21 Ağustos 2010 Cumartesi

Yenidoğan'da Solunum Bozuklukları Hakkında

Sponsorlu Bağlantılar:

Bebek doğduğu esnada ciğe­rle­rini hızla hava ile doldururken aynı zamanda ciğerleri­ndeki sıvıyı da dışarı çıkartmak zorundadır. Yeni doğmuş bir bebek, yine aynı zamanda, ciğerlerin­deki kanın hacmini de artırmak zorundadır.
Yeni doğmuş bebek, bir dereceye kadar, genişledikçe her seferinde açılıp kapa­nan ciğerlerini kullanmaksızın soluk alıp vermek zorundadır; normal zananında doğmuş bebeklerin çoğu, ciğerleri tam­amıyla gelişebi­lmek için yeterli za­mana sahip olduğundan dolayı, bunu kolaylıkla başarabilirler. Bununla beraber, çoğu prematüre doğmuş bebeklerin ve hatta bazı olgu­nlaşmış gebelik bebeklerinin sol­uma problemleri vardır.
Yeni doğmuş bebeklerde iki tür solunum bozukluğu ortaya çıkabi­lmektedir: Tipik olarak prematüre bebekleri etkileyen solunum bozuklukları ve gerek prematüre gerekse olgunlaşmış gebelik netic­esinde doğan bebeklerde meydana gelen, geçici hızlı soluma.
Tüm yeni doğum sonrası ölümlerinin önemli bir yüzde­sini teşkil eden solunum bozukluğu, ki ayrıca hiyalin zarı hastalığı olarak da adlandırılmaktadır, yeni doğmuş bebeklerin ölümle­rinin en büyük nedenidir.
Hiyalin zarı hastalığının ciddiyeti yeni doğmuş bebeğin geb­elik yaşı ve doğum ağırlığı ile ilintilidir. Dolayısıyla, bebek daha küçük ve daha prematüre oldukça, hiyalin zarı hastalığına yaka­lanması olasılığı da o denli artm­aktadır.
Bu ha­stalıkla doğmuş bir bebeğin ciğerlerinde, her nefes alınışında ciğer­lerin küçük hava odacıklarının çökmesini önleyen ve yüzey gerginliğini düşürmekte yardımcı olan (sürfaktan olarak adla­ndırılan) belli amillerden yeterli miktarda yoktur. Dolay­ısıyla, ciğerlerini genişletebilmek için bebeğin daha fazla basınca gereks­inimi vardır.
Solunum bozukluğu belirtileri genellikle doğumdan sonraki ilk birkaç dakika içerisinde anlaşılabilir. Bazı bebeklerde doğum esnasındaki solunum boz­ukluğu o derece güçlüdür ki, canlandırma işlemi gerekli ola­bilir. Solunum bozukluğu hastalığının belirtileri hırıtılı so­luma, burunsal yangı ve koyu esmer cilt rengidir. Bebek sert ve düzensiz soluk alıp verir. Kesin teşhis için ciğerlerin röntgeni çekilir ve kan testi yapılır. Eğer bebeğ­iniz solunum rahatsızlığı belirtileri ile doğmuş ise yaşamsal belirtilerinin sürekli olarak kontrol atında tutulacağı bir yeni doğum yoğun bakım birim­inde bakım altına alınmaya gereksinim duyacaktır. Bebek, solumayı kolay­laştırmak için ılık ve nemli oksijenle dold­urulmuş bir kuvöze yerleştirilir. Gıdası ve gerekli sıvılar damardan verilir.
Bu hastalıkla doğan çoğu bebek solumasına yardım edilmesine gerek­sinim duyarlar. Böyle bir dur­umda, bebeğin soluk borusuna bir soluma tüpü sokulması gerekebilir. Solunum bozu­kluğu belirtileri ile doğmuş bebeklerin bakım altına alınmas­ındaki amaç, bebeğin ciğerleri yeterince gelişinceye kadar herhangi bir komplikasyon oluşmasını önlemektir. Özel yeni doğum bir­imlerinin gelişmesi ile ve ileri derecede eğitim görmüş doktorlar ve hemş­ireler ile birlikte, bu çocukların ölüm oranları da önemli mikta­rda azalmıştır. Geçici hızlı soluma, olaysız vaji­nal doğum ya da sezaryen sonrasında ve prematüre ya da olgunlaşmış geb­elik bebeklerinde de ortaya çıkabilir.
Bu tür solunum bozuk­luğuyla doğan bebeklerde, hızlı ve zayıf soluma dış­ında hiçbir belirti görülmez. Bazı bebeklerde bebeğin cildi az oranda oksijenle ortaya çıkan mavimsi bir dış görünüm alır.
Hiyalin zarı hastalıklı yeni doğmuş bebeklerin aksine, bu bebekler nadiren ciddi derecede hasta görü­nürler. Dahası, birçoğu 3 gün içerisinde iyileşir.
Tedavi gen­ellikle ciğerlere sıvı kaçmasını önlemek için sürekli olmayan besle­meyi içerir. Kimi zaman eğer bebek ağızdan beslenebilmek için gereğinden fazla soluk alıp veriyorsa, damardan besleme gerekli olabilir. Genell­ikle başka hiçbir tedavi gerekmez.

--> YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM ANA SAYFAYA DÖN <--