MOL GEBELİK (Molar gebelik, Mol Hidatiform)
Mol gebelik, halk arasında bilinen ismiyle "Üzüm Gebeliği", erken gebelik süreci boyunca rastlanan, gebelik ürününün sağlıklı gelişiminin aksamış olduğu hastalıktır. Esasında plasentanın normaldışı gelişimidir ve rahim içinde üzüm tanesi biçiminde bolca oluşumlar içermesiyle karakterizedir.
Mol gebeliğin iki türü vardır: Komplet ve parsiyel (inkomplet):
A)Komplet (tam) Mol: Gebelik yalnızca plasental dokulardan meydana gelmiştir. Bebeğe ait hiç bir doku bulunmaz. Bu durum, çekirdeksiz bir yumurtanın spermle döllenmesi sonucu olmaktadır. Yumurtanın çekirdeksiz olması sebebiyle bebek gelişimi olmaz fakat bebeğe ait eklerden plasenta gelişmeye devam eder. Plasental yapılardan salgılanmakta olan bhCG hormonu sebebiyle hastada gebelik belirtileri bulunmaktadır. Bu form, mol gebeliğin daha sık gözlenen şeklidir. Belirtileri gebeliğin erken süreci boyunca ortaya çıkmaktadır.
B)Parsiyel (kısmi) Mol: Normaldışı plasental gelişimin yanı sıra bebeğe ait oluşumlar da mevcuttur. Normal bir yumurta hücresinin iki spermle döllenmesi söz konusudur. Her ne kadar bebek oluşmuş ise de kalıtsal olarak fazla kromozomu olan bebeğin yaşama şansı bulunmaz. İçeri giren iki sperm (23+23= 46) ve yumurta hücresi (23) kromozomları birleşince ortaya kalıtsal şifre deformitesi (bozukluğu) olan 69 kromozomlu bir gebelik materyali çıkmıştır (Normal insanda 46 kromozom bulunur).
Risk Faktörleri:
Anne yaşının artması ile görülme oranı artmaktadır. Sosyoekonomik seviyesi düşük ve kötü beslenen kadınlarda daha sık olur. Görülme oranı 1000 hamilelikte 1 olarak bildirilmektedir. Daha öncesinden mol gebelik geçirmiş bulunanlarda tekrar mol gebelik geçirme rizikosu 10 kat kadar artar ve %1' e yükselir. İki kez mol gebelik geçirmiş bulunanlarda risk %10' a yükselir.
Yakınmalar:
Hastada gebeliğin bütün belirtileri bulunabilir.
Adet gecikmesi ilk bulgudur. Yapılan gebelik testleri pozitif çıkar. Mol gebelik genel olarak erken gebelik süreci boyunca kanamaya neden olmaktadır.
Gebelik bulantı ve kusmaları daha şiddetlidir. Zira bu hastalıkta salgılanmakta olan bhCG miktarı, normalin çok üstündedir. Nadir olarak erken süreçte preeklampsi, hipertiroidi, aşırı kıllanma gibi, başka hormonların salgılanmasının yol açtığı haller ortaya çıkmaktadır.
Gebelerin bazısı 'üzüm tanesini anımsatan parça düşürme' şikayeti ile başvurur.
bHCG (plasentadan salınan bir hormon) yüksekliği sebebiyle birtakım hastalarda her iki yumurtalıkta kist oluşumu saptanabilir. Bu kistlerin büyüyüşü ve hormon salgılaması halinde ağrı, vücutta tüylenme gibi belirtiler eklenebilir.
Tüm belirtiler, genel olarak , parsiyel molde daha hafiftir ve daha geç süreçte bulgu vermektedir.
Tedavi:
Tedavi öncesi, kan testleri yapılır, kan grubu tayin edilir, başka organlara yayılım araştırması yapılmaktadır. Akciğer filmi çekilir.
Hastane koşullarında genel aneztezi uygulaması ile rahim ağzının genişletilmesini müteakip rahim içinin boşaltılışı temel tedavi metodudur.
Takip:
Mol gebeliği, Gestasyonel Trofoblastik Neoplazi (GTN) olarak isimlendirilen bir hastalığa dönüşebilir. GTN, vücudun başka yerlerine de sıçrayabilen (metastaz) ya da rahim içinde tekrarlayabilen kötü huylu bir hastalıktır
Hastalar, mol gebeliğin nüks rizikosu sebebiyle sıkı takibe alınırlar. Takip programında 1 sene süre ile hasta gebe kalmamalıdır. Bu amaçla doğum kontrol hapları idealdir. Başlangıçta kan bHCG düzeyleri normale dönünceye dek haftalık ölçümler yapılmaktadır. (Üç ardışık haftalık takipte bHCG sıfır oluncaya dek haftalık takiplere devam edilmelidir). Akciğer röntgeni çekilir. Haftalık takiplerden sonra altı ay süre ile aylık, daha sonrada 2 aylık bhCG takip edilişi yapılmaktadır.
1 sene süre ile 3 ayda bir jinekolojik muayene, ultrason ve kan testleri ile hastalık nüks yönünden değerlendirme yapılmaktadır. 1 sene nihayetinde her şey normalse hastanın gebe kalmasına izin verilmektedir.
Tüm vücut, türlü görüntüleme yöntemleri ile metastaz (yayılım) yönünden araştırılır. Hastalığın şiddetine, yaygınlığına göre farklı kemoterapi yöntemleri ile tedaviye başlanır. Kemoterapiye iyi cevap vermesi ile yüz güldürücü neticeler alınabilmektedir.