Evli çiftlerin yaklaşık olarak %15'i kısırlık sorunu ile karşı karşıyadır. Burada öncelikle kısırlığın cinsel bir eksiklik sonucu olmadığını belirtmek gerekir. Yani, kısırlık sebebi ister kadında, ister erkekte olsun, bu, onların cinsel açıdan da eksik olduğunun ifadesi değildir. Ancak bazen nadiren "impotans" (ereksiyon olmayışı) gibi erkekten kaynaklanan veya (cinsel temas sırasında kadının ağrı hissetmesi) "disparoni" gibi kadından kaynaklanan cinsel ilişkiyi engelleyici veya cinsel temas sayısını önemli ölçüde azaltıcı faktörler kısırlığın tek nedeni olabilir.
Kısır çiftlerde bazen kısırlığın yol açtığı ve zamanla gelişen cinsel sorunlar da olabilmektedir. Genellikle kısır bir kadın veya erkek, karşı tarafı hasta, hatalı, eksik, sakat olarak hissedebilir ve kısırlığın da böyle bir etkenden kaynaklandığını düşünür. Bu durum zamanla eşinin gözünde karşı tarafın çekiciliğini yitirmesine yol açar. Doğal olarak böyle gelişen olaylar, zamanla cinsel sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir.
500 kısır kadın ve erkekte yapılan bir araştırmada cinsel sorunların nedeni aranmış ve ortaya çıkan başlıca nedenler önem sırasına göre şöyle sıralanmıştır:
1) Disparoni (cinsel ilişkinin ağrılı olması),
2) Progesteron gibi genellikle tedavi amacıyla kullanılan ilaçların cinsel isteği azalttığına inanmak,
3) Erkeklerde varikosel sorunu,
4) Çocuk sahibi olabilmek için doktorun önerisine göre programlı bir cinsel yaşamın olması,
5) Cinsel aktivitenin amacı, çocuk sahibi olabilmeye yönelmiştir.
6) Cinsel isteğin eşler tarafından gerçek cinsellik için değil de çocuk yapmak için oluştuğu kabullenilmektedir,
7) Doktor tarifine göre yapılan cinsel ilişki,
8) Cinsel olarak isteksizlik,
9) Kısırlığın yol açtığı depresyon,
10) Suçluluk duygusu
Ancak bu aynı araştırmanın sonuçlarına göre, cinsel sorunların sıklığı açısından kısır çiftler ve çocuk sahibi olmuş çiftler arasında anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Yani kısır çiftlerde cinsel sorunların daha fazla olmadığı ortaya konulmuştur. Bununla birlikte kısır çiftlerde cinsel sorunların daha sık görüldüğünü vurgulayan araştırmalar çoğunluktadır.
Kadının orgasm olması ile çocuk sahibi olabilmesi arasındaki ilişki de üzerinde durulan önemli konulardan birini oluşturmaktadır. Yapılan araştırmalar, kadının çocuk sahibi olabilmesi için, orgasm olmasının gerekli olmadığını ortaya koymuştur, ancak sadece ihtimali artırabileceği varsayılmaktadır.