7 Eylül 2010 Salı

Ağızda Çıkan Yaralar, Ağız İçi Yaraları

Sponsorlu Bağlantılar:

Ağızda Çıkan Yaralar, Ağız İçi Yaraları, Dudak İçi yaraları

Ağız içinde dil üzerinde dudaklarda ve genital bölgede belir­li aralıklarla çıkan ve canımızı acıtan yaralar günlük yaşantımızı kötü etkilerken psikolojimizi de bozuyor. Neden­leri kişiden kişiye değişebiliyor.

Halk arasında "uçuk" tıbbi literatürde "aft" olarak bi­linen ağız içinde dil üzerinde dudaklarda ve genital bölgede belirli aralıklarla çıkan yaraların asla hafife alın­maması ve mutlaka doktora gösterilmesi gerekir. Aftlar kişinin hem günlük yaşantısını hem de psikolojisi etki­liyor. Bu yaraların çıkma nedenleri kişiden kişiye değişirken bazen Akdeniz bölgesinde yaşayanlarda sıkça görülen Behçet hastalığının belir­tisi olarak bile karşımıza çıkabiliyor.

BOYUTLARI DEĞİŞKENDİR:
Çamlıca Medicana Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Uzmanı Dr. Vefa Gönenç ağız­da veya genital bölgede ortaya çıkabilen yuvarlak 1-2 milimetreden 1-2 santimetreye kadar değişen boyutlar­da olabilen yani doku kaybı nedeniyle oyuk gibi görünen beyaz renkli yaralara aft denildiğini ifa­de ederek ortaya çıkış nedenlerinin çok çeşitli olduğunu söylüyor.

BEHÇET HASTALIĞI BELİRTİSİ OLABİLİR:
Aftlar altta yatan başka bir hastalığın habercisi olabilir. Özel­likle Türkiye'de sık görülmesi nedeniyle Behçet hastalığı açısından iyi bir değerlendirme yap­mak gerekir. Altta yatan hiçbir hastalığın bulunamadığı durumlarda Rekürrent Aftöz Stomatit (tekrarlayıcı aft) denilen durum ola­rak değerlendirilir. Kliniğe başvuran hastalar bu hastalıkla ilgili olarak bilgilendirilmeli ve ilerleyen yıl­larda özellikle Behçet hastalığı açısından şüpheli bir durum oluştuğunda hemen kontrole gelmeleri konusun­da uyarılmalıdır.

KADINLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜR:
Afta kadınlarda daha sık rastlanı­yor. En sık olarak Rekürrent Aftöz Stomatit (tekrar edici aft hastalığı) denilen durumda görülür. Rekürrent Aftöz Stomatit ağrılı tek­rar edici özellikte bir ağız mukozası hastalığıdır. İlk önce küçük kırmızı renkte bir kabartıyla başlar birkaç saat içinde ülsere yani beyaz renkli yaraya dönüşür. Damakta yanak içlerinde veya dil üzerinde yerleşebilirler. Yaklaşık olarak 1-2 hafta kalırlar. Fakat devamlı tekrar edebi­lirler. Bu tekrarlar; travmayla ısırıkla diş fırçasıyla katı yiyeceklerle turunçgillerle ta­ze ananasla cevizle alerjik reaksiyonlarla stresle kadınlarda hormonal değişikliklerle (menstrasyon gebelik menopoz vb.) tetiklenebi­lirler. Ailesel bir yatkınlık söz konusudur. Öte yandan; asitli yiyecekler (domates turunçgiller vs.) gibi lokal tahriş edici maddeler de bağışıklık sisteminin zayıflayarak aftların çıkmasına zemin hazırlamak­tadır.

Tedavisi kısıtlıdır:
Aftların oluşum neden­leri henüz tam olarak bilinmiyor. Tedavisi konusun­da da yapılacak şeyler kısıtlı. Lokal tedavilerle ağrı kesil­meye çalışılır tetikleyen her şeyden uzak durulması tavsiye edilir. Bazı durumlarda ağızdan birtakım ilaçlarla aftların çıkışı kontrol altı­na alınır. Demir eksikliği vitamin eksikliği folat eksikliği gibi durumların belirlenmesi halinde bu eksik­ler yerine konulur.

Dr.Vefa Gönenç
Çamlıca Medicana Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Uzmanı


AFT HAKKINDA BAŞKA BİR MAKALE
Aft ağız içerisinde sıklıkla yanak ve dudak mukozasında, dil üzerinde, yumuşak damakta, farenkste, diş eti üzerinde görülen solgun sarı-kı­rmızı hale ile çevrili oldukça ağrılı ülserleşmiş lezyonlar­dır. Toplumun %18-20 az ya da çok aft sorunu ile karşı karşıyadır. Bayanlarda daha sıklıkla rast­lanır. Aft genellikle tek olarak seyretse de aynı anda birkaç bölgede birden görülebil­mektedir.

Aftın oluş nedenini belirlemek için çeşit­li araştırma yapılmıştır. Ancak aftın oluşumunu hızlandırıcı ve seyrini kötüleştirici bir­çok faktör faktör saptanmasına karşın oluş nedeni tam olarak belirlenememiştir.

Bu nedenle aft oluşumunu hızlan­dıran ve iyileşmesini geciktiren faktörlerden bahsetmek mümkün­dür.

Aft oluşumunda hangi faktörler önemlidir?

STRES
Günümüzde migren, yüksek tansiyon ve gastrit gibi bir­çok hastalığın nedenleri arasında kabul edilen stres aft oluşmasının en önemli neden­lerinden birisidir.
Hanımlarda premenstural gerginlik(adet ön­cesi dönem) de aft oluşumunu hızlandıran faktörlerdendir.

YİYECEKLER
Turunçgiller, sirke, tur­şu, patates cipsi, tuzlu ve baharatlı çerezler gibi ağız mukozasını tahriş edebilen yiyecekler aft oluşumunu hız­landıran önemli faktörler arasında sayılmaktadır.Bunların yanı sıra bazı bün­yeler için alerjik olabilen kara buğday, çavdar, arpa, çikolata, fındık, kabuklu de­iz hayvanları, soya, domates, bazı patlıcan, elma, incir, peynir gibi yiyecekle.de aft oluşu­munu hızlandırırlar.

TRAVMA
Yanak dil dudak ısırma, sert yiyeceklerin tahrişi ve yum­uşak olmayan diş fırçalama işlemleri ve iyi adapte olmayan protezlerin ne­den olduğu vuruklar aft için uygun zeminin oluşmasına yardımcı olurlar.

DİŞ MACUNU
Diş macunlarının temizleme özelliğini artırmak için köpük yapıcı olarak ya­pılarına katılan "sodyum lauryl sulhate" ( SLS ) mukoza hü­crelerinin yıkımını artıran tahriş edici bir kimyasaldır. SLS bu özelliği ile aft oluşumu üzerine direkt etkili olan bir maddedir.
Özellikle aft sorunu olan kişilerin kullanabil­mesi için günümüzde daha az oranda (%1.25) SLS içeren diş macunları üretilmekte­dir.

SİSTEMİK HASTALIKLAR
Behçet Hastalığı: Genital ülser, konjuktivit, retinit, lokositoz gi­bi, birçok sistemik belirtiler yanında ağız içerisinde oluşan tekrar­layıcı aftlarla kendini gösteren bir hastalıktır.
Birçok malign ve otoümmin hastalıklar­la birlikte de tekrarlayıcı aftlar görü­lebilmektedir.

DİĞER NEDENLER
B12 vitamini ve demir noksanlığı,sigara içme, tütün çiğ­nemenin gibi alışkanlıkların de aft oluşumuna katkıda bulunan önemli faktörler ol­duğu bilinmektedir.


Tedavi
Aftlar herhangi bir tedavi uygulanma­sa da genellikle 7-10 gün sonra kendiliğinden iyileşmektedir. Aft sorunu ile karşı karşıya olanla­rın aşağıda sıralanan işlemlerden birini yada birkaçını uyguladıklarında daha ra­hat bir periyot geçirmeleri mümkündür:

Ağrıyı azaltmak ve iyileşme periyodunu kısaltmak için:

Sıcak, asidik ve tahriş edici gıdalar­dan kaçınılmalır.
"2% hydrogen peroxide" solusyonuna batırılan pa­muk yada gazlı bez ile aft bölgesi temizlenebilir.
Su ile karbonat karışımından hazırlanan ince yapı­lı bir krem aft üzerine sürülebilir.
Yarım bardak suya yarım kaşık tuz ilave­si ile elde edilen solusyonla günde üç kez gargara yapılabilir,
Yemeklerden önce aft bölgesine "xylocaine" solusyonu ya da ağız için hazırlanmış anestezik kremler uygulanabilir.
Aft üzerine uygulanacak "orabase", "Gly-oxide", "Cankaid","Ambesol" gibi ağız içi kremler uygulanabilir.
"sucralfate" tableti ılık suda eritip gargara yapılabilir.
Özellikle aftı başlangıç aşamasında "tetrasiklin" tableti suda erite­rek elde edilen solusyon ile gargara yapmak aftın fazla büyü­mesini engeller ve ağrıyı azaltır.
Gene aftın başlangıç safhasında bölgeye bir topikal steroid "%0.1 lik triamcinalone" uygulanması ya da steroidli bir gargara "betamethasone syrup" ile gargara yap­mak aftın fazla büyümesini engeller ve ağrıyı azaltır.
"Chlorhexadine" gargaralar iyileş­me periyodunu kısaltır.
"Tetrasiklin" şurup la hazırlanan 12,500 uni­te "nystatin", 1.25 mg "diphenhydramine", ve 0.25 mg/m "hydrocortisone" karışımı 'shotgun' solus­yonu olarak kullanılabilir.

AFT (canker sores=mouth ulcers) i­le UÇUK (fever blisters=cold sores) arasın­daki farklılıklar:

Aft ile uçuk genellikle aynı belirtileri gösterdikleri için birbirleri ile karıştırılabilmektedir. Ancak aralarında birçok temel farklılık vardır:

AFT
1. Kesinlikle ağız içeri­sinde oluşur.
2. Bulaşıcı değil­dir.
3. Aftın oluşmasına virüsler ne­den olmaz.

UÇUK
1. İçi su toplamış küçük kabarcıklar (blisters) şek­linde başlar.
2. Nadiren ağız içerisinde olsalar da genellik­le ağız dışında meydana gelirler. Aft ağız içerisinde tüm bölgelerde olabilmesine karşın uçuk genellikle ağız içeri­sinde damak tavanı gibi hareketsiz bölgeleri tutar.
3. Bulaşıcı­dır.
4. Virüsler tarafından meydana getiri­lir.

UÇUĞUN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Uçuk çıkmadan önce kendini belli eder (0-24 saat önce­den); karıncalanma, kaşınma, yanma, sızlama hissedilir. Bunu o bölgenin kızar­ması, şişmesi ve daha sonra da içi sıvı dolu kabarcıkların ortaya çıkışı izler. Bu kabarcıklar konuşurken, gülerken, yiyip içerken acı ve ızdırap verir. Zamanla kuruyup çatlar, sızıntı ya­par ve açılarak görüntüyü bozan çirkin bir yara haline gelir.

NASIL BULAŞIR?
Uçuk, ön belirtileri ile açık yaranın kapanması süresi arasında bulaşıcı­dır. Uçuğu olan bir kişinin kullandığı, havlu, bar­dak, çatal, kaşık vb. eşyalardan ve uçuklu kişinin öpmesi sonucu bulaşır. Uçuk virüsü (Herpes simpleks) ile insan genel­likle ilk defa küçükken (0-5 yaş) tanışır. Uçuğu olan aile birey­lerinden birinin “Sevgi dolu” öpücüğü sonucunda uçuk virüsü vücuda girer. Çoğunlukla fark edil­meyen küçük kızarıklıklar şeklinde ortaya çıkar; ağız içi, diş etleri ve dudaklar enfekte olur. Ama kimi hassas bünyelerde ciddi enfeksiyon şeklinde görü­lebilir.

DİKKAT EDİN UÇUK BULAŞICIDIR!

Uçuğa dokunulmamalıdır. Dokunulursa eller çok iyi yıkan­malıdır.
Bayanlar makyajlarını çıkarırken özellikle çok dikkat etmelidirler. Ke­sinlikle gözlere dokunulmamalıdır.
Özellikle bebekler, çocuklar ve di­ğer insanlar öpülmemelidir.
Uçuklu insanın kullandığı havlu, bar­dak, çatal, kaşık vb. eşyalar ayrılmalı ve başkalarının kullanmasına izin verilmemelidir.
Yerken, içerken kullanılan malzemeler özel­likle çocuklar ile paylaşılmamalıdır.
Uçuk ve uçuk yarasının kabuğu ile oynanma­malıdır. (Parmaklara uçuk virüsü bulaştırırken, uçuk yarasına da diğer mikroplar bulaştırılmış olur.)


NİÇİN NÜKSEDER?
Uçuk virüsü (Herpes simpleks) vücuda gi­rip ilk enfeksiyonu yaptıktan sonra o bölgedeki isnir düğümüne girip yerleşir ve istenmeyen bu misafir, vücudun zayıf düştüğü durumlarda çoğa­lır ve uçuk çıkar.

Stres
Aşırı yorgunluk, uykusuzluk
Aşırı güneş ışı­ğı ve UV ışınları
Diğer enfeksiyonlar
Adet dönemi, hamilelik gibi durum­larda virüs aktif hale geçebilir.

KONTROL EDİLEBİLİR Mİ?
Öncelikle uçuğun nüksetme­sine sebep olan durumlardan sakınmak gerekir. Örneğin strese bağlı olarak gelişir ise; stresimizi azaltacak gev­şeme tekniklerini öğrenmek. Yorgunluk ve uykusuzluk sebep ise; dinlenmek ve iyi uyumak. Güneş sebep oluyor ise; dudaklar için koruyucu krem ya da yüksek koruma faktör­lü güneş yağı kullanmak ve şapka ile yüzü güneşten korumak gerekir. Tüm alınan önlemle­re rağmen uçuk yine de nüksedebilir.
Ön belirtiler (karıncalanma, kaşınma, yan­ma, sızlama) hissedildiğinde o noktaya kısa aralarla antiviral bir uçuk kremini uygu­lamak gerekir. Uçuk ya hiç çıkmayacaktır ya da çıksa bile hafif seyredecektir.

EN ETKİLİ ŞEKİLDE NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Önceden bazı madde ve ilaçlar uçuğun ver­diği rahatsızlığı azaltmak için kullanılmıştır:

Alkol ve antiseptik ilaç­lar, Uçuğun üzerindeki bakteri enfeksiyonunun gelişmesini engeller

Ağrı kesici ilaçlar; Uçuğun sebep ol­duğu ağrıyı azaltır.

Buz uygulamak; Ağrı azaltılabi­lir

Oysa günümüzde etkili tedavide kullanı­lan antiviral uçuk kremleri, deriden geçerek uçuk virüsüne (Herpes simpleks) etki eder ve deri­ye zarar vermelerini engeller.

KİMLER ÖZELLİKLE RİSK ALTINDADIR?

Sık sık veya uzun süreli olarak uçuk çıkı­yorsa (Örneğin tedaviye rağmen 10 günden daha uzun süre devam ediyorsa)
Uçuk, bir bebekte ya da 6 yaşın­dan küçük bir çocukta çıkmışsa
Dudak, ağız ve burun çevrenizin dışı­ndaki vücut bölgelerinde, özellikle de gözlerinizde, parmaklarınızda ya da cinsel organın­ızda uçuk çıkmışsa
Uçuk ile birlikte baş ağrısı, ateş ve kas ağrısı gi­bi başka şikayetleriniz varsa
Uçuk sarı renkte cerahat­li ise
Bağışıklık sisteminizi baskı altına a­lan ilaçlar, örneğin kortizonlu ilaç kullanıyorsanız
Bağışıklık sisteminizin zayıflığı (yani bulaşıcı hasta­lıklarla mücadele etme gücünüzün azalmış olması) nedeniyle tıbbi kont­rol altındaysanız.

kaynak:hekimim.com

Konuyla ilgili aramalar: ağızda çıkan yaralar , ağızda çıkan beyaz sivilce , ağızda çıkan yaraların sebebi , ağızda çıkan yaraya ne iyi gelir , ağızda çıkan beyaz yaralar