Fazla Şeker Tüketiminin Zararları
Hemen her besinde bulunan şeker, şeker hastalığından erken yaşlanmaya kadar birçok olumsuz etkiye sebep olmaktadır. Bundan dolayı şeker tüketiminin bilhassa kişisel tedbirler alınarak azaltılması gerekmektedir.
Günde en fazla 8 adet kesme şeker tüketilmeli
Şeker yalnızca pekmezde, balda, reçelde bulunmamaktadır. Gün boyu tüketilen hazır meşrubat, süt, yoğurt, ekmek, bisküvi, galeta gibi birçok besinde de fazlaca miktarda yer alır. Şeker kaynağı olarak yediğimiz karbonhidratlar günlük diyetimizin yüzde 55-60'ını oluşturmalıdır. Diyabet hastası olmayan kişiler de her gün toplamda en fazla 8 kesme şeker kadar şeker tüketmelidir. Tadı şekerli olan her gıdada kolay şeker bulunur. Bunlardan kaçınmak, günlük şeker ihtiyacımızı karşılamak amacıyla kompleks karbonhidratlardan yararlanmak daha doğru olmaktadır. Kompleks karbonhidratlar lif de içerir. Bunların içinde bakliyat grubu başta gelmektedir. Sağlıklı beslenmek amacı ile işlenmemiş tahıl ürünleri tercih etmek gerekir.
Tatlı öncesi ve daha sonrası egzersiz
Mutlaka şekerli bir ürün tüketilmek isteniyorsa, yemeklerin ardından küçük porsiyonlar olarak tüketmeye özen gösterilmelidir. Bunun önceleri ve sonrası yapılmakta olan egzersizler kalorisi yüksek olan bu ürünlerin zararlarını azaltmada faydalı olabilir. Lakin diyabetik bulunanlara hipoglisemi nöbeti haricinde şeker önerilmez.
Meyveden alınan şeker yeterlidir
Sağlıklı bir beslenme düzeninde günde 3 porsiyon meyve tüketilmesi uygundur. Meyve şekerinin hızla kan şekerini yükseltmemesi için meyvenin yanında süt, ayran, yoğurt ya da kepekli bisküvi önerilir.
Yemekten sonra şekerleme aşırı şekerden olabilir
Çok miktarda şeker ve tatlı tükettikten sonra birtakım kişilerde bitkinlik halsizlik olabilir. Bunun ardından kısa bir uyku; yani halk arasında denildiği gibi şekerleme yapma isteği doğabilir. Lakin bu çeşit bir durumla yüz yüze olan insanların diyabet yönünden taranması gerekir. Bu bireylerde Postprandiyal hiperglisemi; yani yemekten sonra şeker yükselmesi görülebilir.
Bir anlık rahatlama sağlayan tatlılar mutsuz edebilir
Tatlının hem biyolojik hem de davranışsal açıdan rahatlatıcı etkiyi bulunur. Fakat tatlının beyinde bağımlılık yaratan etkisi, şekerli besinler yenmediği zaman mutsuzluk da yaratabilmektedir. Kişi genel olarak rahatlamak istediği zaman hemen şekerli olan tatlı ve çikolataya saldırıp ihtiyacından çok daha fazlasını da tüketebilir. En ufak bir moral bozukluğunda gerektiğinden fazla tatlı yemek ve ardından gelen kilo alımı pişmanlık yaşamanıza neden olacaktır. Bu da tatlının anlık rahatlatıcı etkisini mutsuzluğa dönüştürecektir.
Esmer şekere de dikkat!
Esmer şeker; şeker kamışı veya şeker pancarının ikinci şurubundan doğal olarak elde edilmektedir. Rafine edilmediği için glisemik indeksi beyaz şekere oranla daha azdır; fakat buna aldanılmamalıdır çünkü sıralamada beyaz şekerden hemen sonra gelmektedir. Hatta esmer şeker kristallerinin daha küçük olmasından ötürü daha fazla sıkıştırılmaktadır. Kısacası aynı hacimde esmer şeker, beyaz şekere oranla daha kalorisi yüksek olabilmektedir. Örneğin; 1 tatlı kaşığı esmer şeker 48 kaloriyken, 1 tatlı kaşığı beyaz şeker 45 kaloridir.
Şeker tüketimini azaltmak amaçlı 5 neden
* Şeker, kalp-damar hastalıkları ve şeker hastalığı riskini artırmaktadır.
* Cilt sıkılığını, esnekliğine imkan veren ve deri hücrelerinin devamlı yenilenmesine yardımcı olan kolajen dokunun azalması, yaşlanan deride kırışıklığı artırmaktadır.
* Şekerin fazlası direkt olarak kana karışır ve yağa çevrilir. Bu yağ vücudun belli organlarında birikmektedir. Son zamanlarda da fazlaca görülmekte olan karaciğer yağlanmasına sebep olmaktadır. Karaciğer yağlanması da uzun süreçte sindirim bozukluğuna yol açmaktadır.
* Yüksek şeker düzeyi dikkat eksikliği, konsantrasyon bozukluğu, bilinç kapasitesi düşüklüğü ve öğrenme güçlüğü yapabilir. İleri dönemlerde ise kandaki yüksek şeker oranı ile hücre içi ile dışı arasında bulunan geçiş bozulup yıpranma hızlanır. Bunu önce periferik sinirler sonrdan beyin izler.
* Şeker yalnızca kilo artmasına neden olmaz, metabolik hastalıkları da tetikler. Böbrek, göz, kalp gibi her organı olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
Prof. Dr. Birsel Kavaklı