaşından sonra bebek ailesi ile beraber sofraya oturmalı ve onun için de bir tabak ilave edilmelidir. Bebeğin öğünlerde yeterince yiyip yemediğine dikkat edilmelidir. Bebeğe yemeklerin sadece suyu değil taneleri de yedirilmelidir.
Bebeklerin yeterli ve dengeli beslenebilmesi için proteince zengin süt ve sütlü gıdalardan, et, yumurta, baklagillerden; vitamin ve minerallerden zengin sebze ve meyvelerden; karbonhidratça zengin nişasta ve unlu besinlerden dengeli menüler oluşturulmalıdır. Şekerli, yağlı gıdalar daha az tercih edilmelidir. Baharatlı, acılı ve gaz yapıcı yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Bir yaşından başlayarak bebeğe kendi kendine yemek yeme alışkanlığı kazandırılmalıdır.
Ek besinlere çocuğun kilo alma durumuna göre 4 ya da 6.ayda başlanmalıdır. Ek besinler bebeğe teker teker ve az miktarda başlanmalı ve 1-2 hafta ara ile yeni besin ilave edilmelidir. Ek besinlerin bardak ve kaşıkla verilmesi bebeğin emmeye olan tavrının değişmemesini sağlar. İlk başlanacak ek besinler elma ve şeftali suları, püreleri, süt ve pirinç unu ile yapılan muhallebidir. Sebze püreleri, yoğurt, yumurta ve etler bebeğin diyetine daha sonradan ilave edilir. Ek besinler her öğün taze hazırlanmalı ve bebeğe zorla yedirilmemelidir. Az miktarlarda ve yavaş yavaş yedirilmeli ve sabırlı olunmalıdır. Bebeğe her zaman kaynatılmış su verilmeli ve bebeğin mamaları da bu su ile hazırlanmalıdır. Dokuzuncu aydan sonra anne sütü bebek için temel gıda olmaktan çıkar bu sebeple bebek bir yaşına kadar bütün ek gıdalara alıştırılmış olmalıdır.
Bir yaşından sonra bebek ailesi ile beraber sofraya oturmalı ve onun için de bir tabak ilave edilmelidir. Bebeğin öğünlerde yeterince yiyip yemediğine dikkat edilmelidir. Bebeğe yemeklerin sadece suyu değil taneleri de yedirilmelidir.
Bebeklerin yeterli ve dengeli beslenebilmesi için proteince zengin süt ve sütlü gıdalardan, et, yumurta, baklagillerden; vitamin ve minerallerden zengin sebze ve meyvelerden; karbonhidratça zengin nişasta ve unlu besinlerden dengeli menüler oluşturulmalıdır. Şekerli, yağlı gıdalar daha az tercih edilmelidir. Baharatlı, acılı ve gaz yapıcı yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Bir yaşından başlayarak bebeğe kendi kendine yemek yeme alışkanlığı kazandırılmalıdır.
Mama, Anne Sütünün Yerini Tutar Mı?
Sponsorlu Bağlantılar:
Mama anne sütünün yerini tutar mı?
Mama ile beslenme, anne sütünü hiç alamayan bebeklere uygulanmalıdır. Bu bebeklere çocukların ay ve kilolarına uygun ihtiyaçlarına göre hazırlanmış mamalar, endüstri sütleri verilir. Bu mamaların ve sütlerin hazırlanışında sütlerin kullanılma sürelerine ve hazırlama talimatlarına uyulmalıdır. Mama ile bebeğinizi beslerken temizliğe çok dikkat etmeniz gerekir. Günümüzde üretilen mamalar, geçmişte üretilenlere oranla bebeğin ihtiyaçlarını çok daha iyi sağlayacak kapasitede olmalarına karşın yine de anne sütünü yerini tutamazlar. Anne sütünde bebeğinizin mikroplara karşı güçlü ve sağlıklı bir vücuda sahip olmasını sağlayan tüm gerekli maddeler bulunmaktadır. Bebeğinizin sağlığı için ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslemeniz gereklidir.
Mama ile beslenme, anne sütünü hiç alamayan bebeklere uygulanmalıdır. Bu bebeklere çocukların ay ve kilolarına uygun ihtiyaçlarına göre hazırlanmış mamalar, endüstri sütleri verilir. Bu mamaların ve sütlerin hazırlanışında sütlerin kullanılma sürelerine ve hazırlama talimatlarına uyulmalıdır. Mama ile bebeğinizi beslerken temizliğe çok dikkat etmeniz gerekir. Günümüzde üretilen mamalar, geçmişte üretilenlere oranla bebeğin ihtiyaçlarını çok daha iyi sağlayacak kapasitede olmalarına karşın yine de anne sütünü yerini tutamazlar. Anne sütünde bebeğinizin mikroplara karşı güçlü ve sağlıklı bir vücuda sahip olmasını sağlayan tüm gerekli maddeler bulunmaktadır. Bebeğinizin sağlığı için ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslemeniz gereklidir.
Bebeğin Karışık Beslenmesi
Sponsorlu Bağlantılar:
Bebeği Karışık Beslenme
Karışık beslenme ilk altı ay içinde anne sütüne ilave başka besinlerin verilmesidir. Geçerli bir neden olmaksızın karışık beslenmeye geçirmemelidir. Özellikle çalışan annelerin bebeklerinde karışık beslenmeye geçilir. Çalışan annelerin ilk altı ay boyunca ücretsiz izin almaları bebeğin sağlığı ve gelişimi açısından çok önemlidir. İzin alamayacak annelerde ya da çeşitli nedenlerle anne sütü bebeğe yetersiz geldiği durumlarda karışık beslenmeye geçilir. Genelde bebek bir iki ayı geçtikten sonra günde bir iki öğün başka sütler verilir. Bu beslenmede sağlıksız olabileceği içim inek sütü yerine hazır endüstri sütleri tercih edilmelidir. Karışık beslenme anne sütünün azalmasına ve bebekte sindirim sistemi rahatsızlıklarına neden olur. Karışık beslenmede bebeğin anne sütünü bırakmaması için kaşık ve bardakla yapılmalı ve aynı öğünde hem anne sütü hem de diğer besinler verilmemelidir. Karışık beslenmede hem besin maddelerinin hazırlanması sırasında hem de beslenmede kullanılan araç gereçlerin temizliğine çok dikkat edilmelidir.
Karışık beslenme ilk altı ay içinde anne sütüne ilave başka besinlerin verilmesidir. Geçerli bir neden olmaksızın karışık beslenmeye geçirmemelidir. Özellikle çalışan annelerin bebeklerinde karışık beslenmeye geçilir. Çalışan annelerin ilk altı ay boyunca ücretsiz izin almaları bebeğin sağlığı ve gelişimi açısından çok önemlidir. İzin alamayacak annelerde ya da çeşitli nedenlerle anne sütü bebeğe yetersiz geldiği durumlarda karışık beslenmeye geçilir. Genelde bebek bir iki ayı geçtikten sonra günde bir iki öğün başka sütler verilir. Bu beslenmede sağlıksız olabileceği içim inek sütü yerine hazır endüstri sütleri tercih edilmelidir. Karışık beslenme anne sütünün azalmasına ve bebekte sindirim sistemi rahatsızlıklarına neden olur. Karışık beslenmede bebeğin anne sütünü bırakmaması için kaşık ve bardakla yapılmalı ve aynı öğünde hem anne sütü hem de diğer besinler verilmemelidir. Karışık beslenmede hem besin maddelerinin hazırlanması sırasında hem de beslenmede kullanılan araç gereçlerin temizliğine çok dikkat edilmelidir.
CRP Nedir?
Sponsorlu Bağlantılar:
CRP Nedir?
Açılımı "C-reaktif protein" olan CRP, iltihabi reaksiyonlar sonucu kandaki düzeyi yükselen, karaciğer hücreleri ve yağ hücreleri yoluyla üretimi gerçekleşen proteinlerden bir tanesidir. CRP'nin kandaki düzeyi pek çok nedenden dolayı yükselebilir. Bu sebeple tek başına CRP yüksekliği herhangi bir hastalığın göstergesi sayılamaz. Yine bu sebeple CRP düzeyi baz alınarak hastalığa kesin tanı konulamaz. Tahlil sonuçları hekimin şüphelendiği durumlar için destekleyici bir unsur olabilir. Ayrıca kesin tanısı konulmuş hastalıkların tıbbi takibi yapılırken tahlil sonuçlarından faydalanılabilir.
CRP seviyesinin yüksek olması kişinin vücudunda akut iltihabi tepkime ya da kişinin vücudunda enfeksiyon olduğuna işaret etmektedir. Ahmet seviyesinin azalması ise aynı şekilde iltihabi reaksiyon ya da enfeksiyonun azaldığını göstergesidir.
İlgili aramalar: kandaki crp nedir? crpnin açılımı nedir? crp neyin kısaltmasıdır?
Açılımı "C-reaktif protein" olan CRP, iltihabi reaksiyonlar sonucu kandaki düzeyi yükselen, karaciğer hücreleri ve yağ hücreleri yoluyla üretimi gerçekleşen proteinlerden bir tanesidir. CRP'nin kandaki düzeyi pek çok nedenden dolayı yükselebilir. Bu sebeple tek başına CRP yüksekliği herhangi bir hastalığın göstergesi sayılamaz. Yine bu sebeple CRP düzeyi baz alınarak hastalığa kesin tanı konulamaz. Tahlil sonuçları hekimin şüphelendiği durumlar için destekleyici bir unsur olabilir. Ayrıca kesin tanısı konulmuş hastalıkların tıbbi takibi yapılırken tahlil sonuçlarından faydalanılabilir.
CRP seviyesinin yüksek olması kişinin vücudunda akut iltihabi tepkime ya da kişinin vücudunda enfeksiyon olduğuna işaret etmektedir. Ahmet seviyesinin azalması ise aynı şekilde iltihabi reaksiyon ya da enfeksiyonun azaldığını göstergesidir.
İlgili aramalar: kandaki crp nedir? crpnin açılımı nedir? crp neyin kısaltmasıdır?
23 Mart 2013 Cumartesi
Hamileliğin 16. Haftası
Sponsorlu Bağlantılar:
GEBELİĞİN 16. HAFTASI YAŞANAN DEĞİŞİMLER
BEBEĞİN ANNE KARNINDA 16. HAFTADA YAŞADIĞI DEĞİŞİM VE GELİŞMELER
SESLERİ DUYABİLEN BİR BEBEK VAR…
Bebek annesinin konuşmasını, ortamda olan sesleri onunla konuşan herkesi duyabilecektir. Müzik, hoş ses bebeği etkileyip uysallaştırabilir. Özellikle zamanla annesinin sesine alışacak ve bağlar güçlenecektir. Kaslar oldukça hızlı bir ilerleme ile gelişimini devam ettirirken bebek güç kazanmış ve hareketleri daha da sağlamlaşmıştır. Kaşlarını tepkilerine göre değiştirebilen minik bebek kaşlarını çatıp gözlerini de ışığa karşı kısabilmektedir. Gözlerinin üzerinde kapaklar henüz kapalı olmasına karşın karna gelecek olan ışık karşısında etkilenip kısmaya başlayacaktır.
Aldığı besinlerle güçlenen kemik yapısı ile baş daha sağlam tutulmakta ve bu durum doğana kadar daha da gelişme göstermektedir.
Bebek 16. Haftaya gelmiş ve saçları da oluşuma başlamıştır. Oluşacak olan bu saçların rengi orijinal rengi olmayabilir. Yani doğuma kadar değişebilecektir.
16. haftaya erişen bebek vücudu uzun, kafası ona göre küçüktür. Bu durum ilerleyen haftalarda daha bariz hale gelecek kafa ve vücut orantısı değişecektir.
Bebek ortalama boy olarak; 11 cm. kilosu ise; 100 gramdır.
ANNENİN GEBELİĞİNDE 16. HAFTASI YAŞADIĞI DEĞİŞİMLER
Tecrübeli olan anneler bu haftalarda artık bebeklerin hareketlenmesini hissedebilirler. Seğirmeler şeklinde bebek hareketleri hissedilebilir. Bunu anlamak için tecrübeli olmak gerekebilir. Her anne bu hissi bu kadar erken yaşamayabilir. Eğer ki bu minik kıpırdanmalar hissedilmiyorsa evham yapılmamalıdır.
Geniş kıyafetlerden hamile kıyafetlerine doğru bir geçiş dönemi içerisine girilmiştir. Artık düğme yerini değiştirmek biraz daha bol olan kıyafetleri giymek yetmeyecektir. Özellikle çoğul gebelik yaşayan ya da ikinci, üçüncü bebeğine hamile kalan anneler artık hamilelik giyilmesi gereken ölçüyü almaya başlamış olabilirler.
16. haftaya kadar anne ortalama 4 kilo almış olacaktır. Aslında uzmanların söylediği değer; her ay 1 kilo alınmalı ya da dokuz ayın toplamında alınan kilonun 12 kiloyu geçmemesi yönündedir. Burada beş kilonun üzerinde kilo alınmış ise son aylara kadar daha çok kilo alınabileceği anlamına gelebilir. Diyet yapmak hamilelikte kesinlikle yanlıştır. Ancak aşırıya kaçmak da sakıncalı olacaktır.
Hamileliğin 16. haftasında sırt ağrıları;
Hacim arttıkça sırta ve bele baskı artacak ağrılar meydana gelecektir. Ağır kaldırmak, ağır işler yapmak bu durumu tetikleyeceği için yorucu işlerden uzak durulmalı ve dinlenme zamanlarına dikkat edilmelidir. Ağrıya karşı masaj ve sıcak banyo rahatlatıcı etki gösterecektir. Yatarken de sol yana dönüp yatıyor olmak gebelere rahatlık verecek bir durumdur.
Gebelik hormonunun dişlere etkisi;
Geçen günlerde gelen diş eti rahatsızlıklarına karşı kadın zor anlar yaşıyor olabilir. Buna etken olan değişen hormonlardır. Çok şiddetli ağrılar ve enfeksiyon durumlarında doktor müdahalesi gerekebilir. Bilindiği gibi gebelikte ilaç kullanımı sınırları çizilmiş bir konudur. Gelişi güzel ilaç kullanımı yasaktır ve belirli grup antibiyotikler ancak kullanılabileceği için doktora muhakkak gidilmesi gerekecektir.
16. haftada vajinal akıntı;
Vajinal akıntılar görülebilir. Rengi, miktarı ve kokusu önemlidir. Eğer rengi koyulaşıyor ve rahatsız edici koku veriyorsa doktora gidilmelidir. Bu durumda idrar yolu enfeksiyonu yaşanma ihtimaline karşı doktor belirleyici olan testleri isteyecektir. Artan östrojen hormonu ile vücutta olağandan fazla kan olması ile normal dozda vajinal akıntı olması normal kabul edilecek bir durumdur.
Varis;
Kilo alınması arttıkça ağrıları da beraberinde getirebilir. Şişmeler ve ağrılar yine uzun süre ayakta kalınması ile artacaktır. Alınacak ufak önlemler ile bu ağrılar biraz olsun hafifletilebilir. Ayakları dinlendirip yükseğe kaldırmak şişliklere iyi gelecek ve dolaşımı güçlendirecektir.
BEBEĞİN ANNE KARNINDA 16. HAFTADA YAŞADIĞI DEĞİŞİM VE GELİŞMELER
SESLERİ DUYABİLEN BİR BEBEK VAR…
Bebek annesinin konuşmasını, ortamda olan sesleri onunla konuşan herkesi duyabilecektir. Müzik, hoş ses bebeği etkileyip uysallaştırabilir. Özellikle zamanla annesinin sesine alışacak ve bağlar güçlenecektir. Kaslar oldukça hızlı bir ilerleme ile gelişimini devam ettirirken bebek güç kazanmış ve hareketleri daha da sağlamlaşmıştır. Kaşlarını tepkilerine göre değiştirebilen minik bebek kaşlarını çatıp gözlerini de ışığa karşı kısabilmektedir. Gözlerinin üzerinde kapaklar henüz kapalı olmasına karşın karna gelecek olan ışık karşısında etkilenip kısmaya başlayacaktır.
Aldığı besinlerle güçlenen kemik yapısı ile baş daha sağlam tutulmakta ve bu durum doğana kadar daha da gelişme göstermektedir.
Bebek 16. Haftaya gelmiş ve saçları da oluşuma başlamıştır. Oluşacak olan bu saçların rengi orijinal rengi olmayabilir. Yani doğuma kadar değişebilecektir.
16. haftaya erişen bebek vücudu uzun, kafası ona göre küçüktür. Bu durum ilerleyen haftalarda daha bariz hale gelecek kafa ve vücut orantısı değişecektir.
Bebek ortalama boy olarak; 11 cm. kilosu ise; 100 gramdır.
ANNENİN GEBELİĞİNDE 16. HAFTASI YAŞADIĞI DEĞİŞİMLER
Tecrübeli olan anneler bu haftalarda artık bebeklerin hareketlenmesini hissedebilirler. Seğirmeler şeklinde bebek hareketleri hissedilebilir. Bunu anlamak için tecrübeli olmak gerekebilir. Her anne bu hissi bu kadar erken yaşamayabilir. Eğer ki bu minik kıpırdanmalar hissedilmiyorsa evham yapılmamalıdır.
Geniş kıyafetlerden hamile kıyafetlerine doğru bir geçiş dönemi içerisine girilmiştir. Artık düğme yerini değiştirmek biraz daha bol olan kıyafetleri giymek yetmeyecektir. Özellikle çoğul gebelik yaşayan ya da ikinci, üçüncü bebeğine hamile kalan anneler artık hamilelik giyilmesi gereken ölçüyü almaya başlamış olabilirler.
16. haftaya kadar anne ortalama 4 kilo almış olacaktır. Aslında uzmanların söylediği değer; her ay 1 kilo alınmalı ya da dokuz ayın toplamında alınan kilonun 12 kiloyu geçmemesi yönündedir. Burada beş kilonun üzerinde kilo alınmış ise son aylara kadar daha çok kilo alınabileceği anlamına gelebilir. Diyet yapmak hamilelikte kesinlikle yanlıştır. Ancak aşırıya kaçmak da sakıncalı olacaktır.
Hamileliğin 16. haftasında sırt ağrıları;
Hacim arttıkça sırta ve bele baskı artacak ağrılar meydana gelecektir. Ağır kaldırmak, ağır işler yapmak bu durumu tetikleyeceği için yorucu işlerden uzak durulmalı ve dinlenme zamanlarına dikkat edilmelidir. Ağrıya karşı masaj ve sıcak banyo rahatlatıcı etki gösterecektir. Yatarken de sol yana dönüp yatıyor olmak gebelere rahatlık verecek bir durumdur.
Gebelik hormonunun dişlere etkisi;
Geçen günlerde gelen diş eti rahatsızlıklarına karşı kadın zor anlar yaşıyor olabilir. Buna etken olan değişen hormonlardır. Çok şiddetli ağrılar ve enfeksiyon durumlarında doktor müdahalesi gerekebilir. Bilindiği gibi gebelikte ilaç kullanımı sınırları çizilmiş bir konudur. Gelişi güzel ilaç kullanımı yasaktır ve belirli grup antibiyotikler ancak kullanılabileceği için doktora muhakkak gidilmesi gerekecektir.
16. haftada vajinal akıntı;
Vajinal akıntılar görülebilir. Rengi, miktarı ve kokusu önemlidir. Eğer rengi koyulaşıyor ve rahatsız edici koku veriyorsa doktora gidilmelidir. Bu durumda idrar yolu enfeksiyonu yaşanma ihtimaline karşı doktor belirleyici olan testleri isteyecektir. Artan östrojen hormonu ile vücutta olağandan fazla kan olması ile normal dozda vajinal akıntı olması normal kabul edilecek bir durumdur.
Varis;
Kilo alınması arttıkça ağrıları da beraberinde getirebilir. Şişmeler ve ağrılar yine uzun süre ayakta kalınması ile artacaktır. Alınacak ufak önlemler ile bu ağrılar biraz olsun hafifletilebilir. Ayakları dinlendirip yükseğe kaldırmak şişliklere iyi gelecek ve dolaşımı güçlendirecektir.
Anne Sütü Neden Çok Önemlidir?
Sponsorlu Bağlantılar:
ANNE SÜTÜ NEDEN ÖNEMLİDİR?
- Anne sütü ilk 4-6 ay boyunca bebeğin normal büyüme ve gelişmesi için gerekli tüm besin öğelerini içerir.
- Anne sütündeki proteinler bebeğin ihtiyaçlarını karşılayabilecek orandadır ve sindirimi kolaydır. Proteinlerin tamamı vücut tarafından kullanılır.
- Normal anne sütüne göre ilk günlerde salgılanan kolostrum protein, vitamin ve mineral bakımından zengin, yağ ve karbonhidrat bakımın dan fakirdir. Enfeksiyonlara karşı koruyucu antikorlar da daha çok bulunur. Bu durum yeni doğanın ihtiyaçlarının karşılanması için çok önemlidir. Kolostrum bebeğe muhakkak verilmeli ve ziyan edilmemelidir.
- Anne sütündeki yağ oranı inek sütüne göre az fakat emilimi yüksektir. Emzirmenin sonuna doğru sütteki yağ oranı artar bu da bebeğe doygunluk hissi verir. Anne sütü alan bebekler sağlıklı ve çok aşırı kilolu tombul değillerdir.
- Anne sütündeki mineraller de bebeğin ihtiyacını karşılayacak durumdadır. Annenin diyeti ile yakından ilgili değildir. Annenin diyeti mineraller açısından fakir olsa bile anne vücudundaki mineralleri açığa çıkararak sütün yapısı gerekli maddeleri oluşturur. Anne sütündeki demir miktarı azdır ancak emilimi yüksektir.
- Annenin diyeti ile anne sütündeki vitaminler arasında yakından ilişki vardır. Anne diyeti yeterli olduğunda anne sütü de vitaminler açısından yeterli olacaktır. Bu sebeple annelerin yeterli ve dengeli beslenmesi, bebeğe de D vitamininin verilmesi önerilmektedir. Bu takviye bebekte raşitizm görülmesini önler. Ayrıca anne sütü K vitamin bakımından yetersiz olduğundan her bebeğe özellikle de prematüre ve düşük doğum ağırlıklı bebeklere doğumdan sonra 1 mg. K vitamini verilir.
Emzirme sırasında bebeğiniz meme başını ve çevresini de ağzına almalıdır.
- Anne sütündeki şeker (laktoz) inek sütündekinden daha fazla besleyicidir.
- Anne sütünde büyüme için gerekli tüm maddeler vardır.
- Anne sütü ile beslenen bebeklerde gaz sancısı, ishal, kusma, üst solunum yolu enfeksiyonları daha az görülür.
- Anne sütü yeni doğanın ince bağırsaklarında koruyucu bakterilerin çoğalmasına yardım eder, zararlı bakterilerin ise çoğalmasını engeller.
- Anne sütünde bebeği hastalıklara karşı koruyucu antikorlar bulunur. Özellikle kolostrum daha zengindir. Bu antikorlar sindirim sistemi, solunum sistemi hastalıklarına ve virüslere karşı da koruyucudurlar.
- Anne sütü her zaman hazır, taze bir besindir. Hazırlama sırasında enfeksiyonlarla bulaşma ihtimali olmadığından her zaman mikropsuzdur, sterildir. Biberonun neden olabileceği olumsuzluklar görülmez.
- Anne sütü 5-6 saat kadar oda ısısında, 24 saat kadar da buzdolabında bekletilebilir. Ancak sütün konduğu kabın sterilize edilmiş ve kapaklı olması gerekir.
- Anne sütünü emzirme, anne çocuk ilişkisini duygusal açıdan da güçlendirir.
- Anne sütü hazırlama gerektirmediğinden annenin uykusunu gece yarısı bölmez, anne daha az yorulur, iyice acıkan bebeğin mamanın hazırlanmasına kadar geçen sürede huysuzlanmasını önler. Ayrıca masraf gerektirmediğinden ekonomiktir.
- Anne sütü alan bebeklerde tüm alerjilere daha az rastlanır.
- Emzirme süreci uterusun(rahim) daha kısa sürede normale dönmesini sağlayarak anneye de yardım eder.
- Emzirme süreci uzun olan annelerde göğüs ve rahim kanserine daha az rastlanır.
Annenin hastalıklarının çoğu emzirmeye engel değildir. Ancak annenin hastalıklarında emzirmeye engel olup olmadığı hekime danışılmalıdır. Emzirmede hem annenin sağlığı hem de bebeğin sağlığı düşünülmelidir. Meme iltihabı da emzirmeye engel değildir. Ancak çok fazla ağrı veriyorsa bebek sağlam meme ile emzirilmeye devam edilmeli, iltihaplı meme ise sık sık boşaltılmalıdır. Emzirmenin her aşamasında temizliğe dikkat edilmelidir.
- Anne sütü ilk 4-6 ay boyunca bebeğin normal büyüme ve gelişmesi için gerekli tüm besin öğelerini içerir.
- Anne sütündeki proteinler bebeğin ihtiyaçlarını karşılayabilecek orandadır ve sindirimi kolaydır. Proteinlerin tamamı vücut tarafından kullanılır.
- Normal anne sütüne göre ilk günlerde salgılanan kolostrum protein, vitamin ve mineral bakımından zengin, yağ ve karbonhidrat bakımın dan fakirdir. Enfeksiyonlara karşı koruyucu antikorlar da daha çok bulunur. Bu durum yeni doğanın ihtiyaçlarının karşılanması için çok önemlidir. Kolostrum bebeğe muhakkak verilmeli ve ziyan edilmemelidir.
- Anne sütündeki yağ oranı inek sütüne göre az fakat emilimi yüksektir. Emzirmenin sonuna doğru sütteki yağ oranı artar bu da bebeğe doygunluk hissi verir. Anne sütü alan bebekler sağlıklı ve çok aşırı kilolu tombul değillerdir.
- Anne sütündeki mineraller de bebeğin ihtiyacını karşılayacak durumdadır. Annenin diyeti ile yakından ilgili değildir. Annenin diyeti mineraller açısından fakir olsa bile anne vücudundaki mineralleri açığa çıkararak sütün yapısı gerekli maddeleri oluşturur. Anne sütündeki demir miktarı azdır ancak emilimi yüksektir.
- Annenin diyeti ile anne sütündeki vitaminler arasında yakından ilişki vardır. Anne diyeti yeterli olduğunda anne sütü de vitaminler açısından yeterli olacaktır. Bu sebeple annelerin yeterli ve dengeli beslenmesi, bebeğe de D vitamininin verilmesi önerilmektedir. Bu takviye bebekte raşitizm görülmesini önler. Ayrıca anne sütü K vitamin bakımından yetersiz olduğundan her bebeğe özellikle de prematüre ve düşük doğum ağırlıklı bebeklere doğumdan sonra 1 mg. K vitamini verilir.
Emzirme sırasında bebeğiniz meme başını ve çevresini de ağzına almalıdır.
- Anne sütündeki şeker (laktoz) inek sütündekinden daha fazla besleyicidir.
- Anne sütünde büyüme için gerekli tüm maddeler vardır.
- Anne sütü ile beslenen bebeklerde gaz sancısı, ishal, kusma, üst solunum yolu enfeksiyonları daha az görülür.
- Anne sütü yeni doğanın ince bağırsaklarında koruyucu bakterilerin çoğalmasına yardım eder, zararlı bakterilerin ise çoğalmasını engeller.
- Anne sütünde bebeği hastalıklara karşı koruyucu antikorlar bulunur. Özellikle kolostrum daha zengindir. Bu antikorlar sindirim sistemi, solunum sistemi hastalıklarına ve virüslere karşı da koruyucudurlar.
- Anne sütü her zaman hazır, taze bir besindir. Hazırlama sırasında enfeksiyonlarla bulaşma ihtimali olmadığından her zaman mikropsuzdur, sterildir. Biberonun neden olabileceği olumsuzluklar görülmez.
- Anne sütü 5-6 saat kadar oda ısısında, 24 saat kadar da buzdolabında bekletilebilir. Ancak sütün konduğu kabın sterilize edilmiş ve kapaklı olması gerekir.
- Anne sütünü emzirme, anne çocuk ilişkisini duygusal açıdan da güçlendirir.
- Anne sütü hazırlama gerektirmediğinden annenin uykusunu gece yarısı bölmez, anne daha az yorulur, iyice acıkan bebeğin mamanın hazırlanmasına kadar geçen sürede huysuzlanmasını önler. Ayrıca masraf gerektirmediğinden ekonomiktir.
- Anne sütü alan bebeklerde tüm alerjilere daha az rastlanır.
- Emzirme süreci uterusun(rahim) daha kısa sürede normale dönmesini sağlayarak anneye de yardım eder.
- Emzirme süreci uzun olan annelerde göğüs ve rahim kanserine daha az rastlanır.
Annenin hastalıklarının çoğu emzirmeye engel değildir. Ancak annenin hastalıklarında emzirmeye engel olup olmadığı hekime danışılmalıdır. Emzirmede hem annenin sağlığı hem de bebeğin sağlığı düşünülmelidir. Meme iltihabı da emzirmeye engel değildir. Ancak çok fazla ağrı veriyorsa bebek sağlam meme ile emzirilmeye devam edilmeli, iltihaplı meme ise sık sık boşaltılmalıdır. Emzirmenin her aşamasında temizliğe dikkat edilmelidir.
22 Mart 2013 Cuma
Bebeklerde Beslenmenin Önemi
Sponsorlu Bağlantılar:
Bebeğin Beslenmesi ve Beslenmenin Önemi
Yeni doğanın tam ve sağlıklı bir şekilde büyüyüp gelişebilmesi yeterli ve dengeli beslenme ile mümkündür. Yeterli ve dengeli beslenme ise vücudun ihtiyacı olan besin öğelerini içeren besin maddelerinin yeteri kadar ağız yolu ile alınmasıdır.
Alınan besinlerle vücudun protein, mineral, karbonhidrat, yağ ve vitamin ihtiyaçlarının karşılanması gerekir.
Doğal Beslenme
Yeni doğan bebek için en ideal besin anne sütü, en ideal beslenme şekli ise doğal beslenmedir. Bebek, doğumdan sonraki ilk yarım saat içinde emzirilmeye başlanmalıdır. Bu ten teması annenin süt hormonlarını uyaracağı gibi anne ile bebek arasında da sevgi dolu iletişimi başlatacaktır. Emzirmede bebeğin rahat etmesi için meme elle tutulmalı, parmaklarla da meme başı desteklenmelidir.
Anne sütü 4-6 ay boyunca yeni doğanın bütün besin ihtiyaçlarını karşılar. Önceleri emzirme saatleri, bebek büyüdükçe beslenme saatleri anne ve bebek için en zevkli saatler olmalıdır. İlk ayda bebek her istediğinde emzirilmeli giderek 3-4 saatte bir beslenerek emzirme saatleri düzene girmelidir. Anne sütünün yetersiz olduğu durumlarda 3-4 öğün anne sütü, 2-3 öğün ek besin verilmelidir. Anne sütü ek besinlerle birlikte verildiğinde anne sütünden bebeğin gereğince yararlanması engellenir ve sindirimi güçleşir. Bebek düzenli kilo alıyorsa bebek için anne sütünün yeterli olduğu kabul edilir.
Yeni doğanın tam ve sağlıklı bir şekilde büyüyüp gelişebilmesi yeterli ve dengeli beslenme ile mümkündür. Yeterli ve dengeli beslenme ise vücudun ihtiyacı olan besin öğelerini içeren besin maddelerinin yeteri kadar ağız yolu ile alınmasıdır.
Alınan besinlerle vücudun protein, mineral, karbonhidrat, yağ ve vitamin ihtiyaçlarının karşılanması gerekir.
Doğal Beslenme
Yeni doğan bebek için en ideal besin anne sütü, en ideal beslenme şekli ise doğal beslenmedir. Bebek, doğumdan sonraki ilk yarım saat içinde emzirilmeye başlanmalıdır. Bu ten teması annenin süt hormonlarını uyaracağı gibi anne ile bebek arasında da sevgi dolu iletişimi başlatacaktır. Emzirmede bebeğin rahat etmesi için meme elle tutulmalı, parmaklarla da meme başı desteklenmelidir.
Anne sütü 4-6 ay boyunca yeni doğanın bütün besin ihtiyaçlarını karşılar. Önceleri emzirme saatleri, bebek büyüdükçe beslenme saatleri anne ve bebek için en zevkli saatler olmalıdır. İlk ayda bebek her istediğinde emzirilmeli giderek 3-4 saatte bir beslenerek emzirme saatleri düzene girmelidir. Anne sütünün yetersiz olduğu durumlarda 3-4 öğün anne sütü, 2-3 öğün ek besin verilmelidir. Anne sütü ek besinlerle birlikte verildiğinde anne sütünden bebeğin gereğince yararlanması engellenir ve sindirimi güçleşir. Bebek düzenli kilo alıyorsa bebek için anne sütünün yeterli olduğu kabul edilir.
21 Mart 2013 Perşembe
Yeni Doğan Bebeğin Bakımı İle İlgili Yanlış İnanışlar
Sponsorlu Bağlantılar:
Yenidoğan bebeklerle ilgili yanlış inançlar
Türk toplumunda bebeğe ayrı bir değer verilir. Gelenekler görenekler yerine getirile getirile bebekler büyütülür. Gelenek ve göreneklerin bir kısmı özen, eğlence içerirken bir kısmı da zorda kaldıklarında, çaresizlik içindeyken yaptıkları uygulamaların nesilden nesile aktarılmasıdır.
Özellikle yeni doğan bebekte yapılan bazı uygulamalar bugünün tıp bilimiyle tamamen ters düşmektedir. Örneğin, bazı yörelerde göbek kordonu rastgele kesici malzemelerle kesilmekte, kesilen göbek üstüne göbek tozu, hasır yakılıp yağla karıştırılıp konmakta, koyun yünü yakılmakta ya da kına tozu göbek üstüne dökülmektedir. Göbek üstüne demir para koyanlarda vardır. Bütün bunlar zaten enfeksiyonlara karşı dirençsiz olan bebeğin göbek yolu ile enfeksiyon kapmasına hatta ölümüne bile neden olabilir.
Bundan başka yeni doğan bebeğin bazı yörelerde tuzlandığı, bazı yörelerde ise ballandığı ve bu şekilde bir saat ya da bir gün bekletildikten sonra yıkandığı, yenidoğan sarardığında da sarı tülbentle örtüldüğü, bebeklik döneminde tam ya da yarım kundakla sıkı sıkı sarıldığı, doğduktan sonra üç ezan vakti geçmeden anne sütü verilmediği, bebek hasta olduğunda da adının değiştirildiği bilinen uygulamalardan bazılarıdır.
Ciddi hastalık belirtileri olan kusma, ateş, gelişme geriliği vb. durumlar kırk bastı, albastı ya da nazara uğradı diyerek çocuk yatırlara hocalara götürülmekte çocuğun doktora götürülmesi engellenmekte ve çocuğun hayatı tehlikeye sokulmaktadır.
Anne babaların çevredeki bu uygulamalara karşı duyarlı olup bebekle ilgili problemlerde sağlık personelinden yardım istemeli ve onların önerileri doğrultusunda bebeğin tedavisine yardımcı olmalıdır. Ayrıca çocukların hayatlarını tehdit eden bu uygulamaların yanlışlıkları en ücra köylere kadar anlatılmalıdır.
İlgili aramalar: bebeğin göbeğine bozuk para konur mu? bebeğin göbeğine madeni para bağlamak doğru mu? sarılıkta tülbent örtülür mü? yeni doğan bebek tuzlanır mı? bebeği tuzlamak doğru mudur?
Türk toplumunda bebeğe ayrı bir değer verilir. Gelenekler görenekler yerine getirile getirile bebekler büyütülür. Gelenek ve göreneklerin bir kısmı özen, eğlence içerirken bir kısmı da zorda kaldıklarında, çaresizlik içindeyken yaptıkları uygulamaların nesilden nesile aktarılmasıdır.
Özellikle yeni doğan bebekte yapılan bazı uygulamalar bugünün tıp bilimiyle tamamen ters düşmektedir. Örneğin, bazı yörelerde göbek kordonu rastgele kesici malzemelerle kesilmekte, kesilen göbek üstüne göbek tozu, hasır yakılıp yağla karıştırılıp konmakta, koyun yünü yakılmakta ya da kına tozu göbek üstüne dökülmektedir. Göbek üstüne demir para koyanlarda vardır. Bütün bunlar zaten enfeksiyonlara karşı dirençsiz olan bebeğin göbek yolu ile enfeksiyon kapmasına hatta ölümüne bile neden olabilir.
Bundan başka yeni doğan bebeğin bazı yörelerde tuzlandığı, bazı yörelerde ise ballandığı ve bu şekilde bir saat ya da bir gün bekletildikten sonra yıkandığı, yenidoğan sarardığında da sarı tülbentle örtüldüğü, bebeklik döneminde tam ya da yarım kundakla sıkı sıkı sarıldığı, doğduktan sonra üç ezan vakti geçmeden anne sütü verilmediği, bebek hasta olduğunda da adının değiştirildiği bilinen uygulamalardan bazılarıdır.
Ciddi hastalık belirtileri olan kusma, ateş, gelişme geriliği vb. durumlar kırk bastı, albastı ya da nazara uğradı diyerek çocuk yatırlara hocalara götürülmekte çocuğun doktora götürülmesi engellenmekte ve çocuğun hayatı tehlikeye sokulmaktadır.
Anne babaların çevredeki bu uygulamalara karşı duyarlı olup bebekle ilgili problemlerde sağlık personelinden yardım istemeli ve onların önerileri doğrultusunda bebeğin tedavisine yardımcı olmalıdır. Ayrıca çocukların hayatlarını tehdit eden bu uygulamaların yanlışlıkları en ücra köylere kadar anlatılmalıdır.
İlgili aramalar: bebeğin göbeğine bozuk para konur mu? bebeğin göbeğine madeni para bağlamak doğru mu? sarılıkta tülbent örtülür mü? yeni doğan bebek tuzlanır mı? bebeği tuzlamak doğru mudur?
Prematüre, Düşük Doğum Ağırlıklı ve Postmatüre Bebeklerin Bakımı
Sponsorlu Bağlantılar:
Prematüre, düşük doğum ağırlıklı ve postmatüre bebeklerin bakım ve beslenmesi
Bu üç gruptaki bebekler riskli bebeklerdir. Hastalıklara sık sık yakalanan bu bebeklerde ölüm oranı normal bebeklerden yüksektir. Bu sebeple bakım ve beslenmeleri de özen ister. Ancak anne adayının ana ve çocuk sağlığı hakkında bilgilenerek, doğum öncesi dönemde sağlık kuruluşlarının takibinde olması doktorların önerileri doğrultusunda sağlığına özen göstermesi riskli durumlarda gereken önlemlerin zamanında alınması ailenin prematüre, doğum ağırlığı eksik bebek ve postmatüre bebekler karşılaşma ihtimali de azalacaktır. Bütün bunlara rağmen yine de prematüre, doğum ağırlığı eksik ve postmatüre bebeğe sahip olunacak olursa bakım ve beslenmelerine gereken özen gösterilmelidir.
Prematüre bebekler gelişimlerini tamamlamış ancak olgunlaşmalarını tamamlayamamış bebeklerdir. Prematüre bebeklerde gebelik süresi kısaldıkça, postmatüre bebeklerde gebelik süresi uzadıkça bebeklerin hayatta kalabilme şanslar düşer.
Prematüre bebekler doğar doğmaz küvöze konulmalıdır. Burada hem enfeksiyonlara karşı korunurlar hem de ihtiyaçları olan sıcaklık temin edilir. Gerektiğinde oksijen verme imkanı da vardır. Eğer bu bebeklerin küvöze konulabilme imkanı yoksa bebeğin yatacağı yere termofor ya da sıcak su şişeleri konulmalıdır. Ancak termoforun su kaçırmamasına dikkat edilmelidir. Su şişelerinin de bebeğe zarar vermemesi için havluyla sarılı olması gerekir. Bebeğin bakım ve beslenmesinde temizlik kurallarına uyma çok daha önemlidir.
Bu bebeklerin ne zaman, ne kadar ve nasıl besleneceği her prematüre bebeğin gelişim ve sağlık durumları ayrı ayrı değerlendirilerek karar verilmelidir. Anne sütü ile beslenme en ideal olanıdır. Ancak emmesi zayıf olan bebekler de özel beslenme yolu (damardan ya da sonda) kullanılmalıdır. Bebeğe verilecek süt miktarı bebeğin gelişim durumuna göre az miktarlarla başlanarak büyüme ve gelişme durumuna göre arttırılmalıdır. Vitamin ve minerallerde doktor önerisine göre verilmelidir. İlk aylarda doktor gözetiminde ya da kontrolünde bulunmalıdır.
Bu bebekler için hassas derisine uygun yumuşak pamuklu, penyeden ve kolayca giyilebilecek olanlardan seçilmelidir. Altı ıslak kalmaması için sık sık değiştirilmeli idrarı emen bezler kullanılmalı, bu bezler kaynatılarak temizlenmeli, imkan dahilinde ise kullanılıp atılan hazır bezler tercih edilmelidir.
Doğum ağırlığı eksik bebekler pek çok açıdan prematüre bebeklere benzer. Bu bebekler iyi beslenirse kısa sürede büyüme gösterirler. Postmatüre bebekler içinde özellikle ilk günlerin bakımı önemlidir. Normal hamilelik süresini üç hafta geçiren bebeklerde ölüm oranı yüksektir. Bu sebeple özellikle hamileliğin son günlerinde doktor kontrolünde olunmalı gerek görüldüğünde de bebek sezaryenle alınmalıdır.
Bu üç gruptaki bebekler riskli bebeklerdir. Hastalıklara sık sık yakalanan bu bebeklerde ölüm oranı normal bebeklerden yüksektir. Bu sebeple bakım ve beslenmeleri de özen ister. Ancak anne adayının ana ve çocuk sağlığı hakkında bilgilenerek, doğum öncesi dönemde sağlık kuruluşlarının takibinde olması doktorların önerileri doğrultusunda sağlığına özen göstermesi riskli durumlarda gereken önlemlerin zamanında alınması ailenin prematüre, doğum ağırlığı eksik bebek ve postmatüre bebekler karşılaşma ihtimali de azalacaktır. Bütün bunlara rağmen yine de prematüre, doğum ağırlığı eksik ve postmatüre bebeğe sahip olunacak olursa bakım ve beslenmelerine gereken özen gösterilmelidir.
Prematüre bebekler gelişimlerini tamamlamış ancak olgunlaşmalarını tamamlayamamış bebeklerdir. Prematüre bebeklerde gebelik süresi kısaldıkça, postmatüre bebeklerde gebelik süresi uzadıkça bebeklerin hayatta kalabilme şanslar düşer.
Prematüre bebekler doğar doğmaz küvöze konulmalıdır. Burada hem enfeksiyonlara karşı korunurlar hem de ihtiyaçları olan sıcaklık temin edilir. Gerektiğinde oksijen verme imkanı da vardır. Eğer bu bebeklerin küvöze konulabilme imkanı yoksa bebeğin yatacağı yere termofor ya da sıcak su şişeleri konulmalıdır. Ancak termoforun su kaçırmamasına dikkat edilmelidir. Su şişelerinin de bebeğe zarar vermemesi için havluyla sarılı olması gerekir. Bebeğin bakım ve beslenmesinde temizlik kurallarına uyma çok daha önemlidir.
Bu bebeklerin ne zaman, ne kadar ve nasıl besleneceği her prematüre bebeğin gelişim ve sağlık durumları ayrı ayrı değerlendirilerek karar verilmelidir. Anne sütü ile beslenme en ideal olanıdır. Ancak emmesi zayıf olan bebekler de özel beslenme yolu (damardan ya da sonda) kullanılmalıdır. Bebeğe verilecek süt miktarı bebeğin gelişim durumuna göre az miktarlarla başlanarak büyüme ve gelişme durumuna göre arttırılmalıdır. Vitamin ve minerallerde doktor önerisine göre verilmelidir. İlk aylarda doktor gözetiminde ya da kontrolünde bulunmalıdır.
Bu bebekler için hassas derisine uygun yumuşak pamuklu, penyeden ve kolayca giyilebilecek olanlardan seçilmelidir. Altı ıslak kalmaması için sık sık değiştirilmeli idrarı emen bezler kullanılmalı, bu bezler kaynatılarak temizlenmeli, imkan dahilinde ise kullanılıp atılan hazır bezler tercih edilmelidir.
Doğum ağırlığı eksik bebekler pek çok açıdan prematüre bebeklere benzer. Bu bebekler iyi beslenirse kısa sürede büyüme gösterirler. Postmatüre bebekler içinde özellikle ilk günlerin bakımı önemlidir. Normal hamilelik süresini üç hafta geçiren bebeklerde ölüm oranı yüksektir. Bu sebeple özellikle hamileliğin son günlerinde doktor kontrolünde olunmalı gerek görüldüğünde de bebek sezaryenle alınmalıdır.
Prematüre Doğumun Nedenleri Nelerdir?
Sponsorlu Bağlantılar:
Prematürelik nedenleri:
1. Sosyoekonomik ve kültürel nedenler (Beslenme yetersizliği,fakirlik, bilgisizlik, annenin ağır işte çalışması vb.)
2. Annenin çeşitli hastalıkları (ağır kalp,böbrek hastalıkları, gebelik süresince geçirilen ağır enfeksiyonlu hastalıklar vb.)
3. Uterusun bebeği koruyamaması ve plasentanın erken ayrılması
4. Çoğul gebelikler, kromozom anomalileri, amniyon sıvısının fazlalığı vb. nedenler
1. Sosyoekonomik ve kültürel nedenler (Beslenme yetersizliği,fakirlik, bilgisizlik, annenin ağır işte çalışması vb.)
2. Annenin çeşitli hastalıkları (ağır kalp,böbrek hastalıkları, gebelik süresince geçirilen ağır enfeksiyonlu hastalıklar vb.)
3. Uterusun bebeği koruyamaması ve plasentanın erken ayrılması
4. Çoğul gebelikler, kromozom anomalileri, amniyon sıvısının fazlalığı vb. nedenler
Postmatüre Bebeklerin Özellikleri
Sponsorlu Bağlantılar:
Postmatüre bebeklerin özellikleri
- Kırışık kuru ve çatlak bir cilt nedeniyle bebek yaşlı görünümündedir.
- Lanügo tüyleri ve cildi kaplayan verniks kaseoza çok azdır.
- Uzun saçlar ve parmak uçlarını aşan tırnaklar görülür.
- İleri safhada bebeğin göbek kordonu yeşil sarı bir hal alır. El ve ayak tırnakları da sarımsı bir renk alır.
- Kırışık kuru ve çatlak bir cilt nedeniyle bebek yaşlı görünümündedir.
- Lanügo tüyleri ve cildi kaplayan verniks kaseoza çok azdır.
- Uzun saçlar ve parmak uçlarını aşan tırnaklar görülür.
- İleri safhada bebeğin göbek kordonu yeşil sarı bir hal alır. El ve ayak tırnakları da sarımsı bir renk alır.
Düşük Doğum Ağırlıklı Bebeklerin Özellikleri
Sponsorlu Bağlantılar:
Doğum ağırlığı eksik bebeklerin özellikleri
Düşük doğum ağırlık bebek dediğimiz bu gruptaki bebekler iki grup olarak ele alınırlar. Birinci gruptaki bebekler ağır malnütrisyonlu (beslenme bozukluğu) bebeklere benzer. Bu bebeklerin hücre sayısı tam, hücre stoplazmaları çok azdır.
- Baş büyük, yüz küçük ve kırışık, bakışları canlıdır. Saçlar zayıf ve seyrektir.
- Deri altı yağ dokusu yok denecek kadar azdır ve kasları gelişmemiştir.
- Göbek kordonu ince, kuru bazende mekonyum bulaşmıştır.
- Glikojen depoları az olduğundan hipoglisemi, solunum güçlüğü ve fazla ısı kayıpları görülür.
İkinci gruptaki bebeklerde ise konjenital (doğumsal) anomaliler görülür. Bu bebeklerin hücre sayıları eksik ancak hücrelerde ki stoplazmalar çoktur.
Düşük doğum ağırlık bebek dediğimiz bu gruptaki bebekler iki grup olarak ele alınırlar. Birinci gruptaki bebekler ağır malnütrisyonlu (beslenme bozukluğu) bebeklere benzer. Bu bebeklerin hücre sayısı tam, hücre stoplazmaları çok azdır.
- Baş büyük, yüz küçük ve kırışık, bakışları canlıdır. Saçlar zayıf ve seyrektir.
- Deri altı yağ dokusu yok denecek kadar azdır ve kasları gelişmemiştir.
- Göbek kordonu ince, kuru bazende mekonyum bulaşmıştır.
- Glikojen depoları az olduğundan hipoglisemi, solunum güçlüğü ve fazla ısı kayıpları görülür.
İkinci gruptaki bebeklerde ise konjenital (doğumsal) anomaliler görülür. Bu bebeklerin hücre sayıları eksik ancak hücrelerde ki stoplazmalar çoktur.
Etiketler:
doğum ağırlıklığı eksik bebek,
düşük doğum ağırlıklı bebek,
sga,
sga bebek
20 Mart 2013 Çarşamba
Hamileliğin 15. Haftası
Sponsorlu Bağlantılar:
GEBELİKTE 15. HAFTA YAŞANAN DEĞİŞİM VE GELİŞMELER
BEBEĞİN ANNE KARNINDAKİ 15. HAFTASI YAŞADIĞI DEĞİŞİM VE GELİŞMELER
İLKEL SAÇLAR BEBEĞİN VÜCÜDUNU KAPLIYOR VE BEBEK LANUGOLAR SAYESİNDE ISINIYOR…
Bebeğin vücudu lanugo denilen tüylerle kaplanmaya devam ettikçe ısınmaya başlayacaktır. Nefes hareketleri yapıp dış dünyaya uyum için bu anlamda çalışmalar başlatmıştır. Artık canı istedikçe bacaklarını, kollarını oynatıyor ve parmaklarını ağzına rahatlıkla götürebiliyordur.
Burnu ile amniyotik sıvıyı oynatabilmektedir; buradan anlaşılması gereken olay bebek ilkel olarak nefes alıp vermeye başlamıştır. Bacakları daha hızlı büyürken kolları bacaklarına göre biraz daha yavaş büyüyecektir. Işığa hassasiyet kazanmış olan göz kapakları henüz bu haftada kapalı olacaktır. Bebeğin cinsiyetini öğrenilebilecek haftaya ulaşılmıştır. Bebek aldığı pozisyon ile ultrason görüntüsüne yardımcı olursa; cinsiyet kolay ayırt edilebilecek, ancak bacakları çok kapalı ise cinsiyeti tespit etmek mümkün olmayabilecektir.
Bebeğin şeffaf olan cildinde mavimsi damarlar mevcuttur. Saçların oluşabilmesi için kıl kökleri üretilmeye başlanmış ve ileriki günlere bu anlamda yatırım yapılmaya başlanmıştır. Kemik gelişimi hızlı bir şekilde devam eden bebek genellikle kaslarını hareket ettirecek, parmaklarını emecek ve ilkel olarak nefes egzersizleri yapıyor olacaktır.
15. haftada ortalama bebeğin boyu; 10 cm. ve kilosu ise; 70 gramdır.
Tıpkı bir armut büyüklüğüne ulaşmış bebek ilerleyen haftalarda hızla büyümesine devam ediyor olacaktır.
ANNENİN 15. HAFTA YAŞADIĞI DEĞİŞİMLER
Burun hassasiyeti devam etmekte ve tıkanmalar devam ediyor olabilir. Burun kanamaları yaşanıyor ve sık tekrar ediyorsa doktora danışılmalıdır. Diş problemleri gebeliğin önde giden sorunlarındandır. Kadının dişleri gebelikten önce ne kadar sağlıklı olursa olsun muhtemelen diş problemi yaşıyor olacaktır. Diş eti iltihaplanmaları, çürükler, ağrıya sebep olup dayanılmaz hale gelebilecektir. Burada sebep vücuttaki kalsiyum depolarının bebeğe harcanması ve anne için bu miktarın yeterli olmamasıdır.
Karnı biraz daha belirgin olmaya başlayan kadın bebeğin cinsiyetini öğrenmek için heyecan duyuyor olabilir. Bu aşamada ultrasona girilmesi ile muhtemelen cinsiyet teşhis edilebilir. Anne bebeği ile iletişime girebilir. Ninni söyleyip, şarkı mırıldanabilir, hatta kitap okuyor olmak da iletişimi güçlendirebilir. Bebek artık anneyi ilkel olarak duyabilecek duruma erişmiştir. Değişen ruh hali kadının dengesini bozabilir bu anlamda eşlerin destek olmaları önemlidir.
Kan basıncı artabilecek olan kadın; burun kanamaları yaşıyor olabilecektir. Bu duruma çok evham göstermemek gerekir. Ancak sürekli olan ve kadını ileri derecede rahatsız eden durum karşısında doktora danışmak gerekecektir.
15. hafta ile gelen uykusuzluk problemi;
%70 gebe kadın bu haftalarda uyku problemi ile karşılaşmaktadır. Kadın dolaşım olarak sıkıntılı günler yaşadığı için rahat uyku uyuyamayacak ve sürekli şekil değiştirmek isteyecektir. Masaj yapılıyor olması dolaşıma katkı sağlayıp rahatlatabilecektir. Gebelik dönemi yastıkları kullanmak da bu anlamda iyi bir tercihtir. Bacaklara giren kramp kadını uykudan uyandırabilir. Sol taraf dönülüp yatıldığı zaman dolaşım daha rahat olacak ve kadında, bebekte daha rahat ediyor olacaktır. Bol su içip kadının sol tarafına doğru yatıyor olması da iyi bir tercih olacaktır. Uyku problemine karşı duş almak ve odayı ferah tutmak önemlidir.
15. haftada mide sıkıntıları;
Artan iştah ile yenecek yemek miktarı artacaktır. Doymak bilmeyen bir hale dönüşmek kadını çok yemek yemeye itecektir. Bunun karşısında midede hazım problemleri oluşabilir. Burada uygulanması gereken politika öğünleri bölüp ağır gıdaların hepsini bir anda tüketmiyor olmaktır. Kişiyi yoracak hamur işleri ve kızartmalar bacaklardaki ödemi de artırıp mide sıkıntılarına yol açabileceği için özellikle akşamları tüketilmemelidir. Yemeklerden sonra yarım saatlik yürüyüşler rahatlama açısından etkili olmaktadır.
BEBEĞİN ANNE KARNINDAKİ 15. HAFTASI YAŞADIĞI DEĞİŞİM VE GELİŞMELER
İLKEL SAÇLAR BEBEĞİN VÜCÜDUNU KAPLIYOR VE BEBEK LANUGOLAR SAYESİNDE ISINIYOR…
Bebeğin vücudu lanugo denilen tüylerle kaplanmaya devam ettikçe ısınmaya başlayacaktır. Nefes hareketleri yapıp dış dünyaya uyum için bu anlamda çalışmalar başlatmıştır. Artık canı istedikçe bacaklarını, kollarını oynatıyor ve parmaklarını ağzına rahatlıkla götürebiliyordur.
Burnu ile amniyotik sıvıyı oynatabilmektedir; buradan anlaşılması gereken olay bebek ilkel olarak nefes alıp vermeye başlamıştır. Bacakları daha hızlı büyürken kolları bacaklarına göre biraz daha yavaş büyüyecektir. Işığa hassasiyet kazanmış olan göz kapakları henüz bu haftada kapalı olacaktır. Bebeğin cinsiyetini öğrenilebilecek haftaya ulaşılmıştır. Bebek aldığı pozisyon ile ultrason görüntüsüne yardımcı olursa; cinsiyet kolay ayırt edilebilecek, ancak bacakları çok kapalı ise cinsiyeti tespit etmek mümkün olmayabilecektir.
Bebeğin şeffaf olan cildinde mavimsi damarlar mevcuttur. Saçların oluşabilmesi için kıl kökleri üretilmeye başlanmış ve ileriki günlere bu anlamda yatırım yapılmaya başlanmıştır. Kemik gelişimi hızlı bir şekilde devam eden bebek genellikle kaslarını hareket ettirecek, parmaklarını emecek ve ilkel olarak nefes egzersizleri yapıyor olacaktır.
15. haftada ortalama bebeğin boyu; 10 cm. ve kilosu ise; 70 gramdır.
Tıpkı bir armut büyüklüğüne ulaşmış bebek ilerleyen haftalarda hızla büyümesine devam ediyor olacaktır.
ANNENİN 15. HAFTA YAŞADIĞI DEĞİŞİMLER
Burun hassasiyeti devam etmekte ve tıkanmalar devam ediyor olabilir. Burun kanamaları yaşanıyor ve sık tekrar ediyorsa doktora danışılmalıdır. Diş problemleri gebeliğin önde giden sorunlarındandır. Kadının dişleri gebelikten önce ne kadar sağlıklı olursa olsun muhtemelen diş problemi yaşıyor olacaktır. Diş eti iltihaplanmaları, çürükler, ağrıya sebep olup dayanılmaz hale gelebilecektir. Burada sebep vücuttaki kalsiyum depolarının bebeğe harcanması ve anne için bu miktarın yeterli olmamasıdır.
Karnı biraz daha belirgin olmaya başlayan kadın bebeğin cinsiyetini öğrenmek için heyecan duyuyor olabilir. Bu aşamada ultrasona girilmesi ile muhtemelen cinsiyet teşhis edilebilir. Anne bebeği ile iletişime girebilir. Ninni söyleyip, şarkı mırıldanabilir, hatta kitap okuyor olmak da iletişimi güçlendirebilir. Bebek artık anneyi ilkel olarak duyabilecek duruma erişmiştir. Değişen ruh hali kadının dengesini bozabilir bu anlamda eşlerin destek olmaları önemlidir.
Kan basıncı artabilecek olan kadın; burun kanamaları yaşıyor olabilecektir. Bu duruma çok evham göstermemek gerekir. Ancak sürekli olan ve kadını ileri derecede rahatsız eden durum karşısında doktora danışmak gerekecektir.
15. hafta ile gelen uykusuzluk problemi;
%70 gebe kadın bu haftalarda uyku problemi ile karşılaşmaktadır. Kadın dolaşım olarak sıkıntılı günler yaşadığı için rahat uyku uyuyamayacak ve sürekli şekil değiştirmek isteyecektir. Masaj yapılıyor olması dolaşıma katkı sağlayıp rahatlatabilecektir. Gebelik dönemi yastıkları kullanmak da bu anlamda iyi bir tercihtir. Bacaklara giren kramp kadını uykudan uyandırabilir. Sol taraf dönülüp yatıldığı zaman dolaşım daha rahat olacak ve kadında, bebekte daha rahat ediyor olacaktır. Bol su içip kadının sol tarafına doğru yatıyor olması da iyi bir tercih olacaktır. Uyku problemine karşı duş almak ve odayı ferah tutmak önemlidir.
15. haftada mide sıkıntıları;
Artan iştah ile yenecek yemek miktarı artacaktır. Doymak bilmeyen bir hale dönüşmek kadını çok yemek yemeye itecektir. Bunun karşısında midede hazım problemleri oluşabilir. Burada uygulanması gereken politika öğünleri bölüp ağır gıdaların hepsini bir anda tüketmiyor olmaktır. Kişiyi yoracak hamur işleri ve kızartmalar bacaklardaki ödemi de artırıp mide sıkıntılarına yol açabileceği için özellikle akşamları tüketilmemelidir. Yemeklerden sonra yarım saatlik yürüyüşler rahatlama açısından etkili olmaktadır.
Prematüre Bebeğin Özellikleri Nelerdir?
Sponsorlu Bağlantılar:
Prematüre bebeklerin özellikleri
Annenin son adet tarihinin ilk gününü başlangıç sayarak 37 haftanın altında doğan bebeklere prematüre bebek diyoruz. Bu bebekler, anne karnındaki gelişimlerini henüz tam olarak tamamlayamadıkları için, genelde sağlık sorunları olarak dünyaya gelmektedir.
- Boyu genellikle 47 cm'den az, ağırlığı 2500 g altındadır.
- Baş çevresi 32 cm'den, göğüs çevresi 30 cm azdır.
- Cilt koyu kırmızı olup lanügo tüyleri fazla, cildi kaplayan verniks kaseoza denilen yağlı madde az ya da hiç yoktur.
- Baş büyük, kafa oval, kafa kemikleri arasındaki açıklık ve fontaneller geniş, yüz, burun ve çene küçük,yüz derisi gergin,gözler birbirinden uzaktır. Saçlar kısa,yapışık ve cılız, kaş ve kirpikler seyrektir. El ve ayak tırnakları kısa ve yumuşaktır.
- İç organları da yeterince gelişmediğinden;
1) Solunumları zayıf ve düzensizdir.
2) Ağlamaları cılız ve monotondur.
3) Vücut sıcaklığı düzensizdir ve çabuk düşer,
4) Refleksler gelişmemiştir. Emme çok zayıf bazende yoktur.
5) Enfeksiyonlara karşı dirençleri azdır bu sebeple sık sık hastalanırlar.
6) Kalp atışı fazla, mideleri küçüktür. Böbrekler ve üreme organları tam gelişmemiştir.
7) Fizyolojik sarılık ağır seyreder.
8) Karbondihrat ve demir depoları eksik olduğundan hipoglisemi ve ağır anemik durumlar görülür.
Annenin son adet tarihinin ilk gününü başlangıç sayarak 37 haftanın altında doğan bebeklere prematüre bebek diyoruz. Bu bebekler, anne karnındaki gelişimlerini henüz tam olarak tamamlayamadıkları için, genelde sağlık sorunları olarak dünyaya gelmektedir.
- Boyu genellikle 47 cm'den az, ağırlığı 2500 g altındadır.
- Baş çevresi 32 cm'den, göğüs çevresi 30 cm azdır.
- Cilt koyu kırmızı olup lanügo tüyleri fazla, cildi kaplayan verniks kaseoza denilen yağlı madde az ya da hiç yoktur.
- Baş büyük, kafa oval, kafa kemikleri arasındaki açıklık ve fontaneller geniş, yüz, burun ve çene küçük,yüz derisi gergin,gözler birbirinden uzaktır. Saçlar kısa,yapışık ve cılız, kaş ve kirpikler seyrektir. El ve ayak tırnakları kısa ve yumuşaktır.
- İç organları da yeterince gelişmediğinden;
1) Solunumları zayıf ve düzensizdir.
2) Ağlamaları cılız ve monotondur.
3) Vücut sıcaklığı düzensizdir ve çabuk düşer,
4) Refleksler gelişmemiştir. Emme çok zayıf bazende yoktur.
5) Enfeksiyonlara karşı dirençleri azdır bu sebeple sık sık hastalanırlar.
6) Kalp atışı fazla, mideleri küçüktür. Böbrekler ve üreme organları tam gelişmemiştir.
7) Fizyolojik sarılık ağır seyreder.
8) Karbondihrat ve demir depoları eksik olduğundan hipoglisemi ve ağır anemik durumlar görülür.
Prematüre, Eksik Doğum Ağırlıklı ve Postmatüre Bebeğin Tanımı
Sponsorlu Bağlantılar:
Prematüre, Düşük Doğum Ağırlıklı ve Postmatüre Bebekler
Dünya Sağlık Örgütünün Ana ve Çocuk Sağlığı komitesinin kabul ettiği tanıma göre gebeliğin 37. haftasından önce doğan bebeklere prematüre (preterm) bebek denir.
Gebelik süresini doğru hesaplayabilmek için annenin son adet tarihini bilmesi ve adetinin düzenli olması gerekir. Normal gebelik süresini tamamladığı halde 2500 gramın altında doğan bebeklere doğum ağırlığı eksik ya da düşük doğum ağırlıklı bebek terimi kullanılmaktadır. Özellikleri, bakımları ve nedenleri prematüre bebeklere benzese de ayrı bir grup olarak ele alınmaktadır.
Postmatüre bebek terimi ise normal gebelik süresini 1 hafta yada daha süre geçtikten sonra doğan bebekler için kullanılmaktadır. Ancak annenin son regl tarihini bilmesi doğan bebeği postmatüre olarak adlandırmak açısından çok önemlidir. Bebeğin anne karnında geçirdiği normal doğum süresi olan 40 haftadan sonraki her geçen gün bebeğin aleyhine işlemektedir.
İlgili aramalar: prematürenin tanımı nedir? preterm bebek nedir? düşük doğum ağırlıklı bebek nasıl olur? kaç kilonun altındaki bebekler düşük doğum ağırlıklıdır? postmatüre nedir? postmature bebek nasıl olur?
Dünya Sağlık Örgütünün Ana ve Çocuk Sağlığı komitesinin kabul ettiği tanıma göre gebeliğin 37. haftasından önce doğan bebeklere prematüre (preterm) bebek denir.
Gebelik süresini doğru hesaplayabilmek için annenin son adet tarihini bilmesi ve adetinin düzenli olması gerekir. Normal gebelik süresini tamamladığı halde 2500 gramın altında doğan bebeklere doğum ağırlığı eksik ya da düşük doğum ağırlıklı bebek terimi kullanılmaktadır. Özellikleri, bakımları ve nedenleri prematüre bebeklere benzese de ayrı bir grup olarak ele alınmaktadır.
Postmatüre bebek terimi ise normal gebelik süresini 1 hafta yada daha süre geçtikten sonra doğan bebekler için kullanılmaktadır. Ancak annenin son regl tarihini bilmesi doğan bebeği postmatüre olarak adlandırmak açısından çok önemlidir. Bebeğin anne karnında geçirdiği normal doğum süresi olan 40 haftadan sonraki her geçen gün bebeğin aleyhine işlemektedir.
İlgili aramalar: prematürenin tanımı nedir? preterm bebek nedir? düşük doğum ağırlıklı bebek nasıl olur? kaç kilonun altındaki bebekler düşük doğum ağırlıklıdır? postmatüre nedir? postmature bebek nasıl olur?
Yeni Doğan Bebeklerde Sık Görülen Sorunlar
Sponsorlu Bağlantılar:
Yenidoğanda sık karşılaşılan durumlar
Yeni doğanda sık görülen sorunları bilip duyarlı olmak erken dönemde gereken tıbbı müdahalenin yapılmasını sağlamak bebeğin hayatını kurtarabilir ya da ömür boyu sakat kalmasını önleyebilir.
Bu sorunlar şu şekilde sıralanabilir:
1. Doğum esnasında çeşitli nedenlerle oluşan bozukluklardır. Bunlar şişlik, deri altına kan ve su toplaması, kas içine kanama, kafatası kırıkları ve kafa içi kanamalarıdır.
2. Sinir sistemi problemleri doğum eylemindeki baskı ve darbelerle zedelenmesi sonucu ortaya çıkar.
3. Havale ve istemsiz hareketler (konvülsiyon)
4. Sarılık (hiperbilirubinemi) Yeni doğanda ilk 24 saat içinde görülürse nedeni kan uyuşmazlığı olabilir. Eğer 3. gün ortaya çıkıp deri ve göz akında sarılık gözlenirse fizyolojik sarılıktır.
5. Hipoglisemi (Kan şekerinin düşük olması)
6. Kusma sindirim sistemindeki bozuklukları, tıkanıklıkları ifade edeceği için yeni doğandaki kusmalar hayati önem taşır. Beslenmeden hemen sonraki sonraki bir miktar sütün akması kusma olarak değerlendirilmemelidir.
7. Solunum güçlüğü, hızlı, hırıltılı inlemeli solunum ile beraber morarma, göğüs kafesinde çekilme yenidoğanda ölüm nedenleri arasında yer aldığından vakit geçirilmeden hastaneye götürülmelidir.
8. Enfeksiyon: Özellikle düşük doğum ağırlıklı ve prematüre bebeklerde enfeksiyonlar çok çabuk gelişir. Yeni doğanda bağışıklık sistemi yeterince gelişmediğinden hayati tehlike yaratabilir.
9. Doğumsal kalça çıkıklığı
10. Dış genital yapının cinsiyete uygun olmaması
Yeni doğanda sık görülen sorunları bilip duyarlı olmak erken dönemde gereken tıbbı müdahalenin yapılmasını sağlamak bebeğin hayatını kurtarabilir ya da ömür boyu sakat kalmasını önleyebilir.
Bu sorunlar şu şekilde sıralanabilir:
1. Doğum esnasında çeşitli nedenlerle oluşan bozukluklardır. Bunlar şişlik, deri altına kan ve su toplaması, kas içine kanama, kafatası kırıkları ve kafa içi kanamalarıdır.
2. Sinir sistemi problemleri doğum eylemindeki baskı ve darbelerle zedelenmesi sonucu ortaya çıkar.
3. Havale ve istemsiz hareketler (konvülsiyon)
4. Sarılık (hiperbilirubinemi) Yeni doğanda ilk 24 saat içinde görülürse nedeni kan uyuşmazlığı olabilir. Eğer 3. gün ortaya çıkıp deri ve göz akında sarılık gözlenirse fizyolojik sarılıktır.
5. Hipoglisemi (Kan şekerinin düşük olması)
6. Kusma sindirim sistemindeki bozuklukları, tıkanıklıkları ifade edeceği için yeni doğandaki kusmalar hayati önem taşır. Beslenmeden hemen sonraki sonraki bir miktar sütün akması kusma olarak değerlendirilmemelidir.
7. Solunum güçlüğü, hızlı, hırıltılı inlemeli solunum ile beraber morarma, göğüs kafesinde çekilme yenidoğanda ölüm nedenleri arasında yer aldığından vakit geçirilmeden hastaneye götürülmelidir.
8. Enfeksiyon: Özellikle düşük doğum ağırlıklı ve prematüre bebeklerde enfeksiyonlar çok çabuk gelişir. Yeni doğanda bağışıklık sistemi yeterince gelişmediğinden hayati tehlike yaratabilir.
9. Doğumsal kalça çıkıklığı
10. Dış genital yapının cinsiyete uygun olmaması
Etiketler:
bebek sorunları,
prematüre bebek,
yeni doğan bebek,
yeni doğmuş bebekler
19 Mart 2013 Salı
Hamileliğin 10. Haftası
Sponsorlu Bağlantılar:
10. HAFTA GEBELİKTE ANNE VE BEBEKTE GÖRÜLEN DEĞİŞİMLER
HAMİLELİĞİN 10. HAFTASINDA BEBEKTE GÖRÜLEN DEĞİŞİMLER
Anne bedeninde mucize bir yolculuk yaşayan bebek 10. Hafta da kemik ve kıkırdakları oluşturmak için çaba harcamakta…
Mucize yolculuğa devam eden bebek bu hafta itibari ile yaklaşık olarak 2.5 cm kadardır. Gelişim sürecinin en kritik dönemi neredeyse tamamlandı. Bebeğin uzuvları ve dokuları hızlı bir şekilde gelişmeye devam etmektedir. Bu dönemde sıvı yutabiliyor ve fonksiyonel olarak hayati organları çalışıyor. Bu süreç hamilelik sonlanana kadar devam edecektir. Bebek kolunu bacağını artık kıvırabiliyor. Alın bölgesinde gelişmekte olan beyin nedeni ile bir şişlik oluşmuştur. Anlıda oldukça geniştir. Neredeyse bedenin yarısını oluşturmaktadır.
O minicik ağzının içinde diş etlerinin alt kısmında minik dişler oluşmaya başlamıştır. Mide ve böbreği hızlı bir şekilde hareketlenmeye devam ediyor. Bebeğin cinsiyeti şayet erkek ise testislerinde testosteron üretimi başlamıştır. Bebek artık kol ve bacaklarını kıvırabilmekte ve tırnak yapısı oluşmaktadır. 10. Haftada bebeğin cildi şeffaftır ancak tüyler cildi tamamen kaplamaya başlamıştır. Bebek bu hafta yutma fonksiyonunu yapabilmektedir. İçinde bulunduğu amniyotik sıvı yutabilir. Yutma işlemi doğumdan sonraki sürece hazırlıktır. Amniyotik sıvının yutulması aynı zamanda sindirim ve solunum sisteminin gelişmesinde yararlı olmaktadır.
10. HAFTADA ANNEDE GÖRÜLEN DEĞİŞİMLER
Artık gideceğiniz doktor kontrolünde minik bebeğinizin kalp atışlarını rahatlıkla duyacaksınız. Bebeğin ilk kalp atışını duymak unutulmaz bir anı olarak benliğinizde kalacaktır.
Hamile kıyafeti giymek için artık hazır olabilirsiniz. Önceki giysilerinizin içine artık giremeyebilirsiniz. Bu dönemlerde başlanılan fiziksel aktiviteler gebelik sürecinde ve doğum anında oldukça fayda sağlayacaktır. Aktivite olarak yüzme ve yürüyüş son derece yararlı olacaktır. Uygulanan aktiviteler ile kendinizi rahat ve mutlu hissedeceksiniz. Yapılan aktiviteler doğum sonrasında aldığınız kilolardan kolaylıkla kurtulmanıza da yararlı olacaktır.
Hamile olduğunuz halen dışarıdan bakıldığında fark edilemiyor olabilir. Ancak bu haftadan sonra karın top gibi yuvarlaklaşmaya başlayacaktır. Özellikle eşiniz bu durumu net bir şekilde fark edecektir. Hamile olduğunuzu kimse fark etmese de siz bu duyguyu derinden yaşıyor ve hissediyorsunuz. Özellikle sabahları uyanınca çekilmez mide bulantıları, yorgunluk her an size hamile olduğunuzu hatırlatmaktadır. Ancak bu durum bir iki haftaya kadar geçecek ve ilerleyen haftalarda hamileliğin tadını çıkaracaksınız.
10. haftada hamilelik belirtileri
Mide bulantısı ve kusma
İlk üç ayı bitirmek üzeresiniz. Kendinizi kötü hissettiğiniz dönem artık geride kalıyor. Gebelikte en kötü belirti sabah bulantılarıdır. Ancak bu gebelik sonuna kadar devam etmez. Her hafta biraz daha azalacak ve kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.
Aşerme
Mide bulantısı ve aşerme en sık duyulan şikayetler arasındadır ve kilo almanıza engel olabilir. Ancak kaygılanmaya gerek yoktur. Sağlıksız gıdalara karşı aşerme durumu varsa kaçınmakta yarar vardır. Fakat ufak kaçamaklar olabilir.
Baş ağrıları
Gebelik hormonlarından dolayı baş ağrıları kaçınılmaz bir hal almış olabilir. Birde üstüne yorgunluk, stres ve açlıkta eklenirse şiddeti daha da artacaktır. Dinlenerek sorunu hafifletebilirsiniz.
Vücutta fark edilir damarlar
Damarlar karın ve göğüs arasında kan akışı hızlanmış durumdadır. Ancak bebeğin beslenebilmesi için bu durum muhakkak olmalıdır. Bu durum karşısında alınabilecek bir önlem yoktur. Doğumdan sonra normale dönecektir.
Baş dönmesi
Vücut sinir sistemi gebelik dolayısı ile oluşan vücuttaki değişimlere uyum sağlamaya çalışmaktadır. Buda baş dönmelerine neden olmaktadır. Ani hareketler yapmaktan kaçının ve kan şekerini artırmak için ufak atıştırmalıklardan yardım alabilirsiniz.
Cilt sorunları
Gebelik hormonlarının artması ve vücudun fazladan yağ üretmesi akne ve sivilceye yol açabilir. Ancak endişelenmeye gerek yoktur ilerleyen dönemlerde ortadan kaybolacak bir sorundur.
İlgili aramalar: hamileliğin 10. haftası nasıl geçer? gebeliğin 10. haftası neler olur? gebelikte 10. haftadaki annedeki ve bebekteki değişimler nelerdir? hamileliğin 10. haftasında bebek ne kadar büyür?
HAMİLELİĞİN 10. HAFTASINDA BEBEKTE GÖRÜLEN DEĞİŞİMLER
Anne bedeninde mucize bir yolculuk yaşayan bebek 10. Hafta da kemik ve kıkırdakları oluşturmak için çaba harcamakta…
Mucize yolculuğa devam eden bebek bu hafta itibari ile yaklaşık olarak 2.5 cm kadardır. Gelişim sürecinin en kritik dönemi neredeyse tamamlandı. Bebeğin uzuvları ve dokuları hızlı bir şekilde gelişmeye devam etmektedir. Bu dönemde sıvı yutabiliyor ve fonksiyonel olarak hayati organları çalışıyor. Bu süreç hamilelik sonlanana kadar devam edecektir. Bebek kolunu bacağını artık kıvırabiliyor. Alın bölgesinde gelişmekte olan beyin nedeni ile bir şişlik oluşmuştur. Anlıda oldukça geniştir. Neredeyse bedenin yarısını oluşturmaktadır.
O minicik ağzının içinde diş etlerinin alt kısmında minik dişler oluşmaya başlamıştır. Mide ve böbreği hızlı bir şekilde hareketlenmeye devam ediyor. Bebeğin cinsiyeti şayet erkek ise testislerinde testosteron üretimi başlamıştır. Bebek artık kol ve bacaklarını kıvırabilmekte ve tırnak yapısı oluşmaktadır. 10. Haftada bebeğin cildi şeffaftır ancak tüyler cildi tamamen kaplamaya başlamıştır. Bebek bu hafta yutma fonksiyonunu yapabilmektedir. İçinde bulunduğu amniyotik sıvı yutabilir. Yutma işlemi doğumdan sonraki sürece hazırlıktır. Amniyotik sıvının yutulması aynı zamanda sindirim ve solunum sisteminin gelişmesinde yararlı olmaktadır.
10. HAFTADA ANNEDE GÖRÜLEN DEĞİŞİMLER
Artık gideceğiniz doktor kontrolünde minik bebeğinizin kalp atışlarını rahatlıkla duyacaksınız. Bebeğin ilk kalp atışını duymak unutulmaz bir anı olarak benliğinizde kalacaktır.
Hamile kıyafeti giymek için artık hazır olabilirsiniz. Önceki giysilerinizin içine artık giremeyebilirsiniz. Bu dönemlerde başlanılan fiziksel aktiviteler gebelik sürecinde ve doğum anında oldukça fayda sağlayacaktır. Aktivite olarak yüzme ve yürüyüş son derece yararlı olacaktır. Uygulanan aktiviteler ile kendinizi rahat ve mutlu hissedeceksiniz. Yapılan aktiviteler doğum sonrasında aldığınız kilolardan kolaylıkla kurtulmanıza da yararlı olacaktır.
Hamile olduğunuz halen dışarıdan bakıldığında fark edilemiyor olabilir. Ancak bu haftadan sonra karın top gibi yuvarlaklaşmaya başlayacaktır. Özellikle eşiniz bu durumu net bir şekilde fark edecektir. Hamile olduğunuzu kimse fark etmese de siz bu duyguyu derinden yaşıyor ve hissediyorsunuz. Özellikle sabahları uyanınca çekilmez mide bulantıları, yorgunluk her an size hamile olduğunuzu hatırlatmaktadır. Ancak bu durum bir iki haftaya kadar geçecek ve ilerleyen haftalarda hamileliğin tadını çıkaracaksınız.
10. haftada hamilelik belirtileri
Mide bulantısı ve kusma
İlk üç ayı bitirmek üzeresiniz. Kendinizi kötü hissettiğiniz dönem artık geride kalıyor. Gebelikte en kötü belirti sabah bulantılarıdır. Ancak bu gebelik sonuna kadar devam etmez. Her hafta biraz daha azalacak ve kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.
Aşerme
Mide bulantısı ve aşerme en sık duyulan şikayetler arasındadır ve kilo almanıza engel olabilir. Ancak kaygılanmaya gerek yoktur. Sağlıksız gıdalara karşı aşerme durumu varsa kaçınmakta yarar vardır. Fakat ufak kaçamaklar olabilir.
Baş ağrıları
Gebelik hormonlarından dolayı baş ağrıları kaçınılmaz bir hal almış olabilir. Birde üstüne yorgunluk, stres ve açlıkta eklenirse şiddeti daha da artacaktır. Dinlenerek sorunu hafifletebilirsiniz.
Vücutta fark edilir damarlar
Damarlar karın ve göğüs arasında kan akışı hızlanmış durumdadır. Ancak bebeğin beslenebilmesi için bu durum muhakkak olmalıdır. Bu durum karşısında alınabilecek bir önlem yoktur. Doğumdan sonra normale dönecektir.
Baş dönmesi
Vücut sinir sistemi gebelik dolayısı ile oluşan vücuttaki değişimlere uyum sağlamaya çalışmaktadır. Buda baş dönmelerine neden olmaktadır. Ani hareketler yapmaktan kaçının ve kan şekerini artırmak için ufak atıştırmalıklardan yardım alabilirsiniz.
Cilt sorunları
Gebelik hormonlarının artması ve vücudun fazladan yağ üretmesi akne ve sivilceye yol açabilir. Ancak endişelenmeye gerek yoktur ilerleyen dönemlerde ortadan kaybolacak bir sorundur.
İlgili aramalar: hamileliğin 10. haftası nasıl geçer? gebeliğin 10. haftası neler olur? gebelikte 10. haftadaki annedeki ve bebekteki değişimler nelerdir? hamileliğin 10. haftasında bebek ne kadar büyür?
18 Mart 2013 Pazartesi
Tonik Boyun Refleksi
Sponsorlu Bağlantılar:
Tonik boyun refleksi
Sırt üstü yatan bebeğin başı sağa yada sola 90 derece çevrilirse başını döndürdüğü yöndeki kolunu ve aksi istikametteki bacağını açar, diğer kol ve bacaklarını bedene doğru büker. Omurilik hasarı olan çocuklarda görülmeyen bu refleks 2-3. ayda kaybolur.
Yeni doğan bebeklerde bu reflekslerden başka yürüme, yüzme, göz kırpma, kukla gözü, plantar, yerleştirme gibi reflekslerde görülür. Gelişim süresince bu reflekslerin bazıları ortadan kalkar, bazıları ise sinir sisteminin olgunlaşmasına paralel yerini istemli hareketlere bırakır. Yeni doğandaki reflekslerin kontrolü merkezi sinir sistemindeki olumsuzluklara ilişkin bilgi vereceği için oldukça önemlidir. Yeni doğan muayenesinde bu konuya özenle yer verilmelidir.
Sırt üstü yatan bebeğin başı sağa yada sola 90 derece çevrilirse başını döndürdüğü yöndeki kolunu ve aksi istikametteki bacağını açar, diğer kol ve bacaklarını bedene doğru büker. Omurilik hasarı olan çocuklarda görülmeyen bu refleks 2-3. ayda kaybolur.
Yeni doğan bebeklerde bu reflekslerden başka yürüme, yüzme, göz kırpma, kukla gözü, plantar, yerleştirme gibi reflekslerde görülür. Gelişim süresince bu reflekslerin bazıları ortadan kalkar, bazıları ise sinir sisteminin olgunlaşmasına paralel yerini istemli hareketlere bırakır. Yeni doğandaki reflekslerin kontrolü merkezi sinir sistemindeki olumsuzluklara ilişkin bilgi vereceği için oldukça önemlidir. Yeni doğan muayenesinde bu konuya özenle yer verilmelidir.
Yakalama (Kavrama) Refleksi
Sponsorlu Bağlantılar:
Yakalama (kavrama) refleksi
Yeni doğanın el ayasına(avuç içi) ve ayak tabanlarına dokunulursa parmaklarda kapanma görülür. Avuç içine parmakla dokunulursa yeni doğan bebek parmağı sıkıca kavrar. Yakalama refleksi gebeliğin 28. haftasında başlar ve 3-4. ayda kaybolur. Dördüncü aydan itibaren de bilinçli yakalama başlar. Gelişme geriliği olan bebeklerde kavrama zayıftır. Ayak tabanındaki bükülme hareketi 10. aya doğru kaybolur.
Yeni doğanın el ayasına(avuç içi) ve ayak tabanlarına dokunulursa parmaklarda kapanma görülür. Avuç içine parmakla dokunulursa yeni doğan bebek parmağı sıkıca kavrar. Yakalama refleksi gebeliğin 28. haftasında başlar ve 3-4. ayda kaybolur. Dördüncü aydan itibaren de bilinçli yakalama başlar. Gelişme geriliği olan bebeklerde kavrama zayıftır. Ayak tabanındaki bükülme hareketi 10. aya doğru kaybolur.
Moro Refleksi Nedir?
Sponsorlu Bağlantılar:
Moro refleksi
Çocuğun ani sesler ve sert hareketler sonucu gösterdiği tepki ya da korkma hali olarak ifade edilebilir. Bebek sakin yatarken ani olarak sarsılır, boynunu sarsacak hareket yapılır ya da kollarından tutup kaldırdıktan sonra yatağına bırakılırsa önce kollarını elleriyle beraber açar sonra kucaklama hareketi yaparak kollarını birbirine yaklaştırır. Genelde 4. ayda kaybolan bu refleks kas tonusunun bir göstergesidir. Santral sinir sisteminde ağır hasarlar olduğunda görülmez. Altıncı aydan sonrada devam eden moro refleksi hastalık belirtisi olarak değerlendirilmeye alınmalıdır.
Çocuğun ani sesler ve sert hareketler sonucu gösterdiği tepki ya da korkma hali olarak ifade edilebilir. Bebek sakin yatarken ani olarak sarsılır, boynunu sarsacak hareket yapılır ya da kollarından tutup kaldırdıktan sonra yatağına bırakılırsa önce kollarını elleriyle beraber açar sonra kucaklama hareketi yaparak kollarını birbirine yaklaştırır. Genelde 4. ayda kaybolan bu refleks kas tonusunun bir göstergesidir. Santral sinir sisteminde ağır hasarlar olduğunda görülmez. Altıncı aydan sonrada devam eden moro refleksi hastalık belirtisi olarak değerlendirilmeye alınmalıdır.
Emme Refleksi
Sponsorlu Bağlantılar:
Emme refleksi
Beslenme ihtiyacını karşılamaya yönelik olan bu refleks prematüre bebeklerle, doğumda anestezi alan bebeklerde ilk günlerde görülmeyebilir yada çok zayıftır. Küçük parmak bebeğin dudaklarının arasına 1-2 cm. kadar sokulacak olursa bebek ritmik emme hareketleri yapar. Önceleri refleks olan bu hareket giderek bilinç davranışa dönüşür. Emme refleksi zayıf ya da hiç olmayan bebeklerde beslenme problemi ortaya çıkar. Emme refleksi uyanıkken 4. aya kadar, uykuda ise 7. aya kadar devam eder.
İlgili aramalar: emme refleksi nedir?
Beslenme ihtiyacını karşılamaya yönelik olan bu refleks prematüre bebeklerle, doğumda anestezi alan bebeklerde ilk günlerde görülmeyebilir yada çok zayıftır. Küçük parmak bebeğin dudaklarının arasına 1-2 cm. kadar sokulacak olursa bebek ritmik emme hareketleri yapar. Önceleri refleks olan bu hareket giderek bilinç davranışa dönüşür. Emme refleksi zayıf ya da hiç olmayan bebeklerde beslenme problemi ortaya çıkar. Emme refleksi uyanıkken 4. aya kadar, uykuda ise 7. aya kadar devam eder.
İlgili aramalar: emme refleksi nedir?
Arama Refleksi
Sponsorlu Bağlantılar:
Arama refleksi
Yeni doğanın dokunma duyusu oldukça gelişmiştir. Özellikle yanaklar ve dudaklar dokunmaya karşı çok duyarlıdır. Yanağa dokunmakla baş uyarılan tarafa döner, bebek dudaklarını açar, meme arar ve emme hareketleri yapar. Arama ve emme refleksi erken doğan bebeklerde görülmeyebilir. Emme refleksi ile yakından ilişkili olan arama refleksi 3. ayda kaybolur.
İlgili aramalar: arama refleksi nedir?
Yeni doğanın dokunma duyusu oldukça gelişmiştir. Özellikle yanaklar ve dudaklar dokunmaya karşı çok duyarlıdır. Yanağa dokunmakla baş uyarılan tarafa döner, bebek dudaklarını açar, meme arar ve emme hareketleri yapar. Arama ve emme refleksi erken doğan bebeklerde görülmeyebilir. Emme refleksi ile yakından ilişkili olan arama refleksi 3. ayda kaybolur.
İlgili aramalar: arama refleksi nedir?
Yenidoğan Sarılığı ve Fizyolojik Sarılık
Sponsorlu Bağlantılar:
SARILIK
Yeni doğanda görülen sarılık ile fizyolojik sarılık birbirine karıştırılmamalıdır. Bebeklerin % 40-50 sinde görülen fizyolojik sarılık normal bir olaydır ve genellikle kendiliğinden geçer. Erken ve cılız doğan bebeklerde fizyolojik sarılık daha yoğun gözlenir. Fizyolojik sarılık doğumdan sonra alyuvarların bir kısmının harap olması sonucu ortaya çıkan sarı renkli bilirubin maddesini yeterince gelişemeyen karaciğer tarafından değiştirilememesi durumunda görülür. Sarılıkta kandaki bilirubin düzeyi yükselir. Yeni doğanda bilirubin düzeyi 5-7 mg/dl olunca sarılık gözlenir. Fizyolojik sarılıkta 12-13 mg/dl kadar çıkar. Kandaki bilirubin düzeyinin 18 mg/dl'yi geçmesi beyin dokularını harap ettiğinden dikkatle takip edilmelidir. Gerektiğinde kan değişimi ya da fototerapi dediğimiz ışın tedavisi yolu ile tedavi edilmelidir. Fizyolojik sarılık zamanında doğan bebeklerde 3-4. günde prematüre bebeklerde ise 4-5. günde görülür.İlk 24 saat içinde ya da doğar doğmaz görülen sarılık nedeni kan uyuşmazlığı olabilir. Annenin Rh (-), babanın Rh (+) ve yeni doğan bebek Rh (-) ise bebek kan uyuşmazlığı ve sarılık yönünden yakın takibe alınmalıdır. Böyle gebeliklerden sonra anneye anti Rh antikorunun yapılması doğacak diğer bebekleri Rh uyuşmazlığının olumsuzluklarından korur. Yeni doğanda ilk 7 günden sonra görülen sarılık nedenleri çok çeşitlidir. Tam donanımlı sağlık kuruluşlarında nedenleri yönünden bebek incelenmeli ve bu doğrultuda tedavi edilmelidir.
İlgili aramalar: yenidoğan sarılığı ile fizyolojik sarılık arasındaki fark nedir? sarılık nedir? fototerapi nedir? fototerapi sınırı nedir?
Etiketler:
bilirubin,
fizyolojik sarılık,
fototerapi,
hiperbilirubinemi,
kan değişimi,
sarılık,
yenidoğan sarılığı
17 Mart 2013 Pazar
Bebeğin Göğüslerinin Şişmesi ve Cinsel Organında Kanama
Sponsorlu Bağlantılar:
Bebeğin göğüslerin şişmesi ve genital organlarda kanama
Bebeğin göğüslerinde görülen şişmeye, anneden plasenta yolu ile bebeğe geçen hormonlar neden olmaktadır. Kız ve erkek çocukların göğüslerinde görülen şişlik kesinlikle sıkılmamalı ve masaj yapılmamalıdır. Sıkma mikrop kapmasına neden olabilir. Kız çocuklarında da doğumdan sonra birkaç gün devam eden vajinal kanlı akıntı, erkek çocuklarında da testislerde şişlik görülebilir. Kendiliğinden düzelen bu durumlardan telaşlanmadan ve bebeği temiz tutarak beklemek gerekir.
Bebeğin göğüslerinde görülen şişmeye, anneden plasenta yolu ile bebeğe geçen hormonlar neden olmaktadır. Kız ve erkek çocukların göğüslerinde görülen şişlik kesinlikle sıkılmamalı ve masaj yapılmamalıdır. Sıkma mikrop kapmasına neden olabilir. Kız çocuklarında da doğumdan sonra birkaç gün devam eden vajinal kanlı akıntı, erkek çocuklarında da testislerde şişlik görülebilir. Kendiliğinden düzelen bu durumlardan telaşlanmadan ve bebeği temiz tutarak beklemek gerekir.
Hamileliğin 9. Haftası
Sponsorlu Bağlantılar:
HAMİLELİĞİN 9. HAFTASINDA ANNE VE BEBEKTE GÖRÜLEN DEĞİŞİMLER
Bebekte görülen değişimler
Bu hafta itibari ile bebek kas yapımı için mücadele vermektedir. Anne bedenindeki bebek 9. Hafta itibari ile artık bir zeytin büyüklüğüne ulaşmıştır. Bu da demek oluyor ki yaklaşık 2,5 cm. uzunluğunda ve 26 – 28 gram ağırlığındadır.
Bebeğin organlarının çoğunluğu oluşmuş durumda ve gelişimine devam etmektedir. Bu haftada bebeğin kafası, kolları, bacakları ve bedeni oluşmuş ve minik bir insan görünümünü almıştır. Yüz yapısı gün geçtikçe iyice belirginleşmektedir. Burnu ve ağzı tam olarak belli olmuştur. Gözleri de yavaş yavaş oluşmaktadır. Fakat 27. Haftaya kadar açılmayacaktır. Kol ve bacak hareketleri daha belirgin bir hal almıştır. Anne adayı özellikle ilk bebeğine hamile ise henüz kıpırdamaları hissetmeyebilir.
9. Haftada annede görülen değişimler
Bir kadın için hayatı boyunca unutamayacağı bir tecrübedir gebelik. Anacak hayatı boyunca da bu kadar yorgunluk hissetmemiştir. Anne vücudu bebek için plasenta oluşturmak ve bu nedenle çok çalışmaktadır. Ayrıca hormon düzeyi ve metabolizmada sürekli değişim göstermektedir. Bu durumda kan şekerinin düşmesine dolayısı ile yorgunluğa neden olmaktadır. İlerleyen haftalarda plasentanın tamamlanması ile yorgunluk hissi azalacak ve bir nebze olsun rahatlanacaktır. Bel ölçüsü hafif kalınlaşsa da henüz dışarıdan bakıldığında gebelik fark edilememektedir. Fakat anne adayı kesinlikle içinde büyüttüğü mucize varlığı hissetmektedir. Sabah bulantıları, fiziksel aktivitelerde kısıtlama haricinde anne adayının duygularında da dalgalanmalar yaşanabilir.
Duygusal dalgalanmaların yaşanması gebelik döneminde son derece normaldir. Anne adayını korkutabilecek bir diğer konu anne olma korkusudur.
9. haftada rahim artık iyice büyümüştür ve bu nedenle kilo almış hissi doğabilir. Ancak bu büyüklük kilo değildir çoğunlukla sudur.
9. hafta hamilelik belirtileri Bu haftada karnın biraz daha belirginleştiği fark edilecektir. Dışarıdan bakıldığında hamilelik anlaşılmasa da kilo alınmış hissi doğabilir. Çünkü henüz dışarıdan bakıldığında hamileliğin fark edilmesi için erken bir dönemdir. Bu haftalarda ciltte kaşıntı hissi doğabilir ve endişe edilecek bir durum değildir. Kaşıntı hormonların değişmesinden ve cildin gerilmesinden dolayı oluşmaktadır.
Gebelikten dolayı duygusal dalgalanmalar yaşanabilir. Özellikle duygusal dalgalanmalar 8. ve 9. Haftalarda ortaya çıkmaktadır. Hormon düzeyindeki dengesizlikten dolayı oldukça hassaslaşabilir ve en ufak bir şeye ağlayabilirsiniz. Huysuzlaşabilir hatta depresyondaymış gibi tavırlar sergileyebilirsiniz.
Sık sık idrara çıkma isteği
Özellikle gece uykuları acil tuvalet isteği ile bölünüyor olabilir ve son derece rahatsız edici bir durumdur.
Yorgunluk hissi
Artık bedeninizin sizi taşımadığını hissediyor olabilirsiniz. Gece uykuları da sık sık bölündüğü için gündüz uykusuna ihtiyaç duyabilirsiniz.
Mide yanması hissi
Özellikle aromasız sakız mide yanmalarını hafifletmek için oldukça yararlı olabilir.
Göğüslerde hassasiyet hissi
Göğüsler büyümeye devam etmektedir. Büyüme devam ettikçe hassasiyet iyice artacaktır. Göğüsler gece rahat bir şekilde uyumaya da engel olabilir.
Karında şişkinlik hissi
Gaz ve şişkinlik bu hafta itibari ile kendini daha çok belli eder. Bu sorunlar ile mücadele edebilmek için daha hafif yiyecekler tercih edilmeli ve sık aralıklarla azar azar beslenilmelidir.
Kabızlık hissi
Kabızlığa neden olabilecek gıdalardan uzak durulmalıdır. Ayrıca bol su içmek kabızlığı önlemek için oldukça yararlı olacaktır.
Tükürük
Bu haftada tükürük oranında oldukça artış gözlenebilir. Bol bol gargara ve diş fırçalamak ile bu histen kurtulmak mümkün olabilir.
Kokulara karşı hassasiyet
Bütün kokulardan iğrenebilirsiniz. Kıyafetlerinizden, eşyalarınızdan, pişirdiğiniz yemekten ve hatta en sevdiğiniz parfümünüzden bile. Bu nedenle evin bol bol havalandırılması ve giyilen kıyafetlerin sık sık yıkanması oldukça rahatlatıcı bir işlem olacaktır.
Bebekte görülen değişimler
Bu hafta itibari ile bebek kas yapımı için mücadele vermektedir. Anne bedenindeki bebek 9. Hafta itibari ile artık bir zeytin büyüklüğüne ulaşmıştır. Bu da demek oluyor ki yaklaşık 2,5 cm. uzunluğunda ve 26 – 28 gram ağırlığındadır.
Bebeğin organlarının çoğunluğu oluşmuş durumda ve gelişimine devam etmektedir. Bu haftada bebeğin kafası, kolları, bacakları ve bedeni oluşmuş ve minik bir insan görünümünü almıştır. Yüz yapısı gün geçtikçe iyice belirginleşmektedir. Burnu ve ağzı tam olarak belli olmuştur. Gözleri de yavaş yavaş oluşmaktadır. Fakat 27. Haftaya kadar açılmayacaktır. Kol ve bacak hareketleri daha belirgin bir hal almıştır. Anne adayı özellikle ilk bebeğine hamile ise henüz kıpırdamaları hissetmeyebilir.
9. Haftada annede görülen değişimler
Bir kadın için hayatı boyunca unutamayacağı bir tecrübedir gebelik. Anacak hayatı boyunca da bu kadar yorgunluk hissetmemiştir. Anne vücudu bebek için plasenta oluşturmak ve bu nedenle çok çalışmaktadır. Ayrıca hormon düzeyi ve metabolizmada sürekli değişim göstermektedir. Bu durumda kan şekerinin düşmesine dolayısı ile yorgunluğa neden olmaktadır. İlerleyen haftalarda plasentanın tamamlanması ile yorgunluk hissi azalacak ve bir nebze olsun rahatlanacaktır. Bel ölçüsü hafif kalınlaşsa da henüz dışarıdan bakıldığında gebelik fark edilememektedir. Fakat anne adayı kesinlikle içinde büyüttüğü mucize varlığı hissetmektedir. Sabah bulantıları, fiziksel aktivitelerde kısıtlama haricinde anne adayının duygularında da dalgalanmalar yaşanabilir.
Duygusal dalgalanmaların yaşanması gebelik döneminde son derece normaldir. Anne adayını korkutabilecek bir diğer konu anne olma korkusudur.
9. haftada rahim artık iyice büyümüştür ve bu nedenle kilo almış hissi doğabilir. Ancak bu büyüklük kilo değildir çoğunlukla sudur.
9. hafta hamilelik belirtileri Bu haftada karnın biraz daha belirginleştiği fark edilecektir. Dışarıdan bakıldığında hamilelik anlaşılmasa da kilo alınmış hissi doğabilir. Çünkü henüz dışarıdan bakıldığında hamileliğin fark edilmesi için erken bir dönemdir. Bu haftalarda ciltte kaşıntı hissi doğabilir ve endişe edilecek bir durum değildir. Kaşıntı hormonların değişmesinden ve cildin gerilmesinden dolayı oluşmaktadır.
Gebelikten dolayı duygusal dalgalanmalar yaşanabilir. Özellikle duygusal dalgalanmalar 8. ve 9. Haftalarda ortaya çıkmaktadır. Hormon düzeyindeki dengesizlikten dolayı oldukça hassaslaşabilir ve en ufak bir şeye ağlayabilirsiniz. Huysuzlaşabilir hatta depresyondaymış gibi tavırlar sergileyebilirsiniz.
Sık sık idrara çıkma isteği
Özellikle gece uykuları acil tuvalet isteği ile bölünüyor olabilir ve son derece rahatsız edici bir durumdur.
Yorgunluk hissi
Artık bedeninizin sizi taşımadığını hissediyor olabilirsiniz. Gece uykuları da sık sık bölündüğü için gündüz uykusuna ihtiyaç duyabilirsiniz.
Mide yanması hissi
Özellikle aromasız sakız mide yanmalarını hafifletmek için oldukça yararlı olabilir.
Göğüslerde hassasiyet hissi
Göğüsler büyümeye devam etmektedir. Büyüme devam ettikçe hassasiyet iyice artacaktır. Göğüsler gece rahat bir şekilde uyumaya da engel olabilir.
Karında şişkinlik hissi
Gaz ve şişkinlik bu hafta itibari ile kendini daha çok belli eder. Bu sorunlar ile mücadele edebilmek için daha hafif yiyecekler tercih edilmeli ve sık aralıklarla azar azar beslenilmelidir.
Kabızlık hissi
Kabızlığa neden olabilecek gıdalardan uzak durulmalıdır. Ayrıca bol su içmek kabızlığı önlemek için oldukça yararlı olacaktır.
Tükürük
Bu haftada tükürük oranında oldukça artış gözlenebilir. Bol bol gargara ve diş fırçalamak ile bu histen kurtulmak mümkün olabilir.
Kokulara karşı hassasiyet
Bütün kokulardan iğrenebilirsiniz. Kıyafetlerinizden, eşyalarınızdan, pişirdiğiniz yemekten ve hatta en sevdiğiniz parfümünüzden bile. Bu nedenle evin bol bol havalandırılması ve giyilen kıyafetlerin sık sık yıkanması oldukça rahatlatıcı bir işlem olacaktır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)