GEBELİK ŞEKERİ (GEBELİK DİYABETİ)
Gebelikten önce tanı koyulmuş bir şeker hastalığı olmayan hamile bir kadına, gebeliği süresinde şeker hastalığı tanısı konmasına gebelik diyabeti denilir. Hamile kadınların %3* 5’ inde görülmektedir. Anne ve bebeğin sağlığını hem gebelik sırasında hem de yaşamlarının ileride ki zamanlarında menfi etkisi altına alan mühim bir rahatsızlıktır. Gebelik diyabeti tanısı almış kadınların mühim bir bölümünde sonrdan Tip 1 veya 2. tür diyabet hastalığı ortaya çıkar.
Gebe bir kadının vücudu birtakım değişikliklere uğrar. Konumuzla ilgili en mühim farklılık enerji gereksiniminin artışıdır. Artan enerji gereksinimini karşılamak amacıyla vücut kan şekerini yüksek tutma yatkınlığındadır. Bunu da kan şekerini arttıran yönde tesir edici büyüme hormonu ve kortizol hormonunun kandaki seviyesini arttırıp yapmaktadır. Bu hormonların ve yine hamilelikte artan östrojen, progesteron gibi hormonların etkisiyle insülin direnci gelişebilir. Yani insülin hormonu etkisiz duruma gelir, görevini yapamaz. Bununla birlikte bu durumun gelişmesinde annenin depoladığı yağ dokusu, alınan kiloların etkiyi ve bebeği koruma içgüdüsüyle annenin hareketlerde kısıtlılık, artmış enerji ihtiyacından ötürü artmış kalori alımı da katkı sağlar. İnsülin hormonunun bu şekilde etkisiz duruma gelmesi kan şekerinin yüksek kalmasına yol açar. Bu durum genel olarak gebelik sonrası normale döner.
Hangi Kadınlar Gebelik Diyabeti Riski Taşıyor?
25 ya da 25 yaşın üstündeki gebe kadınlar,
Normalden fazla kilolu kadınlar (Vücut kitle endeksi 25’ in üzerinde bulunan kadınlar)
Gebelik diyabetinin daha sık görüldüğü ülkede yaşayan ya da sık görülmekte olan etnik kökenden olan kadınlar (örneğin Amerika’da gebelik diyabeti görülme oranı yüzde 16’dır.)
Birinci derece akrabalarında gebelik diyabeti olan ya da Tip 2 Diyabeti bulunanlar
Daha evvelki gebeliklerinde gebelik diyabeti tanısı alanlar
Tansiyon hastası olan kadınlar,
Polikistik yumurtalık hastalığı olan kadınlar,
Daha evvelki gebeliklerinde 4000 gramdan ağır bebek dünyaya getiren kadınlar.
Yukarıdaki risk faktörlerinden herhangi birini taşımakta olan gebeler gebelik tanısı konduğu anda, taşımayanlar ise gebeliğin 24* 28. Haftalarında tarama testine elbette tutulmalıdırlar.
Tarama Testi Nasıl Yapılır?
Tarama testi, belli bir hastalığa yönelik yüksek risk taşımakta olan kişileri belirlemeye yarayan, hastalığın tanısını koyduracak asıl testlerin hangi kişilere yapılacağını gösteren testlerdir. Gebelik diyabeti hastalığı amacıyla yapılmakta olan tarama testinin adı 50 gram glukoz yükleme testidir.
Peki, bu test nasıl yapılır?
Günün hangi saati olduğu ve gebenin açlık haline bakılmadan içinde 50 gram glukoz bulunmakta olan çözelti gebeye içirilir. Gebenin bu çözeltiyi içmesinden 1 saat sonra kan şekeri ölçümü yapılmaktadır. Eğer kan şekeri 140 mg/dl ve daha fazlaysa gebeye asıl tanıyı koyduracak tanı testleri yapılmaktadır.
TANISI
Kesin tanı, Oral Glukoz Tolerans Testi olarak isimlendirilen bir testin neticesi doğrultusunda koyulur. Bu testin yapılışı için öncesinden hazırlık gerekiyor. Doktorunuz sizden testin yapılmasından evvelki 3 gün, günlük en az 150 gram karbonhidrat alımı olacak şekilde beslenmenizi ve teste gelmeden evvelki 8* 14 saat hiç bir şey yememenizi isteyecektir. Test 100 gram glukoz ve 400 ml su içeren çözeltiyle yapılmaktadır. Çözelti gebeye içirilme den evvel ve içirildikten 1, 2 ve 3 saat sonra kan şekeri ölçülür. Bu ölçümlerden sonra aşağıda belirtilen kriterlerin 2 ya da daha fazlasının olması halinde gebelik diyabeti tanısı koyulur. Bu kriterler şöyledir:
Çözelti içirilme den evvel ölçülen açlık kan şekerinin 95 mg/dl’ nin,
Çözelti içirildikten 1 saat sonra yapılmakta olan ölçümdeki kan şekerinin 180 mg/dl’ nin,
Çözelti içirildikten 2 saat sonra yapılmakta olan ölçümdeki kan şekerinin 155 mg/dl’ nin,
Çözelti içirildikten 3 saat sonra yapılmakta olan ölçümdeki kan şekerinin 140 mg/dl’ nin üzerinde olması.
GEBELİK ŞEKERİNİN TEDAVİSİ
Tedaviye öncelikle annenin diyetinde düzenleme yapılıp başlanır. Günlük kalori alımı ile bu kalori alımındaki karbonhidratların oranı ayarlanır. Sonrasında hastaya egzersiz yapması önerilmektedir. Zira egzersiz yapmak yazımızın başında belirttiğimiz insülin direncinin kırılmasını ve kan şekerinin düşürülmesine imkan vermektedir. Lakin çok ağır egzersizlerden kaçınmak gerekir. Haftada 3 kez günde 30 dakika tempolu yürümek yeter.
Kan şekeri çok yüksek olan, diyet ve egzersizle kan şekeri kontrol altına alınamayan hastalarda insülin tedavisi uygulanmaktadır. Bu tedavi hastanın ihtiyacına göre günde 1 ila 4 kere hastanın kendine uygulayacağı enjeksiyonlar biçiminde olmaktadır. Hasta, doktorunun önerisine göre, glukometre olarak isimlendirilen bir aygıtla kan şekerini ölçerek vereceği dozu ayarlar.
Gebelik diyabeti olan gebelere, tür 2 diyabeti olan hastalara verilen ağız yolu ile alınan diyabet ilaçları verilmez. Zira verilen bu ilaçların bebeğe geçip geçmediği, geçiyorsa da zararlı tesirlerinin olup bulunmadığı hali hazırda kesin olmaz.
GEBELİK ŞEKERİNDEN NASIL KORUNULUR?
Gebelik diyabetinden korunmanın en mühim yolu gebelikten önce ve hamilelikte ideal ağırlık sınırları içerisinde bulunmaktır. Bu da uygun bir egzersiz ve diyet programıyla sağlanabilir. Diyet programında taze meyve ve sebzelerin tüketilmesine ve yağ alımının azaltılmasına özen gösterilmelidir.
İlgili aramalar: gestasyonel diyabet nedir, gebelik şekeri nedir, gebelik diyabeti neden olur