İDRAR KAÇIRMA
Bütün dünyada yaygın rastlanılan idrar kaçırma sorunu, yurdumuzda da birçok kadının yanıt arayışına girdiği bir konu olmaya devam etmektedir. Her geçtiğimiz sene tıp biliminde yeni metodların hayata geçirilmeye başlaması, bu konu hakkında sorunlu olan kadınların da yüzünü güldürmektedir.
Kadınlarda bilhassa gündüz ve uyanık olduğunda istemeden idrar kaçırma bu başlık altında değerlendirilir. Tanımda idrar kaçırmanın miktarı yoktur; çünkü hijyenik pet kullanma mecburiyetinde olmasına karşın şikayet etmeyen kadınların yanında, damlama biçiminde ve seyrek idrar kaçırmalarını bile büyük bir sorun olarak gören kadınlar da bulunmaktadır. İdrar kaçırmanın hastalık boyutu kadının sosyal durumuyla sıkı ilişki içindedir.dır. Kırsal alanda sorun yaşlanmadan kaynaklı doğal bir problem gibi görülerek doktora gidilmezken, şehirlerde ve bilhassa çalışmakta olan kadınlarda idrar kaçırma ağır depresyon, yalnızlık hissi ve sosyal ilişkilerde azalmaya (idrar kokusu, ıslaklık hissi) neden olarak daha erken dönemlerde tedavi amaçshy;lı doktora gitmeye neden olur.
İdrar Kaçırma Nedir?
İdrar kaçırma, 30 yaşın üzerinde ki her 4 kadından bir tanesinde görülebilen oldukça yaygın ve ciddi bir sorundur. Bilhassa menopozdan sonra süreçte ve fazla doğum yapmış kadınlarda, bazı zamanlar hiç doğum yapmamış genç kızlarda bile görülebilmekte olan idrar kaçırma rahatsızlığına tıpta "inkontinans" denilmektedir. Yapılan incelemelerde kadınların % 25'i hayatlarının herhangi bir çağında idrar kaçırma sorunu ile yüz yüze kalmaktadırlar.Kadınların ömürlerinin uzamasıyla problem giderek büyür.
İdrar kaçırma öksürme, hapşırma ya da gülme gibi karın içi basıncın artmış olduğu hallerde ortaya çıkabileceği gibi daha az çabayla da ortaya çıkabilir.
İdrar kaçırma rahatsızlığının en kötü yanı ise "başım ağrıyor" der gibi rahat konuşulamamasıdır. İdrar kaçırma çoğu zaman saklanan, utanılan ya da yaşlanma ile doğal olarak meydana gelen bir durum olarak algılanmaktadır
Toplumdaki yaygın oluşuna paralel bir şekilde , arkadaş toplantıları gibi sosyal ortamlarda kişiler arasında bulunan sohbetler sırasında kulak misafiri olunan yanlış bilgiler (örneğin: doğum ve öncelikli olarak de birden fazla doğum yapmış olan kadınlarda, doğal olarak bir miktar idrar kaçırma şikayeti olur! gibi) hastaların bu durumu doğal kabul etmesiyle sonuçlanmaktadır. Lakin kısa bir müddet sonra bu kişilerde, idrar kokusu ve bu şikayete bağlı rahat hareket edebilme özgürlüğünün kısıtlanışı nedeniyle sosyal hayat kısıtlanmaktadır. Ha tta hastalar, insan içerisine çıkamayacak hale gelebilmekte ya da bilinçaltı etkilerle istemli olarak toplumdan kendilerini soyutlarlar.
İdrarımızı nasıl yaparız?
İnsanlar esasında idrar tutamayarak doğar ve toplumsal kaidelere uyabilmek amacı ile aşağı idrar yollarını kontrol etmeyi öğrenir. Aşağı idrar yollarının istemli kontrolü, beyin kabuğu, beyin sapı, omurilik ve idrar torbası adalesi arasında bulunan sistemlerin birbiriyle devamlılık gösteren bir çalışma düzeni içinde elde edilebilir. Özetle işeme, omurilik kaynaklı bir refleks ve beyin kontrolünden ibarettir.
İdrar kaçırmanın çeşitleri var mıdır?
İdrar kaçırma öncelikli 3 ana grupta incelenir;
Stress inkontinans (İdrar kaçırma):Kas, sinir güçsüzlüğüne bağlı,
Acil İdrar Yapma Gereksinimi: İdrar kesesinin kontrol edilemeyen otomatik kasılışı,
Karışık tip:Her iki durumun da varlığı.
Stress inkontinans (İdrar kaçırma)
Daha fazla doğum yapmış kadınlarda görülür. Kasık adalelerinin ya da sinirlerinin doğum esnasında zedelenişi sonucu, idrar kesesi boynu öksürme, hapşırma, gülme, merdiven çıkma, yük taşıma, cinsel münasebet esnasında yer değiştirerek ya da kapanamayarak karın içinde artan basınçla hasta idrar kaçırır.
Acil idrar yapma gereksinimi
Genellikle daha ileri yaşlarda görülmesine rağmen, idrar kesesinin tahriş olduğu hallerde (iltihap, taş, tümör, vb) her zaman meydana gelebilir. Böyle hastalardaküçükken gece yatağa işeme, gece uykudan uyanarak idrar yapma, gündüz sık idrara çıkma daha fazladır. Su sesi ile idrar hissi ya da sıkışma olabilir. Genelde fiziksel aktivite (gülme, konuşma, hapşırma,öksürme, yük kaldırma, cinsel aktivite gibi) ile de tetiği çekilebilen, ans ızın idrar yapma hissi duyarak tuvalete koşan hasta tuvalet kapısında idrarını tutamayıp kaçırır.
Karışık tip
Yukarıda bahsedilen her iki durum aynı hastada beraber vardır.
Hastalık nasıl başlar?
Bilhassa sık doğum yapmış olan kadınlarda, rahim ve idrar kesesinin sarkmasını önleyen kasların zayıflaması sonucu şikayetleri de artar. Bu durumda, kadınların idrar kaçırmasını önleyen en mühim mekanizmalardan bir tanesi olan idrar kesesi ve idrar kesesi boynu arasında bulunan açı bozulmakta, bu da hastanın karın içi basıncını arttıran çok hafif bir çaba da bile idrarını tutamamasına neden olur. Öksürürken, hapşırırken, merdiven çıkarken ha tta gülerken bile bu sorun yaşanabilmektedir
Bir incelemede idrar kaçırması olan kadınların yüzde 70'i doktora başka nedenlerle başvurduğunda yapılmakta olan muayene ve öykü alma sonucu idrar kaçırmanın varlığının saptandığı görülmüştür. Hastalar doktora başvurmaya çekinmekte fakat mecbur olduklarında gitmektedir. Çoğu hasta doktor sormaz ise gizli dertlerini söyleyememektedir. Pek çok hasta ameliyat olmak istemediği için idrar kaçırmanın sosyal sorunlarına katlanmakta, birtakım hastalar ağır depresyona girebilmektedir. Ameliyat olan hastaların bir müddet sonra tekrar idrar kaçırmaya başlaması, başka hastaların ameliyattan kaçmalarına ve idrar kaçırarak yaşamalarına neden olur.
İdrar kaçırma nasıl teşhis edilir?
Tanı konuşu basittir ve nedene bağlı bir şekilde çoğu kez tedavi edilebilmektedir. Hasta ve ailesinin doktora karşı açık ve dürüst davranışı önemlidir. Hastanın idrar kaçırmasının şekli öğrenilir. Öksürürken, aksırırken ya da ağır kaldırırken ara ara bir miktar idrar kaçırılıyor mu, idrar sıkıştırdığı zaman tuvalete yetişilemediği takdirde idrar kaçırtacak kadar güçlü oluyor mu, tuvalete yetişememekten ötürü idrar kaçırıldığı oldu mu, gündüzleri ne genelde idrar yapılıyor, idrar yapmak amacıyla uykudan kaç kez uyanılıyor, son sene içinde yatağa idrar kaçırıldı mı, giysileri idrardan korumak amacıyla ped kullanılıyor mu?
Hasta değerlendirmesinde ikinci aşama; idrar kaçırma şikayeti olan hastanın fiziksel muayenesi ve aşağı idrar yollarını etkileyebilecek genel tıbbi sorunların (kronik akciğer hastalığı, felç, parkinson, diabet...) araştırılmasıdır.
Bu işlemlerden sonra hastanın idrar tahlili, iltihap yönünden idrar kültürleri yapılır. Bu tetkiklerde normaldışı bulgu tespit edilirse uygun tedavi yapılır. Sonrasında hastanın idrar kaçırmasını izlemek amacı ile idrar kesesine bir miktar sıvı verilip ya da sıkışması beklenerek ıkındırma ile idrar kaçırma gözle görülmeye çalışılır. İdrar kaçırmanın varlığını ya da miktarını tespit edebilmek amacı ile ped test yapılabilir. Hasta bu test için 24 saatlik bir zamanla beraber değiştirdiği pedleri getirir. Pedlerin kuru ve ıslak ağırlıkları arasında bulunan fark hesaplanarak kaçırmanın varlığı ve miktarı tespit edilmeye çalışılır. Bilhassa daha önce idrar kaçırma ameliyatı olmasına karşın idrar kaçırmaya süren hastalar ve ameliyat yapılacak hastalarda daha detaylı bir araştırma olan Ürodinami yapılır. Ürodinami epey karmaşık ve pahalı bir test oluşu nedeniyle her hastaya uygulanışı doğru değildir. Muayene ve hastalık öyküsünden faydalanılarak birtakım tedaviler denenip sonuca göre ürodinami ya da operasyona karar verilebilir.
İdrar kaçırma nasıl tedavi edilir?
Cerrahi olmayan tedavi: Amaç, istem dışı idrar kaçırmaya katılan faktörlerin düzeltilmesini sağlamaktır. Bu yaklaşım; sorunu kötüleştiren faktörlerin azaltılışı (örneğin kabızlık, şişmanlık, sigara kullanımı, aşırı sıvı alımının kısıtlanması) ve artmış karın içi basıncını dengelemek amacı ile hastanın pelvis tabanı yeteneğini arttırmaya yönelik kaslar ile kadınlık hormonu durumunun düzeltilmesini kapsar.
Kegel egzersizleri: Pelvis, tıpta leğen kemiklerimiz arasında kalan anatomik bölgedir. Doğumda, bebeğin takip edeceği yol burasıdır. Bu alanda organlar ve fazlaca sayıda kaslar vardır. Pelvis tabanını oluşturmakta olan kasların eğitilmesi, bu egzersizleri tanımlayan Dr. Kegel' in adı ile anılır. Pelvisin tabanını oluşturmakta olan kaslar, leğen kemikleri içerisinde kurulmuş bir hamak gibidir ve pelvis içerisindeki organları taşımaktadır. Bu kasların eğitimi idrar yaparken, bu alan kaslarının sıkılışı ile idrar akımının durduruluşu ve bir müddet tutuluşu ile sonra tekrar gevşetilişi ile başlamaktadır.
Bu işlemi yaparken hangi kasların kasılmasının bu etkiyi sağladığı anlaşılmaya çalışılmalıdır. Bu kas grupları öğrenildikten sonra, gün boyu 200 kere kasılışı ve gevşetilmelidir.
Kegel, egzersizlerinin değişik versiyonları vardır. Örnek verecek olursak kasların kasılmasını, bir asansörün her ka tta durması gibi kademe kademe arttırmak ve sonra da gevşetmek. Bir başka yöntemde de, bu kaslar bütün güç ile kasılır ve bir müddet tutulur. Sonra da, tam aksi bir güçle sanki bu kasları dışarı atacak gibi güç vermek de bir yöntemdir.
Tavsiye edilen bir başka yöntemde ayakta ya da otururken bacaklar hafif olarak aralanır. Pelvis kasları yavaşça kasılarak en üst düzeye çıkılır. Sonra gevşetilir.
Yavaş Yükseltmek: Kasları yavaşça kasın ve yükseltin. 5 saniye tutun. Sonra serbest bırakın. 5 kez üst üste deneyin.
Hızlı Yükseltmek: Şimdi hızla kasları kasın ve hemen gevşetin. Bu hareketi 5 kez yapın.
5 yavaş, 5 hızlı hareket günlük en az 5 kere yapılışı gerekir. Hamilelik süresincede en az 3 kez yapılışı gerekir ve doğumdan sonra da minimum 10 kez yapılışı gerekir.
Yapılan çalışmalar ile Kegel egzersizlerin;
Vaginal yolla olacak doğumların kolaylaştığı, bu bölgenin doğumdan daha az etkilendiği.
Bilhassa doğumdan sonra sık olarak görülmekte olan öksürmek, aksırmak, gülmek ile idrar kaçırmayı engeller.
Seksüel ilişkilerde alınan zevki, her iki eş içinde arttırmaktadır.
İlaçla tedavi
Konunun uzmanı hekimler tarafından mesaneye gevşetici ilaçların kullanılışı uygun klinik vakalarda yarar sağlar.
Cerrahi tedavi
Gerçek stres inkontinansın asıl tedavisi, cerrahi yöntemlerdir. Bu amaçla günümüzde uygulanmakta olan değişik ameliyat türleri vardır.
Tedavide elde edilen başarı yüzdesi nedir?
Hastalar genel sağlık durumları ve eşlik eden başka pelvik sorunlar dahil bütün yönleriyle bireysel olarak değerlendirilip, idrar kaçırmaya neden olan faktörlerin düzeltilmesine yönelik en doğru tedavi yöntemi seçilmelidir. Bu şekilde değerlendirilerek seçilmiş klinik vakalarda cerrahi tedavideki başarı oranları yüzde 60-90'lara ulaşır.