MEKANİK VENTİLASYON UYGULANAN BEBEĞİN BAKIMI
ÖĞRENİM HEDEFLERİ
- Yenidoğan bebeklerde vücut sıcaklığının korunmasında kullanılan araçları sayabilmek
- Yenidoğan bebeğin deri ve göbek bakımının neden önemli olduğunu, bunun için neler yapılması gerektiğini söyleyebilmek.
- Deri dezenfeksiyonunda kullanılan maddeleri sayabilmek
- Deriden sıvı kaybı önlemlerini sayabilmek
- Bebeğe verilen pozisyonların ne gibi fizyolojik ve işlevsel değişiklere yol açtığını söyleyebilmek
- Ağrının yol açtığı fizyolojik, gelişimsel ve davranışsal değişiklikleri sayabilmek,
- Ağrıyı önleme girişimlerini söyleyebilmek
- Trakeal aspirasyon sırasında uyulması gereken kuralları sayabilmek
- Aile merkezli ve gelişimsel bakımın bileşenlerini söyleyebilmek
VÜCUT SICAKLIĞININ DÜZENLENMESİ
Vücut sıcaklığının normal sınırlar içinde tutulması, yenidoğan bebeklerde, özellikle de zamanından önce doğmuş, yoğun bakım gerektiren hasta bebeklerde ölüm ve sakatlık oranlarının önemli ölçüde azalmasını sağlamıştır. Bu nedenle bebeğin ısınma için en az enerji ve oksijen harcadığı bir ortamda tutulması, kısa ve uzun dönemli yenidoğan bakımının önemli bir parçası haline gelmiştir. Küvözler ve açık yoğun bakım sistemleri bu amaçlarla kullanılmaktadır. Açık yoğun bakım sistemlerinde izlenen bebeklerde hissedilmeyen ısı kayıplarının kapalı küvözlerde izlenenlere göre daha fazla olacağı unutulmamalıdır. Kapalı küvözlerden çift cidarlı olanlarda izlenen çok düşük doğum ağırlıklı (ÇDDA) bebeklerde enerji ve sıvı kayıplarının tek cidarlı kapalı küvözlerin izlenenlere göre daha az olduğu gösterilmiş, bu nedenle ÇDDA bebeklerin çift cidarlı kapalı küvözlerde izlenmesi önerilmiştir. Ancak çift cidarlı küvözlerin bebeklerin ölüm oranı ve hastanede kalma süresi gibi uzun dönem sonuçlar üzerinde faydalı etkileri olduğunu destekleyen kanıtlar yoktur. Bebekler küvözde mümkün olduğu kadar giyinik olarak izlenmeli, en fazla ısı kaybı baş kısmından olduğu için şapka giydirilmelidir.
DERİ BAKIMI
Deri yenidoğanlarda hayati öneme sahip en büyük organdır. En önemli işlevleri arasında mikrop ve zararlı maddelerin vücuda girmesini engellemek, vücut sıcaklığını korumak ve dokunsal uyaranlar aracılığı ile iletişimi sağlamak sayılabilir. Rahim içi yaşamdan dış ortama geçerken bütün yenidoğanların özellikle de zamanından önce doğan ve yoğun bakım ya da özel bakım gerektiren zamanında doğan bebeklerin deri bütünlüğünün korunması gerekir. Yenidoğan bebeğin derisi tespit bantlarının çıkarılması, invazif girişimler ve deri temizliği gibi işlemler sırasında örselenebilir. Deriyi korumak ve bütünlüğünü sağlamak için 500-1000 gram doğum ağırlığındaki bebeklere günde iki kez nemlendirici sürülmesi önerilmektedir. Bu şekilde dermatitlerin azaldığı ve deri bütünlüğünün daha iyi korunabildiği gösterilmiştir. Gebelik yaşı 32 haftadan küçük olan bebeklere nemlendirici uygulanması ile deriden sıvı kaybının azaldığı ancak bu etkinin altı saat sonra kaybolduğu bildirilmiştir. Bununla birlikte doğum ağırlığı 750 gramdan az olan bebeklere nemlendirici uygulamasının koagülaz negatif stafilokok enfeksiyon olasılığını artırabileceği ileri sürülmüştür. Nemlendirici kullanılacaksa ürünün vazelin bazlı olmasına ve koku, boya ya da koruyucu içermemesine dikkat edilmelidir.
GÖBEK BAKIMI
Göbek bakımında çeşitli dezenfektanlar kullanılmışsa da araştırmalar bunların göbek kordonunda bakteri birikimini, deri ve sistemik enfeksiyon oranlarını etkilemediğini göstermiştir. Göbek kordonunun gazlı bezle sarılması veya antibiyotikli merhemler uygulanması göbek kordonunun düşmesini geciktirir, iyotlu bileşiklerin ise tiroit bezini baskılama olasılığı vardır. Bu nedenle göbek bakımında genellikle %70’lik alkol kullanımı önerilir. Bununla birlikte banyosu düzenli olarak yaptırılan bebeklerde göbeğin kuru ve alt bezinin dışında tutulmasının yeterli olduğu birçok çalışmada gösterilmiştir.
DERİNİN DEZENFEKSİYONU
Damar yolu açma, merkezi veya çevresel yoldan kateter yerleştirme, göğüs tüpü yerleştirme, lomber ponksiyon ve topuktan kan alma gibi girişimler öncesinde deri dezenfeksiyonu gerekmektedir. Bu amaçla povidon iyot veya hekzaklorofen bileşikleri kullanılmaktadır. Povidon iyot kullanımına bağlı olarak tiroit bezi işlevlerinde baskılanma olmaması için uygulamadan sonra serum fizyolojik ya da steril su ile bu maddelerin deriden uzaklaştırılması gerekir.
BANYO
Banyo yaptırmadaki amaç deri yüzeyindeki istenmeyen kalıntıların uzaklaştırılmasıdır. Mekanik ventilasyon uygulanan bir bebek başı ve yüzü dışarıda kalacak şekilde, gövdesi su dolu bir kaba daldırılarak banyo yaptırılabilir. Bebeklere banyo yaptırmak için yenidoğan yoğun bakım ünitesinin (YYBÜ) koşulları ve hemşire sayısının uygun olması gerekir. Banyo suyunun sıcaklığı 38 °C ye ayarlanmalı, banyodan sonra bebek hemen sıcak bir havluya sarılarak ısı kaybı önlenmelidir. Bebeğe banyo yaptırırken nötral pH’da, boya ve parfüm içermeyen temizleyiciler kullanılarak derinin asit yapısı korunmalı, böylelikle daha sonra gelişecek duyarlaşma önlenmelidir.
Solunum ve dolaşım işlevleri dengede olmayan bebeklere ve gebelik yaşı 32 haftadan küçük olan bebeklere YYBÜ’de banyo yaptırılması önerilmez. Bu bebeklerin vücut temizliği, sıcak su ile ıslatılmış pamuk parçaları ya da yumuşak giysilerle hafifçe silinerek yapılmalıdır. Hasarlı deri bölgesinin temizlenmesinde sıcak steril su önerilir.
DERİ YOLUYLA SIVI KAYBININ ÖNLENMESİ
Zamanından önce doğmuş bebeklerde, stratum korneum tabakasının gelişimini tamamlamamış olması nedeniyle deriden aşırı sıvı kaybı meydana gelir. Bunu önlemek için; küçük bebeklerin doğumda poliüretan örtü ile sarılması, ilk hafta nem oranı yüksek (>%70) küvezde tutulması ve her altı saatte vazelin sürülmesi önerilir. İlk haftadan sonraki nem oranının %40-60 olması yeterlidir.
VENTİLATÖRDEKİ BEBEKLERDE KORUYUCU AMAÇLA ANTİBİYOTİK KULLANIMI
Trakeal entübasyon solunum yolundaki bakteri sayısının artımına neden olarak enfeksiyon olasılığını artırabilir. Enfeksiyon ise mekanik ventilasyona olan ihtiyacı uzatabilir ve süreğen akciğer hastalığı olasılığını artırabilir. Bu nedenlerle mekanik ventilasyon uygulanan bebeklere koruyucu antibiyotik verilmesini önerenler olmuşsa da antibiyotik kullanımının deride, üst solunum yolunda ve mide-bağırsak sisteminde normal flora oluşmasını önlediği ve buralara öldürücü olabilen mikropların yerleşmesine zemin hazırladığı da bilinmektedir. İyi planlanmış kontrollü çalışmaların topluca değerlendirilmesi sonucunda mekanik ventilasyon uygulanan bebeklere koruyucu antibiyotik verilmesini gerektiren bir kanıt elde edilememiştir. Bu nedenle bebeklere sadece gerekli olduğu durumlarda antibiyotik verilmesi önerilmektedir.
POZİSYON VERME
Bebeğin yatış pozisyonu ve duruşu fizyolojik ve nörogelişimsel etkilere sahiptir. Bebeğin hep aynı şekilde yatması kafada şekil bozuklukları ve kol-bacak hareketlerinde kısıtlılıklar meydana getirebilir. Ayrıca bebeğin akciğerlerinde kan dolaşımı azalabilir ve alveollerde sıvı birikimi olabilir, böylece akciğer işlevleri de bozulabilir. Bu nedenle bebeğin yatış şekli sık sık değiştirilmelidir.
Bebeğin yüzüstü pozisyonda yatırılmasının sırtüstü yatış pozisyonuna göre oksijenlenmeyi, tidal hacmi ve akciğer kompliansını artırdığına ve enerji kullanımını azalttığına dair kanıtlar mevcuttur. Yan yatış pozisyonlarının oksijen ve karbondioksit değişiminde önemli bir etkisi olmadığı gösterilmiştir.
Bebeğin yatış şekli midenin boşalmasını etkiler. Sağ yan yatış ya da yüzüstü yatış mide boşalımını kolaylaştırır, gastroözefageal reflüyü azaltır. Bebek beslendikten sonra, başı yükseltilerek midenin diyaframa olan basısı azaltılmalıdır. Hep aynı pozisyonda yatırılan bebeklerde deri bütünlüğü bozulabilir, bu durum dolaşım bozukluğu olan bebeklerde daha kolay gelişir. Bebek orta hatta, fleksiyonda, kendini rahatlatabileceği ve yatış şeklini değiştirebilmesine olanak sağlayacak şekilde yatırılmalıdır. Bebeğin başının orta hatta tutulması venöz dönüşü kolaylaştırarak kafa içi kanama olasılığını azaltabilir.
Mekanik ventilasyon uygulanan ileri derecede hasta ve zamanından önce doğmuş bebeklerin pozisyonu 2-3 saatte bir değiştirilmelidir. Havlu battaniye ya da bunun için hazırlanmış malzemelerle, yuva şeklinde yatak yapılabilir. Ayak tabanları, ayak bileği ekstansiyonunu önlemek için uygun şekilde desteklenmelidir. Dolaşımı dengede ise bebek kucağa alınabilir, bu onları sakinleştirir ve fetal ortama benzer şekilde vestibular uyaran sağlar.
AĞRI KONTROLÜ
Ağrı, organizmayı zararlı etkilerden koruyan fizyolojik bir algıdır. Ağrı, doku hasarında uyarıcı olabileceği gibi akut bir rahatsızlığın tanısının konulmasında veya tedavinin değerlendirilmesinde yardımcı olabilir. Bununla beraber ağrının çeşitli sistemik olumsuz etkileri de bulunmaktadır. Ağrı süresi ve şiddeti arttıkça negatif fizyolojik, metabolik ve davranışsal cevaplar oluşturmaktadır. Ağrılı uyaranları takiben salınan katekolamin, glukagon, ve steroidlere bağlı olarak kalp atımında, solunum sayısında ve kan basıncında artışlar gözlenir. Ağrıya yanıt olarak gözlenen bu fizyolojik değişikliklerin, ventrikül içi kanamada ve ventrikül çevresinde beyaz cevher hasarlanmasına yol açarak iskemik değişikliklerin başlamasında rolü olduğu düşünülmektedir. Ayrıca ağrı hisseden bir bebeğin mekanik ventilatöre iyi uyum sağlamadığı ve mekanik ventilasyonun güçleştiği bildirilmektedir.
Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde izlenen bebekler topuktan veya damardan kan alma, aspirasyon, beslenme tüpü yerleştirilmesi, trakeal entübasyon mekanik ventilasyon, göz muayenesi ve tespit bantlarının uzaklaştırılması gibi pek çok ağrılı girişimlere maruz kalırlar. Bunların yanında alt bezi değiştirme, göğüs fizik tedavisi, fiziksel inceleme, hemşire değerlendirmesi ve çeşitli dış uyaranlar bebekte rahatsızlık yaratır. Yenidoğan bebekler ağrıyı sözel olarak ifade edemediği için ağrının değerlendirilmesi daha zordur, bu nedenle fizyolojik ve davranışsal göstergeleri kapsayacak ağrı değerlendirme ölçekleri kullanılmalıdır. Bu ölçeklerden zamanından önce doğan bebeklerde ağrı profili (Premature Infant Pain Profile; PIPP), yenidoğan bebeklerde ağrı ölçeği (Neonatal Infant Pain Scale; NIPS) ve yenidoğanda ağrı, huzursuzluk ve sakinlik ölçeği (Neonatal Pain Agitation and Sedation Scale; N-PASS) yaygın olarak kullanılmaktadır.
Ağrının fizyolojik göstergeleri arasında kalp hızı, solunumun hızı ve kan basıncında artış, oksijen satürasyonunda azalma ve terleme sayılabilir. Davranışsal göstergeler arasında ise alın kırıştırma, huzursuzluk ve ağlama dikkate alınmalıdır. Uzun süreli ağrının değerlendirilmesinde plazma glukoz, kortizol, glukagon, aldosteron ve katekolamin yoğunluklarında artış yol gösterici olabilir.
Yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde, ağrıyı önleme programının bir parçası olarak ağrılı ve stres yaratan uygulamaların sayısı azaltmalı, yapılması zorunlu olan ağrılı işlemler öncesinde farmakolojik ve farmakolojik olmayan ağrı azaltıcı işlemler etkin olarak uygulanmalıdır. Farmakolojik olmayan uygulamaların yenidoğanlarda küçük girişimlerden kaynaklanan ağrıyı etkin olarak azalttığı gösterilmiştir. Bu uygulamalar arasında ağrılı işlem sırasında bebeğin kucağa alınması, beslenmesi, kanguru yöntemi uygulanması, ağızdan %20-24 dekstroz veya sukroz verilmesi ve masaj sayılabilir.
Ağrı giderici ilaçlar bebeğin ihtiyacına göre bölgesel veya sistemik olarak uygulanabilir. Kan alma gibi küçük işlemler öncesinde ağrı giderici kremler bölgesel olarak kullanılmalıdır. Mekanik ventilasyon gibi çok ağrılı uygulamalar sırasında morfin türevi ağrı giderici ilaçların kullanılması düşünülebilir. Morfin için 7,5 mg/kg/saat, fentanyl için ise 0,5-2 mg/kg/saat dozunda infüzyon önerilmektedir.
Mekanik ventilasyon uygulanan zamanından önce doğmuş bebeklerde de morfin ve türevlerinin kullanımı yayınlanan kılavuzlarla desteklenmekle birlikte en iyi ilaç, doz ve etkinlik açısından daha fazla kanıta ihtiyaç bulunmaktadır. Zamanından önce doğmuş ve mekanik ventilasyon uygulanan bebeklere uygulanan morfin infüzyonunun etkileri değerlendirildiğinde morfinin yedi günden kısa süreli uygulamalarında ağrıyı pek azaltmadığı, 14 günlük uygulamalarda ise ağrı ölçeği puanlarını hafifçe azalttığı ileri sürülmüştür. Her iki uygulamada da ventrikül içine kanama, PVL ve ölüm oranlarında azalma gösterilememiştir. Bazı çalışmalarda ise morfin kullanımının mekanik ventilasyon süresin uzattığı bildirilmiştir. Bu nedenlerle zamanından önce doğan ve mekanik ventilasyon uygulanan bebeklerde morfin kullanımı konusunda dikkatli ve seçici davranılmalıdır.
Mekanik ventilasyon uygulanan bebeklere sakinleştirici olarak midazolam uygulanması da tartışmalı bir konudur. Bu konuda yapılan araştırmaların topluca incelenmesiyle mekanik ventilasyon uygulanan her bebeğe midazolam verilmesinin bir yararı olmadığı gösterilmiştir. Bu nedenle bu ilaç da çok gerekli olan durumlarda ve seçilmiş bebeklere uygulanmalıdır.
HAVA YOLU GÜVENLİĞİ
Trakeal tüpün kaza ile yerinden çıkması akut hipoksi, bradikardi, trakea ve larinkste hasarlanma gibi ciddi durumlara neden olabilir. Bebeğin ağrı duyması, huzursuzluk, trakeal aspirasyon, tartma, bebeğe pozisyon verilmesi, göğse fizik tedavi uygulanması, tüp tespitinin gevşemesi ve tüpün tespit bantlarının değiştirilmesi esnasında kaza ile ekstübasyon olabilir. Trakeal tüpün yerinden çıkmasını engellemek amacıyla çeşitli askı yöntemleri kullanılsa da hava yolu güvenliğinin sağlanmasında en önemli yöntem sürekli ve yakın takiptir. Trakeal tüpün üst dudak hizasında kaç santimetrede tespit edildiği yazılmalı ve tüpün durumu saatlik olarak takip edilmelidir.
TRAKEAL ASPİRASYON
Trakeal aspirasyon, mekanik ventilasyon uygulanan bebeklere en sık yapılan invaziv girişimdir. Hava yollarındaki salgıların temizlenmesi, hava yolu açıklığının korunması, hava yolundaki salgılardan kültür alınması amacıyla trakeal aspirasyon yapılır. İç çapı 3, 3.5 ve 4 mm olan trakeal tüpler için sırasıyla 5, 6 ve 8 Fr aspirasyon kateteri kullanılması uygun olur. Aspirasyon esnasındaki uygulanacak negatif basınç 40-80 mmHg civarında olmalı 100 mmHg’yi geçmemelidir. Beslenen bebeklerde, beslenme aralarında aspirasyon işlemi yapılmalıdır. Mekanik ventilasyon uygulanan bebeklerde belirli aralıklarla aspirasyon işlemi yapılması yerine gerektikçe yapılması benimsenmiştir. Aspirasyon öncesinde bebeğin soluduğu oksijen yoğunluğunu artırmayı önerenler varsa da bu her bebek için doğru olmayabilir ve kısa süreli de olsa hiperoksiye neden olabilir. Bu nedenle bebeğin ihtiyacına göre bu karar verilmelidir. Aspirasyon sırasında bebeğin satürasyonu düşmüyorsa oksijen yoğunluğunu artırmaya gerek yoktur.
Trakeal aspirasyon esnasında kalp hızı ve oksijen satürasyonu sürekli olarak izlenmelidir. Aspirasyon kateteri tüp içinde ilerletilirken aspirasyon işlemi yapılmamalı ve kateterin ucu tüpün alt ucundan daha ileri geçmemelidir. Aspirasyon işlemi kateteri geri çekerken yapılmalı ve kateter parmaklar arasında hafifçe döndürülerek çekilmelidir. Aspirasyon işlemi 10 saniyeyi aşmamalıdır. Hava yolunda koyu yapışkan salgılar varsa aspirasyon öncesinde 0.2-0.5 ml serum fizyolojik trakeal tüp içine verildikten sonra bebek 3-5 kez solutulmalı ve ardından aspirasyon yapılmalıdır. Aspirasyondan önce göğse fizik tedavi yapılması genel olarak önerilmemektedir.
Trakeal aspirasyon yapmak için bebeğin ventilatörden ayrılması oksijen satürasyonunda ve kalp hızında düşmeye neden olabileceğinden kapalı yöntemle aspirasyon önerilmektedir. Bunun için trakeal tüpe yandan eklenen sistemler geliştirilmiştir. Kapalı sistemde kullanılan aspirasyon kateterlerinin üzerinde uzunluk işaretleri bulunduğundan kateterin trakeal tüp içinde ne kadar ilerletildiği kolayca anlaşılır, böylece trakeal tüpün açık olduğuna emin olunabilir ve aspirasyon kateterinin fazla itilmesi önlenmiş olur. Atelektazi durumunda daha derin aspirasyon yapmak gerekli olabilir.
KAS FELCİ YARATAN İLAÇLARIN KULLANIMI
Bebeğin kendi solunumu ile uyum sağlayamayan yöntemlerle yapılan mekanik ventilasyon nedeniyle pnömotoraks, ventrikül içi kanama ve bronkopulmuner displazi olasılığı artmaktadır. Bu sorun, bebeğin kendi solunumu ile tetiklenen ve inspirasyon süresinin de bebek tarafından belirlendiği mekanik ventilasyon yöntemlerinin uygulanmasıyla büyük oranda çözülmüştür. Ancak her şeye rağmen yeterli ventilasyon ve oksijenlenmenin sağlanamadığı nadir durumlarda kas felci yaratan ilaçların kullanımı gerekli olabilir. Bu durumda bebeğin kendi solunum çabası ortadan kalkacağından dolayı göğüs içinde hiç negatif basınç oluşmayacak, bu da kanın kalbe dönüşünü ve dolayısıyla da kalp debisini azaltacaktır. Kas felci yaratılan bebeklerde kan basıncı daha yakından takip edilmeli ve gerektiğinde inotrop ilaç uygulanmalıdır.
AİLE MERKEZLİ BAKIM
Yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde iş yoğunluğu nedeniyle aile ile iletişim asla ihmal edilmemeli ve olabildiğince üst düzeyde tutulmalıdır. Tıbbi ve etik konular başta olma üzere her konuda aileye karşı açık ve dürüst olunmalı, mümkün olduğunca aile bebeğin bakımına ve bebek hakkında verilecek kararlara katılmalıdır. Aile ile anlaşılabilir bir dille konuşulmalı tıbbi kelime kullanımından kaçınılmalıdır. Hayati öneme sahip acil girişimler dışında her işlem için (örneğin lomber ponksiyon, idrar sondası takılması, kateter konması vb.) aileye bilgi verilmeli ve yazılı izin alınmalıdır.
GELİŞİMSEL BAKIM
Özellikle zamanından önce doğan çok küçük bebekler YYBÜ’de ışık, gürültü, ağrılı girişimler gibi zararlı uyaranlara karşı hassastırlar. Gürültülü ve fazla aydınlatılmış YYBÜ ortamında tedavi edilen çok düşük doğum ağırlıklı bebeklerin kan basıncı ve oksijen satürasyonlarında dalgalanmalar olduğu saptanmıştır. Bu durum kısa ve uzun dönemde bebekler için istenmeyen durumlar oluşturabilir. Gebelikte aşırı gürültüye maruz kalan bebeklerde yüksek frekanslarda işitme kaybı olduğu bildirilmiştir. YYBÜ’de aşırı gürültünün ise bebeklerde koklea hasarına neden olduğu ileri sürülmüştür. Ayrıca gürültü ve ışık gibi zararlı çevresel etmenlerin zamanından önce doğan bebeklerde normal büyüme ve gelişmeyi kötü yönde etkilediği saptanmıştır. Bu nedenlerle YYBÜ’de ortam ışığının azaltılması, gürültü ölçümü yapılarak, gürültüyü düzeyinin 45 dB üzerinde olmayacak şekilde önlemlerin alınması, hemşire bakımlarının aynı anda yapılarak bebeğin çok sık rahatsız edilmemesi ve girişimlerin uyanıkken yapılması gerekmektedir.
BÖLÜM SONU SINAVI
- Açık yoğun bakım sistemlerinde izlenen bebeklerde hissedilmeyen ısı kayıplarının kapalı küvözlerde izlenenlere göre daha ……….olacağı unutulmamalıdır. (Fazla)
- Yenidoğanlarda kullanılan deri nemlendiricilerinin ……………… olmasına ve ……….., ………..…. ya da ……..…..içermemesine dikkat edilmelidir. (vazelin bazlı olmasına, koku, boya, koruyucu)
- Yenidoğan bebeklerde göbek güdüğünün bakımında genellikle ………. kullanımı önerilir. (%70’lik alkol)
- Banyo suyunun sıcaklığı …………. ye ayarlanmalı, banyodan sonra bebek hemen sıcak bir ………... sarılarak ……..….kaybı önlenmelidir. (38 °C, havluya, ısı kaybı)
- Küçük bebekler yaşamlarının ilk haftasında nem oranı …………… olan küvezde tutulmalıdır. (>%70)
- İyi planlanmış kontrollü çalışmaların topluca değerlendirilmesi sonucunda mekanik ventilasyon uygulanan bebeklere …………………. verilmesini gerektiren bir kanıt elde edilememiştir. (koruyucu antibiyotik)
- Mekanik ventilasyon uygulanan ileri derecede hasta ve zamanından önce doğmuş bebeklerin pozisyonu …………saatte bir değiştirilmelidir.( 2-3)
- Ağrı hisseden bir bebeğin ………………………. iyi uyum sağlamadığı ve ………………………. güçleştiği bildirilmektedir. (mekanik ventilatöre, mekanik ventilasyonun)
- Ağrının fizyolojik göstergeleri arasında …………………., …………………….. ve ……………………….. artış, oksijen satürasyonunda ………………ve terleme sayılabilir. (kalp hızı, solunumun hızı, kan basıncında, azalma)
- Farmakolojik olmayan ağrı gidericiler arasında ağrılı işlem sırasında bebeğin …………………, ………………., ……………………. uygulanması, ağızdan %............... dekstroz veya sukroz verilmesi ve masaj sayılabilir. (kucağa alınması, beslenmesi, kanguru yöntemi, 20-24)
- Mekanik ventilasyon uygulanan bir bebekte hava yolu güvenliğinin sağlanmasında en önemli yöntem ……… ve …….. takiptir. (sürekli, yakın)
- Trakeal aspirasyon yaparken …….. ve ………………. sürekli olarak izlenmelidir. (kalp hızı, oksijen satürasyonu)
- Mekanik ventilasyon uygulanırken yeterli ventilasyon ve oksijenlenmenin sağlanamadığı nadir durumlarda ………………. yaratan ilaçların kullanımı gerekebilir. (kas felci)
- Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde gürültü düzeyi ……………. üzerinde olmayacak şekilde önlemler alınmalıdır. (45 dB)
- Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebeği yatan aileler ile …………..… bir dille konuşulmalı ……………….. kelime kullanımından kaçınılmalıdır. (anlaşılabilir, tıbbi)
KAYNAKLAR
- Friedman M, Baumgart S. Thermal regulation. In:MacDonald MG, Mullett MD, Seshia MMK (eds). Avery’s Neonatology &Pathophysiology of the Newborn 6th ed. Lippincott Williams& Wilkins,. Philadelphia, Baltimore, New York, London, Buenos Aires, Hong Kong, Sydney, Tokyo, 2005, 445-457.
- Cohen BA, Siegfried EC. Newborn Skin: Development and Basic Concepts. In: Gleason CA. Avery’s Diseases of the Newborn 8th ed. 2005, 1471-1482.
- Simons SH, van Dijk M, van Lingen RA, Roofthooft D, Duivenvoorden H, Jongeneeel N, Bunkers C, Smink E, Anand KJS, van den Anker JN. Routine morphineinfusion in preterm newborns who received ventilatory support: a randomized controlled trial. Jama. 2003; 290:2419-2427.
- Anad KJS, Hall RW, Shephard B, Bergqvist LL, Young TE, Boyle EM, Carbajal R, Bhutani VK, Moore MB, Kronsberg SS, Barton BA. Effects of morphine analgesia in ventilated preterm neonates: primary outcomes from the NEOPAİN randomised trial. The Lancet 2004; 363:1673-1682.
- Hall RW, Kronsberg SS, Barton BA, Kaiser JR, Anand KJS. Morphine, Hypotension, and Adverse Outvcomes among pretermneonates:Who’s to blame? Secondary results from the NEOPAIN trial. Hall RW, Kronsberg SS, Barton BA, Kaiser JR, Anand KJS. Pediatrics 2005;115:1351-1360.
- Preventin And Management Of Pain İn The Neonate: An Uptate. American Academy of Pediatrics; Committee On Fetus And Newborn, Section On Surgery, And Section On Anesthesiology And Pain Medicine. Canadian Paediatric Society; Fetus and Newborn Committee. Pediatrics 2006;118:2231-2241.
- Bhandari V, Berqvist LL, Konsberg SS, Barton BA, Anand KJS. Morphine administration and short-term pulmonary outcomes among ventilated preterm infants: Pediatrics 116;352-358.
- Pritchard MA, Flenady V, Woodgate P. Systematic review of the role of pre-oxygenation for tracheal suctioning in ventilated newborn infants. J Paediatr Child Health 2003;39:163-165.
- WoodgatePG, Flenady V. Tracheal suctioning without disconnection in intubated ventilated neonates. The Cochrane Library, Issue 2, by John Wiley& Sons, Ltd, 2009.
- Lund CH, Osborne JW, Kuller J, Lane AT, Lott JW, Raines AD. Neonatal skin care: Clinical outcomes of the AWHONN/NANN Evidence-based clinical practice guideline. Association of Women’s Health, Obstetric and neonatal nurses and the national association of neonatal nurses. JOGNN 2001;30:41-51.
- O’Malley PJ, Brown K, Krug SE, and the Committee on Pediatric Emergency Medicine Patient- and Family-Centered Care of Children in the Emergency Department. Pedıatrıcs 2008;122:511-522.
- Amerıcan Academy Of Pedıatrıcs Committee On Environmental Health Noise: A Hazard For The Fetus And Newborn. Pedıatrıcs 1997; 724-727
Kaynak: Bu makale internet üzerinde herhangi bir siteden alınmamıştır fakat makale yazarı bilinmediği için burada ismi belirtilememiştir. Yazarın alt kısımda yorum kısmından bildirmesi durumunda ismi buraya yazılır veya yayınlanmasını istemiyorsa makale silinir.
--> YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM ANA SAYFASINA DÖN <--