Kan, %79'u su olan bir sıvı halinde damarlarımızda dolaşır. Onu sıvı halinde bir doku olarak kabul edebiliriz. Çünkü içerisindeki su miktarı bazı katı bilinen organlardan daha azdır. Mesela böbrekteki su miktarı %83'tür.
Kanın % 40'ını içinde yüzen maddeler (kürecikler) teşkil eder. Kırmızı kürecikler (alyuvarlar, eritrositler gibi isimler de verilmiştir) görevi aşağı yukarı tekdir: İçlerinde bulunan hemoglobin maddesi aracılığı ile akciğerlerden oksijeni alarak dokulara taşımak ve hücrelerde gerekli olan karbondioksiti yine akciğerlere getirmek. Demek ki kırmızı kürecikleri bir "nefes alma organı" diye isimlendirebiliriz. Bu, asıl havalandırmayı yapan akciğerlerin görevi bakımından bizi şaşırtmamalıdır. Ama akciğerler sağlam olduğu halde kırmızı kürecikler hasta olursa hücrenin havasız kalacağını bilmek gerekir.
Bu taşımayı yapan hemoglobin'in önemli bir kısmı demir'dir. Vücuttaki bütün demir hemen hemen hemoglobin'in içindedir.
Bir litre kanda aşağı yukarı 400 gram kırmızı kürecik vardır. 1 milimetre küpte 4,5-5 milyon kırmızı kürecik bulunur. Bunun altında olursa hasta kansız, anemik demektir. İleri derecelerde bu hal, evvelce bahsettiğimiz nefes darlığını meydana getirir.